10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2012 SALI 8 İstanbul PB Edirne A Kocaeli PB Çanakkale A İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak B Sinop B Samsun B Trabzon PB Giresun PB Ankara A 33 37 34 35 35 38 39 28 31 31 30 31 38 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A PB B A A A A B B Y 36 36 38 32 34 34 43 42 41 43 34 29 31 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra A AmsterdamA Brüksel A Paris A Bonn A Münih Y Berlin PB BudapeştePB Madrid A Viyana PB HABERLER 20 22 24 28 26 26 27 27 27 29 31 36 28 Belgrad Y 33 Sofya Y 28 Roma Y 28 Atina A 36 Zürih A 27 Moskova PB 24 Aşkabat A 39 Taşkent A 37 Baku A 36 Bişkek Y 35 Tiflis A 42 Kahire A 37 Şam A 39 Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinin parçalı ve yer yer çok bulutlu, Kars, Ardahan, Ağrı, Erzurum’un kuzey ve doğu ilçeleri ile Van’ın kuzey kesimleri öğle saatlerinden sonra yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı iç ve batı bölgelerde 1 ila 3 derece artacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Tahran’la, Bağdat’la ilişkiler nahoş, Şam ile kopuk. Bu doğudaki durum. Batıya gelince; Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını tanımadığımızı ilan ettik. Almanya Başbakanı Merkel, 1 Temmuz’da Rum lideri Hristofyas’a gönderdiği kutlama mesajıyla Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı dışlayan tutumuna yanıt verdi. Ama başarılı yönleri de var dış politikanın. Örneğin Tahran, kendi olanaklarıyla ilişkileri kopuk Batı’dan aleyhine alabildiği bilgileri Ankara’nın Batı ülkelerinden aldığı bilgilere doğrulatıyor. Suriye’nin jetimizi düşürmesinden hemen sonra Bağdat da celallendi. Kandil Dağı’nı vurmak için ikide bir hava sahamızı ihlal ediyorsun, bak ha, ben de uçağınızı düşürürüm demeye başladı. Ortak bakanlar kurulu yaptığımız, hatta aileler arası canciğer kuzu sarması misali SuriyeTürk ilişkilerimizin hali pürmelali ortada. Özetlersek: Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, derin strateji içeren komşularımızla sıfır sorun politikasını içeren uygulamaları yüzyıllardır değişmeyen matematik kuralını altüst etti: Artık sıfır kere sıfır üç eder, kuralı geçerli dışişlerinde! ??? Atasözü niyetine söylenen Arap bize ne kadar dosttur söylemi yine konuşulur oldu. Arap dedin mi RTE ile takımının konuşmalarında “kardeş” sözcüğü baş tacı. Kendi hesabıma hiçbir ulus, baş sırada Arap ulusu kardeşim değil. Neden olsunlar ki?.. Ülkeler ulusal yararları ölçeğinde dostluk kurarlar birbirleriyle. Uluslararası ilişkilerde kardeş mardeş edebiyatı ile RTE’nin duygusal yaklaşımlarının beş paralık değeri olmadığı kanıtlandı. RTE, Esad’ı yerden yere vuran konuşmalarında hâlâ kardeş Suriye edebiyatı yapıyor. Suriye’de yaşam korkusu çekenleri çağırdı; gelin, sizleri yedirir içirir, bakarız dedi günlerce. Esad’dan, ödürülmekten kaçan 4050 bin arası Suriyeli, insanlık adına vatandaş vergileriyle, Güneydoğu’da ekmek elden su gölden yaşıyor. Oysa nankörlüğün somut örnekleri İslahiye’de, Kilis’te yaşandı. Sen bağrına mı bastın Suriyeli “kardeşlerini” Bay Başbakan RTE: İlk önce yeterince su vermiyorsunuz diye çadırları yaktılar. Önceki gün de İslahiye’de ve Kilis’te isyan başlattılar. Güvenlik güçlerini silahlarıyla rehin aldılar. Taşla sopayla saldırdılar. Türk ulusunun insanlık ve konukseverliğine böyle teşekkür ettiler. Teşekkürlerine bir yenisini eklediler RTE’nin Suriyeli “kardeşleri”. Lazkiye’den gelen üstelik Arap’la kıyaslandığında kat ve kat kardeş diye bağrımıza basmayı hak eden 1500 Türkmenin İslahiye’deki çadır kente yerleştirilmesini protesto eden Suriyeli sığınmacılar... ...o topraklar babalarının malıymış gibi Türk bayrağını indirip gölgesinden kaçtıkları Suriye bayrağını astılar. ??? Yabancı basına göre bir grup CIA görevlisi bölgede cirit atıyor. Suriye’deki kardeş kavgasına sert demeçlerle karşı çıkıyor Türkiye. Ne ki başka ülkelerin üzerimizden muhaliflere gönderilen silahlarla kardeşi kardeşe vurduranlara katkıda bulunduğu Batı medyasının dilinde. Gündüz burada yaşayıp silahlanarak Suriye’deki muhalefet hareketine katılanlar; gece Türkiye’ye dönüyor ve sonra sığıntı yurttaşları burada buldukları yaşama isyan ediyorlar. Irak’takiler yetmiyormuş gibi; Esad, TürkiyeSuriye sınırında Şırnak, Cizre ve Mardin’in hemen karşısındaki Kobani, Andiver, Amude gibi kentlere PKK’nin Suriye’deki kolu Demokratik Birlik Partisi’ni (PVD) silahlandırarak yerleştirdi. İnsansız uçaklar dahil her türlü önlemi almamıza karşın 331 kilometrelik Irak sınırını aşarak gelen PKK çetelerini engelleyemeyen Türkiye… ...hükümetin başarılı diye yutturmaya çalıştığı, ama artık kimseyi inandıramadığı dış siyaset sayesinde; PKK’ye, Türkiye’ye kolayca girmelerini, kanlı eylemlerine devam edebilmesini sağlayacak yeni bir olanak sağladı: Suriye ile aramızdaki 900 kilometrelik sınırı! Bu kafayla terör önlenecek ha! Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın sonunun geldiği artık kesin. Belli olmayan tek nokta, bitiş süresinin uzunluğu ve bir de Esad’ın, çatışmada silah elde ölmekle, yumuşak inişi kabullenip, bir yere sığınmak şıkları arasında hangisine karar vereceği. Bu arada her şey, herkesin gözü önünde öylesine aşikâr oynanıyor ki!.. Eski masallar, yinelenmiş yalanlar ısıtılıp ısıtılıp yeniden önümüze sürülüyor. Şimdi de Esad’ın kimyasal silahları çıktı ortaya yeniden. Ya bu silahlar, Hizbullah’ın eline geçerse maazallah ne olur? Onun için, iş oraya varmadan müdahale etmek en iyisi. Bir yandan İsrail, bir yandan da ABD “böyle bir olasılığı ortadan kaldırmak için (!)” müdahale hazırlığı içindeler. Peki de kim söylüyor, Suriye’de kimyasal silahlar olduğunu? CIA, Suriye’nin kimyasal ve biyolojik silahları olduğunda ısrarlı. İnsan ister istemez, 2002 yılını düşünüyor. O zaman da CIA Irak’ın kitle imha silahları ve kimyasal ve biyolojik silahlara sahip olduğunu ileri sürmüştü. Gerçi, ABD’nin BM’deki eski temsilcileri bile bunları yalanlamışlardı, ama ne gam! Bu bahane ile Irak’a müdahale edildi. İngiliz Başbakanı Tony Blaire de aynı bahaneyi Washigton’ın yanında savaşa katılmak için kullandı, sonra da yalan söylediğini itiraf zorunda kaldı. bil’de Barzani’nin gözetiminde birlikte hareket etme kararını dünyaya duyuran Yüksek Kürt Konseyi olduğunu belirtiyor yazar. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ??? Böylelikle Kuzey Irak’taki Kürt oluşumundan sonra, Suriye’nin Kürt sınırında da yeni bir Kürt oluşumu daha yaşama geçmiştir. Esad sonrası Suriye’nin çok etnili ve çok inanç gruplu kaotik yapısı içinde Kürtlerin taleplerinin en azından, o da şimdilik, bir otonomi olacağında herkes hemfikir. Esad sonrası Suriyesi’nin etnik gruplar ve mezhepler çatışmasına sahne olacak kaotik bir ülke olacağını ve bu durumun da Türkiye’nin çıkarlarıyla bağdaşmayacağı çok söylendi yazıldı. Türkiye bu tür gelişmelere çanak tutma yerine, onları elden geldiğince önleyecek bir politika izlemeliydi. Bunlar anlatılmaya çalışıldı, ama başarılamadı. Buna karşılık Erdoğan – Davutoğlu politikası, hem kaotik bir Suriye’ye hem de içinde güçlü bir Kürt oluşumuna yol açacak ne varsa yapmaktan geri durmadı. Pek yakında Suriye’de gelişecek olayların, Türkiye’yi de etkilemesi kaçınılmazdır. Ayrıca artık Türkiye’nin Kürt sorununun çözümündeki dış etkenlere önemli yeni bir faktör daha eklenmiş olmaktadır. Bu sonucun alınmasına politikalarıyla katkıda bulunmuş olan Erdoğan – Davutoğlu ekibine ve onların koşulsuz destekçilerine, emperyalizmin koca bir “aferin” göndereceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır. ‘Aferin!’ Teşkilatı”nın argümanları hazır. O zamanlar, Irak’ta kimyasal ve biyolojik silahların bulunmamasının nedeni, müdahaleden az önce Saddam’ın bunları kaçırarak Suriye’ye göndermiş olmasıdır. İşte bugün Suriye’de bulunduğundan söz edilen silahlar o silahlardır. “Bile bile lades”e razıysanız, bu anlatılanlara neden inanmayasınız ki? Hem biraz daha üstelerseniz, kurtların verecekleri yanıt hazırdır: Arkadaş biz kuzuyu yemeye karar verdik, uzatma artık! Bu arada, dünkü Milliyet’teki köşesinde, Kadri Gürsel dikkatlerden kaçan bir hususun altını çiziyordu: “Varlığı başlı başına yeterli ve tarihsel olan çöküş göstergesi bizim medyanın neredeyse görmezden geldiği bir gelişmedir: Suriye’nin Kürt şehirlerinde Kürtlerin kontrolü ele geçirmeleri” diyor Kadri Gürsel. Suriye’de 3 milyonu yakın olduğu tahmin edilen Kürtlerin içinde bulundukları yerlerde yönetimi ele geçirenlerin, 12 Temmuz’da Er ??? Şimdi bütün bunları anımsadıktan sonra, CIA’nın Suriye’deki kimyasal silahlar savlarına inanmak güçleşiyor, ama “Merkezi Haber Alma İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman, çözüm bekleyen siyasi konuları değerlendirdi: Davutoğlu ile çözülmez TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER ‘Erdoğan’ın gündemi gizli Evet kesinlikle Erdoğan’ın İsrail üzerinden gizli gündemi var... Erdoğan hem İslam dünyasının hem de bir İslam ülkesinin lideri olmanın en iyi yolunun İsrail’e saldırmaktan geçtiğini düşünüyor. Çok sayıda Rus arkadaşım var, onların Türkiye’deki siyasi yapı ile yakın bağlantıları var, çok samimi toplantılar gerçekleştiriyorlar. Bir gün bana Davutoğlu’nun, Yahudiler ve İsrail hakkındaki görüşlerini aktardılar. Bunlar tamamen kabul edilemez şeylerdi. Onunla herhangi bir siyasi sorunu çözmenin imkânsız olduğu açık. Son 2 yılda İsrail hakkında söyledikleri ve davranışları da bunu açık biçimde ortaya koyuyor. Zaman zaman gördüğümüz slogan ve belirli açıklamalara misilleme yapıp, yangına körükle gitmeye çalışıyoruz. Sanırım, siyasi düzeyin dışında, Türkiye ile ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizi koruyacağız. Ben, bu kötü ikili ilişkilerin Türkiye’nin avantajına olduğunu sanmıyorum. ? Mavi Marmara’nın ardından ilk kez Türk basını ile bir araya gelen Lieberman, “Erdoğan, İsrail karşıtlığını kullanarak, İslam dünyasının lideri olmaya çalışıyor” dedi. BAHADIR SELİM DİLEK Davutoğlu görüşmek istemedi Türkiye ile bu ilişkiler, bizim seçimimiz değil. Biz hazırız! Mavi Marmara olayından önce, Davutoğlu ile bazı görüşmeler ayarlamaya çalıştım. Ve elbette Davutoğlu, bunları hiçbir özel neden göstermeksizin, tamamen reddetti. Biz İsrail olarak, bütün bu olayları, açık bir şekilde tartışmaya hazırız. KUDÜS İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail karşıtlığını kullanarak İslam dünyasının lideri olmaya çalıştığını söyledi. Mavi Marmara konusunda özür sinyali vermeyen Lieberman, “Özür dilememizi gerektirecek bir neden göremiyorum. Özür hiçbir şeyi değiştirmeyecek” dedi. Türkiye’nin özür talebinin bir mazeret olduğunu dile getiren Lieberman, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile de hiçbir siyasi konunun sonuçlandırılamayacağının açık olduğunu dile getirdi. Lieberman, Arap Baharı’ndan Türkiyeİsrail ilişkilerine, Suriye’de yaşanan gelişmelerden AKP’nin İsrail’e yönelik tutumuna kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ile ilişkilerde daha ileri adım bekleyelim mi? Sorunun çözümü Türk tarafına bağlı. Türkiye ile anlaşmazlık bu hükümet döneminde başlamadı. Bizim hükümeti kurmamızdan önce Erdoğan, Davos’taki toplantıda Şimon Peres’e bağırdı. Aynı dönemde, bir önceki hükümet Gazze Şeridi’nde operasyon başlatmıştı. Bu, Erdoğan ve Davutoğlu’nun, Türkiye’nin İslam dünyasının lideri olması için aldığı stratejik bir karar. Bunun en iyi yolu, İsrail ile karşı karşıya gelmek. Bunlar sadece pro Arap Baharı’ndan Türk uçağının düşürülmesine kadar pek çok soruyu cevaplayan Lieberman, özür sinyali vermedi. İsrail ve Arap Baharı vokasyon değil, İsrail’i hor görmek. Bütün bu ifadelere karşın, Ortadoğu’daki resim biz provokasyon yapmamak ve çok ilginç. Suriye, Lübnan, Mısır gibi komşularımızdaki dugereksiz yere tansiyonu yükseltrumu izliyoruz. SSCB’nin çöküşümemek için sessizliğimizi korunün ardından son 20 yılın en büyük yoruz. Bu tür demeçleri ve siyasi dramatik olayı. İsrail, uzun yılyaklaşımları anlamak güç. lar yanlış temsil sorunu ile karşı karşıÖzür hiçbir şeyi değiştirme ya kaldı. İsrailFilistin anlaşmazlığının yecek. Türkiye’nin Gazze’ye Arap Baharı için yapacak bir şeyi yok. ambargonun kaldırılması, 67 Ortadoğu’da Bahreyn’deki çatışma, Suriye’de akan kan, Mısır’daki Tahrir sınırlarına dönülmesi gibi uzun devrimi gibi yükselen gelişmelerle, bir listesi var. Bizim sunduğubir bağlantısı olduğunu düşünmuz bir şart yok. Mavi Marmamüyorum. Arap Baharı’nın tüm ra olayında bizim askerlerimizin bölgeye başarılı bir dehayatını koruma hakkımız vardı. mokrasi getirmesini Ben Fotoğrafları gördünüz. Tam bir umuyoruz. provokasyon var. İHH terörist bir bu olayın örgüt. Sadece bize göre değil, Al ardından Amerikaman ve Hollanda yasalarına gö lılara, “Bize özür dileyin tavsire de öyle. İHH Başkanı, Türki yesinde bulunuyorsunuz. Ama ye’de gözaltına alındı. Gemide siz, gerçek bir trajedi örneği ile ki bazı kişilerin uzun bir terörizm yanlışlıkla, masum insanları geçmişi vardı. Bu açık bir pro öldürdünüz. Önce siz özür divokasyon. Bu sorunu, bir gün leyin, sonra biz düşünürüz” Türkiye ile sivil yollarla sonuç demiştim. Erdoğan, özür dilersek landırabileceğimizden umutlu ve ilişkilerimizi yeniden kurarsak, yum. Önyargılı bakışlar, tek taraflı açıkça ne olacağını söyledi: Özür yaklaşımlar sorunun İsrail’den dilemek ilişkilerimizi geliştirmeyecek! Ben Mavi Marmaçıktığını öne sürüyor. 24 Pakistan askerini öldü ra’nın açık bir provokasyon olren ABD özür diledi. Siz “ABD duğunu düşünüyorum ve Mavi dilesin biz de dileriz” demişti Marmara konusunda özür dilemek için hiçbir nedenimiz yok. niz. Şimdi ne yapacaksınız? Bu eskiden beri ciddi bir sorun. Kamuoyunun yakından izlediği davaların tutuklu sanıkları nedeniyle öne çıkarılıyor. Biz tutukluluk sürelerini kısaltırız, ama toplumun vicdanını kanatacak sonuçlar doğurabilir. Biz de tutuksuz yargılamadan yanayız ama, mahkemelerin takdiri bu yönde, biz ne yapalım? Mahkemelere emir mi verelim? Örneğin CHP, belli ölçüler içinde tutukluluğun üst sınırını indirmek için yasa hazırladığında, hükümetin yanıtı şu oldu: “Bu teklif güzel ama, bununla katiller, namussuzlar, ırz düşmanları, hırsızlar da çıkar. O zaman ne olacak? CHP bunu göğüsleyebilir mi?” Bu yanıta bakınca insanın gözleri yaşarıyordu. “Helal olsun hükümete, hırsızların, katillerin hak ettiği kadar cezaevinde kalması için ne kadar da hassas davranıyor” diyesi geliyordu! ??? Hükümet aylarca yukarıdaki propagandayı yaptı. 3. yargı paketi çıkınca ne oldu? Paketten ilk kimler yararlandı? Paket en çok hangi tür suçları işleyenlere yaradı? Hangi suçlar için neredeyse toplu tahliye diyeceğimiz kararlar çıktı? Son 15 günün haberlerini tarayanlar bu soruların yanıtını kolayca bulacaktır. Soralım: Paketten ilk yararlananlar, yasa çıkmadan belli olsaydı yasalaşma sürecindeki toplumsal algı farklı olmaz mıydı? Bir de geleceğe yönelik sorular soralım: 3. yargı paketinden kimlerin yararlanacağı yasalaşmadan önce değil de sonra ortaya çıktığına göre önümüzdeki günlerde yeni sürprizler var mı? Şu anda henüz fark edilemeyen hangi gizli aflar var? Önümüzdeki dönem açılabilecek kimi davalar bu paketle ortadan kalkmış mı oldu? Akla gelen daha pek çok soru var. Gelinen noktada şu saptamayı yapmak abartı olmaz: 3. yargı paketi hazırlanırken kamuoyu bundan tutuklu öğrenciler, gazeteciler, askerler, milletvekilleri yararlanabilir mi tartışmasına girdi. Bu yönde olumlu bir beklenti oluştu. Hükümet bu havayı kullanıp kendi istediği sonuçları öngören bir paket çıkardı. Adalet dağıtıyoruz, adaleti daha hızlı, daha adil yapıyoruz görüntüsü altında böyle bir aldatmacaya girmenin yorumunu okura bırakıyorum. ??? Toplumun bu çoktan seçmeli adalet karmaşasına tepki verip vermemesi ayrı konu; acaba ne kadar farkında? Bu farkındalığın çok da az olmadığı anlaşılıyor. Pek çok yorumcunun “hükümete yakın” diye değerlendirdiği GENAR araştırma şirketinin temmuz başında yayımladığı ilginç bir çalışma var. Kürt sorunundan başkanlık sistemine, anayasadan kürtaja kadar gündemdeki hemen her konuda toplumun bakışını ortaya koyan çalışmanın bir bölümü adaletle ilgili. Bu konudaki bazı veriler şöyle: Tutuklanıp mahkemeye çıkarsanız adil şekilde yargılanacağınızı düşünüyor musunuz sorusuna; yüzde 58.1 hayır, yüzde 48.9 evet yanıtı verilmiş. Özel yetkili mahkemelerin tümüyle kaldırılmasını ya da yetkilerinin daraltılmasını isteyenlerin oranı yüzde 71. Yeni anayasadan en temel beklentiniz sorusuna verilen yanıtların ilk sırasında “yönetim ve yargıda adalet” var. Onu, eşitlik, fikir özgürlüğü, ekonomik iyileşme, demokraside gelişme izliyor. Temel kavramların değeri, onu kaybedince anlaşılır. Her şeye karşın toplumun adalet açlığı hissetmesi canlılık belirtisi! Türk şoför hayatını kaybetti ? KAHRAMANMARAŞ (AA) Kahramanmaraş’taki bir oksijen dolum firmasında çalışan Hacı Ceyhan’ın (36) kullandığı karbondioksit yüklü TIR’ın tankı, Suriye’nin Tartus Limanı’nda henüz bilinmeyen nedenden dolayı patladı. Patlamada, araç sürücüsü Hacı Ceyhan öldü. Mehmet Ağar’a özel ezan sesi ? AYDIN (AA) Aydın’da Yenipazar İlçe Müftülüğü, “Susurluk davası” kapsamında aldığı 5 yıl hapis cezası nedeniyle Yenipazar K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na konulan Mehmet Ağar’ın kaldığı cezaevinin yakınlarına, cezaevi yönetiminin isteği üzerine hoparlör yerleştirdi. Lieberman, iki ülke arasında özür konusundan daha önemli anlaşmazlıklar olduğuna vurgu yaptı ‘Mesai saati’ açıklaması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İdari Teşkilatı, ramazan ayında 61 personelin kaydırıldığı Bahçe Lokantası’nın saat 23.00’e kadar hizmet verdiğini bildirirken, lokantada görev yapan çalışanlar ise işlerinin saat 02.00’ye kadar sürdüğüne dikkat çekti. TBMM İdari Teşkilatı’ndan gazetemizde “Meclis lokantasına saat düzenlemesi” başlığıyla yayımlanan haber üzerine yapılan açıklamada, ramazan ayı dolayısıyla mesai saatlerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı, lokantanın 08.3023.00 saatleri arasında hizmet verdiği belirtildi. ‘Halledilmesi gereken pek çok sorun bulunuyor’ Nethanyahu’ya, özür dilenmesi durumunda istifa edip, hükümetin düşürülmesine neden olacağınızı söylediğiniz yönündeki iddialar doğru mu? Ben, özür dilenmesi durumunda, istifa etmeye hazır olduğumu söyledim. Ama benim istifamın, hükümetin düşmesine yeterli olacağını sanmıyorum. Özür dilememiz için hiçbir neden görmüyorum. Ancak, gerçekten masaya oturup, tartışmaya hazırız. Tartışmamız gereken sadece tek bir konu yok, İran sorunu, Gazze Şeridi, Hamas’a verilen destek gibi birçok sorun var. Ve bu bölgesel sorunlar, özellikle bugün, Türkiye ile çatışmak değil, ilişkileri normalleştirmek için daha fazla nedenimiz olduğunu açıkça gösteriyor. Bence özür talebi, sadece bir mazeret. Özür konusunu da Türkiye ile tartışılacak konular paketi içinde görüyor musunuz? Evet, paket özrü de içerecek. Suriye’nin Türk uçağını düşürmesi konusunda İsrail’in elinde bilgi var mı? Esad, uçağı düşürdüklerini doğruladı. Esad, açık bir şekilde sorumluluğu üstlendi. Suriye’deki katliamlara İsrail neden sessiz kaldı? Yardım teklif ettik, ancak reddettiler. Herkes bize, mesafeyi korumamızın daha iyi olacağını söyledi. Oysa biz iyi niyetliydik. Cezaevinde ölüme tepki ? MUĞLA (Cumhuriyet) Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan BTOK C Tipi Cezaevi’ndeki hükümlülerden Mehmet Ülker (28) arkadaşları tarafından yatağında ölü bulundu. Ülker’in göğüs ve mide ağrısı şikâyetiyle 2 kez hastaneye kaldırıldığı ancak bir bulguya rastlanmadığı gerekçesiyle tedavi edilmediği öğrenildi. Ülker’in ailesi idareciler hakkında suç duyurusunda bulunacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle