18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2012 CUMA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Siyaset Bilime Karışmamalı Bilanço KABUL edelim ki, “uçak krizi” diye adlandırılan son olayın bilançosu bizim açımızdan pek parlak değildir: Her şey bir yana, en azından, kolay büyütülmeyen, kolay yetiştirilmeyen, yerleri kolay doldurulamayacak gencecik iki havacımızı düşünsek bile sadece. Belki olayın yalnız bu yönü akıl almaz bir yanlışı, mutlaka ibretle hatırlanması gereken bir dersi içeriyor: Tamam, savaş havacılığının ve ulusal savunmanın gereği olarak, alçak uçuşla topraklarımıza yaklaşacak uçaklara karşı kurulmuş bir radar sistemini sınamak elbet gerekebilir ve bunun için çeşitli yerlerde denemelerin yapılması, farklı düzenlerin “sınanması”, yani Türkçesi yokmuş gibi gitgide yaygınlaşan İngilizce bir deyimle “test” edilmesi gerekebilir ama bunun yapılması için gerginliklerle dolu ve yanlış anlamalara gebe bir siyasal ortamda, allahaşkına söyler misiniz Suriye sınırının burnu dibinden başka köşe ya da çizgi kalmamış mıdır ki bula bula o köşe ve o rota seçilmiştir? Yeryüzünün en usta müzakerecisi bile bunun kaçınılmaz olduğunu anlatmakta ve böyle bir yer seçiminin Şam yönetimine gözdağı vermek için kararlaştırılmadığına insanları inandırmakta zorlanmaz mı? Kuşkulu ve hele zaten tedirgin olan komşu, böylesine askeri nitelikli bir manevranın içine sivillerce sinsi bir kötü niyetin sokulmadığına kolay inanmaz. Nitekim öyle de oldu ve olay, özellikle dıştaki zihinlerde, hep bu kuşkunun gölgesi altında kaldı. Yine de şükretmeli ki, askerimizin teknik kayıt düzeni ve diplomasimizin yorulmaz çırpınışları sayesinde dikkatler karşı tarafın çarpıtmaları üzerine çekilebilmiş, bu ayıbın etkisi hafifletilebilmiştir. e var ki, hava değişse bile, bundan sonrası için Suriye’yle ilişkileri düzeltmek ve eski günlerin sıcaklığını geri getirmek sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Oradaki iç ve dış kışkırtmaları tam bilmeden yöneticiler için söylenmiş ağır suçlamalar zaman zaman maksat dışına taşıp ülke halkını da yaralamış olmalıdır ister istemez. Aslında, Batılı büyüklerin, kendi hesapları açısından, Suriye’yi yönetenler aleyhine söylediklerine bizimkiler de gönülden katılmış olmasalardı, birlikte o ülke halkı için çok daha dengeli sonuçlara varılabilirdi belki. Başkalarının hesabına bulaşmak hayırlara vesile olmuyor her zaman. Dinin kamusal alana taşması siyasallaşmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Dinin siyasallaşması ise kendi kutsalının kemirilmesine yol açar. Eğer sanat, bilim ve teknolojide gelişme bekleniyorsa, “formatlanmış” bireyler değil, özgürlük, eşitlik, adalet, hoşgörü ve dayanışma olarak özetlenebilecek evrensel değerlere sahip özgür ve çağdaş bireyler yetiştirme hedeflenmelidir. Prof. Dr. Alper URAZ Başkent Üniversitesi armara Üniversitesi’nde rusal Sistem Kuramı verilebilecek bazı örMarmara Genç Vizyon Ku neklerdir. Görüldüğü gibi bilimsel süreç yilübü’nün düzenlediği ‘Bi nelemeli ve süreklidir. Bu niteliklerle bilimlim Türler Arası Evrimi sel üretim, bünyesine uygun olmayanları Neden Kabul Etmiyor’ ayıklar, yanlışları giderir, güvenilir olanları başlıklı evrim karşıtı sempozyum 1617 Ma saklar, böylece büyür ve temelini sürekli sağyıs 2012 tarihinde yapıldı. Bir bilimsel top lamlaştırır. Son 300 yıldaki bilimsel devrimin lantı, katılımcıları kısıtlar ve kapalı kapılar ar başarısının altında bu dinamik özellik bukasında yapılırsa, bilimsel toplantıların açık lunmaktadır. Bilimin erdemi sürekli sorgulık ilkesi bozulduğu için bilimsellik niteliği lanabilir ve yanlışlanabilir olmasıdır. Bağnaz Evrim Kuramı karşıtlığı ABD’de ni yitirir. İşte bu toplantı belli amaca yönelik güdümlü bir toplantı olduğu için bilimsel bir palazlanıp kök salabilmiştir[2]. Öncü rolü toplantı değildir. Böyle bir toplantıya bir üni ‘Discovery’ Enstitüsü üslenmiştir[3]. Evrim versite alet edildiği için o üniversitenin mis konusundaki bilimsel çalışmalarda elde ediyonu zedelenmiştir. Organizasyonun arka len belirgin başarılı sonuçlar, “yaratılış” sında Ak Gençlik olduğu belirtilmiştir[1]. Bu yerine “akıllı tasarım” adı altında bilimimda bize siyasetin bilime karışmasının son ör si bir kılıf ile savaşımın sürdürülmesine yol açmıştır[4]. Son otuz yılda, yaratılışçılığın neğini vermiştir. Bilim disiplinlere göre bazı farklılıklar ABD dışında hızlı gelişme gösterdiği ülkelerin göstermekle birlikte, birbirine benzer bilim başında Türkiye gelmektedir. 80’li yıllarda, sel yöntemler kullanılan kesintisiz bir üretim hükümetin hoşgörüsü ve yüreklendirmesiysürecini içermektedir. Doğayı araştırmak ya le, Evrim Kuramı’nın yanı sıra, bilimsel olda bilinmeyeni ortaya çıkarmak üzere kulla mayan yaratılışçı görüş biyoloji kitaplarında nılacak bilimsel yöntemler beş aşamada yer bulabilmiştir. Kutsal kitaba Newton Yasası’nı monte etmek ne kadar tuhaf ve yanözetlenebilir. Tanımlama ve gözlem: Araştırılacak ko lış ise biyoloji kitabına yaratılış inancını nunun ya da nesnenin özelliklerinin belir monte etmek o kadar tuhaf ve yanlıştır. Bu da lenmesi ve gözlemlerin titiz ölçümlerle des siyasetin bilime karışmasının en ünlü örnekteklenmesi eylemlerini içermektedir. Var lerinden biridir. Evrim Kuramı’nın 150 yılsayım: Bir olguyu ya da süreci açıklamak üze lık serüveni boyunca, her bilimsel kuram gire önerilen geçici yapı ya da modeldir. Bu ya bi yanlışları bilimsel yöntemler kullanılarak pı kanıtlarla desteklenmeli ve buradan gene gösterilene kadar geçerlilik ilkesi gereği, le, kalıcı yapıya ya da evrensele geçilebil kuramı doğrulayan yüz binin üzerinde bilimsel melidir. Öngörü: Kullanışlı varsayım, akıl yü çalışmalar yapılmış ve yayımlanmıştır. Yarütmeyle ya da tümdengelim çıkarımlarla ön ratılışı, bilimimsi çerçevede açıklamak üzegörü yapma olanağı sağlamalıdır. Öngörü bir re ortaya atılan “akıllı tasarım” üzerine yalaboratuvar ortamındaki deneysel çalışmanın yınlanmış bilimsel eserler bulunmamaktasonucuna yönelik olabileceği gibi istatiksel ve dır[4]. Türkiye’de evrim karşıtlığının siyasal rilerle açıklanabilecek bazı olasılıklar üzeri savaşımını “Harun Yahya” kitaplığı oluşne olabilir. Deney: Öngörüler deneylerle sı turmaktadır[5]. Hiçbir bilimsel temeli olmananmalı ve onların sağlamaları yapılmalıdır. yan ve herhangi bir bilim topluluğu tarafınEğer deney sonuçları öngörülerle çelişiyor dan kabul görmeyen kitaplar geniş kitlelere, sa o zaman varsayımlar yeniden gözden ge bilim hayranlığından değil, bu siyasal savaçirilmeli ve gerekiyorsa yeni varsayımlar oluş şımın malzemesi olarak dağıtılmaktadır. Bu turulmalıdır. Deney yenilenebilir nitelikte ol da siyasetin bilime karışma çabasından başmalı, deney sonuçları bilimsel yayınlarla ka bir şey değildir. Bu tür zorlamalara karşın başkalarının irdelemesine ve sorgulamasına er ya da geç bilimsel görüş, tarihteki acı öraçık tutulmalıdır. Bilimsel kuram: Doğayı, neklerde de olduğu gibi, kabul görecektir. Evdoğal süreçleri ya da olguyu açıklayan gü rim Kuramı’ndan yararlanılarak geliştirilen venilir, tutarlı ve kapsamlı bilgi bütünlüğü bolca sağlık ürünü tüketilirken nedense bağdür. Evrim Kuramı, Görecelik Kuramı, Doğ naz evrim karşıtlığı unutuluveriyor. M Geçmişe dönüp baktığımızda, bilim ile bağnazlığın sürekli savaşım durumunda olduğunu görmekteyiz[6]. Bağnaz, bir düşünceye, bir inanışa, bir topluluğa aşırı ölçüde ve inatla bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışa düşmanca ve hoşgörüsüzce karşı olan kişidir. Bağnazlığın yaygın olan türleri dincilik ve ırkçılık, tarih boyunca ve geniş bir coğrafya içinde varlıklarını göstermişlerdir. Bilim karşıtlığı ise tümüyle dinsel bağnazlık olarak sergilenmiştir. Bugünlerde tartışmasız kabul gören “dindar nesil” hedefi, bağnaz nesilden başka bir şey olmayacaktır. Dindar kişi yaşantısını dinine göre düzenleyen kişidir. Görüldüğü gibi dindar kişi tarafından tekli değerler kümesi sahiplenilmiş demektir. Dindar yaşam hedefi, hayat tarzı dayatmasıdır. Cumhuriyetimizin özünü oluşturan laiklik ilkesi ile bağdaşmayan bir hedeftir. Laiklik tüm inançları politika alanı dışına çıkarmakta ve tümüne eşit uzaklıkta durmaktadır. Başka bir deyişle din referanslı siyaseti yasaklamaktadır. Laiklik ilkesi, özgür aklın ve bireyin özgür yaşantısının güvencesidir. Dinin kamusal alana taşması siyasallaşmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Dinin siyasallaşması ise kendi kutsalının kemirilmesine yol açar. Eğer sanat, bilim ve teknolojide gelişme bekleniyorsa, “formatlanmış” bireyler değil, özgürlük, eşitlik, adalet, hoşgörü ve dayanışma olarak özetlenebilecek evrensel değerlere sahip özgür ve çağdaş bireyler yetiştirme hedeflenmelidir. Diğer Müslüman ülkelerle karşılaştırıldığında Cumhuriyet döneminin başarı anahtarı bu laiklik ilkesi olmuştur. Laiklik ilkesinin sulandırılması ya da etkisizleştirilmesi, Cumhuriyetimizin genetiğinin değiştirilmesi anlamını taşır. Bu da bir daha geri dönülemeyecek yola girmek demektir. Kaynaklar 1 Kuruçay, G. “Bilim, Türler Arası Evrimi Kabul Etmiyor mu?” Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisi, 25 Mayıs 2012. 2 Kence, A. “Yaratılışçılar Nereden Nereye..”, Bilim ve Gelecek Dergisi, Sayı: 39, Mayıs 2007. 3 www.discovery.org Evrim Kuramı’na karşı bağnazlığını sürdüren “Discovery Institute”e ait. 4 Brochman, J. (Ed.) “Intelligent Thought: Science Versus the Intelligent Design Movement”, Vintage, US, 2006. 5 Bilim ve Gelecek Dergisi Editörlüğü, “Harun Yahya Safsatası ve Evrim Kuramı”, Bilim ve Gelecek Kitaplığı, 2009. 6 Uraz, A. ”Bilim ve Bağnazlık”, Bilim ve Gelecek Dergisi, Sayı 72, Şubat 2010. Uçuş... Gazetelerde, televizyonlarda dün size “İlk Türk uçağı” diye gösterilen uçağımızla ilgilidir bu yazı... İnsan yazarken uçası geliyor... ? Yerli uçak yapımı için ilk temel 1936’da atıldı, 30 adet yaptılar NuD36 ve NuD38 uçaklarından, altı tanesi küçük yolcu uçağı... Ama sonraki yıllarda THY sipariş verdiği bu uçakları almaktan vazgeçti... Şirket battı... Yeşilköy’deki fabrika yerini ise istimlak edip havaalanı yaptılar, ki Amerika’dan, İngiltere’den alınan uçaklar inip kalksın... ? Uçak sanayi için ilk girişimlerden birisi; 1940’larda Ankara’da bir rüzgâr tüneli kuruldu... Şimdiki Gazi Üniversitesi’nin yanında... Avrupa’nın en iyi hava tüneliydi, havacılık almanağında kendine iki tam sayfa yer ayırtacak kadar... 1950’de kapatıp mescit yaptılar... ? Ve önceki gün Ankara... Başbakan ve devlet erki koltuklara oturdular, (motoru hariç) ilk Türk uçağı HÜRKUŞ sahneye Seda Sayan gibi sisler içinde çıktı... Başbakan çıkıp konuştu arkasından... “Türkiye’nin büyüklüğünü kimse test etmeye kalkmasın” falan dedi... Ve ilk yerli Türk uçağının hangardan çıkış töreni başladı... ? Okur arıyor yazının burasında: Sabredemiyorsun ki birader... “Uçağın niye havada resmi yok?” deyip duruyorsun... Çünkü uçmadı ondan... İlk uçuş 2013’te olacak... “O zaman niye şimdiden hangardan çıktı, uçmayacaksa?” diyorsun bu kez... Hangarın içinde mi uçacakmış gibi yapsalardı?.. ? Bak; tam bir Türk uçağı düşürülmüşken, Başbakan pilot yeleği giydi, siyah gözlüklerini taktı, uçuş fularını bağladı... Paraşüte gerek görmediler, çünkü paraşüt dediğin yere inmek içindir... Bu zaten yerde... Hem de bakarsın bir rüzgâr gelir, paraşütü şişirir mişirir... Bu sefer uçaksız uçmasın... ? Kokpite geçip oturdu, saatlere baktı, eğildi alt tarafta ne var ne yok inceledi... Arkasına da ikinci pilotu oturttular... Bu ikinci pilotun uçmayan uçağa oturması; hani bir yeri ile oynar da kazara uçacak olsa... Ki arkadaki durdursun... ? Ve o an işte... Sağ elin işaretparmağı ile Facebook’taki “beğen” işaretini yaptı... Gazetelerde gördünüz... ? Eğitim uçağı bu zaten... Pilotları geçiniz, bir milleti eğitmeye bu bile yeter ya... N Halkım Masumdur S Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR mediğimiz halkımızın bizden çok farklı değerlere sahip olmasıdır. Bunu bir iki örnekle anlatmak isterim. Seçimler öncesi yapılan bir soruşturmada bir grup vatandaşa seçimde neden AKP’ye oy vermekte kararlı oldukları soruluyor ve Kılıçdaroğlu’nun tüm ailelere 600 lira ev sigortası vermeyi vaat ettiği hatırlatılıyor. Vatandaşın cevabı “Onlar ağzı ile kuş tutsa bizden oy alamazlar” iken, “Neden AKP” diye soru yinelendiğinde cevap “Onlar İslamı yüceltiyorlar” oluyor. İkinci örnek: Genetik kaynaklı kas hastaları ve ailelerine akraba evliliğinin riskini ve nedenlerini anlatmaya çalışıyorum. İtiraz geliyor, “Hocam Allah’ın izin verdiği evlilikten neden zarar gelsin?” Bir anda benim saygınlığım, benim otoritem, uzmanlığım yerle bir oluyor çünkü karşıma Allah çıkıyor. Efendi kılıklı saygılı bir taksi şoförü de ben iktidarı eleştirdiğim zaman yine karşıma kutsal kitabı çıkardı. Benim verdiğim kanıtların, benim unvan sahibi bir bilim insanı olmamın onun için hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Farklılığımız, dini değerlerden ibaret değil elbette. Burada sadece onlara değindim. Büyük bilim kadını sosyolog Prof. Mübeccel Kıray’ı sık sık anarım. Benim bir şeyleri anlatma, açıklama gayretlerimi ve çaresizliğimi görerek “Coşkun Bey hiç kendini üzme, bizim halkımız yalnız bilmiyor değil, aynı zamanda öğrenemiyor. Onu bu açmazlara mahkum ettiler” demişti. Işıklar içinde yatsın... orunlarımız tartışılırken halkımızın buradaki yeri, durumu, kültür, eğitim, bilinç ve demokrasiye katkı düzeyi hiç konuşulmuyor. Çoğunlukla tuzu kuru, iyi eğitim olanağına kavuşmuş, dünyayı gezip görmüş, iyi yaşayan konuşmacıları dinlerken bu tutumlarını çok yadırgıyorum. Popülizm yapıyor, halkın seçim ve tercihlerini kutsuyor, ama aslında onun yoksunluklarını dile getirmiyorlar. Her gün cehaletten, yoksulluktan, bilinçsizlikten, ruhsal dengesizlikten onlarca insan ölüyor, kadın cinayetleri işleniyor, trafik kayıpları gerçekleşiyor, çok sayıda yurttaşımız hapse düşüyor. Bunlar geri kalmışlığın, cehaletin, ilkelliğin, bilinçsizliğin pençesinde sürüklenen bu toplumun kurbanlarıdır. Büyük çoğunluğu masumdur. Ben ilerleyen yaşımda bunca yıldır ülkeyi Atatürk’ün akıl, bilim ve aydınlanma mirasına sadık kalarak yöneten bir iktidar görmedim. Ama hiçbirisi bugünkü pervasızlık içinde değildi. Yargı hiçbir dönemde güven verici olmaktan bu kadar uzak değildi. Ülkede baskı, riyakârlık, ikiyüzlülük, zulüm, iftira, yalakalık, uşaklık, döneklik, şiddet hiçbir zaman bu kadar yaygın olmamıştı. Bu eşsiz doğa güzelliğine sahip memleket, yaşanası olmaktan çıktı. Buna karşılık halkın yüzde 50’sinin bu karanlık gidişe destek vermesini nasıl açıklarız? Bunun cevabı, uzun yıllardır ihmal ettiğimiz, eğitim yoksunu bıraktığımız, birey olmasına izin ver C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle