28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 arım İşletmeleri Genel “T Müdürlüğü TİGEM, Atatürk (Yalova), Hatay, Karaköy (Samsun), Sakarya ve Tahirova (Balıkesir) Tarım İşletmeleri’ni de 30 yıllığına kiraya vereceğini açıkladı. Tarımİş Genel Başkanı Bedrettin Kaykaç ise işletmelerin özel sektöre kiraya verilmesinin yanlış bir uygulama olduğunu belirtiyor. Başkan Kaykaç’a, bilimsel çalışmalarının büyük bir bölümünü TİGEM’in Tahirova, Türkgeldi, Acıpayam, Gökçeada, Karacabey, Polatlı gibi çiftliklerinde gerçekleştirmiş bir araştırmacı olarak yürekten katılıyorum. Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda, küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerine çağdaş tarım uygulamalarını öğretmek, onlara tohumluk, damızlık hayvan, fidefidan gibi girdileri sağlamak amacıyla Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü’ne (günümüzdeki adı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü TİGEM) bağlı işletmeler kurulmuştur. Bunların bir kesimi yakın geçmişte özelleştirilmiş, son kalanların da özelleştirileceği geçen günlerde Başbakanlık Özelleştirme İdaresi tarafından bildirilmiştir. TİGEM’e bağlı işletmelerin tümünün özelleştirilmesiyle Türk çiftçisi önemli ölçüde devlet desteğinden yoksun kalacak, yabancılar ve onlarla çıkar birliğine girmiş şirketlerin insafına bırakılacaktır. Özelleştirme gerekçelerinin başında, bu işletmelerin zararda olmaları gösterilmektedir. Oysa stratejik Arap atı yetiştirme merkezlerindendir. Tarımsal eğitim etkinlikleriyle, hizmet içi eğitim programları düzenleyen, aynı zamanda ziraat, veteriner ve başka fakültelerin öğrencilerine staj olanağı sunan başlıca kurumlardır. Öte yandan, kırsal kesim yoksul ve işsizlerine yönelik olarak sertifikalı eğitim programları da sunmaktadır. Yayın etkinlikleriyle tarıma bilgi aktarmaktadırlar. Ziraat ve veteriner fakültelerinde ve diğer öğretim ve araştırma kurumlarında görevli araştırmacılara materyal ve olanak sağlamaktadırlar. Çiftliklerde yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde, birçok bitki çeşidi ve hayvan tipleri üretilmiştir. Onların özelleştirilmesi, Türkiye’nin birçok ArGe etkinliğine zarar vermiştir ve verecektir. Unutulmamalıdır ki, bir kamu hizmeti gerçekleştiren, iyi bir yönetim ile bütçesi dengelenebilecek olan TİGEM’lerin zararı esas itibarı ile çiftçiye götürülen hizmetin bedelidir ve destekleme kapsamında ele alınmalıdır. Bu nedenle TİGEM’lerin zararını bahane etmek anlamsızdır. Bu hizmetlerin özel sektöre devri, bir yandan girdi maliyetlerinin baskısı altında yok olma noktasına getirilen, diğer yandan finansman gücü olmayan ya da çok zayıf olan küçük ve orta ölçekli üreticilerimizin de sonu olacaktır.” Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı Ege Üniversitesi “İnsanlar hissetmez. Hissetmiş taklidi yaparla r, bu da onlara yeter.” JEAN GIRAUDOUX Kiralık Türkiye… KİT’lerden biri olan TİGEM’ler bilerek ve isteyerek zarara sokuldular. Şöyle ki: TİGEM işletmelerine Hazine’den kaynak aktarılmadı. Ürettikleri katma değerden gelişim yatırımları için ödenek ayırmalarına izin verilmedi. İşletmelerin özel bankalara yüksek faizle borçlanması zorunlu hale getirildi. Ekonomik ömürlerini tamamlayan iş makineleri yenilenmedi. Altyapı yatırımları ihmal edildi. Çalışan mühendis ve yöneticilerin motivasyonu geriletildi. Teknik elemanlar, masada oturan; tarlaya, bahçeye ve ahıra gitmek istemeyen personel durumuna getirildiler. Kimileri ise işletmeleri zarar ettirmek için neredeyse yarıştılar ya da özel olarak görevlendirildiler. Günümüze değin, Acıpayam, Fotoğraf: ALİ ARİF ERSEN olis, canımızın, haklarımızın malımızın güvencesi ve P yasal düzen koruyucu olmalıdır, değil mi? Türkiye’de polis nasıl olur, açıklaması uzun… Ama kimler tarafından oldurulmuştur, Polis Akademisi Başkanı Remzi Fındıklı’nın Profesör Doktor oluşumuna bakarsak, sonuç gayet kısa ve özlü: “Bal arıdan, kavga karıdan olur. Kadının cihadı, eşiyle güzel geçinmesidir. 15’inde kız ya erde, ya yerde olmalıdır. Tarlayı taşlı yerden kızı gardaşlı yerden al. Erkeğin göbeklisi, kadının bebeklisi makbuldür. İşin eve, avradın ere, paranın da ele yakını makbuldür. Müslümanın kocası koç, Müslüman olmayanın kocası hiç olur. Türk olmak kader, Müslüman olmak ise bir takdirdir.”* Ülkemizin yaratıcı reklamcılarını, Prof. Dr. Remzi Fındıklı’yı fındık reklamlarında oynatmaya davet ediyorum. *Hasılı Kelam (Özlü Sözler) / Prof. Dr. Remzi Fındıklı, 2011 (Kitap, Polis Akademisi kantininden temin edilebilir!) CHP Programında Dört Eğilim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yılbaşında verdiği talimat doğrultusunda Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata’nın eşgüdümünde sürdürülen yeni parti programı yazma çalışmalarında 4 farklı eğilime ait renkler bir araya getiriliyor. 1718 Temmuz tarihlerinde Arena Spor Salonu’nda yapılacak 34. Olağan Kurultay’a sunulacak parti meclisi raporunda “Geleneksel sosyal demokratlar, sosyal liberalizme inananlar, sosyalist gelenekten beslenenler, Cumhuriyetçi ve Atatürkçü mirasımızı vurgulayanlar, özetle farklı sol ve demokrat refleksler içeren CHP’nin tüm renkleri parti programı içinde yer alacaktır. Partinin barındırdığı ideolojik farklılıklar CHP’nin zenginliğidir. Programımız, CHP’nin zengin ideolojik birikimini sol, demokrat ve cumhuriyetçi bir fikri zeminde buluşturacak ve kaynaştıracaktır” ifadeleri yer alıyor. ??? Bilindiği gibi kuruluş dönemlerinde önce Anavatan Partisi, daha sonra da Adalet ve Kalkınma Partisi “farklı eğilimlerin parti içinde bir aradalığı” söylemleriyle yola çıkmışlar, başarılı da olmuşlardı. Fakat merkezin sağındaki partilerde yadırganmayan bu tür söylemler nedense merkezin solundaki partilerde yadırganıyor. Nitekim Hürriyet’teki yazılarını ilgi ve beğeni ile izlediğim Mehmet Y. Yılmaz gazetesinin dünkü sayısında bu konudaki eleştirilerini dile getirdi. “Hem sosyal demokrat, hem sosyal liberal, hem sosyalist ve hem de Atatürkçü fikir ve çözümler nasıl bir arada olacak, kavrayamadım” dedikten sonra, “azıcık ondan, birazcık bundan diye hibrit bir program mı ortaya çıkacak, yoksa CHP dünya sosyal demokrat partiler tarihine geçecek bir iş mi yapacak, program çıkınca göreceğiz” diye ekliyor. Oysa farklı eğilimlerin bir aradalığına dünya sosyal demokrat partileri yabancı değildir; buna en somut örnek de ilk kongresini 1869 yılında Kreuznach’da yapan Almanya Sosyal Demokrat Partisi’dir (SPD). SPD, 1959 yılındaki Bad Godesberg Kongresi’ne kadar geçen 90 yıl içinde dört kez program değişikliği (1875 Gotha, 1891 Erfurt, 1921 Görlitz, 1925 Heidelberg) gerçekleştirmiş, bu dört programda da ideolojik temel olarak Marksizm korunmuştur. II. Dünya Savaşı sonrası dünyadaki ve ülkedeki gelişmeler ise SPD’yi yeni ve köklü bir program değişikliğine zorlamıştır. 1959 Bad Godesberg Programı incelendiğinde sosyal demokrasinin yanı sıra Marksist sosyalizme ve Hıristiyan teolojisinden kaynaklanan “etik sosyalizme” de yer verildiği görülmektedir. 30 yıl sonra Berlin Kongresi’nde kabul edilen 1989 programında bu üç eğilimin yanında daha sonra Federal Şansölye olacak Gerhard Schröder’in savunduğu “yeni sol/sosyal liberal” eğilimle birlikte “sosyal çevrecilik” de yer almıştır. ??? SPD’nin 1989 Berlin Programı’nın “tarihsel köklerimiz” bölümünde şöyle denilmektedir: “Farklı temel görüş ve inançlara sahip insanlar Sosyal Demokrat Parti’de bir arada çalışmaktadır. Onların ortak paydaları, ortak değerlere ve aynı siyasi hedeflere dayanmaktadır. Avrupa’da demokratik sosyalizmin düşünsel kökleri Hıristiyanlığa, hümanist felsefeye, aydınlanmaya, Marx’ın tarih ve toplum öğretisine ve işçi hareketinin deneyimlerine uzanmaktadır. (…) Biz kişisel temel görüş ve inançlara saygı duyuyoruz ve bu görüş ve inançların hiçbir zaman parti kararlarıyla baskı altına alınmaması gerektiğini düşünüyoruz.” Geniş ve ayrıntılı bilgi için bakınız: Sosyal Demokraside Temel Eğilimler, Deniz Kavukçuoğlu, Cumhuriyet Yayınları, 2003, 3. Baskı) Her sosyal demokrat partide olduğu gibi CHP’de sorun, programında farklı eğilimlerin bir arada yer alması değil, bu eğilimlerin ortak bir program temeli üzerinde oluşturacakları kanatların birbirleriyle itişip kakışmadan parti programının ortak amaçları doğrultusunda omuz omza, el ele çalışma başarısı gösterip gösteremeyecekleridir. Bu başarının gösterilip gösterilmemesi ise birtakım önkoşulların yerine getirilmesine bağlıdır. Her şeyden önce partinin merkez yönetimi zorlamacı/dayatmacı alışkanlıklarını geride bırakmalı, uzlaştırıcı ve toparlayıcı bir üst organ olarak alt kadrolara örnek olmalıdır. Partililer alışılageldik bencilce davranışlarından vazgeçmeli, egolarına gem vurmayı öğrenmelidirler. Tüm parti organlarına ve kadrolara uzlaşma kültürü egemen olmalı, partililer arasındaki çekemezlikler son bulmalı, birbirlerinin başarılarını içlerine sindirebilmelidirler. Unutulmamalıdır ki partiye iktidar yolunu açacak olan tek başına yeni program değil, kendini yenilemeyi başarabilen insandır. Çiçekdağı, Gelemen, İnanlı, Gökçeada, Ardahan, Hafik, Boztepe ve Kazova Tarım İşletmeleri gibi işletmeler ya özel sektöre kiralandılar, ya da kapatıldılar. Şimdilerde elde kalanlar da özelleştirme kapsamına alınacak. Oysa hiç olmazsa kalanlar kamu malı olarak korunmalıdır. Çünkü TİGEM’ler Türkiye’deki tahıl tohumluğunun yüzde 80’ini, yem bitkileri tohumluğunun yüzde 75’ini üretmektedir. Damızlık hayvan gereksiniminin yüzde 10’unu karşılamaktadır. TİGEM’ler Türkiye’nin en güvenilir damızlık kaynaklarına sahiptir. Aynı zamanda dünyanın en önemli safkan KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ‘ G ’ N O K T A S I behicak@yahoo.com.tr 2B’ler Parayı Bastıranın! Kısaca “2B” denen işgaldeki orman arazilerinin “işgalciler”ine satışı “isyan”a dönüşmek üzere.. Tepkileri izliyor musunuz? Yılların işgalcileri “yüksek rayiç bedel”leri ödeyemediklerinden, babalarından, dedelerinden kalma evlerine, arazilerine sahip olma şansını yitiriyorlar. Aynı yerler yoksul kullanıcılarına değil, “parayı bastıran”lara satılmak üzereler. Önce konuyu kısaca anımsayalım; Orman Kanunu’nun 2B maddesinde öngörülen “orman vasfını yitirmiş araziler”in kaçak kullanıcılarına parayla “tapu”lanması iktidarın öncelikli amaçlarındandı; satışlarla devletin milyarlarca lira kazanacağı da ekonomi yazarlarımızın baş konusuydu... çimlerde 2B yasasından ötürü iktidar partisine oy yağdıran orman işgalcilerinin sevinçleri ise kursaklarında kalmış durumda... Kendilerini “2B mağdurları” olarak tanımlamaya başlayan yoksul “hak sahipleri” yıllardır yaşadıkları evlere ve arazilere tapu beklerken 3 ay içinde “ilk taksit”i bulamazlarsa yerlerini terk edebilecekleri gerçeği ise ülkenin yoğun genel gündemi arasında kamuoyuna yansıyamıyor. eryat, figan’ haberler Örneğin İstanbul’un en “kıymetli” 2B’lerinin bulunduğu Beykoz ilçesinin yerel basınındaki “yakınmalar”da bakın neler vurgulanıyor: “Milyonlarca insanı ilgilendiren yasa çıktı, ama vay Beykozlunun haline... Metrekaresi 1000 TL’ye tırmanan rayiç bedellerle Beykozlunun tapu alması imkânsız; en ufak bir baraka bile 50 bin lira! 900 lira emekli maaşlarıyla bu bedeller nasıl ödenecek? Geçmiş olsun Beykoz…” (Özgün HaberMayıs 2012) Bir başka yerel haber sitesinde ise “Rayiç bedeller emlak değerlerinin 66 katına çıkıyor” denilerek şu örnek veriliyor: “ Çen ge lde re Mahallesi’nde değeri 15 TL olan 2B’li arazinin metrekaresi bin TL’ye ulaşabiliyor. Boğaz manzarasına sahip arazilerde oturanlarsa maliyenin rakamlarına isyan ederek evlerini terk edebileceklerini söylüyorlar.” Yine Beykoz’dan Hasan Lükoğlu’nun pişmanlık sözleri ise şöyle: “Arazimin m2’si 700 TL olmuş. Asla ödeyemeyiz. 1973’te babamın 155 bin TL ödediği bu yerden galiba gidiyoruz. Ben açıkçası AKP’liyim, ama ne yazık ki böyle de olmadı.” Evet, 2B’lerde dananın kuyruğu, yasanın 3’üncü ayı olan 25 Temmuz’da kopacak. Rayiç bedellerle evlerini, arazilerini almak için ilk taksitlerini ödeyemeyenlere yol görünecek. Yerlerini ise adeta “pusuda” bekleyen para babaları alacak... İşte bu da yağmacılığın “2B adaleti”! ‘F HARBİ SEMİH POROY BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com SEDAT YAŞAYAN Ne var ki anayasaya göre ormanlar satılamayacağı için 2B pazarlamasına yönelik düzenlemeler Ahmet Necdet Sezer döneminde Çankaya’dan geri dönmesine rağmen Abdullah Gül’ le birlikte yeniden TBMM’den geçerek Cumhurbaşkanlığı onayıyla yürürlüğe girmiş oldu. İşte bu sürecin “uygulama” yasası 25 Nisan 2012 tarihli “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun.” Orman köylüsünü kalkındırmak adına işgaldeki orman arazilerinin pazarlanmasını amaçlayan yasaya göre 2B alanlarını Maliye Bakanlığı satıyor. “Hak sahibi” denilen işgalcilerin tapularına kavuşabilmeleri ise “rayiç bedel”in yüzde 70’ini ödemeleri koşuluna bağlanıyor. Ancak başta İstanbul ve Ege, Akdeniz bölgelerindeki 2B alanları “yüksek rant değerli” kesimlerde kaldığından, belirlenen rayiç bedeller “hak sahipleri”nin asla ödeyemeyecekleri düzeylerde... Bu nedenle genel ve yerel se YALOVA SATILIK ARSA Yalova Çiftlikköy Şakşak mevkiinde 2 kat imar izinli 801 m2’lik arsa sahibinden satılıktır. İletişim: 0532 749 22 63 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Antalya’nın Alan 1 ya ilçesinde bir mağara. 2/ Cemaate na 2 maz kıldıran kim 3 se... İçki içilirken ye4 nilen yiyecek. 3/ “Adam, herif” anla 5 mında argo sözcük... 6 Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri 7 yüz bin akçeyi aşan 8 dirlik. 4/ İlkel ben 9 lik... Lavta ailesinden 1 2 3 4 5 6 7 8 9 bir çalgı. 5/ Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunma 1 H O P T E K T A yan... Radon elementinin 2 İ D A K A S İ S simgesi... Genişlik. 6/ Sa 3 P A R F Ü M E R İ yıları göstermek için kulla 4 H N E R U D A nılan işaretlerden her biri. 7/ 5O T A R İ A N D Bir adın ya da sözcüğün baş 6 P A S A E T A harfi. 8/ Teniste kullanılan 7 M İ H A N İ K İ spor aracı... Tarih öncesine F A R dayanan efsane. 9/ Yunan 8 N A Z İ K I R ME mitolojisinde aşk tanrısı... 9 O H M Ege Bölgesi’nin en büyük gölü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mersin ilinde bir mağara. 2/ Bir işi yapmaya hazır... Bir meyve. 3/ Arap abecesinde bir harf... Örülerek dokunan bir cins yün kumaş. 4/ Yılmaz Güney’in bir filmi... Osmanlılarda gece bekçisi. 5/ Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmakta kullanılan dişli araç. 6/ Parola... Uygun bulma, tasdik. 7/ “Ateş gibi bir akıyordu / Ruhumla o ruhun arasından” (Ahmet Haşim)... Genelev işleten kadın. 8/ Madenleri ergitme... Siirt ilinde bir kaplıca. 9/ Kokulu ve uçucu sıvı... Tantal elementinin simgesi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle