25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Ban: Bütün taraflar şiddete son versin ‘bütün da an şu de e’ riy Su i, er et kr Se el en G BM rguladı seçeneğin’ Annan planı olduğunu vu azetecilerle sohbetine “Nasılsınız, teşekkür ederim” diyerek başlayan BM Genel Sekreteri Ban Kimun, hem Korece hem de Türkçenin Ural Altay dil ailesine ait olduğunu, bu yüzden Türklerin Koreceyi, Korelilerin de Türkçeyi kolay öğrenebileceğini söyledi. Medeniyetler İttifakı ve Somali konferansının olduğu bir dönemde İstanbul’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Ban, Türkiye’yi “global lider” olarak yükselen ülkeler arasında saydı. Ban Kimun, Türkiye’nin Somali’de oynadığı rolü vurgularken “Türkiye, Somali’de daimi elçilik açan tek Batı ülkesi” dedi. ciddi bir etkileri olacağını söyleyen BM Genel Sekreteri, krizin başında BM Güvenlik Konseyi üyeleri arasında görüş birliği olmadığını, ancak gözlemci misyonuna dair alınan 2043 sayılı kararla yakın zamanda tek ses olarak hareket ettiklerini belirtti. Ban, Hula katliamının ardından bütün dünyadan gelen kınama açıklamalarını da “cesaret verici” olarak niteledi. Şimdi üye ülkeler arasında yaklaşım farkı bulunduğunu belirten Ban Kimun, ancak Hula’dakine benzer katliamların devamı halinde, bunun felaketle sonuçlanacak bir iç savaşa yol açacağı görüşünün geçerli olduğunu ve pek çok liderin de kendisinden sonra benzer görüşü dile getirdiğini vurgulayarak, “hem Suriye hükümetine hem muhalif güçlere şiddeti sona erdirme” çağrısını yineledi. Genel Sekreter Ban, iki tarafa da seslenmekle Cenininki Can, Kadınınki Patlıcan AKP kimliğini sergilemekte, hiçbir şey “kürtaj” konusu kadar aydınlatıcı olmadı… Kadını hor görmek, aşağılamak, hiçe saymak onlarda… İslamcı parti, dinci parti etiketini bir kenara itip “devlet laikliğini” Arap diyarlarında propaganda saikli uluorta savunurken yasaya “dini temelli meşruiyet kılıfı” bulmak, fetva vermek onlarda… Sanatçı Fazıl Say dahil hizadan her çıkanın ifade özgürlüklerini, hapis cezasına varan yaptırımlarla sınırlayıp cezalandırmak, bu arada kendi ağızlarına gelen her abuk lafı beyan etmek hakkını kendinde görmek onlarda... İnsan yaşamına sözümona değer vermek adına kürtajı yasaklamayı meşru bulurken, kadının yaşam hakkı üzerinden basıp geçmek ikiyüzlülüğü onlarda… Örnek mi arıyorsunuz? İşte Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in son söyledikleri: “Efendim birisi zina yapmışsa, gayri meşru çocuğu doğursa mıymış? Zina yaparken düşünsün onu” diyen Gökçek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Karnındaki çocuğun suçu ne? Onu da devlet alır yetimhaneye koyar. Haberi bile olmaz çocuğun. Ama onun bir yaşama hakkı var. Siz cinayet işliyorsunuz. Anası olacak kişinin hatasından dolayı çocuk niye suçu çekiyor? Anası kendini öldürsün. İstisnalar kaideyi bozmaz. Kimsenin kürtaj yaptırmaya hakkı yok.” “Cenininki can, kadınınki patlıcan!” diyor kısacası TC başkentinin belediye başkanı… Melih Gökçek de ciddiye alınır mı diyebilirsiniz… Gökçek’i Gökçek olduğu için değil, Ankara Belediye Başkanı olduğu için, görevi ve konumundan ötürü ciddiye almak durumundayız. Töre cinayetlerinin böylesine yaygın olduğu bir ülkede töreyi meşrulaştıran bir söyleme imza atıyor TC başkentinin belediye başkanı… “Ana karnındaki çocuğu aldırmak cinayettir… Anası gerekirse kendini öldürsün” dediğiniz noktada töreyi zımnen onaylamanın çok ötesinde, “töre cinayetine”, “töre intiharına” yeşil ışık yakıyorsunuz demektir. Töre de bir yana… Bu anlayışın, kadını salt bir üreme aracı ve üreme makinesine indirgeyen bir anlayış olduğu açıktır. Çocuğun döllendiği “rahim”den ibaret kadın. Devlet rahmin içindeki çocuğun peşine düşüyor… Rahmin sahibini umursamıyor. Gerekirse çocuğu alacak. Yetimevinde; görüşleri doğrultusunda biçimlendirip yetiştirecek… Faşist ve komünist diktatörlüklerde olduğu gibi tıpkı… Ancak kadının ne hali varsa görsün. Dilerse kendini öldürsün. AKP kodamanlarının bu “Cenininki can, kadınınki patlıcan!” görüşünü, laf anlamaz biçimde bodoslamadan kürtaja cephe alan tutumlarından zaten kavramıştık... Verileri gözümüze sokan hekimler, kadın ve insan hakları savunucuları art arda kürtajı yasaklamanın istisnasız biçimde “kadın ölümlerini arttırmakla eşanlama geldiğini” söyleyegeliyorlar. Bunu, uluslararası deneyimlere/ çalışmalara/ rakamlara dayanarak öne sürüyorlar. “Ülkemizde de geçmiş yıllarda olduğu gibi kürtajın yasaklandığı her yerde kadınlar, sakatlanmalar ve anne ölümlerine yol açan merdiven altı operasyonlara, cahil yöntemlere başvuruyor.” En son bunu daha dün BM Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW) Komitesi üyesi Prof. Dr. Feride Acar söyledi… Dahası... Kürtajın serbestleşmesi için, ülkesi ve dünyada uzun yıllar mücadele veren insan hakları, kadın hakları, sivil haklar savunucusu Emma Bonino, Acar’ın önümüze koyduğu tablonun sonucu olarak, “her 8 dakikada 1 kadının yaşamını yitirdiğini” belirtiyor. Uzmanların listesini ve örnekleri daha uzatabiliriz. Kürtajın yasaklanması = kadın ölümlerinin çoğalması denklemi hiç değişmiyor. Ancak AKP yetkililerinin tavrını; hiçbir sağduyulu açıklama, hiçbir empirik veri etkilemiyor. “Kadın ölümlerinin” artması onları hiçbir biçimde ırgalamıyor… Varsa yoksa anne karnında hücrelerden ibaret olan birkaç haftalık ceninin “yaşam hakkı”! Ya yirmi yıllık, otuz yıllık, kırk yıllık koskoca bir insanın (altyazıyla geçelim “kadının”) yaşam hakkı ne olacak? O yaşamın zerre değeri yok gözlerinde. Kadın düşmanlığının bu kadarı da olmaz ki! stanbul’da bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan BM Genel Sekreteri Ban Kimun, 300 BM gözlemcisinin Suriye’de bulunduğunu belirterek “Ama 300 silahsız gözlemcinin bütün şiddeti durdurmasını beklemek gerçekçi olmaz. Hem hükümet, hem muhalif güçler bütün taraflar şiddete son vermeli” dedi. ÖZGÜR ULUSOY İ ‘Nasılsınız, teşekkür ederim...’ G birlikte, Suriyeli yetkililerin ayrım gözetmeksizin şiddet kullanmasına dikkat çekerek, BM gözlemcilerinin de Şam rejiminin ağır silahlar kullandığını doğruladığının altını çizdi. ‘ irleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Kimun, Suriye için Annan barış planının şu anki tek seçenek olduğunu vurgulayarak “Suriye’deki bütün taraflar şiddete son vermelidir” dedi. İstanbul’da bulunan Ban Kimun’un dün bir grup gazeteciyle düzenlediği yuvarlak masa toplantısına Suriye damgasını vurdu. Suriye’de yaşananların uluslararası toplumu kaygılandırdığını belirten BM Genel Sekreteri, “Suriye’de işler böyle devam edemez. Her gün onlarca insan öldürülüyor. Tam bir sayı vermek zor olsa da bugüne kadar yaklaşık 10 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor” diye konuştu. Ortak Özel Temsilci Kofi Annan’ın birkaç gün önce Suriye’de bulunduğunu ve Suriye’nin artık bir kırılma noktasına geldiğini ifade ettiğini kaydeden Ban, “Bütün taraflar şiddete son vermeliler ki, Suriye halkının beklentilerine cevap verecek siyasi çözüm süreci için siyasi müzakereler B (Fotoğraf: Vedat ARIK) ve diyalog başlayabilisin” dedi. Genel Sekreter böylece İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve uluslararası hukuk adına faillerden hesap sorulabileceğine dikkat çekti. BM’nin yaklaşık 300 silahsız gözlemciyi Suriye’ye gönderdiğini anımsatan Ban Kimun, “300 silahsız gözlemcinin bütün şiddeti durdurmasını beklemek gerçekçi olmaz. Şiddete bütün taraflar son vermeli. Hem hükümet, hem muhalefet güçleri hem de şiddete başvuran, insanlara saldıran, katleden diğer bütün güçlerin şiddete son vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. ula benzeri katliamlar Suriye’yi iç savaşa götürür Güvenlik Konseyi üyelerinin tek ses olarak konuştuğunda ve birlikte hareket ettiğinde barış ve güvenlikle ilgili meselelerde H Annan planının başarılı mı başarısız mı olduğunu söylemek için koşulların prematüre olduğunu ifade eden Ban Kimun, “Ama sahip olduğumuz bütün seçenek bu, şu anda bir B planımız yok” dedi. Söz konusu planın hem Güvenlik Konseyi, hem Arap Birliği ülkeleri hem de uluslararası topluluk tarafından benimsendiğini ve Suriyeli yetkililer ile hatta muhalif güçlerce kabul edildiğini anımsatan Ban, bütün tarafların plana uyması gerektiğini kaydetti. Soru üzerine, Türkiye hükümetinin, Suriye krizinin başlangıcından beri hem insani hem siyasi olarak önemli bir rol oynadığını belirten Ban, üst düzey yetkililerin sürece müdahil olduklarını, Suriyeli yetkililerle, hatta Beşşar Esad’la görüşerek şiddeti durdurma tavsiyesinde bulunduklarını anımsattı. Türkiye’nin 25 bin göçmene cömertçe evsahipliği yaptığını belirten Genel Sekreter, Türkiye’nin Suriye konusunda önemli bir rol oynamaya devam edeceğine emin olduğunu belirtti. Ban, Suriye’nin Dostları grubunun amacının hem Suriye hükümetine hem muhalif güçlere barış planına uyulması çağrısı yapmak olduğunu dile getirerek, Türkiye’nin de muhalif güçlerle görüştüğünü, çabaların koordine edilebileceğini sözlerine ekledi. Herkes plana uymalı’ Dertleri ‘asker’ yetiştirmek Mübarek’e ömür boyu Dış Haberler Servisi Mısır’da 25 Ocak 2011’de başlayan halk ayaklanması sonucu istifa etmek zorunda kalan eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek (84), gösteriler sırasında protestocuların öldürülmesine suç ortaklığı ettiği gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mübarek, güvenlik kuvvetlerine göstericilere müdahale edilmesi talimatı vermek, rüşvet, yolsuzluk, kamu mallarını çıkar için kullanmak ve kamuyu zarara uğratmak suçlarından, oğulları Ala ve Cemal’in yanı sıra eski içişleri bakanı Habib el Adli ile birlikte yargılanıyordu. İddianameyi hazırlayan savcı, eski cumhurbaşkanı için idam cezası talep etmişti. Mahkeme Ala ve Cemal hakkında yolsuzluk suçlamalarından beraat kararı verdi. Cemal ve Ala Mübarek’in tutukluluk hali, haklarında “borsada manipülasyon” suçlamasıyla açılan diğer bir dava nedeniyle sürecek. El Adli protesto eylemleri sırasında göstericilerin öldürülmesiyle ilişkili olarak ömür boyu hapse mahkum edilirken, 6 polis şefinin beraat etmesi tepkilere neden oldu. Mübarek hakkındaki karar muhalifleri ikiye böldü. İdam cezası bekleyenler, Tahrir Meydanı’na ineceklerini belirterek, mahkeme kararının taraflı olduğunu öne sürdü. Muhalifler arasında yer alan bir grup ise karardan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kararın açıklanmasının ardından mahkeme salonunda kararı protesto edenlerle güvenlik görevlileri arasında arbede, mahkeme binasının önünde de çatışmalar yaşandı. Hem Mübarek tarafının hem de Tahrir Meydanı’nda ölen protestocuların avukatları bir üst mahkemeye başvurarak karara itiraz edecek. Kararı öğrendikten sonra sağlık sorunu yaşayan ve helikopterde tedavi edilen Mübarek’in, cezasını çekeceği hapishaneye getirildiğinde, helikopterden inmeyi reddederek yetkililere bir süre direndiği bildirildi. Kadın düşmanlığının daniskası 3 Ağustos 2011’den beri kaldığı askeri hastaneye geri götürülmesi için yalvardığı ve ağladığı belirtilen Mübarek’in cezaevi hastanesine gitmemek için direndiği öne sürüldü. Bazı muhalifler, ömür boyu hapis cezasını yeterli bulmadı. (REUTERS/ EPA) T.C ÇERKEZKÖY İCRA İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2012/58 TALİMAT SATIŞI YAPILACAK TAŞINMAZIN CİNSİ, NİTELİĞİ, KIYMETİ, ADEDİ, ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ: TEKİRDAĞ İLİ ÇERKEZKÖY İLÇESİ GAZİMUSTAFAKEMALPAŞA MAH. 386 ADA 21 PARSEL SAYILI 455,00 M2 ÜZERİNDEKİ 120/400 ARSA PAYLI, BLOK/KAT/GİRİŞB.B.NO: /ZEMİN/ (BAĞIMSIZ BÖLÜM NO: 1) MESKEN NİTELİĞİNDEKİ TAŞINMAZ 60.000,00 TL. MUHAMMEN BEDELLE SATILACAKTIR. İMAR DURUMU: 1/1000 ÖLÇEKLİ REVİZYON UYGULAMA İMAR PLANINDA KONUT ALANINDA KALMAKTA OLUP, AYRIK NİZAM 4 KAT İMARLI MAX. TAKS: 0.40’TIR. HALİHAZIR DURUMU: ARSA ÜZERİNDE BODRUM KAT, ZEMİN KATLI B.A. YAPI TARZINDA İNŞA EDİLMİŞ BİNANIN ZEMİN KATINDADIR. BİNANIN ÇATISI YOKTUR. MESKEN; SALON, 3 ODA, MUTFAK, BANYO, TUVALET, HOL VE KORİDORDAN İBARETTİR. MESKEN 120,00 M2 ALANLIDIR. SALON VE ODA TABANLARI LAMİNAT PARKE, DİĞER MAHALLER SERAMİK İLE KAPLIDIR. DUVARLAR PLASTİK, TAVANLAR TAVAN BOYALIDIR. PENCERELER PVC, İÇ KAPILAR AHŞAP, GİRİŞ KAPISI ÇELİKTİR. ISINMA SOBA İLE SAĞLANMAKTADIR. MESKEN ŞEHİR MERKEZİNDE, GMKP MAHALLESİ’NDE, YOLU STABİLİZE OLUP ELEKTRİK, SU, ÇÖP TOPLAMA GİBİ BELEDİYENİN HİZMETLERİNDEN YARARLANIR KONUMDADIR. HER TÜRLÜ ULAŞIM İMKANINA SAHİPTİR. SATIŞ ŞARTLARI VE GÜNLERİ; l) Yukarıda ayrıntıları ile belirtilen taşınmazın birinci satışı 16.07.2012 günü, saat 14.00’ten 14.10’a kadar, Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa bunların alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok artırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile aynı taşınmazın ikinci satışı 26.07.2012 günü saat 14.00’ten 14.10’a kadar, Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak kaydı ile artırma ilnanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin tahmin edilen kıymetin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi gerekir. Aksi halde satış talebi düşecektir. 2) Satışa iştirak edeceklerin muhammen bedelin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı, istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga resmi, tapu harç ve masrafları ve KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve Tellaliye resmi satış bedelinden ödenir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgelerle birlikte onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4) Satış bedeli hemen veya verilen müddet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelinin yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil edilecektir. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/58 talimat sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ayrıca, İİK’nun 127. maddesi gereğince, işbu satış ilanının, tapuda adresi bulunmayan ve adli tebligatı iade olan diğer ilgililer hakkında da tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 04/05/2012 (İc. İf. K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 34456) VEFAT Baromuzun 5607 sicil sayısında kayıtlı VEFAT Baromuzun 40691 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT AVUKAT NURTEN GÜNDÜZ vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 03.06.2012 Pazar günü (bugün), Kartaltepe Amine Hatun Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. SEYİT MEHMET BURUK vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 03.06.2012 Pazar günü (bugün) Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Poyrazköy Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDEN İLAN Davacı TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. Davalı Sami Köylü hakkında mahkememize açılan itirazın iptali davasında yapılan yargılama sırasında verilen ara kararı uyarınca; Davalı Sami Köylü’nün (T.C.56392155736 Mustafa oğlu, Zeynep’ten olma 23/02/1949 d.lu) Tepealtı Mah. Ragıp Tüzün Cad. 200/1 Yenimahalle / Ankara adresine dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliği yapılamadığından ve davalının adresinin tespiti için yaptırılan tahkikatta da yeni bir adres tespit edilemediğinden; dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Davacı/alacaklı T.İşbankası A.Ş. tarafından borçlu hakkında; Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/12742 sayılı dosyasına davalı/borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemi ile itirazın iptali davacı açıldığı; Davalının bu davaya karşı cevap dilekçesi vermek istediği takdirde HMK.nin 129(1) maddesinde yazılı unsurları taşıyan cevap dilekçesini 2 hafta içerisinde mahkemeye verebileceği; delillerini, hangi vakıanın delili olduğunu da açıkça belirtmek suretiyle cevap dilekçesine ekleyerek sunabileceği; başka yerden getirtilecek belge ya da dosyaların bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgileri cevap dilekçesinde yer vermek zorunda olduğu; ayrıca delillerinin toplanması için delil avansı yatırdığında işlemlerin Mahkemece resen yapılacağı; HMK. 122(1), 126(1) (2) ve (3), 127(1), 128(1), 129(1) (2) maddeleri uyarınca ihtar olunur. Dava dilekçesinin ve davetiye açıklamasının davalıya tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur.29/05/2012 İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI “Laiklik, kuşkusuz dinsizlik değil; Atatürk’ün sözü ve eylemiyle, kadının yurttaşlığı davasıdır. Laiklik; elektrolitik bakır saflığı reklamı gibi, yüzde 99 Müslüman olduğu ilan edilen ülkemizde, yüzde 1 azınlıkta kalsa bile, yurttaşın ateist oluşunu ve bu inancını açıklamak özgürlüğüdür. Fazıl Say’a Destek Girişimi bildirisine hemen katılıyorum. Adrese teşekkür. Dostça dilekler ve saygılarımla, Bozkurt Güvenç.” Değerli hocam Bozkurt Güvenç’e duyarlı tepkisi için ben de buradan şükranlarımı sunarım. Fazıl Say’a destek ESAS NO: 2011/542 Esas İST ANB UL C UMO K ÇA ĞRIS I (Olumsuz hava koşulları nedeniyle ertelenen 27 Mayıs ziyareti) EDİRNE’YE GİDİYORUZ 10 Haziran 2012 PAZAR Ziyaret edilecek yerlerden bazıları ‘Esad’ı devirmek için Türkiye görevlendirildi’ Dış Haberler Servisi İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in yüksek askeri danışmanı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi, Suriye rejiminin çökertilmesi için Türkiye’nin görevlendirildiğini ileri sürdü. İran’daki Fars ajansının haberine göre, Ankara’nın Suriye politikasının İsrail ve ABD çıkarları doğrultusunda olduğunu öne süren Safevi, Suriye’ye karşı yapılanların bir ‘oyun’ olduğunu ve bunun da Türkiye üzerinden yapıldığını iddia etti. Tümgeneral Safevi, “ABD, İsrail, bazı Avrupa ülkeleri ve Suudi Arabistan ve Katar başta olmak üzere bazı Arap ülkeleri, Beşşar Esad yönetimini zayıflatmak ve devirmek istiyor ve bunun için Türkiye’yi aracı olarak görevlendirdiler. Türkiye bu ülkeleri temsilen bu işi yürütüyor. Buradaki asıl amaç Siyonist İsrail rejiminin bekasını sağlamaktır ve bu konunun bu rejime karşı direniş ekseninde yer alan Suriye, İran ve Hizbullah’ın zayıflatılması ile gerçekleştirilmesi planlanmaktadır” diye konuştu. Safevi, Türkiye’nin Suriye meselelerine ‘müdahalesinin’ Türk hükümeti için gelecekte kendi halkı nezdinde sorun yaratacağını savundu. Ayrıntılar için telefonla bilgi alabilirsiniz Lütfen yerinizi ayırtınız. Telefon: 0535 793 44 14 0535 815 62 47 0532 236 85 90 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 34845) w w w. cu mok .o rg C MY B C MY B * Lozan Barış Anıtı * Karaağaç 9. Jandarma Anıtı * Sarayiçi *Adalet Kasrı * Avrupa Müze Konsey Ödülü’nü almaya hak kazanmış Darüşşifa * Sağlık Müzesi * Bedesten * Üç Şerefeli ve Selimiye Camii ve Selimiye Arastası * Kanuni Köprüsü (Mimar Sinan yapısı) vb. diğer tarihi yerler… Silivri Metro Tesisleri’nde kahvaltı Öğle yemeği (Selimiye Camii Karşısı) Hareket: 10 Haziran 2012 Pazar Saat 06.30 Kadıköy Bel. Evlendirme önü 07.00 Bakırköy İncirli Ömür Plaza önü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle