10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2012 PAZAR 4 HABERLER KESK Başkanı Özgen’e, savcılıkta Uludere katliamını uluslararası gündeme neden taşıdığı da sorulmuş ‘Hayata Beraber...’ Sevgili, Kadim dostum Ediz Adoran, geçen gün yitirip, dün toprağa verdiğimiz Dinç Gürs’ü, Ömer Hayyam’ın şu dizeleriyle uğurlamış: “Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler. Ecel çiğnedi hepsini birer birer Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına. Bizden birkaç kadeh önce sızıp gittiler.” Dinç’in ölüm haberini aldığımda, aklıma Cahit Sıtkı’nın şu dizeleri geldi. “Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir” Gerçekten de, Dinç Gürs ile hayata beraber başlamıştık. Bundan 66 yıl önceki bir pazartesi sonbahar sabahını hiç unutmuyorum. Boğaz kıyısındaki eski Feriye Sarayı’nın orta katında, 1 A sınıfına ayrılmış odada, kimi anasının eteğine, kimi babasının pantolon paçasına sarılmış, hepsi de yürek paralayıcı “Bırakma beni!” feryadını atan, bazıları gözyaşlarını içine akıtıp hıçkırıklarını zor tutan, kimi de ne olduğunu tam kavrayamamış şavalak gezen veletler arasındaydık, Dinç ile ben. O hengâme içinde Dinç’i görmüş müydüm, bilemiyorum, aklımda en çok babasının paçasına sarılmış olan Taner Beygo kalmış. ??? Sanırım hiçbirimiz, Âdem’in cennetten kovulması hikâyesini bilmiyorduk o sırada. Ama hepimiz cennetten kovulmuş bir Âdem gibi şaşkındık. Hangi günahın kefaretini ödüyorduk, o bir avuç çocuk? Bilmiyorum. Bilmem de olanaksız, çünkü kefareti ödenen bir günah falan yoktu. El kadar veletler, o gün Galatasaray Lisesi 1 A sınıfında hayata atılıyorduk. Evet Dinç hayata beraber başladığım dostlarımdan biriydi. Çarşamba günü yollarımız ayrıldı. Geçici olarak... Yoksa hepimiz aynı yolun yolcusuyuz. Tam kesinlikle anımsamıyorum, ama herhalde 25 yıldan fazla oluyor. Bir gün gazeteye geldiğinde, İlhan Abi, “Bugün bizimkileri topladım..” diye başladı ve Turhan ve Ülfet’i nasıl uyardığını anlattı. “Artık zamanı geliyor” demiş ve kaçınılmaz son gelince, kimsenin fazla üzülmemesi gerektiğini, en doğal şeyin ölüm olduğunu söylemiş. Ölüm doğal. Ölüm yok zaten. Öyle ya, ben varsam ölüm yok, ölüm varsa ben yokum. Bir de ölmek olmasa!.. Ölüme kızmanın anlamı yok. Hele hele ölüm yüzünden hayata küsmenin hiç anlamı yok. Mine’ye sorarsan, hayat o kadar güzel ve muhteşem ki her bedele değer, ölüme bile!.. ??? Çarşamba günü, bilgisayarımda, Dinç’in evlatları Leyla ve Memo’nun, acı ama, aynı zamanda hayat dolu, gönülden ve zarif şu mesajlarını gördüm: “Sevgili Galatasaraylı Abilerimiz, Babamızı kaybettik... Sonsuz sevebilen ve sevgisini paylaşabilen babamızı kaybettik. Hepiniz mekteplisiniz ve haklı olarak bu sizler için çok değerli. Babamız içinse değerli olmanın ötesinde, annemiz ve bizlerden sonra gerçek ailesi hep sizler oldunuz. Babamız mutlu biriydi, o öyle yaşadı ve mutlu gitti. ‘Çok iyi bir hayatım oldu’ derdi hep. Sayenizde babamızın iyi bir hayatı oldu. Hepinizi gerçekten çok sevdi. Sevgiler, Leyla, Memo” Acıdan çok, acıyla yoğrulmuş olsa bile sevgiyi, ölümden çok, yaşamı terennüm eden bu duyuru çok etkiledi beni ve düşündüm, galiba Leyla ile Memo, işin özünü dile getirmişlerdi. Önemli olan iyi ve mutlu yaşamaktı. Peki de iyi yaşamak neydi? Çocuklar onu da vurgulamışlardı: Sevmeyi bilmek, sevgiyi paylaşabilmek. Hayata beraber başladığımız Dinç Gürs bunu gerçekten başarmıştı. Güle güle kardeşim, ne mutlu sana! ‘Devleti neden karaladınız?’ İstanbul Haber Servisi KCK operasyonları kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan KESK Genel Başkanı Lami Özgen’e savcılık sorgusu sırasında yöneltilen soruların tamamına yakınını, katıldığı basın açıklamaları ve protesto gösterileri oluşturuyor. Özgen’e yöneltilen en dikkat çekici soru ise Uludere katliamı sonrası bölgeye yapılan ziyaretle ilgili. Özgen, “Olay sonrası bölgeye gidip rapor hazırlamak” ve “Uluslararası gündem yaratmak”la suçlanıyor. Özgen’e “Ülkemizi karalamak ve Avrupa arenasında kötü duruma düşürmek için neden bir karalama kampanyası yürütmektesiniz? Olay yerinde mum yakma ve sabahlama eylemiyle vermek istediğiniz mesaj nedir” diye soruluyor. Lami Özgen ? KCK soruşturması kapsamında gözaltına alındığında, sendikasının organize ettiği basın açıklamaları ve protestolar nedeniyle sorgulanan KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in Uludere katliamını protesto etmesi bile örgüt üyeliği ile ilişkilendirilmiş. Lami Özgen, Uludere olayı sonrası bölgeye gidip rapor hazırlamak ve “uluslararası gündem yaratmakla” suçlanıyor. operasyonda gözaltına alınan Özgen’e sorgusu sırasında yöneltilen sorularda sendikal faaliyetlerle KCK arasında bağ kurma çabası öne çıkıyor. KESK’in organize ettiği ve sendikanın katıldığı iş bırakma eylemleri, yeni Sendika Yasası protestoları, tutuklanan sendika üyeleri için yapılan dayanışma eylemlerinin “PKK/KCK terör örgütünün amaçları doğrultusunda” düzenlendiği öne sürülerek “Bu eylemin düzenlenmesinde kimler tarafından görevlendirildiniz?”, “Sizinle bu eyleme katılanlar ve katılmaları yönünde talimat verdiğiniz şahıslar kimlerdir?” gibi soruları tekrar tekrar yöneltiliyor. Özgen’in 34 kişinin öldürüldüğü Roboski (Uludere) katliamı sonrasındaki eylemleri de sorgulanıyor. ‘Mum yakmaktaki amaç ne?’ Özgen’in olay yerine giderek ilk raporu hazırladığı, raporu İngilizceye çevirip uluslararası kuruluşlara göndererek uluslararası kamuoyunda gündem yaratmasını sağladığı belirtilerek “Uludere’ye haziran ayında gitme teklifi sunduğunuz ve olay yerine giderek gece orada kalıp mum yakmak suretiyle sabahlayacağınızı belirttiğiniz anlaşılmaktadır” deniliyor. Bu tespitlerin ardından Özgen’e “Bu eylemle vermek istediğiniz mesaj nedir?” sorusu yöneltiliyor Özgen’in 8 Ekim 2011’de “İnsanca 76 KESK’li cezaevinde 25 Haziran’da gerçekleştirilen operasyonda 50 KESK üye ve yöneticisi gözaltına alındı, 28’i tutuklandı. Şu an toplam 76 KESK üyesi cezaevlerinde. Son Yaşam İçin Eşit, Özgür, Demokratik Bir Türkiye” mitingi hakkında Dünya Radyo’nun canlı yayınında gerçekleştirdiği telefon bağlantısı da suç unsuru olarak görüldü. Özgen’e telefon bağlantısında söylediği “Bize yönelen, emek alanımıza yönelen baskı, gözaltı, tutuklamalar var” cümlesinde geçen tutuklu şahısların kim olduğu, neden tutuklandığı, tutuklanan bu şahıslarla irtibatı soruldu. Aynı bağlantıdaki “Ülkede süregelen ve gittikçe artan çatışmalı ve savaş süreci vardır. Bu savaşta yıllarca bu ülkenin insanları hayatlarını kaybettiler ” beyanına ilişkin “PKK/KCK terör örgütünün yapmış olduğu eylem ve faaliyetlerinden dolayı yapılan operasyonları savaş diye belirtmenizdeki amacınız nedir?” denildi. Sorgu sırasında Özgen’in KESK Yürütme Kurulu Üyesi Akman Şimşek ile yaptığı kısa telefon görüşmesine de yer verilerek Şişman ile arasında örgütsel bağ soruldu. Kılıçdaroğlu ‘çarşaf liste’ dedi CHP lideri 1718 Temmuz’da yapılacak kongre öncesi milletvekillerini dinledi. PM’ye girmesine kesin gözle bakılan isimler netleşmeye başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün dinlediği vekillerin büyük bölümü, “Blok liste yapın. Biri delip girerse, itibarınız zedelenir” görüşünü iletti. Kılıçdaroğlu ise vekillerin görüşlerine “Çarşaf listeyle seçime gireceğiz. Söz verdik. Anahtar listeyi delip giren olursa neden benim itibarım zedelensin? Seve seve kabul ederim. Artık eski alışkanlıkları bırakın” diye yanıt verdi. Genel merkezde yapılan toplantıya eski Genel Başkan Deniz Baykal katılmadı. Kılıçdaroğlu, PM listesi için vekillerden isim önerisi almadı. Kılıçdaroğlu bugün de il başkanlarıyla yapacağı toplantıda, vekillerin 5’er isim önermelerini isteyecek. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, kongre sürecini ve seçimleri şöyle değerlendirdi: “Bizi 2014 seçimlerine kurultayımızdan çıkacak kadro hazırlayacak. CHP’nin sahada daha başarılı olabilmesi için güçlendirilmiş bir kadroyla kurultay salonundan çıkması gerekiyor. Birileri CHP içerisinde karışıklık istiyor diye kalkıp bunların ekmeğine yağ sürecek lüksümüz yok. Kurultayımızda bir tasfiye olmayacak, bütünleşme olacak. Bizim enerjimizi birbirimize harcayacak lüksümüz yok” Gürsel Tekin’in yönetime dönebileceği haberleriyle ilgili de Toprak, “Çok deneyimli bir arkadaşımız, deneyimli bir siyasetçi. Parti Meclisi’nde yer almasından da mutlu oluruz.” dedi. YENİ BAŞKAN HİLAL DOKUZCAN ‘Enerjimizi birbirimize harcayacak lüksümüz yok’ ‘CHP Kadın kolları politikleşecek’ ? CHP’li kadınların sekiz yıl aradan sonra seçimle başkanlığa getirdiği Hilal Dokuzcan, “Daha sol ve sosyal demokrat değerlere dayalı bir anlayışımız olacak”’ dedi. TÜREY KÖSE ‘Yetki sizde olmalı’ Edinilen bilgiye göre dün milletvekillerinin büyük bölümü Kılıçdaroğlu’na, “Kurultaya çok güçlü giriyorsunuz. İrademize güveniyoruz. Yerel seçimlerle ilgili sorumluluk sizde olacak. Bu nedenle ekibinizi kurma yetkisi de sizde olmalı” görüşünü iletti. Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ise “30 kişiyi genel başkan belirlesin. Kalan 30 kişi çarşaf liste ile belir Hilal Dokuzcan lensin” önerisini iletti. Bunun yanı sıra 10 Aralık Hareketi kökenli Prof. Burhan Şenatalar, eski kültür bakanlarından Fikri Sağlar, Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu’nun listeye girmesine kesin gözüyle bakılıyor. Genel başkan yardımcıları Erdoğan Toprak ve Nihat Matkap’a tepki göstererek istifa eden Gürsel Tekin’in de yeniden listeye girmesi bekleniyor. Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olabileceği söylentileri yaygınlaşırken grup başkanvekilliğine kaydırılabileceği yorumları da yapılıyor. Sencer Ayata, Sezgin Tanrı kulu, Faruk Loğoğlu ve Faik Öztrak’ın da yerini koruması, Engin Altay’a da yeniden yönetimde yer verilmesi bekleniyor. Sendikacı kökenli isimlerden Süleyman Çelebi ya da Musa Çam, ilahiyatçı İhsan Özkes ya da Muhammed Çakmak, Şafak Pavey, avukatyazar Eşber Yağmurdereli, KAGİDER kurucularından Gülseren Onanç, Samsun Milletvekili Haluk Koç, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, gazetemiz Rize temsilcisi Ömer Şan’ın da adı PM’ye girebilecek isimler arasında geçiyor. ANKARA CHP’nin 8 yıl aradan sonra ilk seçilmiş Kadın Kolları Başkanı olan Hilal Dokuzcan, “Kadın kolları artık daha politik bir düzleme girecek, daha sol ve sosyal demokrat değerlere dayalı bir anlayışımız olacak. Kadın gücünü görünür, etkin kılacağız” dedi. CHP’nin seçilmiş son Kadın Kolları Başkanı Güldal Okuducu, 1996 ve 2004’te yapılan kurultaylarda seçilmişti. Hilal Dokuzcan, 1964 Ankara doğumlu, Yıldız Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun. 19992004 arasında Kartal Belediyesi meclis üyeliği görevinde ve son seçimlerde İstanbul’dan milletvekili adayı olmuş. Bir kız çocuğu annesi olan Dokuzcan, ilk hentbol ulusal takımı oyuncuları arasında yer alıyor. Eski Başkan Zühal Samlı ve ondan sonra atanan Deniz Pınar Atılgan’ı açık ara geride bırakarak seçilen Dokuzcan’ın CHP’nin Kadın Kollarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler’in danışmanı olması “Genel merkez destekledi” yorumlarına neden oldu. Dokuzcan, “Birgül Hoca’nın danışmanlığını nisandan beri yapıyorum, 23 aylık bir süreç. CHP’de 1995 CHPSHP bütünleşmesinden beri siyaset yapıyorum. Adaylığımın altyapısı 8 sene önce hazırlandı. Bazı internet sitelerinde ‘genel merkezin adayı şu kişi’ diye haberler çıktı ve bu ben değildim. İstanbul örgütünün adayıydım. İki aylık danışmanlığın etki yaratması sihir gibi olurdu. Biz buraya emekle geldik” diye konuştu. Dokuzcan, hedeflerini de şöyle anlattı: “Atatürk’ün cumhuriyet devrimleri ve Anadolu coğrafyasında varolan derin kültürden kaynaklarımızı alıp, dünya kadın hareketiyle buluşarak politikleşeceğiz. İlk hedefimiz 2014 yerel seçimleri. Türkiye genelinde sandık bazında örgütlenecek bir kadın çalışması yapılacak. Yetkiyi ve seçilme hakkını alan bir kadın potansiyelini yaratmak istiyoruz. İl genel meclisi, belediye meclis üyeliklerinde güçlü bir kadın temsili sağlamak istiyoruz. Anadolu’nun her yerinde ciddi çalışma yapacağız.” Dokuzcan, yüzde 33 kadın kotasının kongrelerde tam uygulanmaması konusunda “Alışılmamış bir durumdu. Örgütleri kotaya hazır hale getirmek gerekiyor. Esas kurultayımız iki yıl sonraki kurultay olacak. Bazı Anadolu kentlerinde yeterli kadın üye olmayabilir. Önemli olan o potansiyeli yaratmak” dedi. ‘Çıkarılan parçalar yüzde 10 bile değil’ ZONGULDAK (Cumhuriyet) Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Türk uçağının düşürülmesi konusunda “Bizim şu anda düşen uçakla ilgili denizden çıkarttığımız parça oranı yüzde 10 bile değil. Bu orana bakarak yüzde 90 hakkında karar verilebilir mi?” dedi. Zonguldak’ta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, düşürülen uçakla ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm açıklamalarının doğru olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bir açıklamaya yanlış yorum yapılıyor. Milletimiz de o yanlış yoruma dayanarak yanlış yoruma gidiyor. Lütfen bütün milletimiz sabırlı olsun” dedi. ‘17 yıldır CHP’de çalışıyorum’ CHP’li Düzgün tutuklu general sayısını sordu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, “Tutuklu generallerin sayısı hava kuvvetlerinin toplam general sayısına göre yüzde kaçtır?” diye sordu. Düzgün, “Hava Kuvvetleri’ndeki generallerin tutuklanmasından sonrasındaki bir yıl içerisinde gerçekleşen ölümlü kaza kırım (uçak kazası) sayısında diğer yıllara göre dikkat çekici bir artış var mıdır? Eğer bir artış varsa bu artışın sebebinin Balyoz tutuklamalarından kaynaklanan emir komuta zafiyeti olup olmadığını düşünüyor musunuz?” diye sordu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle