28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2012 PAZAR 6 HABERLER 3. yargı paketinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri başladı, gözler ÖYM önergesinde İsmi gitti ruhu kaldı ? ÖYM’lerin yetki ve görev alanlarını düzenleyen CMY’nin 250, 251 ve 252. maddeleri kaldırılarak özel yetkili mahkeme ismi değiştirilmiş olacak. Ancak bu özel yetkinin ortadan kalkması anlamına gelmeyecek. Bu maddelerdeki hükümler Terörle Mücadele Yasası’na taşınacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin, özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) yapısında önerge ile değişiklik yapacağı 3. yargı paketinin görüşmelerine TBMM Genel Kurulu’nda başlandı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kurmaylarıyla yaptığı çalışmadan ÖYM’lere ilişkin radikal değişim çıkmadı. ÖYM’leri düzenleyen Ceza Muhakemesi Yasası’nın (CMY) 250, 251 ve 252. maddesinin kaldırılması, bu maddelerin Terörle Mücadele Yasası’na taşınması kararı verildi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ÖYM’lerin kaldırılacağını belirtirken suç tanımı, suça uygulanacak ceza ve tutuklama nedeni gibi esasa ilişkin konularda değişiklik yapılmadığını vurguladı. Değişikliklerin usule yönelik olduğunu ifade eden Bozdağ, “Özü kaldırılıyor ama ihtisas mahkemeleri devam edecek” dedi. 3. yargı paketi Genel Kurul’a gelirken ÖYM’lerle ilgili önergenin içeriği de belli oldu. Buna göre ÖYM’lerin yetki ve görev alanlarını düzenleyen CMY’nin 250, 251 ve 252. maddeleri kaldırılarak özel yetkili mahkeme ismi ortadan kaldırılmış olacak. Ancak bu özel yetkinin ortadan kalkması anlamına gelmeyecek. Bu maddelerdeki hükümler Terörle Mücadele Yasası’na (TMY) taşınacak. Böylece terör suçlarına bakan ağır ceza mahkemeleri bu davalarda “özel yetki”leri kullanmaya devam edecek. ÖYM’lerden en büyük şikâyetlerin olduğu çok sanıklı ve “hükümeti devirmeye yönelik örgüt davaları”nın değişiklikten etkilenmemesi sağlanacak. Bu davalar yine mevcut mahkemelerde görülmeye devam edilecek. Üçüncü yargı paketine ilişkin tasarı TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başladı. Görüşmelere komisyon sıralarında oturarak katılan Adalet Bakanı Sadullah Ergin kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. (Fotoğraf: AA VOLKAN FURUNCU) ÖYM’ler Savaşı: Suların Isınması! Özel yetkili mahkemeler, Erdoğan ile cemaat arasında büyük bir savaşa sahne oldu. Cemaat, bu mahkemeleri kaldırarak zapturapt altına almaya kesin kararlı olan Erdoğan’ı tam anlamıyla top ateşine tuttu. Mahkemeler kaldırılırsa Türkiye’de darbelerin yeniden gündeme geleceği, ellerindeki son dinleme kasetlerini de piyasaya sürerek, bak “dışarı çıkarlarsa bizleri nasıl ham yapacaklar” korkutmacası temelinde sürdürdü. Ancak Erdoğan cemaatin yayınlarına pek de papuç bırakmamış gözüküyor... Son duruma, yeni değerlendirmelerle bakalım.. ??? Yargıda, özellikle ÖYM’lerde cemaatin etkisinin güçlü olduğu biliniyor. Hukuk, yargı en önemli iktidar silahlarından biri. Cemaat, bu silahı özellikle MİT üzerinden Erdoğan’a karşı da kullandı. Bu, bardağı taşıran damla oldu ve RTE yargıyı denetimi altına alma kararı aldı. Olayın özü budur ama başka noktaları da var: 1) ÖYM’lerin ellerindeki en önemli dosyalar Silivri yargılamaları... Bu dava dosyaları büyük hukuk rezaletleriyle dolu. İler tutar hiçbir yanları yok. Silivri yargılamalarını deşifre eden, orada yasaanayasa değil, gugukun keyfi yargılamanın, siyasi defter dürmenin geçerli olduğunu belgeleyen çok sayıda kitap yayımlandı... Bırakın kitapları, duruşma tutanakları, sanık ve avukat savunmaları yargılamaların içyüzünü ortaya çıkarmış durumda... Savcımahkemepolis tam bir düzenek. Elimde Tuncay Özkan’ın son kitabı Anne Canım Hiç Acımadı’yı okudukça, insan sadece ve sadece “bu ne cüret” diyebiliyor! Savcıların isteği ile mahkemelerin hepsinde tutuklama kararı vermesi, “itirazında haklısın, evet durum dediğin gibi ama özür dileriz tutukluyoruz” uygulaması, Silivri yargılamalarını dünya tarihinde ayrı bir yere koymaktadır... Tabii, olayın adalet kahramanlarını da! Yargı’nın Y’sinin, Adalet’in A’sının görülmediği yerlere mahkeme bile denmez! Birileri kalksa, 4 yıl öncesinden kurulan tuzakları ve yapılan yayınları sıfırdan ele alsa, bütün soytarılıkları her gün manşetlerden yeniden ele alan bir gazete çıkarsa! Aslında Rodrik’lerin web sitesi kısmen bu amaçlı ama basılı gazetenin etkisi başka! ??? Şimdi: Cemaatin bir korkusu yargıdaki gücünü yitirmekse, ikinci ciddi korkusu da bu yargılamaların içyüzlerinin ortaya çıkmasının çok hızlanması! Cemaati asıl çökertecek olan Silivri yargılamalarında insanlara, subaylara, gazetecilere, bilim insanlarına, TSK’ye kurulan bu büyük tuzağın hızla ortaya çıkmasıdır... Bu süre ne kadar uzatılırsa, insanlar ne kadar daha çok içeride tutulursa, cemaat bu alanda yiyeceği büyük darbeyi o kadar geciktirmiş olacak... 2) Cemaat, şimdi ÖYM’leri tam savunarak ÖYM’lerin bütün sorumluluklarını da üstleniyor ve ortağı RTE’yi de “temize” çıkartıyor! RTE ise bir taşla birkaç kuş vuruyor: Yargıda denetim, ÖYM’lerin kötü şöhretinden kurtulma ve bu şöhreti cemaat üzerine yıkma... Ne demiştik: Cemaatin iktidar yükselmesi siyasetle oldu, çöküşü de siyasetle olacak... Cemaat, stratejik olarak ÖYM’lerin arkasına geçerek büyük ve ciddi hata daha yaptı! Ama iktidarda olmak böyle bir şeydir: Düşmemek için attığın adımlarla durmadan batarsın! Bu siyasi hareketin siyasi kılavuzluğunu kim yapıyorsa artık! ??? Bir ara sonuç çıkartalım: RTE iktidarı paylaşmaz demiştik: “Cemaat camide olur”. Pensilvanya’nın yargıdaki büyük düşüşü zaman içinde hızlanır. HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, arkadaşımız Utku Çakırözer’e diyor ki: “Halkta artık ‘özellikle İstanbul ÖYM’lerine giden mutlaka tutuklanır’ algısı doğdu. 2. Tutuklulukların uzun sürdüğü inancı çok yaygın. 3. Bazı dini grupların mahkemeler üzerinde etkin olduğu iddiası da yoğun biçimde speküle ediliyor... bu algılar yargıya güveni her geçen gün zedelemekte. Bu güveni en yüksek noktada tutmak hepimizin ama öncelikle sizlerin görevi olmalı. Mahkemelerde çalışan savcıların, ‘Biz böyle yapmasak ülke elden gidiyor. Biz bu direncimizle memleketi kurtarıyoruz’ duygusuyla hareket ettiklerini söylüyor.” Okur, çok nazik! Bunlar algı değil gerçek ve olgu! Düşünüyorum da cemaat yapılanmasını budama, HSYK yönetimine kadar uzanır, RTE’ye uyum sağlamazlarsa! Sonra, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de bilinçli veya bilinçsiz yargıdaki cemaat yapılanmasından sorumluluğu nedeniyle suyunun ısındığını ve zamanı gelince de işini bırakacağını düşünüyorum... DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN AVRUPALI YARGIÇLAR BİRLİĞİ‘NDEN TÜRKİYE RAPORU: Yargı siyasetin emrine verilmiş Haber Merkezi Avrupa Konseyi’nin hukuk alanında danışma organı görevini yürüten Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupalı Yargıçlar Birliği’nin (MEDEL) iki üyesinin Türkiye gözlem raporunda, “iktidar yandaşlarının yargıdan muaf” tutulduğu tespiti yapılarak hükümete yönelik sert eleştirilerde bulunuldu. Hürriyet’in internet sitesinde yayımlanan habere göre, raporda Deniz Feneri, şike, MİT/KCK soruşturmaları örnek gösterildi. Soruşturmayargılamanın, “Politik gücü elinde tutanların çevreleri için tehlikeli boyut kazandığında” ilk tepki olarak savcı ya da hâkimin dosyadan el çektirildiği haklarında soruşturma açıldığına dikkat çekildi. Raporda, “Böylesi bir korku hâkim ve savcıların kişisel ve kurumsal bağımsızlıklarına bir tehdittir” tespiti yapıldı. YARSAV’ın daveti üzerine Türkiye gelen 39 Haziran’da Ankara ve İstanbul’da Adalet Bakanı, yüksek yargı organlarının başkanları, HSYK üyeleri, baro başkanları ve bir dizi yargı mensubuyla görüşen MEDEL temsilcileri Christoph Strecker (emekli yargıç, Almanya) ve Vito Monetti, (Eski MEDEL Başkanı, Cenova İstinaf Mahkemesi Başsavcısı, İtalya) Türkiye gözlem raporlarını tamamladı. Rapor satırbaşları ile şöyle: Soruşturmalar ya da yargılamalar politik gücü elinde tutanların çevreleri açısından tehlikeli boyut kazanmaya başladığında, ilk tepkileri ilgili savcıya veya hâkime dosyadan el çektirmek; görevini ya da görev yaptığı şehri değiştirmek yine savcı veya hâkim hakkında disiplin ya da ceza soruşturması başlatmak ve kanun değişikliği yaparak iktidar yandaşlarını yargıdan muaf tutmak. Yukarıda bahsedilen bu durum yargının sıklıkla ve çeşitli yollarla yürütme erki tarafından manipule edildiğinin açık bir kanıtıdır. Prensip olarak adaletin üç işlevi vardır: Birincisi uyuşmazlık yönetimi, ikincisi düzen sağlamak, üçüncüsü ise siyasi gücün sınırlandırılmasıdır. Türkiye’de yargı siyasi gücün emrine verilmiştir ve yargının kontrol ve sınırlandırma işlevlerini yapmasına izin verilmemektedir. Şimdi bizler, hiç şüphe götürmez şeklinde olan ilk izlenimimizin açıklığı karşısında şaşkınlık içindeyiz ki Türkiye’de yargının bağımsızlığı ve hukuk devleti adına çok şey yapılmak zorundadır. Bunu temin için hâkim ve savcıların mensubu olduğu özerk birliklerin önemi büyüktür. olacak. Bazı istisnalar var” dedi. Bozdağ, “Terör, anayasal düzene karşı suçlar bunlar mı istisnalar?” diye sorulması üzerine de, “Bunlar var” yanıtını verdi. Bozdağ, bağımsız Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın vekilliğinin düşmesini önleyecek düzenlemeyle ilgili de kişiye özgü düzenleme yapılmadığını vurguladı. Bozdağ, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasının üç yıl ve altındaki suçlara yükseltilmesiyle ilgili düzenlemenin ocak ayında TBMM’ye sunulan 3. yargı paketi tasarısında yer aldığını hatırlattı. Bozdağ, Adalet Komisyonu’nda değiştirilen maddenin yeniden eski haline getirileceğini ifade etti. Öztürk, “Milletvekili dokunulmazlığı vardır ancak bu yok sayılmaktadır” diye konuştu. Bozdağ’dan açıklama Tutuklu vekil tepkisi Paketin görüşmeleri üzerinde söz alan Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Meclis’in tatile gireceğini ancak 8 milletvekilinin halen haksız bir şekilde tutuklu olduğunu savundu. Bu arada Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ÖYM’lerle ilgili düzenleme konusunda gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. ÖYM’lerin kaldırılacağını ancak bunların yeni yapılanmayla görevlerine devam edeceğini kaydeden Bozdağ, “Usule ilişkin itirazların büyük kısmı ortadan kaldırılacak. Devam eden davalarla ilgili herhangi bir sorun olmaz. Tabii hâkim ilkesi var onu değiştirme imkânı olmaz” diye konuştu. Bozdağ, şunları söyledi: “Özel yetkili mahkemelerde devam eden davalar olumsuz etkilenmeyecek, ama savunmalar güçlenecek. 9 yerde ÖYM’ler var ve bunların özel yetkisi falan olmayacak. Bundan sonra mevcut davaları aynı heyet görecek ancak ÖYM ismi olmayacak ve davalar yeni hükümlere göre görülecek. Yasal anlamda da yeni hüküm ile eski hüküm aynı anda geçerli olamaz.” aynı. Tutuklama veya tahliye nedenleri aynı. Bunlara hiçbir müdahale yok ki. Tutuklama nedenleriyle ilgili düzenleme yok” dedi. Başbuğ’un durumu Bozdağ, emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve kuvvet komutanlarının yargılanmasının izne bağlanması konusundaki bir soru üzerine ise isimler üzerinden değerlendirme yapamayacağını ancak kişilerin memuriyet görevleriyle ilgili yargılamaların üç istisna dışında izne tabi olacağını belirtti. Bozdağ, “Bazı suçlar doğrudan soruşturma ve kovuşturmaya tabi olacak. Diğer kalanlar da genel hükümlere tabi Şike davası Bozdağ, değişikliğin karar aşamasındaki şike davasını etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soru üzerine, “Bu usulle ilgili düzenleme, esası etkilemez. Suçun tanımı, ceza miktarı ÖYM’LER HAKKINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİĞE TEPKİ ‘AKP kendi yarattığı İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, iktidarın özel yetkili mahkemelerle ilgili değişiklik önergesinin, Türkiye’de bu mahkemeler eliyle yaşanan hukuksuzluğu çözmeyeceğini söyledi. Tuncel, “Bu konuda yapılacak düzenleme ise eskinin makyajlanmış halidir” dedi. Avukat Ercan Kanar da söz konusu önerge ile gündeme gelen “özgürlük ve tutuklama hâkimi” konusunun bir aldatmaca olduğunu belirtti. Milyonlar Adalet İstiyor İnisiyatifi tarafından özel yetkili mahkemeler hakkında yapılması planlanan yasal değişiklik ile ilgili basın toplantısı düzenlendi. Taksim’deki Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Halkların Demokratik Kongresi Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması, özel yetkili mahkemelerin de tamamen kapatılması gerektiğini vurguladı. Söz konusu mahkemelerin kaldırılması konusu ile ilgili AKP’nin, “özgürlük ve demokrasi” kavramları üzerinden toplumu kandırmaya çalıştığını anlatan Tuncel, “Eğer AKP, ‘özgürlük’ diyorsa, bilin ki özgürlüğünüz gasp edilecektir. Türkiye’de özel yetkili mahkemelere gerek yok. Eskiden paketlerinden makarna, bulgur ya da kömür çıkıyordu, şimdi ise yargı çıkıyor. AKP’nin bu çabası sorunu çözmek için değil, mücadelemizi kırmaya yöneliktir” dedi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise “AKP, kendi eliyle bir canavar yarattı, şimdi de onu yönetemiyor. AKP, artık bu mahkemeleri kontrol edemez hale geldi. Artık, AKP’nin bu sisteme attığı dikiş tutmuyor” dedi. canavarı yönetemiyor’ ‘Radikal değişiklik gerekli’ Avukat Kanar da özel yetkili mahkemeleri, “tutuklama ve hüküm fabrikalarına” benzeterek iktidarın söz konusu mahkemeler hakkında, “makyaj yaparak, özü korunacak şekilde eksik bir düzenlemeye” gittiğini vurguladı. Özel yetkili mahkemelerin, “şovenist, olaganüstü mahkemeler” olarak nitelendiren Kanar, kamuoyunda tartışılan “özgürlük ve tutuklama hâkimi” konusuna da tepki gösterdi. “Özgürlük hâkimi müthiş bir aldatmacadır” ifadelerini kullanan Kanar, “Mevcut yasal düzenlemelerimizde zaten böyle bir kurum var. Özgürlük hâkimi diye anlatılan kurum, ‘tutuklamaya itirazı inceleyen hâkim’dir. Onlar bize bunu, özgürlük hâkimi diye yutturmaya çalışıyor” diye konuştu. Terörle Mücadele Yasası’nda radikal bir değişikliğin; gizli tanıklık, telefon dinlemesi, gizli soruşturma gibi konulardaki yasalarda gereken düzenlemeler yapılmadıkça sorunun çözülmeyeceğini anlatan Kanar, “Özel yetkili mahkemeler ve Terörle Mücadele Yasası artık tarihe gömülmelidir” diye konuştu. Not: Önceki gün Büyükada açıklarında gözlemlenen bir yat ile helikopterin İmralı yönünde gidip gitmediği ve durumun Abdullah Öcalan ile ilgisini soran bir haber yapmıştım. Haber zaten sorular üzerine kuruluydu. Yatın yeni denize indirildiği ve Büyükada açıklarında çekim amaçlı bulunduğu açıklandı. Madende göçük: 1 ölü ? ZONGULDAK (AA) Ereğli ilçesinde Gökçeler beldesindeki özel kömür ocağının eksi 300 kodunda kömür ve toprak kayması sonucu göçük meydana geldi. İşçilerden Temel Erbay (35), göçük altında kalarak yaşamını yitirdi. ? İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’da bir cipin üzerine bırakılan paket büyük bir gürültüyle patladı. Sabah saatlerinde meydana gelen patlamada araçta maddi hasar meydana geldi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. C MY B C MY B Beyoğlu’nda esrarengiz bomba
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle