12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Prof. Dr. Dalfes’e göre de sorun iklim değişikliği değil yanlış yerlere yapılan binalar Selin OKTAY EKİNCİ organize suçluları Samsun’daki sel baskınının TOKİ’nin imar hataları yüzünden felakete dönüşmesi “sorumluluk” tartışmalarını da başlattı. Felaketin yaşandığı ilçenin belediyesi, dere yatağında yeterli önlem almayan Samsun Büyükşehir Belediyesi’ni suçluyor. Büyükşehir Belediyesi ise ilçe belediyesinin uyarıları dikkate almadığını belirtiyor… Son yasalarla tanınan denetimsiz yetkileriyle adeta “imar krallığı”na dönüşen TOKİ ise kapıcı dairelerinin bodrumlarda yapılmasına olanak sağlayan mevzuatın 50 yıllık olduğunu belirterek bunu yönetmeliklerle sürdüren belediyeleri eleştiriyor. Oysa TOKİ’nin bu hatalı kuralı uygulama gibi bir zorunluluğu olmadığı gibi aynı kurala kendi yapılarında uymama hakkı bile var. İklime gerek yok ‘kentsel dönüşüm’ yeter ÖZLEM GÜVEMLİ Bir can daha CEMİL CİĞERİM Sorumluluk zinciri Bir yapılaşmanın yerleşme düzenini “imar planları” tanımlıyor. Arsanın doğal ve topografik yapısı ile mülkiyet sınırlarını ise haritalar, zemin özelliklerini jeolojik raporlar, binaların şeklini ve inşaat kurallarını da mimarlık ve mühendislik projeleri belirliyor… Tümü ilgili uzmanlarınca üstlenilen bu teknik hizmetlerin yasalara, imar planlarına ve teknik gereklere uygunluğunu ilgili meslek odasıyla birlikte asıl sorumlu olarak belediyeler denetleyip onaylıyor.. İnşaatların onaylanmış projelere uygun gerçekleşmesinden ise “yapı denetim firmaları” ya da projelerin mimar ve mühendisleri “fenni mesul” olarak sorumlular... Yani, bir yapılaşmanın planlara, yasalara ve teknik gereklere uygun gerçekleşebilmesi için yerel yönetimlerden fenni mesullere uzanan “sorumluluk zinciri”nde herkesin görevini eksiksiz yapması şart… Samsun’daki felaketle dikkatleri üzerine çeken TOKİ, işte tüm bu kurallardan “muaf” tutulduğundan, binaların yer seçiminden inşaat denetimine kadar “tek ve denetimsiz yetkili”… Bu nedenle de “kim(ler) suçlu” tartışmasında adeta “sorumsuz sorumlu” olarak yer alıyor… SAMSUN Samsun’un Ayancık ilçesi Çamalan köyünde kuvvetli sağanağın neden olduğu heyelanda bir ev çöktü. Evde bulunan üç kişiden 60 yaşlarındaki Mesut Zengin öldü, 2 kişi yaralandı. Samsun’ın Salıpazarı ilçesinde aşırı yağış nedeniyle Terme Çayı taştı. İlçe merkezinde bulunan 4 köprüden 1’i yıkıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Başbakanımızın da talimatları doğrultusunda Samsun Büyükşehir Belediyesi birkaç gün içinde iş makinelerini çalıştırmaya başlayacak ve acilen yıkılması gereken dere yatağındaki binalar ortadan kaldırılacak. Toplu konut yerleşim alanlarının bodrum katları tahliye edilecek” dedi. Türkiye için iklim projeksiyonları raporunu hazırlayan bilim insanlarından İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, Samsun’da meydana gelen sel felaketini küresel iklim değişikliğinin etkilerinden biri olarak görmenin doğru olmadığını düşünüyor. Karadeniz’in her zaman suyu bol bir bölge olacağını vurgulayan Dalfes “Küresel iklim değişikliği olmasa da Karadeniz sorunlu bir bölge. İklimle başınızın belaya girmesi için iklimin değişmesine gerek yok. Arazi planlamasında olmaması gereken yerlere bina yaparsanız, marjinal arazileri kullanmaya başlarsanız, iklimle her zaman başınız belaya girer” uyarısında bulunuyor. Yalnızca Karadeniz’de 20112040 (Kış) 20112040 (İlkbahar) Fatura devletten Zor bir bölge Kılıç, selzede yurttaşlara toplam 1 milyon 400 TL yardım yapılacağını, 3 ay süreyle elektrik ve su faturası alınmayacağını söyledi. ‘Suç’ ortaklığı TOKİ ve gelir ortaklığı kurduğu şirketler, yapılarından tek başlarına yükümlü olsalar da, diğer tüm yapıların sorumluları öncelikle sahipleri değil, projelerini onaylayan ve inşaatlarına izin veren kamu kurumları… Nitekim bir dere yatağına “ruhsatlı” bina yapılabilmesi için, o alanın, belediye meclisi ya da il genel meclisince imar planlarında “yapılaşma alanı” olarak belirlenmesi gerekiyor. İnşaat için de aynı planlara uygun mimarlık ve mühendislik projelerinin belediye veya valiliklerce onaylanması, denetimin ise yapı denetim firmaları ile mimar veya mühendis fenni mesullerce üstlenilmesi şart. Bu nedenlerle Samsun’daki seli felakete dönüştüren dere yatağında yapılaşmanın asıl sorumluları ne inşaat sahibi, ne müteahhit, ne de proje mimarları ve mühendisleridir. İmar planlarını dere yatağında yapılaşmaya olanak sağlanacak şekilde değiştirerek onaylayan tüm belediye meclis üyeleri; teknik raporlarıyla meclisi uyarmayan belediye plancıları ve aynı plana meslek odası itiraz etmişse bunu dikkate almayan başkanlar, “suçun oluşmasında” ortaklaşa sorumlular… Peki, bu sorumluluğun yasal “yaptırımları” neler? İşte bu soru, imar sorunlarının da temel nedenine ışık tutuyor.. Çünkü tanımlanan suç zincirindeki tüm sorumlular “kamu görevlisi” sayıldıklarından, haklarında soruşturma açılabilmesi “İçişleri Bakanlığı” izniyle olabiliyor. Siyasi geleneğimizde bu tür izinler “politik ilişkiler” yüzünden pek verilmediğinden, işlenen suçlar da cezasız kalıyor… Bu nedenle sadece dere yataklarındaki “imarlı” binalar için değil, yeşil alan talanından deprem için riskli yapılaşmalara dek tüm imar düzenbazlıklarının “organize suç” oldukları gerçeği yasalarımızda yaptırımlarıyla birlikte yer almalı... Bu olmadığı sürece, Samsun örneğinin sürekli yaşanacağını belirten meslek odalarına da hak vermek gerekiyor… TOKİ’nin favorisi: Dere yatağı ÇARŞAMBA’DAKİ KONUTLAR DA TEHLİKEDE CEMİL CİĞERİM SAMSUN Samsun’un Canik ilçesini vuran selde dere yatağında bulunan Kuzey Yıldızı TOKİ konutlarında 5 kişinin ölümünün ardından Çarşamba’daki TOKİ konutlarının da sel riski altında olduğu ortaya çıktı. TMMOB Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı Selami Özçelik, bu bölgenin sel yatağı olduğunu, imara açılmasının çok büyük bir yanlış olduğunu anlattı. Özçelik şunları söyledi: “Bizim çocukluğumuzda bu konutların yapıldığı yerler sel yatağıydı. Çok yağış olduğunda Yeşilırmak taşar buraları sel basardı. Yıllar sonra buralar imara açıldı, yapılaşmaya izin verildi. Yeşilırmak’ın kenarına da duvar yapıldı. Fakat bu duvar olası bir sel baskınını önleyecek güçte değil. Yukarıda Hasan ve Suat Uğurlu barajları var. Yoğun yağmurdan dolayı bu barajlar su bırakmaya başlarsa bütün o yerleşim yerleri sular altında kalır. Uzman olmaya hiç gerek yok, kime sorsasınız oranın sel yatağı olduğunu bilir. Olası bir sel baskınında çok fazla insanın canı yanacaktır.” Karadeniz’in topografyası keskin, çok zor bir bölge olduğunun altını çizen Dalfes “Aşırı yağışın getireceği her türlü felaketten söz edebiliriz bu bölge için... Karadeniz’in yoğurdu üfleyerek yemesi lazım. Kentsel dönüşüm yaparken kör kör parmağım gözüne, binaları yanlış yere yaparsan kaşıkla verdiğini sapıyla çıkartırsın” diyor. Türkiye’nin en büyük çevre sorununun Karadeniz’deki HES’ler olduğuna dikkat çeken Dalfes “Öyle bir doğa tahribatı yapılıyor ki insanın içi dayanmaz. Karadeniz elden gidiyor. Karadeniz bölgesi iklim değişikliği ile beraber kurumayacak, her zaman suyu olacak. İleride kullanacağımız çok temel bir coğrafyayı HES’lerle mahvediyoruz. Güney ve batı iklim değişikliği altında kavrulmaya başladığında bizim yapmamız gereken yayla turizmini geliştirmek. HES’ler Karadeniz’i öyle bir tahrip edecek ki üzerine konuşulacak bir Karadeniz kalmayacak” dedi. ? İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü ile Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü, Türkiye için iklim projeksiyonları raporunun ikincisini tamamladı. Rapora göre 20112040 döneminde sadece Karadeniz Bölgesi’nde yağışlar artacak. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yağışlarda önemli ölçüde düşüşlerin yaşanacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin çoğu bölgesinde kış ve ilkbahar yağışlarında yüzde 30’a varan bir artış gösterecek. Ancak ikinci dönemde, kış yağışları Türkiye’nin güney ve batı kesimlerinde yüzde 20 düşecek. Kuzeyde ise artacak. İlk 30 yıllık dönem için aşırı yağışlı günlerin sayısının tüm Türkiye’de artacak. En büyük artışlar (10 güne kadar) Anadolu Yarımadası’nın kuzeybatı bölgelerinde yaşanacak. Pes! ? Haber Merkezi Zonguldak’ta oturan 65 yaşındaki Hamide Elmas, yolun karşısına geçerken beton mikserinin altında kalarak yaşamını yitirdi. Polis, mikserin altındaki cesedin üzerini gazeteyle kapatırken çevrede toplanan bazı kişilerin aşağıya doğru eğilip cep telefonlarıyla cesedi görüntülemeye çalıştı. AlfaRomeoTurkiye alfaromeo.com.tr ? MERSİN (Cumhuriyet) Sivas’tan Mersin’in Tarsus ilçesine ailesiyle birlikte düğün için gelen Hatun Almalı (10), DSİ kanalına düştü. Küçük kızı kurtarmaya çalışan kuzeni Muhammet Harput (18) ve Turan Çelik (22) de çocuklarla birlikte kayboldu. C MY B C MY B Sulama kanalı faciası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle