28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 F tipi cezaevlerindeki tecrit ve ‘Hayata Dönüş’ operasyonunun filmi çekiliyor Barış Pirhasan 10 yönetmenin gözünden ‘tecrit’ Ocak ayında başlayan ve şu ana kadar Kültür Servisi Grup Yo? Ezel Akay, Sırrı Süreyya Önder, Barış Pirhasan, Hüseyin 6 kısa filmin çekiminin tamamlandığı rum’un tasarlayıp koordinatörlüğünü yaptığı, F tipi cezaevle Karabey, İlksen Başarır, Reis Çelik gibi yönetmenlerin çektiği kısa projede, kalan 4 filmin çekimlerinin de temmuz sonuna kadar bitirilmesi öngöri, “Hayata Dönüş” operasyofilmlerden oluşan projenin ilk gösterimi “Hayata Dönüş”ün rülüyor. Şu ana kadar çekilen filmlerde nu ve tecritle ilgili film çalışyıldönümü olan 19 Aralık’ta. Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent ması başladı. Emrah Parlak, Gizem Soysaldı gibi Ezel Akay, Sırrı Süreyya Önoyuncular rol aldı. mü olan 19 Aralık 2012 tarihinde Atlas Sineder, Barış Pirhasan, Aydın bulut, Filmin senaryosu oluşturulurken başta “TecHüseyin Karabey, İlksen Başarır, Reis Çelik, ması’nda gala gösterimi yapılacak. Filmin, 21 Vedat Özdemir, Mehmet İlker Altınay’ın yer Aralık 2012 tarihinden başlayarak ülke çapın rit Yaşayanlar Anlatıyor” kitabı olmak aldığı projede, yönetmenlerin her biri F tipi ha da ve Avrupa’da yaygın olarak gösterime gir üzere bazı somut anlatımlardan ve gerçek hikâyelerden yola çıkıldı. Her yönetmenin F tippishanedeki tecrit uygulamasını konu alan mesi tasarlanıyor. Yaklaşık iki yılda oluşturulan film projesi lerini ve direnişi çok iyi tanıması ve bu hapis10’ar dakikalık kısa filmler çekiyor. Grup Yorum’un da bir filmiyle yer aldığı pro için Kocaeli’de Ottoman Yapım’a ait film pla haneleri kendi penceresinden yorumlayabiljede, ortaya çıkan 10 film birbirine bağlanıp tek tosunda F tipi hapishane dekoru oluşturuldu. mesi için, F tipi hapishanelerini ve tecrit uybir uzun metraj film oluşturulacak. Filmin Bire bir boyutlarda hücreler, havalandırmalar ve gulamasını anlatan, somut hikâyelerin payla“Hayata Dönüş” operasyonunun 12. yıldönü koridorlardan oluşan dekorda çekimlere başlandı. şıldığı görüşmeler yapıldı. Duran Duran’ın ikinci baharı MURAT BEŞER Konserine ‘Vuruldu Unutma Bizi’ ile ba k Ey Halkım şlayan Antony and the Johnsons, Caz Festivali’nin konuğuydu... 80’lerin ünlü topluluğunun İstanbul konserinde 100 dakika fırtına gibi geçti Konserin müşterileri, “hipster” denerek ? ‘Before the Rain’, askeri diktatörler ve savaş görüntüleri arasında konseri masumlaştırılan jelibon şekerlerinden yaşBu üçüncü ziyaretleri. İlki seksenlerin so açıyor. Le Bon, ‘Ordinary World’ ve ‘Hungry Like the Wolf’u, zor zamanlar lı. Seksenlerde baba ocağındaki küçücük nunda olumsuz şartlarda bir stadyumda, ikinodalarına popçu, model ve gençlik filmleyaşayan dünyamız ve aç insanlar için söylüyor. cisi doksanların sonunda uygun olmayan bir salonda, kötü bir tesisat eşliğinde gerçekleşmişti. Makus talihine yenilmedi Duran Duran; yeni albüm “All You Need is Now”ın dünya turnesi kapsamında Küçükçiftlik Park’ta verdikleri güzel konserle, zincire benzer halka eklemiyor. 45 dakikalık bir rötar yaşanıyor; aslında bu, 1 yıl 45 dakikalık bir rötar… Konser 1.5 yıl önce çıkan albümle açıklanmış, şarkıcı Simon Le Bon’un sesini kaybetmesi nedeniyle iptal edilmişti. Le Bon 54 yaşında; hafif Coşkun Aral’a benzemekle birlikte yaşına göre çok iyi görünüyor. Gördüğü tedavi yaramış; sesi çok güçlü çıkıyor bu akşam. Toplulukta gitarcı dışında tamamı eski mürettebat. Basta John Taylor, klavyede Nick Rhodes ve davulda Roger Taylor, Duran Duran’ın emektarları. Genç gitarcı Dom Brown ise parlak bir müzisyen. Adını, Jane Fonda’nın oynadığı, Roger Vadim’in bilimkurgu klasiği “Barbarella” filmindeki çatlak doktordan alan topluluk, bir ara dağılmış olmaları göz ardı edilecek olursa, 34 yıldır mesaide. Yeni albümün kapanışındaki slow şarkı “Before The Rain” askeri diktatörler ve savaş görüntüleri arasında konseri açıyor; oldukça dramatik ve bir o kadar da riskli bir başlangıç. “Planet Earth”ün ardından, “A View To a Kill” repertuvarı hizaya geliyor. Le Bon Türkçe selamlıyor izleyiciyi; yeni albüme adını veren şarkıyla birlikte siyah kadın şarkıcı Anna Ross geliyor geri vokaller için. Saksofoncu ve perküsyoncuyla birlikte sahnede ceman sekiz kişiler. Le Bon sahne önüne iniyor, bir izleyiciye mikrofon uzatarak vokal yaptırıyor; bu da “Reflex”e intro oluyor. Duran Duran adeta ikinci bahar yaşıyor. Seksenli yıllara has şarkılarda, güncel soundlar kullanarak nasıl yeniden yaratıcılık gösterilebileceğini kanıtlıyor. ri yıldızları posterleri asarak ergenlik yıllarını geçiren kuşak için güzel bir nostaljik dokunuş. Çocuklarını konsere getiren az sayıda “cool” ebeveyn de yok değil aralarında. “Come Undone”, yoğun bir seyirci katılımıyla söyleniyor, Le Bon elindeki kâğıttan okuyor: “Teşekkürler”. Yeni albümün funk’ları “Safe” ve “Girl Panic!” ortalığı hareketlendirirken, Le Bon, parlak Erol Büyükburç ceketini sırtından sıyırınca, kısa kollu siyah Ersan Erdura mintanıyla kalıveriyor. Yakınlardaki bir kızcağız helak oluyor, Facebook’a video yükleyeceğim, Tweeter’a mesaj atacağım diye! Konseri mi? İzleyemiyor! “Save a Prayer” ve “Notorious”un ardından, zor zamanlar yaşayan dünyamız ve aç insanlar için söylüyor “Ordinary World” ile “Hungry Like the Wolf”u. “Sunrise”ı söylerken elindeki yuvarlak aynadan yansıyan ışığı sıkıyor seyircilere. Ve beklenen an: Tabii ki “Wild Boys”. Şarkının içine bir de “Frankie Goes To Hollywood” hiti sığdırılmış: “Relax”. Biste “Girls on Film” ve “Rio” söylenirken, Le Bon teker teker tanıtıyor arkadaşlarını, övgü dolu sözlerle. Sıra kendisine gelince, o işi de önden izleyen “güzel bir Türk kızı”na yaptırıveriyor. 100 dakika fırtına gibi geçerken, bir Allah’ın kulu olsun, terk etmiyor alanı. İtişsiz kakışsız, hava atmasız, poz yapmasız bir kalabalıkla güzel bir konser geride kalırken; bize de Duran Duran’ın neden seksenlerin en güçlü topluluklarından biri olduğunu bir kez daha düşünmek kalıyor eve dönerken… muratbeser@muratbeser.com Konuşmak müziktir, müzik Antony! Kültür Servisi Pek çok kişinin İstanbul Caz Festivali’nde merakla beklediği gruplardan biri de Antony and the Johnsons’dı. Kuşkusuz ki ‘Johnsons’ bir kenara Antony Hegarty sahneye nasıl çıkacak ve gece nasıl geçecek izlemeye gelenler için beklemeyi daha da heyecanlı kıldı. Önceki akşam Anthony Weeden yönetimindeki Filarmonia İstanbul’un eşlik ettiği Harbiye Açıkhava’daki konsere çıplak sesiyle “Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi” şarkısıyla giriş yapan Antony, Selda Bağcan hayranlığını da böylelikle Türkiyeli dinleyenlerine bir kez daha ilan etmiş oldu. Tüm müzisyenlerin beyaz elbiseleriyle sahnede olduğu konserde Antony, siyah pançosu, yeşil göz makyajıyla sahneyi doldurdu. Konsere “Rapture” ile devam eden Antony, gece boyunca çok konuşkandı. Siyasetten kadın ve eşcinsel haklarına Onur Yürüyüşüde, Obama’ya kadar birçok konu hakkında dinleyicilerle sohbet etti. Dünyanın geleceğinden söz ederken feminen bir gelecek hayali kurduğunu ve dünyanın önderlerinin anneler olması gerektiğini söyledi. Bir ara “Türkiye’de hayat ve siyaset nasıl gidiyor” diye sordu. Malum, hep bir ağızdan “Kötüüüü” sesleri yükselince Antony, Amerika’da da işlerin pek iyi gitmediğini söyledi: “Obama gibi bütün her şeyi yoluna sokacağına söz veren biri geldi başımıza, ama o geldiğinden beri vaat ettiği hiçbir şeyi yapmadı, değişen bir şey yok.” Muhabbet iyi gidiyordu, ta ki arka sıralardan bir aklı evvel “musiiic” diye bağırana kadar. Antony, kibarlığı elden bırakmadan hafif gülerek kim bilir belki sesine yapılmış bir güzelleme olarak almıştır “Konuşmak da müziktir bunu biliyor muydunuz” diyerek karşılık verip tekrar “şakımaya” başladı. Ara sıra piyanonun başına da geçen Antony Hegarty, konser boyunca “You Are My Sister”, “Twilight”, “Hope There’s Someone” gibi hitlerini de seslendirdi. Yeşilay’dan Efes tepkisi Kültür Servisi Türkiye Yeşilay Cemiyeti, bu hafta sonu Santralistanbul’da yapılacak Efes One Love Festival’e verilen iznin geri alınması için İstanbul Valilliği’ne başvurdu. Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Av. Muharrem Balcı’nın yaptığı yazılı açıklamada alkol firmalarının bu tür etkinliklerle gençleri hedef aldığını ve yeni alkol kullanıcıları ka zanmayı amaçladıklarını söyledi. “Kanun gereği alkol firmalarının bu tür etkinliklere sponsor olmaları yasal değildir. Bundan dolayı verilen iznin iptal edilmesini istedik.” Organizasyon şirketi Pozitif ise konserin iptal edilmesinin söz konusu olmadığını ancak görüşmelerin devam ettiği ve en kısa zamanda resmi bir açıklama yapılacağını belirtti. Venedik Bienali’ne Ali Kazma imzası ? Kültür Servisi 2013 yılında gerçekleştirilecek Venedik Bienali 55. Uluslararası Sanat Sergisi’nde Türkiye’yi Ali Kazma temsil edecek. 2001, 2007 ve 2011 yıllarında İstanbul Bienali’ne katılan, aralarında North RhineWestphalia Sanat Vakfı tarafından verilen 2010 Nam June Paik ve UNESCO 2001 “Sanata Destek Ödülü”nün sahibi Ali Kazma, Türkiye Pavyonu için yeni bir proje gerçekleştirecek. Koordinasyonunu İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın yürüttüğü serginin küratörlüğünü Emre Baykal yapacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle