22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 65 bin maden ruhsatının 14 bini el değiştirdi. CHP’li Gürkut Acar: Önce dağıttılar, sonra önlem aldılar 9 Çantacılar AKP’nin eseri Kütahya’daki gümüş madeninden sızan siyanür insanları ve doğayı zehirledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, son 10 yılda madencilik alanında 65 bine yakın ruhsat verildiğini, son 7 yılda 13 bin 951 ruhsatın el değiştirdiğini söyledi. Yıldız, Maden Yasası’nda yapılan değişiklikle maden kaynaklarının çantacılar olarak nitelendirilen oyunculardan kurtarıldığını, ruhsat sayısının gerilediğini savundu. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar ise, “Önce çantacılara bol bol ruhsat dağıtacaksınız, onlar bunun ticaretini yapacak sonra önlem alacaksınız. Sonra bununla övüneceksiniz. Bu tam bir AKP klasiğidir” dedi. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın soru önergesini yanıtlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, maden arama ve işletmek için 20022012 döneminde 111 bin 883 başvuru yapıldığını, bu başvuruların değerlendirilmesi sonucunda 64 bin 552 ruhsat düzenlendiğini kaydetti. Halen yürürlükte olan ruhsatların sayısının 29 bin 115 olduğunu kaydeden Yıldız, “Ruhsatların kaplamış olduğu alan toplam 21 milyon 177 bin 548 hektardır” dedi. Acar’ın ruhsat ticareti ile ilgili soru üzerine de Yıldız, 2005’te 240, 2006’da 1 bin 958, 2007’de 2 bin 399, 2008’de 3 bin 638, 2009’da 1801, 2010’da 2 bin 36, 2011 yılında 1415, 2012 yılında ise 464 olmak üzere toplam 13 bin 951 ruhsatın el değiştirdiğini bildirdi. Yapılan düzenlemelerle maden üretimi ve ihracatının arttığını kaydeden Yıldız, “2002 yılında 685 milyon dolar olan ihracat, 2011 yılında 3 milyar 876 milyon dolara çıkmıştır. Bu bağlamda ülkemizin maden kaynakları çantacı olarak tabir edilen oyunculardan kurtarılarak gerçek yatırımcının önü açılmıştır. 5995 sayılı Kanundan önce toplam ruhsat sayısı 43 bin 166 iken, bu sayı 4 Haziran 2012 itibarıyla 29 bin 115 civarına gerilemiştir” bilgisini verdi. Yıldız’ın yanıtını değerlendiren Acar, “Kanunu daha önce de AKP değiştirdi. Bir anda herkes madenlere hücum etti. Başvuru sayısı ve düzenlenen ruhsat sayısı 23 kat arttı. Türkiye’nin 4’te biri maden sahası ilan edildi. 20052009 döneminde 50 bine yakın ruhsat verildi. Bu ruhsatların 14 bini el değiştirdi. Birileri önce bu alanları kapattı sonra, yüksek bedellerle sattı. Çantacılar AKP’nin eseri. Yandaş çantacılar haksız kazançlar elde etti. Önce çantacılara bol bol ruhsat dağıtacaksınız, onlar bunun ticaretini yapacak sonra önlem alacaksınız. Sonra bununla övüneceksiniz. Bu tam bir AKP klasiğidir” dedi. Kuşku ve Güvensizlik Sınav tartışması son yılların değişmez konularından biri haline geldi. Önce üniversite sınavlarıyla başlamıştı tartışmalar. Derken ötekilere de sıçradı. Artık hemen her önemli sınavın ardından yolsuzluk, yanlışlık, soruların önceden bilinmesi, birilerine bildirilmesi, çalınması gibi pek çok iddia kaplıyor ortalığı. Son olarak KPSS ile ilgili her gün yüzlerce şikâyet yağıyor. Ülkede çok ciddi bir güven sorunu yaşanıyor. Adaletten tutun da eğitime kadar her alanda bu kadar çok şaibenin olduğu, bu kadar çok garipliğin yaşandığı ve haksızlıkları dile getirenlerin cevaplarını bir türlü alamadığı bir toplum haline geldik. Hemen herkes her şeyin arkasında gizli bir güç, bir kumpas, bir tezgâh, bir oyun arıyor. ??? Yıllardır tartışılan, pek çok insanın hayatına, yıllarına, mesleki kariyerlerine, ailelerinin hayatına mal olan davalarla ilgili bir sürü şaibe var. Bunlar kitaplar halinde yazılmış, davalarda dile getirilmiş, pek çok dilekçe verilmiş, uluslararası hukuka taşınmış, televizyonlarda, gazetelerde defalarca konuşulmuş, yazılmış olaylar. Ama yine de bir türlü tam olarak ne olduğunu anlayabileceğiniz bir açıklık ortaya çıkmıyor. Eğer böyle davalarda bu kadar ciddi tartışma yaratan belgelerin, bilgilerin üzerinde oynandığına, sahte delil yaratıldığına dair bunca tartışma varsa en azından bu davalar bitene kadar sanıkların haklarına özen gösterilmesi gerekmez mi? ??? Bu ülkede haksız mahkemeler, davalar çok gördük. Rejimin yalnızca o andaki anlayışını korumak için pek çok kişiyi haksız yere mahkemelerde, hapislerde süründürdüğünü hepimiz biliyoruz. Yalnızca düşüncesini dile getirdi diye, yazdı diye bugünkü Başbakan dahil bu ülkede pek çok kişinin mağdur olduğunu kim bilir kaç kez konuştuk. Bu nedenle Türkiye insan hakları, demokrasi ve hukuk konusunda bir türlü uluslararası platformda kendisini anlatamıyor yıllardır. Kuşku ve güvensizlik, devletin en sıradan kurumundan adalete kadar taşınınca o ülkede kim huzurlu olabilir? Türkiye tartışırken Hamburg, cemevi yapımına da devlet garantisi veriyor Hoşgörü ve saygı yanıtı OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT Yaklaşık 4.5 milyon Müslümanın yaşadığı Almanya’da bir ilk yaşandı ve Hamburg eyaletindeki Sünni Müslümanlar ve Alevilerle eyalet yönetimi arasında bir devlet anlaşması imzalanacağı açıklandı. Eyalet Parlamentosu’nca önümüzdeki ay onaylanacak anlaşmanın tarafları arasında 130 bin kişilik Sünni ve 50 bin kişilik Alevi toplumu temsilcilerinin birlikte yer alması dikkat çekti. Alevi toplumu temsilcileri “Türkiye’nin tanımadığı” bir inanç topluluğunun Almanya’da böyle muhatap kabul edilmesinin çok anlamlı olduğuna dikkat çekti. Hamburg’da “Sünni grupların da damgasını taşıyan” bu adımın Türkiye’de Aleviliği inkâr eden anlayışa ağır bir darbe olacağı savunuldu. Anlaşma sadece camilere değil cemevi yapımlarına da devlet garantisi vermiş oldu. Hamburg Eyalet ve Belediye Başbakanı Olaf Scholz, “Normal olanı yaptık. Bu anlaşmayla ortak yaşam yasalarla düzenlenmiş olacak. Tüm inanç grupları eşit hale getirilmiş olacaktır” dedi. Anlaşmanın güz aylarından itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor. Hamburg Başbakanı Olaf Scholz, bu anlaşmayla İslamın Hamburg eyalet yönetimince de resmen tanındığını ve Müslümanların kendi haklarından yararlanabileceğini kaydederken, İslama ait bayramların ve özel günlerin, cami ve cemevi yapımlarının, okulların ve ayrıca yaşlılar evinin, çocuk yuvalarının, hastanelerin ve cezaevlerinin de bu düzenlemeler çerçevesinde ele alınacağını hatırlattı. Okullarda isteyen öğrencilerin dini bayramlarda tatil yapabileceğini, bunun çalışma yaşamına da yansıyacağını bildiren Scholz, “Elbette anlaşmaya taraf olan inanç grupları, kadınerkek eşitliği ve özgürlüğü, dinsel özgürlükler, insanların dinleri, dilleri, ırkları ve cinsel seçimleri nedeniyle dışlanmaması gibi konularda da bütün bunların toplumumuzun ortak değerleri olduğunu kabul ediyorlar” dedi. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Başkanı Hüseyin Mat, Türkiye’de Aleviliğin bir inanç grubu olarak tanınmadığını, cemevlerinin bir ibadet yeri olarak kabul edilmediğini hatırlatarak, bu zihniyete Hamburg’dan bir hoşgörü ve saygı yanıtı verildiğini söyledi. Mat, “Sünni grupların Türkiye’dekinin tam tersi bir anlayışla Hamburg’da bizi tanıyarak aynı masaya oturması ve anlaşma imzalaması son derece manidardır. Orada yaptıklarının tam tersini uyguluyorlar. Aleviliğin tüm haklarıyla tanınması kardeşliği ve ortak yaşamı kolaylaştırır, birleştirir” dedi. Şahin’in açıklaması aileleri bir kez daha yaraladı Madem zararsız benim oğlum Altı kurban neden öldü ? ŞULE KÖKTÜRK İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in bir soru önergesine “biber gazının tamamen doğal, bitkisel olduğu ve insan sağlığı üzerinde kalıcı hiçbir etkisi olmadığı” şeklinde yanıt vermesi hem tıp camiasında, hem de yakınlarını yitirenler tarafından tepkiyle karşılandı. 30 Mayıs’ta Yalova’da bir kavgayı ayırırken polisin sıktığı biber gazından etkilenerek hayatını kaybeden Rizeli Çayan Birben’in babası Ahmet Birben, “Madem öldürmüyor, benim oğlum neden öldü” diye soruyor. Baba Birben, “Benim oğlum düştüğü yerde hayatını kaybetmişti. Üç gün hastanede biber gazını ciğerlerinden temizlemek için makineye bağlı tuttular. Şimdi çıkmış açıklama yapıyor: ‘Biber gazı doğaldır, adam öldürmez.’ O polisler benim oğluma biber gazını sıktıkları zaman neden elini yüzünü yıkamasına müsaade etmediler. Ellerinden kurtularak internet kafeye girdi, suya yetişemeden öldü. Madem öldürmüyordu, neden öldü benim çocuğum?” dedi. Anne Gücel Birben ise yaptığı açıklamada, “Ne desek oğlum geriye gelmeyecek. Bu acı ile bu bayramı nasıl karşılayacağım bilmiyorum. Oğlumu benden aldılar. Diğer çocuklarımın da astımı var. Onlara da aynı şeyi yaşatırlar diye korkuyorum” diye konuştu. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, Şahin’in “olay yaratmak konusunda en üstün bakan” gibi göründüğünü belirtti. Bir şeyin bitkisel kökenli ya da doğal olmasının zararsız olduğu anlamına gelmeyeceğini dile getiren Aktan, “Bütün uyuşturucular da bitkisel kökenlidir. Birçok yan etkisi olan ilaçlar da yine bitkilerden ve doğal yollardan elde edilir. Dolayısıyla her doğal yoldan elde edilen zararsız değildir” diye konuştu. Biber gazının kullanıldığı zaman, geçici körlük yapması, nefes almayı zorlaştırması, panik havası yaratması gibi zararlarına dikkati çeken Aktan, şöyle konuştu: “Eğer altta yatan en ufak bir hastalık varsa, öldürücü olabiliyor. Biber gazının zararsız olduğunu söylememiz mümkün değil. Çoğu zaman gerek kalmayacak olaylarda bile biber gazı kullanılıyor. Öncelikle polislere toplumsal olaylar karşısında nasıl davranacakları öğretilmeli.” Erdoğan, Fidan’la görüştü ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı Başbakanlık Resmi Konut’ta kabul etti. Terör gündemli görüşme sürerken Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da resmikonuta geldi. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Atalay’ın ErdoğanFidan görüşmesine katılmadığı öğrenildi. Erdoğan’ın Fidan’la görüşmesi yaklaşık 2.5 saat sürdü. Davut Sulari Anıtı’nın açılışına katılan Sarıgül, “Âşık Sulari’nin sözlerinden yola çıkarak söylüyorum, dilerim ki hepimiz, siyaset adamları, toplum içinde değer kazansın ve şartlar ne olursa olsun ahlak düzeyimizi en üst düzeyde tutalım” dedi. Suç işliyor Etkinlikler 18 Ağustos’a kadar sürecek Hacıbektaş’ta şölen SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR 49. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri, Atatürk Anıtı’na çelenk konulması ve Şişli Belediyesi tarafından yaptırılan Âşık Davut Sulari anıtının açılışıyla başladı. Bugün yapılacak resmi açılış törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağı belirtildi. Hacıbektaş Veli Kültür Merkezi’nde araştırmacı yazar ve Kartal Cemevi Yönetim Kurulu Başkanı İs mail Saçlı’nın yönetiminde Alevi derneklerinin temsilcilerinin katıldığı “Yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde Alevi ve Bektaşilerin görüş ve düşünceleri” konulu bir etkinlik düzenlendi. Hacıbektaş’ın Çilehane mevkisinde bulunan Ozanlar Yolu Parkı’nda Âşık Davut Sulari anıtının açılışı yapıldı. Açılış törenine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu, Davut Sulari’nin çocukları, torunları, sanatçılar ve yurttaşlar katıldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Şahin’in sözlerinin kendilerine radyasyonlu çayları içer gibi yapıp televizyonda halkı kandıran siyasetçileri anımsattığını belirterek “İnsan sağlığına zarar veren maddeleri, zarar vermiyor diye sözle aklamaya çalışmak, olabilecek en taşralı siyasetçi ağzı” dedi. Fincancı “Esrar da bitkisel kökenli, biz onu da zararsız saymalıyız, birçok uyuşturucu madde de bitkisel kökenli, yüksek dozda alındığında ölümcül. Tütün de bitkisel bir madde, tütünün ölümcül olduğunu düşündüğü için Başbakan kullanılmaması için elinden geleni yapıyor. Biber gazını bu kadar masum ilan etmeleri tümüyle kendi işledikleri suçları örtme çabası. Şahin de sürekli suç işleyen birisi. İşkenceyi savunma biçimi, polisin şiddetini savunma biçimiyle... Şahin, hükümeti temsil ediyor, hükümetin politikalarını açığa vuruyor.” İETT ücretsiz taşıma kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. HÜLYA KESKİN C MY B C MY B ? Hüseyin Demir (24): İstanbul’da 29 Mart 2006’da, 14 HPG’li için yapılan anmada biber gazıyla öldü. ? İbrahim Sevindik (75): İstanbul’da 1 Mayıs 2007’de, bir kahvehanenin önünde oturduğu sırada polisin attığı gaz bombasıyla öldü. ? İshak Kalvo (55): 6 Ekim 2009’da İstanbul’daki IMF protestoları sırasında Taksim’de polisin kullandığı gaz bombaları yüzünden kalp krizi geçirdi. ? Metin Lokumcu: Emekli öğretmen Metin Lokumcu, Hopa’da 31 Mayıs 2011’de Başbakan Erdoğan’ı protesto mitinginde polisin kullandığı gaz bombası nedeniyle kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. ? Hacı Zengin: BDP Arnavutköy ilçe yöneticisi Hacı Zengin, 18 Mart 2012’de Zeytinburnu’nda yapılmak istenen Nevruz mitinginde polisin gaz bombası kullanması sonucu yaşamını yitirdi. ? Çayan Birben: 28 Mayıs 2012’de Yalova’da iki grup arasındaki kavgayı ayırmaya çalışan 31 yaşındaki Çayan Birben polisin sıktığı biber gazı nedeniyle yaşamını yitirdi. Astım ve panik atak hastası Birben, gaz bombasına bağlı nefes darlığı sonucu öldü. Öztürk için 123 yıl istendi ? İstanbul Haber Servisi Metro Turizm sahibi, işadamı Galip Öztürk ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Abdülkerim Emek’in de aralarında bulunduğu 70 kişi hakkında savcı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan 420 sayfalık iddianame, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Öztürk’ün 123 yıla kadar hapsinin istendiği ididanamede, Emek’in de örgüt üyesi gibi çalıştığı belirtildi. Şahin’in ziyaretinde sansür ? MARDİN(Cumhuriyet) Bakanlığıyla ilgili çalışma ve ziyaretlerde bulunmak üzere Mardin’e giden İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’ın ziyaretinde basına sansür uygulandı. Şahin’in programı kapsamında TRT ve Anadolu Ajansı dışındaki basın mensuplarının gezi ve incelemelerde fotoğraf ve görüntü almaları engellendi. Su kanalında 2 çocuk boğuldu ? SİVAS (Cumhuriyet) İstanbul’da yaşayan ve yaklaşık 5 gün önce Koyulhisar ilçesine bağlı Sugözü köyüne tatile gelen Necip Demirci (12) ve Hüsnü Efe Demirci (10), öğle saatlerinde ailelerinden izin alarak gezmek amacıyla evden ayrıldı. Akraba olan iki çocuğun eve dönmemesi üzerine aileler, durumu jandarmaya bildirdi. Özel bir firmaya ait hidroelektrik santralının su kanalı civarında çocuklarının giysilerinin görülmesi üzerine olay yerine çağrılan arama kurtarma ekipleri kanalda iki çocuğun cesedine ulaştı. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sevda Sonay’ın boşanmak istediği için kocası tarafından öldürülmesi ile ilgili davada, sanık Ali Haydar Sonay için cezai ehliyete sahip olup olmadığına ilişkin raporun beklenmesine karar verildi. Duruşmayı izleyen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “Sanık Sonay her katil gibi akli dengesinin yerinde olmadığına dair rapor almaya çalışıyor” açıklamasını yaptı. ‘Her katil gibi’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle