10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2012 CUMA [email protected] 14 KÜLTÜR Tiyatronun saygın yönetmeni Ergin Orbey, DT’nin dışa açılımını sağlamış, Eskişehir’de tiyatroya büyük katkıda bulunmuştu ? Sahnelediği yapıtların pek çok sahnesi, görsel ve işitsel vuruculuğu ile 40 yıl sonra bile beynimde kayıtlı. Orbey, DT’de çok başarılı çalışmalar yapmış, bir buçuk yıl sonra da Milliyetçi Cephe hükümeti tarafından görevden alınmıştı. AYŞEGÜL YÜKSEL Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Ergin Orbey’in cenaze töreninde eşi Gönül Orbey ve tüm tiyatroculara söz verdi: ‘Tiyatro geriye gitmeyecek’ ANKARA (Cumhuriyet Büro Gönül Orbey ve su) – Devlet Tiyatroları (DT) ile Şe Ertuğrul Günay. hir Tiyatroları’nın “özelleştirilmesine” yönelik tartışmalar sürerken, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, eski DT Genel Müdürü, oyuncu, yönetmen ve akademisyen Ergin Orbey’in Büyük Tiyatro’daki cenaze töreninde, Orbey’in eşi Gönül Orbey’e ve tüm tiyatroculara, “genelde sanatta, özelde tiyatroda bugün gelinen düzeygin, Prof. Dr. Sevda Şener, Prof. Dr. Ayşegül Yükden bir adım geri gidilmeyeceğine” söz verdi. Tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Hastane sel, tiyatro eleştirmeni Gülşen Karakadıoğlu, Prof. si’nde önceki gün yaşamını yitiren, “Hababam Sı Dr. Nurhan Karadağ, eşi tiyatro oyuncusu Gönül Ornıfı”nın müfettişi, oyuncu, yönetmen, eski DT Genel bey ile çok sayıda tiyatro oyuncusu katıldı. Törende konuşan Bakan Günay, Orbey’in sanat Müdürü ve akademisyen Ergin Orbey için Büyük Tiyatro’da tören düzenlendi. Törene, Kültür ve Turizm için hem genelde hem de özelde güzel işler yapan Bakanı Ertuğrul Günay, DT Genel Müdürü Lemi Bil ustalardan biri olduğunu söyledi. Ankara’ya geldiği, politikaya girdiği ilk yıllarda Orbey ile tanıştıklarını kaydeden Günay, aralarında 30 yıldan bu yaT E B ’ D E N B A S I N B İ L D İ R İ S İ na ağabeykardeş yakınlığı olduğunu belirtti. Orbey’in, Türk tiyatrosu için Ankara’da, özel tiyatrolarda, DT’de ve Eskişehir’de çok güzel işler başardığını ifade eden Günay, “Onun huzurunda söylemek istiyorum ki genelde sanatımızda, özelde tiyatromuzda bugün geldiğimiz düzeyden bir adım geri gidilmeyecektir” dedi. Günay’ın bu sözlerinin ardından Orbey’in eşi Gönül Orbey, önce alçak sesle Günay’a, “Söz verin” dedi. Günay’ın sözlerine devam ettiğini gören Orbey, ikinci kez yine “Söz verin” diye tekrarladı. Günay yeniden sözlerine devam edince, bu kez Orbey, daha yükKültür Servisi Tiyatro Eleştirmensek bir sesle “Bize söz verin” dedi. Bunun üzerine Güleri Birliği, önceki gün yaşamını yitinay, Orbey’e doğru “evet” anlamında başını sallayarak ren tiyatro yönetmeni, eğitimci, yöne“Söz veriyorum. Tiyatromuzda bugün geldiğimiz tici ve oyuncu Ergin Orbey ile ilgili bir düzeyden bir adım geri gidilmeyecek” diye sözlebasın bildirisi yayımladı. rini yineledi. Günay daha sonra konuşmasına kaldıBildiride, şu ifadelere yer verildi: ğı yerden devam ederek, şunları söyledi: “Rütbesizdi, apoletsizdi, ama hep “Tiyatromuzu, sanatımızı daha ileriye götürmek üretmişti. Çalıştı, üretti, eğitti, bizlere bu millete, emeği geçen arkadaşlarımıza, Türkiöncülük edenlerimizin başını çekti. ye Cumhuriyeti’nin bütününe karşı, ‘Türkiye En iyiyi, en doğruyu, en güzeli bulCumhuriyeti bir kültür devletidir’ diyen Türkiye mak için uğraş verdi; çalışırken, üreCumhuriyeti’nin kurucusuna karşı hepimizin vatirken, eğitirken, öncülük ederken çıntandaşlık borcudur. Bunu onun aziz hatırası gırağına ziller döşemedi. Sessizdi, önünde ifade etmek istiyorum, söz veriyorum.” ama başı hep dikti. Türk tiyatrosunun Günay’ın Orbey’in tabutunun başında dua okuyaadeta gizli şövalyesiydi. Çizgi roman rak, saygı gösterisinde bulunması ise, bazı tiyatro oyunkahramanı Zorro’nun aslı gibiydi. cularından “Sayın Bakan, tiyatro salonu dua okuMaskesi yoktu; pelerinini savurmunacak mekân değil. Dua camide, cenaze namazında yor, kara kırbacını şaklatmıyordu, okunur” diye tepki gördü. ama Zorro’dan daha gözü pekti. Türk Daha sonra Orbey’in cenazesi, Kocatepe Camisi’nde tiyatrosu için savaş verdi, bayrağı öğöğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Karşırencilerine devretti. Işıklar içinde uyuyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. sun, alkışı bol olsun.” Tiyatromuz önemli bir insanını daha yitirdi. Ergin Orbey adı, ilk kez 1960’lı yıllarda, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun İstanbul turnelerinde kapalı gişe sunulan “Müfettiş”, “Sarıpınar 1914” gibi olağanüstü yapımların yönetmeni olarak yazılmıştır belleğime. 1970’te Ankara’ya yerleştikten sonra ise seyirciliğim, Orbey’in yönetmen olarak imzasını taşıyan “Linç”, “Nafile Dünya”, kendi kurgulayıp sahneye çıkardığı “Belgelerle Kurtuluş Savaşı” gibi unutulmaz çalışmalarına tanıklıkla sürdü. Bu yapıtların pek çok sahnesi, görsel ve işitsel vuruculukları ile 40 yıl sonra bile beynimde kayıtlıdır. Orbey, Ecevit hükümetinin etkin olduğu 1978 yılında Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürlüğü’ne getirildi. Bir buçuk yıl süren (19781980) ve Milliyetçi Cephe hükümeti tarafından görevden alınmasıyla noktalanan bu dönemde, aralarında genç yazarların yapıtlarının da bulunduğu onlarca yerli ve yabancı oyun ilk kez DT’de sahneye çıkartılmıştır. Orbey döneminin bir başka özelliği de yıllardır “içine kapanık” bir kurum olan DT’nin dış çevreye açılmasıdır. Orbey, dışa açılım politikasını sahne çalışmalarında da sürdürmüş, kurum dışından yönetmenleri DT için oyun sergilemeye çağırmış, yerleşik sahnelerde ve yurtiçi turnelerde seyirci katılım ve tepkisinin değerlendirilmesi için çalışmalar tasarlamış, yurtiçi turnelerine çıkan oyun ve sanatçı sayısı ile turne kapsamına giren kentlerin sayısını arttırmıştır. 1980’li yıllarda ise DTCF Tiyatro Bölümü’nde aynı öğrencilere ders verdik. Bir eğitmen/yönetmen olarak ne denli rahat ve güvenli çalıştığına, buna karşın nasıl gerilimli bir titizlik içinde olduğuna bu dönemde tanıklık ettim. Yine 1980’li yıllarda, Turgut Özakman’ın ünlü yapıtları “Resimli Osmanlı Tarihi” ve “Bir Şehnaz Oyun”un dünya prömiyerleri, AST yapımı olarak yönetmen Orbey’in kıvrak ve lezzetli sahneleme buluşlarıyla gündeme taşındı. Bir süre sonra çok kanallı televizyon izleyiciliği aşamasına geçtiğimizdeise Orbey’in yıllar önce çekilmiş Yeşilçam filmlerindeki unutulmaz görüntüleriyle buluşuyorduk. Güldürü ağırlıklı çeşitli sinema yapımlarında küçük roller üstlenen ya da Hitchcock’un kendi filmlerinde yaptığı gibi, filmin belirli bir anında fırtına gibi görüntüye girip, kendisi hiç gülmeden herkesi kahkahaya boğduktan sonra yok oluveren, o bütünüyle özgünkomedyeni unutmak olası mı? Orbey, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nün ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın oluşup gelişmesi yolunda yoğun mesai harcamış ve amacına ulaşmış bir tiyatro adamı olmanın onurunu ve saygınlığını yaşadı. Yolu ışıklı olsun! ‘Ergin Orbey’in bayrağı öğrencilerinde’ MAIWENN’İN FİLMİ ‘POLİS’ 27 TEMMUZ’DA GÖSTERİME GİRECEK Çocuklar acaba güvende mi? ASLI SELÇUK Çocuk Koruma Birimi’ndeki polis memurlarının sıradan bir gün içerisinde karşılaştığı olaylar insan imgelemini aşan olaylardır: Çocuk tacizcilerini, sapık eğilimli ebeveynleri tutuklamak, reşit olmayan yankesicileri yakalamak, saldırıya uğrayan, şiddet gören çaresiz çocukların ifadelerini almak, uydurulmuş tecavüz bildirimleri ve ergen cinselliğinin en karanlık köşeleriyle yüzleşmek... Bu gerçeklerin yanı sıra öğle yemeğinde aile, aşk ilişkilerini konuşmak, birbirleriyle dertleşmek, şakalaşmayı sürdürmek, birden gülme krizlerine yakalanmak... Dünyada en amansız kötülüklerin varolduğunu bilerek bunlarla yaşamayı sürdürebilmek. Polis memurları her gün yüzleşmek zorunda oldukları bu gerçeklerle özel yaşamlarını nasıl dengede tutuyorlar? Filmin ilk görüntüsü Playmobil’de polis arabası, jenerik müziğiyse Çocuklar Adası. Şarkıdaki sözlerse dünyadaki ergen ve yetişkinlerin ruhlarında öyle yaralar var ki onların dindirilmesi, sarılması gerekiyor, diyor. Çocuklar Adası aslında yok, gençler bunu büyürken öğreniyorlar. Yaşamlarını başkalarına adamış, iğrenç, pis olaylarla, pusulasını şaşırmış yitik bir gençlikle karşılaşan bu kadınların, er keklerin evlerine dönünce kendi yaralarını sarmaları gerekiyor. Varoluşçu sorgulamaların altında ezilen bu memurlar şiddetin boyutuna karşın gerçeğin peşini bırakmıyorlar. Polis’se (Polis/2011) bu arayışı betimliyor. Oyuncuyönetmen Maiwenn üçüncü uzun metrajı Polis’le Cannes’da jüri ödülünü kazandı (2012). Sahneye koyduğu tek kişilik oyunu Poischiche’le (2001) ünlenen, ilk filmi Pardonnezmoi’da (Affet Beni/2006) hırpalanmış, itilmiş bir çocuğun öyküsünü anlatan, Le Bal des Actrices’te (Oyuncuların Balosu/2009) tiyatro kulisleriyle ilgili bir komedi çeken, Dördüncü Element, Yüksek Gerilim, Les Parisiennes filmlerinde oynayan, Luc Besson’un eski karısı Maiwenn ilk kez tanımadığı bir dünyaya giriyor. Televizyonda, Çocuk Koruma Birimi belgeselini izledikten sonra burada kendine bir staj ayarlayan Maiwenn böylece polislerin gündelik yaşamlarını ayrıntılarıyla gözleme olanağı bulmuş: “Belgesel beni çarptı. Tutuklamaları, ifade alımlarını, şakalaşmaları, çevreleri tümüyle inceledim. Polislik bağlılık gerektiren bir görev, başka mesleğe benzemiyor. Tutku duymak gerek. Olaylara kesin bir sadakatle tanıklık etmek gerekiyor. Sarsıcı vakalarla dolu on saat geçirdikten sonra bu in sanlar evlerine ağır içsel yüklerle dönüyorlar” diyen Maiwenn, yaşananların acımasızlığından ötürü çocuk koruma memurlarının birkaç yıl içinde birim değiştirdiklerini belirtiyor. Birinci ağızdan duyulan gerçek olaylara dayanan senaryoyu oyuncuyönetmen Emmanuelle Bercort yazdı. Polis’te anlatılanlar tümüyle gerçek, karakterlerse kurmaca. Trajediyle komedi arasında gezinen filmdeki mizah izleyiciyi olayların dayanılmazlığından bir ölçüde kurtarıyor. Genç oyuncularla çalışmadan önce Fransa Sağlık ve Sosyal İşler Bakanlığı’ndan izin alan, senaryoya sadık kalacağını belirten maddeyi imzalayan Maiwenn, bu sahnelerin çizimlerini de hazırlamış: “Çıplak şiddetle karşılaşan çocukların etkileneceğini söylüyorlar. Korku filmlerinde çocukların başları kesiliyor, anneleri gözlerinin önlerinde boğazlanıyorlar ama bunlar nedense sorun değil” diyen sinemacı bu çifte standardı anlamadığını vurguluyor. Belgesele yakın bir gerçekliği yeğleyen Maiwenn profesyonel ve amatör oyuncuları birlikte yönetiyor. Kadroda Karin Viard, Marina Fois, Joey Starr, Frédéric Pierrot, Audrey Lamy, Naidra Ayadi, Karole Rocher, Jérémie Elkaim var. Polislerin varoluşlarının çemberine girerek bu dünyayı gözlemleyen burjuva fotoğrafçı rolünü Maiwenn üstleniyor. Kendi kendini yetiştirdiğini, sinema okumadığını açıklayan Maiwenn taşralı izleyicinin filmi gerçek yaşam gibi, oyuncular da iyi oynuyorlar dediğini belirtiyor. Cannes jüri ödüllü, yaşamı anlamak bir yaşam kadar sürüyor, diyen Polis 27 Temmuz’da gösterimde. HAFTANIN SİNEMA ÇİZELGESİ ? 205: KORKU ODASI / 205 Room: Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.00 13.15 15.30 17.45 20.00 22.15 (Cuma, C.tesi 23.45); Ataköy Cinemaximum (Ataköy Plus), 12.00 14.30 17.00 19.30 22.00; Ataköy Galleria Prestige, 11.45 14.00 16.15 18.30 21.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Bağcılar 212 Cinemarine, 11.45 13.45 15.45 17.45 19.45 21.45; Bağcılar Site, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30; Bahçelievler Metroport, 11.00 13.15 15.30 17.45 20.00 22.00; Bayrampaşa Cinemaximum (Forum İstanbul), 11.10 13.30 15.45 18.15 21.30 (Cuma, C.tesi 23.15); Beyoğlu Atlas, 12.00 14.15 16.30 19.00 21.30; Beyoğlu Cinemaximum (Fitaş), 11.30 14.00 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 24.00); Çemberlitaş Şafak Movieplex, 11.15 13.45 16.15 18.45 21.00; Güngören Cinemaximum (Kale), 11.00 13.15 15.30 17.45 20.00 22.00; Haramidere Torium Cinetech, 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.15 ? SAHTE GELİN / The Decoy Bride: Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.00 13.15 15.30 17.45 20.00 22.15 (Cuma, C.tesi 23.15); Ataköy Cinemaximum (Ataköy Plus), 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.15; Ataköy Galleria Prestige, 11.45 13.45 15.45 17.45 19.45 21.45 (Cuma, C.tesi 23.15); Bakırköy Carousel Pink, 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.15; Bayrampaşa Cinemaximum (Forum İstanbul), 11.00 13.00 15.15 17.30 19.45 21.45 (Cuma, C.tesi 24.00); Beyoğlu Cinemajestic, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30; Etiler (Akmerkez), 11.00 13.10 15.20 17.30 19.40 21.50; İstinye Cinemaximum (İstinye Park), 11.00 13.00 15.15 17.30 19.45 22.00 (Cuma, C.tesi 24.15) ? ÖLÜM UYKUSU / Mientras Duermes: Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Ataköy Galleria Prestige, 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Avcılar Pelican Mall Cinema Pink, 12.30 14.45 17.00 19.15 21.30; Bahçelievler Metroport Cine Vip, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30; Bakırköy Cinemaximum (Capacity), 12.00 14.00 16.15 18.30 21.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Beylikdüzü Perla Vista Cinema Pink, 12.45 15.00 17.15 19.30 21.45; Fatih Cinemaximum (Historia), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Göztepe Avşar Optimum, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Haramidere Torium Cinetech, 11.00 13.00 15.00 17.00 19.20 22.00; İstinye Cinemaximum (İstinye Park), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 23.45) ? BARBARA: Ataköy Galleria Prestige, 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00 (C&C.tesi 23.15); Beyoğlu Beyoğlu, 12.15 14.30 16.45 19.00 21.15; Nişantaşı City’s Citylife, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (C&C.tesi 23.45). ? YASAK AŞK / A Royal Affair: Altunizade Capitol Spectrum 14, 12.00 15.00 18.00 21.00; Ataköy Galleria Prestige, 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45 (C&C.tesi 24.15); Caddebostan Cinemaximum (Budak), 11.40 14.40 17.40 21.00; Kozyatağı Avşar Kozzy, 11.00 13.30 16.15 19.00 21.45. ? ÖZGÜR ADAMLAR / Les Hommes Libres: Beyoğlu CineMajestic, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Caddebostan Cinemaximum (Budak), 11.20 13.40 16.00 18.20 21.00 (Cuma, C.tesi 23.20); Esentepe Cinemaximum (Astoria), 12.45 15.15 17.45 20.15; İstinye Cinemaximum (İstinye Park), 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45; Kadıköy Cinemaximum (Nautilus), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Kozyatağı Cinemaximum (Palladium), 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Levent Cinemaximum (Kanyon), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Nişantaşı City’s Citylife, 11.30 13.45 16.15 18.30 21.15 (Cuma, C.tesi 23.15). ? İSYAN / Lock Out: Altunizade Capitol, 11.00 13.10 15.20 17.30 19.45 22.00 (Cuma, C.tesi 24.00); Ataköy Airport Prestige, 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.15 (Cuma, C.tesi 23.15); Ataköy Galleria Prestige, 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.15 (Cuma, C.tesi 23.15); Bağcılar Site, 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.15; Bahçelievler Metroport AVM Cinevip, 11.45 13.45 15.45 17.45 19.45 21.45 (Cuma, C.tesi 23.30); Bakırköy Carousel Cinema Pink, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30; Bakırköy Cinemaximum Capacity, 11.45 13.45 15.45 17.45 19.45 21.45 (Cuma, C.tesi 23.45); Bakırköy Cinemaximum Marmara Forum, 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.30 (Cuma, C.tesi 23.30); Bayrampaşa Cinemaximum Forum İstanbul, 12.10 14.45 17.00 19.15 21.30; Beyoğlu Cinemaximum Fitaş, 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.30); Caddebostan Cinemaximum Budak, 11.00 13.15 15.30 17.40 19.50 22.00 (Cuma, C.tesi 24.15) ? HİZMETKAR ALBERT NOBBS / Albert Nobbs: Levent Cinemaximum (Kanyon), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Esentepe Cinemaximum (Astoria), 12.30 15.10 17.50 20.30, 11.10 13.50 16.30 19.10 21.50; Kozyatağı Cinemaximum (Palladium), 11.00 13.30 16.00 18.30 21.00; İstinye Cinemaximum (İstinye Park), 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.45); Caddebostan Cinemaximum (Budak), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00). Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kulladığından yazılarına ara vermiştir. BU HAFTA 8 FİLM İZLEYİCİYLE BULUŞUYOR Cezayirli göçmenin zorlu hikâyesi Kültür Servisi Türkiye’de sinemalarda bu hafta, 8 film izleyiciyle buluşacak. Haftanın ilk filmi, Ismael Ferroukhi’nin ikinci uzun metraj filmi “Özgür Adamlar”. 2. Dünya Savaşı sırasında Younes isminde Cezayirli bir göçmenin hikâyesine odaklanan filmin başrolünde, Cezayir asıllı Fransız oyuncu Tahar Rahim yer alıyor. Rahim, 2009’da “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar adayı da olan bol ödüllü film “Une Prophete”deki rolüyle büyük beğeni toplamıştı. Haftanın bir diğer filmi, yönetmenliğini Rainer Matsutani’nin yaptığı gerilim türündeki “205: Korku Odası”. Doğu Almanya’da yaşananları konu eden ve yönetrinden birinde uşak olarak çalışan bir kadının cinsiyetini saklamayı başarmasını anlatıyor. Yönetmenliği James Mather ve Stephen St. Leger’in yaptığı bilim kurgu filmi “İsyan”ın başrollerini ise Guy Pearce ve Maggie Grace paylaşıyor. Bu hafta gösterime girecek bir diğer film, korku türündeki “Ölüm Uykusu”nun yönetmenliğini “Rec” ve “Rec 2” filmleri ile hatırı sayılır hayran kitlesi edinen Jaume Balaguero üstleniyor. Yönetmen koltuğunda Sheree Folkson’ın oturduğu romantik komedi filmi “Sahte Gelin” ile bir Danimarka, İsveç, Almanya, Çek Cumhuriyeti ortak yapımı “Yasak Aşk” da bu hafta izleyiciyle buluşuyor. ‘Özgür Adamlar’ menliğini “Gümüş Ayı” ödüllü Christian Petzold’un yaptığı “Barbara” da bu hafta gösterimde. Glenn Close’a bu yıl 6. Oscar adaylığını getiren drama türündeki “Hizmetkar Albert Nobbs” adlı filmde ise erkek görünümüyle Dublin’in en ünlü otelle C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle