25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 H atırlarsınız, geçen yıl “güncelleme” polemiği yaşamıştık. Yapılan vergi artışlarını, Sayın Maliye Bakanımız “güncelleme” olarak nitelemiş biz de bu artışların “zam” olduğunu, güncellemenin, sadece maktu yani rakamsal tutarlarda yapılabileceğini dile getirmiştik. En son 27 Eylül 2012 tarihli yazımızda yeni güncellemelerin 3 ay sonra yapılacağını ifade etmiştik. Zaman çabuk geçti! Günlük hayatta karşılaştığımız pek çok vergi tutarında güncelleme yapıldı. Maliye da yetkisi olan Bakanlar Kurulu, bu yetkiBakanlığı’nca 2012 yılı yeniden değerleme sini 1 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete’de oranı yüzde 7.80 olarak tespit edildi ve bu yayımlanan kararı ile kullandı ve 150 meoran 419 numaralı Vergi Usul Kanunu Getrekarenin altındaki bazı konutlar için nel Tebliği ile ilan edildi. KDV oranını yükseltti. Yapı ruhsatı, 1 Ocİşte bu yeniden değerleme oranı, aslında ak 2013 tarihinden sonra alınacak inşaat güncelleme oranı. Motorlu taşıtlar verprojelerine uygulanacak KDV oranı özetle gisinden harçlara; damga vergisinden, veşöyle olacak: raset ve intikal vergisine; özel iletişim ver Büyükşehir belediyesi olmayan illerde gisinden, emlak vergisine kadar birçok eski oranlar aynen geçerliliğini koruyacak. vergi tutarına yüzde 7.80 otomatik gün Büyükşehir belediyesi olan illerde, 150 celleme yapıldı. Ayrıca vergi kanunlarında metrekarenin üzerindeki konutlarda yüzyer alan birçok, istisna, muafiyet, vergilede 18 oranı uygulanmaya devam edilecek. ndirme sınır ve hadleri de bu oran kadar 150 metrekarenin altındaki konutlarda ise; artırıldı. 1. Konutun yapılacağı arsa metrekare Konutlardaki KDV değişikliği ise hervergi değeri 500 TL’nin altında ise yüzkes için sürpriz oldu. Bilindiği üzere, net alanı 150 metrekarDUL VE YETİM MAAŞI HAKKI enin altındaki konutlarda yüzde 1, 150 1995 yılında vefat etmiş devlet metrekarenin üzerimemuru eşinden, dul maaşı ndeki konutlarda ise alan biri, 1963 yılında vefat yüzde 18 KDV oranı eden devlet memuru emeklisi SORU CEVAP babasından da yetim maaşı uygulanmaktaydı. alabilir mi? İnci Kut Konutlar için, Sorularınız için malicozuAlamaz, ancak bir hak kaybı m6ismmmo.org.tr adresine inşaatın yapıldığı olmaması için durumunuzu mail atabilirsiniz. Tüm sorular arsanın veya konueposta ile tek tek detaylı belirterek talepte bulunun. tun vergi değeri ve cevaplanacaktır. bulunduğu yeri esas alarak KDV oranı belirleme konusun Yeni Yıl ‘Güncellemeleri’ de 1, 2. Konutun yapılacağı arsa metrekare vergi değeri 500 999 TL arasında ise yüzde 8, 3. Konutun yapılacağı arsa metrekare vergi değeri 1.000 TL ve üzerinde ise yüzde 18, KDV uygulanacak. Sektör temsilcileri bu oranlardan rahatsız, hükümet ısrarcı. Sonuçlarını hep beraber göreceğiz. 18 Ekim 2012 tarihli, “Teşvikte Hata Olmaz” başlıklı yazımızda, 7 numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ Taslağı’nın büyük bir yanlışlık içerdiğini ifade etmiştik. Bu yanlışlık, yurtdışında yerleşik kişi ve kurumlara verilen mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetlerinden elde edilen kazançlar için getirilen indirim uygulaması ile ilgiliydi. Maliye Bakanlığı taslakta yer alan açıklamalar ile hem yurtiçindeki kişilere hem de yurtdışındaki kişilere bu sayılan hizmetleri verenlerin indirimden yararlanamayacağını söylüyordu. Taslak, geçen hafta Resmi Gazete’de yayımlandı ve nihayet bu hatadan arındırılmış olarak yayımlandı. Aklın yolu bir… Medeni Hali (2013 Yılı) Bekâr Evli, eşi çalışan, çocuksuz Evli, eşi çalışan, 1 çocuklu Evli, eşi çalışan, 2 çocuklu Evli, eşi çalışan, 3 çocuklu Evli, eşi çalışan, 4 çocuklu Evli, eşi çalışmıyor, çocuksuz Evli, eşi çalışmıyor, 1 çocuklu Evli, eşi çalışmıyor, 2 çocuklu Evli, eşi çalışmıyor, 3 çocuklu Evli, eşi çalışmıyor, 4 çocuklu ‘Fiş Parası’na zam geldi! Asgari ücretin artışıyla birlikte, halk arasında ‘fiş parası’ olarak bilinen Asgari Geçim İndirimi’ne (AGİ) de zam geldi. Sistemden ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişiler yararlanabiliyor. AGİ, ücretin elde edildiği takvim yılı başında belirlenen 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan brüt 978.60 liralık asgari ücret üzerinden kişinin durumuna özel, çeşitli oranlara göre hesaplanıyor. Davulla Tokmak!.. Sonunda anladım ki anlaşma gayet basit.. Yalnızca iki maddeden ibaret: Öcalan’a ve tabii dolayısıyla PKK’ye istediğini ver... BDP’nin oylarıyla anayasayı ve başkanlık sistemini al!.. Gerisi teferruat, daha doğrusu İmralı’dakinin “yol haritası”!.. Baksanıza okyanus ötesindeki muhterem de “gerekirse el etek öpülür” fetvasını verdi bile!.. Nereden bu sonuca vardım peki?.. Medyadaki “işaret fişeği” görevini yürüten “cambaz” kalemlerden tabii!.. Nal gibi gözümüze sokulan işaretlere göre süreç nasıl işleyecek sorusuna gelince... PKK önce ateşkes yapacak, sonra terörist kardeşler sınır dışına çıkacak, sonra da silah bırakacak... Veee, tüm bunlar kamuoyunun beklentisinden çok daha hızlı olacak... Merak bu ya, insan sormadan edemiyor, “zamanlamanın bu yüksek hızı neye bağlı olacak?..” İşte tam bu noktada “plan” olanca sırıtkanlığıyla ortaya dökülüveriyor: Anayasa çalışmalarına paralel olacak!.. HHH Ne kadar açık değil mi?.. Demek ki İmralı ile mutabakatın temeli böyle atılmış, aynen yazımın başında anlattığım iki maddelik anlaşmaya gayet uygun!.. Ancaak, neredeyse panik derecesinde bir korku da var: Ya Kandil pişmiş aşa soğuk su katarsa... Bu korkunun somut kanıtı da Tayyip Bey’in danışmanı Yalçın Akdoğan’ın önceki gün Star gazetesindeki yazısında apaçık sırıtıyordu. Akdoğan, “Kandil Öcalan’ı Boşa Düşürmemeli” başlıklı yazısında bakın ne diyordu: Öcalan’a açıktan tavır takınmak ne BDP ne de Kandil için mümkündür. Öcalan’a rağmen Öcalancılık yapmanın da bir sınırı vardır. İmralı görüşmeleri bu anlayışın duvara çarpmasına sebep olabilecek bir mahiyet taşımaktadır. Böyle bir yarılma Kandil’in siyasi ve toplumsal desteğini tamamen ortadan kaldırır, silahlı kanadın da çatırdamasına neden olur.. Off ki off!. Anlaşıldığı kadarıyla PKK’nin bölünmesinden fena halde ödleri patlıyor. Birden fazla PKK, yeni terör örgütleri korkusu açıkça görülüyor... Gerçekten de bu yazıdan yalnızca saatler sonra 110 terörist Hakkâri’deki Karataş karakoluna saldırdı, bir askerimiz şehit oldu.. Yani?.. Yani, tokmak efendilerin elinde oldukça, elinizdeki davul bir işe yaramıyor!.. Yol haritasını asıl çizen ABD oldukça “çözüm” masalını anlatan da bu efendinin kulları oldukça, eninde sonunda her yol “Büyük Ortadoğu Haritası”na (BOP) çıkar. Bunun adı ise her yerde ve her dilde aynıdır: Parçalanma!.. Yalancının mumu!.. Gerçekten bravo Balyoz mahkemesine!.. Harıl harıl hazırlanan bir darbeden, bir komutanın kalp ameliyatı nedeniyle vazgeçilmesi sanırım dünya “darbeler tarihinde” özel bir yere sahip olacaktır, Türk doktorlarına müteşekkiriz!.. Davanın en önemli dayanağı 1435 sayfalık savunma, pardon gerekçeli kararda şöyle açıklanıyor: Dava konusu delillerin asılları bulunmakta ve Genelkurmay Başkanlığı’nca mahkemeye gönderilmiştir... Genelkurmay, bunu anında yalanladı, “Ne Balyoz harekât planı, ne Oraj, ne de Suga eylemleriyle ilgili belge bulunmadığı 2010 yılında bildirilmiştir” dedi iyi mi!.. Böylece 1435 sayfalık gerekçenin neredeyse tek dayanağı da sizlere ömür!.. 26 bilirkişi raporunun hiçe sayılması, “2003 Microsoft programında yazılmış bir belgenin, 2007 Microsoft programında açılması halinde, 2007 ürünü gibi görüleceği” türünden uzmanları kahkahalara boğan gerekçeler de cabası!.. Zaman yazarı Hüseyin Gülerce, “gerekçeli karara göre Özkök, Yalman ve Büyükanıt’ın darbeden haberdar oldukları anlaşılmaktadır” diyor. Bu isimlerden biri dahi, sanıkların onlarca kez talep etmesine karşın dinlenmedi. Dinlenseler, anlatsalar böylece “darbeciler” gönül rahatlığıyla mahkum edilselerdi ya!.. Gülerce, “birileri utanacak” buyurmuş.. Öncelikle Yenişafak’ta “kalemdaşı” Ali Bayramoğlu’nun “Balyoz’da zan altı” yazısını okusun, belki biraz olsun sıkılır!.. Ayrıca, hiç kuşkusu olmasın, birileri, çok uzak olmayan bir tarihte boyunlarını büküp utanç içinde ve de sessizce kaybolacaklar; bu konuda çok haklı!.. Aklın Yolu Bir! AGİ KİM İÇİN, NE KADAR? Asgari Geçim İndirimi (TL) 73.40 73.40 84.40 95.41 102.75 110.09 88.07 99.08 110.09 117.43 124.77 2013’ün İlk Haftası PERİHAN ERGUN KİMKİME BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Yeni yılın ilk günlerine, sayılmasında güçlük çekilen gündemlerle girdik. Bunların üzüntüyle izlenenlerinin başını yazık ki gene eğitim ve sanat çekti. Oysa bilindiği gibi toplumların uygarlık yarışlarının ilk koşulu eğitimle sanattaki yükseltileridir. İktidar saltanatı dönemi içinde biterken, o toplumun eğer oluşmuşsa kültürleriyle uygarlıklarını geleceğe ancak ve ancak bu iki kurumun ürünleri taşır. Ulu önderimiz Atatürk “Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuştur” özdeyişiyle sanata verdiği önemi belirtmiştir. Aynı önem ve özeni milli eğitimde de göstermiştir. Önce eski Arap alfabesinin çok zor öğrenildiğinin bilinciyle harf devrimini yapmış, çağa uygun okul ve öğretmenlerle ve yenileştirilen okullarla eğitimi üst düzeye çıkarmıştır. Öyle ki Tonguç Baba’nın Köy Enstitüleri tasarımının Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’ce kabul gören sunumunu hemen uygulatarak kentten köye tüm çocuklarımızın aydınlanma meşalesini ellerine almalarını sağlamıştır. Yazık ki TC’nin çağdaşlaşmasını içlerine sindiremeyenlerce akla ziyan iftiralarla önce bu tam verimli Köy Enstitüleri 1949’da başlayan yıkımın ardından 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti döneminde iki yıl içinde kapatıldı. Anadolu’yla Trakya’nın yoksul çocuklarının eğitim ışıkları haince söndürülerek ülke geri kalmışlığın karanlığına itildi. Tüm bu kötü niyet ve uygulamalara karşın yetenekli çocuklarımız büyük çabalarla eğitilerek başta öğretmenlikleri ve tüm kurumlardaki çalışmalarıyla memlekette çağdaşlık ışığını yaktılar. HHH İşte 4+4+4 aymazlığına, geçmişteki o sancılı günler bilindiği için karşı çıkıldı. Elle tutulurcasına görüldüğü gibi AKP iktidarının aymazlığı kötü ürünlerini vermeye başladı. Yazılı ve görüntülü medyaya bile yansıyanlara göre 5 yaşında ilkokula başlatılan bebelerin yoğunluğuyla 1. sınıfların öğrenci sayısı 90’ları aşıyor ve 3 kişilik sıralara 5 çocuk sıkıştırılarak oturtuluyor. Yavrucaklar, nefes alamaz hale getiriliyor. İlk 4’lük eğitimden sonra ortaöğrenime devam eden 137 bin öğrenciden 133 bini örgün eğitimi terkle açık öğretime geçiyor. Milli eğitime indirilen bu yıkıcı darbeler yetmezmiş gibi sağlıkta uyguladıkları özelleştirmeyi okullara da uygulamayı planladılar. MEB, Hazine’nin arazileri üzerinde kamuözel ortaklığı yoluyla okulların tümünü özelleştiriyor. Bu arazilerde, özel şirketlere okulların altyapıları olarak nitelenen otopark, kantin, yurt, kütüphane ve daha eğitimle ilişkisi olmayan birçok unsurun yapımını özel şirketlere devredip bir de onlarla 49 yıllığına kira ödeme anlaşması yapması yetmiyor, halen işlevde olan okulların kent içindeki yerlerini de armağan ediyor(!). HHH Daha birçok kınanası konu saymakla bitecek gibi değilse de aydınlanmanın en önemli kaynakları olan kitaplara yasaklar getirmelerine de kınayarak değineceğim. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacoğlan ve daha sayısız halk ozanımızın dizelerini sakıncalı bulan aymazlıklar giderek kitapları da yasaklamaya kalkmış. Öyle ki İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nce ABD’li, Nobel ödüllü, dünyaca saygı duyulan yazar J. Steinbeck’in 75 yıldır elden ele dolalaşan “Fareler ve İnsanlar” adlı kitabının öğrencilere okutulması ahlaka aykırı bulunarak yasaklanmış. Bunun gibi dünya edebiyatında “100 Temel Eser” adıyla seçilmiş onlarca edebi eser de örf ve âdetlerimize uymuyor fetvasıyla yasaklanmış. Ben evrensel yazarın “Fareler ve İnsanlar” yapıtını ortaokuldayken okumuş, zararlı dedikleri hiçbir yanını görmemiştim. Kanımca; bu yasakları koyanların hiçbiri bunları okumamış; okusalar da anafikrini anlamamıştır. Hükümetin kent milli eğitim müdürlüklerinde kuracağı kitapları inceleme komiteleri de aynı sansürcü kafalardan oluşacak ve eğitimin bu önemli niteliğini çökerteceklerdir. HHH Haftanın bir de değinilmesi gereken sevindirici olayı var: Antalya Belediye Başkanlığı’nca yaptırılan sanat galerisine, çok değerli çizim ve yazım ustası Fikret Otyam’ın adının verilmesi... ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Tekerlek bi 1 çiminde ve sarı 2 renkte bir peynir türü. 2/ Ka 3 tışıksız, saf... 4 Boynuzunun biri 5 kırık hayvan. 3/ Dürüm gibi sarıl 6 mış yufka arası 7 na ceviz ve fıs8 tık doldurularak yapılan bir tür 9 hamur tatlısı... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa ya 1 T İ L K İ S E N zılışı. 4/ Kullanılması 2 E B E B İ N İ T hemen mümkün olan 3 P İ Ş M A N İ Y E paraya verilen ad. 5/ 4 E Ş A R A R A T Ayak bileğinde bulu 5 R A R E S Z A nan küçük bir kemik... İ T N Güney Amerika’da ya 6 O M Ç A N E E GO şayan bir yük hayvanı. 7 T A 6/ Birinin, işini görme 8 U Y U T M A Ü S si için kendi yerine bı 9 A S A F U L raktığı ya da yetki verdiği kimse... Tabaka. 7/ Aldatma işi, hile... Duvarın içine yapılmış küçük ve kapaksız dolap. 8/ İzmir’in Tire ve Ödemiş ilçelerine özgü bir tür bilye oyunu... Fas’ın plaka imi... Kale hendeği. 9/ Kırklareli’nin Vize ilçesinde, “tabiatı koruma alanı” kapsamına alınan orman ve körfez. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Aptal, sersem” anlamında argo sözcük. 2/ “ biziz, bal bizdedir” (Hasan Dede)... Sırtta taşınan yük. 3/ Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın... Eski Mısır inanışında insan ruhu. 4/ Sıvı. 5/ Yapı çatılarına konulan uzun mertek... Yassı ve dar biçimli metal parça. 6/ Bakan... Yemen ve Etiyopya’da yetişen, yaprakları uzun süre çiğnenince sarhoşluk veren bir ağaççık. 7/ Bir renk... Bangladeş’in para birimi. 8/ Arnavutluk’un para birimi... Anadolu halklarının en eski ana tanrıçası... Ardahan ilinde bir ılıca ve madensuyu. 9/ Süngü gibi, tüfeğin namlusu ucuna takılan küçük kılıç.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle