24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Avro bölgesi ekonomilerinin finansal durumlarının sürdürülebilirliğine dair endişeler giderek artıyor Avro birliği borçla çatladı Yunanistan, İspanya ve İtalya ekonomilerinde yaşanan endişeler tüm Avro bölgesinin problemlerini yansıtıyor. Uzmanlara göre borç krizi parasal birliğin çatladığının göstergesi. Ekonomi Servisi İspanya’da özerk bölgelerden yardım talebi geleceği yönünde gelen haberlere IMF’nin ve Avrupa Merkez Bankası’nın Yunanistan’a yeni yardımlar konusunda sıcak bakmadığı söylentileri birleşince piyasalar allak bullak oldu. İspanya’nın Murcia bölgesinin merkezi yönetimden finansal destek isteyen ikinci bölge olmasının ardından Avrupa ekonomilerinin borçluluklarına ilişkin endişeler arttı. Yunanistan’ın yeniden Avro birliği dışına çıkabileceği konuşuluyor. Bu gerilime Çin’den gelen soğuma uyarıları da eklenince haftanın ilk işlem günü büyük bir karmaşa ile başladı. Sert değer kayıpları İtalya’da ise Milano Borsası’nda büyük bankaların işlem sıralarının kapanmasına neden oldu. İtalya’nın La Stampa gazetesi aralarında Napoli ve Palermo’nun da bulunduğu ülkedeki 10 şehrin finansman durumlarını yönetmekte sorunlarla karşı karşıya olduklarını duyurdu. İtalya’daki yerel yönetimlerin fonlama sorunları İspanya’da olduğu gibi ülkenin kamu borçları üzerinden hemen etkili olmuyor, ancak resesyon nedeniyle hükümetin finansal durumu üzerindeki baskının arttığını gösteriyor. İtalyan Eyaletler Birliği UPI, bölgesel yönetimlerin, hükümetin planladığı harcama kesintilerinin gerçekleşmesi halinde yaz tatili sonrası okulları açamayabileceklerini açıkladı. Fitch Ratings’in global kredi görünüm raporuna göre, Avro Bölgesi’nde ülke kredi notlarında negatif görünüm oranı yüzde 10.3’den yüzde 19.8’e çıktı. Baş Belası Suriye... Sosyal sitelerde uçan kimi yorumcular AKP’nin kuruluşunu, iktidara gelişini ABD’nin Irak işgalinde üstlendiği role borçlu olduğunu anımsatıyorlar... Gidişinin de Suriye iç savaşına dönük stratejik ortak olarak benimsediği, özünde bir mezhepten yana en önde, müdahaleci çıkışından; kendisini öne atanların geride durmaları, strateji değiştirmeleri bağlantılı açıkta kalmasından olacağını savlıyorlar... Yine öne çıkan, ağırlık kazanan bir başka saptama, ABD, Batı dünyası başta, İsrail, Rusya, Çin.. için de Suriye’nin konumu, sorunları, tırmanan iç savaş, ortaya çıkan riskleriyle tam bir “baş belası” olduğu biçiminde. Suriye’de Esad karşıtı vitrinde yaşanan iç savaşa bulaşmak, doğrudan taraf olmanın bedeli çok ağır, getirisi götürüsünden çok fazla. Suriye’ye egemen olmaktan vazgeçmekse emperyal çıkarlar ölçeğinde olanaksız. Doğrudan topraklarının üzerinde önemli enerji kaynağı olmasa da konumu, hele de boyutları, zenginliği yeni keşfedilen Doğu Akdeniz doğalgaz rezervleriyle, Suriye’de söz sahibi olmak vazgeçilemez stratejik önemde... Haftasonu birbirinden çok farklı gelişmelerle, Türkiye, Erdoğan iktidarınınDavutoğlu’nun Suriye politikalarının iflası anlamına gelen haberlerin, kastetseniz başarılamayacak ölçeklerde üst üste gelmesiyle geçti. İktidarlarımızın tamamen insani yardım içerikli olarak açıkladığı, Batı medyasının çekincesizce Suriye muhalefetinin odaklandığını öne sürdüğü sınırlarımız içindeki Suriyeli mültecilerin kamplarında çıkan farklı gerekçeli isyanların içyüzü saklansa da görüntüleriyle yeterince ürkütücüydü. Hani ölümden kurtulma adına kaçanların, depremzedelerimize sağlayamadığımız olanaklarla, Türkiye’ye bilinmeyen maliyetleriyle yerleştirildikleri, her tür giderlerinin devletimizce karşılandığı bu kamplarda yaşayanlar, iktidarımıza şükran borcuyla bağlıydılar? Öfkeli, yakıp yıkma, Türk bayrağını indirip kendi bayraklarını asma ruh hallerini ne kadar anlamaya çalışırsak çalışalım, güvenlik görevlilerinin baş edemedikleri, dışardan özel timlerin müdahalesiyle bastırılabilen bir kalkışma söz konusuydu... ??? Anlamları üzerinde kara kara düşünme fırsatımız bile olmadan aynı haftasonu ana haberleri içinde en uzun sınırımızın çoğunluk bölümünde, Kuzey Irak Kürdistanı’nın oluşumunun benzeri bir oluşumla, sallanan bayraklarıyla birlikte yüz yüze kaldık. Kimilerine göre Esad, muhalif Sünni başkaldırısına karşı güvenliği sağlamakta zorlandığını da gözeterek biraz da kendisini hedef alan Türkiye politikalarına karşı intikam içerikli sınır bölgesini Suriyeli Kürtlere teslim etmişti. Kimilerine göre ise Kuzey Irak Kürdistanı’ndan sonra Suriye Kürdistanı ABD, Batı projesiydi; Kuzey Irak Kürdistanı’ndan silahlı destek almakla da yetinilmemiş, Kuzey Irak’ta odaklanmış PKK silahlı güçleri de dahil, ciddi bir Kürt silahlı gücü buraya kaydırılmıştı. Ünlü Büyük Kürdistan Projesi’nin Arap dünyası ayağı böylece tamamlanmıştı... Türkiye’nin iktidarları, Esad’ı devirme operasyonunu da Sünni muhalefet odaklı isyancıları destekleyerek önde rol almakla gelecekte Suriye üzerinden Ortadoğu’ya egemen olma düşleri görürlerken en uzun sınır komşusu olarak PKK’nin de içinde olacağı yeni bir Kuzey Suriye Kürdistanı gerçeğiyle yüz yüze kalmak üzereler... ABD’den de destekli Kuzey Irak ittifakıyla Türkiye PKK, Kürt sorunlarını çözmeyi umarken bu uğurda Irak merkezi yönetimiyle karşı karşıya kalmış olmayı da göze almışken Kuzey Irak Kürdistanı’nın Kuzey Suriye Kürdistanı’nın yaratılmasında ana gücü oluşturması, zor durumda kalmanın ötesinde Türkiye içinde Kürt sorununu çözme projelerini temelden sallıyor... Yine hafta sonu yoğunlaşan, dün yeni ve daha çarpıcı vahşi örnekleri sergilenen görüntülü haberlerde, Suriye topraklarında kalmış, ekmek kavgası için riski göze almış vatandaşlarımızın birbirinden çarpıcı belalarla yüz yüze gelmelerinin örnekleri var... Yağmalanmış, yok edilmiş TIR’lar en masum yağma eylemlerinin örnekleri... Türkiye’nin her tür desteği verdiği, İstanbul’da ağırladığı Sünni direnişçilerin egemen olduğu bölgelerde Alevi kökenli oldukları için gördükleri işkenceleri anlatan vatandaşlarımızın öyküleri iç kanatıyor... Geçen yaz başı Batı medyasının gazetecileri, Dünya Bankası, ABD düşünce kuruluşlarının sözcüleri, Türk gazetecilerin beynini yıkamaya yönelik, bizlere Erdoğan iktidarları rehberliğinde, İslam dünyasında yeni Osmanlıcılık, siyasal liderlik önerirlerken İslam dünyasının mezheplerırklar savaşlarının içine çekilme tehdidini görmemek aptallıktı... Irak işgali öncesi askeri güçleriyle Türkiye’ye yerleşme, Türkiye üzerinden Irak’a girme iznini vermeyen, Irak işgaline karşı duran Ecevit’in koalisyon iktidarının başına gelenler belleklerimizde çok tazeydi. O tarihlerde, işgale ön onay vermekle yaratılmış parti ve iktidarının, askeri güç olarak birlikte Irak’a girmelerine kesin izin verilmeyince tezkerenin Meclis’ten dönmesi Türkiye’yi bataklık içinde kalmaktan kurtarmıştı. Suriye’de ise Irak bataklığında kalmaktan deneyimli olanlar firarda, biz öne itiliyorduk... Piyasalar kıpkırmızı İspanya Yunanistan, İtalya ve Çin’den gelen olumsuz haberler üzerine üzerine haftaya satışlı başlayan borsalar, daha sonra gelen haberlerle çöküntünün eşiğine geldi. Sabah saatlerinden itibaren Avro, dolar karşısında son 25 ayın en düşük seviyesi olan 1.21’in altını test ederken petrol de 2 dolar geriledi. Alman der Spiegel’in Yunanistan ile ilgili bir haberi, İspanya’nın devlet tahvillerinde borçlanma maliyetinin yüzde 7.55’e çıkması (tehlike sınırı yüzde 7), İspanya ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 0.4 küçülmesi gibi haberler düşüşü hızlandırdı. İspanya’da açığa satışların üç ay süre ile yasaklanması haberi üzerine yurtdışındaki satışlara paralel İMKB Ulusal 100 endeksi’ndeki kayıplar yüzde 2’lere çıktı. Sonuçta Belçika, Fransa, Almanya borsaları yüzde 3’ün, Yunanistan borsası yüzde 7’nin, İsviçre, Hollanda ve Avusturya bonsaları da yüzde 2’nin üzerinde düştü. İMKB endeksi yüzde 1.71 değer kaybetti. İspanya’d dün de itifye a işç sokaklarday ileri dı. Göstericiler kesintileri keseceğiz pa nkartları taşıdı. Komşunun ipini Berlin çekiyor Federal Almanya, Yunanistan’ı iyice gözden çıkardı. Berlin, komşuya yeni yardım göndermeyecek. Angela Merkel FRANKFURT (Cumhuriyet Bürsou) Yunanistan’ın iflası ve Avro Bölgesi’nden çıkması için bütün koşullar tamamlanıyor. Federal Almanya’nın, reformları yerine getirmediği gerekçesiyle Yunanistan’a yeni bir yardım paketi göndermeyeceği ortaya çıktı. Böylece Berlin’in, “Ne olursa olsun Atina’nın iflasını önlemek zorundayız” düşüncesine veda ettiği de açıklık kazandı. Almanya’nın en etkili gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, hükümet çevrelerinden edindiği bilgilere dayanarak yayımladığı bir haberde, Başbakan Angela Merkel’in, Yunanistan’a üçüncü bir yardım paketi için onay almak üzere parlamentoya gitmeyi düşünmediğini yazdı. Merkel’in böyle bir karar için koalisyon partisi FDP’nin yanı sıra kendi partisi CDU ve Bavyera’daki Hıristiyan demokratların partisi CSU’dan da gerekli desteği alamayacağını bil diği ileri sürüldü. Bu arada Der Spiegel’in bir haberinde, Yunanistan’ın zaman kazanmaya çalıştığı, ancak reform planları için gereken iki yıllık bu ek sürenin 50 milyar Avro’luk bir ek finansman anlamına geleceği vurgulandı. Dergi, IMF’nin de sabrının taştığına dikkat çekti. Federal Ekonomi Bakanı Philipp Rösler, Yunanistan’ın Avro’dan çıkmasının bir felaket anlamına gelmeyeceğini söyledi. Libor skandalında tutuklamalar yakın Ekonomi Servisi Libor yolsuzluğunda karışan birçok isim hakkında önümüzdeki birkaç hafta içinde tutuklukluk dahil bir dizi işlem başlatılacağı bildiriliyor. Reuters’ın Matthew Goldstein, Jennifer Ablan ve Philipp Halstrick imzalarını taşıyan haberine göre, gösterge banka faizlerinin küresel ölçekte belirlenmesinde manipülasyon yapmakla suçlanan bazı işlemcilerin tutuklanması için ABD savcıları ve Avrupa’daki yetkili denetleyiciler harekete geçmek üzere. Bazı savunma avukatlarına gelen duyumlara dayanarak yapılan haberde, işlemciler arasındaki eposta akışını inceleyen ve sanıkların oranlarla oynayarak para kazanmak için nasıl işbirliği yaptıklarının tam bir tablosunu ortaya çıkarmaya oldukça yaklaşan savcıların, gelecek birkaç hafta içinde tutuklamalara başlayacağı ve iddianamelerini sunacağı ileri sürülüyor. Haberin kaynaklarına göre bu işin çapı da, birkaç Avrupa bankasındaki bir avuç işlemciden daha ötelere gidiyor. Transit ve Tourneo Custom’u Kocaeli’nde üretecek, 90 ülkeye ihraç edecek Ford’un ticari aracı Transit ürün ailesinin en yeni üyelerinin üretimine başlandı. Tourneo Custom ve Transit Cust o m , Ford’un Haydar ürün gamınYenigün da tamamen yeni modeller olarak yer alacaklar. Ford Otosan Kocaeli Fabrikası’nda gerçekleştirilen hattan iniş töreninde Konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, ekonominin bel kemiği olan otomotiv sektörüne 84 yıldan beri hizmet vermekten gurur duyduklarını söyledi. Koç, Ford Otosan’ın bugün 10 milyar TL’nin üzerinde cirosu ile Türkiye’nin en büyük otomotiv sanayi şirketi haline geldiğini kaydederek “Önümüzdeki dönem yapacağımız yeni yatırımlarla ve Yeniköy fabrikamızın tamamlanmasıyla kapasitemizi 400 bin adede çıkaracağız” diye konuştu. Mustafa Ford Otosan Koç Genel Müdürü Haydar Yenigün 630 milyon dolarlık yatırımlarının 1.5 yıl içinde tamamlanacağını kaydederek “Kocaeli fabrikası kapasitemiz 110 bin adedi yeni hafif ticari aracımız, 290 bin adedi Yeni Transit ailesi üretimi olmak üzere genişleyecek. Hattan indireceğimiz Tourneo ve Transit Custom modellerimizin yıllık üretimini 130 bin olarak planlıyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle