13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2012 PAZAR 16 kimse kendisine tepeden bakamıyor; ama yabancı liderlerle poz verdiğinde, örneğin tarihte ilk kez bir ABD Başkanı’yla en azından mezurada boy ölçüşen bir Başbakanımız olması, çoğumuzun gözünü okşuyor. Sayın Başbakan’a bugüne değin yan yana geldiği liderler arasında, tabii ki yalnız ve ancak boy farkıyla, o da belli belirsiz ölçüde tepeden bakabilen iki kişi var: Beşşar Esad ve İlham Aliyev. Hafta başında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi için Azerbaycan’a giden Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın Baku Havaalanı’nda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva tarafından karşılanmasını ölümsüzleştiren fotoğraf karesi; benim düz algılamaktan aciz, çıfıt çarşısı belleğimde bir “deja vu” flaşı patlattı. Üstelik bu “deja vu” bir sanrı olmayıp, deyimin kelime anlamıyla “daha önce görülmüş” bir başka fotoğrafa; 2009 yılında Ankara’da Esma ve Beşşar Esad çiftini karşılayan Emine ve Recep Tayyip Erdoğan karesine gönderme yapıyordu. ??? Başbakan Erdoğan’a Azerbaycan’ı taptaze resmi ziyaretinde eşlik eden tüm yetkililer, 2009’daki Suriye ziyaretinde de yanındaydılar. Ahmet Davutoğlu yine Dışişleri Bakanı’ydı, bazı bakanlar yetki ve makam değiştirmişlerdi, ama istisnasız hepsi, Şam’daydılar. Azerbaycan’la kurulan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin aşbakan Erdoğan’ın üstün vasıflarından biri, Allah vergisi B uzun boyu. Türkiye’de zaten cumhurbaşkanına bağlı bir kuruluş. Ama patronu zaten değişmiyor: İlham Aliyev’in cumhurbaşkanı “seçilene” kadar görevi, zaten babası Haydar’dan devraldığı şirketin yönetim kurulu başkanlığıydı! Ülkenin inşaat, turizm ve sigorta sektöründeki en büyük kuruluşu Pasha Holding ve en büyük bankası Pasha Bank’ın sahipleri de yabancı değil: Holdingin kurucusu Arif Pashayev’in kızı Mihriban, İlham Aliyev’in güzel ve şık eşinden başkası değil… Çiftin kızları Gülnur ve Lola da boş duruyor sayılmazlar. Azerbaycan’ın en büyük GSM operatörü, onlar. İsviçre’de villaları, İngiltere’de sarayları ve daha neleri var! ??? Cumhurbaşkanlığı maaşı yıllık 228 bin dolardan ibaret İlham Aliyev, geçen yıl Dubai’de 11 yaşındaki oğlunun adına 44 milyon dolarlık bir villa, işte böyle alabildi. Bütün bunlar bize zaten yabancı değil, hiçbirimizi şaşırtmaz, “Bal tutan parmağını yalar” elbet. Ama Müslüman Asya ve Afrika’yı yeniden dizayn etmeye soyunan Batılı irade, henüz petrolsüz değil, petrollü egemenlerle meşgul. Azerbaycan’da Aliyev, Kazakistan’da Nazarbayev ve Özbekistan’da Kerimov hanedanlarını, “İslam Baharı kaçkını son diktatörler” diye niteliyor. Türkiye’nin Suriye ile iki yıl sürebilen balayını sonlandıran gerekçelerin her biri, Azerbaycan için de geçerli. Bu gerekçeler istim üstünde, birilerinin Suriye’de olduğu gibi “start” vermesini bekliyor! “Tüm düşmanlar arasında en tehlikelisi, dostunuz olandır.” ALPHONSE KARR Yüksek Düzeyli İşbirlikleri tıpkısının aynısı Suriye ile de kurulmuştu! Geçen hafta Baku’daki konsey toplantısında Azerbaycan’la imzalanan anlaşmaların hepsi ve daha fazlası, 2009 yılında Şam’daki konsey toplantısında Suriye ile de yapılmıştı! Üç yıl arayla çekilen fotoğraflar birer tıpkı basımdı, sanki… Kırmızı halılar, sıcak dostluklar, hararetli kutlamalar, gülücükler arasında verilen pozlarda, Başbakan Erdoğan zaten değişmemişti; muhataplarının boyları posları bile aynıydı! İster istemez “eyvah”landım. Yoksa sıfır düşmanlıkta hüsran sırası, Suriye’den sonra Azerbaycan’a mı gelmişti? Çünkü iki ülkenin benzerliği, salt liderlerinin boyu posu ve Başbakan Erdoğan’ın başkanlığındaki Türk hükümetiyle kurdukları “yüksek düzeyli işbirliği” değil. ??? Suriye demokrasi değil miydi? ‘Bahar Bitti Güz Bitti…’ nde, “Azerbaycan, ortaçağ Avrupa devletleri gibi işliyor: Hepsi birbirine bağlı birkaç aile ülkeyi bölge bölge paylaşmış, ulusal ekonominin tamamını kontrol altına almış” diye yazıyor. Azeybaycan’d a Aliyev hanedanını sonlandırmak için er geç verilecek “start” 2014’e rastlarsa, yandık! Çünkü bölgede Türkiye ile Yüksek Düzeyli İşbirliği ve dostluk kurmak, “iki yıl içinde gidici” alameti sayılacaktır. W ikiLeaks belgeleri Fotoğraf: Şekerlik Hatırası Azerbaycan da değil. Suriye’de özgür seçimler yapılmıyor muydu? Azerbaycan’da tüm seçimler hileli ve dünyaca biliniyor! Suriye’de ifade özgürlüğü yok muydu? Azerbaycan’da da yok. Suriye’de insan hakları mı ihlal ediliyordu? Azerbaycan’da da ediliyor. Suriye’nin kaymağını Baas’çılar mı yiyordu? Azerbaycan’ın kaymağını KGB’ciler yiyor. Suriye’de Esad hanedanı mı babadan oğula diktatör? Azerbaycan’da Aliyev hanedanı babadan oğula diktatör. Suriye’de Beşşar Esad yolsuz muydu? Azerbaycan’da İlham Aliyev’e “Don Carleone” deniyor!... Azerbaycan petrol ve doğalgazını pazarlayan SOCAR Trading, doğrudan KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Vali İsa Küçük Neden ‘Merkez’de? “2012 LYS’de başarı oranıyla iller arasında birinci sıraya yerleşen Bartın’da son 6 yılda eğitim alanına 20 milyon lira harcandı. Bu uğurda valilik konutu bile satışa çıkarılırken gelirin eğitim için harcanmasına karar verildi.” Bu haber 22 Temmuz 2010 tarihli Yeni Şafak gazetesinde “Vali Bey’in Modeli Bartın’ı Zirveye Taşıdı” manşetiyle verilmiş ve İsa Küçük’ün valilik çalışmaları övgüler eşliğinde sütunları kaplamıştı. “Bartın’ın sesini, başarısını Türkiye çapında duyuran valimiz İsa Küçük’ün merkeze alınması büyük üzüntü yarattı.” Bu haber ise geçen 9 Ağustos’ta Türkiye’nin en eski yerel basın emektarlarından 88 yaşındaki Bartın gazetesinde “Başarının Ödülü Bu Olmamalıydı” sürmanşetiyle yer aldı. İsa Küçük’ün hem AKP’li hem CHP’li milletvekilleriyle uyumlu bir çalışmayla tüm Bartınlıları memnun eden kalıcı hizmetler yaptığı vurgulanan haberin altında “Kimi İz Bırakır, Kimi İş Bırakır” başlıklı “teşekkür” duyurusu ise şöyleydi: “Bartın’a yaptığınız hizmetler için teşekkürler Sayın Valimiz... Sizi çok çalıştırdık, Bartın sizi daima anacak ve unutmayacaktır.” Bartın gazetesi 1906’da dönemin Anadolu aydınlarından Cemal Aliş tarafından kurulmuş, 1966’dan bu yana da memleket sevgisini “Cumhuriyet sevdası”yla bütünleştiren Esen Aliş tarafından çıkarılıyor. Gazetenin geçmişini bilenler, nice valiye en sert eleştirilerde bulunmuş bir yerel basın organının İsa Küçük’ün ardından yazdıklarına şaşırmadılar; çünkü Bartın’ın kamu görevlilerinden tek beklentisi vardı, o da kente ve insanlara “cumhuriyetin çağdaş uygarlık hedefleri”ne uygun hizmetlerde bulunmak… İsa Küçük işte bu düşünceyi yaşama geçiren vali olarak kucaklanıyordu. Peki, hem “sağ” hem de “sol” denilen kesimlerin tartışmasız beğenisini kazanan çalışmalarıyla “başarılı valilik örneği” yaratan İsa Küçük, 6 yıllık Bartın hizmetinden sonra neden bir başka ilimize atanmadı da “merkeze” alındı? Türkiye’de her eğilimden herkesin günümüzdeki en önemli beklentisine dönüşen “insana ve ülkeye hizmet” ilkesini simgeleyen bir validen diğer illerin de nasiplenmesi neden tercih edilmedi? ‘Destan’ yazarı Üstelik İsa Küçük, Kültür Bakanlığı’nca daha geçen yıl en büyük devlet ödülünün verildiği, arkeolojimizin yaşayan en birikimli hocası ve eşsiz bilgesi Prof. Halet Çambel için “Halet Abla Destanı”nı yazarak, sanat ve edebiyat dünyamızın da hayranlığını kazanmış bir aydınımız. Yaşar Kemal’in de beğeniyle söz ettiği kitap, ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] Güftesi Ramazan Gökalp Arkın’a, bestesi de Sadettin Kaynak’a ait olan bu Nihavend şarkı “… Artık bülbül ötmüyor” diye devam eder. Son günlerde dinlerken, gözlerimin önüne Arapların, “alThawrat al‘Arabiyyah” dedikleri “Arap Baharı” coşkusunun doludizgin yaşandığı Kahire’nin ünlü Tahrir Meydanı geliyor. Çok değil, aradan ancak iki yıl geçmiş ve şimdi o coşkunun yerini benzersiz bir öfke almış. Bir haftadır yalnızca Mısır’da değil, Tunus’ta, Libya’da, Yemen’de, Lübnan’da, Suriye’de, İran’da, Afganistan’da kısacası Müslüman nüfusun olduğu tüm ülkelerde insanlar sokaklara dökülmüş, yakıyorlar, yıkıyorlar, öldürüyorlar, ölüyorlar. Bu öfkenin “görünür” nedeni ABD’de yaşayan Kıpti kökenli Hıristiyan bir Mısırlının çevirdiği ve 14 dakikalık bölümü internette dolaşan “Müslümanların Masumiyeti” (Innocence of Muslims) adlı, İslamiyetin ve Hz. Muhammed’in aşağılandığı bir film. Filmi yöneten Nakoula Basseley Nakoula sabıkalı bir dolandırıcı; çalıntı kimlik ve sosyal güvenlik numaraları kullanarak ABD’de federal bankalarda hesabı bulunan çok sayıda kişiyi dolandırmış, 2010 yılında mahkemenin aleyhinde verdiği karara itiraz etmemiş, dolandırdığı şahıslara yaklaşık 800 bin dolar ödemeye mahkum edilmiş ve şartlı tahliyeden yararlanarak Haziran 2011’de cezaevinden serbest bırakılmış. Film Müslümanlara yönelik bir kışkırtma malzemesinden başka bir şey değil. Reuters’a göre film, Hz. Muhammed’i “Bir aptal, bir kadın avcısı ve sahte bir dindar olarak” tanımlıyor. BBC’ye göre filmde Hz. Muhammed, “Öldürmekten zevk alan erkeklerden oluşan bir ayaktakımının kanlı lideri” olarak tanıtılıyor. NBC News’da ise Hz. Muhammed’in filmde “Bir kadın avcısı, bir eşcinsel ve bir çocuk istismarcısı” olarak betimlendiği görüşünü ileri sürüyor. İçeriğinin yanı sıra film sinema tekniği açısından insana, “Bir film ancak bu kadar kötü olur!” dedirten türden bir rezalet. Ne var ki Müslüman nüfusun yoğun yaşadığı ülkelerde yaşanan son olaylara bakılınca filmin amacına ulaştığı görülüyor. ??? ABD Başkanı Obama’nın ve Dışişleri Bakanı Clinton’ın “Arap Baharı”nın yaşandığı ülkelerde elçiliklerine yapılan saldırılar karşısında söyledikleri hayli ilginç! “Yahu, biz bunlara özgürlüklerine kavuşsunlar, demokrasiye kavuşsunlar diye onca para, onca silah verdik, destekledik, şimdi elçiliklerimizi ateşe verip büyükelçilerimizi, çalışanlarımızı öldürüyorlar” anlamına gelen sözler söylüyorlar. Büyük bir hayret içindeler! Bu sözleri duyan bir insan ABD’nin bu ülkelere niçin el attığının ardında yatan gerçekleri bilmiyor olsa, Amerikalılara acır, “Zavallıları kandırmışlar!” diye düşünür. ABD’de onlarca “think thank” kuruluşu bulunuyor ve bunlar yeryüzündeki bölgeye, her ülkeye, her topluma, her inanca, her etnik kökene ve her olaya ilişkin düşünce, bilgi, analiz üretiyorlar. Bunlar, dolayısıyla da yönetim “Arap Baharı” adı verilen sokak hareketlerinin o ülkelere demokrasi ve halklarına özgürlük getirmeyeceğini, mevcut rejimler yıkılsa da yerlerine en az onlar kadar baskıcı yönetimlerin geleceğini biliyordu. Nitekim tersi olmadı; “Arap Baharı” o ülkelerin az sayıdaki demokratik güçlerini değil, Müslüman Kardeşler, Selefiler gibi köktenci İslami akımları güçlendirdi, bu akımlar ya Tunus ve Mısır’da olduğu gibi iktidara geçtiler ya da Libya’daki gibi çok güçlü bir muhalefet odağı oluşturdular. Gerek Müslüman Kardeşler gerekse Selefi liderler “Müslümanların Masumiyeti” filminin yol açtığı ve giderek tırmanan olayları iktidarlarını pekiştirme veya iktidara ulaşmada belirleyici bir kilometre taşı olarak değerlendiriyorlar. Gerek “Arap Baharı” sonrası gelişmeler, gerekse bugün tanık olduğumuz olaylar İslam ile demokrasinin ne ölçüde bağdaşabilir olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Tanık olduklarımız, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bize armağan edilen Aydınlanma Devrimi’nin en önemli kazanımı olan laikliğe dört elle sarılmamız gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Dört elle… Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, ödün vermeden… Doğal ki bu güzel ülkemizde bahar hiç bitmesin, bülbül hep ötsün istiyorsak… ‘ G ’ N O K T A S I BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Vali İsa Küçük, “Halet Abla Destan”ını imzalarken... Küçük’ün Osmaniye Valiliği sırasında Karatepe’deki Hitit kazılarında tanıdığı Çambel’in, aynı yerde 50 yıldır süren bilim emektarlığını ve yöre insanının nasıl “abla”sı olduğunu belgelemekle kalmıyor; dünyaca ünlü arkeoloğumuzun Ağa Han Mimarlık Ödülü sahiplerinden alaylı mimar ve şair Nail Çakırhan ile hayat arkadaşlığını da “destan”laştırarak, iki büyük insanın efsanevi beraberliklerini şiirselleştiriyor… (Arkeoloji ve Sanat Yayınları) İşte böylesi çok yönlü bir valiye “buyurun merkeze” denilmesini hayretler içersinde karşılayan Bartınlılar, İsa Küçük’ün veda mesajını da nemli gözlerle okudular; “Tüm yaptıklarım zaten görevimdi” diyen valimiz bakın ne söyledi: “Devletimiz kıt imkânlarla beni okuttu, vali yaptı. Bartın’da devlete ve millete borcumu biraz ödediysem ne mutlu bana..” İsa Küçük’ün yeni bir ilimize “armağan” edilmesi dileğimizle... HARBİ SEMİH POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] 1/ “Kısamahmut, 1 kurtluca” gibi adlar da verilen, halk 2 hekimliğinde iştah 3 açıcı ve mide ağrı 4 larını gidermekte 5 kullanılan otsu bitki. 2/ Felsefede bil 6 gi ile varlık arasın 7 da ilgi kurduğu dü 8 şünülen kavram... Ödünç verme. 3/ 9 Trabzon ilinde bir yayla... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Mana. 4/ Avrupa Birli 1 GU D U B E T P ği’nin kısa yazılışı... Sert 2 AMO R A F O B İ ve iri taş kütlesi. 5/ Ol 3 S İ T A R dukça hızlı tempolu bir M A L 4O Y A N J O T A İtalyan halk dansı... Bir ay 5 F M U D İ L M adı. 6/ ŞanlıurfaGazian6 O T A R İ O B İ tep karayolunda bir dağ geçidi... Bir cetvel türü. 7/ 7 B Ö N R İ J İ T T İ M İ N İçine ok konulan torba ya 8 İ P 9 İ T İ L A İ S da kılıf... Rus köylü topluluğuna verilen ad. 8/ Türk halk şairlerinin etkisinde yetişen Ermeni asıllı âşıklara verilen ad... Yıl. 9/ Anadolu’da köy seyirlik oyunlarını düzenleyen kişiye verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Küçük kamyon... Uyanık, gözü açık. 2/ Edebiyatla ilgisi olan, edebiyat değeri taşıyan... Daha iyi ürün elde etmek için bir ağaçtan başka bir ağaca dal nakletme işi. 3/ Evcil bir geyik türü... Bir Avrupa ülkesinin başkenti. 4/ Şaşma belirten bir ünlem... Ateş karıştırmaya yarayan eğri uçlu demir çubuk. 5/ Bir haber ajansının kısa yazılışı... Bir renk. 6/ Bir kitabın sayfalarını süsleyen küçük motif... Suudi Arabistan’ın plaka imi. 7/ Büyümemiş karpuz... Şarap. 8/ Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre... Özen. 9/ Havadaki su buharı... Samanlık. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle