Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2012 SALI 4 HABERLER Cumhurbaşkanı Gül’den AKP’ye ‘tek başına anayasa’ ve ‘özel yetkili mahkeme’ eleştirisi Türk Olmak Güç Sevil, Özellikle Türkiye’de Eskişehir Cezaevi Tutuklusu Sevil Sevimli Evladım Sevil, Pazar günkü gazetedeki öykünü okuyunca yüreğim burkuldu. Sen kalk, anne babanın göçtüğü Fransa’nın Lyon gibi seçkin bir üniversitesinde okurken, Erasmus Değişim Programı’ndan yararlanarak, ailenden duyduğun anavatanını görmek üzere, Eskişehir’deki Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne gel, sonra da kendini tutuklu olarak, H tipi cezaevinde bul. Ne kadar köken itibarıyla Türk olsan ve anne babandan Türkiye’yi uzunca dinlesen de, yine de Fransa’da doğup büyüyen bir Fransız vatandaşı olduğun için, içeri tıkılmanın gerekçelerine akıl erdirmen güçtür. Haklısın! Parasız eğitim isteyen bir afişi yapıştırmanın, bir müzik grubunun konserine gitmenin, resmi 1 Mayıs mitingine ve ondan önce de öğrenci arkadaşlarınla bir pikniğe katılmanın, terör örgütüne üyelik gerekçesiyle gözaltına alınıp ardından tutuklanmayla sonuçlanmasına, çağdaş, aklı başında hiç kimse akıl erdiremez. Ama Türk olmak güçtür Sevgili Sevil, aklı başında çağdaş insanların akıl erdiremediğine sen akıl erdirmek zorundasın. Evet Türk olmak güçtür Sevil, aklı başında çağdaş bir insanın düşlemesine bile imkân olmayanı sen yaşayıp çekmek zorundasın! Şimdi artık sen de gördün ve anladın ki Sevil, Türk olmak gerçekten güçtür. ??? Gerçi yabancı ülkelerde yaşayan Türkler, daha oralarda Türk olmanın çok güç olduğunu kendi başlarına gelenlerle öğrenirler. Koca bir imparatorluğun dağılma döneminde acılarla dolu tasfiye yıllarının mirasının taşınması, zaten güç bir yüktür. Bu taşınması güç yük, üzerine ırkçılığın, önyargıların ağırlığı da eklenince daha tahammül edilmez olur. Bir Türk olarak, bir yabancı ülkenin sınırını aşıp içine girmen, bir Bulgardan, bir Yunanlıdan, bir Rustan, bir Letonyalıdan, bir Çekten daha güçtür. Sana sınır kapılarını açacak olan vizeyi elde etmen güçtür, onu elde etsen, oturma iznini alman güçtür. Bütün bu engelleri aşsan, şimdi anne babanın ve senin olduğun gibi, bulunduğun ülkenin yurttaşı olsan da önyargıları aşman daha da güçtür. Vatandaş bile olsan, o ülkenin yerlisiyle eşit kabul edilmen, eşit koşullarda işe alınman, eşit ücrete ulaşman, eğitimde eşit koşullardan yararlanman hep güçtür. Çünkü sen Türksündür ve unutma Sevil, Türk olmak güçtür! Ve bu güçlükler, hor görülmeler yüzünden, uzaktan dinlediğin vatanın hasreti içinde büyür de büyür, sonunda fırsatı bulunca kalkıp gelirsin anavatana. ??? İşte o zaman görürsün ki Sevil, yad ellerde Türk olmak güçtür, ama anavatanında Türk olmak daha da güçtür. Yad ellerde, hiç değilse pikniğe katıldığın için sol örgüt üyesi sayılmazsın. Yad ellerde Sevil, 1 Mayıs gösterisine ya da bir folk grubunun konserine katılmak, hakkında suç karinesi olarak kabul edilmez ve işin sonu hapiste bitmez. Yad ellerde Sevil, bedava eğitim istemek bir suç değil, bir haktır ve sen yad ellerde yetiştiğinden, bunu doğal kabul edersin. Gelirsin ülkene, seni bağrına basmayan ülkede sana hak olarak tanınanların, burada hakkın olmadığını görürsün. Yad elde kalsaydın, seni bağırlarına basmayacaklardı Sevil, ama hapse de atmayacaklardı. Yad ellerde, Türk’e elin keferesinin hak olarak tanıdığını, Türkiye hak olarak vermez. Görüyorsun Sevil, Türk olmak güçtür, her yerde güçtür, ama Türkiye’de daha da güçtür. Bütün bunları yaşıyorsun evladım. Ben de seni kahrolarak izlerken bir türküyü biraz değiştirerek çığırıyorum: “Memlekete gelmeyi Sevil, oyun mu sandın? Türkiye’deki diktayı Sevil, koyun mu sandın?” ‘Uzmanlarla görüşülmeli’ ? Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun ziyaret ettiği Gül, “Köklü değişikliklerin bir anda gündeme getirilmesi yanlış“ dedi. AYŞE SAYIN ULUDERE BELGELERİ BUGÜN GÖRÜŞÜLECEK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uludere’de 34 sivilin yaşamını yitirdiği bombalama olayıyla ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderdiği belgeler, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’nda bugün görüşülecek. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde Uludere ile ilgili oluşturulan alt komisyonun Başkanı İhsan Şener, alt komisyon üyelerini bugün saat 16.45’te toplantıya çağırdı. Üst Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün’ün “özel bir çekmeceye kilitlediği” ve komisyon üyelerine göstermediği dosyalar da bugün ilk kez komisyon üyelerinin bilgisine sunulacak. Komisyon Başkanı Üstün’ün yöneteceği toplantıda, komisyon üyelerine sadece toplantı süresince inceleme yapma izni verilecek. Komisyonun, Adalet Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı’ndan istediği raporlar gelmişti. Genelkurmay Başkanlığı’nın raporunu yetersiz bulan komisyon, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bilgi ve belgeleri istemişti. ANKARA TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun, yeni anayasa yapım sürecine desteğini sağlamak için ziyaret ettiği Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “başkanlık, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanı” konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tutumunu eleştiren muhalefet partili komisyon üyelerine, “Köklü değişikliklerin bir anda gündeme getirilmesi yanlış. Toplumsal mutabakatla, ortak akılla, uzmanların görüşü alınarak değerlendirilmeli” görüşünü dile getirdi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığındaki Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun 8 üyesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyaret etti. CHP’li Süheyl Batum’un protesto ederek katılmadığı görüşmede özellikle muhalefet partili üyeler, toplumdaki kutuplaşmayla ile ilgili endişelerini dile getirdiler. Edinilen bilgiye, CHP’li Atilla Kart, Türkiye’nin 140 yıllık anayasa deneyimi olmasına karşın, ilk kez bu kadar geniş katılımla masaya oturulduğunu ve bunun çok önemli bir fırsat olduğunu belirterek “Ancak bu süreçte de birtakım ciddi kaygılarımız var. Toplumda nefret ve ayrışma, gerginlik ortamı yükseliyor” dedi. Yeni anayasanın mutlaka uzlaşma ile yapılması gerektiğini belirten Kart, “1961 Ana yasası bize göre iyi bir anayasaydı, ama APDP kitlesini dışladığı için kalıcı olmadı. 2010 referandumunda benzer şey oldu. Toplumu bölerek anayasa yapılmaz” görüşünü dile getirdi. Kart, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tartışmaya açtığı “başkanlık, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanı” gibi konuların komisyon tarafından yeri geldiği zaman tartışılacağını, ancak bir partinin ya da hükümetin dayatması ile getirilmesinin son derece yanlış olduğunu da ifade etti. BDP’li Altan Tan da Van Belediye Başkanı’nın da aralarında bulunduğu son tutuklamalara dikkat çekerek, özel yetkili mahkemelerin kararını eleştirdi. Tan’ın “Kürt sorununun çözülmesi” yönündeki görüşünü dile getirmesi üzerine Gül, olaya “imparatorluk” gözüyle de bakılmasını istedi. Gül, “Bugün belki bir imparatorluk değiliz, ama imparatorluğun pek çok unsuru var içimizde. Bu göz önünde bulundurularak bir çalışma yapılmalı” dedi. Edinilen bilgiye göre Gül, komisyon üyelerinin dile getirdiği eleştiriler ve yeni anayasa süreciyle şu mesajları verdi: Ortak mühürle olmalı: Anayasanın en geniş uzlaşmayla yapılması önemli, 2007’de seçimlerinden sonra da denendi, ama orada tek parti anayasa yapmak istedi. Bu yanlıştı. Tek parti mührüyle anayasa olmaz, anayasa partilerin ortak mührünü taşımalı. Yeni anayasa konusunda toplumsal beklenti çok yüksek. Buna cevap vermek gerekir. Teferruata takılmadan, genel hükümler arasında uzlaşı aranmalıdır. Laik anayasa: Demokratik, laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir anayasa olmalı. Türkiye’nin bu noktaya gelmesi önemli. Bunun aksine öne çıkan bir düşünce yok. Partiler bu noktada mutabıklar ki bu da çok önemli. Liderlere üslup eleştirisi: Liderlerin sürece sahip çıkması çok önemli. Maalesef bu konuda sıkıntı var. Keşke liderler bir araya gelip üslup konusunda mutabakat sağlasalardı. Üslup konusunda sıkıntı var. Süreçle ilgili liderler bilgilendirilmeli hatta ikna edilmeli bazı konularda. Yarı başkanlık, başkanlık: Köklü değişikliklerin, önemli başlıkların bir anda gündeme getirilmesi yanlış. Toplumsal mutabakat ve ortak akılla değerlendirilmeli, toplumun bütün kesimlerinin görüşü alınmalı, artısı eksisiyle, uzmanların görüşü alınarak, geçmiş tecrübeler de dikkate alınarak, gündeme getirilmeli. AB sürecinde de bu böyle oldu. AB ile çok yetkin uzmanlar biraraya geldiler, önemli çalışmalar yaptılar, AB’ye başvuru süreci böyle kabul edildi. ÖYM’de etkili olamadım: Özel yetkili mahkemelerin kuruluşu sırasında Başbakan ve Başbakan Yardımcısı olarak bulundum. ÖYM’ler kurulurken kaygılarımı ifade ettim, ama o zaman yetkili ağızlar gerekli olduğunu ifade ettiler. Bazı konularda bugünkü konjonktüre göre adım atarsanız, 10 yıl sonra farklı anlamlara gelebilir. Kişisel olarak karşı olduğumu ifade ettim, ama sonuçta bu hayata geçirildi, etkili olamadım. Bugün Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşecek olan komisyon 18 Haziran pazartesi günü de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan randevu istedi. PKK’Yİ İKNA ÇABASI CHP LİDERİ, ATANAMAYAN ÖGRETMENLERE SESLENDİ: ‘Talabani devrede’ BAĞDAT (AA) Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) sözcüsü Azad Cündiyani, Talabani’nin PKK’yi ateşkes ilan etmesi için ikna etmeye çalıştığını iddia etti. Cündiyani, KYB’nin resmi sitesinde yayımlanan açıklamasında, “Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, ateşkes ilan etmesi konusunda ikna etmek amacıyla PKK ile görüşüyor. Türk ordusuyla, PKK arasında çıkan çatışmalardaki kan duruncaya kadar Talabani’nin girişimleri devam edecek. Bu çabanın neticeleri yakın bir zamanda ortaya çıkacaktır. Talabani iki taraf arasında bir köprü vazifesi görüyor. Kendisi, barışçıl çözümlerin iki tarafı birbirine yakınlaştıracağına inanıyor” dedi. Şiddet ve savaşın iki taraf arasındaki anlaşmazlıkları daha da kötü bir hale getireceğini kaydeden Cündiyani, açıklamasında, “Türk ordusuyla, PKK arasındaki çatışmalar, Kuzey Irak ve Irak’ın genelini doğrudan ya da dolaylı olarak etkiliyor. Bu yüzden Talabani, bölgede şiddetin sona ermesi ve barışçıl çözümlerin kökleşmesi için çaba harcıyor” ifadesini kullandı. (Fotoğraf: AA) GUARDIAN’DAN ELEŞTİRİ ‘Türkiye bu haliyle örnek olamaz’ LONDRA (ANKA) Türkiye’deki ifade özgürlüğüne ilişkin kaygıları yansıtan yabancı medyadaki haber ve yorumlar çoğalıyor. Guardian gazetesince yayımlanan bir makalede Türkiye’de “ifade özgürlüğü hakkının kaybolmakta olduğu” öne sürülürken, “Türkiye, kendi evine çekidüzen verinceye dek Tunus ve Mısır için model, örnek olamaz” denildi. New Statesman dergisinin siyasi editörü, yazar ve gelecek ay El Cezire İngilizce’de başlayacak “The Cafe” programının sunucusu Mehdi Hasan imzasını taşıyan “Türkiye’de İfade Özgürlüğü Hakkı Kayboluyor” başlıklı makalede şu ifadelere yer verildi: “Dünyanın hangi ülkesinde en çok gazeteci cezaevine konuluyor? Çin Halk Cumhuriyeti mi? Hayır. İran mı? Yine yanlış. Oldukça moral bozucu yanıt, AGİT’e göre 100’ye yakın gazetecinin hapiste bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Evet, doğru: Modern, laik, yönü Batı’ya dönük, demokratik biçimde seçilmiş bir hükümeti olan Türkiye, Çin ve İran’ın toplamından fazla basın mensubunu, cezaevinde kilit altında tutuyor.” Ancak bu durumun sadece basın ile ilgili olmadığını belirten Hasan, “Öğrenciler, akademisyenler, sanatçılar ve muhalefet milletvekilleri de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ılımlı İslami Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’ye karşı konuşmaya cesaret ettikleri için tümü hedef haline geldi” diye yazdı. Makalede şu iddialar da yansıtıldı: “Geçen haziran yeniden Başbakan olarak seçilen ve halen, Kemal Atatürk’ten bu yana en güçlü Türk lideri olarak değerlendirilen Erdoğan, eleştirilere hoşgörüsüz hale geldi ve iç muhalefeti ezmeye meyilli görünüyor.” Buna karşın “Açık olalım. Erdoğan öncesi dönemi de, liberal demokratik bir nirvana (salt mutluluk) değildi” diyen Hasan, askeri darbeleri anımsattıktan sonra “AKP, orduyu kısırlaştırmada ilk başarılı olandır. Ve paranoyası tam haksız değil” dedi. Hasan, AKP’yi kapatma girişimine ve hükümeti düşürme komploları iddialarına da vurgu yaptı. Bu arada, makalede AKP Milletvekili Nursuna Memecan’ın değerlendirmelerine de yer verildi. Hasan’a konuşan Memecan, “2 cezavindeki gazeteci sayıları beni kaygılandırıyor ama hepsi masum değildir. Onların çoğu hükümete karşı komplo kuruyorlardı” diye konuştu. Siyasetçiye hesap sorun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde, “51 Eğitim Meslek Grubu” tarafından “atanamayan öğretmenlerin sorunları” ile ilgili düzenlenen toplantıya katıldı. Durumun yeni çıkmış bir sorun olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kolay çözülecek bir sorun da değil, bundan sonra öyle anlaşılıyor ki çözülecek bir sorun da değil” şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu, “21. yüzyılda bir ülkede işsiz öğretmen var ve bunların sayısı 400 bini aşmak üzere derseniz, çağdaş dünyaya anlatamazsınız bunu. Çünkü kimse inanmaz, ‘Böyle bir şey mümkün değil’ derler ama bizim ülkemizde mümkün” dedi. Siyasal iktidarın, atanamayan öğretmenlerin beraber oy kullanma olanaklarına sahip olmadığı için sorunlarını göz ardı etmeyi sürdürdüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, iktidarın bu kişilerin oyunu bu yüzden “çantada keklik” gördüğünü belirtti. Kılıçdaroğlu, “Siyasetçi söz verdi yerine getirmediyse, bir daha ona kusura bakmayın diyeceksiniz” ifadelerini kullandı. ‘Bütün dillerde seçmeli dersler olmalı’ ANKARA (ANKA) CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, seçmeli dersler arasında Kürtçenin de olacağına yönelik haberlere, “Kürtçe de dahil bütün diller seçmeli olmalı” olacağına ilişkin haberleri değerlendiren Aygün, sadece Kürtçeyle sınırlı olmamak kaydıyla bu girişime olumlu baktığını ifade etti. Aygün, “Kürtçe de dahil bütün diller seçmeli olmalı. Arapça da, Zazaca da seçmeli olmalı, Lazca da. Bütün dillerde seçmeli ders olmalı. Seçmeli olarak sınırlandırılması doğru değil. Anadilde eğitim de gerekli. Sadece Kürtçe ile sınırlandırılmamalı, ben Zazaca konuşuyorum. İnsanların anadili ne olacak?” İzmir İl Başkanı değişti AKP’li başkan kurula takıldı İZMİR(Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı geçen cumartesi günü yapılan kongrede AKP İzmir İl Başkanlığı’na seçilen Ömer Cihat Akay’ın başkanlığı Seçim Kurulu tarafından düşürüldü. Kongrede 87 oy alan Abdullah Tekbaş’ın başkan olduğu belirtilirken Seçim Kurulu’nun kararına itirazın yapılacağı öğrenildi. Kongrede 379 oy alan Ömer Cihat Akay’ın “Gümrük kaçakçılığı” suçundan adli sicil kaydı olduğu için başkanlığının düşürüldüğü öğrenildi. Abdullah Tekbaş seçime birkaç gün kala Akay hakkındaki iddiaları gündeme getirmiş, Cihat Akay ise Cumhuriyet Savcılığı’ndan aldığı “Adli Sicil Kaydı Yoktur” belgesini göstermişti. Akay’ın şimdi adli sicil kaydının silindiği yolunda bir belge sunup itiraz etmesi durumunda Seçim Kurulu’nun yeni bir karar verebileceği de belirtildi. Son 10 günde düzenlenen operasyonlarda tutuklananların sayısı 100’ü aştı KCK operasyonu: 41 gözaltı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Hakkâri, Ağrı ve Bursa’da düzenlenen KCK operasyonun da aralarında bir gazeteci ile belediye başkan vekilinin de bulunduğu 41 kişi gözaltına alındı. Son 10 günde 267 kişinin gözaltına alındığı, 101 kişinin tutuklandığı bildirildi. Van’da önceki gün 3’ü belediye başkanı 10 BDP’linin tutuklanmasının ardından KCK operasyonları hız kesmiyor. Hakkâri’de dün gece saat 03.00 sıralarında düzenlenen KCK operasyonunda DİHA Hakkâri muhabiri Hamza Gündüz, MEYADER yöneticisi Kamil Yaşar, BDP üyeleri Şükrü Taşma ile Hekim Kaya’nın da aralarında bulunduğu 16 kişi gözaltına alındı. Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde ise polis tarafından düzenlenen KCK operasyonlarında Doğubeyazıt Belediye Başkan Vekili Ali Söğüt ve TUHADDER Doğubeyazıt temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 12 kişi gözaltına alındı. Bursa’da da polis dün sabah saatlerinde eşzamanlı olarak değişik semtlerde KCK operasyonu düzenledi. BDP PM üyesi Ayla Yıldırım ile HDK Bursa il yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Bursa’daki gözaltılarla sonuçlanan operasyonların, “Sosyal paylaşım sitelerinde KCK örgütüne ilişkin suç işlemek” iddiasıyla yapıldığı öğrenildi. Gözaltına alınanlar sorgulanmak üzere Emniyet’e götürüldü. ‘ASIL HEDEF BDP’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) KCK operasyonlarında son bir haftada SES üyesi 45 öğrenci ve Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın da aralarında bulunduğu 10 kişinin tutuklanmasına tepkiler dinmiyor. BDP Eşbaşkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu operasyonlar KCK operasyonları değil, BDP operasyonları ya da iktidara muhalif olanların susturulması operasyonlarıdır. Hükümetin tepesindekilerin yaptıkları açıklamaların hemen sonrasında işaret edilenler tutuklanıyor” dedi. Diyarbakır Belediyesi önünde açıklama yapan Tüm BelSen Diyarbakır Şube Başkanı Medeni Alpkaya da “BDP’de yönetici olmak artık yasadışı örgüt üyesi haline geldi. Neofaşizme asla geçit vermeyeceğiz” dedi. C MY B C MY B