13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Hulki Aktunç için anma ve sergi ? Kültür Servisi Yazar, şair ve ressam Hulki Aktunç, ölümünün birinci yılında Bursa’da anıldı. Aktunç için, aramızdan ayrılışının birinci yılı olan 29 Haziran Cuma günü, Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından bir anma günü düzenlendi. Öykü, roman ve şiir ustası Hulki Aktunç için düzenlenen söyleşiye katılan Semra Aktunç, Adil İzci ve Gültekin Emre, Aktunç’la olan birliktelikleri, tanışıklıkları ve etkileşimlerini konu alan konuşmalar yaptı. Öte yandan, Aktunç’un okurlarını aile koleksiyonunda bulunan mektupları, fotoğrafları ve resimlerinden seçmelerle buluşturan bir sergi açıldı. Sergi eylül ayına kadar açık kalacak. Ölü atlar zamanı NAZLI PEKTAŞ Arter’de açılan “Yara” başlıklı sergi, Belçikalı sanatçı Berlinde De Bruyckere’nin 1990’lardan bu yana gerçekleştirdiği sanat üretimine odaklanıyor. Küratörlüğünü Selen Ansen’in üstlendiği serginin çıkış noktası ise De Bruyckere’nin İstanbul’daki bir kütüphanede bulduğu, 1890’lı yıllara tarihlenen bir tıbbi fotoğraf albümünden ilham alıyor. Babası kasap olan, veterinerlerle ve ölü hayvanlarla bolca zaman geçiren sanatçının yüzsüz, cinsiyetsiz heykelleri izleyiciyi önce huzursuz etse de eğilip bükülmüş halleriyle yardıma muhtaçlarmış duygusunu uyandırıyor. Sanatçı bu kimliksiz, deforme bedenleri herhangi bir kaide üstünde ya da eski bir dolapta tüm anıtsallıklarıyla herhangi bir nesne gibi sergilerken izleyeni aslında ne olduklarına dair sorularla baş başa bırakıyor. Hem Arter’in Beyoğlu’ndaki binasında, hem de 19. yüzyıl yapısı olan Çukurcuma Hamamı’nda ağustos sonuna kadar sürecek sergisiye her gün, saat 15.00 ve 18.30’da Fransız dansçı ve koreograf Vincent Dunoyer’nin 17 dakikalık performansı da eşlik ediyor. De Bruyckere’nin anıtsal heykellerini canlandıran Dunoyer, performansında bedenin iradesini sorguluyor. Berlinde De Bruyckere ile sergisini ve yaraları konuştuk. Sanki izleyeni yaralarla en savunmasız tarafından yakalıyorsunuz. Önce rahatsız ediyor, ama sonra onları güzel bulmaya başlıyoruz. Sizce güzellik ne? “Ölü atların saflığı hayat ve ölüm dir? arasındakileri anlamak ve iyileşmek Sohbete “güzel”i koiçin iyi bir yol. Ayrıca atlar çok güçlü nuşarak başlamak çok doğru bir nokta oldu. bir savaş metaforu benim için. 1. Güzellik işlerimde çok Dünya Savaşı’yla ilgili yaptığım bir önemli. Benim için güzellik nesnenin kendisinden değil kul araştırmada tüm kitaplarda atlarla karşılaştım. Kaybı ve acıyı onlarla landığım materyalden ve mekândan gelir. Örneğin atın derisi anlatmayı seçtim.” herkesin dokunmak istediği çok latan bir şey. Ben çalışmalarımda güzel bir materyaldir. Onu okşamayı severiz, bu baştan çıkarıcıdır, yarayı fiziksel olarak gösteriyogüzellik orada başlar. Aynı zaman rum, ama yara benim için fiziksel olduğu kadar zihinsel de bir iz. Örda güzellik anlayışım kullandığım neğin Irak savaşında gazetelerde kaide ve vitrin ile de ilgili. Çoğu gördüklerim şoke ediciydi. Asker zaman eski olanı tercih ederim. Güzellikleri de kullanılmış olmala bedenlerinin köprülere asılması ve altından teknelerle geçmeleri hafırından gelir ve bu yapıtlarıma bir giriştir. Çünkü hepimiz sadece çıp zamda hiç geçmeyen bir yara izi. Neden ölü hayvanlarla, özellak nesneler değiliz, hepimizin likle atlarla çalışıyorsunuz? geçmişi var. Çocukluğumda sürekli ölü hayara zihinsel bir iz’ vanlar taşıyan güçlü adamlar vardı etrafımda. Kana ve ölü bedene Peki, serginin de adı olan alışkınım, çünkü babam kasaptı. “Yara”yı nasıl tarif edersiniz? Yara, açıldığı andan sonra da hâ Bunun sanat üretimimle doğrudan bağlantısı yok, ama onları yok saylâ görünür kalan ve hep onu hatır Belçikalı sanatçı Berlinde De Bruyckere, Arter’deki ‘Yara’ sergisinde ölü bedenlere yeniden hayat veriyor Savran’dan gezi izlenimleri ? Kültür Servisi Nergiz Savran, 2011 yılında tek başına gerçekleştirdiği Latin Amerika gezisinde çektiği fotoğrafları bugün saat 18.00’de Büyükada’daki Adaevi’nde sunacak ve geziden izlenimler anlatacak. Arjantin, Şili, Bolivya, Peru ve Meksika’yı dört ay boyunca gezen Nergiz Savran, “Leyla’nın Annesi Latin Amerika Yollarında” başlığını verdiği gezisini blogunda da kamuya açmıştı. (http://nergizovacik.blogspot.com) ‘Y mamak ve ölü bedenlere tekrar hayat vermek için çalışmamı kolaylaştırdı. Ölü atların saflığı hayat ve ölüm arasındakileri anlamak ve iyileşmek için iyi bir yol. Bu, iyi kötü, hayat ölüm, iç dış gibi işlerimin çift yönlülüğünü de ortaya çıkardı. Ayrıca atlar çok güçlü bir savaş metaforu benim için. 1. Dünya Savaşı’yla ilgili yaptığım GEÇEN HAFTA NEW YORK’TAKİ BİR SANAT GALERİSİNDEN ÇALINMIŞTI Dali tablosu postayla iade edildi Kültür Servisi Ünlü ressam Salvador Dali’nin geçen hafta New York’ta bir galeriden çalınan eseri Avrupa’dan, çalındığı yere “postalandı”. Güvenlik kameralarının, bir adamın yerinden indirerek bir alışveriş poşetine koyarken görüntülediği “Cartel de Don Juan Tenorio” adlı eserin, galeriye gelen bir eposta ile “iade edilmek üzere yolda” olduğu bilgisi geldi. Avrupa’dan sahte bir adresten ekspres postayla dün galeriye iletilen tablonun ilk belirlemede zarar görmemiş olduğu tespit edilse de galeri, 150 bin dolar değer biçilen eserin sahte olup olmadığını yeniden tescilleyecek. Dali’nin 1949 yılında tamamladığı, koleksiyoner Adam Lindemann’a ait tablo mayıs ayından bu yana galeride sergileniyordu. bir araştırmada tüm kitaplarda atlarla karşılaştım. Kaybı ve acıyı onlarla anlatmayı seçtim. Peki, nasıl bir çalışma süreci yaşıyorsunuz? Belçika’da Ghent Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi ile yakın çalışıyorum. Oraya ölü bir hayvan geldiğinde beni arıyorlar. Eğer o hayvanın biçimi ve karakteri beni ilgilendiriyorsa hemen orada silikonla kalıp almaya başlıyorum. Kalıptan sonra içini çalışıyorum, sonra da deri ile kaplıyoruz. Modelle mimetik bir ilişki kurmuyorum, yaptığım aslına benzemiyor. Çalışmalarınız akla sanat tarihindeki büyük ustalardan ilham aldığınızı düşündürüyor... Evet, özellikle Carravaggio, Cranach. Cranach’ın bedeni deforme etme biçimi, deriyi nasıl renklendirdiği ve gerçeklikten koparma biçimi bana çok ilginç geliyor. Ama kendi gerçekliğimden aldığım ilhamlar da en az bunun kadar önemli. Kabakçıoğlu için çizdiler ? Kültür Servisi Karikatürist, ressam ve mimar Güngör Kabakçıoğlu’nun 1. ölüm yıldönümü anısına düzenlenen “Karikatüristler Güngör Kabakçıoğlu İçin Çiziyor” başlıklı sergi, Mimarlar Odası’nın Yıldız galerisinde açıldı. OBUR Mizah’ın düzenlediği sergide, Türkiye’den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden karikatüristlerin çizdiği 70’in üstünde Güngör Kabakçıoğlu portresi ile Kabakçıoğlu arşivinden karikatür ve fotoğraflar yer alıyor. Sergi 20 Temmuz’a kadar sürecek. İlber Ortaylı emekli oldu ? Kültür Servisi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı’ndan emekli oldu. 2005’ten bu yana Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı’nı yürüten İlber Ortaylı, yaş haddinden emekliye ayrıldı. İlber Ortaylı, bugün Topkapı Sarayı Mecidiye Köşkü’nde verilecek veda kokteylinin ardından saraya veda edecek. Kokteyle, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katılacak. Teneke Trampet “İzin Verme” (Kalan Müzik) Geç kalmış bir albüm “İzin Verme”; zira Teneke Trampet’in kuruluş hikâyesi 15 yıl öncesine dayanıyor. Günter Grass’ın, aynı adlı romanındaki minik kahramanı Oskar’a öykünerek, şarkılarını toplumsal bir çığlık olarak gören topluluk, üç kafadar tarafından kurulmuş; çeşitli eleman değişikliklerinin ardından altı kişilik son halini almış. Büyük şatafatlı mekânlara itibar etmeyen, sokaklarda, küçük samimi yerlerde, halka açık öğrenci işi festivallerde çalmayı yeğleyen amatör ruhlu, romantik devrimciler topluluğu Teneke Trampet. Sokak dediysek, yanlış anlamayın, sokaktan gelmiyorlar; tam tersi hepsi okumuş etmiş tahsilli çocuklar… Hatta üç tanesi öğretim üyesi… Onlara ne yaptırıyorsa, muhalif kimlikleri yaptırıyor; bir de toplumsal olaylar karşısındaki hümanist tu tumları. Metin Göktepe ve Hrant Dink cinayetlerinden demokrasi sorunlarına, Erzincan depreminden belediye işçileri grevine, nükleer santral ve savaş karşıtlığına kadar uzanan şarkı konuları var, ilk albümleri “İzin Verme”de. Bunlarla sınırlı değil; yaşama sevinci ve tutkusu da eksik değil tabii... Konserlerde, sokaklarda yıllarca çalınarak olgunlaştırılmış şarkılar bunlar. Albüme adını veren Lars Von Trier, Yıldırım Türker, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Barışa Rock kolajı şarkı, Teneke Trampet’in albümünün ve dünya görüşünün özeti. Çünkü şarkının bir bölümünde Kürtçe, Lazca, Rumca, Gürcüce, Ermenice dillerinde insanların “Evimiz dünya” dediği bir bölüm var. Müzikleri de serbest çağrışımlı; rock, folk, blues, caz arasında… [email protected] Makedonya’da Türk halk dansları ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Güdül Belediyesi Anadolu Gençlik Eğitim Merkezi (AGEM) Halk Dansları Topluluğu, Makedonya Ohrid’de düzenlenen “Ohrid Festivali”ne katıldı. Çoğunluğu öğretmenlerden oluşan ekibin festivalde Artvin ve Roman oyunlarının yanı sıra sema gösterisi sunacağı festival yarın sona eriyor. 2001 yılında kurulan çoğunluğunu öğretmenlerin oluşturduğu AGEM Derneği, 50 dansçısıyla Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Piano Magic Life Has Not Finished With Me Yet (Second Language) 2009’da Yılın En İyi Albümleri listemin 1 numarasına yerleşen “Ovations”dan sonra Piano Magic’in dinleyicilerine yeniden merhaba diyeceği albüm için sabırsızlanıyordum. Çünkü bugüne kadar yaptıkları 11 albümde farklı sound’ları denemekten kaçınmayan; postrock, elektronika, folk, ambient türlerinin sınırlarına ustalıkla giren bir grup. Bu defa “Ovations”ın gitar ağırlıklı ve daha enerjik sound’undan sakin sulara dönmüşler. Gitar efektleri azalmış, vokaller daha güçlü ve net şekilde öne çıkmış. İlk dönemlerindeki melankolik ve romantik havayı yeniden filtresiz solumuşlar. Grup elemanlarının kullandığı gitar, bas, klavye, piyano, orkestra çanı, santur ve perküsyon aletlerinin yanı sıra albümde onlara farklı enstrümanlarla beş müzisyen daha eşlik ediyor. Böylece viola da gamba, klarnet, keman, arp, flüt ve çellonun da renklendirdiği çok daha zengin ve organik bir sound elde edilmiş. Şarkıların temasına bakılınca, bütün sözleri kaleme alan Glen Johnson’ın yine insanoğlunun doğasına ve bu dünyadaki varlığının yarattığı çeşitli sorunlara odaklandığı görülüyor. Yine yalnızlık var, buluşamayan ruhlar ve kaybedilen aşkların ardından yazılan iç burkan şarkılar var. Yalınlaşmış sound’u ve incelikle dokunmuş prodüksiyonuyla “Life Has Not Finished With Me Yet”, grubun kariyerinde önemli bir artıdır. Ruhlarından süzüleni dinleyiciye aynen yansıtan, günümüzün en içten, en dürüst müzik yapan gruplarından birisi Piano Magic. www.zulalkalkandelen.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle