28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sav’ın en yakınındaki isim olan Bingöl 615 oy alarak ‘sarı listeyi’ delerek PM’ye seçildi 5 evlendirilen Mahmure, beş yıldır Zülfikar’la yaşıyordu. Çocuklarını çok seven kadın, sabah akşam Zülfikar’ın şiddetine bir süre direndi. Adam cinayeti işledikten sonra ilk ifadesinde şöyle dedi: “Karım fuhuş yapıyordu ben de Asıl sürpriz Bingöl MİYASE İLKNUR ANKARA CHP’nin ilk kez kavgasız gürültüsüz, karakol ya da savcılığa düşmeden bir kurultay yaptığı görüldü. Demek ki istenirse olabiliyormuş denildi. Son derece düzenli ve medeni bir atmosferde kurultay yaparak herkesi şaşırtan CHP’liler, seçim sonuçları nedeniyle yine seçim kuruluna yolunu düşürdü. Geçen kurultayda kadın kotası yüzünden savcılığa giden CHP’liler bu kez de yine hem gençlik ve kadın kotası hem de sonuçların yanlış toplanması nedeniyle seçim kuruluna başvurdu. Dün akşam saatlerine kadar sonuçlar henüz netlik kazanmamıştı. Gerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerekse yine Kılıçdaroğlu adına il başkanlarının çıkardığı anahtar listenin delineceği biliniyordu. Kimlerin listeyi delebileceği de aşağı yukarı tahmin ediliyordu. Ancak kimlerin listeden düşeceği konusunda toto oynanıyordu. Fazla sürprizli bir sonuç çıkmadı. İlhan Cihaner, Fikri Sağlar, Ercan Karakaş’ın listeyi delmesi sürpriz olarak görülmüyordu. Nitekim öyle oldu. Bu üç isim yüksek oy olarak listeyi deldi. Asıl sürpriz Önder Sav’ın en yakınındaki isim olan Tekin Bingöl’ün anahtarın anahtarı olan “sarı liste”yi delerek PM’ye seçilmesiydi. Kılıçdaroğlu’nun 98 kişilik listesinde yer verdiği Tekin Bingöl, il başkanlarının hazırladığı anahtarın anahtarı sayılan sarı listede yer almamasına karşın 615 oy alarak PM’ye seçildi. İlhan Cihaner’in delegelerden teveccüh göreceği bilinmesine karşın listeye alınmamasını anlamak güç. Milletvekili adaylığı sırasında da böyle olmuştu. Ancak gerek kamuoyunun tepkisi gerek Sevil Kılıçdaroğlu’nun sitemi, gerekse başta Adnan Keskin olmak üzere Denizli örgütünün ısrarlı talepleri sonucu kerhen ikinci sıraya yerleştirilmişti. Şimdi de parti meclisi için aynı durum gerçekleşti. Yine örgütün bu konudaki tepkisi Cihaner’i PM’ye taşıdı. Kurultayda delegeler listeye ulaşabilmek için büyük mücadele verdi. KURULTAYA EGE DAMGASI 14’ünde Nikâha, 19’unda Mezara... Bazen umutlarımız kaçıp gider göçmen kuşlar gibi, bizim sevinçlerimizle... Zifiri karanlık bir gecenin içinde gökyüzünde oynaşan yıldızlar, hafif bir esinti, denizin dalgalarının çıkardığı o ses, içimizdeki ürperti bizi bir başka evrene taşır. Bir anda hüzünlerimiz buluşur sessizliğin sesinde... Çocukların gözleri giderek küçülür. Zamanın içinde bir şeylerin düğüm düğüm olduğunu anlarız. Kapımızı çalan ölüm haberleri, kadına yönelik şiddet, cinayetler, yağmur sularında ölen insanlar, dere yataklarına yapılan konutlar. Bir umursamazlık... Boş vermişlik... O çocuk gözlerinde yarınların aydınlığını ararken ne büyük acıdır, tarifsiz kederler içinde boğulmak, ne büyük işkencedir. Anlatılması ve yazılması güç! Anılar iğne batışı gibidir dudaklarda... Düşler bulanık... Yoktur artık kış günlerinden kalan güzelliğiniz bu yaz akşamında. Kimileri maden ocağında, kimileri depremde, kimileri yollarda, kimileri şantiyelerde, alışveriş merkezlerinde ölmüştür. ??? Kabaran bir dalga, coşkulu bir ırmak... Karadeniz’in denize bakan dağlarının yamaçlarında fırtınalı akşamların direnci olan kadınlar... Kimi terk edilişler kimi kaçışlar... Yalnızlık!.. Pusu kurulmuş yıldızlar bahçesinde renk kuşağının çizgileri... Ölüm ve yaşam... Gazetelerin birinci sayfalarında yer alan bir haber: “15’inde doğuma 19’unda ölüme...” İnsanın içini yakan, acıtan bu gerçek, Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’da yaşandı. Bilindik öykü Balat’taydı... 19 yaşındaki imam nikâhlı Mahmure Karakule, birlikte yaşadığı, daha sonra da ayrılmak istediği Zülfikar Bakır tarafından iki çocuğunun gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü. 14 yaşında imam nikâhıyla ‘Parti içi demokrasi işledi’ HAKAN DİRİK ‘Çakma’ liste yeterli olmadı Listeyi delen diğer isim Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat oldu. Özbolat, Kılıçdaroğlu’nun 98 kişilik anahtar listesinde yer aldı. Ancak aslında Kılıçdaroğlu’nun olan ama dışarıya il başkanlarının listesi olarak yansıtılan sarı listede ismi olmamasına karşın seçilmeyi başardı. Son gün sarı listenin aynısını bastırıp Lamia Yıldız Tokman’ın adını silip yerine kendi adını yazarak “çakma anahtar liste” yapan Çetin Soysal’ın bu hamlesi yeterli olmadı. İlk sonuçlara göre listeyi deldiği açıklanan Soysal’ın son sayımda kadın ve gençlik kotası hesabı nedeniyle listeden düşebileceği ihtimal dahilinde. Durdu Özbolat da 728 oy alarak bir çok MYK üyesinden daha çok tercih edilen isim oldu. Listeyi delebileceği tahmin edilen İstanbul milletvekili ve eski DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi seçilecek oya ulaşamadı. Çelebi sendikacı iken solda her kesimin saygı ve sevgi duyduğu bir isimdi. Belli ki politika ona yaramamış. Koca DİSK başkanının o listeyi delmesi gerekiyordu. Bu durumda Çelebi’nin İstanbul’da birlikte politika yaptığı arkadaşlarına yönelik tepkiden o da nasibini aldı. Herhalde Çelebi, yeni yoldaşlarını gözden geçirmek zorunda kalacaktır. Listeden düştüler Hem genişletilmiş anahtarda hem de dar anahtar listede yer alıp da seçilecek oranda oy alamayıp listeden düşen isimler Muhammet Çakmak, Ertuğrul Kaplan, Necati Yağcı, Seynur Yıldırım, Umut Akdoğan oldu. Çakmak’ın listeden düşmesi sürpriz değil. Onun dışında eğer listede yer alsaydı Aydın Ayaydın, Binnaz Toprak da aynı akıbete uğrayacaklardı. Bülent Kuşoğlu da örgütün tepkili olduğu isimlerden biri olmasına ve çok çizik yemesine karşın 622 oyla seçilmeyi başardı. Tabii örgütlerin farklı nedenlerle tepki duydukları Erdoğan Toprak’ın seçilemeyebileceği, seçilirse de kıl payı seçileceği tahmin ediliyordu. Hele de son gün Gürsel Erol’la kavgası Toprak’ın kesin gidici olduğu yönünde yorumlara yol açıyordu. Kılıçdaroğlu’nun Erol ve Toprak’ı son gece çağırıp ikisini de uyarması üzerine ortalık durulmuş gibi gözükse de bunun zahiri bir görüntü olduğunu bilmeyen yok. Toprak’ın kurultayın son günü para sıkıntısı çeken örgütlere sayman olarak para göndererek şirinlik yaptığı söylenmişti. Eğer doğruysa pek bir işe yaramamış gibi. Zira PM’ye kıl payı seçildi. Toprak 601 oyla eski PM’nin en az oy alan ismi oldu. Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet yönetici ve yazarlarıyla yediği yemekte yurtiçinden ve yurtdışından, iş dünyasından isimlere de listede yer vereceğini söylemişti. Yurtiçinden Necati Yağcı ve Cemal Canpolat’ı, yurtdışından ise Metin Keskin ve İlay Aksoy’u bu amaçla 98 kişilik listesine koymuştu. Ancak daraltılmış listede yer alamayınca hiçbiri seçilemedi. Bu durumda CHP Sena Kaleli ve Sedef Küçük ile bir süre daha idare etmek zorunda kalacak. İZMİR Kurultaydaki seçimlerde CHP parti meclisine İzmir ve Ege’den giren isimler damgasını vurdu. Kurultayda en çok oyu alan Denizli Milletvekili Adnan Keskin, kurultayın barış havasında geçtiğini vurguladı. Keskin, “Parti içi demokrasi sonuna kadar işledi. Nifak tohumları saçmaya çalışanların hevesi kursağında kaldı. Anadolu’nun dört bir yanından gelenler ortak duygularla yörelerine döndü. CHP, her yönüyle değişimin ve dönüşümün adresi olduğunu kanıtladı” diye konuştu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun geniş anahtar listesinde dahi olmadan PM’ye girmeyi başaran CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler, birbirini yalanlayan ve kimin olduğu üzerinde yazılmayan anahtar listelerin kurultaya gölge düşürdüğünü söyledi. İsimsiz listelere “Biz gizli örgüt müyüz?” diye tepki gösteren Güler, “Anahtar listenin sahibi kendini o kâğıda yazar. Eğer kendini yazmıyorsa burada siyaseten ahlaksızlık var demektir. Biz gizli örgüt değiliz. Parti meclisine girebilmek kişisel açıdan benim için sevindiricidir” dedi. CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de, kurultayda gerginlik olmamasını, parti içi demokrasinin işletilmesine bağladı. Yüksel, “Bu kurultaya örgütler damgasını vurdu” diye konuştu. İzmir’den 11 kişi seçildi CHP’nin genel merkezinde İzmir 11 kişiyle temsil edilecek. Milletvekilleri Yüksel ve Aytun Çıray’ın yanı sıra Berrin Dilekçi ve Nazik Işık, Parti meclisine seçildi. Hüseyin Saygılı’nın ise seçilmesine rağmen kadın ve genç kotası nedeniyle PM’de yer alamama durumu oluştu. Bilim Yönetim Kültür Platformu’nda tam bir “İzmir rüzgârı” esti. Milletvekilleri Güler, Oğuz Oyan ve Hülya Güven platformdan parti meclisine yatay geçiş yaptı. İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu ile Ülkü Caner, Sumru Karaer ve Selahattin Balta Yüksek Disiplin Kurulu’nda kendilerine yer buldu. Denizli’den Keskin ve İlhan Cihaner PM yer aldı. Aydın’dan da Bülent Tezcan PM’ye girdi. öldürdüm...” Komşuları katile inanmadılar: “14 yaşından beri işkence görüyordu, şimdi mezarında rahat eder!” 19 yaşındaki Mahmure birkaç kez polisi aramış: “Kocam beni öldürecek, onu hastaneye kaldırın...” Ambulans gelmiş ama polis gelmemiş... ??? Bilindik öyküler bunlar... Her gün yaşanıyor yaşadığımız coğrafyada... Kadın dernekleri yürüyüş yapıyor, tepki gösteriyor ama bir sonuç alınamıyor. Ölümlere alışmış bir toplum olduk... Sel sularında, inşaatların çöken iskelelerinde, Avcılar metrosunun demir köprüsünün blokları altında, cezaevi aracının yanmasıyla, bombalanan kafelerde, tüpgazın patladığı lokantalarda, yollarda ölüyor insanlar. O yüzden toplumun büyük çoğunluğu unutulmuş sevdaların, yalancı gülücüklerin içinde oyalanıyor kendi kendine. Anılar, kadınların dudaklarında bir iğne batışı... Umutsuz! Yaşamın masalını anlatmak istiyorlar, sevinci, hüznü... Anlatamıyorlar! Ben bir yaz sıcağında İstanbul’un tarihi Balat semtinde yaşanan kanlı öyküyü anlatmaya çalışırken, Oktay Rifat’ın gözüne uyku girmediği saatleri, Cevdet Kudret’in surlara konan ve akşam yorgunluğunu çıkaran kuşlarını düşünüyorum. Ve 14’ünde evlendirilen, 15’inde çocuk doğuran, 19’unda öldürülen Mahmure’yi... ??? Böyle benim ülkemde kadınlar... Yaşamın masalını kuran erkekler okurlar mı bu yazımı bilmem... El değmemiş bir ovaya, kuşlardan arınmış koruya teslim edilmiş bir yalnızlık, bir acı ve hüzün... Delik deşik olmuş anılar, kurumuş bir gölge... Zaman hiç farkında olmadan akıp gidiyor. O kadar!.. KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’YLE İLGİLİ İDDİALAR Kılıçdaroğlu’na takipsizlik Kulkuloğlu’na fezleke ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili iddiaları dile getirirken avukat Yakup Erikel’in “sahte vekâlet kullandığını” söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında takipsizlik kararı verdi. Aynı iddialar dolayısıyla CHP Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu hakkında ise dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırladı. Avukat Erikel, Kılıçdaroğlu ve Kulkuloğlu hakkında, 29 Aralık 2010’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Erikel, suç duyurusunda, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili siyasi tartışmalarda, Kılıçdaroğlu ve Kulkuloğlu’nun, ismini sahte vekâlet kullanan avukat olarak karıştırdığını ifade etti ve bu nedenle güç duruma düştüğünü kaydetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonucunda Kılıçdaroğlu hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararda, TBMM tutanaklarına göre Kılıçdaroğlu’nun, iddiaları 13 Aralık 2010’da TBMM Genel Kurulu’nda, sonraki günlerde ise bazı televizyon kanallarında dile getirdiği belirtildi. Anayasa uyarınca, bir milletvekilinin yasama görevini yerine getirdiği sırada sarf ettiği sözler, açıkladığı düşünceler ve verdiği oylar dolayısıyla cezai takibata uğramasının mümkün olmadığı belirtildi. Kulkuloğlu hakkında ise “Yargı görevini yapana görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlanarak TBMM’ye iletilmek üzere Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Hükümeti Suriye konusunda eleştiren Kurtulmuş başkanlık sistemi için ‘krallık yaratır’ demişti AKPHSP flörtü krize gebe ERDEM GÜL ANKARA AKP’ye katılmaya hazırlanan Halkın Sesi Partisi (HSP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Karun’laşmayacağız, Belam’laşmayacağız, firavunlaşmayacağız” sözlerinin dışında başkanlık sistemi konusunda da Başbakan Tayyip Erdoğan’la aralarında kriz çıkaracak açıklamaları gündeme geldi. Kurtulmuş, başkanlık sistemini, “Bugünkü haliyle başkanlık sistemi Türkiye’de kabul edilirse çok açık söylüyorum buradan seçimle işbaşına gelen krallıklar çıkar” sözleriyle eleştirdi. Kurtulmuş, Erdoğan’ın çok istediği başkanlık sistemine CHP’den daha sert eleştiriler yönelttiği açıklamasını, AKP’den davet almadan hemen önce mayıs ayında yaptı. ‘SP, AKP’YE KOLLARINI AÇAR’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, AKP ile HSP arasında yürütülen bütünleşme sürecine kendilerinin de katılacağı haberlerine, “SP, yani Milli Görüş, AKP ile birleşmez. AKP döner, ocağına avdet ederse baba ocağı bütün evlatlarına karşı kollarını açar. Başbakan’dan davet olursa ‘Buyurun, baba ocağı burası’ deriz” diye konuştu. Kamalak, bir davet gelip gelmediği sorusuna, “Hayır, öyle şey mi olur?” karşılığını verdi. Erdoğan ve Özel iki saat görüştü İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Moskova ziyareti ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı Suriye krizi ile ilgili toplantının ardından ilk görüşmesini Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile İstanbul’da gerçekleştirdi. Erdoğan’ın Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde dün 11.30 sıralarında başlayan haftalık olağan görüşme yaklaşık 2 saat sürdü. Erdoğan, 2007 yılında eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile yaptığı görüşmeden 5 yıl sonra Dolmabahçe’de Özel’i ağırladı. Görüşme tutuklu generallerin de durumunun değerlendirileceği YAŞ toplantısı öncesinde gerçekleşirken Suriye’deki gelişmelerin ele alındığı belirtildi. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün Erdoğan’ı kabul etti. Tarabya Köşkü’ndeki haftalık olağan görüşmede Suriye ve terör konularının konuşulduğu belirtildi. Kurtulmuş, Uludere olayında da hükümeti, “Kendi vatandaşlarını bombalayarak PKK’nin ekmeğine yağ sürmekle” suçlarken partisince olaydan sonra giden heyetin raporunda da Milli Savunma Bakanı ve askeri yetkililerin hâlâ görevde olmalarını eleştirdi. Uludere’de hükümeti suçladı ‘Krallık yaratır’ Erdoğan’ın yeni anayasa ile birlikte başkanlık sistemine de geçilmesini istediklerine yönelik açıklamalarına karşı Kurtulmuş, şu eleştirilerde bulundu: “İleri demokraside başkanlık sisteminin doğru bir yol olduğu kanaatindeyiz. Ancak Türkiye’nin bugünkü reel şartları dolayısıyla bu olmaz. Milletvekilliğinde yüzde 10 barajı var, milletvekilini halk seçmiyor, seçtiği milletvekili gidip istediği gibi konuşamıyor. Türkiye’de anayasada fevkalade ciddi antidemokratik hususlar var. Bu sistem içerisinde başkanlık sisteminin oluşması Türkiye için fevkalade zararlı ve mahsurlu olacaktır. Önce diyoruz ki bu dört temel metni (anayasa, siyasi partiler, seçim yasaları, TBMM içtüzüğü) demokratik hale getirelim, milletin egemen olacağı bir şekle getirelim, ondan sonra bu sistemi konuşabilir. Ama bugünkü haliyle başkanlık sistemi Türkiye’de kabul edilirse çok açık söylüyorum buradan seçimle işbaşına gelen krallıklar çıkar. Birtakım kral ‘Sözlerimin arkasındayım’ Kurtulmuş’un kendi partililerini AKP’ye katılım konusunda ikna toplantılarında, “Bu zamana kadar söylediğim bütün sözlerin arkasında C MY B C MY B lıkların kurulması ortaya çıkar ki bunu doğru bulmuyoruz. Türkiye için mahsurlu görüyoruz. Onun için Türkiye’nin bir müddet daha bu parlamenter sistemle devam etmesi önemlidir. Ancak sistem değişikliği bakımından Türkiye’de devletin denetim meclisine ihtiyacı vardır.” yım” açıklaması yapması, AKP’ye katıldıktan sonra, başkanlık sistemi konusundaki kaygısıyla aynı tutumu sürdürüp sürdürmeyeceği merak ediliyor. Kurtulmuş, Suriye konusunda ise Erdoğan’ın tam tersi açıklamalar yaptı ve hükümetin dış politikasını, “Hükümet, şu anda komşu ülkelerin tamamıyla sorunlu hale geldi. Suriye meselesinde de çok ciddi öngörü zaaflarıyla, bu şekilde işin içerisinde olunmaması gereken bir meselede Türkiye’nin başına ciddi sıkıntılar örülmeye başlandı” diyerek eleştirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle