19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’nin Meclis’ten geçirmeyi düşündüğü yasalar da Öcalan ile görüşmelere göre şekillenecek 5 Birkaç Mehmet işte... Genç yaşta şehit düşmek biliyorsunuz herkese nasip olmaz... Bunu söyleyen kimdi? İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin... Gencecik çocuklarımızı, on binlerce ailenin acısını, kıyımları, suikastları anımsar gibi yapıyoruz... Kenan Evren 100 yaşına merdiven dayarken hastane odasında yargılanır, eh hesap sorulur gibi yapılır Tahsin Şahinkaya’yla birlikte. Yargıca canları isterlerse yanıt verirler, istemezlerse vermezler: “Uykum geldi hâkim bey!” 100 yaşındaki Karslı Berfo Ana ise hasta yatağında, 33 yıl önce gözaltında kaybolan oğlunu arayamıyor. Ağır hasta Berfo Ana... Oğlunun fotoğrafına sarılmış yatıyor yatağında. ??? Maraş’ı, Çorum’u, Sivas’ı, Başbağlar’ı, altında yatan gerçekleri, kontrgerillayı bugüne değin hiçbir siyasal iktidar ortaya çıkaramadı. Hiç kimse demokrasiden, özgürlüklerden söz etmesin bana, inanmam! Ne Demirel, ne Ecevit, ne bir başkası... 1991 yılında Diyarbakır’da Vedat Aydın gece yarısı evinden alınıp götürülmüştü birileri tarafından... Ölüsü kilometrelerce ötede bulundu. ANAP tek başına iktidardı, seçimlere az bir süre kalmıştı... Anımsıyorum DSP lideri Bülent Ecevit’in açıklamasını: “Bu cinayet kontrgerillanın işi...” Ecevit bir daha bu tümceyi hiç dillendirmedi... Bu ülkenin toprakları kimsesizler mezarlıklarıyla doludur... Oysa onların “kimseleri” vardır... Anaları, babaları, kardeşleri... 12 Eylül’ün faşist yargısı Veysel Güney’i asarak öldürdü ama nereye gömüldü bilinmiyor hâlâ... İşte benim memleketim böyle. ??? Kozlu’da bir katliamı yaşadık yine göz göre göre... Nice ölümler gördük, katliamlar, suikastlar. Dedim ya birkaç gün sonra unuturuz bunları... Biz ölümlere alıştık, alıştırıldık... Mezarlıklar yetmiyor ölülerimiz için! İmralı takvimi ? AKP, anadilinde savunma ve milletvekili dokunulmazlığına ilişkin düzenlemeleri İmralı‘da Öcalan ile yapılan görüşmelerin seyrine göre şekillendirerek Meclis’e getirecek. ERDEM GÜL Nice Ölümler Gördük, Kıyımlar... Yine acı, yine gözyaşı... Çığlıklar, bayrağımıza sarılı tabutların üzerine kapanmış analar, eşler, babalar, çocuklar... Bu kez başka şehit cenazeleri. Asker Mehmetler değil sivil Mehmetler. Zonguldak Kozlu’da kömür madeni ocağında can veren sekiz işçi toprağa veriliyor. Yine bildik açıklamalar yapıyor bakan bey: “Daha önce müfettişler geldi inceleme yaptı, bazı hatalar bulundu ocakta...” Toprağın bilmem kaç metre altı... Metan gazından ölmüşler genç yaşta. Taşeron firma hiçbir önlem almamış... İnsan hayatının değeri üçbeş kuruş benim ülkemde... Alışkınız böyle göçük altında ölümlere, AVM inşaatlarında naylon çadırda cayır cayır yanan yapı işçilerine... ??? Yağmur sularında boğulan bir minibüs dolusu kadın emekçiye... İnsan emeğinin hiçe sayıldığı taşeronluğun en iyi sömürü olduğunu biliyoruz... Kaç taşeron firması var Türkiye’de değişik işkollarında? Asgari ücretle çalışır o işçiler, fazla mesai almazlar, bayram tatili parası almazlar. Patronlar, yanlarında binlerce insan çalıştırır. Yol inşaatında, otel, işyeri temizliğinde, şurada burada... Sendika yok, yemek parası yok! Sömür sömürebildiğin kadar... İnşaatlarda, fabrikalarda, tersanelerde, maden ocaklarında, başka yerlerde... Parasız ve pulsuz! Ölümle yüz yüze! ??? Ölümlere, acılara, hüzünlere toplum olarak alıştık... Birkaç gün sonra unuturuz bunları. Nasıl unutuyorsak, otobüslere doldurulan Mehmetlerin eli kanlı terör örgütünce BingölMuş yolunda öldürülmelerini... Polislerimiz bilmem kaç model minibüslere bindirilip götürülürken MuşBingöl yolunda, aynen öyle!.. CHP’Lİ OSMAN KORUTÜRK’TEN BAŞBAKAN ERDOĞAN’A SORU: Fidan hangi sıfatla görüştü? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, MGK kararıyla verilecek “diğer” görevler dışında kanunda yer alan, “MİT devletin güvenliği ile ilgili istihbarat hizmetlerinden başka hizmet istikametlerine yöneltilemez” yönündeki düzenlemesini anımsaratak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın hangi sıfatla İmralı’da görüşme yaptığını sordu. Korutürk, Erdoğan’ın yanıtlaması sarısı da yol haritasının kapsamına girdi. AKP’de anadilinde savunma tasarısının zamanlaması konusunda şu aşamada alınmış bir karar bulunmuyor. Ancak edinilen bilgilere göre, Öcalan’la görüşmelerin seyri anadilinde savunmanın, hem yasalaşma takvimini hem de içeriğini etkileyebilecek. Anadilinde savunma tasarısı içinde denetimli serbestlik uygulamasının genişleten düzenlemeler de bulunuyor. Genel Kurul aşaistemiyle verdiği önergede, şu soruları yöneltti. MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından İmralı’da yürütülen görüşmeler, hangi görev tanımı çerçevesinde sürdürülmektedir? MİT Müsteşarı, bu görüşmeleri resmi sıfatıyla mı, yoksa hükümetin özel temsilcisi olarak mı yürütmektedir? Eğer resmi sıfatı ile yürütüyor ise, bu konuda Milli Güvenlik Kurulu’nca verilmiş bir görev var mıdır? nulmazlık konusunun, yine bir zamanlama ve takvime bağlanmaksızın sürece bağlı olarak beklemeye alındığı belirtiliyor. TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da İmralı sürecinin başlaması nedeniyle görüştüğü AKP kurmaylarına, “sürece zarar verecekse bu aşamada dokunulmazlık konusunda girişimde bulunmamanın daha hayırlı olacağı” görüşünü iletti. ANKARA İmralı’da Abdullah Öcalan’la başlayan görüşmeler, AKP’nin Meclis gündemine ilişkin takvimini de belirledi. Açlık grevlerinin sona erdirilmesi aşamasında Meclis’e getirilen ve komisyonlardan geçen anadilinde savunmaya olanak veren yasa tasarısının zamanlaması da İmralı ile görüşmeler çerçevesinde atılacak adımlara göre şekillendirilecek. Öcalan’la önce MİT arasında başlayıp BDP heyetiyle süren görüşmelerin çözüme yönelik yol haritasında neler olacağına ilişkin tartışmalar sürerken AKP’nin kendi iç takviminde de zamanlama planları yapılmaya başlandı. Öcalan’la görüşmelerin başladığı açıklanmadan hemen önce açlık grevleri bitirilirken eylemcilerin talepleri arasında Meclis’e gelen anadilinde savunma ta masında yine Öcalan’la görüşmelerde ortaya çıkabilecek mutabakatlara bağlı olarak tasarıda değişiklikler yapılabileceği ifade ediliyor. AKP’de dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik hazırlıkların da tamamen gündemden kaldırılması kararı alınmadı. Parti yöneticileri, Öcalan görüşmelerinin ardından da bu dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda kararlılığın devam ettiği açıklamasını yapıyor. Ancak doku BDP VE DTK BAŞVURDU İkinci heyet vizesi Erdoğan’da ? BDP ve DTK eşbaşkanları olarak Öcalan ile görüşmek için başvuru yaptıklarını belirten Demirtaş, “Sanıyorum Başbakan’ın dönüşü bekleniyor” dedi. AYŞE SAYIN ‘Sen de herkese devlet terörü uyguluyorsun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın açıklamalarıyla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Esad devlet terörü yapıyor” sözlerine tepki gösterdi. Koç, “Sen yapıyorsun, Esad’ın tankı varsa senin de TOMA’ların (toplumsal olaylara müdahale aracı) var. Esad silahlı şiddet yapıyorsa sen de hak arayan herkese gazlı, coplu, gazlı şiddet yapıyorsun. Zindanların dolu, ne farkın var senin? Sen de bir çeşit devlet terörü, devlet şiddeti uyguluyorsun” dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Koç, toplantı sürerken gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. 8 işçinin TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında metan gazından etkilenerek yaşamlarını yitirmesine değinen Koç, yaşananın bir maden kazası olmadığını, bütün raporlara, uyarılara rağmen önlem alınmayarak bir cinayet işlendiğini vurguladı. Koç, “Bu cinayetin, bu olayın sorumlusu önlem almayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’tir. Bu olayın karşılığı demokrasi kültüründe istifadır. Taammüden adam öldürülmüştür” dedi. Koç, başta Türkİş olmak üzere sendikaları da konuya duyarsız kalmakla suçladı. İmralı’daki görüşmeler konusunda Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının parti içinde tartışmalara yol açtığı ve bazı “ulusalcı milletvekilleriyle ilgili disiplin sürecinin başlayacağı” iddialarının sorulması üzerine Koç, “CHP sözcüsü olarak bu haberlere gülüp geçiyorum” dedi. ANKARA BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP ve DTK eşbaşkanlarının İmralı’ya gitmek için Adalet Bakanlığı’na birkaç gün önce başvuru yaptıklarını, ancak kendilerine henüz yanıt gelmediğini belirterek “Sanıyorum Başbakan’ın dönüşü bekleniyor. Başvurumuza olumlu yanıt verileceğini düşünüyorum” dedi. Demirtaş, izin verilirse, Abdullah Öcalan’la ilk kez yüz yüze geleceğini de söyledi. BDP’li Ayla Akat Ata ile DTK Eşbaşkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün geçen haftaki sürpriz İmralı ziyaretinin ardından, gözler “ikinci heyet”in ziyaretine çevrildi. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Eşbaşkan Gültan Kışanak, DTK eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, ilk görüşmeden birkaç gün sonra İmralı’ya gidiş için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan Demirtaş, birkaç gün önce başvuruda bulunduklarını ancak henüz Adalet Bakanlığı’ndan kendilerine bir dönüş olmadığnı söyledi. Demirtaş, geçmişte de İmralı’ya gidiş için başvurduklarını ancak başlayan yeni süreç sonrasında izin verileceğini tahmin ettiğini, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dönüşünün beklendiğini tahmin ettiğini söyledi. MİT kaynaklı yazılan “çözüm planları”na ilişkin haberleri de değerlendiren Demirtaş, İmralı’dan kendilerine gelen bir “çözüm planı, yol haritası olmadığını” yineleyerek “Öcalan’ın kimseye bir şey verdiğini sanmıyorum. Bize gelmiş kesinlikle bir şey yok” dedi.HükümetMİT kanadından yansıyan bilgi ve haberlere de tepki gösteren Demirtaş, devlethükümet kanadının belli konularda “kamuoyu oluşturma çabası” içinde olabileceğini, kendilerinin bu konularda bir bilgisinin olmadığını ifade etti. Erdoğan: Amaç, PKK’nin silah bırakıp ülkeyi terk etmesi NIAMEY (AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Biz daha önce de söyledik, ‘operasyonlar konusunda bölücü terör örgütüyle mücadelemiz sürecektir fakat siyasi uzantısıyla müzakereleri yapabiliriz’ dedik. Şu anda da aynı noktadayız ve bu konuyla ilgili samimiyetimiz son günlerde attığımız adımlardır” dedi. Erdoğan, Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf ile düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, teröristlerin Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde Karataş Jandarma Karakolu’na saldırı hazırlığını hatırlatarak “Süreç sabote mi ediliyor” diye sorması üzerine Erdoğan, bölücü terör örgütünün provokasyonlarının yeni olmadığını belirtti. Erdoğan görüşmelerle ilgili olarak, “Verilen detay bilgilerden haberim yok. Bu tür bilgiler yansımış. Doğrusu bunu da bilmiyorum. Eğer yansırsa ülkeye döndüğümüzde bunun değerlendirmesini de ayrıca yaparız. Ne zaman, kim, ne kadar kişi... Bizim buradaki tek ifademiz daha önce de söyledik biliyorsunuz. Bölücü terör örgütünün kadrolarının ülkeyi terk etmesidir. Nasıl? Silahı bırakmak suretiyle terk etmesidir. Bu konuda herkes dikkatli olmalıdır. Çünkü bizim derdimiz bağcı dövmekten öte üzümü yemektir” dedi. Çukurca’da şehit olan Uzman Çavuş Mehmet Doğan, memleketi Adana’da düzenlenen törenle toprağa verildi. (Fotoğraf: AAAYKUT ÜNLÜPINAR) Adana şehidini gözyaşlarıyla uğurladı ADANA (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Çukurca ilçesinin Karataş bölgesindeki askeri birliğe taciz ateşi açılması sonucu çıkan çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Mehmet Doğan, Adana’da düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Şehit Doğan’ın cenazesi önceki akşam konulduğu Adana Asker Hastanesi morgundan alınarak Sabancı Merkez Camii’ne getirildi. Burada şehidin babası Ali Doğan’ın, “Oğlum, canım oğlum” diyerek ağladı. Şehidin, törende fenalık geçiren annesi Fatma Doğan’ı teselli etmek ise polis memuru kardeşi Hasan Doğan’a düştü. Şehidin hemşire eşi Yasemin Doğan ise törene kucağında 4 yaşındaki oğlu Ali Eren ile geldi. Yasemin Doğan hıçkırıklarla gözyaşı dökerken küçük Ali’nin yakasına takılan babasının fotoğrafını sevip okşaması görenleri duygulandırdı. Sabancı Merkez Camii’ndeki cenaze namazının ardından şehidin tabutu, babası ve kardeşleri tarafından alınarak silah arkadaşlarına verildi. Doğan’ın cenazesi Buruk Mezarlığı’nda toprağa verildi. ‘Kandil’le de görüşüldü’ Yeni Şafak yazarı Selvi, MİT’ten bir heyetin Abdullah Öcalan ile görüşmeler sürerken PKK’nin Irak’taki üssüne gittiğini öne sürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MİT Müsteşarı Hakan Fidan 16 Aralık’ta Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşürken teşkilattan başka bir grubun da eşzamanlı olarak Kandil’le görüştüğü ortaya çıktı. Yenişafak’tan Abdulkadir Selvi, Kürt sorununun çözümü ve PKK’nin tasfiyesi konusunda çalışmanın ilginç ayrıntılarını yazdı. Mayıs ayıyla birlikte sürecin çözümle sonuçlanıp sonuçlanmayacağının ortaya çıkacağı anlatılırken şu değerlendirmeler öne çıktı: Bu sürecin başlama vuruşu ÖcalanHakan Fidan görüşmesi ile yapıldı ama perde arkasına inince, ikinci kritik bir görüşme daha çıkıyor karşımıza. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, İmralı’da Öcalan’la görüşürken aynı tarihlerde MİT’ten 45 kişilik bir heyet, Kandil’de görüşmeler yapıyor. 26 Aralık tarihli MGK toplantısından sonra MİT’ten 45 kişilik bir heyet Kandil’e gidiyor. Kandil’deki görüşmelerde, el sıkışıp anlaşmaya varılmıyor ama ilkesel bazda görüşmeler oluyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Başbakan Erdoğan’ın talimatı üzerine, ayrı devlet konusunu iki kez soruyor. Öcalan iki kez kararlı cümlelerle, “Ayrı devlet yok” güvencesini veriyor. Öcalan, demokratik özerklikten vazgeçtiğini açıklıyor. Geçiş dönemi bitene kadar sayısı 50’yi bulan Kandil’deki çelik kadronun Avrupa’ya gönderilmesi planlanıyor. Üçüncü aşamada ise alınan kararların uygulamaya konulması için bir, “barış gücü” ya da “gözlem gücü” oluşturulacak. Burada AKP, MHP, BDP ve CHP’den de temsilciler yer alacak. Bu güç, Türkiye sınırları içindeki PKK’lilerin yurtdışına çekilmesini gözetecek. Mayıs ayına kadar yasal düzenlemeler yapılacak. Mevcut eve dönüş yasasının ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu biliniyor. Genel af denilmeyecek ama o işlevi görecek bir yasal düzenleme üzerinde çalışılacak. ‘Üçüncü heyet sivil toplum’ Selahattin Demirtaş, BDP ve DTK eşbaşkanları olarak İmralı’ya gitmeleri halinde Öcalan’ın “yol haritası”na ilişkin bir plan sunabileceğini, bunu da kamuoyuyla tartışabileceklerini kaydetti. Sivil toplum ve KCK’nin de sürece katılması gerektiğini ifade eden Demirtaş, 3. heyette KCK ve DTK’nin de içinde yer alacağı sivil toplum temsilcilerinden bir heyetin olmasında ısrarlı olduklarını belirtti. Halkların Demokratik Kongresi adına açıklama yapan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise yaptığı açıklamada, yeni İmralı sürecini “Kürt sorununda demokratik çözüm ve eşitlik mücadelesinde çok önemli bir dönemeç” olarak nitelendirdi. Ahmet Türk: Karar verecek olan Öcalan’dır Haber Merkezi Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silahlı mücadeleye son verecek kişi olduğunu belirterek “Karar verecek olan Öcalan’ın kendisidir. Bizler karar alıcı değiliz. Öcalan Kandil de dahil herkesin fikrini almak istiyor” dedi. Görüşmelerde devlet adına 2 kişinin de zaman zaman kendilerine katıldığını dile getiren Türk, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ise görüşmelerde yer almadığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle