Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Türkiye’de Katma Değer Vergisi faal mükellef sayısı son verilere göre 2 milyon 325 bin kişiyi geçiyor. Geçen yıl bu yolla elde edilen gelir 93 trilyon liraya yakın. Bu tutarın Genel Bütçe Vergi Gelirleri içindeki payı yüzde 33’ü geçiyor. İşte, büyüklükler böyle olunca Katma Değer Vergisi “tevkifatı”, yani Türkçesiyle “kesintiler”deki uygulamalar da sanki bir başka ruh hali doğuruyor. Padişah fermanı gibi… Tüm hizmetlerden KDV kesilecek, kesin!.. Vergi dairesine yatırılacak, yatırın!.. Şu anda hizmet alan mükelleflerin korkulu rüyası. O kadar kötü bir rüya ki hizmet alanlar, neredeyse tevkifata tabi hizmeti almaktan vazgeçecek. Eskiden de var olan uygulamayı aslında 117 seri numaralı KDV Genel Tebliği oldukça genişletti. Amaç, uygulamayı basitleştirmek, kolaylaştırmak, tek tebliğ ile düzenleme yaparak uygulamadaki tereddütleri ortadan kaldırmaktı. Ancak ne yazık ki öyle olmadı. Kapsam o kadar geniş tutuldu ki neredeyse tüm KDV mükellefleri bütün hizmet alışlarında KDV’yi satıcıya ödemeyecek, doğrudan vergi dairesine ödeyeceklerdi. Ayrıca uygulama çok erken ve hızlı oldu. 14 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ uygulaması 1 Mayıs tarihi itibarıyla başlatıldı. Böylece tek tebliğ uygulaması hayal oldu. 117’nin hemen arkasından 118 yayımlandı. Daha sonra da 63 numaralı KDV Sirküleri ile ayrıntılı açıklamalar yapıldı. yaklaşık 33 Gelir İdaresi’nin yumuşak sayfa. Toplam geçişi sağlamak için 75 sayfa, kitap mükelleflere yardımcı olması formatına gerekiyor. Umarız böyle olur… dönüştürünce ş Güvenliği Yasası el ise yaklaşık 100 sayfalık bir yakacak! metin ortaya Bugüne kadar iş kazalarını çıkıyor. önleyecek sağlam bir sistem İşte bu 100 kurulamadığı için her yıl çok sayfalık metin sayıda yurttaşımızı ‘çalışırken’ uygulamayı kaybediyoruz. 20 Haziran’da özetliyor. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Düşünün özet Güvenliği Kanunu’yla bu bile 100 sayfa. konuya çare için yeni bir adım şekilde “biz yaptık, oldu” mantığı ile atıldı. Yasa; işyerlerinde iş sağlığı Yani uygulamayı başlatan Gelir başlanmaması gerekirdi. Kapsam İdaresi sayfalarca yazıyor. Daha da ve güvenliğinin sağlanması, birden bu kadar yazacak, başka sirkülerler başka mevcut sağlık ve güvenlik genişletilmemeliydi. Aşamalı ve tebliğler çıkaracak, sırf karşılaşılan şartlarının iyileştirilmesi için işveren kademeli bir geçiş yapılmalı, bazı sorunlara çözümler getirebilmek ve çalışanların görev, yetki, hizmetler tevkifat kapsamına için. sorumluluk, hak ve alınmalı ve kapsam zamana paralel Peki ya mükellefler ve onlara yükümlülüklerini düzenliyor. olarak genişletilmeliydi. Bu süreç yardımcı olan muhasebe ve mali Özellikle getirilen idari para cezaları içerisinde de uygulamaya ilişkin müşavirlik mesleği mensupları ne el yakacak cinsten. eğitimler ve bilgilendirmeler yapsın, alınacak her hizmette aynı Yasada; işçilere iş sağlığı ve yapılmalı, ortaya çıkan sorunlar sorunlarla karşılaşıyorlar. Bu 100 güvenliği ile mesleki eğitim uygulama genişletilmeden sayfalık metin içinde kendilerine bir verilmesi, işyerlerinde risk giderilebilmeliydi. çözüm arıyorlar. değerlendirmesi yapılması gibi Ancak ne yazık ki böyle Uygulamada karşılaşılan sorunları düzenlemeler de var. Ayrıca yapılmadı. “Biz yaptık, oldu” dendi. burada saymakla bitiremeyiz. Ama çalışanın ölümü veya maluliyetiyle Mükellefler bir sorunlar yumağının bu uygulamanın gereksiz olduğunu sonuçlanacak şekilde vücut ortasına atıldı. Bu zorlu süreçte da kesinlikle söylemiyoruz. bütünlüğünün bozulmasına neden KDV tevkifatı, olan iş kazası belge düzeninin veya meslek yerleşmesi, hastalığının ekonominin kayıt meydana altına alınması, gelmesinde sahte veya ihmali tespit Eşinden resmen ayrı olan kız karmuhteviyatı edilen işyeri deşim bir özel şirkette SSK’li çalıitibarıyla yanıltıcı hekimi veya iş şıyor. Albay emeklis i merhum babelge güvenliği basında n yetim aylığı alma hakkı var düzenleme ve uzmanının yetki Sorularınız için malimı? Mehme t Gürgen . kullanma cozum?ismmmo.org. belgesi askıya Emekli sandığı iştirakçisi memur fiillerinin tr adresine mail ataalınacak. yetimle rine evli olmama ları, mebilirsiniz. Tüm sorular önlenmesi ve Yasa ile işçiye muriyet yapmam eposta ile tek tek aları ya da meverginin çalışmaktan cevaplanacaktır. muriyet ten emekli olmama ları hagüvence altına kaçınma hakkı linde yetim aylığı bağlanır. SGK alınmasında da getirildi. İş Müdürlü ğü’ne başvuru nuz. gayet etkili bir sözleşmesiyle uygulama. çalışanlar, talep Ancak bu İ ‘Biz Yaptık Oldu’, Olmadı! SSK’LI ÇALIŞANIN, YETİM AYLIĞI HAKKI 100 sayfalık özet! Değerli okurlarım, 117 numaralı Tebliğ’i “A4”e “Times New Roman”, “12” punto formatında kaydedince, yaklaşık 42 sayfa oluyor. 63 numaralı sirküler ise aynı formatta etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilecek. “Çok tehlikeli” sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamışsa iş durdurulacak. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene, her bir yükümlülük için ayrı ayrı 2 bin lira ceza uygulanacak. İşyerinde işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı görevlendirmeyen işverene, görevlendirmediği her kişi için 5 bin lira, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, diğer sağlık personeli görevlendirmeyen işverene 2 bin 500 lira; risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işverene 3 bin lira ceza verilecek. İşçilerine mesleki eğitim ve iş sağlığı güvenliği eğitimi aldırmayan işverenlere her işçi için bin lira idari para cezası uygulanacak. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetiminin yapılmasına engel olanlara da ceza var. Bu konuda işverene 5 bin lira, büyük kaza önleme politika belgesi hazırlamayan işverene 50 bin lira, güvenlik raporunu hazırlayıp Bakanlığın değerlendirmesine sunmadan işyerini faaliyete geçiren, işletilmesine Bakanlıkça izin verilmeyen işyerini açan veya durdurulan işyerinde faaliyete devam eden işyerine 80 bin lira idari para cezası verilecek. Umarız para cezaları bir nebze de olsa sorunun ciddiyetle algılanmasına yol açar. Çalınmış Hayatlar 1973 yılıydı.. CHPMSP hükümeti 12 Mart darbecilerinin ancak “facia” olarak nitelendirilebilecek hukuk katliamını bir nebze ortadan kaldırabilmek için “genel af” çıkarmaya karar vermişti.. 197172’nin kör karanlığında gencecik çocuklar dağ başlarında, sokak ortalarında kurşuna dizilmiş, kurşunlardan, yargısız infazlardan kurtulmayı başaranlar ise hapishanelerde çürümeye terk edilmişti... Af, biraz olsun yaraları saracak, çalınmış hayatlardan bir nebze olsun “af dilenmiş” olacaktı... Af teklifinin Meclis’te görüşüldüğü gün ben babaannemle Mamak Cezaevi’nin kapısındaydım... Babaannem, Gün Amcamın hemen salıverileceğine o kadar yürekten inanmıştı ki, yıllardır ilk kez yüzü gülüyor, sürekli konuşuyor, heyecandan yerinde duramıyordu... Tıpkı diğer analar, babalar, eşler, kardeşler, evlatlar gibi… Milli selametçilerin sağcıları içerden kurtaran maddeler kabul edildikten sonra 141142’nci maddelerde şahane bir dönüş yaparak ret oyu verdiği, cezaevi önüne adeta bir bomba gibi düştüğünde duyduğum çığlıkları, akan gözyaşlarını bugün dahi anlatabilmem olanaksız… Bir babanın, “Günah işliyorsunuz... Evlatlarımıza dışarı çıkacakları umudunu keşke hiç vermeseydiniz... Bu nasıl bir işkence...” sözleri kulaklarımdan hiç gitmedi... Babaannemin bomboş bakan gözlerle cezaevi kapısına doğru yürüyüp haykırışını ise hiç unutamadım: Bu zulüm daha ne kadar sürecek... ??? Bir etkili yetkilinin, 3. yargı paketine eklenen düzenlemeyle yıllardır tutuklu olanların özgürlüklerine kavuşma beklentisine girmeleri üzerine söylediği “4 yıldır yatıyorlar, 4 gün daha bekleyiversinler” mealindeki sözleri neredeyse 40 yıl öncesinin çığlıklarına, haykırışlarına, gözyaşlarına götürdü beni.. Zulüm, katlanarak sürüyordu!.. Hapishanedeki insanın, özgürlük umuduna sokulup, diken üstünde bekletilmesi hiçbir şeyle ölçülemeyecek bir işkencedir, düpedüz zulümdür… Hele bu beklenti çöküntüye dönüşürse yaratacağı tahribat, o yetkili de dahil hiç kimsenin yüklenemeyeceği bir günah halini alır... Bu ülkenin insanlarında zaten “adalet duygusu” diye bir şey kalmadı... Bu satırların yazarı, Doğu Perinçek, en kutsal hakkı olan savunmasında “mahkemeye hakaret etti” gerekçesiyle tam sekiz ayrı davayla 24 yıl hapis cezasına çarptırıldığında o duyguyu tamamıyla yitirmişti... İnandırıcılığı tamamen kaybolmuş, binlerce maddi hata yapıldığı, bilgisayarlara, telefonlara “sehven(!)” yerleştirme gerçekleştirildiği belge ve bilirkişi raporlarıyla saptanmış, kısacası tamamen çökmüş bu davalar bu ülkenin “utanç tarihine” kazındı bile, bunu silemezsiniz… Hiç olmazsa daha fazla günaha girmeyin… İdyma, 2600 yıl öncenin, Karia’nın incisi... Fetihlerin biricik kraliçesi... Ya da Akyaka... Şair Nail V’nin, üzerine titrediği, mimar Nail Çakırhan’ın estetik mimariye bezediği güzelim Akyaka... Bilmeyenlere; Nail V. ile Nail Çakırhan aynı kişidir... Ama biri usta bir şair, diğeri erişilmesi güç bir mimardır... Akyaka aynı zamanda İlhan Selçuk’un hiç vazgeçmediği yavuklusu, Oktay Akbal’ın hüznünü, öfkesini, yalnızlığını sakladığı vazgeçilmezidir… İşte bu muhteşem Akyaka’da, geçen pazar günü çok şirin bir evlilik gerçekleşti!.. Biri, uzun yılların dostu, arkadaşı Can Ataklı, diğeri dünya iyisi, dünya güzeli sevgili Seyran “gizlice” evleniverdiler!.. Geçen yılbaşındaki tanışma, Akyaka’nın meşhur “kadın azmağı”nın kıyısındaki teknede atılan imzalarla nihayete erdi... Aynı defterde benim de “şahit” olarak imzam var!.. O büyük insanların ruhları da bu sade törene eşlik etti mi bilmiyorum ama bir yanı kanayan, ağlayan, can çekişen bu güzelim ve kahrolası ülkede anlık da olsa hâlâ bir nebze mutluluk yakalanabildiğine tanık oldum.. Can’la Seyran’a Nail V’nin o güzelim “Kadın Telakkisi” şiirinin maalesef yerim dar olduğundan son bölümünü armağan ediyorum: “… Ne bu, ne şu/ Ne öyle, ne böyle/ Ne döşek, ne köçek/ Ne ayal, ne vebal/ O benim; kollarım, bacaklarım, dudaklarım/ Ve başımdır/ Yavrum, anam, öz kardeşim, karım/ Hayat arkadaşımdır.” Sayın Başkan Prof. Dr.’ymiş! PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr 26 Haziran 2012’de Polis Akademisi Başkanlığı’na atanan Prof. Dr. Remzi Fındıklı’nın bir yıl önce yazdığı, “Hasılı Kelâm” adını taşıyan kitabından aktarılan incileri, beynime çakıl taşları gibi saplandı. Çünkü; Önderimiz M. Kemal Atatürk’ün “Benim sizlere bırakacağım manevi mirasım, akıl ve bilimdir” öğüdü aklımın erdiği günden beri yol göstericim olmuştur. Fındıklı’nın kitabından alınan incilerinden, “15’inde kız ya erde ya yerde olmalıdır” tümcesi, kendisinin toplumumuza 1923 yenileştirmesiyle gelen, çağdaşlaşmayı içeren uygarlık yasasını kökten yadsınmasının örneklerinden sadece biri. Demek ki bu Prof. unvanlı hoca efendi hâlâ şeriat yasalarında oturakalmış. Kısaltmaya çalışarak vereceğim birkaç örnek de bunu kanıtlıyor. Bu konunun çok ürkütücü önemli bir yanı da devletin güvenlik güçlerinin eğitimlerini sağlayan kurumun başındaki kişinin, devrim tarihi ve yaptırımlarına uzak oluşudur. Kanıt olarak incilerden seçebildiğim birkaçını da vereyim. “Türkiye’de yargı hukukun değil devrimlerin koruyucusudur.” Ayırımcılık güdüsüyle, kadınlar hakkında: “Bal arıdan, kavga karıdan olur. Kadının cihadı eşiyle güzel geçinmesidir. Avradın ere, paranın da ele yakını makbuldür...” Beyefedinin ekonomik incilerinden: “Fakirlik, fikirsizliktir, fakirin aklı olsa fakir olmazdı.” Adamcağız(!) demek ki birçok dâhinin ve üstün yetenekli insanın çoğunlukla fakirlerden geldiğinden de habersiz. 1923 Cumhuriyeti’nin devletçiliği de Prof’un sinirlerine dokunmuş. “Devletçilik, demokrasi ve hukuk devleti dışı tek parti uygulamasıdır.” Bu tanımda haklı. Kendisini bulunduğu makama getiren AKP’de 2003’ten beri tek parti olarak iktidarda. Bir de “Türkiye’de ihtilal kültürü var ama itidal kültürü yoktur.Türkiye’de resmi ideoloji, askerlik yoluyla halka aktarılıyor.” Doğrudur. Sizler gibi demokrasiyi yadsıyıp şeriatı ve ümmetçiliği yeğleyenler oldukça, yönetimde TSK öne çıkacaktır. Çünkü onların aldıkları eğitim vatanı her yönüyle korumalarıdır. Hoca efendi, “Demokrasi bir sağduyu rejimidir, sol kulağını kapatırsan sağduyulu olursun” diyerek, soldaki kapıları sağ eliyle iterek kapatıyor. Din ve laiklik üzerine incileri de oldukça ilginç. “Dinine sahip ol ki hangi milletten olduğun belli olsun.” Ha.. demek ki hiç bilinmiyordu, sayısız ırktan toplumlar İslam dinini kabullendiklerinde hepsi birden tek ulus olunmuş. Bakın bunu da bilmiyorduk(!). Yani ümmetçilik yeğlenmeliymiş. Çok acımasız bir inci de “Türk inkilabı kitapsız (dinsiz), aydınları da Allah’sızdır. Laiklik din ile devletin değil devletle kilisenin ayrılmasıdır... Müslümanın kocası koç Müslüman olmayanın kocası hiç olur.” Şehitlik de bakın neymiş? “Savaşta ölmek kişiyi şehit yapmaz. Şehidi şehit yapan inancı ve ölüş sebebidir.” Üstat için “Türk olmak kader, Müslüman olmak ise takdirdir.” Vah vaah! Meğer ne kadar talihsizmişiz. Türkiyeliyiz ve Türk’üz. Hoca efendiyi o makama getiren güç Türkiye yönetimi değil mi? Belki de hudutların dışındakilerin her işlemde olduğu gibi özel bir buyruğudur?! ??? Bu kadar alıntı yeter, bunaldım. Sizlere de daha fazla sıkıntı vermeyeyim. Diri olalım, iri olalım, Mustafa Kemal’in tüm emanetlerini dipdiri ayakta tutalım. Bilindiği gibi tüm bu aymazlıklar eğitimsizliğin getirdiği cehaletten kaynaklanıyor. Diplomalı ve unvanlı olmak, donanımlı olmak demek değildir. Önce eğitimin yanında ailesi ve çevresiyle kutsal kavramları içerebilmelidir. Anadolu insanı yaşadığı yerlerin ulularından esinlenerek genelde sağduyulu ve değerbilir olmuştur. Ulusların yönetildikleri sürelerde kendilerine ters düşen fikirler, zamanla gerçeklerin yerini almalarıyla yok olurlar. Yeter ki bunları oluşturan bölücülerin peşinden gidilmesin. İradeyle ilkeler doğrultusunda Atatürk’ün gösterdiği yönde yürünsün. O zaman bu ulusun sırtını kimse yere getiremez ve getiremeyecektir... Akyaka’da evlenmek… HARBİ SEMİH POROY BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com SEDAT YAŞAYAN T.C. BAKIRKÖY 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2012/591 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup; Birinci artırmanın 03.08.2012 günü 10.00 10.05 saatleri arasında ZALOĞLU MAHMUTBEY OTOPARKI, Mahmutbey Merkez Mah. Ordu Cad. No: 61 Bağcılar/İstanbul adresinde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde ikinci artırmanın 08.08.2012 günü l0.00 10.05 saatleri arasında ZALOĞLU MAHMUTBEY OTOPARKI, Mahmutbey Merkez Mah. Ordu Cad. No: 61 Bağcılar/İstanbul adresinde yapılarak satılacağı; şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; satışa iştirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin %20’si oranında Türk Lirası peşin para ya da eşdeğerde kati banka teminat mektubu vermeleri gerektiği, mahcuzun satış bedeli üzerinden KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize buşvurmaları ilan olunur. S.No Bedeli Adedi Cinsi 40.000,00 TL 1 Adet 34ZN8271 plakalı 2011 model Karsan Marka Beyaz Renkli Otobüs. Etrafında muhtelif çizikler ve vuruklar mevcuttur. Anahtar ve ruhsat mevcut değildir. Toplam: 40.000,00 TL “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 43849) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Maydanozu andı 1 ran ve kurutulmuş meyvesi ya da tohu 2 mu baharat olarak 3 kullanılan bir bitki... 4 Boru sesi. 2/ Şarkı, türkü... Yararlanılan 5 uygun koşul. 3/ Şe 6 kerkamışından elde edilen sert bir içki... 7 Küçük erkek kardeş. 8 4/ Datça Yarımada 9 sı’nda ünlü bir antik 1 2 3 4 5 6 7 8 9 kent... Şöhret. 5/ Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesin 1 G A V U R İ N İ de antik bir kent. 6/ İki tar 2 İ M A M M E Z E la arasındaki sınır... Türki 3 L A V U K H A S ye’nin de üyesi olduğu bir 4 İ D T İ O R B A örgüt. 7/ Azerbaycan’ın pla5N E T R N E N ka imi... Bir nota... At tü6 D R A K A M S yünün rengi. 8/ Oy ver7 İ N İ S İ Y A L mekten ya da bir şey yapM İ T maktan kaçınan. 9/ Kesme 8 R A K E T B A F A işlerinde kullanılan araç... 9 E R O S Tavlada “üç” sayısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kabuğu alacalı sarı renkte olan bir kavun cinsi. 2/ Düşünülenin tersini söyleyerek yapılan ince alay... Bir kimseyi kötüleme, yerme. 3/ Kumarda ortaya sürülen para... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı. 4/ Japon lirik dramı... “Düşük nitelikli, kötü” anlamında argo sözcük. 5/ Truva kentinin adlarından biri... Kalça kemiği. 6/ Fransızca şarkı... Nazi partisinin askeri polis örgütü. 7/ Nikel elementinin simgesi... Alınmış bir şeyi geri verme. 8/ Uzaklık anlatmakta kullanılan söz... Gövde heykeli. 9/ Konya’nın antik dönemlerdeki adı. C MY B C MY B