12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER YARGITAY VİZE VERDİ 5 yargılamayla ilgisi olmayan yapıydı. Bu davada muhaliflerin cezalandırılmaya çalışıldığını görüyorum. Ben gerçek Ergenekon’un bir gün yargılanacağını umutla bekliyorum.” Can Dündar’ın tanıklık ettiği gün Bahçelievler katliamı (7 TİP’li genç vahşice öldürülmüştü 1978 yılında) sanıklarından iki ülkücü salıverilmişlerdi. Bu iki sanık, katliamı işledikten 21 yıl sonra yakalanmışlardı. 7 TİP’li genci vahşice öldüren canilerden Ünal Osmanağaoğlu, Kemal Türkler cinayetinden zamanaşımı nedeniyle kurtulmuştu. İşin ilginç yanı, TBMM’nin yargı paketine koyduğu “ülkücüye özel af”la özgürlüklerine kavuşmuşlardı. Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanalı şimdi aramızda... Yakında Haluk Kırcı da çıkar... ??? AKP üçüncü yargı paketine “ülkücüye özel af” maddesi koydurdu ve bunu TBMM’den geçirdi... Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’u öldüren faşist Muhsin Kehya da özgürlüğüne kavuşacaktı. 1979 yılında cezaevinden kaçan, 1997 yılında Almanya’da yakalanıp Türkiye’ye iade edilen Kehya, 36 yıla hüküm giymişti. Eski CHP milletvekili Mehmet Zeki Tekiner’i öldüren Uğur Coşkun 11 yıl hapis yatıp cezaevinden kaçtı, 20 yıl yurtdışında yaşadı. Bir süre önce Türkiye’ye döndü... Tatil yaparken tahliyesini bekliyor mahkemeden... ??? Bir toplum yakın tarihiyle yüzleşmeden neler olup bittiğinin ayrımına varamaz. Bugün sadece Susurluk davasına sil baştan baksanız, devlet içindeki silahlı gücün nerelerden beslendiğini, nasıl sinsi tezgâhlar peşinde olduğunu görürsünüz... Öyle uzağa gitmeye hiç gerek yok! Sadece ve sadece 90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlere, katliamlara ne dersiniz? Musa Anter’den Uğur Mumcu’ya; Cem Ersever’den Behçet Cantürk cinayetlerine, Hizbullah’ın devletin hangi birimi tarafından örgütlendirildiğine ilişkin bir yol haritası hazırlayın, her şey ortaya dökülür. Ölüm üçgeni olan İzmit Sapanca Hendek... Olayın özeti budur! Gerekçe yazmazsa dava açılır İLHAN TAŞCI Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Selçuk, yargı paketinin getirdiklerini, tutuklu vekillerin durumunu ve özgürlük yargıcını değerlendirdi ANKARA Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yargıçların hukuka aykırı, haksız fiil niteliğindeki iş ve eylemlerine ilişkin zarara uğrayan sanıkların her aşamada tazminat davası açabileceklerini, davaların da hukuk mahkemesinde görüleceğine hükmetti. Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, tahliye istemini gerekçesiz olarak reddeden dokuz yargıç hakkında tazminat davası açmıştı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, hâkimlerin her birini 1500 lira manevi tazminat ödemeye mahkum etmişti. Balyoz davası kapsamında eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan da kendisiyle ilgili işlemleri yürüten hâkimler Davut Bedir, Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü hakkında 20’şer bin TL’lik tazminat davası açmıştı. Bu süreçte Yargıtay’da ve 4. Hukuk Dairesi’nde üye değişiklikleri yaşandı. Haberal’ın davasını gören ve haklı bulan 4. Hukuk Dairesi, üye değişikliğinin ardından kendi kararının tersine davanın açılabilmesi için yargılamanın bitmiş olması, ondan sonra da ağır ceza mahkemesine açılabileceğine karar vererek Doğan’ın istemini görev yönünden reddetti. Dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun gündemine taşındı. Kurul, yargıçlar aleyhine hukuk mahkemelerinde dava açılabileceğine hükmetti. Kurul kararında, “hâkimin kararındaki tutukluluğa, kısıtlamaya ve tutukluluğun devamına ilişkin takdirin yerindeliği değil, bu takdirin gerekçelerinin yasanın aradığı şekilde gösterilmemesi zararın kaynağıdır ve hâkimin gerekçesiz olarak verdiği kararla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nu ihlal ettiği” değerlendirmesine yer verildi. ‘Görmezden gelemezler’ İLHAN TAŞCI Faşist Canilere Özel Af... Derin devlet ya da devlet içindeki silahlı yapı neydi? 12 Eylül 1980 öncesi işlenen cinayetler, katliamların arkasındaki güçler kimlerdi? Kimlerdi 90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetleri örten güçler? Ergenekon gözaltıları başladığında bizim sözde liberaller, dinbazlar, yandaşlar, candaşlar zil takıp oynuyorlardı... Eh, devlet içindeki silahlı çetelerden, darbecilerden hesap sorulacaktı... Hesap sorulacaktı, ama o derin güçler bildiklerini okuyordu... Trabzon’da rahip Santoro cinayeti... Hrant Dink’in öldürülmesi ve Malatya Zirve Yayınevi katliamı... Düşünüyorduk... Şu Ergenekon adı verilen dava, neyin nesiydi? Bir darbe davası mıydı, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması mıydı? Birbirini tanımayan sivilasker onca insan... Askerler, gazeteciler, bilim insanları... Sağcı ve solcu! Dört yıllık süreçte ne oldu? Yargılanan ne gerçek bir örgüt, ne de devlet içindeki derin güçlerdi. Onlar hâlâ dışarıda olup bitenleri sinsice izliyorlardı... Cezalandırılanlar Can Dündar’ın deyişiyle siyasal iktidara muhalif olanlardı. ??? Can Dündar önceki gün Ergenekon duruşmasında tanık olarak dinlendi. 1997 yılında Celal Kazdağlı’yla birlikte hazırladıkları ve Show TV’de yayımlanan belgeselin metinlerini “Ergenekon” adlı kitapta toplamıştı. Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, Dündar’a “Ergenekon örgütüyle ilgili bilgisi olup olmadığını” sordu. Can Dündar, yargıcın sorusuna şu yanıtı verdi: “Türkiye’de devlet içindeki illegal yapının ülkücüleri faili meçhul cinayetlerde tetikçi olarak kullandığını gördüm. Benim o zaman gördüğüm Ergenekon, ne yazık ki bugünkü İÇTİHAT OLUŞTURACAK Sabuktay evden çıkmıyor. ANKARA Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, 3. yargı paketiyle birlikte milletvekilleri başta olmak üzere kamuoyundaki tahliye beklentilerini değerlendirirken “Yargı, çıkmış bir yasayı görmezden gelemez. Değerlendirmek zorunda. Eğer tutuklamanın sürdürülmesini düşünüyorsa somut bağlantı kurmak zorunda. Bu bağlantıyı kuramıyorsa salıverme gündeme gelir” yorumunu yaptı. Yargıçların son dönemde yetkilerini sürekli olarak tutuklamadan yana kullanmalarını eleştiren Selçuk, “Önüne gelen tutuklanıyor. Yeryüzünde böyle bir tutuklama anlayışı da yok” dedi. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Selçuk, 3. yargı paketinin yürürlüğe girmesiyle birlikte yaşanacak olasılıkları ve olması gerekenleri gazetemize değerlendirdi. Yargının çıkmış bir yasayı görmezden gelemeyeceğini vurgulayan Selçuk, “Salıverme kararı çıkıp çıkmayacağını önceden kestirmek mümkün değil. Daha önce soyut gerekçe söz konusuydu. Düzenlemeyle tutuklama gerekçesini ‘somutlaştırın’ deniyor. Kaçacak denildiği zaman hangi nedenle, hangi olaylar nedeniyle, nasıl kaçacağının belirtilmesi gerekiyor. Yargı bunu değerlendirmek zorunda. Yargı yeniden değerlendirme yaparken yeni düzenlemeyi gözeterek karar verecek. Eğer tutuklamanın sürdürülmesini düşünüyorsa somut olaylarla bağlantı kurmak zorunda. Eğer bu bağlantıyı kuramıyorsa sa T Selçuk TUTSAKLIK YARGICI MI OLACAK? cak olan “özgürlük yargıcı” kavramını da irdeleyen Prof. Dr. Sami Seçluk şunları kaydetti: “Yargıç yargıçtır. Hukuk kuralları bellidir. Yargıç, kararını kurallar içinde verir. Özgürlük yargıcı diyeceksiniz, yarın adamı tutuklayacak. Ne olacak o zaman ‘tutsaklık yargıcı’ mı olacak adı? Uydurma kavramlar yaratılmasına kökten karşıyım. Başka ülkede böyle bir kavram üretilmiş olsa da doğru bulmuyorum. Türkiye kavramların sınırlarını iyi anlayamadığı için sorun yaşıyor.” Anayasanın 14. maddesi olmasa tutuklu milletvekillerinin zaten içerde tutulamayacağını vurgulayan Selçuk, “Düzenleme herkes için kural getiriyor. Tutuklama gerekçesini göstermeleri gerekiyor. ‘Şu nedenle kaçacak, şöyle bir olgu yaşandığı için kaçak. Şu yolla delilleri karartacak.’ Bu gerekçeyi göstermek de kolay değil. Tutuklamanın zorlaştırıldığı, somut olgulara dayandırılması doğrudur” dedi. erörle Mücadele Yasası’nın uygulanmasındaki aksaklıklara da işaret eden Selçuk, “Terörle ilgili yasanın çıplak, bütün diğer yasalardan soyutlanarak yorumlanması son derece yanlış. Suça katılma var, suça katılma biçimleri var; bunların hepsinin birlikte gözetilmesi gerekir. Terörle Mücadele Kanunu’nun maddelerini bütün sistemden soyutlayarak yorumlayamazsınız” uyarısında bulundu. Yeni düzenlemeyle tutuklama, tutukluluğa itiraz gibi kararlara imza ata lıverme olgusu gündeme gelir. Yargıçlar dosyadaki kanıtlar, sanıklar karşısında edindikleri izlenime göre kararlarını verecekler” dedi. Önüne geleni tutukluyorlar Milletvekillerinin tahliyesiyle ilgili tartışmalarda gündeme gelen anayasanın 14. maddesine ilişkin tartışmaları sorduğumuz Prof. Dr. Sami Selçuk, bu maddeyi, “yanlış ve çağdışı” olarak nitelendirdi. Bu maddenin mutlaka kaldırılması gerektiğini kaydeden Selçuk, nedenini şöyle açıkladı: “O madde kalktığında birazcık daha kolaylaşır yargıçların işi. Bazı suçlar nedeniyle dokunulmazlığın istisnası var. O madde kalktığında sorun çözülür. Bu olaylar nedeniyle de söylemiyoruz bunu. Hem darbe dönemini temizlemek istiyorlar hem de 14. maddeyi tutmaya devam ediyorlar. Özgürlükçü demokraside 14. madde olmaz. Dokunulmazlıkla ilgili suç işlendiğinde Meclis milletvekili dokunulmazlığını kaldırır ya da kaldırmaz. 14. maddeyi getiriyorsunuz, dokunulmazlığı tahrip ediyorsunuz. Yanlış. Değiştirilmesi ve kesinlikle kaldırılması gerekir. Bu kadar basit.” Yeryüzünde böyle bir anlayış yok Son dönemde yargıçların sürekli olarak yetkilerini tutuklamadan yana kullanmalarının dikkatini çektiğini aktaran Prof. Dr. Sami Selçuk, “Tutuklama istisnadır, kural haline gelmemesi için yasa koyucu takdir yetkisi veriyor. Tutuklamak zorunda değilsin. Ama önüne gelen tutuklanıyor. Binlerce insanın emanet edildiği Genelkurmay Başkanı’nı da, kuvvet komutanını da kimliği belli olan, herkesin bildiği yazarları da tutukluyorsunuz. Doğrusu, yetkinin tutarlı biçimde kullanıldığı kanısında da değilim. Yeryüzünde böyle bir tutuklama anlayışı da yok” dedi. 11 İLDE 13 TERÖRLE MÜCADELE MAHKEMESİ KURULDU CHP’LİLERDEN ZİYARET Evlerinde yönetmelik bekliyorlar OZAN YAYMAN İZMİR İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik davada tahliye edilen sanıklardan yedisi hakkında verilen ve Türkiye’de bir ilk olan “konutu terk etmeme” önlemi, dikkatleri uygulamaya çevirdi. Tahliye edildikleri günden bu yana sanıkların evde olup olmadıkları denetlenmezken konuyla ilgili yönetmeliğin ise hazır olmadığı belirtildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi davasında tutuklu 18 sanıktan 17’si geçen hafta tahliye edilmiş, 7’sinden yaşadıkları konutu terk etmemeleri istenmişti. İZENERJİ Genel Müdürü Ali Sabuktay’ın avukatı Ercan Demir, mahkemenin kararının ardından, kamuoyuna, “Yedi sanık ev hapsi kararıyla tahliye oldu” yönünde bilgiler yansıdığını ve bunun yanlış olduğunu söyleyerek şu görüşlere yer verdi: “Ev hapsi demek, hüküm giymiş kişiler için söylenebilecek bir olgu. Konutu terk etmeme yönetmeliği halen hazır olmadığından, anılan bu yedi kişi ev hapsi yönetmeliğine göre davranacaklar.” Sabuktay da, teknik olarak tahliye olduklarını söyleyerek “Bu anlamda biz ilk uygulamayız. Bu konuda içtihat oluşturacağız” dedi. Mahkemeler duyarsız kalmamalı İstanbul Haber Servisi Balyoz ve Ergenekon davası tutuklu sanıklarıyla görüşen CHP İstanbul milletvekilleri Osman Korutürk ile Oktay Ekşi, mahkemelerin tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 3. yargı paketine duyarsız kalmaması gerektiğini belirterek “Cezaevindekilerin moralleri yerinde ancak aileleri perişan. Milletvekillerinin, generallerin ve Türk ordusunun subaylarının bu kadar uzun süre tutuklu kalması bir insanlık dramıdır” görüşünü dile getirdi. CHP İstanbul milletvekilleri Korutürk ile Ekşi, dün Hadımköy Askeri Cezaevi’ne giderek Balyoz davasından tutuklu bulunan Koramiral Can Erenoğlu ve Hava Pilot Tuğgeneral Erhan Pamuk ile görüştü. Daha sonra Silivri Cezaevi’ne geçen Korutürk ve Ekşi, Ergenekon davasında tutuklu bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, İlker Başbuğ ve Balyoz davası sanığı eski emekli Orgeneral Çetin Doğan’ı ziyaret etti. Korutürk ve Ekşi milletvekillerinin, generallerin ve subayların “terör suçu” iddiasıyla tutuklu olmasının utanç verici olduğunu belirtti. 4 savcıya özel yetki verilmedi ANKARA (Cumhuriyet Büro o yerlerde görev yapan diğer yargıç su) HSYK, kamuoyunda 3. yargı ve savcılar arasından seçildi. Özel yetkili mahkemelerde açılmış paketi olarak bilinen düzenlemeyle kısmi olarak kaldırılan özel yetkili olan Ergenekon, Balyoz ve KCK giağır ceza mahkemeleri yerine görev bi davalar kesin hükümle sonuçlayapacak 11 ilde 13 bölge ağır ceza nıncaya kadar bu mahkemelerce mahkemesi oluşturdu. Ergenekon bakılmaya devam edileceğini belirbaşta olmak üzere kritik soruştur ten HSYK, bu mahkemelerde görev maların koordinasyonunu yürüten İs yapan başkan ve üyelerin zorunlu katanbul Başsavcı Vekili Fikret Seçen, lınmadıkça yetkilerine dokunulmaMİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı dığını duyurdu. Özel yetkili savcıların, TMK 10. ifadeye çağıran Sadrettin Sarıkaya ve Bilal Bayraktar ile Balyoz so maddesi uyarınca görevlendirilen ruşturmasını yürüten Hüseyin cumhuriyet savcılarının görevlerine Ayar’a yeni yapıda “özel yetki” ve başladığında, yürütmekte oldukları soruşturma evraklarını bu savcılara rilmedi. HSYK, dün 3. yargı paketiyle kal devretmek zorunda olduklarını kaydeden HSYK, devam dırılan özel yetkili maheden soruşturmaların kemelerin yerine Ankara, Adana, Antalya, Bursa, ? İstanbul Başsav kesintiye uğramaması süreçlerin uzamaDiyarbakır (2), Erzurum, cı Vekili Seçen, MİT ve ması için mevcut soİstanbul (2), İzmir, MaMüsteşarı Fidan’ı ruşturmaları yürüten latya, Samsun ve Van’da savcıların bir kısmının olmak üzere 11 ilde 13 ifadeye çağıran TMK 10. madde kapsamahkeme kurulmasını Sarıkaya ve Baymında görevlendirildikararlaştırdı. HSYK zaraktar ile Balyoz ğini açıkladı. man içerisinde “gereksoruşturmasını yüİstanbul Özel Yetkili sinim duyulması” duBaşsavcı Vekili Fikret rumunda bu sayının arrüten Hüseyin Ayar Seçen, MİT görevlileritabileceğini de bildirdi. özel yetkilerini nin ifadeye çağrıldığı HSYK, 13 ağır ceza kaybettiler. soruşturmayı yürüten mahkemesi başkanı, 26 savcılar Sadrettin Sarıağır ceza mahkemesi üyesi ile 26 “özgürlükler hâki kaya ve Bilal Bayraktar, Balyoz mi” olmak üzere hâkim sınıfından savcısı Hüseyin Ayar’a yeni dü65; 11 cumhuriyet başsavcı vekili, 69 zenlemede görev verilmedi. Bu cumhuriyet savcısı olmak üzere sav isimler terörle mücadele soruşturcı sınıfından 80 olmak üzere toplam ması yürütemeyecek. Hrant Dink’in 145 kişi yetkilendirdi. Görevlendi suikastına ilişkin davanın mahkeme rilen başsavcı vekilinden 3’ü, 13 savcısı Hikmet Usta da terörle müağır ceza mahkemesi başkanından cadele soruşturmalarında görev yap1’i, 69 cumhuriyet savcısından 29’u, mayacak. Usta, mahkemenin örgüt 52 hâkimden 8’i olmak üzere toplam olmadığı yönünde kararına “örgüt 41’i bulundukları yerde CMK var” mütalaasıyla itiraz etmişti. 28 250’nci madde ile yetkili ağır ceza Şubat soruşturmasını yürüten özel mahkemelerinde görevli olanlardan, yetkili Ankara savcısı Mustafa Bilgeriye kalan 104 hâkim ve savcı ise gili yerini korudu. Ailelerin tahliye umudu İstanbul Haber Servisi Balyoz davası kapsamında tutuklanan muvazzaf ve emekli askerlerin eşleri ve aileleri tarafından kurulan Vardiya Bizde Platformu, yarın görülecek olan duruşmada, tahliye beklediklerini belirtti. Vardiya Bizde Platformu tarafından “Babalarımız çıkmayacak da kim çıkacak” cümlesi ile başlayan açıklamada, “18 aydır sahteliği bilimsel olarak kanıtlanmış dijital veriler nedeniyle tutukluyuz. Sahtelikleri aleniyet kazanmış olan ve 1500’den fazla hatayı barındıran sözde deliller olduğu gibi kullanıldı. Bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermek için bir düzenleme yapılmadı. Savunmanın hazırlattığı ilave bilirkişi mütalaa ve inceleme sayısı 22’ye ulaştı. Sonuç hep aynı: Bu CD’ler sahte” denildi. Davanın tutuklu sanıklarından eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgün Doğan “Balyoz davası çoktan çökmüştür” dedi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) aşbakan da biliyor’ Bu arada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, büyükşehre yönelik dava sürecinde tutuklanmaktan hiç korkmadığını söyledi. Kocaoğlu suçlarının olmadığını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bildiğini söyledi. ‘B C MY B C MY B BDP’Lİ VEKİLE İKİNCİ KEZ RET DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) KCK davasından tutuklu bulunan BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın avukatlarının 3. yargı parketi kapsamında Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müvekkillerinin tahliye edilmesi için yaptığı başvuru, mahkeme tarafından geçen hafta reddedilmişti. Bunun üzerine avukatları bir üst mahkeme olan Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Mahkeme bu talebi de reddetti. Bu arada KCK davasından Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan BDP Milletvekili İbrahim Ayhan’ın da içerisinde olduğu siyasi tutuklulara 3 aylık görüş yasağı verildi. Avukatları, KCK’li tutuklular tarafından 17 Aralık 2011’de başlatılan açlık grevi nedeniyle ceza aldıklarını ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle