19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 İngiliz analistlere göre Türkiye, İran ve Rusya’ya bağımlılığını kırmak için kömüre yöneliyor Enerjide denge arayışı Eskileri atmayın para ediyor Ekonomi Servisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2005’ten bu yana ambalaj, lastik ve akaryakıt sektörlerine yönelik başlattığı atıkların geri dönüşümü uygulamasına, haziran ayından itibaren yürürlüğe girecek Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların (AEEE) Kontrolü Yönetmeliği ile elektrikli ve elektronik ürünleri de dahil edilecek. Yönetmelik sayesinde evlerde ve işyerlerinde bulunan buzdolabı, televizyon, çamaşır makinesi, cep telefonu ve bilgisayar gibi eski ve kullanılmayan elektrikli ve elektronik aletler para değeri taşıyacak. Çalışamayan Gazeteciler... Çalışan Gazeteciler Günü “10 Ocak”ı bayram olarak kutlamamaya, meslek örgütlerimizin ortak kararı olarak başladığımdan bu yana kaç yıl geçti biliyor musunuz? Bayram olması gereken günü, sorunlarımızın yumağı olarak anmak zorunda kalışımızın yıllarının “bildim bileli” diyecek kadar yinelendiğini söylersem, durumumuzun vahametini anlatabilmeye çalışmamı daha anlamlı kılacak. Sakın yanılgıya kapılmayın, gazetecinin özlük haklarını savunmada, düşüncelerini açıklamada, gazeteciliğin gereklerini yerine getirmede özgür olmamasının en ağır bedelini, gerçekleri öğrenme hakları gasp edilen, siyasetsermaye, emperyal güç odaklarının kirli çıkarları adına güdülenen bireyler, toplumlar öder. Yani sorun öyle terzinin söküğünü dikememesi gibi bizim mesleğimiz açısından bireysel değil. Sorun toplumsal, ülkenin, halkımızın, çocuklarımızın geleceğini karartacak kadar anlamlı, işlevsel. Gazeteciler olarak hak ve özgürlüklerimizin durumunu masaya yatırdığımızda, ünlü şarkı sözlerinde olduğu gibi “Bir kedim bile yok..” diye hayıflanacak kadar parlak durumda değiliz. Bizim özlük haklarımız için sendikal örgütlülüğümüzün bütün işkollarından daha kötü konumda, diplerde olması, sorunlarımıza ilişkin buzdağının sadece görünen yüzü... Sizin, birey olarak meslekte yıldız olmuş, özlük haklarını savunabilir konumda olduğunu düşündüğünüz kaç kişinin, çalışır göründüğü şirketin adını dahi bilmediğini, birçoğu için işveren şirketinin basın işkolunda bile olmadığını, bazılarının ise özel sözleşmelerle kendi kendine işveren gösterildikleri hakkında bir fikriniz var mı? Piyasalar düzeninin kuralları içinde, alınan önlemlerdeki başarıları nedeniyle Merkez Bankası Başkanımız ödüllendirilirken, yani piyasalar düzeni içinde her şey tıkırında gider, ekonomimiz büyürken, insana yönelik tüm araştırmalarda, gelişmişlik ölçümlerinde Türkiye’nin en gerilerde bir yerde olmasının da açıklaması, çalışan gazetecilerin haklarında Türkiye’nin en gerilerde bir yerlerde olması olabilir mi? Kişisel yanıtım “Hiç kuşkunuz olmasın” olacak. Ancak hemen altını çizmeliyim, bu benim kişisel yargım değil, gazeteciliğe ilişkin dünya meslek örgütlerinin saptamaları ile de fena halde çakışmakta. Rejimi demokrasi olan ülkelerdeki gazetecilerin sendikal örgütlenmeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin en geride, üstelik daha önceki kazanılmış haklarını kaybetmiş konumda olduğunu anımsatmalıyım. En çok tutuklusu olan gazetecilik rekorumuzu, artık bütün dünya üst örgütlerimizden gelen raporlarla öğrenmiş bulunuyorsunuz... ??? Biz bu yıl meslek örgütlerimiz temsilcileri ile en çok tutuklu gazetecinin olduğu Silivri’de, Ergenekon yargılamasında olacağız... Sakın öyle duruşma izleyecek gazetecilere, basın tribününde yer kalmayacak türünden bir tablo beklemeyin. Fotoğraf çekme yasağı ile bağlantılı görüntülü belgesi olamayacak. Dünden bugüne yönelik içinde bulunduğumuz karanlık tablonun aynası anlamında, çoğunluk çok sayıda meslek örgütümüzün görev gereği orada olacak yöneticilerini, kimi iş riski olmayacak aykırı, muhalif, küçük yayın organları çalışanlarını çıkarırsak, bir avuç özgür(!) basın temsilcisi, meslek onuru, haklarının da savunulması eylemi anlamında yapılmış meslek örgütlerinden gelen çağrıya uymuş olarak orada olabilecekler. Ekmek pazarı bu, şakası hiç yok. Orada sorunları dile getirmek, protesto etmek anlamında olabilmek, çoğunluk için işini kaybetmekle eşanlamlı. En hafifi ile işten atılmasa bile işyerindeki konumunu, kazanılmış haklarını kaybetme, uzun soluklu cezalandırılma, aforoz edilmek olabilir. Öyle olmasa bile gazeteciliğin etiği, ilkeleri anlamında çok daha ürkütücü bir boyut, sonuç anlamına gelecek otosansür algılaması böyle... Zaten gerek ulusal gerekse uluslararası gazetecilik örgütlenmelerinin raporlarında ayrıntılı sıralandığı gibi, çağımızda açık diktatörlüklerin açık sansür uygulamaları, tehditleri yok. Asıl tehdit, giderek daha büyük sermaye oluşumunu gerekli kılan medya patronajının çok daha güçlü, kirli çıkarlara hizmet veren konumları ile gelen otosansür düzeninden geliyor... Gelişmiş demokrasilerde dahi kazanılmış insan haklarını çok ağır tehdit eden sonuç tabloda, silahlı güçten daha etkin güç haline gelen medya gücü ile toplumların güdülenerek, kendi haklarını savunabilemez boyutlarda teslim alınmaları kolaylaşıyor. Medya gücü insandan, haktan yana işletilmiyor. Doğal olarak en çarpıcı örneklerin başında, ülkemizde olduğu üzere, çalışamayan gazeteciler gerçeği, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin katledilişini kolaylaştırıyor... Yabancı gözlemcilere göre Türkiye enerji ihtiyacının yüzde 70’ini ithalat yoluyla sağlıyor. İki komşusuna aşırı bağımlılıktan kurtulmak için de yerli kaynaklara yönelmek istiyor. Bu yüzden Güney Akım’a katılmaktan da vazgeçti. Ekonomi Servisi Uluslararası haber ajansı Reuters, Türkiye’nin enerji politikasına yönelik bir analiz yayınladı. Analize göre Türkiye, İran ve Rusya’dan aldığı pahalı doğalgaza bağımlılığını azaltmak için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yaptığı ve kömüre dayalı enerji üretimini üçte iki oranında artıracak bir anlaşmayla kendi kaynaklarına yöneliyor. Uzmanlar, en büyük gaz tedarikçisi Rus Gazprom olsa da Türkiye için en önemli kaygı nedeninin İran’dan gaz alımının uzun vadede sorun yaratma ihtimali olduğunu vurguluyor. Buna göre Türkiye, İran’ın nükleer programına karşı giderek ağırlaşan uluslararası yaptırım kararlarına daha fazla kayıtsız kalamayabilir. Siyasi risk danışmanlığı şirketi Menas Associates’ten analist Alex Jackson, “Türkiye dışarıya karşı Amerikan baskısına boyun eğmeyeceğini göstermek istiyor ama İran gazı almaya devam etse bile sıkı ambargo altındaki bir ülkeden yaptığı ithalatı artırmasına imkân yok” dedi. Ege’ye LNG terminali Katar Enerji Bakanı Muhammed el Sada, Türkiye’de sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) tesisi inşa edilmesine yardım etmeyi değerlendirdiklerini söyledi. El Sada, projenin fizibilite çalışmalarının sürdüğünü ifade etti ancak çalışmanın ne zaman sonuçlanacağına dair bilgi vermedi. Türkiye’de halen iki LNG terminali bulunuyor. Terminallerde sıvılaştırılmış doğalgaz tekrar gaz haline getirilerek şebekeye dağıtılıyor. Dünyanın en büyük LNG ihracatçısı olan Katar, tesislerin yapımı için bugüne kadar 100 milyar doların üzerinde harcama yapsa da LNG’yi tüketen ülkelerde yatırım yapmaktan şu ana kadar kaçındı. Katarlılar ortaklığa sıcak Ekonomi Servisi Enerji Bakanı Ta sini beklediğini ifade eden Yıldız, “Yener Yıldız, Türkiye’nin artan doğalgaz ta ni bir LNG terminalinden önce biz lebini karşılamak için yeni uzun dönem mevcut terminallere gazın sahiplerinin li kontratlarla 2015’e kadar 6 milyar yatırımcı olmasını düşünüyoruz. metreküplük LNG almak istediklerini 2012’de Aliağa’da 2 milyar metreve bu kapsamda Katar ile görüştüklerini küplük kapasite kullanılmış. Bu yılı 2.5 söyledi. Yıldız, “Bu 6 milyar metrekü milyar metreküple kapatırız. Belki pün hepsi Katar olmaz da başka ülke önümüzdeki yıla 3.5 milyar metreküpe ulaşacağız. Halbuki bulerden olur. Cazip teklif nereden gelirse ranın kapasitesi 6 milyar ihtiyacın karşılanması için metreküp” diye konuştu. oraya sipariş verebiliriz Bakan Yıldız, “Rusya ile olan 3.6 mil6 milyar metreküplük LNG’yi 20142015 döne Katarlıların mevcut bir yar metreküplük al ya da ödeyi 2012 sonunda sıfırminde temin etmemiz geterminale ortak ladık” diyen Yıldız, şöyle rek” diye konuştu. olmaya daha sıcak devam etti: “Bu şu demek: Bakan Yıldız, Katar’ın yapımını değerlendirdiği yeni olduğunu ve Katar’ın 2013’ün nisan ayında BOLNG terminalini Türkiye’nin kararını bu yıl içinde TAŞ 1.3 milyar dolar tasarruf edecek. Önceden batısına yapmayı düşündüvermesini kullanmadığımız gaza nağünü ifade etti. Yıldız, “Katarlılar mevcut bir termi beklediklerini söyledi. kit para vermiştik şimdi kullandığımız gaza dörtnale ortak olmaya daha sıte birini veriyoruz. O necak bakıyor. Yapımı düşünülen LNG terminalindeki gazın kul denle biz geriye dönük hesapları telanım alanı olarak öncelikli hedef Tür mizleyerek gidiyoruz.” Öte yandan Genel Energy Üst Yönetikiye” dedi. Türkiye’de Aliağa ve Marmara Ereğlisi olmak üzere iki LNG ter cisi (CEO) Tony Hayward, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye doğrudan ham petrol minali bulunuyor. Katar’ın Türkiye’ye LNG yatırımı ko ihracatının birkaç hafta içinde günde 20 nusundaki kararını bu yıl içinde verme bin varile ulaşabileceğini söyledi. Turkcell’den büyük enerji tasarrufu Ekonomi Servisi Turkcell ve grup şirketlerinden Turkcell Superonline, her aşamada hayata geçirilen enerji tasarrufuna yönelik teknoloji ve uygulamalarla sadece 1 yılda 24.6 milyon TL’ye denk gelen 69 milyon kWh’lik enerji tasarrufu sağladığını açıkladı. Açıklamaya göre iki kuruluşun çevre dostu sistemlere yaptığı toplam yatırımı 6.8 milyon liraya ulaştı. Turkcell ve Superonline’ın sağladığı toplam enerji tasarrufu 27 bin hanenin yıllık elektrik tüketimine karşılık geliyor. azın yüzde 16’sı İran’dan geliyor Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre Türkiye doğalgaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 16’sını İran’dan, yüzde 15’ini de Azerbaycan’dan karşılıyor. Türkiye ve BAE’nin ulusal enerji şirketi TAQA ile varılan anlaşma 12 milyar dolarlık yatırım öngörüyor. IHS Energy analisti Andrew Neff, “TAQA anlaşmasının en önde gelen nedeni, yeni kömür santralları inşa etmek ve var olanları yenilemek. Ancak Türkiye’nin bu adımı, başka ülkelere bağımlılılık kaygısından kaynaklanıyor” dedi. Avrupa Kömür ve Linyit Kurumu (Eurocoal), Türkiye’nin birincil enerji ihtiyacının yüzde 70’ini ithal yoluyla sağladığını belirtiyor. Analize göre Türkiye’nin ithal doğalgaza bağımlılığı azaltma isteğinin bir başka işareti de hükümetin aralıkta Rusya’nın geliştirdiği Güney Akım doğalgaz hattına katılmayacağını açıklaması oldu. G Yıldız, “Yeni anlaşmalarla 2015’e kadar 6 milyar metreküp LNG almak istiyoruz; Katar mevcut LNG terminaline ortaklığa daha sıcak” dedi. DMarin, komşunun en büyük zincirini aldı Ekonomi Servisi Doğuş Grubu’na bağlı DMarin Marinalar Grubu, Doğu Akdeniz Çanağı ve Adriyatik Denizi’nde bölgesel bir güç olma hedefi doğrultusunda atılımlarına devam ediyor. DMarin Marinalar Grubu, son hamlesini Kiriacoulis Grubu’na bağlı, Yunanistan’ın en büyük marina zinciri MedMarinas ile ortaklık anlaşması imzalayarak yaptı. Bünyesinde Gouvia, Lefkas ve Zea marinalarını bulunduran MedMarinas S.A’ya yüzde 51 hisseyle ortak olan DMarin Marinalar Grubu böylece toplam kapasitesine denizde ve karada toplam 3 bin 355 adet bağlama yeri daha eklemiş oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle