29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Ankara temsilcimiz Utku Çakırözer, Şam’a gitti, Esad’la görüştü. Utku öyle çanak sorular yöneltmedi, sıkı sorular sordu. Utku’nun Esad’la yaptığı söyleşi bu gerçekleri anlatıyor... Yaşanan olaylar, komşumuz Suriye’de silahlı isyancıların varlığı, Müslüman Kardeşler, Özgür Suriye Ordusu. ??? Öyle sözü uzatmadan, var olan gerçeği söylemenin yararı var: “Suriye’de bir iç savaş yaşanıyor!” Küresel ve emperyal güçler, Yugoslavya modelinin benzerini Ortadoğu’da gerçekleştirmek için, Suriye’de mezhep çatışmalarını “demokratik hak ve özgürlükler” adıyla yaşama geçirdi. ABD’de seçimler olduğu için, Obama savaştan yana bir tavır almadı, ihaleyi Türkiye’ye verdi. Suriye sınırımız kevgire döndü, isyancılar botlarla Samandağ’dan sabah Suriye’ye gidip akşam döndü. Sonunda Suriye bir uçağımızı uluslararası hava sahasında vurup düşürdü. Şimdi aklıma şu soru geliyor: “Bu uçak İsrail’in olsaydı, bunu yapabilir miydi?” Yanıtı açık: “Yapamazdı!” Çünkü İsrail, Suriye’nin tepesine binerdi... ??? Emperyal güçler bizi parmağının ucunda oynatıyor, dönüşü olmayan bir maceraya doğru sürüklüyor. Türkiye bu oyuna asla gelmemeli! Bugün Hakkâri’den Hatay’a değin binlerce kilometrelik sınırımızdan artık terör örgütü PKK sızabiliyor. Bakın, İran’dan gelen gazın teknik zorunluluklardan ötürü durdurulması ve tonlarca altının Türkiye’den İran’a ihraç edilmesinin arkasında ne olduğunu bile bilmiyoruz. AKP hükümeti, eli silahlı isyancı güçlere her türlü yardımı yaparken, muhalif silahsız örgütlerin istemlerini de engellemiş oluyor, mezhep çatışmasında Sünnilerin yanında yer alıyor. İç ve dış odaklı ittfaklar hep geri tepmiştir bu tür olaylarda... Bir ülke önce kendi çıkarlarını korur... Küresel ve emperyal güçlerin boyunduruğuna girmez... Silivri’de görülen KCK davasının ikinci duruşmasında da kriz yaşandı Avukatlar salondan çıktı İstanbul Haber Servisi Silivri’de görü çık, ifade alınmadığından avukat olmadan dulen PKK’nin şehir yapılanması olduğu iddia ruşmaya devam edilebileceğini söyledi. Avuedilen KCK davasının ikinci duruşması da katları olmadan yargılamak istemediklerini begergin geçti. Mahkemenin alkış tutan ve lirten tutuklu sanıklar ayağa kalkarak sırtlaslogan atan izleyicileri salondan çıkarması rını heyete döndü. Başkan Alçık’ın duruşmaya üzerine avukatlar da duruşmaya girmedi. yeniden ara verildiğini söylemesi üzerine saTutuklu sanıklar, mahkemeyi sırtlarını dö nıklar da alkışla protesto etti. Sanıklar daha nerek protesto etti. Duruşmayı izleyen CHP sonra salondan çıkartıldı. Başkan Alçık’ın ‘li vekil Sezgin Tanrıkulu da dışarı çıkarıldı. kimlik tespitini yaptığı iki tutuksuz sanık, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tara Kürtçe yanıt verdi. Yayıncı Ragıp Zarakofından görülen KCK davasında ilk gerginlik lu’nun da aralarında bulunduğu 3 sanık sabah saatlerinde sanık avukatlarından Hü Türkçe olarak kimlik bilgilerini verdi. seyin Boğatekin’in kimlik gösterip giriş ukuk dışı’ kartı almadan girmesi üzerine yaşandı. AvuTüm avukatları temsilen kat ile jandarma görevlileri duruşmaya katılan avukat arasında arbede çıktı. Sanık avukatları arkadaşları Bo ? Mahkemenin alkış tutan Feyzi Çelik, mahkemenin ve slogan atan izleyicilerin uygulamalarının baskıcı ve ğatekin’in darp edildiğini hukuk dışı olduğunu ifade etiddia ederek hazırladıkları yanı sıra CHP İstanbul ti. Yeni yargı paketinde CMK tutanağı mahkemeye sundu. Milletvekili Sezgin 250. maddenin kaldırıldığını Avukatlar, Mahkeme BaşTanrıkulu’nu da dışarı anımsatan avukat Çelik, “Sikan Ali Alçık’tan müdahale etmesini istedi. Başkan çıkarması üzerine avukatlar zin artık özel yetkileriniz yok” dedi. Duruşmada söz Alçık’ın “Bizim yapabilesalonu terk etti. alan Prof. Büşra Ersanlı ceğimiz bir şey yok. Gü“Avukatlar, irade beyavenlikle jandarma ilgileniyor” sözleri üzerine avukatlar “Böyle bir nında bulundular ve duruşma salonundan uygulama sıkıyönetim mahkemelerinde çıktılar. Ama ailelerimiz bir irade beyanında bulunmamışlardır. Onlar mahkeme bile yok” diyerek bağırdı. Avukatlar adına konuşan Sinan Zincir, heyeti tarafından çıkarıldı. Buraya gel“Bu uygulamaları kabul etmiyoruz, celseyi meleri ve iddianame okunurken yanımızterk ediyoruz” dedi. Avukatlar salonu terk da bulunmalarını istiyoruz” dedi. Alçık, kaederken izleyiciler de ayağa kalkıp alkışladı. pıların açık olduğunu ancak avukatların ken“Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atılması di isteğiyle girmediğini söyledi. üzerine Alçık duruşmaya ara verdi. Suriye’de İç Savaş... Türkiye Ortadoğu’da olup bitenleri nasıl değerlendiriyor? Büyük Ortadoğu Projesi’nin gün gelip kendisini de “ham” yapacağını aklına getiriyor mu? Mısır, Tunus ve Libya’da yaşananlardan ve bugün gelinen noktadan Türkiye’nin rahatsız olduğunu, ulusal çıkarlar doğrultusunda bir dış politika izlediğini hiç sanmıyorum. Küresel güçlere ve emperyalizme teslim, vahşi kapitalizmin kıskacına girmiş “ılımlı İslam” başta ABD olmak üzere İngiltere, Almanya gibi ülkelerde ilgi görüyor. Avrupa ülkelerinde “Alman İslam”ı, “İsveç İslam”ı adım adım ilerlerken, bir dönem “terör örgütü” olarak görülen Müslüman Kardeşler, vahşi kapitalizmle sarmaş dolaş olduğu için Ortadoğu’da egemenliğini kurdu. ??? Bugün Suriye iç savaşın içinde değil mi? Suriye ordusundan kaçmış Sünni subayların ülkemiz topraklarında yaptıkları açıklamalar, televizyonların bunu “Özgür Suriye Ordusu” sözcüleri olarak vermesi ve dış basında çıkan haberler... Türkiye’nin Sünni muhaliflere her türlü desteği vermesi, bunların dış basında haber olarak çıkması Başbakan Erdoğan’ı kızdırıyor. Elbet Esad rejimi baskıcıdır... Buna kimse “Hayır, değildir” demiyor... Suriye’de bugün yaşanan, SünniAlevi çatışmasından başka bir şey değildir. Bir benzerini Irak ve Libya yaşıyor... Irak’ta mezhep çatışması, Libya’da aşiret çatışması... ??? Kardeş kardeşi boğazlıyor, özellikle Libya’da neler olup bittiğini dünya kamuoyu bilmiyor. İstanbul’da ve Cenevre’de yapılan toplantılardan bir sonuç çıkmayacağı, Esad’ın öyle Kaddafi benzeri keklik gibi avlanamayacağı ortada. Daha açık söyleyeyim; Rus donanması, Suriye karasularının içinde tam siper olmuş bekliyor. ‘H Aralarında Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu KCK davasının ikinci duruşması da olaylı başladı. CHP’li Tanrıkulu da çıkarıldı Duruşmayı bir süre izleyen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da izleyicilerle birlikte salondan çıkarıldı. Tanrıkulu “Milletvekili olduğumu belirtmeme rağmen beni dışarı çıkardılar. Bu zihniyet ve bu mahkemeler değişmedikçe bunlar yaşanacaktır” dedi. Tanrıkulu, salondan çıkarak basına yaptığı açıklamada da şunları söyledi: “Maalesef Türkiye’de Sırtlarını döndüler Duruşma salonunun kapısına jandarma komandolar yerleştirilerek izleyicilerin içeri girmesi engellendi. İzleyicilerin salona alınmaması üzerine sanık avukatları da toplu halde duruşmaya girmedi. Tutuklu sanıklar salonda avukatları olmadan yargılama yapılamayacağına dikkat çekerken Başkan Al ‘Özet’ talebine ret Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık avukatlarından Müşir Deliduman, iddianamenin özetlenmeden savcı tarafından okunmasını istedi. Mahkeme, talebi reddetti. Sanıkların sırtları dönük bir şekilde durmaya devam etmeleri üzerine Alçık, davaya devam edilemeyeceğini belirterek duruşmayı yarına erteledi. yargı siyasetin her alanına müdahale ediyor. Devlet ve hükümetin çizdiği alan dışında Türkiye’nin herhangi bir yerinde herhangi bir muhalif duruş yargının zulmüyle insanların karşı karşıya kalmasına neden oluyor.” Tanrıkulu, daha sonra CHP İzmir Milletvekili ve yazarımız Mustafa Balbay ile görüştü. Duruşma çıkışında aralarında Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP Milletvekilleri Halil Aksoy ve Sebahat Tuncel ile avukatların da bulunduğu grup, salon binasından Silivri Cezaevi önüne kadar sloganlar atarak yürüdü. Öte yandan KCK davasının görüldüğü büyük duruşma salonuna 9 adet kamera daha yerleştirildi. Tanıklık ifadesi sırasında mahkeme başkanı ve sanıklar arasında sert tartışmalar oldu Ergenekon’da ‘Koru‘ gerginliği CPT’DEN İMRALI AÇIKLAMASI ‘Tatmin edici gelişme olacak’ Yurt Haberleri Servisi İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) kendilerine “Yakında İmralı ile ilgili tatmin edici gelişme olacak” dediğini söyledi. Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) heyeti, 2128 Haziran tarihleri arasında cezaevlerinde yaşananlara ilişkin Türkiye’yi ziyaret etti. Heyet tarafından gizli tutulan ziyaret kapsamında İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD Genel Başkan Yardımcısı Sevim Salihoğlu ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı ile Türkiye’de cezaevlerinde yaşananlara ilişkin toplantı yapıldı. Heyete, Pozantı Cezaevi başta olmak üzere cezaevlerindeki hak ihlalleri ve özellikle çocuk tutukluların yaşadığı sorunlar anlatıldı. İHD Genel Başkanı Türkdoğan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1 yıldır avukatlarıyla görüştürülmediğini belirterek CPT’nin Öcalan’la ilgili kendilerine “Türkiye ile sürekli İmralı konusunda yazışıyoruz. Merak etmeyin, orada ne olduğunu biliyoruz. Yakında İmralı ile ilgili kamuoyunu tatmin edici gelişme olacak” dediğini aktardı. CPT, dün internet sitesinde yaptığı açıklamayla Türkiye ziyaretini doğruladı, ancak heyetin İmralı’ya gidip gitmediğine açıklık getirmedi. ? Davada, mahkemenin tanığa soru sorulmasını kısıtlayan kararına büyük tepki gösterildi. Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk ile sanıklar ve avukatlar arasında büyük tartışmalar yaşandı. HATİCE TUNCER Ergenekon davasında, gazeteci Fehmi Koru’nun tanıklık ifadesi sırasında mahkeme başkanı Hüsnü Çalmuk ile sanık ve avukatlar arasında sert tartışmalar yaşandı. Mahkemenin “tanıkların ifadesinde adı geçen sanıkların soru sorabileceği” kararı gereği Çalmuk, diğer sanıkların sorularını mahkemeye yazılı olarak iletmesini istedi. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün avukatı Zeynep Küçük, başkan Çalmuk ile sert tartışmalara girdi. Fehmi Koru’ya “Yalan söylüyor” diye bağıran İP Merkez Karar Kurulu üyesi Erkan Önsel salondan çıkarılırken “Seninle hesabımız bitmez” dedi. İddianamede Ergenekon’un temel belgeleri olarak değerlendirilen “Ergenekon: AnalizYeniden Yapılanma, Yönetim ve Geliştirme Projesi” ve “Lobi” bel gelerine ilişkin soruşturma sırasında da tanık olarak ifadesi alınan Koru, belgelerin kendisine posta ile gönderildiğini anlattı. Belgelerin bir kişinin yazdığı rapor olduğunu düşündüğünü anlatan Koru, “Bana gönderilen fotokopiydi. Raporu yazanın isminin kapatıldığını fark ettim, inceledim, okuyamadım” diye konuştu. Koru’nun söz konusu iki belgeyi savcılığa teslim edilmek üzere avukatına verdiğini söylemesi üzerine Perinçek, “Bu belgeleri mahkemeye vermediler” dedi. Çalmuk’un uyardığı Perinçek, “Bu belgeyi benim yazdığım iddia ediyor. İmzayı silmiş, sordunuz mu?” diye bağırdı. Savcı Nihat Taşkın Koru’ya ifadesi sırasında Bahriye Üçok cinayetine ilişkin bir yazısına dair de soru sorulduğunu belirtmesi üzerine Koru, şunları söyledi: “Teoman Koman, MİT Müsteşarı olduğu dönemde, gazetecilerle yaptığı bir toplantıda Üçok’a ‘bombalı paketlerin’ nasıl açılacağına ilişkin eğitim verildiğini anlattı. Bu konu başka gazeteciler tarafından da yazılmıştı. Ben Üçok’a gönderilen bombanın patlamamasının planlandığını düşündüm. Patlamadan patlamış kadar etki yaratacak şekilde planlanmıştı.” Hamile kadına xray araması MERYEM AKKURT CHP liderinden işçi ailesine taziye ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanlığı önünde meydana gelen göçükte ölen işçi Kadir Sevim’in ailesini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, “İş kazası sonucu son 10 yılda ölen insanların sayısı on binin üstünde. Terörde bile bu kadar çok can kaybı vermedik” dedi. Üçok cinayeti... CHP’li Öğüt’ten TBMM’de ilginç protesto CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, dün TBMM Genel Kurulu’nda Madalya ve Nişanlar Yasası’na ilişkin yasa önerisinin doğrudan gündeme alınması için önerge verdi. Öğüt kürsüye çıktığında ilginç bir eylem yaptı. Kars ve Ardahan’daki bazı adliyelerin kapatılmasını eleştiren Öğüt, “Bölge göç alacak, bu göç Türkiye’yi parçalayacak. Türkiye’nin topraklarını Ermenistan’a vermeye kalkacaklar. Bunu protesto ediyorum” dedi. Öğüt daha sonra ceketini, kravatını çıkardı ve “Çıldır’da doktor yok, öğretmen yok, adliye yok” pankartı açtı. Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu, “Yakışmadı bu davranışınız” diyerek Öğüt’ü uyardı. (Fotoğraf: AA BÜLENT UZUN) Cezaevlerindeki hak ihlalleri ve onur kırıcı uygulamalar artarak devam ediyor. Üsküdar’daki Paşakapısı Cezaevi’ndeki yakınlarını ziyarete giden kadınların iç çamaşırlarının kopçasında bulunan metallerin alarm vermesi nedeniyle yarı çıplak soyularak arandığı, hamile kadınların ise xray cihazlarından geçirildiği bildirildi. Tutuklu yakını, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Aramada, görevli gardiyan ‘metal bir şey yok’ dememe karşın sutyenimi çıkarttı. Cihaz yeniden sinyal verince bozuk olduğu anlaşıldı. Xray cihazından yarı çıplak geçmek durumunda kaldım” dedi. Tutuklu yakını, hamile bir kadının da “Cihazdan geçmemi doktor yasakladı” dediğini fakat xray’den geçirildiğini vurguladı. İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bu özel hayatı yok sayan bir olaydır. Hamile bir kadını tekrar xray cihazından geçirmek kötü bir muameledir. Bu çok ciddi bir durum” dedi. Öğretmen ve polise yeni kadro ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu tatil öncesinde fazla mesai yaparken dün 35 yasa ve “torba” yasa önerisi görüşmeleri tamamlandı. Öneriyle, 40 bin öğretmen ile 30 bin polis alınması kabul edildi. Yasayla Sayıştay’ın denetim faaliyetlerine sınırlama getirildi. Türkiye’deki kamuya ait 62 linyit sahasının özelleştirilmesi de kabul edildi. Yasayla ayrıca askeri liselere 1997 ve sonraki yıllarda giren öğrencilerden okullardan ayrılmaları durumunda tazminat ödemeleri istenmeyecek. ‘Mahremiyete saygı yok’ BAHÇELİ’DEN ‘ZANA’ TEPKİSİ Dayakçı polisler serbest bırakıldı İstanbul Haber Servisi Fatih’te Ahmet Koca’nın polisler tarafından dövülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında savcıya ifade veren 11 polis serbest bırakıldı. Fatih’te 18 Haziran’da izinli olarak askerden gelen Koca, polisler tarafından “yol verme” tartışması nedeniyle eşi ve çocuklarının önünde dövülmüş, olayın görüntülerinin basına yansımasının ardından polisler hakkında soruşturma açılmıştı. Soruşturmayı yürüten savcı Ayhan Bedirhan, dün 11 polisin ifadesini aldı. Polislerin tamamı ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Olaya karıştığı tespit edilen 7 polis’ten 3’ü de “Ellerinde ve bileklerinde hassasiyet oluştuğuna dair” rapor alarak Koca’dan şikâyetçi olmuştu. Koca hakkında da 2 yıl 3 aydan 6.5 yıla kadar hapsi istemiyle dava açılmıştı. İddianame kabul edilirse Koca önümüzdeki günlerde yargılanmaya başlayacak. ‘PKK siyasi aktör yapılıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana görüşmesinin PKK’nin yeni ve daha etkili bir siyasal aktör haline getirilmesinde önemli eşiklerden biri olacağını kaydetti. Bahçeli, ErdoğanZana görüşmesine ilişkin yaptığı açıklamada, Zana üzerinden yeni bir siyaset oluşturulması için düğmeye basıldığını kaydetti. Bahçeli, “bölücü şahsiyet” diye nitelendirdiği Zana’nın Başbakan tarafından muhatap görülmesinin ciddi bir handikap olduğunu belirtti. Bahçeli, Zana’nın isteklerinin terör örgütünün beklentileri arasında aykırılık olmadığını ifade etti. Tahliyesinde yaptığı açıklamalara ilişkin soruşturma tamamlandı Ahmet Şık için 13 yıl isteniyor İstanbul Haber Servisi Odatv davasından bir yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Ahmet Şık hakkında Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamalar nedeniyle “kamu görevlilerine tehdit ve hakaret” suçlamalarından toplam 12 yıl 8 ay hapis cezası istendi. Şık’ın tahliye olduğu 16 Mart 2012 tarihinde Silivri Cezaevi önünde bekleyen gazetecilerin isteği üzerine açıklamalarda bulunmuştu. Şık, “Bu komployu kuran, yürüten polisler, savcılar ve hâkimler bu cezaevine girecek. Onlar buraya girdiğinde adalet gelecek” diye konuşmuştu. Ergenekon soruşturma ve koğuşturmalarında görev alan 39 savcı ve hâkimin mağdur sıfatıyla yer aldığı iddianamede, gazeteci Şık’ın “tehdit” ve “Kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret etmek” suçlarından 413 yıl arasında hapsi talep edildi. Şık hakkında “tehdit” suçundan 2 ile 5 yıl arasında hapis istendi. İddianamedeki “mağdur” sayısının çok olması nedeniyle hapis cezasının dörtte bir ile dörtte üç oranında arttırılması istendi. Ayrıca Şık için hakaret olduğu iddia edilen ifadelerinden dolayı 12 yıl hapis cezası istendi. Açıklamaların basın yoluyla yapılması nedeniyle de yasada belirlenen oranlarda ceza arttırıldı. Şık hakkında istenen hapis cezası 412 yıl 8 aya çıktı. İddianamenin kabul edilmesi halinde Şık önümüzdeki günlerde hâkim karşısında olacak. AKP’li Çelik’e validen yanıt ? MERSİN (Cumhuriyet) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, 1995’te Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde öğretim üyesiyken, odasına bomba koydurmakla suçladığı dönemin valisi Mahmut Yılbaş, iddiayı yalanladı. Yılbaş, konuya ilişkin genel başkanı olduğu Türkiye Müdafaai Hukuk Partisi’nin sitesinden yarın açıklama yapacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle