16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA 14 HABERLER Son Abdal, büyük ozan Neşet Ertaş dün 74 yaşında ‘yalan dünyadan’ göçtü Bozkırın sesi sustu Kültür Servisi İzmir’de dün 74 yaşında hayata veda eden “Bozkırın Tezenesi” olarak da bilinen, Abdallık geleneğinin son ustası Neşet Ertaş, geride “Gönül Dağı”, “Yalan Dünya”, “Mühür Gözlüm”, “Neredesin Sen”, “Yanıyorum”, “Ahirim Sensin”, “Zahidem” gibi gönüllerden silinmeyecek birçok türkü bıraktı. Saz eğitimini ilk olarak yine bir saz ustası olan babası Muharrem Ertaş’tan alan Neşet Ertaş, “Ben doğduğumda göbeğime babamın sazını koymuşlar ki saz çalayım diye” der ve etkilendiği tek kişinin de babası olduğunu söylerdi. 1938’de Kırtıllar’da dünyaya gelen Neşet Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası ile birlikte yörenin düğünlerinde saz çalıp, türküler söyledi. Yağmurlu Büyükoba, Hacelobası, Kırtıllar, İkibikli, Tezrek, Barak, Kırıksoku, Keskin, Kırıkkale, Yerköy ve Çiçekdağı gibi köylerde, asırlar öncesinin gezginci ozanlık geleneğini sürdürürcesine köy köy gezen baba ve oğul Ertaş, başta Kırşehir ve Yozgat’a ait bu köyler olmak üzere çevre il ve ilçelerdeki düğünlerde çaldı. 1950’li yılların sonunda İstanbul’a gelerek ilk plağını “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adı ile babası Muharrem Ertaş’a ait bir türküyle çıkaran Ertaş, İstanbul’da 2 yıl yaşadı. İlk plağıyla birlikte halk tarafından tanınmaya başlayan sanatçı, sahne hayatının ilk 2 yılını İstanbul’da geçirdikten sonra Ankara’da bir gazinoda çalışmaya başladı ve iki kız, bir erkek çocuğunun annesi Leyla Hanım ile tanışıp evlendi. 7 yıl süren evliliğini sonlandırdıktan sonra 1979’da sağlık problemleri nedeniyle Almanya’ya giden ünlü sanatçı, 2000 yılında İstanbul’da verdiği konserle sanat hayatına geri döndü. olarak aramızdan ayrıldı’ SELDA BAĞCAN Çok üzüldüm, çünkü yeri dolmayan bir sanatçıydı. Uzun süre Almanya’da yaşamak zorunda kalmıştı. Neden bir ozan uzakta yaşar ki? Değer verilmeyince çekti gitti. Çünkü o dönem arabesk çok yükselişteydi. O da kırgındı. Benim üzerimde de bayağı hakkı var. “Tatlı Dillim” ile yapmıştım çıkışımı, bu türküyü söyleyen ilk şarkıcıyım. Sonra “Mapushaneye Güneş Doğmuyor”, son dönemde de “Yalan Dünya”. Bana alkol konusunda sadece rakının ses kısmadığını söylemişti. En büyük anım budur. Hakikaten dikkat ettim, rakı ses kısmıyor. HASAN SALTIK Her şeyden önce çok yakın arkadaşım, dostumdu. Almanya’dan dönmesi için ben ikna etmiştim. O günden beri beraberdik, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Bütün albümlerini toparlayıp belgeselini yaptık. Çağımızın Karacaoğlan’ı, Pir Sultan’ı gibiydi. Neşet Ertaş gibi bir halk ozanı bir daha gelir mi bilmiyorum. Bir sürü türkücü çıkacak, ama “usta” çıkmayacak. ARİF SAĞ Sesini müthiş kullanan bir yetenek olan Neşet Ertaş, virtüöz derecesinde de bağlama çalardı. Bu ikisi bir araya gelince gerçek değeri ortaya çıkıyor. Neşet Ertaş, halk müziğine ciddi katkıları bulunan önemli sanatçılardan birisi. Halk müziğinin bu noktaya gelmesinde katkısı olan 10 insandan biri. ‘Çağımızın Pir Sultan’ıydı’ ‘Müthiş yetenek’ ‘Aşkı en güzel o anlatırdı’ ‘Ben halkın sanatçısıyım’ Süleyman Demirel zamanında kendisine sunulan “devlet sanatçılığı” unvanını geri çeviren Ertaş, şöyle demişti; “O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, ‘Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor’ diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdatlarımız adına aldım.” FERYAL ÖNEY İki kez Kardeş Türküler için, bir de benim solo albüm için çaldı, söyledi, eserlerini gönül rahatlığıyla bize teslim etti. Bizim için özel bir insandı elbette, ama Türkiye’deki birçok insan için özel olduğunu bugün daha iyi anlıyorum. Onunla aynı sahneyi paylaştığım için kendimi çok şanslı addediyorum. Neşet Ertaş’ın özelliği herhalde babasından öğrendiklerini şehre taşıması. Hayatta âşık olmamış kimse yoktur herhalde. Aşkı ondan güzel anlatan ozan da azdır. ‘Gönül insanıydı’ EDİP AKBAYRAM Kendisiyle yıllar önce çeşitli kereler sahneyi paylaştım. Gönül insanıydı. Türk halk müziğine vermiş olduğu katkılar çok büyüktü. Abdal geleneğini yıllarca sürdüren, Anadolu türkülerini en ücra köşelerdeki insanlara ileten büyük bir değerdi. Abdal geleneği onun türküleriyle yıllarca aynı şekilde yaşayacak. ve 80’li yıllarda “Kırşehirli mahalli sanatçı” olarak bilinse de, 90’larda hak ettiği değeri gören Neşet Ertaş, samimi duruşu, mütevazılığı, türküleri, saz çalışı, sazının göğsünü adeta darbuka gibi kullanışı ile gönüllere taht kurdu. Çok sayıda eseri Barış Manço, Cem Karaca, Selda Bağcan, Zeki Müren gibi dönemdaşlarının yanı sıra Kardeş Türküler, Jülide Özçelik, Kubat, Ceylan Ertem gibi genç kuşak sanatçı ve topluluklar tarafından da yorumlandı, sahiplenildi. UNESCO tarafından “yaşayan insan hazinesi” kabul edilen Ertaş’a, 25 Nisan 2011 70 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora unvanı verildi. Son günlerde hastalığı nedeniyle çıkan asılsız ölüm haberleri ile ilgili olarak Ertaş’ın resmi internet sitesinde son olarak şu sözler yayımlanmıştı: “Merhaba sevenlerim, duydum ki yine öldü haberlerim çıkmış. Daha önce de bu tür asılsız haberler çıkmıştı, bu haberler beni çok üzmektedir...” Neşet Ertaş hayatını şu şiirle anlatmıştı: Dizinde sızıydı anamın derdi Tokacı saz yaptı elime verdi Yeni bitirmiştim üç ile dördü Baban gibi sazcı oldun dediler IRŞEHİR (Cumhuriyet) UNESCO’nun “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan ettiği, “abdal” müzik geleneğinin en önemli temsilcisi Neşet Ertaş’ın memleketi Kırşehir’de de hüzün var. Kırşehir Belediyesi, Ertaş için babası Muharrem Ertaş’ın mezarının da bulunduğu Bağbaşı Mezarlığı’ndaki mezarı hazırladı. Sanatçının, Bağbaşı Mahallesi’nde 16 yıl yaşadığı evde de bakım yapıldı. Ertaş’ın halasının oğlu mahalli sanatçı Aydın Çekiç, “Şaşkın bir vaziyetteyim. İnanamıyorum. Böyle bir dev sanatçının kaybolma Kırşehir’de hüzün K sı bizim ve memleketimiz için, ülkemiz için çok büyük bir kayıp. ” dedi. Kırşehir Belediyesi, sanatçının babası Muharrem Ertaş’ın mezarının da bulunduğu Bağbaşı Mezarlığı’ndaki mezar açma çalışmalarını sürdürüyor. Cenaze töreni nedeniyle kentteki bazı otellerde rezervasyonların dolduğu, tur şirketlerinin cenaze törenine katılacak vatandaşları Kırşehir’e getirmek için çalışma başlattığı öğrenildi. Belediye de kent merkezinde bulunan hoparlörlerden Neşet Ertaş’ın türkülerini çalıyor, esnaf da işyerlerinde büyük ustanın türkülerini dinliyor. YAVUZ TOP Neşet Ertaş çok iyi bir aktarıcıydı, geleneksel Orta Anadolu müziğini bizlere çok iyi şekilde aktardı. Sazının virtüözüydü, aynı şekilde seste de virtüözdü. Geleneksel türküleri de bir başka harmanlayan büyük bir ustaydı. Öyle bir ekol oldu ki, Anadolu’da pek çok Neşet Ertaş yetişti, yetişmeye de devam ediyor... JÜLİDE ÖZÇELİK İnsan olabilmenin erdemini, zayıflığını, hüznünü, coşkusunu ve hoşgörüsünü eserleriyle, en “insan” gibi ifade eden ve bu yolda ruhumuza ruh katan ozanımızı kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Onun değerli felsefesini, kalpten kalbe, görünmeyen yollardan yürümeye çalışarak içselleştirmeye gayret edeceğim. ‘Saz ve ses virtüözü’ ‘Ruhumuza ruh kattı’ SİYASİLERDEN MESAJLAR CUMHURBAŞKANI GÜL 2008 yılında Çankaya Sofrası’nda diğer sanatçılarımızla birlikte misafir etmekten memnuniyet duyduğum Neşet Ertaş, her zaman sevgiyle, saygıyla ve takdirle hatırlanacak, en önemli kültür değerlerimizden biri olarak gönlümüzü titreten türkü ve bozlaklarıyla kalbimizde yaşamaya devam edecektir. BAŞBAKAN ERDOĞAN Uzun yıllar gurbet hayatı yaşayan Neşet Ertaş, bir gönül eri, hatta bir “Gönül Dağı” olmayı da başarmış bir sanatçımızdır. Adının milyonlarca seveni tarafından yaşatılacağına, sanat üslubunun gelecek nesilleri etkilemeye devam edeceğine yürekten inanıyorum. CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU Bozkırın Tezenesi, türkülerin dili sustu. Halk müziğimizin ustası Neşet Ertaş aramızdan ayrıldı. Artık büyük ustayı dilden dile, gönülden gönüle dalga dalga yayılan türküleriyle anacak, halk müziğinin bu usta sesini yıllar yılı söylenecek türküleriyle hem yanımızda hissedecek, hem de yokluğunu duyacağız. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY Büyük bir sesi kaybettik, hepimiz çok üzgünüz. Sazıyla, sözüyle, mütevazı ve kadirşinas kişiliğiyle gönüllere taht kuran Ertaş, büyük keyifle dinlediğim bir sanat insanıydı. Onun sanatına hürmeten, bu güzel insanın birbirinden güzel eserlerine hep birlikte sahip çıkarak, gelecek kuşakların onu tanımasını sağlamayı bir görev biliyoruz. CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI TEKİN Ona boşuna Bozkırın Tezenesi denilmedi. Anadolu’nun çilekeş insanlarını onun kadar hiç kimse anlatamadı. “Zahidem”i, “Yalan Dünya”yı bir daha hiç kimse onun gibi söyleyemeyecek. Vasiyeti doğrultusunda Kırşehir’de, babasının ayak ucunda toprağa verilecek Türkülerin büyük ustasına veda İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) “Bozkırın Tezenesi”, Türk halk müziğinin büyük ustası Neşet Ertaş, tedavi gördüğü İzmir’deki özel hastanede dün saat 8.45’te yaşamını yitirdi. Hastanenin onkoloji servisinde tedavi gören 74 yaşındaki sanatçı, vasiyeti üzerine bugün Kırşehir Bağbaşı Mahallesi Mezarlığı’nda, babası ve ustası Muharrem Ertaş’ın ayakucuna toprağa verilecek. Cenaze törenine Başbakan Tayyip Erdoğan ve Son yıllarını çok sevdiği İzmir’de geçiren sanatçı, primer (karaciğerde başlayan bir kanser hastalığı) rahatsızlığının artması üzerine önceki hafta Karşıyaka’daki özel hastaneye kaldırılmıştı. Önceki gün de durumunun ciddileşmesi üzerine yoğun bakım servisine alınmıştı. Neşet Ertaş’ı yitirdiğimiz açıklamasının ardından sevenleri hastaneye akın ederken sanatçının oğlu Hüseyin Ertaş, ailesi ve doktorlarıyla basın toplantısı düzenledi. Ertaş, sanatçının sazının ne yapılacağı sorusuna iç çekerek “Ah ah” yanıtını verdi.Ertaş, “Acımız daha taze. Haberi yeni aldık. Söylenecek her şeyi hocalarımız söyledi. O CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı açıklandı. Hastane Onkoloji Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Ahmet Uğur Yılmaz da “Sayın Neşet Ertaş, hastanemize iki hafta önce genel durumunda bozulma olduğu için yatırılmıştı. Kendisi zaten iki yıldır bir hastalık sebebiyle takip edilmekteydi. Gereken tedaviler yapıldı ancak durumunda iyileşme olmaması nedeniyle pazar günü yoğun bakıma alındı. Maalesef tedavilere rağmen bu sabah saat 8.45’te kaybettik. Değerli ozanımızı kaybettiğimiz için üzgünüz” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türk halk müziğinin gelmiş geçmiş en büyük ustalarından birini yitirmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirterek “Yaklaşık 10 gün önce rahatsızlığı sırasında kendisini hastanede ziyaret edip büyük ustayla son bir kez sohbet etme onurunu yaşamıştım. Şimdi o Karacaoğlan’ların, Pir Sultan’ların, Âşık Veysel’lerin yanına gitti” dedi. CHP İzmir milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Musa Çam da hastaneye gelerek, aileye ve sevenlerine başsağlığı dileklerini ilettiler. Büyük üzüntü... Neşet Ertaş 2009’da gözaltına alınan Başyazarımız İlhan Selçuk’u ziyarete gelmişti. Türkiye’ye mal olmuş biriydi. Türkiye’nin abisi, babası, kardeşiydi. O yüzden pek vakit kaybetmeden sizlere bir açıklama yapmak istedik. Sevenlerini haberdar etmek istedik. Hocalarımız gereği kadar ilgilendi. Hepsine teşekkür borçluyuz. Yolcumuzu bugün uğurladık. Aile cenazesinin Kırşehir’e götürülmesine karar verdi” dedi. Neşet Ertaş’ın Ağabeyi Necati Ertaş da “Size özel bir vasiyeti oldu mu?” sorusuna, “Babamın ayak ucuna defnedin, dedi” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle