14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA [email protected] 16 KÜLTÜR Genç müzisyenlerin heyecanı 7. Uluslararası Genç Müzisyenler Çaykovski Yarışması’nın keman dalındaki birincisi Veriko Çumburidze oldu Geçen hafta dünyanın en önemli yarışmalarından 7. Uluslararası Genç Müzisyenler Çaykovski Yarışması’nın keman dalındaki birincisi Veriko Çumburidze göğsümüzü kabarttı. İsviçre Vevey’de yapılan yarışmada ünlü kemancı Viktor Tretyakov’un başkanlığındaki jüri Veriko’yu birinci ilan etti. Aynı yarışmanın viyolonsel dalında Amerikalı Noah Lee, ? Türkiye’deki pek çok orkestraya solist olan, piyano dalında Rus Alexandr birçok ustalık sınıfına katılan Çumburidze’yi 12 Kutuzov birincilik aldılar. Veriko, 1996’da Adana’da Kasım’da BİFO konserleri serisinde “Bir Güher Gürcü bir anne babadan dünSüher Projesi” kapsamında dinleyeceğiz. yaya geldi. Ünlü birer müzik İstanbullulara Brahms’ın Keman eğitimcisi olan ebeveyni o yıllarda AdanaMersin’e yerKonçertosu’ndan son bölümü çalacak. leşmişler ve öğrenci yetiştirmeye başlamışlardı. Veriko’yu da küçük yaşta zenlediği Gülden Turalı I. Ulusal Keman kemana başlattılar. 2002’de Mersin Kon Yarışması’nın birinci kategorisinde ve servatuarı’nda Selahattin Yünkuş’un 2006’da Tiflis’te yapılan uluslararası yaöğrencisi oldu. 2004’te aynı kurumun dü rışmada birincilik ödüllerini kazandı. Derken Türkiye’deki pek çok orkestraya solist oldu, yurtiçinde ve dışında birçok ustalık sınıfına katıldı, Cihat Aşkın’ın CAKA projesinde yer aldı. 2010’da Viyana’daki University of Music and Performing Arts okulunu birincilikle kazanıp Prof. Dora Schwarzberg’in öğrencisi oldu. Veriko, Güher Süher Pekinel “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Projesi”nin bursiyeri olarak Onduline Avrasya’nın sponsorluğunda desteklenmekte. Ama onun asıl büyük şansı Lili Çumburidze gibi harika bir keman pedagogunun çocuğu olması. Halen bir yandan Viyana’da Prof. Schwarzberg ile diğer yanda Mersin Devlet Konservatuvarı’nda Lili Hanım’la çalışmakta. Önümüzdeki sezon onu 12 Kasım’da BİFO konserleri serisinde “Bir Güher Süher Projesi” kapsamında dinleyeceğiz. İstanbullulara Brahms’ın Keman Konçertosu’ndan son bölümü çalacak. ‘Sanatın Gerekliliği’ “Sanatın Gerekliliği” (Ernst Fischer, Çeviren: Cevat Çapan) ilk kez 1968’de Memet Fuat’ın yayınevinde basılmıştı. O tarihten bu yana pek çok yeni basımı yapıldı. Bu ilginin temel nedeni, yazarın dünyaya bakışındaki tutarlılık, bunu yansıtmadaki başarısı ve sanatın temellerine ilişkin geniş görüşlülüğüdür. Pek çok özelliğiyle benzersiz bir kitaptır “Sanatın Gerekliliği”. Kitabın girişindeki birinci bölümü, bir savsöz niteliğindeki şu cümleyle biter: “Sanat insanın dünyayı tanıyıp değiştirebilmesi için gereklidir. Ama salt özünde taşıdığı büyü yüzünden de gereklidir.” Evet, insanların yaşadıkları dünyayı, insanı ve hatta kendilerini tanıyabilmeleri için birincil önemde bir araçtır sanat. Çünkü sanat yapıtları içlerinde insanlığın tüm geçmiş hayat deneyimini barındırırlar. İnsan soyunun mağaralarda yaşadıkları dönemden bugüne bütün deneyimleri sanat yapıtları yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. “Sanatın Gerekliliği”, bu uzun serüvenin özetidir bir bakıma. Çalışma, dil, benzerini yaratmak, büyü gibi unsurların insan elinde nasıl sanata dönüştüğü neredeyse büyülü güzellikteki cümlelerle ve örneklerle anlatılır. Kitabın geniş bölümlerinden biri “Sanat ve Kapitalizm”. Kral Midas’ın dokunduğu her şeyi altına çevirmesi gibi sermaye düzeni de her şeyi alınıp satılan “mal”a çevirdi. Her gün örneklerini gördüğümüz gibi ticari bir uğraş oldu sanat ve edebiyat. Fischer, kapitalizmin ilk dönemlerinden başlayarak halk sanatı, romantizm, izlenimcilik, doğalcılık, simgecilik, gerçekçilik gibi akımları incelerken, sanata bu dönemde giren yabancılaşma, nihilizm, insansızlaştırma, gizemleme gibi kavramları da açımlayıp inceliyor. Kitabın bir başka ana bölümü de öz ve biçim sorunlarını tartışıyor. Burada yazar, resim, müzik, şiir gibi farklı sanat dallarının anlatım biçimlerinin neredeyse kılcal damarlarında dolaşıyor. Bir sanat yapıtını oluşturan iki ana etkenin, hem birbiriyle hem de toplumsal yapıyla ilişkisini nefis örneklerle açıklıyor. ‘Sanatın Gerekliliği’ kuramsal bir kitap olmasına karşın sanat yapıtları, yazarlar ve sanatçılar arasında tanıdık bir arkadaş gibi dolaşıyor. Hemen her sayfasında okuduğumuz bir kitap, dinlediğimiz bir müzik eseri ya da gördüğümüz bir tabloyla karşılaşıyoruz... Bu zenginlik okura hem yabancısı olmadığı bir alanda dolaştığı izlenimi veriyor hem de yazarın engin bakışıyla her sayfada daha zenginleşiyoruz. Kitabın her cümlesinin ışıltılı, aydınlatıcı olmasının bir temel nedeni de Türkçeye çok başarılı bir biçimde çevrilmiş olması. Kuramsal bir kitabın da güzel bir dille çevrilebileceğinin parlak bir örneği. Aslında yazarın öyle bir ustalığı var ki her satırında yalnız sanatı değil, hayatı da öğretiyor. Bir arkadaşım, “Bütün kültürümün temeli bu kitaptır” demişti. Bir kitabın bir insanın hayatında böyle belirleyici bir rolü olabilir mi? Demek olabiliyor. Ernst Fischer’in ülkemiz okurları için başarısı “Sanatın Gerekliliği” ile sınırlı değil. Ahmet Cemal’in dilimize çevirdiği “Franz Kafka” kitabı da, bu büyük yaratıcının dünyasını tanıyabilmek için benzersiz bir kılavuz. ??? “Sanatın Gerekliliği”nin yeni basımında ülkemiz okurlarının çok sevdiği bir başka yazar olan John Berger’in uzun bir önsözü var: Berger bu yazısında Ernst Fischer’le geçirdiği son günü (çünkü yazar o günün akşamında ölecektir) hem o anların hem de bütün bir hayatın dökümünü yaparcasına çok dokunaklı bir dille anlatıyor. Anlattığı kişiler gerçek olmasa, başlı başına kurmaca bir metin gibi de okunabilecek bu yazı, hayat ayrıntıları ve düşünce yoğunluğuyla dolu: “Neyi seçer âşık olan insan? Sevdiği uğruna dünyayı (bütün hayatını) gözden çıkarmayı seçer.” Yarın akşam 7. Leyla Gencer Şan Yarışması’nın finali var. Aya İrini’de saat 20.00’de başlayacak yarışmayı Skytürk360 ekranlarından canlı olarak izleyebileceğiz. Bu satırları yazdığım sırada henüz 20 finalist belirlenmiş durumda. Bunlardan üçü Türk: Bariton Caner Akgün, soprano Çiğdem Aladağ ve mezzo soprano Senem Demircioğlu. Yarın akşamki finalde İtalyan şef Pietro Mianiti yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası sanatçılara eşlik edecek. Finalde sekiz genç derece için yarışacak. Dereceye giremeyenler dahi ileride bu yarışmanın finalisti olmanın gururunu taşıyacaklar. Üstelik bu yılki yarış ‘Primadonna’nın izinde... manın jüri başkanı da çağımızın büyük sopranosu Mirella Freni. Leyla Gencer Yarışması, La Scala Akademisi ve İKSV’nin ortak çabalarıyla devam ettirilen dev bir proje. Yarışmaların başlatılmasından çok devam ettirilebilmesi için harcanan çabalar daha önemlidir. Üstelik uluslararası, dünya çapında ve belirli bir düzeyi koruyarak devam ettirmek en zorudur. Bu yıl 176 kişi başvurmuş. Adaylar gerçekten de dünya coğrafyasının dört bir yanından. Şimdi Leyla Gencer efsanesini bilmeyenlere sesleniyorum: Onu yakından tanımak isteyenler, İKSV’nin Şişhane’deki binasında yer alan Leyla Gencer Evi’ni ziyaret etsinler. Operanın mabedi La Scala’da 25 yıl primadonnalığı korumuş ve ölümünden sonra “son primadonna” diye anılmış o müthiş insanı tanısınlar. Milano’daki evindeki yaşamını izleyip sesini dinlesinler. Leyla Gencer’in uzun yıllar operalarında birlikte çalıştığı dekoratörü ve aynı zamanda Leyla Gencer Şan Yarışması Jüri Başkanı Pier Luigi Pizzi’nin Melahat Behlil, Franca Cella ve Massimo Gasparon’un yardımlarıyla düzenlediği Leyla Gencer Evi sıcacık bir atmosfer. Bir yandan da Zeynep Oral’ın kitabını okusunlar. Onun sesini duymak isteyenler de Tünel’deki Lale Plak’a uğrasınlar: Leyla Gencer’in 195860 arasındaki opera aryalarından seçmeleri Opera d’oro etiketinde, 1980, 81 ve 85 Paris resitallerini Bongiovanni etiketinde ve Komple Operalar arasından Donizetti’nin “Poliuto”suyla Verdi’nin “Jerusalem”indeki kayıtlarını da Melodram etiketinde bulacaklar. İDOB yeni sezonu 29 Eylül’de Aya İrini’de açıyor 1001 Belgesel Film Festivali 26 Eylül’de başlıyor Açılış konserinde Verdi teması Kültür Servisi İstanbul Devlet Opera ve Balesi yeni sezonu, 29 Eylül Cumartesi saat 20.00’de Aya İrini’de gerçekleştireceği açılış konseriyle başlatıyor. 2013 yılının, büyük opera bestecisi Giuseppe Verdi’nin 200. doğum yılı olması nedeniyle de Verdi müziği, açılış konserinin temasını oluşturacak. Verdi’nin, çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemlerine ait eserlerinden oluşan konserde orkestrayı İtalyan şef Gianluca Bianchi, koroyu Gökçen Koray yönetecek. Konserde İstanbul Devlet Opera ve Balesi solistlerinin yanı sıra İstanbul dışından konuk sanatçılar da yer alacak. İDOB yeni sezonda, “Aşk İksiri”, “Midas’ın Kulakları”, “Yusuf ile Züleyha”, “Ariadne Naksos’ta”, “La Traviata”, “Bir Sevda Masalı”, “Kötülüğün Döngüsü”, “Sevil Berberi”, “Mançalı Şövalye”, “Şen Dul”, “Opera Müdürü”, “Önce Müzik Sonra Söz”, “Wolfgang ve Lorenzo”, “Fauré Requiem”, “Çanakkale Oratoryosu”, “Pera’da Opera”nın da aralarında bulunduğu opera ve oratoryolara, “Hurrem Sultan”, “Genç Werther’in Acıları”, “Afife”, “Senfonik Minyatür”, “Kuğu Gölü”, “Jeunehomme”, “Arenal”, “Sixdances” gibi bale eserlerine yer veriyor. Ayrıca “Şantiye”, “Ergime”, “Seyahatname II”, “Minifest” gibi modern dans etkinlikleri, “Fındıkkıran” çocuk balesi, “Saraydan Kız Kaçırma”nın çocuk adaptasyonu, “Çocuk Dünyası”, “Bremen Mızıkacıları”, “Müziğe Dokunmak” çocuk oyunları da yeni sezonun yapımlarından. www.dobgm.gov.tr ‘15 yıllık inat’ Kültür Servisi Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından, bu yıl 15’inci kez organize edilen “Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali”, 26 Eylül Çarşamba günü, Cemal Reşit Rey’de gerçekleştirilecek açılışın töreniyle başlayacak. Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, German Films, Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen festival, 2 Ekim’de son bulacak. Festivalin programı hakkında bilgi vermek amacıyla dün düzenlenen basın toplantısına Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Hasan Özgen ve festivalin komite başkanı Mustafa Ünlü konuşmacı olarak katıldı. Festivali 15 yıldan bu yana gönüllülük sistemi ve kısıtlı bütçelerle organize etmek zorunda kaldıklarını vurgulayan Özgen, festivali “15 yıllık bir inat” ? Bu yıl 15. kez düzenlenen festival, ilk yıldan bu yana tamamen gönüllü ekiplerle düzenleniyor. Festivalde yarışma bölümü yok ve tüm etkinlikler ücretsiz. olarak nitelendirdi. Bu yıl “Sistem Hatası” temasıyla organize edilen festivalde, 16’sı yerli, 60’ı yabancı olmak üzere 76 film gösterilecek. Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Fransız Kültür Merkezi Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi (Afife Jale Salonu) ve Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilecek gösterimler ücretsiz izlenebilecek. Festivale bu yıl dünya belgesel sinemasından 25 yönetmen konuk olacak. Filmlerini seyirci ile birlikte izleyecek olan yönetmenler, “Belgesel Arkası” bölümünde izleyenlerin sorularını yanıtlayacak. Uluslararası belgesellerde ortak yapım geliştirilmesi ve eğitimleri (pitching) uzmanı, Experdocs’un başkanı Marijke Rawie ve Online Films CEO’su, eski Avrupa Belgeselciler Ağı (EDN) Başkanı Cay Wesnigk ise festival kapsamında düzenlenecek olan “Avrupa’da Belgesel Pazarı” konulu panelde deneyimlerini paylaşacak. Festival kapsamında “15. Yıl Sergisi” adlı özel bir sergi de olacak. http://www.1001belgesel.net/ Istanbul Resitalleri <(1ø 6(=21 $d,/,ù 5(6ø7$/ø istanbulresitalleri.com . Müzebüs yeniden yollarda ? Kültür Servisi Kısıtlı imkânlar, uzaklık gibi nedenlerle müzeye gelemeyen öğrencilere ulaşmak amacıyla Rahmi M. Koç Müzesi’nin 2003 yılından bu yana sürdürdüğü gezici müze geleneği bu yıl da devam ediyor. Yılda 2830 il dolaşan Müzebüs her ilde milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla seçilmiş okullarda uzun süre kalabiliyor. Müzebüs’te iki eğitmenin yanı sıra 70 obje hakkında bilgi ve belge de bulunuyor. Çocuklar objeleri yakından görebildikleri gibi onlara dokunabiliyor. NASREDDİN HOCA KARİKATÜR YARIŞMASI ‘Büyük Ödül’ el değiştirdi RACHMANINOV DEBUSSY WAGNERLISZT BRAHMS Kültür Servisi 32. Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması’nda “Büyük Ödül”ü kazanan Omar Alberto Figueroa Turcios’un çalışmasının 2012’de İran’da düzenlenen “4. Uluslararası Fadjr Karikatür Yarışması”nda “Onur Ödülü” kazandığının tespit edilmesi sebebiyle ödülü iptal edildi. Karikatürcüler Derneği’nden yapılan açıklamada, yarışmada yapılan puanlama sonucunda 2. sırada en yüksek puana sahip olan Polonyalı Grzegorz Szumowski’nin çalışmasına “Büyük Ödül”, yarışma puanlamasında 7. sırada yer alan Sergey Riabokon’un çalışmasına da “Başarı Ödülü” verilmesi kararı alındığı belirtildi. Açıkekran’da ‘İçten Bakış’ ? Kültür Servisi Şekerbank’ın güncel sanatı geniş kitlelerle buluşturmak amacıyla oluşturduğu sanat platformu “Açıkekran”, ekoloji temalı yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Çağdaş sanatçı Berat Işık’ın video çalışmaları 31 Ekim tarihine kadar sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sergi kapsamında “Wish You Were Here / Keşke Burada Olsan” başlıklı çalışma, Şekerbank’ın İstanbul Feneryolu, Ankara Küçükesat ve Çankaya, KırklareliAlpullu, Ordu, İzmir ve Mardin ve MuğlaBodrum olmak üzere 7 ildeki şubelerinde 24 saat izlenebilecek. piyano 6WHLQZD\ 6RQV *UDQG ' $.%$1. WDUDIÕQGDQ VD÷ODQPDNWDGÕU  (NLP 6$.,3 6$%$1&, 0h=(6ø µWKH 6HHG¶ C MY B C MY B PAOLO RESTANI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle