15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2012 CUMA 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon Y Giresun Y B Ankara 29 31 32 29 30 32 33 26 27 26 25 26 29 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B A A A A A A A B B Y 29 29 28 29 34 33 34 34 31 33 27 24 24 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris PB Bonn Y Münih B Berlin Y Budapeşte Y Madrid B Viyana PB HABERLER 16 15 14 20 19 17 19 21 19 21 22 32 18 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y A B A A A Y Y Y A A 22 27 23 28 19 22 28 31 26 28 23 32 34 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları, Artvin, Kars ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Eylül GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ABD Büyükelçisi ve sefaret çalışanları ile değişmez konular arasında yer alan 12 Eylül’ü yerden yere vuran yorumlar, haberler baş köşede. Darbe günlerinin ıstırap verici olaylarını tartışalım, suçluları arayalım... Fakat askeri; darbe yapmanın eşiğine getiren, hâlâ neden müdahale etmiyorsunuz diyen siyasal girişimlerden, medyatik destekten ve sokağa dökülen gruplardan hiç söz etmeden... önceki yıllara özgü koşulları, olayları göz önünde tutmadan... ...27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar müdahalelere yalnız askeri suçlayarak gerçekçi bir teşhis koyabilir miyiz? ??? 27 Mayıs devriminden bu yana; darbe öncesi ve sonraki günlerde toplumsal, siyasal olayları bire bir yaşayanlar, bugün hâlâ o günleri bütün canlılığı ile anımsıyor. Örnekler saymakla bitmez. 196065 aralığında devrilen Demokrat Parti’ye uzak yakın ilgili olanların arkasından sokaklarda “Kuyruk! Kuyruk!” diye bağırıldığı, yazıldığı günler yaşandı. 1950’lerden hatta 60’lara kadar yalakalık yaptıkları, destekledikleri Adnan Menderes’in asılmasına ses çıkarmayan kafa; son yıllarda Menderes’i demokrasi yıldızı diye göklere çıkarıyor. Bugün darbelere amansız biçimde karşı olan anlı şanlı medya, Adnan Menderes’in boynunda idam ipi ve boynu kırık fotoğrafını yayımlamakta duraksamadı. ??? 195455’lerde Demirel’in liderliğindeki Adalet Partisi’nin tek başına iktidara gelmesini bir türlü sindiremeyen zamanın ana muhalefet partisi önde gidenleri ile kimi aydınlar; ikide bir yeni iktidarı, otomatik tabancalar Mr. Sten ve Mr. Thomson gelir ha diye yıllarca tehdit ettiler. AP’nin memleketi istenilmeyen amaçlara sürükleyeceğini sürekli işleyerek askeri, 12 Mart darbesine kışkırttılar. O günlerde milletin seçtiği iktidarın silah zoruyla düşürülmesine karşı çıkanları olmadık biçimde eleştirenler ve orduyu savunanlar... ... bugün orduya söylemediklerini bırakmıyorlar. ??? 12 Eylül 1980’den sonraki kapalı rejimde yaşananları elbette savunmak olanaksız. Ama insaf! 1980’den önceki sağsol arasındaki kanlı çatışmaları, sokağa çıkılamadığı günleri geceleri, partilerin ve liderlerin birbirinin gırtlağına sarıldığı, parlamentonun olaylara önlem üretemediği, cumhurbaşkanı seçemediği, uzlaşma kültürünün anımsanmadığı günler ve yıllardan sonra… ...12 Eylül’de istenilen, beklenilen darbeden sonra; elbirliğiyle devrilen, hapsedilen Başbakan’la ana muhalefet liderini savunan, orduya demokrasiye neden müdahale ettin diyen tek bir kişi yoktu! İkinci kez 1969’da millet iradesiyle, demokratik yoldan tek başına iktidara gelen AP ve liderinin 12 Mart 1971 darbesinden sonra da savunan, ordu komutanlarını eleştiren tek bir Allah’ın kulu yoktu. Her darbeden sonra muteber slogan: İktidar tuu kaka, ordu çok yaşa! ??? Son müdahale diye anılan 28 Şubat’ta askerden medyaya herkes suçlu. Ama 28 Şubat’a gelmemizin başlıca etkeni, hatta temel öğesi, bugün iktidardaki dinci partinin önderi, yalakalarla medyanın bugün birlikte yıldızlaştırdığı, oysa laik Cumhuriyet karşıtı Erbakan, şimdi demokrat mı demokrat. Sütten çıkmış ak kaşık! Slogan aynı: Darbeler öncesi yaşanların üstünü ört! Darbe sonrası hesabını yalnız askere yükle! ??? Darbelerin hesabını soralım. Lakin, önceki günleri ıska geçmeden, sonrasında olup bitenleri gerçek yüz ve yanlarıyla ortaya çıkaralım... Araştırma komisyonu, darbeleri adeta tek yanlı sorgulayan bir görev üstlenmiş izlenimi veriyor. Güncel rüzgâra kapılmış günü birlik yol alanlar iletişim alanına egemen. İnsaf sahibi bir kişi ve kişiler çıkıp, “Yahu hırsızın hiç mi suçu yok” diye darbe öncesi yaşananların üstüne gitmiyor. ??? Namık Kemal; boşuna “Edepsizlikte tekleriz/ Kimi görsek etekleriz” dememiş! AB Komisyonu’nun aday ülke Türkiye için her yıl hazırladığı İlerleme Raporu, ekim ayının ilk haftası yayımlanacak. Raporun taslak versiyonunda Türkiye’de yargının işleyişi konusunda oldukça çarpıcı tespitler yer alıyor. Bunlardan en önemlisi sürmekte olan darbe iddialarına yönelik davalarla ilgili. Taslak rapor bu konuda şu ifadeleri kullanıyor: “İddia edilen darbe planlarına ilişkin soruşturmalar, geniş tutulan kapsam, yargılama işlemlerindeki yanlışlar ve yürütmenin yargı üzerindeki etkisi nedeniyle giderek artan şüphelere yol açmaktadır.” Darbe davalarında AKP hükümetinin en büyük destekçilerinden biri dış kamuoyu ve AB idi. Eğer Türk hükümetinin müdahalesiyle bir son dakika değişikliği olmazsa çıkacak yeni rapor Avrupa’da bu davalara olan bakışın çok ciddi biçimde değişmekte olduğunun kanıtı olacak. Uygulamaya konan üçüncü yargı paketinin, adli süreçlerde ‘biraz ilerleme’ sağladığı, basına getirilen bazı kısıtlamaları kaldırdığı ve oldukça fazla sayıda tutuklunun tahliyesini sağladığını belirten rapor, bunların sorunları çözmediğiniyse şöyle ortaya koyuyor: “Ancak yapılan bu yasal düzenlemeler Türkiye’yi AİHM’de mahkum ettiren asıl eksiklerini gideremedi. Uzun tutukluluk süreleri hâlâ ciddi bir problem olarak devam ediyor. Yargı reformu stratejisi, Türk hukuk toplumunun ve sivil toplumun katılımıyla yeniden elden geçirilmelidir” Kızları okulsuz bırakmayın Ailenin Korunması ve Şiddetin Önlenmesi Yasası’nda yapılan ‘son dakika değişikliklerinin’ kaygı uyandırdığı belirtilen raporda, kadınların iş ve siyaset alanına katılımı için çaba harcanması isteniyor. Zorunlu temel eğitimi 4+4+4 diye kesintili hale getiren yeni eğitim sisteminin AB üzerinde yarattığı kaygı da raporda şöyle ifade ediliyor: “Yeni eğitim yasasının kız çocuklarının okullaşma ve okulu bırakma oranlarına yapacağı etki konusunda kaygı duyuluyor.” BÖLGEDE ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR AB İlerleme Raporu: ‘Ergenekon ve Balyoz Davalarında Şüpheler Artıyor’ Urfa, Osmaniye, Sincan, Adana ve Gaziantep gibi cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara yapılan kötü muamele AB Komisyonu’nu da harekete geçirmiş. Taslak raporda bu konuda şu ifadeler yer alıyor: “Cezaevi nüfuslarındaki artış ciddi sorunlar yaratmakta. Özellikle de hijyen ve diğer fiziksel koşullar açısından bu önemli bir etken. Cezaevlerindeki şikâyet sisteminin gözden geçirilmesinde geç kalındı. Sağlık imkânları ve çocuk tutukluların durumu özel çaba isteyen konular. Çocukların tutukluluk ve hükümlülük koşulları uygunsuz.” Türkiye’de ifade özgürlüğünün ihlalinin ciddi kaygılara yol açtığı belirtilen raporda, “Basın özgürlüğü pratikte daha da kısıtlandı. Terör ve organize suçlarla mücadele yasaları ve onların mahkemelerce uygulanışı bu alanda istismarlara neden olmakta” tespitine yer veriliyor. “İnternet sitelerine sıkça yasaklama getirilmesinden ciddi kaygı duyduklarını” kayda geçiren AB komisyonu, internet yasasının gözden geçirilmesini istiyor. Bu kaygılarla birlikte üçüncü yargı paketi sayesinde bazı gazetecilerin serbest bırakıldığını ve basının soruşturmalar hakkında haber yapmasının kolaylaştığı da kayda geçiriliyor. Şemdinli’de 2 şehit daha Haber Merkezi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi kırsalında salı günü teröristlerle çıkan çatışmada yaralanan Piyade Uzman Çavuş Ferhat Kaplangiray ile Uzman Onbaşı Erol Erdi de şehit oldu. Şehit Kaplangiray’ın cenazesi doğum yeri Kayseri’nin Yahyalı ilçesi Burhaniye köyünde dün ikindi namazının ardından düzenlenen törenle toprağa verildi. Şehit Erdi’nin Kurban Bayramı’nda sözlüsüyle nişanlanma hazırlığı yaptığı öğrenildi. Erdi bugün Balıkesir’de uğurlanacak. ŞANLIURFA’nın Viranşehir ilçesindeki uygulama noktasında 2 Eylül’de teröristlerce düzenlenen saldırıda yaralanan polislerden Mahmut Kayan tedavi gördüğü Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde şehit oldu. BİTLİS merkeze 25 kilometre uzaklıktaki Karınca Jandarma Karakolu’na dün akşam saat 19.00 sıralarında bir grup PKK’li terörist uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Çıkan çatışma geç saatlere kadar sürdü. TUNCELİ’nin Ovacık ilçesinde önceki gün jandarma karakoluna ekmek taşıyan aracı yakıp sürücü Deniz Beyazgül’ü da kaçıran PKK’lileri etkisiz hale getirmek için düzenlenen operasyon dün genişletildi. Yaklaşık 30 kişilik 2 ayrı PKK’li grup insansız hava aracınca tespit edildi. Özel harekât timlerince operasyon başlatıldı. İZMİR Foça’da ise 9 Ağustos’taki saldırıyla ilgili tutuklanan zanlıların verdiği ifadeler doğrultusunda, Gaziemir’de ormanlık alanda gömülü durumda 17.2 kilogram patlayıcı ele geçirildi. Uludere’ye şeffaflık Kürt sorununun Türk demokrasisinin önündeki en büyük engel olduğu vurgulanan raporda, sorunun çözümü için çok az ilerleme kaydedildiği belirtiliyor. PKK saldırılarının ve askeri operasyonların yoğunlaştığı vurgulanan raporda seçilmiş siyasetçiler ve insan hakları savunucularının tutuklanmalarının kaygıları artırdığı belirtiliyor. Uludere’de 34 sivilin öldüğü bombardıman konusunda ise rapor, “Uludere gibi olaylar kararlı ve etkili biçimde soruşturulmalı ve cezalandırılmalı, kamuoyu şeffaf biçimde bilgilendirilmelidir” ifadelerini kullanıyor. Yolsuzlukla mücadele alanında çok sınırlı ilerleme olduğu belirtilen raporda siyasetin finansmanının şeffalaşması gerektiği vurgulanıyor. ??? Taslak ekim ayı başında bu haliyle resmileştiğinde, Türkiye’nin AB yolunda son bir yılda aslında hiç ilerlememiş olduğu ortaya çıkacak. Yaralı polis kurtarılamadı Alevilere de Avrupa standardı İnanç özgürlüğü alanında Türkiye’nin AİHM kararlarına uyumlu adımları ‘sınırlı ilerleme’ olarak övülürken azınlık dinlerine mensup olanların ve ateistlerin “radikallerin tehditlerine maruz kaldıkları” vurgulanıyor. Bu nedenle, gayrimüslimler ve Alevilerin inançlarını sorunsuzca yaşayabilmeleri için gerekli yasal düzenlemelerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi doğrultusunda hayata geçirilmesi gerektiği de raporda ifade ediliyor. Basın daha da kısıtlandı Pozantı da AB raporunda Geçen yıl boyunca Pozantı, ORGENERAL ÖZEL DE İZLEDİ Ergenekon davasında emekli Tümgeneral Teler, savcının sorularına tepki gösterdi TSK Yeniçeri ocağı mı? HATİCE TUNCER 7 taburla operasyon ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde PKK terör örgütüne yönelik büyük çaplı bir askeri operasyon başlatıldı. Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan birliklerin de katıldığı operasyonu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in de bir süre izlediği açıklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri internet sitesinden yapılan açıklamada, operasyona 7 taburun katıldığı bildirildi. Bölgedeki askeri birliklerde incelemelerde bulunan Orgeneral Özel ile kara ve hava kuvvetleri komutanları da operasyonu bir süre izleyerek ilgililerden bilgi aldı. Edinilen bilgiye göre yaklaşık 5 bin askerin katıldığı operasyon, ağırlıklı olarak Hakkâri Dağ Komando Tugayı, Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Jandarma Özel Harekât’a bağlı taburlarca gerçekleştiriliyor. Şık: Pervasızlık sürüyor İstanbul Haber Servisi Odatv davasında 375 gün sonra tahliye edilen gazeteci Ahmet Şık, Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamalar nedeniyle dün yargıç karşısına çıktı. “Hâkim ve savcıları terör örgütüne hedef göstermek ve tehdit etmek” iddiasıyla, 7 yıla dek hapisle cezalandırılması istenen Şık, Başbakan’ın özel yetkili mahkemelere ilişkin açıklamasıyla, kendi sözlerinin örtüştüğüne dikkat çekti. Davayı 4 Aralık’a erteleyen yargıç, iddianamede mağdur olarak yer alan 39 hâkim ve savcının beyanlarının alınması için yazı yazılmasına karar verdi. Davanın ilk oturumunda savunma yapan Şık, şunları söyledi: “Malum medya sürüsüne dahil olmamamdandır ki tanık olduğum sürecin sanığı yapılmaya çalışıldım ve yaklaşık 13 ay cezaevinde tutuldum. Pervasızlık hâlâ sürüyor. Hiçbir sözümü, hiçbir yazımı, hiçbir silahlı örgüte dayamadım, dayamam’” dedi. ÖZKAN 5 YILDIR TUTUKLU zleyici kalp krizi geçirdi Ayla Çelik’in ifadesi sırasında izleyici sıralarında oturan 61 yaşındaki Ali Osman Güngör adlı bir kişi fenalaşarak kalp krizi geçirdi. Güngör hastaneye kaldırıldı. İ C MY B C MY B Ergenekon davasında eski Psikolojik Harekât Dairesi Başkanı emekli Tümgeneral Hüsnü Can Teler tanık olarak dinlendi. Daire başkanı olarak 20022004 yıllarında görev yapan Can Teler, dava konusu internet sitelerinin Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiyesi, Başbakanlık ve Genelkurmay’ın direktifleriyle Mart 1999’da faaliyete başladığını anlattı. CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın 3.5 yıldır tutuklu yargılandığı Ergenekon davasının 229. duruşması yapıldı. Tutuklu sanık emekli Korgeneral Mehmet Eröz’ün savunma tanığı olarak dinlenmesini istediği emekli Tümgeneral Hüsnü Can Teler, Başkan Hasan Hüseyin Özese tarafından kürsüye alındı. Teler, Ocak 2005 tarihinde Bilgi Destek Dairesi olarak adı değiştirilen Psikolojik Harekât Dairesi’nde 20022004 yılları arasında görev yaptığını anlattı. Savcı Nihat Taşkın, Teler’in adının emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerde geçtiğine dikkat çekti. Savcı Taşkın, “Günlükte Teler’in Örnek ile görüşmeye gittiği, bazı komutanlarla ilgili rahatsızlıklarından söz ettiği” ifadelerini anımsattı. Can Teler ise “Böyle bir şey olabilir mi? Ben bir tümgeneral olarak bir orgeneral hakkında nasıl konuşabilirim? Bir general, bir amiral ile nasıl görüşebilir? Yeniçeri ocağı mı burası Türk Silahlı Kuvvetleri” diye tepki gösterdi. Tanık olarak dinlenen sivil memur Ayla Çelik, görev yaptığı Cari İşlemler Şube Müdürlüğü’nde “pkkgercegi, turkatak” sitesini yönettiğini anlarak “Siteye koyduğumuz haberlere yorumlar gelirdi. Şube müdürüme bunları bildirirdim. Sitede yorumlar konulmazdı” diye konuştu. Pekgüzel, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan “Apronda Namaz Şov” başlıklı haberin Bilgi Destek Dairesi’nde işletilen “İrtica.org” sitede yayınlandığını, Yargıtay Başsavcılığı’nın da bu haberi AKP’yi kapatma davasında delil olarak kullandığını anlattı. Meclis hiçe sayıldı İstanbul Haber Servisi – Ergenekon davasında tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve Prof.Dr. Mehmet Haberal ile Balyoz davasından tutuklu sanık Engin Alan kamuoyuna ortak bir açıklama yaptı. 3. yargı paketinde yapılan değişiklere Balyoz ve Ergenekon davalarına bakan mahkemelerin uymadığına dikkat çeken tutuklu milletvekilleri, “Bu mahkemeler, kendilerini milli iradenin dahi üzerinde görerek TBMM’nin çıkardığı kanunu hiçe saymış ve somut hiçbir olgu göstermeksizin, keyfi muamele ile milli iradeyi tutsak almaya devam etmiştir” dedi. Milletvekilleri, açıklamalarında 3. yargı paketi kapsamındaki değişikliklere dikkat çekerek “Özel görevli ve yetkili mahkemelerin faaliyetine son verilmiş ve adli kontrol tedbirindeki üst sınır uygulaması kaldırılarak tutuklama kararlarında ‘Kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama sebepleri ile adli kontrol tedbirinin niçin yetersiz kaldığının, somut olgularla gösterilmesi’ zorunlu hale getirilmiştir” ifadelerine yer verdi. Milletvekilleri, açıklamalarında “6352 Sayılı Kanun ile mahkemelere tutuksuz yargılama konusunda geniş takdir yetkisi tanındığının” altını çizerek şöyle devam ettiler: “Silivri’de halen anayasanın ‘kanunlar önünde eşitlik’ ve ‘tabii hâkim’ ilkesine aykırı olarak faaliyet gösteren bu mahkemeler, kendilerini milli iradenin dahi üzerinde görerek TBMM’nin çıkardığı kanunu dahi hiçe saymış ve somut hiçbir olgu göstermeksizin, keyfi muamele ile milli iradeyi tutsak almaya devam etmiştir. Oysaki, anayasanın 6. maddesi uyarınca ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız millete ait’ olup mahkemeler de Türk milleti adına karar vermekle yükümlüdürler.” UZUN TUTUKLULUK BİLMECESİ ‘Milli irade dikkate alınmalı’ Hayal tahliye olabilir mi? İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kararın üzerinden 8 ay geçmesine karşın hâlâ dosyayı Yargıtay’a göndermedi. 6 Haziran’da Yargıtay’a gönderilen dosya, mahkemenin eksik tebligat yapması gerekçe gösterilerek iade edilmişti. Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen Yasin Hayal’in, dosya Yargıtay’a ulaşıp karar kesinleşmezse, 6 yıllık tutukluluk süresinin dolmasıyla 23 Ocak 2013 tarihinde tahliye edileceğini söyledi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise Mersin’de yerel mahkemenin verdiği kararın ardından geçen süreyi uzun tutukluluk kapsamına almamıştı. Kararda “Tutukluluk sürelerinin hesabında yerel mahkeme tarafından hüküm verilinceye kadar geçen süre dikkate alınmalı, yerel mahkeme tarafından hükmün verilmesinden sonra tutuklu sanığın hükmen tutuklu hale gelmesi nedeniyle temyizde geçen süre hesaba katılmamalıdır” denilmişti. Yasin Hayal’in avukatı Eda Salman ise herhangi bir tahliye talebinin olmadığını belirtti. ‘Artık suçunu bilmek istiyor’ İstanbul Haber Servisi “Tuncay Özkan’a Özgürlük Girişimi”, Özkan’ın tutukluluğunun 5. yıldönümünde Türkiye’nin çeşitli illerinde bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. Etkinlikler kapsamında Özkan’ın tutukluluk sırasında yazdığı 6. kitabı olan “Anne Hiç Canım Acımadı” kitabının da tanıtımı yapılacak. İlk etkinlik, yarın saat 14.0018.00 arasında İstanbul’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Ardından 23 Eylül’de Eskişehir’de, 30 Eylül’de İzmir Karşıyaka’da, 6 Ekim’de ise Ankara’da da etkinlikler düzenlenecek. Tuncay Özkan’a Özgürlük Girişimi’nden yapılan açıklamada, “5 yıl tutukluluk, insanlık suçudur. Özkan artık suçunu bilmek istiyor” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle