15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Norveç’te sendikalar Norges Bank’ın Türk Hava Yolları’nı finansal desteğini yeniden düşünmeye çağırdı THY yatırımı sorgusu OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Temeldeki Ayrışma Türkiye’de etnik ayrışmadan, Türk Kürt ayrımından, SünniAlevi mezhep ayrışmasından, din ve devlet yönetimi açısından laik, mütedeyyin farklılığından, sınıfsal olarak emeksermaye çatışmasından söz edilir. Zaman zaman bu tür ayrımlar bazı beklentilerle de tahrik edilir, araya husumet tohumları ekilmeye çalışılır. Bence Türkiye’de temel ayrışma Cumhuriyeti benimseyenlerle, Cumhuriyet ve Atatürk karşıtları arasındadır. Ayrışma, karşıtlık Cumhuriyetin ilanından da önce, daha bağımsızlık savaşına hazırlanma aşamasında başlamıştır. Türkiye dış düşmandan çok iç ayaklanmalarla, iç engellerle uğraşmak zorunda kalmış veya bırakılmıştır. Bağımsızlık savaşı ve öncesi başlayan bu ayrışma, Cumhuriyet sonrası da sürmüş, günümüzde de sürmektedir. Türkiye’de Cumhuriyet karşıtı geniş kitlelerin varlığı yadsınamaz. Dinciler, bazı tarikat ve cemaatler, ikinci Cumhuriyetçiler, işbirlikçiler, dış destekli örgütler, Cumhuriyet karşıtlığının omurgasını oluştururlar. Değişik oranlarla da olsa Cumhuriyet karşıtları arasında farklı güdülerle de olsa Türkler, Kürtler, çeşitli etnik gruplar, Sünniler, Aleviler, sermayedarlar, emekçiler, hatta laik görüntülü olanlar da yer alır. Ortak payda Cumhuriyet karşıtlığı, gizli veya açık Atatürk düşmanlığıdır. Cumhuriyet karşıtları, hemen her dönemde dış odaklar tarafından da çeşitli yöntemlerle desteklenmişlerdir, halen de desteklenmektedirler. ??? Cumhuriyete sahip çıkanlar da etnik kökene, mezhep ayrımına, ekonomik sınıf farklılığına, aynı dünya görüşüne indirgenemez. Cumhuriyete sahip çıkanlar arasında yine değişik oranlarda olmak üzere Türkler, Kürtler, diğer etnik kökenliler, Aleviler, Sünniler, sermayedarlar, emekçiler, laikler, mütedeyyinler yer alır. Cumhuriyete sahip çıkış da kitleseldir. Gerçek inanç sahiplerinin, dini bir araç olarak kullanmayanların, İslamiyetin özünü algılamış olanların Cumhuriyete sahip çıkmaları da doğaldır. Cumhuriyeti benimseyenlerin, karşıt olanların, arada kalanların, zamana ve ortama göre pozisyon alanların, taraf değiştirenlerin oranı nedir? Bu konuda bir araştırmam yok. Ancak sınırlı gözlemler, kaba tahminler, Cumhuriyet karşıtlarının, Cumhuriyeti benimseyenlerden sayıca daha fazla olduğunu gösteriyor. İşte asıl sorun da buradan kaynaklanıyor. Cumhuriyet karşıtlarının sayıca üstünlüğünün göstergeleri şöyle özetlenebilir. Yıl 1924. Cumhuriyetin ilanının ertesi yılı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruluyor. Halkın önemli bir bölümü bu partiye yöneliyor. Dış ayartı ve desteklerle iç ayaklanmalar sürüyor. Terakkiperver Partisi’nin kapatılması, İstiklal Mahkemeleri’nin kuruluşu ile Cumhuriyet karşıtları, argo bir deyişle arazi oluyorlar, bir süre siniyorlar. ??? Yıl 1930. Bir kez daha çok partili yaşam denemesi yapılıyor. Atatürk’ün yakın arkadaşlarından Ali Fethi Bey (Okyar) başkanlığında Serbest Fırka kuruluyor. Yine büyük destek görüyor. Serbest Fırka denemesi de uzun ömürlü olmuyor, aynı yıl içinde feshediliyor. Cumhuriyet karşıtları en büyük gövde gösterilerini Demokrat Parti çatısı altında 1950 yılında göstermişlerdir. Demokrat Parti’nin kurucuları kuşkusuz Cumhuriyet karşıtı değil, Cumhuriyet yanlısı idi. Ancak Cumhuriyeti benimsemiş, altı oklu sembole karşı, karşıtlar DP’yi destekleyerek güç gösterisinde bulunmuşlardır. DP de kendini destekleyen bu kitleye karşı ödün vermiş ya da ödün vererek oy desteği sağlama gereğini duymuştur. Cumhuriyet karşıtları, 1960 yılından sonra da sürekli sağ ve orta sağ partilere oy vererek kitlesel güçlerini kanıtlamışlar, CHP’ye karşı vaziyet almışlardır. Cumhuriyet karşıtlarının salt iktidarları, Cumhuriyete karşıt olmamakla beraber her dönem güçlüden yana tavır alan, en hafif deyişle ürkeklerin de desteği ile 2002 seçiminden sonra oluşmaya başlamıştır. Süreç hızlanarak sürmekte, ayrışma daha da netleşmektedir. Cumhuriyetten yana olan devrimleri benimsemiş olanlar genelde CHP’yi oylarıyla desteklemişlerdir. Ancak CHP Ecevit’ten sonra bu kitleyi toparlayamamıştır. Yönetim hataları, söylem yetersizlikleri, yanlış hesap ve stratejiler en az yüzde 30 olan bu potansiyeli harekete geçirememiş, birleştirememiştir. Asıl tehlikeyi, ayrışma riskini görüp ötekileştirmeden vazgeçip nasıl toparlanabileceğimizi düşünelim. Türk Hava Yolları’nın (THY) işten attığı 305 işçinin geri alınması amacıyla uluslararası eylemler devam ediyor. Son olarak Norveçli sendikalar, ülkenin ulusal yatırım bankasının bu havayoluna yatırım yapmaya devam edip etmemesi gerektiğini sorguladı. Norveç Kabin Ekibi Sendikası, Norveç Ticaret ve Büro Çalışanları Sendikası ve Parat Sendikası, Norveç Merkez Bankası’nın yatırım kolu olan Norges Bank Yatırım Yönetimi’yle temasa geçerek Türk Hava Yolları’nın, bu 305 işçiyi işlerine iade etmemesi durumunda, Norges ? Yatırıma karşı olmadıklarını belirten sendika temsilcileri, Norveç Merkez Bankası’nın yatırım kolunun, kendi etik kuralları içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak, ‘çalışanın elinden grev hakkını alan bir şirketle Norveç devletinin pay sahibi olması bağdaştırılamayız’ dedi. Bank Yatırım Yönetimi’nin bu şirketten çekilmekten başka herhangi bir seçeneği bulunmadığı uyarısında bulundu. Norveçli sendikalar yaptıkları başvuruda şunları belirttiler: “Norges Bank Yatırım Yönetimi’nin gerek uluslararası sivil havacılığa gerekse de diğer farklı sektörlere yatırım yapmasına itirazımız söz konusu değildir. Bununla birlikte, yapılacak herhangi bir yatırımın değişmez koşulu, bu yatırımın Norges Bank Yatırım Yönetimi’nin kendi etik kurallarına uygun olmasıdır. Geçen birkaç ay boyunca THY yönetiminin eylemlerine dayanarak bu şirketin bu kriterlere uygun davranmadığını görmekteyiz. 305 Türk Hava Yolları çalışanı, ellerinden grev hakkını almak isteyen bir kanun değişikliğine karşı düzenlenen protestolara ka tıldıkları gerekçesiyle mayısta işten atıldı. “Grev hakkı temel bir demokratik haktır ve biz, Norges Bank Yatırım Yönetimi’nin uluslararası temel demokratik ilkelere aykırı hareket eden bir şirkette hissedar olmasını kınanması gereken bir durum olarak görüyoruz” diyen Norveç Kabin Ekibi Sendikası’nın başkanı ve ITF sivil havacılık bölümü komitesinin üyesi Elisabeth Goffeng, THY’nin yaptıkları nedeniyle, Norveçli sendikaların temsilcileri olarak işçilerinin demokratik haklarını pervasızca çiğneyen bir şirkete, kamuya ait Norges Bank’ın yatırım yapmasını uygun bulmadıklarını yineledi. Türkiye’den Mısır’a 2 milyar dolar Ekonomi Servisi Türkiye ve Mısır’ın yakın işbirliği çerçevesinde, Mısır ekonomisini destekleyecek 2 milyar dolarlık finansman paketi üzerinde mutabakat sağlandı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Essam Elhaddad ile bir araya geldi. Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde basına kapalı gerçekleşen ikili görüşme ve heyetler arası görüşmede Türkiye tarafına Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Mısır tarafına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Essam Elhaddad başkanlık etti. Edinilen bilgiye göre, toplantıda, Türkiye ve Mısır’ın yakın işbirliği çerçevesinde, Mısır ekonomisini destekleyecek 2 milyar dolarlık finansman paketi üzerinde mutabakat sağlandı. Finansman paketiyle Mısır’ın uluslararası rezervlerinin güçlendirilmesi, Mısır hükümetinin altyapı planının desteklenmesi ve böylelikle Mısır’ın makro ekonomik istikrarı ile büyüme perspektifine katkı sağlanması hedefleniyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle