Katalog

15 OCAK 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 11 SAĞLIK TURİZMİ Obezite hızla ilerliyor ALIŞKANLIKLAR DEĞİŞTİ Dünyada 400 milyon aşırı kilolu insan bulunurken, bu sayı ülkemizde de gün geçtikçe artıyor Türkiye ilk Beslenmede ezber bozuldu İstanbul Haber Servisi 2013’ün beslenme trendleri belirlendi. Yeni yılla birlikte birçok kez gündeme gelen “beslenme trend” haberleri ise kafaları iyice karıştırdı. Değişmeyecek beslenme doğrularının yanı sıra yeni araştırmaların sonuçlarına göre de yeni güncellemeler yapıldı. Diyetisyen ve yaşam koçu Gizem Şeber’in verdiği bilgiye göre, günde 6 öğünden fazla beslenmeyin. Şebe’e göre sağlıklı ve formda olmanın 15 püf noktası özetle şöyle: ? Meyve çok sağlıklıdır gerçeği değişti. Sürekli meyve tüketmenin pankreası yorabileceği düşünülüyor. ? Her öğününüzde mutlaka bir parça protein olmalı. ? Ekmek cevize eşit değildir. Bu nedenle ikisi birbiri yerine kullanılmamalıdır. ? Anne sütü ile zeytinyağı eşdeğer değildir. ? Mucize ürün yoktur. Hiçbir besin veya besin takviyesi tek başına zayıflatmaz. ? Kahvaltı günün altın öğünüdür kuralı yıllar geçse de değişmeyecek bir gerçek. ? Probiyotiklerden yararlanın. ? Çiğ sebze, kuru meyve ve taze meyvelere beslenmenizde yer verin. ? Sağlığınızla ilgili hedeflerinizi belirleyin. stanbul Haber ? Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkanı Prof. Servisi Dünyada 400 milyon, ülke Dr. Nazif Bağrıaçık, sorunun aşılması için toplumun mizde ise 2022 milbilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekti. yon obez bulunuyor. Araştırmalara davi edilmezse ileri göre, 1.6 milyar insan ise fazla kilolu. yaşta bunlarda tip 2 2020 yılında obezlerin 700 milyona, faz diyabet oluşumu la kiloluların ise 2.5 milyara çıkacağı tah kaçınılmazdır. Dimin ediliyor. Türkiye Obezite Araştırma ğer komplikasyonDerneği Başkanı Prof. Dr. Nazif Bağrıa lar ve kanser riski de çık, toplumun bilinçlendirilmesinin öne bu çocuklarda fazladır. mine dikkat çekerek “Fiziksel aktivite ve Toplumun bilinçlendihareket alışkanlık haline gelmeli, bes rilmesi, okullarda, işlenme alışkanlıkları ve gençlerde çok gö yerlerinde, kışlalarda rülen fastfood beslenmenin zararları obezite ile savaş başdevamlı topluma anlatılmalı” dedi. latılmalı, beslenme Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık, ülkemizde alışkanlıkları ve obezitenin arttığını, özellikle çocuklar gençlerde çok görüdaki obezitenin hızlı bir artış gösterdiğine len fastfood besdikkat çekti. Bağrıaçık, özetle şunları lenmenin zararları söyledi: devamlı topluma anlatılmalı, okul “1.52 milyon çocuğun obez olduğu kantinleri zararlı besinlerden arındırılmalı, tahmin edilmektedir. Eğer bu çocuklar te yağlı ve şekerli besinlerin boyutları ve İ arasında SİBEL BAHÇETEPE gramajları küçültülmeli, fiziksel aktivite ve hareket alışkanlık haline gelmeli ve çocuk yaşta başlamalı.” Meme kanserine karşı elle muayene önemli olsa da yeterli değil ‘Doktor kontrolü şart’ İstanbul Haber Servisi Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde her üç kadından biri meme kanseri riski taşıyor. Hekimler, kadınların her ay elle göğsünü kontrol etmesinin önemini vurgulayarak “Ama buradaki önemli faktör bu muayeneyi nasıl ğum kontrol hapı kullanımı, doğurganlık, ilk doğum yaşı, emzirme, dışarıdan hormon kullanımı, alkol tüketimi, aile öyküsü, genetik ve yaş olarak sıralandırdı. Tüm meme kanserlerinin yüzde 2’sinden azının 30 yaş altında görüldüğüne dikkat çeken Aktaş, özetle şöyle devam etti: “Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, çevresel faktörler bazı kanser türleri açısından koruyucu faktörlerdir. Kadının her ay kendi kendini muayene etmesi meme kanserinin erken tanısında son derece önemlidir. Meme ultrasonografisi yaygın kullanılmakla birlikte meme hastalıklarının taramasında yeri yoktur. Amacı memede saptanan kitlenin özelliğini değerlendirmektir. Mamografi ise etkinliği kanıtlanmış, dünyada yaygın kabul edilmiş en önemli tarama tetkikidir. Aile öyküsü veya ciddi risk faktörü olan kadınlarda sıklık artabilir. Meme kanserinde tedavideki başarının en önemli faktörü erken tanıdır. Tanı sonrası ülkemizde de dünyada olduğu gibi cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi ve bunların birlikte kullanımı ile uzun dönem hasta sağlamı mümkündür.” Türkiye sağlık turizminde dünyada ilk 10 ülke arasında geliyor. Ülkemizden artık yurtdışına hasta gitmediği gibi özellikle göz, saç ekimi, estetik, ortopedi, belboyun fıtığı, jinekolojik ve ürolojik operasyonlar ile kulakburunboğaz gibi branşlarda tedavi amacıyla yurtdışından çok sayıda hasta geliyor. Yaşam Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Beyzade Özkahraman, son 5 yıl içinde sağlık turizmi konusunda ciddi adımlar atıldığını belirterek “Sağlık kuruluşları olarak hem sağlık turizminden gelir sağlamak hem de ülkemize döviz girdisi yaparak ülkemizin kalkınmasına destek vermek istiyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde Türkiye dünyada sağlık turizminde lider konuma gelmeyi hedefliyor. Sağlık turizminin merkezi de İstanbul olarak gösteriliyor” diyor. Son yıllarda ülkemize çok sayıda yabancı hasta; hastane, kaplıca ya da estetik merkezleri gibi sağlık kuruluşlarına tedavi amaçlı geliyor. Türkiye’nin sağlık turizminde önemli bir ülke konumunda olma nedenleri arasında ise verilen hizmetin kalitesi, niteliği ve diğer ülkelere göre daha ucuz olması ön plana çıkıyor. Yaşam Hastanesi Başhekimi genel cerrah Op. Dr. Beyzade Özkahraman, Türkiye’nin sağlık konusunda son 5 yılda ciddi aşama kaydettiğini belirterek “Bundan 2030 yıl önce Türkiye’de bir insanın biraz ciddi bir hastalığı olduğunda, parası ve olanakları varsa Avrupa’ya giderdi. Daha da varlıklıysa ABD’ye giderdi. Türkiye’de önemli ameliyatlar ve tedaviler yapılamazmış gibi düşünülüyordu. Geçtiğimiz süreç içinde bu koşullar değişti” diyor. kkat Mide şikâyetlerine di Karnın üst ? İstanbul Haber Servisi , iştahsızlık lik orta kesiminde ağrı, halsiz de şikâyetlemi en gel ri ele ve özellikle gec Memorial ir. bil ola i cis ber ri kanserin ha oloji Bölüter Hizmet Hastanesi Gastroen cip Aytuğ, erNe mü’nden Prof. Dr. Ömer önem taşıyan k ken dönemde teşhisi büyü edilmediği kat dik , nın mide hastalıkları eceğini söyledi. takdirde kansere yol açabil arına umut Varis hastal ber Servisi Yaralara ve ? İstanbul Ha n varislere kökkuvvetli ağrılara neden ola ldi. Bugüne ten çözüm bulunduğu belirti i geçici çögib kadar radyofrekans, lazer nırken Bakırara e çar re isle var le ler züm Araştırma Hasve itim köy Sadi Konuk Eğ kelepçe yöntanesi’nde denenen “doğal temi” başarıya ulaştı. ve ne zaman yapacağı konusunda eğitim alması gerektiğidir. Kişinin tek başına kendini muayene etmesi asla yeterli değildir. Yılda bir kez doktor muayenesi ve 40 yaşından sonra mamografi mutlaka yapılmalıdır” dediler. Gaziosmanpaşa Hastanesi genel cerrahi uzmanı Op. Dr. Sema Aktaş, meme kanserinin görülme sıklığının yaşla birlikte arttığını söyledi. Aktaş, meme kanseri risk faktörlerini ilk âdet ve menopoz yaşı, 10 yıldan uzun do Sergiyi izleyen sağlıklı yaşamı seçiyor İstanbul Haber Servisi Dünya genelinde 14 farklı ülkede 35 milyonu aşkın ziyaretçi tarafından görülen Gunther von Hagens’ın “Body Worlds Orijinal Vücut Dünyası Yaşam Döngüsü Sergisi” Ankara ve çevre illerden büyük ilgi gördü. Ankara’da 4 ay açık kalması planlanan sergi, yoğun talep üzerine 23 Şubat’a dek uzatıldı. Sergi, Ankara Kentpark Alışveriş Merkezi’nde açıldığı günden bu yana 160 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Hatay’dan Gaziantep’e, Kastamonu’dan Zonguldak’a, Malatya’dan Eskişehir’e kadar birçok şehirden ilgi gören Gunther von Hagens’ın sergisi, “plastinasyon” yöntemi ile çürümez hale getirilen 200’den fazla insan bedeni ve parçası aracılığıyla, toplumu daha sağlıklı bir yaşam için eğitme ve bilinçlendirme amacı taşıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerini gezen bu sergilerden elde edilen gelir, yine bilimsel çalışmalarda kullanılmak üzere kaynak oluşturuyor. Ziyaretçi defterlerinde sergiyle ilgili beğenileri dile getiren görüşlerin yanı sıra “Bedenimi bundan sonra asla sıradan bir şey olarak görmeyeceğim” gibi söylemler de serginin başarısını ortaya koyuyor. İzleme anketlerinde çıkan ilginç sonuçlardan bir diğeri de insanların yüzde 33’ünün sağlıklı beslenmeye, yüzde 25’inin ise daha fazla spor yapmaya başlamış olmalarını belirtmeleri olarak görülüyor. Başhekimi Dr. Beyzade Özkahraman: Önümüzdeki 5 yıl içinde Türkiye dünyada sağlık turizminde lider konuma gelmeyi hedefliyor. Yaşam Hastanesi Nöroşirürji duayeni Steiner ‘Gama Knife’ yöntemini anlattı Cerrahide ‘ışın’ devri SİBEL BAHÇETEPE Nöroşirürji alanında dünyaca tanınan ve Gama Knife cihazının ilk uygulayıcılarından olan Prof. Dr. Ladislau Steiner, Türkiye’nin yalnız beyin cerrahisinde değil birçok dalda yüzyılın adamını çıkaracak güce ve beyne sahip olduğuna dikkat çekti. Bazı tür beyin tümörleri ve damar yumaklarının tedavisinde cerrahi işleme ge rek kalmadan gama ışınları ile tedavi anlamına gelen “Gama Knife” yönteminin bilinçli ve doğru ellerde kullanılmasının önemli olduğunu vurgulayan Steiner, “Yöntem hiçbir zaman açık cerrahiyi ortadan kaldıramaz. Her beyin cerrahı hem açık cerrahiyi hem de Gama Knife’ı bilmek durumundadır” dedi. Uluslararası pek çok nöroşirürji derneğinin kurucusu, onursal üye si ve aynı zamanda başkanı olan 92 yaşındaki Steiner, geçen hafta Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nin konuğu oldu. 10 gün boyunca hastanede ameliyatları izleyen ve Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uğur Türe ile birlikte vaka değerlendirmeleri yapan Steiner, aynı zamanda eğitim alması için bir öğrencisini de üniversiteye getirdi. Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR Yaşam süresi hemen tüm ülkelerde uzuyor. Gelişmiş ülkelerde 80’i aştı. Yaşlı insan çeşitli hastalıklara adaydır. Alzheimer (bunama) bunların başında geliyor. Bu olasılık 6570 yaşlarında yüzde 5, 80 yaşını aşanlarda yüzde 2025, 90’dan sonra yüzde 50’ye kadar çıkıyor. 40 yaşından sonra ortalama günde 1015 bin nöron (beyin hücresi) kaybediyoruz. Hâlâ yeterince iyi bilinmeyen nedenlerle bu kayıp bazı kişilerde daha hızlı oluyor ve yıllar içinde yavaş ilerleyen bir demans meydana geliyor. Çok sayıda aile bu çok can yakan hastalıkla boğuşmaktadır. Damar sertliği (ateroskleroz), Alzheimer (bunama) nedeni değil. Hastayı bitkisel hayata sürükleyen, uzun yıllar sürebilen ve belli başlı bir tedavisi olmayan bir hastalık Alzheimer. Onlarca yıl önce demans hallerinde ‘serebroskleroz’dan bahsederdik. Yani bunamayı beyin damarlarındaki bozukluğa bağlardık. Bunun yanlış olduğunu patoloji incelemeleri yapan araştırmacılardan öğrendik. Bugün dejeneratif bir beyin hastalığı olan Alzheimerin başlıca demans nedeni olduğunu biliyoruz. Demansın elbette başka nedenleri de var. B12 eksikliği, hipotiroidi, normal basınçlı hidrosefali mültiinfarkt gibi. Açıktır ki unutkanlık, davranış bozuklukları belirgin hale geldiğinde gecikmeden bir uzman hekime başvurmak gerekiyor. Alzheimer için risk faktörleri olarak sayılanlar pek dikkate değer şeyler sayılmaz. Bunlar arasında genetik etkenler ve düşük eğitim düzeyi var. Yüksek eğitim fiziksel ve zihinsel aktivite, antioksidanlar ve kırmızı şarap koruyucu faktörler arasında sayılıyor. Televizyonlarda dinlediğiniz havuç ve benzeri gıdaların elbette ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Alzheimere bağlı demans halinde belli başlı bir tedavi olmadığı için gerekli olan iyi bir bakımdır. Tüm kronik dejeneratif hastalıklarda olduğu gibi. Yaşlı insanda fizyolojik rezervlerde bir azalma söz konusudur. Sıvı elektrolit dengesi bozulabilir. Tamir mekanizmaları aksamaktadır. Kas kitlesi ile birlikte protein sentezi azalmakta, yıkımı artmaktadır. Damarlardaki bozulmanın 20 yaşlarından önce başladığını 50’lerde Kore’de ölen askerler üzerinde yapılan nekropsi çalışmalarından beri biliyoruz. Yaşla prevalansı (görülme sık Yaşlı İnsan ve Sağlık lığı) artan aterosklerozdan (damar sertliği) ileri gelen felçler ve ölüm, koroner kalp hastalığı ve kanserlerin ardından 3’üncü ya da 4’üncü sırada (Amerika) yer alıyor. Damar sertliğindeki risk faktörleri sırasıyla hipertansiyon, diyabet, sigara ve yüksek kan kolesterol olarak uzun yıllardır biliniyor. Bunlara kilo fazlalığını, fizik aktivite azlığını katmak lazım. Kardiyologlar göbek çevresi kadında 86, erkekte 96 cm’yi geçmemeli diyorlar. Kolesterol ile ilgili kafa karıştırıcı bazı iddialar ortaya atılıyor. Kötü kolesterolün (LDL), lipidlerin buradaki olumsuz rolü sayısız çalışma ve araştırma ile ispatlanmıştır. Ama bu, ara sıra öteki gıdalarla dengeleyerek yumurta yiyemeyeceğiniz anlamına gelmez. Türkiye’nin medarı iftiharı kalp cerrahı öğrencimiz beni hoş görsün, öyle günde iki yumurtayı afiyetle yiyin tavsiyelerini pek rasyonel bulmuyorum. Değiştirilemez (yaş, cins, genetik, kalp hastalığı) ve değiştirilebilir faktörler (tansiyon, şeker, sigara, kolesterol, kilo, aktivite) inmelerde rol oynuyor. Fransa’da diyet benzerliğine karşın damar hastalıkları öteki Avrupa ülkelerinden daha az gö rülüyor. Bunun Fransa’daki kırmızı şarabın koruyuculuğundan ileri geldiği kabul ediliyor. Böylece bilime değer veren inançlı Müslümanlar için en azından şarap içimi konusunda bir mazeret ortaya çıkmış oluyor. Sebze meyve ve yeşillikler öncelikli, et yerine balık tercihli beslenme şekli damar sertliği yönünden en yararlısıdır. Tansiyon kontrolünün önemini vurgulamak isterim. Ben yurdumuzda tansiyonunu gerektiği gibi tedavi ettiren çok az insan tanıyorum. “Hocam tansiyonum var ama bana dokunmuyor” diyen iyi okur yazarlardan birkaç kez söz ettim. Kilonun da sigaranın da fiziksel aktivitenin de önemi iyi kavranmıyor. Kanserin her çeşidi yaşlı insanlarda ortaya çıkabilir. Erkeklerde prostat, kadınlarda meme, rahim, over, her iki cinste akciğer, kolon. Parkinson 60 yaşından sonra sık görülen bir hastalık. Yürümede, hareketlerde, zihinsel faaliyetlerde yavaşlama ile ortaya çıkıyor. Yaşlı insanların yaşam kalitesini güvenilir uzman kişilerin desteği ile yükseltmek mümkün. TV’lerde ve tüm medyada çok aldatıcı, çok yanlış sağlık ve tedavi haberleri ve pazarlamaları var. Bunlara dikkat diyeceğim. [email protected] Türkiye’de çok sayıda hekim ve yardımcı sağlık elemanının yetiştiğini vurgulayan Özkahraman, günümüzde Türkiye’den yurtdışına hastaların tedavi için gitmediğini, Türkiye hemen hemen bütün hastalıkların teşhis ve tedavi edilebilir konuma geldiğini söylüyor. ABD’nin sağlık turizminde birinci sırada, Türkiye’nin de ilk 10 arasında yer aldığını, bu çıtanın giderek yükseldiğini anlatan Özkahraman “Sağlık turizminde Malezya, Hindistan, Kore, Singapur sağlık turizminde iyi ülkeler arasında geliyor. Ülkemizin hedefi ise sağlık turizminde 35 yıl içinde dünyada lider ülke olmak” değerlendirmesini yapıyor. Özkahraman, ülkemizde birçok hastanenin uluslararası normlara uygun akraditasyon belgesi olduğunu ifade ederek, sağlık turizminin gelişme nedenlerini de “Coğrafi konumumuz, tarihi ve kültürel geçmişimiz, komşularımızla coğrafi ve etnik yakınlık, nitelikli, kaliteli ve ucuz sağlık hizmeti verebilmek” olarak sıralıyor. “Bugün ABD’de yapılan açık kalp ameliyatının onda bir fiyatına aynı ameliyat ülkemizde yapılabiliyor. Örneğin 150 bin dolar olan ameliyat ülkemizde 15 bin dolara olabiliyor” diyen Özkahraman, yurtdışında çok sayıda sağlık turizm şirketinin kurulduğunu, bu şirketler aracılığıyla ülkemize hasta getirildiğini ya da bazı hastanelerin yurtdışında ofis açarak sağlık turizmi yaptığını anlatıyor. Beyzade Özkahraman, ülkemize gelen hastaların son yıllarda kanser tedavileri, tüp bebek, diş tedavisi için de geldiğini anımsatarak, özetle şunları kaydediyor: “Yurtdışında firmaların hasta getirmesi dışında buradaki hastaneler de yurtdışına giderek ofis açıyor ve oralara eleman koyuyor, oralardan hastalar bulunuyor. Bu hastalar ülkemize getirilerek tedavi ediliyor. Bu yıl biz de hastane olarak sağlık turizmine gidiyoruz. Saç ekimi, estetik operasyonlar, tüp bebek uygulaması, kalça ve diz protezleri, bel ve boyun fıtıkları ameliyatları, jinekolojik ve ürolojik operasyonlar, KBB operasyonları, ağızdiş sağlığı tedavileri konularında çalışmalar yapacağız. Sağlık turizmi için ofis açacağız. Yoğunluklu çalışmayı 2013 itibarıyla yapacağız. Asıl hedefimiz yabancı hastayı Türkiye’ye getirmek. Devlet de sağlık turizminin yaygınlaşması için çalışmalara destek veriyor.”