18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZİRAN 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Davutoğlu, Suriye’nin Türk askeri uçağını uluslararası hava sahasında vurduğunu söyledi 5 ‘Sınır ihlali kısa süreli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türk uçağının Suriye’nin hava sahasının 13 mil dışında düşürüldüğünü belirterek “Uçağımız uluslararası hava sahasında vurulmuştur” dedi. Düşürülen uçağın silahsız, tek başına uçan, kimliğini gizlememiş açık bir uçak oluduğunu belirten Davutoğlu, uçağın herhangi bir şekilde Suriye’ye dönük bir misyonu olmadığını kaydetti. Davutoğlu, TRT’de katıldığı canlı yayında, Türk savaş uçağının düşürülmesine ilişkin şu açıklamaları yaptı: Biz fevri adım atmayız. Herhangi bir yanlış bilgiye dayalı bir eylem içinde olmayız. Önce bütün doneleri toplarız, ne olduğunu tespit ederiz, sonra da adımlarımızı kararlı bir şekilde atarız. Uçağımızın görev tanımı, Doğu Akdeniz’deki son durumlar da göz önünde bulundurularak ulusal radar sistemimin test edilmesi ve eğitim amaçlı bir uçuştur. Kesinlikle Suriye ile ilgili ne özel ne gizli herhangi bir misyonu yoktur. Uçağımız solo, yani tek başına uçuş yapmaktadır. Bu tamamıy CLINTON: KÜSTAH EYLEMİ KINIYORUZ ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Clinton açıklamasında, “ABD olarak, bu küstah ve kabul edilemez eylemi mümkün olan en güçlü şekilde kınadıklarını” belirtti. ABD olarak Türk hükümetine olan desteklerinin de devam edeceğini kaydeden Clinton, “Biz onlarla yakın temasta kalmayı sürdüreceğiz. Esad rejiminin sorumlu tutulması için Türkiye ve diğer ortaklarla çalışacağız” ifadesini kullandı. İtalya Dışişleri Bakanı Giulio Terzi de Türk uçağının düşürülmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. la test uçuşudur, eğitim uçuşudur. Uçağımız silahsızdır. Yani yine riskli bir göreve gönderilen uçak, herhalde silah donatımından arındırılmış bir şekilde gönderilmez. Test ve eğitim uçuşu yapan uçaklar bu şekilde gider ve taraflar bunu bilir. Uçak açık kimlikle uçuyordu ve kimliğini gizlemiyordu. Bundan bir tehdit algılaması çıkarmak ya art niyet ya da amatörce bir yaklaşım taşır. Uçağın güzergâhı İskenderun Körfezi üzerinden Akdeniz’in belli derinliğine kadar gidip dönme şeklinde planlandı ve radar testi nedeniyle alçak uçuş yaptı. Uçağımız uluslararası hava sahasında vurulmuştur, Suriye sınırına 13 deniz mili uzaklıkta. Radar görüntüleri ve veriler ışığında uçak vurulduktan sonra, pilot kontrolü ortadan kalktığı için düzensiz hareketlerle Suriye karasularına düşmüştür. Uçak ilk misyonu yapıp Türkiye’ye dönerken kısa süreli olarak bir Suriye hava sahasına girmesi söz konusu, ama bu vurma olayı ile alakalı değil. Hava şartlarına ve bazen teknik sebeplere dayalı olarak kısa süreli ihlaller, her zaman karşılaşılabilen olaylardır. Bu olaydan yaklaşık 15 dakika önce böyle bir ihlal söz konusu. Ama bu ihlal esnasında Suriye tarafından verilmiş bir mesaj ya da uyarı yine yok. Aksine bizim merkezi radarımızdan uçağımıza giden bir uyarıyla “yanlış rotaya girdin” deniyor, orada çünkü topoğrafya birbirine çok benzediği için Türk hava sahasına gireceğim derken kısa süreli bir ihlal yaşanıyor. Bizim radarımızın uyarısı üzerine, pilotlarımız süratle Suriye hava sahasından çıkıp orayı terk ediyorlar. Bu, vurma olayından 15 dakika kadar önce. Suriye tarafından dezenformasyon çalışmaları yapılıyor ve olayın Suriye karasularında gerçekleştiği yönünde bilgiler aktarılıyor. Böyle bir durum söz konusu değil. Bununla ilgili atılacak adımlar, yarın (bugün) Bakanlar Kurulu toplanacak ve durum orada ele alınacak, Sayın Başbakanımız salı günü TBMM’deki grup toplantısına katılacak. O zamana kadar tutumumuz netleşecek ve Sayın Başbakanımız o gün daha net açıklamalarda bulunacak. İki Göçük, İki İşçi, İki Ölüm TBMM Genel Kurulu’nda 14 Haziran günü iş sağlığı ve iş güvenliği tasarısı görüşülürken, Meclis’in atık su gideri inşaatında çalışan Nadir Kekili toprak kayması sonucu göçük altında kalmıştı. CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında dünyada 3. sırada yer aldığını, son 10 yılda iş kazaları nedeniyle toplam 10 bin 723 işçinin yaşamını yitirdiğini anlatırken “Şu anda bir işçi ölüyor olabilir” diyordu. Evet, bir işçi ölüyordu ve haberi de Meclis’e geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “İşte bu yasanın önemi ortada. Neden geç kaldı? Tartışabiliriz, ama netice itibarıyla görüşüyoruz. Bir an önce çıkmasının aciliyeti de ortada” derken, şu açıklamaları yapmıştı: “Şimdi, bu Maliye Bakanlığı’yla Deniz Kuvvetleri arasındaki alanda yapılan atık su ile ilgili yaklaşık 44.5 metre derinliğinde ‘x’ ağ kullanılması yani 4 metre aşağıya inecek olan işçiyle ilgili olarak gerekli yan tahkimatın yapılması gerekirken, burada haber alır almaz müfettiş arkadaşları yönlendirdik. İlk tespit işverenin ciddi bir ihmali yani bu ‘x ağ’ dediğimiz bu dayanakları oluşturmamasından büyük ölçüde kaynaklanan bir sorun, bir problem, bir olay, bir müessif durum. Dolayısıyla, burada getirdiğimiz bu yasa risk değerlendirmesi getiriyor yani siz, bu x ağ tahkimatını yapmadan oraya işçiyi sokamayacaksınız. Bu yasanın önemi bu, ‘Risk değerlendirmesi’ dediğim bu. Onun için ışık yanmıyorsa o işçiyi çalıştıramayacaksınız.” Hadi bu kazanın sorumlusu “x ağ” kullanmayanlardı... Ya, bu kazanın üzerinden bir hafta geçtikten sonra yürüdüğü kaldırım çöküveren Kadir Sevim’in canının hesabını kime soracağız? TBMM ek hizmet binasında çalışan inşaat işçisi Kadir Sevim daha iki gün önce işe girmişti, günde 70 lira kazanıyordu, sabah 06.00’da kalkmış işine gidiyordu. Metro çalışmalarının yürütüldüğü kaldırımda yürürken, altı boş olan asfalt çöktü, bir çukurda kayboldu. İki işçi de Meclis inşaatlarında çalışıyordu, kaderleri de buna kader değil, cinayet denmeli aslında ortak oldu. Nadir Kekili daha 24 yaşındaydı, bir çukurda sona erdi yaşamı. Kadir Sevim, 37 yaşındaydı, onun da hayatı bir başka çukurda noktalandı... İşçinin güvenliği yok, iş güvencesi yok, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde kaldırımda yürüyen yurttaşın can güvenliği yok. Nadir Kekili’yi tanımıyoruz. Kadir Sevim’i de. Meclis inşaatında iş bulunca kim bilir nasıl sevinmişlerdi? Kim bilir hangi umutlarla, hangi düşlerle başlamışlardı bir çukurda sona eren o “iş” günlerine... ‘Sineklerle uğraşmayız’ Erdoğan muhalefet liderleriyle görüşmesinde ‘Büyük devletiz, sineklerin her yaptığına karşılık vermeyiz. Mücadelemizi uluslararası hukuk alanında sürdüreceğiz’ dedi UTKU ÇAKIRÖZER/AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye tarafından düşürülen Türk savaş uçağı ile ilgili muhalefet liderleriyle görüşmesinde, Suriye rejimi hakkında “sinek” benzetmesi yaparak “Biz büyük devletiz, sineklerin öyle her yaptıklarına karşılık verecek değiliz. Mücadelemizi uluslararası hukuk alanında sürdüreceğiz” dediği öğrenildi. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Genelkurmay İkinci Başkanı Hulusi Akar ile birlikte dün sırasıyla CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli ve BDP lideri Selahattin Demirtaş ile tek tek görüştü. Görüşmelerde parti liderlerine Org. Akar ve diğer askeri yetkililer tarafından uçağın düşürülüşü harita üzerinde anlatıldı. Asker fotoğraflarda yok Başbakan Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile yaptığı görüşmelerde, Başbakanlık’ın resmi sitesinde yayımlanan fotoğraflarda Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hulusi Akar yer alırken, Akar’ın, Başbakan’ın BDP lideri Demirtaş ve Kışanak’la yaptığı görüşmeye ilişkin yayımlanan fotoğraflarda bulunmaması dikkat çekti. Rus SAM füzesi olabilir Uçağın dakika dakika uçuş rotasıyla ilgili bilgi verilirken, “Bizim hava savunma radarının görmediği bazı kör noktalar var. O kör noktaların tespiti için yapılan bir uçuş. 5 dakika süreyle Suriye hava sahası ihlal edilmiş. Merkezden uyarı üzerine uçak Suriye hava sahasından hemen çıkmış. Test uçuşuna devam ederken uluslararası sularda vuruluyor. Sürükleniyor ve Suriye karasularına düşüyor. Pilotlar muhtemelen vurulduktan sonra karaya doğru gitmeye çalışıyor” denildi. Uçağın vurulmasıyla ilgili iki olasılık anlatılırken, “Ya Rus yapımı SAM füzeleri ya da taşınabilir ve omuzdan atılabilir füzelerle vurulmuş olabilir” değerlendirmesi yapıldı. Görüşmede uçağın vurulma anıyla ilgili “Arkadan değil, dikey vuruş yapılmış” bilgisi verildi. Erdoğan: Kadınlar Düz Vites Öğrenecek! Kılıçdaroğlu, Suriye’nin AKP hükümetine misilleme yaptığını söyledi AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, 8 arkadaşıyla birlikte otomatik vites için yasa önerisi vermişti. AKP’nin önerisi, ehliyet sınavlarındaki otomatik vitesli araç yasağını kaldırıyor, sürücü adaylarının ehliyet sınavına otomatik vitesle de girme olanağı getiriyordu. Önerinin gerekçesinde de bu durum, “Ülkemizde satılan araçların bir kısmı otomatik vitesli araçlardan oluşmaktadır. Özellikle bayanlar ve ileri yaş grubundaki sürücüler, düz vitesli araçlarda sorun yaşamaktadır. Belki de ömrünün sonuna kadar otomatik vitesli araç kullanacak olan bu sürücüler için uygulanan eğitim sırasında düz vitesli araç kullanma zorunluluğu mantıklı da değildir” diye açıklanıyordu. AKP yönetimi de otomatik vites düzenlemesini Meclis tatile girmeden önce çıkaracağı düzenlemelerin hepsinin içinde yer aldığı torba yasaya almıştı. Ancak sonra AKP, son dakika değişikliğiyle otomatik vites düzenlemesini torbadan çıkarıverdi. Nedeni araştırıldığında ise kararın doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından verildiği ortaya çıktı. Erdoğan, kurmaylarına, “Sadece otomatik vites bilmekle olmaz, düz vites de öğrenilmeli” demişti ve iş bitmişti. Erdoğan kadınların düz vites de öğrenmeleri gerektiğine karar vermişti... Başbakan Erdoğan kürtaj, sezaryen, üç çocuk derken, kadınların otomatik vites beklentisi konusunda da son sözü söyledi: “Düz vites öğrenilecek!” Sineye çekilemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesiyle başlayan krizle ilgili olarak dün CHP, MHP ve BDP liderlerine bilgi verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmede “kamuoyuna yansıyanlar dışında yeni bir bilgi ve yol haritasının kendileriyle paylaşılmadığını” söylerken “Bu saldırının hükümetin Suriye politikasına karşı bir misilleme olduğu kuvvetle muhtemeldir” dedi. “Hiç şüphesiz bu olay sineye çekilemez, üstü örtülemez ve zamana yayılamaz” diyen Kılıçdaroğlu, hükümeti “uluslararası hukuka uygun ve kamuyonunun beklentilerini karşılayacak biçimde gerekeni yapmaya” çağırdı. Erdoğan dün öğleden sonra CHP, MHP ve BDP genel başkanlarını Başbakanlık konutunda kabul ederek askeri uçağın düşürülmesiyle ilgili bilgi verdi. Konuta ilk olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gelirken; CHP liderine Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ile CHP İstanbul milletvekili Osman Korutürk de eşlik etti. İngilizler’den kritik destek Görüşmelerde liderlere pilotların Türkiye’deki komuta merkezi ile konuşmalarının çözümü gösterilirken Suriye makamlarının kendi aralarındaki görüşmelerin de Türkiye’nin elinde olduğu bilgisi verildi. Bu konuda Güney Kıbrıs’ta üsleri bulunan İngiltere’den yardım istendiği ve İngilizlerin talebe olumlu yaklaştıkları bildirildi. Muhalefet liderlerine uçağı kullanan iki pilotun kullandıkları asker botlarının fotoğrafları da gösterildi. Pilotlardan birinin bulunan postalının fotoğrafını gösteren Genelkurmay İkinci Başkanı’nın “Diğer üçünü de bulduk” demesi, liderlerce pilotlardan ümidin kesilme noktasında olduğu şeklinde algılandı. Ancak botlar bulunmasına rağmen pilotların cesetlerine ulaşılamaması ise şüphe yarattı. Erdoğan ve Davutoğlu, liderlere konunun BM’ye taşınacağını anlattı. Erdoğan Suriye’nin müttefikleri Rusya, İran ve Çin ile ayrı görüşmeler yürütüldüğünü de belirtti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, sadece brifingleri dinlemekle yetinerek hiçbir yorumda bulunmadan Başbakanlık’tan ayrıldı. CHP lideri kurmaylarına, “Bu görüşmeyi bizi hezimetlerine ortak etmek için yaptılar. Bu oyunun parçası olmamak için ne soru sorduk ne de tavsiyede bulunduk. Sadece dinlemekle yetindik. Bu olayda Esad hem Türkiye hem de kendi muhaliflerine gözdağı verdi” değerlendirmesini yaptı. BDP: Askeri müdahaleden kaçınılmalı Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ile görüşmesi 1 saat, MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesi 45 dakika, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak’la görüşmesi 1 saat 10 dakika sürdü. Görüşmenin ardından Demirtaş ve Kışanak, yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Heyetimizce hükümete başından bu yana Suriye’de izlediği politikayla ilgili eleştirilerimiz iletildi. Krizin çözümü konusunda önerilerimiz sunuldu. Bu son olay yaşanana kadar hükümet politikasının uluslararası alanda Suriye’ye dönük müdahale beklentisini arttırdığı hatırlatılarak, dolayısıyla bu politikadan artık vazgeçilmesi gerektiği iletildi. Her halükârda BDP’nin ulusal ve uluslararası bir askeri müdahaleyi benimsemediği açıkça ifade edildi. Misillemeyle cevap verme yerine diplomatik ve uluslararası hukukun el verdiği yol ve yöntemlerin sonuna kadar işletilerek olayın üzerine gidilmesi öneri olarak sunuldu.” Çin Seddi’ni Yapana Değil, Yaptırana Bak! TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, geçen hafta Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Hukuk Komitesi Başkan Yardımcısı Lang Sheng başkanlığındaki heyete ev sahipliği yaptı. Adalet Komisyonu’ndan bazı üyeler de kabulde hazır bulundu. Esprili ve “iltifatkâr” konuşma üslubuyla tanınan İyimaya, Çinlileri de “hoş tutacak” cümleleri bulmakta güçlük çekmedi. Çinlilerin “Moğol istilası”na karşı inşa ettiği Çin Seddi ile haklı olarak övündüklerini belirten İyimaya, ilginç bir anısını da heyetle paylaştı. 2000 yılında dönemin TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut’un başkanlığında heyetle Çin’e yaptığı ziyareti anlatan İyimaya, ince bir “dokundurmada” da bulunmayı ihmal etmedi: “Çin Meclis Başkanı bizi Çin Seddi’ne götürdü ve o medeniyetin muhteşem eserini öve öve bitiremiyordu. Dedi ki, ‘Dünyanın 9 bin fit yüksekliğinden, gök yüksekliğinden yegâne görünen eseri bu settir.’ Ben derhal atıldım ve dedim ki: Bu muhteşem eserle ne kadar övünseniz azdır. Ancak biz Türklerde de övünme adaleti diye bir kavram vardır. Bu anlamda bu muhteşem eseri yapanlar, onların mimarları kadar en az onlar kadar bu muhteşem eserin yapılmasına vesile olanlar da bu övünce ortaktır. Ben sizleri çok şanslı görüyorum, çünkü dünyanın en yoğun milleti olarak en özgün medeniyetine sahipsiniz.” Bu sözleri “Çinli soğukkanlığı”yla, renk vermeden dinleyen konuk heyetin başkanı Sheng’in “Çin ve Türkiye çok parlak bir geçmişe sahip iki ülke” demekle yetindi... yunmak Türkiye Cumhuriyeti’nin ve bizim, gençliğin kabul edebileceği bir şey değildir” dedi. ‘Gerçekçi değil’ Kılıçdaroğlu Erdoğan’la görüşmesi sonrasında düzenlediği basın toplantısında ise uçağın kasten düşürüldüğü, uçak vurulmadan önce Suriye tarafından hiçbir uyarının yapılmadığı ve doğrudan ateş edildiğinin görüldüğünü vurguladı. Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle: “Düşürülen uçağın Türk uçağı olduğunun bilinmediği ve yanlışlıkla vurulduğu mazereti gerçekçi değildir. Bu saldırının Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümetin Suriye politikasına karşı bir misilleme olduğu kuvvetle muhtemeldir. Suriye’nin yaptığı bu saldırının, Erdoğan’ın ‘Bıçak kemiğe dayandı, artık sabrımız tükendi’ türündeki söylemlerinin bir ‘Ne alışverişimiz var’ Kılıçdaroğlu, görüşme öncesinde katıldığı gençlik kurultayında partili gençlere seslenirken, Atatürk’ün “Yurtta barış cihanda barış” ve “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir” sözlerini anımsattı. Kılıçdaroğlu, gençlere “ Bizim Suriye ile ne alışverişimiz var? Neden Suriye’nin iç işine burnumuzu sokuyoruz? Batı’nın egemen güçlerinin Ortadoğu’daki taşeronluğuna so Bahçeli’den ‘dikkatli ol’ uyarısı MHP lideri Bahçeli ise “Milli hassasiyetler doğrultusunda MHP’nin desteği gereken noktalarda destek sağlayacağız” görüşünü dile getirirken, hükümeti bölgede izlediği politika konusunda uyardı. Bahçeli, “İhtiyatlı, temkinli, Türk halkının menfaaatlarını koruyucu tarzda bir politika izlemenizi bekliyoruz” dedi. blöften ibaret olduğu algısını, başta Suriyeli muhalifler olmak üzere bütün dünya kamuoyuna taşımak amacında olduğu ihtimal dahilindedir. Hiç şüphesiz, bu olay sineye çekilemez, üstü örtülemez ve zamana yayarak unutturulamaz. Kimse Türkiye’nin gücünü ve caydırıcılığını test etmeye cüret etmemelidir. Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmalıdır. Türkiye’nin büyük devlet vakarına yakışan soğukkanlı tutumu, kendisine yönelen saldırılar karşısında vurdumduymaz olmasını gerektirmez. Bununla birlikte komşu ve kardeş iki halkı savaşın eşiğine getirenler nasıl bir ateşle oynadıklarını artık anlamalıdırlar. Türkiye’yi yönetenler, Suriye yönetimini devirme konusunda kendisini teşvik ve tahrik eden sözde dostlar tarafından yalnız bırakılmışlardır” Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle