18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Kredi kuruluşunun açıklaması iki gündür ‘Notumuz yükselecek’ diye havalanan piyasalarda soğuk duş etkisi yaptı Not balonu Fitch’le patladı ? Suriye sınırına asker gönderilmesi haberleri ile güne gergin başlayan piyasalar, kredi değerlendirme kuruluşu Fitch’in not artışı beklentisini kıran açıklaması ile iyice olumsuza döndü. 1.83’ün üzerini test eden dolar en son 13 Haziran’da bu kadar yükselmişti. Ekonomi Servisi İki gündür, “Türkiye’nin kredi notu artacak” yönündeki haberlerle umutlanan piyasalar, uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’de not artışı için erken olduğunu belirten açıklamaları ile düşüşe geçti. Suriye sınırına asker sevk edildiği haberleri ile krizin başlangıcından beri ilk kez güne gergin başlayan, ancak Merkez Bankası Başkanı’nın enflasyonun düşebileceği yönündeki değerlendirmeleri ile biraz gevşeyen dolar, Fitch’in açıklamaları üzerine 1.83’ün üzerini test etti ve günü 1.8320’den bitirdi. İyimserlik havası ile Avrupa’daki eğilimden ayrışan İMKB de günü yüzde 0.59 kayıpla 60.822 puandan kapattı. Avrupa’daki liderler zirvesi öncesi gelen yorumlardaki karamsarlık ve Almanya ile ilgili verilerin beklenenden daha olumsuz gelmesi de dünkü düşüşte etkili oldu. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch öğleden sonra yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin yumuşak inişe yakın olduğunu ancak cari açığın kırılganlık yarattığını” tekrarladı. “Notumuz artacak” balonunun dolaştığı haberlerinin uçuşmaya başlamasından sonra en az 24 saat sessizliğini koruyan Fitch, bu yorumu da doğrudan değil, “Avro Bölgesi Borç Krizinin Gelişmekte Olan Avrupa Ülkelerine Etkisi” başlıklı bir raporda duyurmayı tercih etti. Raporda cari açığın bu yıl 61 milyar dolar, yani gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 7.7’si seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği ifade edilirken “Açığın büyük kısmı kısa vadeli borçlanma ve portföy girişleriyle finanse ediliyor, bu da (Türkiye’yi) Avro bölgesindeki iniş ve çıkışlar karşısında kırılgan hale getiriyor” denildi. Bunca Kambur ile Nasıl Savaşacaksın? Siz bakmayın esip gürlediğine, sırtında o kadar büyük kamburlar var ki, kimseye karşılık verecek hali yok AKP iktidarının. Suriye, arkasındaki Rusya, İran, hatta Çin, bilmez mi kamburları? Bilmese cüret edebilir mi Suriye, RF4’ü kuyruğundan vurmaya? Bu “kuyruk acısı” ile bir başına, güvendiği ABD’nin, NATO ortaklarının kayıtsızlığına hayıflanıp karizmayı çizdirmekle kalacağa benzer RTE. Bu kuyruk vurgunundan sonra, ineğe öykünen kurbağa misali boşa şişindiğini anlar mı, sırtındaki kamburları nihayet fark edebilir mi bilmem. Evinin içi savaş yeri gibiyken dışarıya karşı yek vücut olunamayacağını anlamış mıdır, bilmem. Ama sırttaki kamburlar hatırlanmalı… AKP rejimi, 12 Haziran 2011 seçimlerinde aldığı oy desteğinin hep arkasında olduğunun, hatta desteğin büyüdüğünün inancında. Ama kazın ayağı öyle değil. Daha seçimin hemen ertesinde başlatılan Kürt siyasetine KCK operasyonları ile kıyım hareketi, evin içindeki yangını yatıştırmak yerine büyüttü. Ardından, muhalifleri, gazetecileri, Odatv, şike, Ergenekon, Balyoz operasyonları ile sindirmede hız kesilmedi. Politik kıyım dur durak bilmiyor. Son darbe KESK’e vurulmak isteniyor. Bu kıyım, hem içeride hem dışarıda AKP imajında hızlı bir erozyona yol açmış durumda. İçeride, AKP’ye hem 12 Eylül 2010’da hem 12 Haziran 2011 seçimlerinde destek veren “yetmez ama evet”çi zevat, politik kıyımcı, hızla otoriterleşen, hızla tutuculaşan AKP icraatı karşısında büyük hayal kırıklığı yaşadı. Liberalleri ve etkiledikleri çevreyi AKP’den uzaklaştıran bu icraattan, AKP pek de vazgeçecek gibi görünmüyor. Daha milliyetçi bir dili, daha muhafazakâr ve “Milli Görüş”çü bir gömleği tercih ettikçe, yol ayrımı da hızlanıyor. İçerideki liberallerin derin hayal kırıklığı, dışarıdan AKP’ye destek veren, çoğu AB çevrelerinde de gözlendi. Militarizmle, askeri vesayetle mücadele verdiği için “sivilci” Batı’dan destek gören AKP rejiminin yavaş yavaş gerçek yüzü fark edilmeye başlandı ve o cepheden de destekler azalmaya başladı. Son bir yılda, evin içinde başka bir çatlak daha belirdi. Kuruluşundan beri AKPcemaat koalisyonu biçiminde ilerleyen iktidarda “paylaşım kavgası” baş gösterdi. Nalıncı keseri gibi RTE’nin hep kendine yorttuğundan şikâyetçi olan cemaat kesimi, etkin olduğu polis ve yargı gücünü kullanarak AKP’ye haddini bildirmeye kalkınca kılıçlar da çekildi. Bu kılıçlar, kısmi sulh çabalarına karşın kınına sokulmuş değil. Polisteki operasyonlarla cemaatçileri etkisizleştirme çabalarına özel yetkili mahkemeleri etkisizleştirme girişimi eklendi ve şimdi bu mücadele sürüyor. Evinin içinde Kürt siyaseti ile, gücendirip motivasyonlarını kırdığı askerlerle, kırık dökük muhalefet ile, ideolojik desteğini sağladığı liberaller ile, koalisyon ortağı cemaat ile, rehin alınmış büyük burjuvazi ile, rehine medya ile limoni AKP’nin, bunca kambur ve huzursuzluk ile “bölgesel güç” olma iddiası ne kadar mümkün? İçeride kendi halkını, aidiyet, kimlik ve kültür ekseninde kutuplaştıran, dışlayan, ayrımcı davranan bir iktidarın; dış politikada umduğu “birlik, beraberlik”e ulaşması mümkün olabilir mi? İneğe öykünmüş kurbağa misali, kifayetsiz muhteris bir dış politikayla komşu ülkeler ile “sıfır sorun” iddiasından, “herkesle sorun” noktasına gelmesi, sırttaki kamburlarla her iktidarı zayıf kılar. ??? Sırttaki kamburların eli zayıflatması ekonomik cephede de geçerlidir. İçeriye ve dışarıya verilen “güçlü ekonomi” şişinmesinin aslında kof bir iddia olduğu, özellikle savaş ihtimali uç verdiğinde hemen ortaya çıkar. En ufak gerilim, sermaye çıkışına ve/veya giriş niyetlerinin ertelenmesine, bu da hemen döviz kurunun yukarıya doğru seyrine yol açıyor. Merkez Bankası’nın bütün faiz ve rezervden döviz pompalama operasyonlarına rağmen, kurun başını yukarı çevirmesi, bir dizi dengede çatlama, patlamaya yol açar. Ekonomisi sıcak para ile dönen, toplam dış borç yükü 310 milyar doları bulan ve dörtte biri kısa vadeli borç, üçte ikisi de özel sektör borcu olan bir ülkenin, böyle bir kambur ile ne kadar ve nasıl sonuçlanacağı bilmediği bir savaşa heves etmesi kolay iş değildir. Cari açık rekortmeni bir ülkenin, bu kamburunun da etkisinde “yumuşak iniş”e mecbur kalarak büyüme hızını düşürmesi, AB’de artan resesyon, içeride şimdiden artan işsizlik, piyasanın durulması, inşaatta balonlaşma, aile borçlarının geri ödenememesi gibi sorunlar yaratmış durumda. Ekonomik memnuniyetsizlikler artma eğiliminde. Antisendikal saldırılara direnişler artıyor. Kürtaj, sezaryan, içki yasakları, muhafazakâr eğitim politikaları ile toplumun önemli bir kesimini tedirgin etmiş iktidarın bir de ekonomide su kaynatmaya başlaması, elini iyice zayıflatıyor. Böyle bir bagajla Suriye sınırına yolculuğa gönül rahatlığıyla çıkmak kolay mıdır? Bir de düşman ilan ettiğiniz Suriye’nin açıkörtük müttefiki ülkelere bağımlılığınızı hatırlatalım. İthalatın dörtte biri enerji ürünleri ise ve onu da Suriye’nin yanındaki Rusya ve İran’dan ithal ediyorsanız, kantarın topuzunu kaçırdığınızda, kime efelendiğinizi hatırlatırlar. Hülasa, bunca kutuplaştıran, ayrıştıran ev içi kavgalarla, sırttaki kamburlarla, ekonomideki defolar, kırılganlıklarla savaşa heves etmek pek inandırıcı değil. RTE’nin bugünkü hali, sevgili Can Yücel’in, “Em.Org. Gürler” için yazdığı dizelere denk düşüyor; “Kara kaşlı bir bulut geldi... / Gürledi ama yağmadı değil / Yağmadı ama gürledi gitti”... En büyük Krizin bize faydası da oldu korku işsiz kalmak Ekonomi Servisi Dünya nüfusunun yüzde 55’i, Türkiye’de ise yüzde 50’si işini kaybetme korkusu yaşıyor. Barem Research ve WIN/ Gallup International’ın, 56 ülkede 50 bin kişiyle yaptığı ‘İşgücü Endişe Göstergesi’ araştırmasına göre, global ekonomik krizin tetiklediği işini kaybetme veya iş bulamama korkusu insanları huzursuz etmeye devam ediyor. Araştırmaya göre, ‘net işsizlik korkusu’ global olarak yüzde 42 düzeyinde. Araştırma, Türkiye’de ‘net işsizlik korkusu’ yüzde 33 olurken işgücü sorunlarının geçen yıla göre azalacağını düşünenlerin oranı yüzde 17 seviyesinde. Yükselen işgücü sıkıntılarının yarattığı korku, en fazla zengin ve büyümekte olan toplumlarda görülüyor. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ülkelerinde yüzde 48 olarak ölçülen endeks, G7 ülkelerinde yüzde 45 olurken bu durumdan en fazla etkilenen ülkeler ağırlıkla zenginler ve ekonomisi büyümekte olan ülkeler. En az endişe duyanlar ise gelir düzeyi düşük ülkeler olduğu gözleniyor. Ekonomi Servisi Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, son finansal krizin sağlam ülkelerle borç yükü çok fazla olan ülkeleri ayırt ederek etkilediğini söyleyerek Türkiye’nin burada bir şansı olduğunu ileri sürdü. Başçı, Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün Ankara’da düzenlediği “Avrupa Borç Krizi ve Türkiye’ye Yansımaları” panelinde yaptığı konuşmada, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki düşüşlerin, ülkemizde enflasyon, büyüme ve cari dengenin üçünü birden olumlu etkilediğini belirterek, “Bu da krizin bize bir faydası. Ekonomi politikalarındaki esneklik, ülkemizin dış şoklara karşı dayanıklılığını artırıyor” dedi. Başçı özetle şunları vurguladı: L Haziranda baz etkisinden dolayı yıllık enflasyonda sınırlı bir artış görülecek. Bir seferlik zamların etkileri geçtikçe özellikle yılın son çeyreğinde enflasyonda önemli bir düşüş bekliyoruz. L Şartlar bugüne göre çok fazla değişmezse, özellikle emtia ve petrol fiyatları bu şekilde düşük seyrine devam ederse, temmuzda yayımlanacak raporda enflasyon tahminimizi ‘belki’ aşağı yönlü revize edebiliriz. Şu anda gelişmeler olumlu. L Bu yılki yüzde 4 hedefine uyumlu seyreden ılımlı büyüme süreci devam ediyor. 84 bin mali müşavir son anda devre dışı kaldı Ekonomi Servisi İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan ve yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan son dakika değişikliği ile “84 bin serbest muhasebeci ve mali müşavire açık haksızlık yapıldığını, buna karşılık az sayıdaki yeminli mali müşavir ve bakanlık müşavirlerine imtiyaz sağlandığını” söyledi. İSMMMO Başkanı, 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu’nda TBMM’de son dakika değişikliği yapıldığını belirtti. Arıkan şöyle konuştu: “Yanlıştan döYahya nülmeli. 84 bin Arıkan serbest muhasebeci ve mali müşavire de bağımsız denetim hakkı mutlaka sınavsız verilmelidir. 500 bini aşkın ticari şirketin denetimi fiziken ötelenmek zorunda kalacak. 500 bin firmanın sadece ‘seçilmiş kişilerce’ denetlenebilmesi mümkün değil. Şirketlerin bağımsız denetiminin, olası bir sınav şartıyla sekteye uğrayacak olması ekonomide büyük bir kara delik açar.” Merkez ı Bankas Başkanı Başçı, aki ‘Petrol ve diğer emtia fiyatlarınd üme büy on, lasy enf düşüşler ülkemizde mlu olu en bird nü üçü ve cari dengenin bir bize in kriz etkiliyor. Bu da faydası’ dedi. ‘Türkiye parasının değerini rüzgârın seyrine bırakmıyor’ Merkez Bankası Başkanı Başçı’ya göre, sermaye akımları güçlüyken, Türkiye’ye benzeyen ülkelerin paraları değer kazandı. Bu dönemde uygulanan politikalar sonucu herkesin parası değer kazanırken bizimki değer kaybetti. Buna karşılık Avrupa borç krizinden sonra sermaye akımları yavaşlayınca bir tek Türkiye hariç, hepsi değer kaybetti. Ama yine uygulanan politikalar sonucu TL, Japon Yeni ve Çin parasıyla yarışacak kadar kuvvetli ve sağlam durdu. Çünkü Merkez Bankası TL’yi “rüzgârın seyrine bırakmıyor. Çok fazla dalgalanmasını istemiyor. O ilk dalgalanma gibi görünen şey bir ayarlamaydı ki ihracat artmaya devam etsin, ithalat yavaşlasın. Önümüzdeki aylarda daha istikrarlı bir seyir izleyeceğiz.” VEFAT Baromuzun 15120 sicil sayısında kayıtlı TEŞEKKÜR Oğlum AVUKAT GÜVEN FEYZİOĞLU vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 29.06.2012 Cuma günü (bugün), Ankara Karşıyaka Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip, Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda aile kabristanına defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. Prof.Dr. AYHAN SITKI DEMİR'in ani vefatı nedeniyle her türlü ilgi ve yardımlarını esirgemeyen; başta ODTÜ Rektörü Sayın AHMET ACAR olmak üzere üniversitedeki arkadaşları ile yurt içi ve yurt dışından arayan akademisyenlere, eski ve yeni tüm öğrencilerine, ODTÜ Kimya Bölümü mensuplarına, ayrıca tüm dost ve akrabalara teşekkür ederim. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI BABASI MUSTAFA SITKI DEMİR tırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu Harcı alıcı payı, İhale Damga Vergisi ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye ücreti ve tapu harcı satıcı payı satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 41007) T.C. BODRUM 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2011/841 TAL. Satılmasına Karar verilen Taşınmazın Cinsi, Niteliği, Kıymeti ve Önemli Özellikleri: 1 Tapu Kaydı: MUĞLA İLİ, BODRUM İLÇESİ, GÜMÜŞLÜK KARAKAYA KÖYÜ, 2390 PARSEL, 2922.62M2, A BLOK, 1 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM, DEPOLU DUBLEKS KONUT. Hali Hazır Durumu: Satışa konu taşınmaz GümüşlükYalıkavak arasında Kristal Otel’in bitişiğinde bulunmaktadır. Bodrum katta 1 depo odası, banyoWC, mutfak, salon, teras bulunmaktadır. Zemin katta antre, banyoWC, salon, mutfak ve teras, birinci katta 2 yatak odası, 2 banyoWC bulunmaktadır. Bodrum kat salonu seramik, zemin kat salonu lamine parke yapılmıştır. Birinci kat yatak odaları kapalı olduğu için bakılamamıştır. Pencereler PWC, iç kapılar pres kapı, dış kapı çelik kapı yapılmıştır. Deniz manzaralıdır. Yaklaşık 135 m2 kapalı kullanım alanı mevcuttur. İmar Durumu: TAKS: 0,20, KAKS: 0,40 İNŞAAT EMSALİNE SAHİP TURİZM+II.KONUT ALANINDA KALMAKTADIR. Muhammen Bedeli: 350.000,00 TL KDV Oranı: %1 Satış Saati: 10.00 10.05 Arası Satış Şartları: 1Satış 31.08.2012 günü yukarıda belirtilen saatler arasında Bodrum 1. İcra Müdürlüğü Önü (Koridor) Bodrum Adliyesi Bitez BODRUM adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 10.09.2012 günü Bodrum 1. İcra Müdürlüğü Önü (Koridor) Bodrum Adliyesi Bitez BODRUM adresinde yukarıda belirtilen saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu ar“Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” İran’dan gaz akışı durdu ? Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Boru hattına gerçekleşen saldırı nedeniyle İran’dan doğalgaz akışının durduğunu” söyledi. Yıldız, “Doğubeyazıt’taki doğalgaz boru hattına PKK tarafından yapıldığını düşündüğümüz bir saldırı düzenlendi. Ancak tüketici açısından problem yaratacak bir sıkıntı değil” dedi. Yıldız, sorunun İran’dan kaynaklanan bir sıkıntı olmadığını ve İran’la bir kriz olmadığını da söyledi. İran’dan boru hattıyla Türkiye’ye günlük ortalama 27 milyon metreküp doğalgaz geliyordu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle