18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Generaller Suriye sınırında BEKİR ŞAHİN/AKIN BODUR GAZİANTEP/İSKENDERUN Türkiye ve Suriye arasındaki kriz sürerken Gaziantep’ten Suriye sınırındaki Kilis’e askeri araç sevkıyatı yapıldı. Askeri yetkililer, Suriye’nin de kendi bölgesinde sınıra askeri sevkıyat yaptığını bildirdi. Gaziantep’te 12 araçlık askeri konvoy, dün sabah Gaziantep 5. Mekanize Zırhlı Tugayı General Ataman Kışlası’ndan Kilis’e doğru yola çıktı. Aralarında Stinger kısa menzilli hava savunma sisteminin bulunduğu askeri araçlar Suriye sınırındaki 2. Hudut Taburu’na giriş yaptı. Hatay’ın İskenderun ilçesinde de önceki gece başlayan sevkıyat dün de devam etti. 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Şehit Teğmen Ahmet Tor Kışlası’ndan çıkan askeri araçlar, Suriye sınırına hareket etti. Araçlarda füze bataryaları ve ağır makineli silahların da bulunduğu belirtildi. Askeri sevkıyatın devam edeceği, askeri araçların sınırdaki Cilvegözü Sınır Kapısı, Reyhanlı, Yayladağı ve Altınözü ilçelerinde konuşlandırılacağı öğrenildi. Askeri sevkıyatın ardından Adana’da 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Sezai Bostancı ile Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş, Suriye sınırında incelemelerde bulundu, birlikleri denetledi. Öncüpınar 4. Hudut Bölük Komutanlığı’nı ziyaret eden komutanlar, 2. Hudut Tabur Komutanı Binbaşı Salih Üstündağ’dan brifing aldı. Komutanlar sınırdaki birlikleri denetledikten sonra kentten ayrıldı. Diyarbakır Cezaevi’nde Tutuklu Olan Tayyip Neler Söyledi? Fotoğraf: AFP Diyarbakır Tutuklu gazeteciler sadece “Silivri Zulümhanesi”nin ya da Edirnekapı Kadın Cezaevi’nin ucu açık konukları değiller. Diyarbakır Cezaevi’nde de 80’den fazla meslektaşımız var. Üstelik onlar bölgenin özelliği gereği çoğunlukla Kürt kökenliler. Çalıştıkları gazeteler, dergi ve haber ajansı da Kürtçe yayın organları. Devletin, bugünkü iktidar döneminde TRT’ye verdiği olumlu bir görev gereği, kamu televizyonunda (TRT 6 “şeş”) hem Zazaca hem de Kırmançi lehçeleri ile yayın yapsa da bölge insanı, daha çok özel medyayı tercih ediyor. Bunu da yadsımamalıyız. Zira biz ülkenin öteki yörelerinde doğmuş ve anadili Türkçe olanlarımız, bir zamanlar tek tabanca olarak karşısından ayrılmadığımız devlet radyosu ve televizyonu yerine, hele haberleri izlemek istediğimiz zaman özel kanallara başvurmuyor muyuz? Diyarbakır’a Basın Konseyi adına geldik. Konsey Başkanlığı’nı üstlenmiş olan benim yanım sıra yüksek kurul üyelerimiz avukat Turgut Kazan, gazeteciler Tufan Türenç, Yalçın Büyükdağlı ile birlikte kapı yoldaşım ve eski dostum Ali Sirmen de var. 12 Eylül cuntasının hışmına uğrayan meslektaşlarımızdan olan Sirmen, cezaevinin ne menem bir şey olduğunu da yakından bilenlerden. Görüşeceğimiz meslektaşlarımız D tipi yüksek güvenlikli kapalı cezaevinin parmaklıkları arkasında bulunan Tayyip Temel, Vedat Kurşun ve Ahmet Birsin. Vedat, Azadiye Welat’ın eski yazıişleri müdürü, Ahmet Birsin, Gün TV’nin genel yayın koordinatörü, Tayyip Temel de yine Azadiye Welat’ın eski genel yayın yönetmeni. Mesleğin en eski mensuplarından birisi olarak benim, Diyarbakır’daki tutuklu gazetecilerle çok yönlü görüş ayrılıklarım olduğu kesin. Ancak onlarla kesişen ve bir gazeteci olarak, üzerinde hiç ödün veremeyeceğim olgu, kişinin ifade özgürlüğüdür. Yayınladıkları gazetelerde anadillerini kulanmaları serbest. Ama yargı önünde Kürtçe savunma yapmaları yasak! Bu çelişkili durum sürdüğü için; KCK sanıklarının avukatlarına da anadilleri ile savunma hakkı tanınmıyormuş, Dahası, ÖYM’lerce, KCK davalarında kura çeker gibi 154 sanıktan sadece 7’sini duruşma için çağırarak görülmemiş bir duruşma yürütülmek isteniyormuş! HSYK duymuyor, görmüyor mu bu garabeti? Diyarbakır Baro Başkanı, bu durumdan dolayı bir hayli dertli. Silivri’deki özel yetkili mahkemelerde avukatların boykotu neyse, Güneydoğu’daki mahkemelerde de aynı nedenlere dayanıyor. Yine kısıtlanan hem bireyin hem de toplumun gerçekleri öğrenme, haber alma haklarıdır. Çantamda, 3’ü geçen haftalarda salıverilmiş 104 meslektaşın adları ve çalıştıkları yerler var. Bunların önemli bir bölümü Kürt kökenli yurttaşlardan oluşuyor. Yayınları şayet şiddet olgusu içermiyorsa, okurları ya da izleyicilerini saldırıya azmettirmeyi düşünmüyorlarsa, 21. yüzyılda, savcılarımız onlara ne tür bir suçlama yöneltiyorlar? Diyarbakır Baro Başkanı, tıpkı Silivri’deki şüpheliler gibi KCK tutukluları için de aynı uygulamaların geçerli olduğunu söylüyor. Ve en önemlisi, görüştüğümüz o tutuklu üç meslektaşımız aracılığı ile tutuklu olan öteki gazetecilere, şiddet ve saldırıya yönelmedikleri sürece; görüşlerini özgürce ifade etmeleri için destek olacağımızı söyledik.. Tıpkı Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Müyesser Uğur Yıldız, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Turan Özlü için verdiğimiz uğraşlar gibi. Sayın Başbakan, zaman zaman, yurttaşlara seslenirken “Bizler bir elmanın iki yarısıyız” diyor ya. Şayet o sözler içtenlikle söyleniyorsa.. Yine şayet, AKP’den olanlarla olmayanlar ayırt edilmiyorlarsa.. O elmayı içine herhangi bir kurt düşmesin diye koruyalım. Ve özel yetkili mahkemelerin yerini alacak olan “ağır ceza mahkemeleri”nin bakacağı terör suçlarını, ifade özgürlüğü gibi çok kutsal olan haklarımızla karıştırmayan bir yasa yapılacağına inanan yok denecek az Diyarbakır’daki sivil toplum temsilcileri arasında. Son bir not da Başbakan’ın okuması dileği ile: Diyarbakır Cezaevi’ne tutuklu olarak giren ve en az üç yıl duruşmasının başlamasını bekleyen şüpheliler, örgüt üyesi değillerse bile devletin cezaevindeki eğitim yüzünden iflah olmaz PKK’li oluyorlarmış! Fotoğraf: AAKEREM KACALAR Suriye gündemli toplantı 5 saat sürdü Düşürülen Türk jetinin ABD kontrolündeki radarı test ettiği belirtildi MGK’den kararlılık vurgusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK), “demokratik açılımın” devam edeceğinin sinyalleri verildi. MGK açıklamasında “Uçağımızın Suriye tarafından vurulması olayı ayrıntılı olarak ele alınmış, Türkiye’nin bu saldırgan eylem karşısında uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm haklarını mahfuz tutarak kararlılıkla hareket edeceği vurgulanmıştır” denildi. MGK’nin 5 saat süren haziran ayı olağan toplantısının ardından yayımlanan bildiride, terörle mücadeleye en güçlü şekilde ve aynı kararlılıkla devam edileceği vurgulanarak “Terör eylemlerinin, toplumsal barışın tesisi ve sorunun çözümüne yönelik irade ve bu yönde atılacak sağduyulu adımları sabote edemeyeceğinin altı çizilmiştir” ifadesine yer verildi. Türk uçağının Suriye tarafından düşürülmesinin ayrıntılı olarak ele alındığı belirtilen bildiride şöyle denildi: “Türkiye’nin bu saldırgan eylem karşısında uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm haklarını mahfuz tutarak kararlılıkla hareket edeceği vurgulanmıştır. Suriye’deki gelişmeler kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiş; bu ülkede akan kanın bir an evvel durdurulması ve halkın meşru talepleri doğrultusunda demokratik sürecin önünün en kısa sürede açılması gerektiği ifade edilmiş, ayrıca sınır bölgesinde yaşanan son gelişmeler değerlendirilmiştir.” Bildiride Türkiye’nin, Irak’taki siyasi gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdürdüğü belirtilerek Irak’ta 6 ayı aşkın süredir devam eden siyasi bunalımın bir an önce demokratik ve anayasal çerçevede çözüme kavuşturulmasının önem taşıdığı vurgulandı. Mısır ve Libya’daki gelişmelerin de görüşüldüğü belirtilen bildiride, “Ülkemizin ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki temel hak ve çıkarlarının korunmasına yönelik alınan önlemler ve önümüzdeki dönemde atılacak adımlar kapsamlı olarak ele alınmış, son dönemde yaşanan gelişmeler değerlendirilmiştir” denildi. Kisecik’i deniyordu AKIN BODUR CHP’den aileye ziyaret CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP İstanbul İl Başkanvekili Şerdil Dara Odabaşı, il yönetim kurulu üyesi Bayram Ali Çeşmeci ve CHP Bağcılar İlçe Başkanı İsmail Kelbat ile birlikte, Suriye’nin düşürdüğü Türk askeri uçağında bulunan pilotlardan Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un ailesini Bağcılar’daki evinde ziyaret etti. Baba Aksoy’a moral veren Salıcı, “Pilotlarımızın bir an önce ve sağ salim bulunmalarını diliyorum” dedi. ‘Irak’ta çözüm önemli’ İngiliz gazetesi The Guardian Suriye kriziyle ilgili Türkiye’yi ağır bir dille eleştirdi ‘Tavrı zayıf ve akılsız’ Haber Merkezi İngiliz gazetesi The Guardian, Ankara’nın krizdeki tavrını “zayıf” ve “akılsız” olarak niteledi. Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesinin ardından iki ülke arasında tırmanan gerilime ilişkin iddialar yabancı basında yer almaya devam ediyor. Gazetenin editör yardımcısı ve dışişleri muhabiri Simon Tisdall imzalı haberde, “Suriye krizi, Ankara’nın bölgesel süper bir güç olmak için girişimlerinin akılsızlığını ve zayıflığını ortaya çıkardı” savını öne sürdü. Tisdall şu değerlendirmeyi yaptı: “Erdoğan’ın sınıra yaklaşan Suriye ordusunu hedef alan yemini, neye mal olursa olsun muhalif güçlere destek ve Esad hanedanını düşürmek için yapabileceği her şey Türkiye’nin pozisyonunun zayıflığını hemen hemen hiç değiştirmedi. Ankara’nın ikiz önceliklerinin her ikisi de içe yönelik; modernleşme ve ekonomik büyüme. Türkiye, bu amaçlarını tehlikeye atabilecek, Kürt bölgesindeki istikrarı daha da bozabilecek ve sınırdaki bölgesel çıkarlarını ciddi bir şekilde riske atabilecek güney sınırında bir savaş istemiyor ve bunu göze alamaz. Esad, muhtemelen bunu çok iyi biliyor.” Araplar ‘yeni Osmanlıcılığa’ direnir ABİDİN YAĞMUR MÜ öğretim üyesi Hülagü: ABD elçisi Mersin’de ABİDİN YAĞMUR MERSİN Türkiye ve Suriye arasındaki gerilimi değerlendiren ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Mersin’e geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ricciardone Türkiye ile Suriye arasındaki krizle ilgili soruyu “Türkiye’yi müttefik olarak, dost olarak, ortak olarak sonsuz destekliyoruz. İlişkilerimizi devamlı olarak iyileştiriyoruz” diye yanıtladı. Mersin ziyaretinin amacının ekonomik ilişkiler olduğunu vurgulayan Ricciardone, Türkiye ve ABD’nin Suriye’deki kâbusun bitmesi için birlikte çalıştığını belirterek şöyle devam etti: “Suriye rejiminin kendi halkıyla savaş içerisinde olması üzücü ve bu kabul edilemez. Bu kâbus bittiğinde Suriye tekrar dünyaya açılır. Ben iyimserim.” 151 Suriyeli daha geldi HATAY (Cumhuriyet) Suriye ordusundan ayrılarak muhaliflere katılan bir albay ile bir yarbayın da aralarında bulunduğu 151 kişi Türkiye’ye sığındı. Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Kuşaklı, Kavalcık ve Bükülmez köylerinden gece sınırı geçen Suriyeliler, buradan alınarak Reyhanlı’daki çadır kente getirildi. Subay ve aileleri Apaydın köyündeki çadır kente siviller ise Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesindeki kamplara gönderildi. ‘İran uçaksavarı vurdu’ iddiası İngiltere’de Arapça yayımlanan El Kuds el Arabi gazetesinin Şam’daki bir Suriyeli uzmana dayandırdığı iddiaya göre Türk savaş uçağı, iki yıl önce İran’dan satın alınan ve zırhlı araçlara monte edilebilen bir uçaksavarla vuruldu. Uzman, Türk jetinin Suriye radarları tarafından yakalanmamak için alçak irtifada uçtuğunu öne sürerek “Türk mürettebat Suriye hava kuvvetlerinin bu kadar alçak bir irtifadan uçan uçakları vurabilecek kapasitede olduğundan habersizdi” diye konuştu. MERSİN Mersin Üniversitesi (MÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Dr. Funda Hülagü, “Arap halkları için, AKP İsrail’e taş atan çocuklarla değil, Kaddafi’nin linç görüntüleriyle anılmaya başladı. Araplar ‘yeni Osmanlıcılığa’ direnir” dedi. Suriye krizini değerlendiren Dr. Hülagü, “Suriye’nin yeni dünya düzenine eklemlenmesinde Türkiye’nin rolü değişmemiş ve hatta Türkiye’nin buradaki gönüllülüğü Libya’ya postal dahi koymak istemeyen ABD’nin de işine gelmiştir. Suriye’nin piyasacılığa tam boy açılmasının bir yolu, bir zamanlar Esad’la yapılan yat turlarından geçiyor idiyse, şimdi bu yol Esad ikti darının alaşağı edilmesidir” diye konuştu. Hülagü, ABD’nin 11 Eylül’ün ardından Büyük Ortadoğu Projesi’ni, radikal Sünni İslamın ötekileştirmesi üzerine kurduğunu, günümüzde ise Şii Müslümanların yabancılaştırılması ve sonucunda İran’ın düşürülmesi yolunu seçtiğini kaydetti. AKP’nin, “yeni Osmanlıcılık” olarak adlandırılan bölgesel projeler için devleti yeniden yapılandırdığına da dikkat çeken Hülagü, “AKP’nin bizzat kendisi uluslararası bir mekanizmadır. Bölgede emperyalizm yanlısı politikalar izleyen Suudi Arabistan ve Katar, yeni Osmanlıcılıktan rahatsız. Bu iki ülke bölge liderliğini kolay kolay Türkiye’ye vermez. Araplar ‘yeni Osmanlıcılığa’ direnir” dedi. Fotoğraf: AAABDÜLGAFUR KILIÇ İSKENDERUN Suriye tarafından düşürülen uçağın yüzde 90’ı Amerika’nın kontrolünde olan Kisecik’teki radarı test etmek için uçuş yaptığı belirtildi. İki pilot ve enkazı arama çalışmalarında yedinci gün geride kalırken umutlar da tükeniyor. Suriye tarafından denize düşürülen RF4E tipi Türk askeri keşif uçağının Antakya’nın Kisecik köyündeki Kiseciktepe mevkiinde kurulan NATO radarının ölü bölgelerini test etme amacıyla uçtuğu öğrenildi. Uydu bağlantılı olarak çalışan Kisecik radarı, 2005 yılından beri TSK ve NATO tarafından kullanılıyor. Radarın kontrolünün yüzde 90’ı ABD’nin, yüzde 10’u ise Türkiye’nin elinde bulunuyor. Düşürülen uçaktaki pilotlar Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’u arama çalışmaları yedinci günü geride bıraktı. Türk askeri keşif uçağının bulunmasına yönelik çalışmalara, 1 fırkateyn, 1 hücumbot, 1 karakol gemisi, 2 sahil güvenlik botu, 1 uçak, 4 arama kurtarma helikopteri ve TGC Çeşme hidrografi gemisinin katıldığı bildirildi. TSK: PİLOTLARA AİT EŞYALAR BULUNDU Genelkurmay Başkanlığı, olayla ilgili yaptığı açıklamada “Arama ve kurtarma faaliyetlerinin başlangıcından itibaren, olay bölgesi deniz unsurları tarafından 24 saat süre ile, hava unsurları tarafından gündüz süresi içerisinde sürekli olarak aranmıştır. Arama ve kurtarma çalışmaları esnasında pilotlarımıza ait bazı malzeme ile uçağa ait bazı parçalar bulunmuştur. Bugüne kadar 70x23 milkarelik bir alan taranmış, ancak pilotlarımıza ve uçağın enkazına henüz ulaşılamamıştır. Ortalama derinliği 1260 metre olan arama bölgesinde, hidrografi gemisinin dışında başka bir gemi bulunmasına dair çalışmalar Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile koordineli olarak sürdürülmektedir” ifadelerini kullandı. Genelkurmay Başkanlığı ayrıca, “Suriye’den çalınan bir MIG21 uçağının kodlarının Tel Aviv’de çözülüp İncirlik’te Türk Hava Kuvvetleri’ne ait bir RF4 uçağına aktarıldığına dair” iddiayı da yalandı. Arama kurtarma çalışmalarına katılan hücumbotlar Hatay’ın Samandağ ilçesindeki Çevlik sahilinde sık sık yakıt ikmali yaptı. ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Yoğun Kürt nüfusun yaşadığı Halep’in Kobani ilçesinin Aynel Arap kasabasında, Türkiye sınırına 1 kilometre uzaklıktaki yüksek tepeye uçak krizinin ardından terör örgütü PKK ile bağlantılı TevDem adlı yapılanmaya ait bayrak dikildi. 2. Hudut Taburu askerlerince korunan sınırın Türkiye tarafında bulunan Suruç’un Mürşitpınar köyünden görülen bayrak tepkilere neden oldu. Tepkilerin ardından bayrak indirildi. O bayrak indi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, bu yasama yılında aralarında 2010 yılında toplam 27 uluslararası anlaşmayı içeren tasarıyı gündemlerine almadıklarını söyledi. Bozkır, şunları dile getirdi: “Gündeme almadığımız anlaşmalar arasında; 2010 yılında Suriye ile imzalanan bir anlaşma var; bugünün şartları içinde bunu gündemimize almadık. Ermenistan ile imzalanan ve Zürih protokolleri olarak bilinen 2 anlaşmayı da gündeme almadık.” Şam’a ‘anlaşma’ vetosu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle