19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2013 SALI 4 HABERLER 11 mobil dinleme aracından 5’inin GES’te kayıtlı olarak MİT’e devredildiği ortaya çıktı ‘MEB’ Krizi Kapıda Türkiye konumu sıkıntılı bir ülke, her an gözü açık dört bir yanını da dikkatle denetlemek zorunda. Gerçi tüm Ortadoğu ve Balkanlar’daki her ülke tüm komşularıyla sorunlu. Herkes “önüm arkam, sağım solum sobe” havasında. Türkiye’nin dikkatleri şu anda, Suriye ve Irak’a yönelmiş durumda ama Batı’dan gelen haberler, Ege’de yeni ve büyük bir fırtınanın bulutlarının yoğunlaşmakta olduğunu gösteriyor. Hayırlı olsun, nur topu gibi yeni bunalımımızın adı “MEB krizi”dir. Aslında kriz pek yeni değil, 39 yıllık geçmişi var. Türkiye’de Bülent Ecevit iktidar olduğunda, Atina ile Ankara arasında, daha Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan da önce, kıta sahanlıkları konusunda ciddi bir anlaşmazlık patlak verdi. Kıta sahanlığı bir ülkenin karasularının dışında ama ona bitişik olan ve 200 metre derinliğe kadar devam eden deniz tabanını ve üstünü ifade ediyor. Bu bölgedeki suların tabanında ve üstünde sahildar devletlerin bazı hakları oluyor. Konu okyanusa ya da açık denizlere kıyısı olan devletler açısından büyük bir sorun oluşturmuyor. Gelgelelim, Ege gibi iç denizler konusunda olay biraz daha değişik, hele hele bu denize serpiştirilmiş olan kimileri Anadolu’nun birkaç mil açığına kadar uzanan Yunan adalarının varlığı da düşünülürse... ??? 1974 baharında iki ülke arasında Ege’de boy gösteren bu ciddi kriz çözüme bağlanmadan, Kıbrıs olayları patlak verdi ve kıta sahanlığı konusu ikinci plana düşmesine karşın sürerek günümüze kadar geldi. Doğrusu Ege’nin girift yapısı içinde sorunu çözmek de öyle pek kolay değildi. Adaların da kıta sahanlıkları olduğunun kabulü halinde, Türkiye’ye karasuları dışında hiçbir şey kalmıyor, koskoca Anadolu kıtası küçücük adalar karşısında kıta sahanlığından yoksun kalıyordu. 1982 yılında toplanan BM Deniz Hukuku Konferansı ve ardından imzalanan sözleşmenin 121. maddesinin 2. paragrafında tanımlanan “Münhasır Ekonomik Bölge” kavramı getirildi. Sahildar ülkelerin yine karasularının hemen bitişiğindeki bölge üzerinde onlara suüstü, sualtı ve zeminde belirli kullanım hakları getiren MEB kavramının adalar için de geçerli olacağı belirtilmişti. Ankara bu sözleşmeyi hiçbir zaman imzalamadı. Yunanistan ise sözleşmeye dayanarak Mısır ile karşılıklı olarak MEB sınırları için masaya oturdu. Şimdi ise Başbakan Samaras’ın Ege’de Yunan MEB’sinin sınırlarını belirlemek üzere harekete geçtiği bildiriliyor. ??? İşin özü Yunanistan ile yeni bir krizin kapıda olduğudur. Yunan Başbakanı yeni girişimin nedenini, bölgede petrol aramalarından sağlanacak gelirle ekonomik krizin aşılması amacı olarak ilan ediyor. Koskoca Türkiye’yi Ege’de bir kalemde silerek bu işi başarmak mümkün olmayacağına ve o engel aşılsa bile bölgeden hemen petrol geliri sağlanamayacağına göre, bu gerekçeye inanmak kolay değil. Bu demek değildir ki, ekonomik krizin girişimle hiçbir ilişkisi yok. Tam tersine, ekonomik kriz ana neden ama girişimle sağlanacak olan, yeni petrol geliriyle finansal çözümler bulmak değil, Türk tehdidi ile kamuoyunu meşgul ederek ekonomik krizin sosyal yansımalarını hafifletmektir. Sürekli Türk tehdidi ile meşgul edilmiş bir toplumda ekonomik güçlüklerin acısını azaltacak en etkili uyuşturucu yine Türkiye ile krizdir. To Vima’nın yazdığına göre bu yeni krizde Samaras’ın en büyük güvencelerinden biri de nedir biliyor musunuz? Türkiye’nin Kürt sorunu, Kuzey Irak ve de Suriye ile fazlaca meşgul olduğu sırada Yunanistan ile yeni gerginliklerin fazla üzerine gidemeyeceği beklentisi. Acaba, dış politika dehamız Ahmet Davutoğlu buna ne der? 6 dinleme aracı kayıp AYŞE SAYIN ANKARA 2005 yılında Kanada ve İsrail’den ithal edilen 11 mobil dinleme aracından 5’inin Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı’ndan (GES) “kayıtlı” olarak MİT’e devredildiği ortaya çıkarken bu araçların “hangi kurumlar tarafından ne amaçla kullanıldığı” konusunu Türkiye gündemine taşıyan eski CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “Şimdi 5’i kayıt altına alınmış, ama 6’sı serseri mayın gibi ortada dolaşıyor” dedi. Türkiye, 11 mobil dinleme aracının varlığını ilk kez 2008’de TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde yasadışı dinlemelerle ilgili oluşturulan alt komisyona ? Konuyu gündeme taşıyan eski CHP Milletvekili Ersin, “Şimdi 5’i kayıt altına alınmış, ama 6’sı serseri mayın gibi ortada dolaşıyor. Bunları kim, ne amaçla kullanıyor, bir an önce bunlar da açıklığa kavuşturulmalıdır” dedi. bilgi veren Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) öğrendi. O dönem parlamenter olan ve kurulan alt komisyonun üyesi de olan eski CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in kamuoyu gündemine taşıdığı araçlarla ilgili sadece komisyona bilgi veren dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, “Bizde bu araçlar yok” açıklaması yaparken MİT, Genelkurmay ve Jandarma’dan herhangi bir yetkiliden açıklama gelmedi. Komisyona bilgi veren TİB uzmanının verdiği bilgiden hareketle sorusuna yanıt arayan ancak tam anlamıyla “duvar”la karşılaşan Ahmet Ersin, yaşanan son gelişmeyi Cumhuriyet’e değerlendirdi. Kendisinin edindiği bilgiye göre, bu araçların İsrail ve Kanada’dan ithal edildiği bilgisini aldığını anlatan Ersin, komisyona MİT ve Genelkurmay yetkililerinin çağrılmasını istediğini anımsatarak “Ben o dönem MİT ve gümrüklerden sorumlu devlet bakanının da komisyona çağrılıp bu araçların kim tarafından kullanıldığının sorulmasını istedim, ama AKP’liler apar topar komisyon çalışmalarını sonlandırdı. Yıllardır Türkiye’de yasadışı dinleme şikâyeti var, ama bir türlü failler bulunamıyor” dedi. Genelkurmay, MİT gibi kurumların bu araçların varlığı yokluğu konusunda şimdiye kadar “sessiz kaldıklarına” dikkat çeken Ersin, “11 mobil aracın 5’i tespit edilmiş, şimdiye kadar kayıt dışındaydı. Tabii şimdi merak edilen, bu 6 mobil araç kimin elinde? Serseri mayın gibi ortada dolanıyorlar, kimlerin elinde, hangi kurumların elinde, yasal mı yasadışı mı çalışıyorlar, ne yaptıklarını bilmiyoruz. Bu açıklığa kavuşturulmalı. Halen de bunların faaliyette olduğu iddiaları yoğun” dedi. Arınç, Paris’te öldürülen PKK’lilerin Türkiye’deki cenaze törenlerini değerlendirdi İnsani yönden bakılmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet İmralı sürecine ivme kazandırmak için anadilinde savunma hakkı getiren yasaya öncelik verecek. Dördüncü yargı paketini beklemeye alan iktidar, anadilinde savunmanın yanı sıra hükümlülerle eşlerin görüşebilmesine olanak sağlayan düzenlemeyi önümüzdeki günlerde yasalaştıracak. Bakanlar Kurulu, Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Fransa’da öldülen 3 PKK’li kadının cenazelerinin Türkiye’ye getirilmesiyle ilgili olarak olaya insani boyutuyla bakılması gerektiğini ifade ederken cenazenin provokasyona dönüştürülmemesi gerektiğini söyledi. Arınç, şöyle konuştu: “Türkiye’ye gelmesi insani bir olaydır. Cenaze olayının daha büyük bir provokosyana dönüşmemesi gerekir. Bu konuda İçişleri Bakanlığımız ve ilgili birimler gerekli tedbirleri alacaklardır. Olaya insani boyutuyla bakılması ve cenazelerin inancımıza göre defnedilmesi gerekmektedir. Bütün bunlar ailelerinin öncelikle sorumluluk taşıdığı olaylardır.” Gaziantep ziyareti İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Erdoğan için sıkı yönetim BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından Gaziantep’te 20 Ocak’ta düzenlenmesi planlanan “Suriye’ye emperyalist müdahaleye hayır” mitingi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti nedeniyle valilik tarafından iptal edildi. Aynı gün EğitimSen’in bir restoranda yapacağı kuruluş yıldönümü yemeği de AKP il başkanlığı tarafından restoran sahibi aranarak iptal ettirildi. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB, hükümetin Suriye politikasını ve bu ülkede yaşananları protesto etmek için 20 Ocak’ta “Suriye’ye emperyalist müdahaleye hayır” mitingi düzenledi. Ancak miting, Erdoğan’ın kenti ziyareti nedeniyle “güvenlik” gerekçesiyle iptal edildi. Valilik, STK’lerden mitingin başka bir güne alınmasını istedi. Aynı gün EğitimSen bir restoranda kuruluş yıldönümü kutlaması için yemek programladı. İddiaya göre, restoranı arayan AKP il yöneticileri, AKP il örgütü tarafından Başbakan Erdoğan onuruna bir yemek vermek istediklerini belirtti. Restoran sahibi, Eğitim Sen’in o gün kuruluş yıldönümü için restoranda yemek vereceğini söyleyince Uzer, bu yemeğin iptal edilmesini istedi. Restoran yetkilileri de, Eğitim Sen’i arayarak durumu anlattı ve rezervasyonu iptal ettiklerini bildirdi. [email protected] Arınç, İmralı görüşmeleri ve 3 PKK’li kadının öldürülmesiyle ilgili MHP’den gelen tepkilerin hatırlatılması üzerine, sürecin siyasi partiler açısından taşıdığı riskler bulunduğunu, bunlardan en önemlisinin de MHP’yi ilgilendirdiğini belirtti. Arınç, “Eğer süreç başarılı olursa MHP barajın altında kalabilir” diye konuştu. başarılı olursa ‘Süreç MHP baraj altında kalır’ Başbuğ: Kaygıyla izliyorum ALİ AÇAR MAHMUT LICALI Devlet Bahçeli’nin Silivri Cezaevi’nde görüştüğü eski Genelkurmay Başkanı, İmralı sürecini değerlendirdi Arınç, Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’ndeki hücresine konulan 42 ekran LCD televizyonla ilgili bir soru üzerine de Öcalan’ın diğer hükümlüler gibi TRT1, TRT6, CNN Türk, Kanal 7, Samanyolu, Show TV, Kanal D, ATV, Star, Ülke TV, Kanal 24 ve NTV yayınlarını izleyebildiğini açıkladı. Arınç, 4. yargı paketi ve anadilinde savunma düzenlemesine ilişkin soru üzerine, Adalet Bakanlığı’nın farklı konularda bir çalışması bulunduğunu, o yüzden de zamanlamaya ihtiyaç duyduklarını kaydetti. 4. yargı paketinin bugünlerde Meclis Genel Kurulu’na gelmeyeceğini söyleyen Arınç, buna karşın geçen günlerde komisyondan geçen ve anadilinde savunma hakkı öngören tasarıya öncelik verileceğini söyledi. Pakette bunun yanında başka düzenlemeler de bulunduğunu aktaran Arınç, hükümlülerle eşlerinin görüşebilmesine imkân sağlayan düzenlemenin aynı pakette olduğunu kaydetti. izlediği Öcalan’ın televizyon kanalları İmralı sürecine anadili katkısı Tersanede yine iş kazası: 1 ölü İstanbul Haber Servisi Tuzla SEDEF Tersanesi’nde meydana gelen iş kazasında Ersin Taşdemir adlı işçi yaşamını yitirdi. 33 yaşında ve 3 çocuk babası olan Taşdemir’in “vinçle malzeme arasına sıkışarak” öldüğü bildirildi. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından yapılan açıklamada Taşdemir’in ölümüyle birlikte Tuzla’da yaşamını yitirenlerin sayısının 155’e ulaştığı belirtilerek “Vücut bütünlüğümüz ve yaşama hakkımız, bu utanç verici tablonun gerçek sorumlusu olan siyasal iktidarın ve patronların vicdanına ve inisiyatifine asla bırakılamaz. İş cinayetlerini, taşeronlaşmayı, düşük ücreti, esnek ve kuralsız çalışmayı, özel istihdam bürolarını dayatan ve yaygınlaştıran bu düzene karşı örgütlenme mücadelemizi yükseltelim” denildi. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB dün ortak bir basın toplantısı düzenledi. Ortak açıklamayı okuyan KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Başkanı Ömer Faruk Koç, “Gaziantep’te 4 bin polisin Başbakan Erdoğan’ı koruyacak olması düşündürücüdür. Türkiye’nin en büyük konfederasyonları ve meslek örgütleri kamu düzenini ne zaman bozmuştur? Valiligin mitingi erteleme kararı hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu antidemokratik bir yaklaşımdır. Biz mitingi 1 hafta sonra yaparsak kamu düzeni sağlanmış olacak mı?” dedi. 4 bin Başbakan’ı polis koruyacak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ergenekon davasından yargılanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Balyoz davası sanığı İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı cezaevinde ziyaret etti. Başbuğ, Bahçeli’ye terörle uzun yıllar mücadele eden ve terör örgütünü çok iyi bilen biri olarak İmralı ile başlatılan görüşmeleri “endişe verici bulduğunu” söyleyerek “Kaygıyla takip ediyorum” dedi. Bahçeli ve MHP heyeti Silivri’de ilk olarak saat 13.00’te Başbuğ ile bir araya geldi. Bahçeli ziyarette Başbuğ’a kol saati ile bazı kitaplar hediye ederken Başbuğ da, Bahçeli’ye imzaladığı bir kitabı hediye etti. Başbuğ, Bahçeli’ye ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirirken, ömrünü devlet hizmetine adamış bir insan olarak terör örgütü kurmak suçlamasının kendisini son derece üzdüğünü ifade etti. Başbuğ, hakkındaki iddiaların Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan bir hareket olduğunu belirterek “Birtakım düzmece isnatların milletimizin vicdanında hiçbir olumsuz etkisi yok. En büyük moral kay ODTÜ’ye kızdı adres değişti Bahçeli, Silivri’de Başbuğ ve Alan’ı ziyaret etti (VEDAT ARIK) nağımız bu” dedi. Başbuğ, terörle mücadeleyi çok iyi bilen ve örgütü çok iyi tanıyan biri olduğunu anımsatarak “İmralı görüşmeleri ve süreç endişe verici. Kaygıyla takip ediyorum” değerlendirmesinde bulundu. Başbuğ ile yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından Bahçeli, Balyoz davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Engin Alan ile de görüştü. Görüşmede Alan, İmralı görüşmeleri sürecine ilişkin tespitlerini paylaştı. Süreci kaygıyla izlediğini ve terör örgütüyle pazarlık yapıldığını belirten Alan, her şeye karşın umutlu olduğunu ve bu karanlık tablonun değişeceğini söyledi. Görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklama yapan Bahçeli, Silivri Cezaevi’nde yatan komutanlarla İmralı’da yatan Abdullah Öcalan’ın aynı kefeye konulamayacağını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu: “Bilinmelidir ki Silivri, İmralı’nın dengi ve eşiti değildir. Bizim ziyaretimizi yanlış yorumlayıp İmralı canisi ile Başbuğ’u terazinin 2 kefesine koyduğumuz hezeyanına kapılanlar önce kendi fikir ve sicillerine bakmalılar.” ve Başbakan Erdoğan, bugün de Bilim sına antı topl ulu Kur sek Yük ji Teknolo ODTÜ başkanlık edecek. Bugüne kadar türk2 Gök , antı topl ılan yap e yerleşkesind a sınd sıra ası uydusunun uzaya fırlatılm er yetl Vila yıl bu ine, üzer m yapılan eyle t” ve Evi’ne alındı. Toplantıda “edevle . acak alın ele er” ncil öğre lı “üstün zekâ Erdoğan, Özel ve Fidan’la görüştü PKK ile mücadelede gelinen yeni aşama ve Paris’teki 3 PKK’linin öldürülmesinin en önemli gündem maddesi olduğu Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde ve sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2 önemli isimle bir araya geldi. Toplantı öncesinde, Erdoğan’ın günlük programında yer almamasına karşın Başbakanlık’a gelen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Başbakan ile yaklaşık 20 dakika baş başa görüştü. Erdoğan, toplantı sonrasında da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i kabul etti. İkili arasındaki geçen perşembe günü yapılması planlanan haftalık olağan görüşme, Erdoğan’ın Afrika ziyareti nedeniyle ertelenmişti. ErdoğanÖzel görüşmesi 1.5 saat sürdü. Silivri’de basına saldırı Bahçeli’nin Silivri ilçe teşkilatını ziyaret ettiği sırada gazetecilerle partililer arasında tartışma yaşandı. Bir gazeteci, partililerin kendisini taciz ettiği yönünde Bahçeli’ye şikâyette bulundu. Bahçeli binaya girdikten sonra partililerden biri gazeteciyi ocak başkanının çağırdığını bildirdi ancak gazeteci bu isteği yerine getirmedi. Bu olaydan kısa süre sonra kimliği açıklanmayan bir kişi Samanyolu muhabiri Mustafa Kurtaran ile kameramanı Ali İhsan Yıldırım’a, “Kimsin sen, ocak başkanını çağırıyorsun” diyerek yumruklu saldırıda bulundu. Basın meslek örgütleri saldırıyı kınadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle