Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 HAZİRAN 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Soruşturma YÖK’ün eski başkanı Kemal Gürüz ile dönemin askeri üyelerine uzandı 7 CUMHURBAŞKANLIĞI GÖNDERDİ 28 Şubat’ta ‘sivil’ dalga ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 60 askerin tutuklandığı 28 Şubat soruşturması, ilk kez “sivillere” uzandı. Özel Yetkili Savcı Mustafa Bilgili; soruşturmanın 6. dalgası kapsamında dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz, YÖK Denetim Kurulu Başkanı Sedat Arıtürk, YÖK üyesi Erdoğan Öznal ile emekli Tümgeneral Kenan Deniz’in polis zoruyla ifadeye getirilmesi talimatı verdi. Arıtürk ve Deniz, adliyeye getirilerek sorgulanırken diğer iki isme ulaşılamadı. Şüpheli üç YÖK yöneticisinin, “BÇG’nin YÖK şubesi” olmakla suçlandığı, emekli Tümgeneral Deniz’in ise BÇG’nin koordinatörü olduğu öğrenildi. Savcılık Deniz ve Arıtürk’e tutuklama istedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Dalga dalga olursa ülke boğulur” dediği 28 Şubat soruşturmasında yeni dalga yaşandı. Savcı Bilgili, Emniyet’e talimat vererek eski YÖK Başkanı Gürüz, eski YÖK Yönetim Kurulu Üyesi ve Genelkurmay İç Güvenlik Harekât Dairesi Başkanı emekli Tümgeneral Deniz, eski YÖK De ? Özel Yetkili Savcı Mustafa Bilgili, dönemin YÖK Başkanı Gürüz, YÖK Denetim Kurulu Başkanı Arıtürk, YÖK üyesi Öznal ile emekli Tümgeneral Deniz’in polis zoruyla ifadeye getirilmesi talimatı verdi. Adliyeye getirilen Deniz ve Arıtürk hakkında savcılık “tutuklama” istedi. netleme Kurulu Başkanı emekli Tümgeneral Prof. Dr. Arıtürk ve eski YÖK üyesi emekli Korgeneral Öznal’ın ifadelerinin alınması için savcılıkta hazır edilmesini istedi. Soruşturma kapsamında İstanbul’da gözaltına alınan Kenan Deniz ile Sedat Arıtürk, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından havayoluyla Ankara’ya gönderildi. Kemal Gürüz’ün ise Akdeniz’de tatilde olduğu öğrenildi. Gürüz’ün avukatı Sedat Aksakallı, müvekkilinin yurtdışında olduğunu doğrularken pazar günü Türkiye’ye döneceğini söyledi. Şüphelilerden Öznal’a ise ulaşılamadı. Arıtürk ve Deniz, savcılık sorgusunun ardından tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Savcılığın YÖK’te yaptırdığı aramada 28 Şubat dönemine ilişkin çok sayıda belgeye el konulmuştu. Söz konusu belgeler, soruşturma dosyasına da girmişti. Belgelerde, 28 Şubat sürecinde kurulduğu iddia edilen Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) talimatları doğrultusunda Türkiye genelindeki öğretim görevlilerinin fişlendiği ortaya çıkmıştı. Aynı zamanda Ergenekon davasının tutuksuz sanığı da olan Gürüz’ün adı, halen HSP yöneticileri olan eski RP’li milletvekilleri Şevket Malkoç’un da aralarında bulunduğu 7 kişinin savcılığa yaptığı suç duyurusunda da yer aldı. Di Gürüz ve Öznal’a ulaşılamadı lekçede, “RP’yi yıkmak için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda kurulduğu iddia edilen Batı Çalışma Grubu’nun faaliyetleri kapsamında Gürüz ve YÖK üyelerinin, temel bir hak olan eğitim ve öğretim hakkını ‘başörtüsü yasağı’ şeklinde üniversitelerde uygulayarak eğitim ve öğretimi engellediği ve binlerce öğrenciyi mağdur ettikleri” iddia edildi. Emekli Tümgeneral Deniz’in ise BÇG’nin koordinatörlüğünü yaptığı belirtildi. 28 Şubat sürecinde tuğgeneral rütbesiyle İç Güvenlik Harekât Daire Başkanı olan Deniz’in, Genelkurmay Başkanlığı’nın savcılığa gönderdiği gerçek belgeler arasında yer alan Mayıs 1997 tarihli BÇG sürekli giriş kartı personel listesini hazırladığı öne sürüldü. Deniz’in, 2003 yılında tümgeneral rütbesiyle ordudan emekliye ayrıldığı belirtildi. Deniz, tuğgeneral rütbesiyle eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın Başbakanlık Askeri Danışmanlığı’nı da yaptı. Deniz, Tümgeneral rütbesiyle emekli olduktan sonra da YÖK yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Türkeş belgeleri mahkemede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, 12 Eylül davası kapsamında mahkemeye darbe dönemine ilişkin 86 belge gönderdi. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı davanın son duruşmasında, MHP’nin avukatı, “Dönemin MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ile Konya Milletvekili İhsan Kabadayı’nın düzenleyerek, 1978’de Cumhurbaşkanlığı’na ilettiği” belirtilen raporun Cumhurbaşkanlığı’ndan istenmesini talep etmişti. Cumhurbaşkanlığı, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, arşivinde bulunan 86 belgenin fotokopisini gönderdi. Belgeler arasında Türkeş’in 11 Mayıs 1978’de, “karakol ve Emniyet müdürlüklerinde partililer, vatandaşlar ve gençler üzerinde yürütülen eziyet ve işkencelerle” ilgili Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e gönderdiği mektup da yer aldı. Şikâyet, Başbakanlık’a ulaştırıldıktan sonra İçişleri Bakanlığı’nca müfettişlere inceleme yaptırıldı. Konuyla ilgili dönemin İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı’nın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Orhan Eyüboğlu’na gönderdiği 7 Haziran 1978 tarihli yazıda ise “müfettiş raporlarında, işkence iddialarının tümüyle gerçek dışı olduğu” anlatıldı. Türkeş’in, 21 Nisan 1978’de Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e gönderdiği telgrafta ise “...28 vatandaşımız, Kahramanmaraş’ta 3 gün karakolda işkence edilerek, tayin edilen şekilde ifade vermeye hazırlanmıştır” ifadeleri yer aldı. Türkeş’in “vatandaşımız” dediği kişiler arasında Maraş katliamı davasının bir numaralı sanığı Ökkeş Kenger (Şendiller) de bulunuyor. Türkeş’in Korutürk’e yazdığı bir başka mektupda ise Maraş katliamına ilişkin davaya yönelik eleştiriler yer aldı. Türkeş, şunları kaydetti: “Sanıkların her birinin hüviyetinin tespiti ve sorguya çekilmesi en aşağı 10’ar dakika sürse 13 bin 500 dakika sürer ki bu 200 saati geçer ve mesai saatlerine göre 1 aya yakın sorgu yapılır. (...) Ordumuzun halkın güvenini kazanması, adaleti hassasiyetle dağıttığını ispatlaması inanıyoruz ki milletimizle ordumuz arasındaki tarihi bağları ve inanç bütünlüğünü takviye eden yeni bir fırsat olacaktır.” ERGENEKON DAVASI DİYARBAKIR ‘Ortada bıraktılar’ ? Ulaş Özel, yasadışı TİKKO örgütünden kaçarak teslim olduğu 1999 ve sonraki yıllarda “yer gösterme, istihbarat faaliyetleri ve terör örgütü operasyonları için” sık sık cezaevinden çıkarıldığını anlattı. HATİCE TUNCER Cezaevinde Öcalan imzası MAHMUT ORAL Türkeş’in telgrafı Ergenekon davasıyla birleştirilen Şile kazısı dosyası tutuklu sanığı Ulaş Özel , yasadışı TİKKO örgütünden kaçarak teslim olduğu 1999 ve sonraki yıllarda “yer gösterme, istihbarat faaliyetleri ve terör örgütü operasyonları için” sık sık cezaevinden çıkarıldığını anlattı. Özel, savunmasında “Devlete sığındık, işi bitti, ortada bıraktı” dedi. Ergenekon davasının 193. duruşması dün Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda yapıldı. Davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine, dün Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin mazereti nedeniyle kıdemli hâkim Hüsnü Çalmuk başkanlık etti. Duruşmaya, 3 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, emekli orgeneraller Hasan Iğsız, Hurşit Tolon, emekli Albay Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu 55 tutuklu sanık katıldı. haline getirildim’ Oturumu açan Başkan Çalmuk, Şile’de yapılan kazıların ardından açılan dosyanın sanığı Özel’i kürsüye aldı. Özel, 1992’de toplumsal bir gösterinin içinde kaldığını ve olaya katılmadığı halde haksız yere gözaltına alınıp 2 gün işkence ve dayak altında tutulduktan sonra hayata bakışının değiştiğini anlattı. Özel şöyle devam etti: “Bir anda militan haline getirildim. Kendime örgütün kırsal yapılanmasında buldum. En üst düzeye geldim. 1999’da örgütün bölge sorumlusu olarak teslim oldum.” Pişmanlık Yasası’ndan yararlandırılıp tahliye edildiğinde hemen askere alındığını ‘Militan belirten Özel, şöyle devam etti: “Ayağımdan vurulduğum için GATA’dan raporum olmasına karşın beni Elazığ Jandarma Özel Harekât Taburu’na verdiler. Tunceli’de operasyonlara katıldım. Burada terörle mücadele etmiş komutanlar var, ama ben onlardan daha iyi biliyorum” “ JİTEM’ci ” diye suçlandığını belirten Özel, “JİTEM suç ise benim çalıştığım yerler İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü adı altında aynı binalarda devam ediyor. Ergenekon sanıklarında anlayamadığım bir şey var. Hep inkâr. İnkâr etseler de ortaya çıkabileceğini düşünmüyorlar. Biz yasadışı bir şey yapmadık ki” dedi. Özel, Jandarma Genel Komutanlığı’nın son 3 kurmay başkanı ile çalıştığını, Genelkurmay 2. Başkanı Tümgeneral Hulusi Akar’ın tümgenerallik döneminde kendisine takdir belgesi verdiğini anlattı. Kendisine ait olduğu iddia edilen silah ve mühimmatın 2 yıl üvey babasının evinde kaldığını, annesiyle aile sorunları nedeniyle üvey babasının ihbar ettiğini anlattı. Şile dosyasından tutuklu sanık Hüseyin Yanç ise 1995 yılında PKK’den kaçarak Tunceli Jandarma İl Komutanlığı’na teslim olduğunu anlattı. Yanç, şunları söyledi: “2004 yılında da Etkin Pişmanlık Yasası’ndan faydalanarak, 9 yıl yattıktan sonra tahliye oldum. Hemen askere alındım. Bölgeyi iyi bildiğim için Tunceli’de askerliğimi yaptım. Tunceli Jandarma Özel Harekât Birimi’nde görevlendirildim. Fotoğraf teşhisi, telsiz konuşması çözümlerini yapıp komutanlara bilgi veriyordum.” Tanıklık Günleri’nin 13. oturma eylemi Adalet Sarayı önünde yapıldı. (Fotoğraf: MERYEM AKKURT) Büyük yürüyüşe çağrı İstanbul Haber Servisi Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun düzenlediği “Tanıklık Günleri”nin 13. oturma eyleminde, Özgür Gündem gazetesi editörü Ayşe Oyman, Özgür Gündem gazetesi yazarı Cengiz Kapmaz, Azadiya Welat gazetesi Dersim Temsilcisi Nuri Yeşil, DİHA muhabiri Pervin Yerlikaya ve DİHA Van muhabiri Şahabettin Demir’e özgürlük istendi. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bir araya gelen gazeteciler adına konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, iktidarın tutuklu gazeteciler için somut tek bir adım atmadığını, aksine durumu zora sokan açıklamalarda bulunduğunu söyledi. Özgürlüklerin genişletilmesini istediklerini söyleyen İpekçi, “Göz boyayan geçici çözümler değil, köklü çözümler istiyoruz. Terörle Mücadele Kanunu tamamen kaldırılsın. Basın ve ifade özgürlüğü kavramının içeriği genişletilsin” dedi. İpekçi, 29 Haziran’da saat 19.00’da Galatasaray’da tutuklu gazeteciler için yapılacak büyük yürüyüşe katılma çağrısı da yaptı. Ayşe Oyman’a tanıklık eden Özgür Gündem gazetesi editörlerinden Hatice Bozkurt, Oyman’ın ötekilerin ve yok sayılanların sesi olduğunu söyledi; Uludere (Roboski) katliamını, Pozantı Cezaevi’ni, hak ihlallerini, faili meçhulleri duyuran basın emekçisi olduğu için tutuklandığını anlattı. Bozkurt, “Bu yüzden arkadaşlarımız hedef seçildi. Gerçekleri gün ışığına çıkardıkları için sistemin gözünde suçlular. Ama özgür basın dün de susmadı, bugün de susmayacak” diye konuştu. Cengiz Kapmaz’ın ağabeyi Erdal Kapmaz ise “Kardeşim hiçbir zaman şiddeti diline almadı. Onun kalemi hep barıştan yanaydı” dedi. DİYARBAKIR Diyarbakır’da Türkiye’nin en büyük ceza infaz kurumlarından biri yapılmaya başlandı. 1413 dönümlük arazinin paftalarında, 43 yıl önce Diyarbakır’da kadastro teknisyenliği yapan PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın imzası bulunuyor. İmralı’da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın 43 yıl önce Diyarbakır’da kadastro teknisyeni olarak görev yaparken hazırlanan imar planı paftalarında imzası olan Diyarbakır Ergani karayolu üzerindeki araziye dev cezaevi kampusu kuruluyor. Daha önce PKK ve Hizbullah mensuplarının kaldığı D Tipi Cezaevi’nin yanına 1413 dönümlük arazi üzerine kurulan 2 bin 80 kişi kapasiteli Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu için Kayapınar Belediyesi’nden ruhsat alınırken kampusun 2014’te tamamlanması bekleniyor. İhalesi 99 milyon 600 liraya yapılan ve temeli atılan cezaevi kampusu, İstanbul Silivri’den sonra Türkiye’nin en büyük ceza infaz kurumlarından biri olacak. Geçtiğimiz yıllarda PKK ve Hizbullah davası sanıkları ile hükümlülerinin kaldığı D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ni içine alacak olan alanda yapılacak kampusta yetişkin, çocuk ve kadınlar için ayrı ayrı cezaevleri, hastane ve duruşma salonu da olacak. ANKARA (Cumhuriye t “düşünce, ifade ve ya Bürosu) CHP, yımlama özgürlüğünün önündeki sorun si” amacıyla Meclis araların belirlenmeştı sını istedi. CHP Kırkla rması açılmareli Milletvekili Turgut Dibek ve arkad aş sıyla TBMM Başkanlığ larının imzaaraştırma önergesini ı’na sunulan n Türkiye Yayıncılar Bir gerekçesinde, liği Haziran 2011 Haziran 2012 Yayınlam a poru’na göre muhalif Özgürlüğü Radüşüncelere sahip olduğu, bunları sö zlü veya yazılı ifade ettiği için hapse düşen düşünür sayısında ciddi artış olduğu belirtildi. ‘Özgürlüğün önündeki engeller belirlensin’ POZANTI KİNİ SÜRÜYOR Temizöz’ün de aralarında bulunduğu yedi sanığın yargılanmasına devam edildi Kayıp yakınları eylemde ? Genelkurmay Başkanlığı Temizöz’ün cinayet tarihlerinde dış göreve gönderilmesiyle ilgili belgeyi bulamadı. MAHMUT ORAL 6 ay sonraki eyleme ceza ABİDİN YAĞMUR DİYARBAKIR Şırnak’ın Cizre ilçesindeki faili meçhul cinayetlerle ilgili eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz’ün de aralarında bulunduğu yedi sanığın yargılanmasına devam edildi. Kayıp yakınları ise adliye önünde çocuklarının fotoğraflarıyla oturma eylemi yaptı. Genelkurmay ise Temizöz’ün cinayet tarihlerinde dış göreve gönderilmesiyle ilgili belgeyi bulamadı. Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ile korucubaşı Kamil Atağ hakkında 52 kişinin öldürülmesi nedeniyle açılan davanın 36. oturumu dün, geniş güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Oturuma tutuklu sanıklar Kamil Atağ, Temel Atağ, Hıdır Al yazıda önce Temizöz’ün dış göreve gönderilmediğini, daha sonra ise gönderildini belirtilmişti. Çelişki üzerine Genelkurmay’ın gönderdiği 3. yazıda ise belgelerin 13 yıl muhafaza edildiği, fakat bahsi geçen evrakın 2009 yılında yılını tamamladığı için Bütçe Maliye Şube Müdürlüğü Arşivi’nde bulunmadığı kaydedildi. Sadece bir mezar Sanıklar adliyede yargılanırken dışarıda ise kayıp yakınları oturma eylemi yaptı. Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, Temizöz davasının 3 yıldır devam ettiğine dikkat çekerek “Burada yaşananlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Bu anneler her cumartesi oturup yakınlarını aradığında birçoğumuz farkında değildik. Bunlar sadece bu acılarının görülmesini, faillerinin yargılanmasını istiyorlar. İşte bu anneler dua edecekleri bir mezar taşı istiyorlar. İşte bu çabalarında, bu arayışlarında yanlarında olmamız gerekiyor” dedi. Kayıp yakınları çocuklarının fotoğraflarıyla oturma eylemi yaptı. tuğ, Abdulhakim Güven ile Adem Yakin katılırken Temizöz ise gelmedi. Atağ tahliye edildi Oturumda 16 Temmuz 1994’te Irak’tan dönerken Cizre’de gözaltına alınıp öldürülen ve üzerindeki 63 bin doları kaybolan Mardinli işadamı Abdulhamit Düdük cinayetine ilişkin Gülsüm kö yü muhtarı ve korucu İsa Ergin tanık olarak dinlendi. Mahkeme eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ’ın oğlu sanık Tamer Atağ’ın tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi. Temizöz’ün faili meçhul bir cinayet tarihinde yurtdışında olduğunu iddia etmesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı daha önce mahkemeye gönderdiği MERSİN Mersin Valiliği, Pozantı Cezaevi’nden tahliye olan çocukların da aralarında bulunduğu 70 aileye çocuklarının “eyleme katılarak kamu malına zarar verdiği” gerekçesiyle para cezası gönderdi. Valiliğin, tebligatında çocukların katıldığı eylemin “15 Aralık 2012”de gerçekleştiğini yazması ise ikinci bir skandal yarattı. Mersin Valiliği, geçen aylarda eylemlerde gözaltına alınan çocukların ailelerine “kamu malına zarar verdiği” gerekçesiyle para cezası göndermiş, ancak olayın medyada yer alması üzerine geri adım atarak olayın bir yanlışlıktan kaynaklandığını belirtmişti. Ancak valilik, söz konusu uygulamayı sürdürerek 70 çocuğun ailesine “kamu malına zarar verildiği” gerekçesiyle çeşitli miktarlarda para cezası tebliğ etti. Ailelere tebliğ edilen para cezası 1 milyon lirayı aştı. İHD Mersin Şube Sekreteri Temim Salmanoğlu, S.E., M.B., Y.E. ve F.E. adlı dört çocuğun ailesine gönderilen tebligatta katıldıkları eylemin tarihi olarak 6 ay sonraki yani 15 Aralık 2012 yazdığına dikkat çekti. Salmanoğlu, “TMK mağduru çocuklar üzerindeki baskı devam ediyor. Kesinleşmiş mahkeme kararı olmaksızın Mersin Valiliği, defterdarlık aracılığıyla ailelere para cezaları gönderiyor. Bize başvuruda bulunan aile sayısı 70’i buldu. Çocukların yapmadıkları olaylardan dolayı, hatta kimi zaman olay tarihlerinde cezaevinde olmalarına rağmen, sanki eyleme katılıp devlet malına zarar vermişler gibi ailelerine para cezası veriliyor” dedi. C MY B C MY B