Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Türkiye’de 6.5 milyon civarındaki kayıtlı “Peki, o zaman sorun ne?” divergi mükellefinin en çok duyduğu sözyeceksiniz. Sorun, bu açık hücüklerden biri kuşkusuz “matrah” olsa gekümlere karşın, vergi idaresinin ve rek. Biliyorsunuz “matrah” bir verginin mikinceleme elemanlarının farklı uytarını belirtmek için temel olarak alınan degulamalar yapması. ğeri ifade ediyor. Uygulamada inceleme eleBiliyoruz ki, mükelleflerimizin yine çok manları 25 Şubat 2011 tarihinden büyük bir bölümü “matrah artırımı” ile de sonra düzenledikleri bazı rapormecburen yakından ilgili. Evet, şu an birlarda, mükelleflerin sahte belge çoğunuzun “Hâlâ mı matrah artırımı?” düzenleme suçunu işlediklerini dediğinizi duyar gibiyim! tespit etti. Bunun üzerinde de verNe yazık ki, gelir, kurumlar ve katma degi daireleri tarafından mükelleflerin ğer vergisinde matrah artırımını düzenleyen yapmış oldukları matrah artırım6111 sayılı kanun uygulamasının üzerinden ları iptal edildi. yaklaşık 1.5 yıl geçti, ama sorunları ve tarAncak bazı mükellefler de bu tışmaları hâlâ ciddi şekilde, hem de büyüiptal işleminin iptali istemiyle, Kanun metni ve tebliğ açıklaması gayet konuyu yargı organlarına taşıdı. Çünkü hüküm yerek devam ediyor. Anımsanırsa 6111 sayılı kanunun 9. mad net. Tebliğde yapılan açıklamalardan anlaşı çok açıktı. Tamam, sahte belge düzenleme sudesinin (6) numaralı fıkrasında ve 213 sayılı ka lacağı üzere, Vergi Usul Kanunu’nun 359/b’de çunu işleyenler matrah artırımından yararlanunun 359’uncu maddesinin (b) fıkrasında hüküm altına alınan suçu işlemek nedeniyle namayacaklardı, ama 25 Şubat 2011 tarihine kimlerin matrah artırımı hükümlerinden yarar 6111 sayılı kanunun matrah artırımı hükümle kadar bu suçun vergi inceleme raporu ile rinden yararlanılamaması için; lanamayacağı şu şekilde açıklanmıştı: tespit edilmiş olması gerekiyordu. 1. 6111 sayılı kanunun yayım tarihi olan 25 “Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya Süreçte yargı organları kararlarını vermeye defter sahifelerini yok ederek yerine başka yap Şubat 2011 tarihinden önce bir tespit yapılmış başladı. Ancak, pek çok konuda olduğu gibi raklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar ve olması gerekir. farklı mahkemeler çelişkili kararlar açıkladı. 2. Bu tespitin 25 Şubat 2011 tarihinden önya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veİstanbul 11. Vergi Mahkemesi, 6111 sayılı Kace vergi incelemesine yetkili olanlarca düzen nun kapsamında yapılan matrah artırımlarının ya kısmen sahte olarak düzenleyenler”. 1 seri 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliği’nde lenen raporlar ile yapılmış olması gerekir. dikkate alınmadan tarhiyat yapılamayacağını Tebliğ hükmü, hiçbir tartışmaya yer bırak söyledi. Benzer şekilde İstanbul 7. Vergi Mahise kanuna ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmıştı. Tebliğin ilgili bölümünde yapılan açıklamalar ay maksızın tespitin düzenlenen vergi inceleme ra kemesi, 25 Şubat 2011 tarihine kadar düzenporu ile yapılması gerektiğini ve bu raporların lenmiş vergi inceleme raporları ile tespit edilnen aşağıdaki gibi. “213 sayılı kanunun 359’uncu maddesinin (b) 25 Şubat 2011 tarihinden önce düzenlenmiş miş sahte belge düzenleme fiili yoksa, matrah fıkrasındaki ‘defter, kayıt ve belgeleri yok olması gerektiğini belirtiyor. artırımları iptal edilemez dedi. Ancak İstanbul edenler veya defter sahifelerini 4. Vergi Mahkemesi ise bu kayok ederek yerine başka yapraklar rarların aksi yönünde bir karar koyanlar veya hiç yaprak koymaverdi. yanlar veya belgelerin asıl veya suAnlaşılan bu sorunu Danıştay retlerini tamamen veya kısmen çözecek. Ancak bize göre GeAnnem, Emekli Sandığı emeklisi basahte olarak düzenleyenler’ haklir İdaresi, 1 Numaralı Tebliğ’de bası ve Emekli Sandığı’na kayıtlıyken kında, 6111 sayılı Kanunun yailan ettiği görüşünün uygulanvefat eden eşi üzerinden iki ayrı mayımlandığı tarihten önce herhanması yönünde vergi dairelerine aş alabilir mi? Hüseyin Önsüren gi bir tespit yapılmış olması dubir duyuru yaparsa, sorun praSorularınız için malicoBazı durumlarda hem babadan rumunda, bu kapsama giren mütik bir şekilde de ortadan kalzum ? ismmmo.org.tr hem kocadan, dulyetim aylığı alınakelleflerin, kanunun 6, 7 ve 8’inci kabilir. adresine mail atabilirsibiliyor. Durumunuzun bu kapsamda madde hükümlerine göre matrah Gerçek olan şu ki; çok net niz. Tüm sorular eposolup olmadığını değerlendirmeleri için ve vergi artırımından yararlanhükümlerde bile bu tür sota ile tek tek cevaplabağlı olduğunuz veya ikamet ettiğiniz maları mümkün değildir. Bu hükrunlar yaşanıyorsa, çetrefilli yerdeki SGK müdürlüğüne yazılı başnacaktır. mün uygulanmasında, vergi indurumlarda vay bizim halimivurmanızda yarar var. celemesine yetkili olanlarca düze! Ne demişler; en büyük zorzenlenen raporlar ile yapılan tesluklar, onları aramadığımız pitler dikkate alınacaktır.” yerlerden çıkar! İbranamede Neler Değişti? İşçi ve işveren arasında bazen anlaşmazlıklar meydana gelir ve iş barışı çerçevesinde hakların ödenmesiyle birlikte iş akdi son bulur. Bu çerçevede, sözlükte “aklama belgesi” anlamına gelen “ibraname”nin yaygın bir uygulama alanı var. İşten ayrılan işçinin işverenden bir alacağının kalmaması halinde düzenlenen ibranamelerde 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren yeni Türk Borçlar Kanunu’yla önemli bazı değişiklikler yapıldı. Yeni yasaya göre; işçinin işverenden alacağına ilişkin dört temel şart şöyle: İbra sözleşmesinin yazılı olması. İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmesi. İbra konusu alacağın, türü ve miktarının açıkça belirtilmesi. Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname ise yeni duruma göre kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu halde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması ise zorunludur. İş sözleşmesi her ne şekilde sona ererse ersin, ibraname düzenlenmesi için feshi izleyen bir aylık sürenin beklenmesi gerekir. Bu durum ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. İşçinin fesih ile muaccel hale gelen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti gibi haklarının ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmiş değildir. Yapılacak olan ödemelerin banka yoluyla yapılması zorunluluğunun getirilmesi de ödemeye dair ispat sorunlarını ortadan kaldıracaktır. Öte yandan yasada işveren açısından da önemli bir durum var. İşveren işçiden cezai şart ve eğitim gideri talep eder ya da işçinin vermiş olduğu zararın tazminini isterse ve hatta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde işçinin işverene borçlu olduğunu öne sürerse, taraflar herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın işçinin borçlarını ibra yoluyla sona erdirebilir. Vergide Tercih: Kolayı Zor Etmek! ‘İmam’la Şürekâsı... İmam’la cemaat mevzuudur bu!.. İmam, Myanmar gezisini eleştiren gazeteci için ne demişti birkaç gün önce: Ben buradan o medya patronuna yazıklar olsun diyorum; o adamları köşe yazarı olarak nasıl tutuyorsunuz? Bu tür hedefi, aşkı, heyecanı olmayan insanlara eline kalem vermişsin, köşe teslim etmişsin. Bu milletin dertleriyle dertlenen kalemler değildir bunlar... Daha önceleri de “pislik, alçak, utanmaz, satılmış” demişti... Hatta, “tasmalı” diye meydanlardan seslenmişti güzide medyamıza... Baktık, birkaç onurlu kalem dışında “tıs” çıkmadı her zaman olduğu gibi!.. Ehh, imamı gören sözcüsü durur mu hiç; CHP’nin “Meclis toplansın, terör konuşulsun” çağrısına yanıt vermek için ağzını açan muhterem, beyninde, ruhunda gizlediği safraları saçıverip, “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis toplanmaz” deyiverdi!.. Tepkiler çığ gibi büyüyünce de cemaatinin en iyi becerdiği saptırmaca ipine sarıldı; milyonların gözünün içine baka baka, üstelik canlı yayın kayıtları nal gibi ortada dururken o ifadeleri kullanmadığını söyledi, ardından da medyaya giydirdi: Özellikle bu saptırmayı yapanların şeref ve ahlaktan nasibi yoktur!.. Vallahi bravo!.. Ben şu kadar yıllık gazetecilik yaşamımda çok siyasetçi gördüm, ama kayıt ortadayken, basın toplantısı düzenleyip, karşısındaki gazetecilere “şerefsiz, ahlaksız” diye hakaret edenine ilk kez rastladım!.. Bugün yandaş mevkutelere baktım, yine “tıs” yok, iyi mi!.. Artık ne kadar kalmışsa, medyanın şerefini koruma görevini yine bağımsız, onurlu gazeteler, gazeteciler üstlenmişti… Sözcü de imamından mutlaka kocca bir aferin almıştır!.. ??? Aynı gün İçişleri Bakanı sıfatlı muhterem de biber gazının ne kadar doğal, nasıl da kaliteli olduğunu anlatıyordu: Biber gazımız yüzde yüz doğaldır. İnsan sağlığı üzerinde hiçbir kalıcı etkisi olmadığına dair rapor mevcuttur. Uygun eğitim almış personel tarafından kullanıldığında insana zararlı olmadığına dair verilen kalite güvenlik belgesiyle kullanılmaktadır… Ne kadar insancıl, ne denli büyük bir duyarlılık değil mi?.. Bu açıklamadan sonra Hopa’da biber gazı neticesi kalp krizi geçiren Metin öğretmenle, Yalova’da iki santim yakından yüzüne biber gazı sıkan polise “Ne olur yapma astımım var” diye diye can veren gencecik Çayan Birben, artık mezarlarında iç huzuruyla uyurlar… Tabii, biz ve pek muhterem milletimiz bu abukluklarla baş etmeye çalışırken efendilerin Büyük Ortadoğu projesi tıkır tıkır işliyor!.. İşbirlikçi kalemler hiç utanıp sıkılmadan açıkça şu soruyu soruyorlar: Biraz daha küçük ama daha müreffeh bir Türkiye’yi mi tercih edersiniz?.. Yoksa mevcut sınırlarını canı pahasına korumaya çalışan bir Türkiye’yi mi?.. Bu soruyu da “beyin jimnastiği”, “ilerde karşılaşma olasılığı yüksek durum” olarak niteliyorlar!.. Parçalanmayı kesinleştirecek yeni anayasa çalışmaları da şıkır şıkır yürüyor ve CHP inanılmaz bir duyarsızlıkla, bu projeye var gücüyle destek veriyor, o masadan vakit geçirmeden kalkması gerekirken… Bu, insanın vicdanını kanatan, bizi son kertede vatansızlığa mahkum edecek proje bana o acımasız fıkrayı hatırlatıyor: Adam yanındaki arkadaşına az ilerde yürümekte olan kişiyi göstermiş, “Biliyor musun Paul öldü!” Arkadaşı şaşırmış, “Ama yaşıyor işte!” Adam acı bir gülümsemeyle yanıtlamış. “Onun henüz haberi yok!..” İKİ YERDEN EMEKLİ AYLIĞI ALINABİLİR Mİ? Gündem Gene Dolup Taşıyor PERİHAN ERGUN İlk üzen ve düşündüren konu, son günlerde PKK’nin gemi azıya alırcasına saldırganlaşmasıyla kan dökücülüğü. 30 yılı aşkın süredir Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sürdürdüğü katliamları son yıllarda memleketin değişik bölgelerine sıçrattı. Geçen hafta sonunda Batı Anadolu’nun son noktalarından biri sayılabilecek, Ege kıyılarındaki en seçkin sayfiye yeri, Foça’da eyleme kalktı. Burada ordunun Kara ve Deniz üslerinin var oluşu saldırının nedeni olmuştur. İki kez patlatılan bombalar seyir halindeki asker aracındaki bir askeri şehit, 10 askeri gazi etti. Bir araçta da şoförü Furkan Özmen’in, başına saplanan kurşuna karşın aracı sürerek içindekileri canı pahasına kurtarmış olması takdire değerdir. Yazık ki o da tüm çabalara karşın hastanede şehit oldu. Olaya tepkili İzmirliler önce kan vermeye koşmuş, sonra da sosyal ağlarda örgütlenen ve 10 bini aşan bir kalabalıkla Kordonboyu’nda toplanarak, Konak yönüne doğru ellerinde al bayrağımız, çocukları ve pankartlarıyla, milli marşlarla 9 Eylül galibiyetini anımsattılar. İşgalci düşmana ilk kurşunu sıkarken şehit düşen kahraman gazeteci Hasan Tahsin’in Konak Meydanı’ndaki anıtının etrafında dolup taşarak toplanmaya çalıştıklarını, bazı(!) ekranlar yayımladılar. Hükümetin vaat edip yerine getiremediği PKK’yi yok etme planı uygulanmadığı için onlar da rahatlıkla eylemlerini yoğunlaştırıyorlar. Halkımızın bunlara sessiz kalmayacağını, susup oturmayacağını bu miting kanıtladı. Hemen bu tepkinin ertesi günü Tunceli kökenli ve avukatlık bürosu hâlâ orada olan CHP milletvekili Hüseyin Aygün yöresini ziyaretten dönerken, Ovacık’tan çıkışı sırasında silah tehdidiyle kaçırıldı. Böylece yıllardır süregelen terör en üst noktaya, Yasama’ya kadar ulaştı. Milletvekili Aygün 48 saat sonra teröristlerin bazı istemlerinin yerine getirilmesi koşuluyla bırakıldı. Bu fütursuzlukta, YAŞ kararlarıyla terörle yıllarca savaş veren, 40 general ve amiralin emekliye sevki ve hâlâ Hasdal’da tutuklu olmaları nedeniyle meydanın boş kalması da etken olmuştur. ??? CHP tüm demokratik ülkelerde olduğu gibi bu soruna planlı bir biçimde çare bulunması için iktidara TBMM’de 14 Agustos’ta toplanma teklifinde bulundu. Sayın Başbakan’ın buna cevabı “Toplanmaya ne gerek var? Makamıma gel görüşelim(!)” oldu. Meğer biz padişahlar, sultanlar ülkesi olmuşuz da haberimiz olmamış(!). Bu demokrasi karşıtı tavır yetmemiş, bir de Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Birkaç Mehmet şehit oldu diye TBMM toplanmaz” derken, Sayın Başbakan da “Böyle bekliyorduk” demez mi? O zaman sayın hükümet mensupları, sizin terörle uğraşıp yok etme sözleriniz nerede kaldı? ??? İçişlerimizde aymazlıklar yetmemiş gibi AKP iktidarı aynı duygu ve düşüncelerle Suriye konusunda da sapmalara soyundu. Neyse ki taşeronluğunu yüklendiği ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, kısa süre içinde 3’üncü kez emir vermek için gelişinde, Davutoğlu ile 2.5 saatlik halvetinde “Şimdilik beklensin, planlar yapalım” diyerek, bizimkilerin savaş ateşini söndürdü. Oysa Hatay’da Suriye’deki olaylar alevlenmeden önce misafirhaneleri yapılan Beşşar Esad karşıtlarının keyifleri yerinde. Yedirip içirilmeleri, maaşa bağlanmaları yetmiyor, ayaklanıp bayrağımızı indirebiliyorlar. Halkın malını mülkünü yağmalıyorlar. Sabah sınırı geçip Suriye’de katliama gidiyor, akşam yemeğinden önce de çadır kentlerine dönüyorlar. Oranın gerçek sahibi halkımızın yaşam hakları yok edilmiş, bölge karman çorman. Bu durum AKP yöneticilerinin umurunda değil. Orada yıllarca komutan olarak savaş vermiş Em. Gnr. Pamukoğlu, Hakkâri’de aylardır süren çatışmalarda şehit düşenlerin üzüntüsüyle tepkisini gösterince Sayın RTE “Sen kimsin, nesin?” gibi aşağılayıcı, öfkeli sözcüklerle komutanı ekranlardan azarlıyor. ??? Düşündüren ve üzen konularla çok bunaldım. Londra Olimpiyatları’na uzanarak nefesleneyim. Atatürk’ ün ve Cumhuriyetin kızları olduklarını başarılarıyla kanıtlayan ve ilk kez olimpiyatta İstiklal Marşımızı çaldıran, 1500 metrede birincilikle altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin, aynı yarışta gümüş madalya alan Gamze Bulut övüncümüz oldular. Bir de tekvandoda altın madalya bekleyen Nur Tatar, olimpiyat ikincisi olduğuna üzüldüğü halde azimle, gelecek yarışmalarda altın madalya alacağını vaat etti... 800 metrede koşarken sakatlandığı için acılarını gözyaşlarıyla yok etmeye çalışarak yarışı tamamlayan Merve Aydın yoğun alkışlarla ödüllendirildi. Spora verdiği önemi gösteren, “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” diyen Atatürk’ün kızlarını kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Bunları yazarken bizim kuşağın, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 30 Ağustos Başkomutanlık Zafer Bayramı törenlerindeki gösterilerimizdeki sevinçlerimizi anımsarken, Atatürk’ün laik, demokratik, sosyal cumhuriyetimizi emanet ettiği gençlerimize güveniyor ve yaşamları boyunca başarılarıyla mutlu olmalarını diliyorum. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Zindanda dördüncü doğum günü! ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Sevgili kardeşim Tuncay, salı günü İzmir’de, Türkan Saylan Kültür Merkezi’nin önünde doğum gününü kutladık. Serdar Kızık, Şahin Mengü, Tuğrul Keskin, Mete Kızık ve Muzaffer Ayhan Kara kitaplarını imzaladık... Bizi alkışlarla destekleyen İzmirliler, sana ve tutsak tüm kahramanlara sevgilerini yolladılar.. Cumhuriyet’te Nazlıcan’ın sana yazdığı yazıyı okudum. “Üzerine hiçbir şey yazılamaz” kararına vardım!.. Çok iyi bir yazar yetişiyor, haberin olsun!.. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum, kardeşim... BULMACA SEDAT YAŞAYAN KARAMÜRSEL İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTIRMA SATIŞ İLANI Borçluya ait ve bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda tapu kaydı, kıymeti, satış gün ve saati ve önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen taşınmaz satılacaktır. 1 İİK. 127. MD. GÖRE SATIŞ İLANININ TEBLİĞİ: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (Mübrez tapu kaydında belirtilen) alakadarlara, gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde işbu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. 2 İİK. 151. 142 MD. GÖRE SIRAYA ŞİKÂYET VE İTİRAZ: Uygulama aykırılığı nedeniyle, alacağa mahsuben ihalenin yapılması veya satış bedelinin İİK. 138. md. cümlesinde ipotek alacaklısına ödenmesi durumunda, alakadarların satışı takip ederek, İİK. 142MD. göre şikâyet veya itirazları olanın bu hakkını 7 gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenar ibraz etmeleri İİK. 83,100,142,151, mk..789,777. md. göre ayrıca ilanen tebliğ olunur. 3 TAŞINMAZIN TAPU KAYIDI: Yalova ili, Altınova ilçesi, Tavşanlı köyü 549 parsel 6 cilt 558 sayfada kayıtlı 2.842,00m2 miktarlı tarla vasfında taşınmaz satılacaktır. 4 TAŞINMAZIN İMAR DURUMU: Tavşanlı köyü 549 parsel Yalova ili Altınova ilçesi Tavşanlı Belediye Başkanlığı’nın 24/04/2012 tarih 253 sayılı yazıları ile imar planı dışında kalmakta olup belediye mücavir sahası sınırları içinde kalmaktadır. 5 TAŞINMAZIN KONUMU VE DEĞERİ: Taşınmazın üzerinde herhangi bir yapı ve meyve ağaçlarının bulunmadığı %4,5 eğimli arazi yapısının olduğu kumlutınlı toprak yapısı vardır. 6 TAŞINMAZIN TOPLAM DEĞERİ: 56.840,00TL SATIŞ ŞARTLARI: 1BİRİNCİ SATIŞ: 25/09/2012 günü saat: 14.0014.10 arasında Karamürsel İcra Müdürlüğü’nde açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 05/10/2012 günü aynı saatte Karamürsel İcra Müdürlüğü’nde 2. artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Taşınmazı satın alanlar ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile satış bedelini derhal veya verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. Katma Değer vergisi, İhale damga vergisi alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Tellaliye resmi harcı, Birikmiş emlak vergi borçları ile satıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harçları satış bedelinden iade edilir. Teslim ve tahliye giderleri ihale alıcısına aittir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin, bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4Taşınmazı satın alanlar, satış bedelini hemen veya verilen süre içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve diğer zararlar ile temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri müteselsilen mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil olunacak bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 6Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/372 Talimat sayılı dosya numarasından müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. 08/08/2012 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. DOSYA NO: 2012/372.TaIimat “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 51332) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ 1972’de Andrey 1 Tarkovski, 2003’te ise Steven Soder 2 bergh tarafından si 3 nemaya aktarılan, 4 Stanislaw Lem’in ünlü bilimkurgu ro 5 manı. 2/ Osmanlı 6 larda önceleri halk7 tan yalnız olağanüstü durumlarda, 8 sonraları ise sürekli 9 olarak toplanan ver1 2 3 4 5 6 7 8 9 gi... İlgi eki. 3/ Güney Kafkasya boylarından biri... 1 G A C A L L A R Ankara’nın bir ilçesi. 4/ 2 Ö R E K E Z UM Kaliteli bir kahve cinsi. 5/ 3 R A B I T A B A Bir değiş tokuşta üste ve 4 A L E ONGU N rilen şey... Yankı. 6/ Çizgili 5 N L İ N K A İ kumaşlar için kullanılan 6 L A L Y E Z İ T bir sözcük... Bir işi yerine R A getirme. 7/ Kurşun boru 7 A N E M A S ÖĞ E ların ağzını açmakta kul 8 R O Z E T İ N E R M İ lanılan ucu sivri takoz... 9 Yurdumuzun batısında bir körfez. 8/ İç içe mineral kabuklardan oluşan kalker... Bir soru sözü. 9/ Romanya’nın plaka imi... Kantoda Doğu giysileriyle yapılan dansın adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Canlı tempolu bir Güney Amerika dansı ve müziği... İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. 2/ Düz ve geniş arazi... Beğenme belirten bir sözcük. 3/ Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülkeden gelmiş gemideki insanların karantinaya alındıkları bina. 4/ Utanç duyma... Demiryolu... Bir nota. 5/ Arap harflerinin en çok kullanılan elyazısı biçimi... Tutsak. 6/ Madenleri ergitme, sıvı duruma getirme... Soyundan gelinen kimse. 7/ Anma, sözünü etme. 8/ Kimi sözlerde, çıkakları yakın seslerin art arda gelmesi sonucu söyleyişin kulağı rahatsız etmesi. 9/ Arapça eylem çatısını konu edinen bilim... Osmanlılarda gece bekçisi. C MY B C MY B