19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Türkiye’de sınırın altındaki yoksul nüfus oranı, kentlerde azalırken kırsalda ve genel toplamda arttı Yoksulluk artıyor ? 2009’da yüzde 17 olan genel yoksulluk çizgisi altındaki nüfusun oranı yüzde 18’e çıktı. Gelir dağılımı verilerine göre en üstteki yüzde 20’lik kesim gelirin yüzde 45’ini elde etti. Ekonomi Servisi Türkiye’de ülke yoksulluk sınırı altında bulunan kırsal nüfusun toplam kırsal nüfusa oranı 2008’de yüzde 34.6 iken, 2009’da yüzde 38.7’ye yükseldi. Kentlerde yoksul nüfus oranı azalırken toplamda yoksulluk arttı. ANKA’nın haberine göre, Dünya Bankası Dünya Kalkınma Göstergeleri (WDI) 2012 raporu açıklandı. Buna göre Türkiye’de 2008’de kırsal kesim hanehalklarının yüzde 34’ü, ulusal yoksulluk çizgisi altında idi. Yoksulluk çizgisinin altında gelire sahip kentsel nüfusun, toplam kentsel nüfus içindeki payı ise 2008’de yüzde 9.4 oldu. 2008’de ülke yoksulluk çizgisinin altındaki kırsal ve kentsel nüfusun genel nüfusa oranı ise yüzde 17.1 olarak ölçüldü. 2009’da ülke yoksulluk sınırı altında bulunan kırsal nüfusun toplam kırsal nüfusa oranı yüzde 38.7’ye çıktı. Bu dönemde kentlerde yoksulluk sınırı altındaki kesimin oranı ise yüzde 8.9’a indi. Kent ve kırsal kesimin genel yoksulluk çizgisi altındaki nüfusun oranı ise yüzde 17.1’den yüzde 18.1’e çıktı. Rapora göre, Türkiye’de kişi başına milli gelir itibarıyla en üst konumda bulunan yüzde 10’luk bölümü, ülkedeki toplam gelir ya da tüketimin yüzde 29.4’ünü aldı. Toplumun en yukarıdaki yüzde 20’lik kesimi ise Türkiye’deki gelir ya da tüketimin yüzde 45.1’ini elde etti. İkinci yüzde 20’lik kesim gelirin yüzde 22.4’ünü, üçüncü yüzde 20’lik kesim gelirin 15.9’unu, dördüncü yüzde 20’lik kesim yüzde 10.9’unu, kişi başına en az gelire sahip olanların oluşturduğu beşinci ve en yüzde 20’lik kesim ise tüm gelir ya da tüketimin yüzde 5.7’sini aldı. Gelir skalasının dibindeki aşırı yoksul yüzde 10’luk kesim tüm gelirin yüzde 2.1’ini elde ediyor. Ulusal Ekonominin Kırılganlıkları Uluslararası yatırım ve derecelendirme şirketi Standart & Poors’un (S&P’nin) geçen hafta içerisinde Türkiye ekonomisinin görünümünü “durağan”a çevirmesi üzerine, ulusal ekonominin “kırılganlığı” konusu yeniden alevlendi. S&P, kararını çoğunlukla “ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla birlikte, kamu maliyesinde beklenen bozulmaya” ve “kamu brüt borç stokundaki olası artışa” dayandırdığını duyurdu. S&P uzmanları daha sonra yayımladıkları açıklama notunda “kamu borç stokunun net boyutuna bakmanın yanlış olduğunu” vurguladılar. Zira, net kamu borcu tanımı içerisine alınan merkez bankası net varlıkları kaleminin bağımsız ve özerk bir kuruluş olan T.C. Merkez Bankası’nca hazinenin borç ödemelerinde kullanılamayacağı açıktı. Teknik tanım tartışmaları bir yana, ulusal ekonomimizin içine sürüklendiği istikrarsız büyüme dalgasının yarattığı tehlikeli dönemeçler aslında ulusal iktisat yazınımızda uzun süredir vurgulanmakta idi. Cari işlemler açığının sıcak para girişlerine dayalı finansmanı; kısa vadeli dış borçların merkez bankası uluslararası rezervlerine görece yükselişi; ulusal ekonominin net döviz pozisyonu açığı gibi kriterler açısından Türkiye 2011 ve sonrasında sürekli olumsuz sinyaller veren kırılgan bir ekonomi görünümündeydi. Bu kırılganlığın önemli bir göstergesi de ulusal ekonominin net döviz pozisyonu (kur riski) olarak değerlendirilmektedir. Burada da özellikle reel sektör şirketlerinin net pozisyonu önem kazanmaktadır. Reel sektörde (bankalar ve finansdışı) üretici şirketlerin döviz cinsinden varlıkları ile döviz cinsinden yükümlülüklerini veren net döviz açığı, 2003’ten bu yana (2009 hariç) sürekli artış eğilimindedir. TCMB verileri, reel sektörde üretici şirketlerin kur riskinin (döviz açığının) 2003’ten bu yana 5misli artış göstererek toplam 102 milyar dolara ulaştığını belgelemektedir. Aşağıdaki tabloda yıllar itibarıyla Türk reel sektörünün döviz bağımlılığı sergilenmektedir. Varlıklar 30.202 37.67 45.401 Yükümlülükler 50.681 58.776 72.424 Net Döviz Pozisyonu 20.479 21.106 27.023 Yüzde 50 büyüyen Mavi, Adriana Lima’yla koşuyor Türkiye’de yüzde 11’lik pazar payıyla bulicin markaları arasında birinci sırada yer aldığını açıklayan Mavi, 2012’nin ilk çeyreğinde yüzde 50 büyüdüğünü duyurdu. 2011’i yüzde 40 büyüme ve 428 milyon TL ciroyla kapatan Mavi, 2012’nin sonunda minimum yüzde 30 büyümeyle 555 milyon TL ciro hedefliyor. Geçen sene Türkiye’deki mağaza sayısını 224’e çıkaran ve toplam 76 bin 933 m2 satış alanına ulaşan Mavi’nin Genel Müdürü Cüneyt Yavuz, “Amerika, Kanada, Almanya, Hollanda ve Avustralya’dan sonra Rusya’da da şirket kurduk” dedi. Yavuz, Mavi’nin kadın koleksiyonu ile büyüdüğünü ve markanın reklam yüzü olan Brezilyalı süper model Adriana Lima’nın etkisiyle satışlarını yüzde 50 arttırdığını ifade etti. Gelirde uçurum Memura zam teklifi 14 Mayıs’ta ? Bakan Çelik, memurlarla toplusözleşme sürecinde, kamu işveren heyetinin teklifini 14 Mayıs’ta sunacağını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kamu görevlileri sendikalarıyla hükümet arasındaki toplusözleşme görüşmelerinin ikinci oturumunun açılışında yaptığı konuşmada, ilk toplantıda görüşmelerin çalışma takviminin belirlendiğini hatırlatırken zam teklifini 14 Mayıs’ta yapacaklarını söyledi. 30 Nisan’daki ilk toplantıda kamu işveren heyeti ve kamu görevlileri sendikaları heyetinin oluşturduğu teknik heyetin çalışma yapacağını ifade ettiklerini anımsatan Çelik, teknik heyetin bu süre içerisinde çalışmalarını tamamladığını dile getirdi. Hizmet kollarına ilişkin taleplerin değerlendirileceğine işaret eden Çelik, şöyle konuştu: “Bugün ayrıca genel konulara ilişkin bir komisyon oluşturacağız ve 14 Mayıs Pazartesi günü genele ilişkin taleplerin değerlendirilmesine başlayacağız. Ayrıca 14’ünde kamu işveren heyetinin teklifini de sizlere, heyete takdim etmiş olacağız. Mayısın 16 ve 17’sinde ise hem hizmet kollarına ilişkin hem de genele ilişkin tabloyu hep birlikte değerlendirmiş ve görmüş olacağız.” Üstelik dolunay tam da tepesindeydi. Daha önce hiç görmediği kadar büyük ve parlak... Gece yarısına çok az kala koltuğundan kalktı, birkaç küçük dilek yazıp kırmızı kurdeleye bağladığı kâğıt parçasını minik bahçesindeki gül ağacının bir dalına astı. Baharın ve doğanın uyanışının kutlanladığı, aynı zamanda Hazreti Hızır ve Hazreti İlyas’ın buluşarak dilekleri gerçekleştirdiklerine inanılan Hıdırellez’de o da kendince sevdikleri için, insanlık için, barış için dilekte bulunmuştu. Sabah gün doğarken uyandı, hemen gül ağacına bağladığı kâğıdını aldı ve deniz kıyısına indi. İskeleden durgun suya bırakıverdi dilek kâğıdını... Mor salkımlar alabildiğine coşmuş, akasyalar açmış, gül tomurcukları pıtrak gibi patlamış, köşedeki rezeneler güneşe doğru alabildiğine uzamıştı. Can Yücel’in “İçindeymişik, yeşilmişik, sazmışık.” dizelerini mırıldanarak yukarı doğru çıkarken bir kadının kendisine doğru yürüdüğünü gördü. Tanımıyordu, hafif gülerek selamlaştılar ve kadın denize doğru in meyi sürdürdü. Hemen anladı, o da kendi dilek kâğıdını denize atmaya gidiyordu... “Neden bu tarz ritüelleri yapanlar genelde kadınlar olur?” diye düşündü. Kadının çevre ile, doğa ile olan ilişkisi her zaman erkeklerden çok daha güçlü olduğu için belki. Daima üreten, koruyucu, sahip çıkıcı, kollayıcı olan kadının var oluşundan itibaren tabiat ana ile yaptığı sözsüz bir anlaşma mı yoksa? Her neyse... Yaşamını sürdürdüğü büyük kentin betonlaşmasına karşı verdiği mücadelede de, kendi yaşam alanına sahip çıkmasında da, kentsel dönüşüm adı altında sürdürülen yağma düzenine karşı örgütlenmede de, sokak hayvanlarının korunmasında da varlık gösteren bir kadın olarak bu gücü duyumsamaktan mutlu olduğunu hissederek evine doğru yürüdü... Hıdırellez, Doğa ve Kadın... Yaykıl köyünde kadınlar çoktan uyanmış, Hıdırellez kutlaması için hazırlıklara başlamışlardı bile... Hamurlar açıldı, dolmalar sarıldı... Öyle ya bu kez çifte kutlama olacaktı onlar için. 30 Nisan günü Ankara’ya giderek ÇED toplantısına tepki gösteren Gerzelilerin mücadelesi sonuç vermiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, santral yapılmak istenen yerin orman alanı olduğu gerekçesiyle süreci durdurmuştu. Hıdırellez ateşinde termiksiz yaşam şenliğini kutlamak için 300. gününü dolduran Yaykıl nöbet çadırında buluşuldu, halaylar çekildi. Çoğu kadın Gerzelilerin kendi yaşam alanlarına sahip çıkmak için verdikleri mücadelenin ilk önemli ödülü bu. Gecenin 2’sinde sondaj yapmaya çalışan şirketin araçlarının altına yatarak gerçekleştirilen bir direnişin sonucu. Yılmadan, örgütlenerek, defalarca Ankara’da bakanlık kapılarında protesto gösterileri yaparak verilen bir mücadele. Haklılıklarını bilimsel verilerle de pekiştirdikleri için güçlendiler. Yeşil Gerze Çevre Platformu Sözcüsü Şengül Şahin ile telefonla konuştum. “Bakanlık, santralı yapacak olan Anadolu Termik Santralları AŞ’nin hazırladığı dosyadaki bilgileri yeterli bulmadığı için ek süre tanıdı” dedi. “Peki sonunda yeterli bilgiler hazırladıkları takdirde ne olur” soruma Şahin, “Orman Genel Müdürlüğü, termik santral kurulmak istenen alanın hemen yakınında ormanlık alanların bulunmasının, santralın bir bölümünün bu alana yapılmak istenmesinin ve bilimsel araştırmalarla santralın erzeliler termik santralı şimdilik durdurdu Aynı saatlerde Anadolu’nun çok başka bir yerinde Sinop’un Gerze ilçesi G baca gazının, 10 kilometrelik mesafeyi olumsuz etkilediğini” açıkladı. Raporda verilen bilgiler doğrultusunda hareket eden bakanlık, santralın 25 kilometre yakınında “tabiatı koruma alanı” olan Sarıkum Göleti’ni de göz önünde bulundurarak ÇED sürecini şimdilik durdurdu. “Şirketin yeni girişimleri mutlaka olacaktır ancak biz haklı olduğumuzu göstermiş olduk” diye yanıt verdi. Gerze yemyeşil bir cennet... Her ne kadar ‘En temiz ve çevreci termik santralı yapacağız’ iddiasıyla ortaya çıkmış olsa da eğer yerel halk santrala ve onun sunacağı olanakları elinin tersi ile itiyor ve istemiyorsa, bunda ısrar etmenin bir anlamı yok. Son dönemde güçlenen çevreci hareketler hukukun önünde de karşılığını almaya başladı. HES’lerde art arda gelen yürütmenin durdurulması kararları umut verici. Tüm bunlarda kadınların rolü hayli fazla oldu. Dediğimiz gibi kadının çevre ile, doğa ile olan ilişkisi her zaman erkeklerden çok daha güçlü oldu. Bunu anlayınca Hıdırellez’deki ritüel daha bir anlam kazanıyor... 2003 2004 2005 Kaynak: TC Merkez Bankası. İST AN B UL C UM O K T EŞEK K ÜR Ü 56 Mayıs 2012 günleri yapmış olduğumuz EskişehirAbant ziyaretinde kültür merkezi’nde bizleri bilgilendiren Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN’e Tepebaşı Belediye Başkanı Sayın Ahmet ATAÇ’a Eskişehir CUMOK Temsilcisi Sayın Türk reel sektör şirketlerinin döviz varlıkları 2011 yılında, bir önceki yıla göre 4.9 milyar dolar azalmış; yükümlülükleri ise 27 milyar dolar artış göstermiştir. Verilerin ayrıntıları, döviz yükümlülüklerindeki artışın çoğunlukla dış piyasalardan elde edilen döviz kredilerinden kaynaklandığını göstermektedir. 2001 krizinden bu yana bankacılık kesiminin daha sıkı bir şekilde denetlenmekte olduğunu; ancak reel sektör şirketlerinin bilançoları üzerine böylesi bir denetim mekanizmasının söz konusu olmadığını biliyoruz. Reel sektör şirketlerinin bilançolarında gözlenen bu tarihi bozulma, Türkiye’nin 2008 küresel krizinden etkilenme biçiminin de bankacılık ve finans krizi şeklinde değil, doğrudan doğruya reel sektör krizi olarak yaşanmasına neden olmaktadır. Bütün bu gerçekleri görebilmek için yurtdışı derecelendirme kuruluşlarının raporlarını beklemeye gerek var mıydı? Ekonomideki yavaşlama devam ediyor Tastiknamemi kaybettim. Hükümsüzdür. Faik DİKMEN ve Sayın Mehmet KAHRAMAN’a teşekkürlerimizi sunarız. w ww . c um o k. or g T.C. GAZİOSMANPAŞA 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ MAL AÇIK ARTTIRMA İLANI CEYHUN KAZAN “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 28226) C MY B C MY B DOSYA N0: 2011/1551 ESAS Satılmasına Karar Verilen Taşınmazın Cinsi ve Özellikleri: TAPU KAYDI: İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi Küçükköy Mah. Paşaçayırı Mevkii 7604 parsel sayılı 138.00m2 miktarlı arsanın üzerinde inşa edilen 22/138 arsa paylı bodrum kat 1 nolu bağımsız bölüm dairesinin tamamı dosyamız borçlusu adına kayıtlıdır. NİTELİKLERİ: Söz konusu Gaziosmanpaşa ilçesi Küçükköy 1 pafta 7604 parsel 1147 sokak no.27 kapı sayılı Ersoy Apartmanı’nın bulunduğu yer olup parselin üzerinde B.A.K sistemde inşa edilmiş bir binanın olduğu anlaşılmıştır. Parselin tamamının toplam 138m2 olduğu parsel üzerinde bulunan binanın bodrum kat, zemin kat, 3 normal katlı olduğu, her katında bir daire olduğu binanın halen iskân edilmiş olduğu, cephesinin BTB cam mozaik kaplamalı olduğu, giriş kapısının demir doğrama olduğu, elektrik, su, doğalgaz tesiatının bulunduğu anlaşılmıştır. Borçlu adına kayıtlı bodrum kat l nolu bağımsız bölüm daire, salon, iki oda, mutfak, banyo ve WC’den ibaret olup sıvalı, boyalı, kaplamalı, pencereleri plastik doğrama ve demir korkuluklu, iç doğramaları ahşap, ıslak zeminleri seramik kaplamalı olduğu, net kullanım inşaat alanının 93,75 m2 olduğu anlaşılmıştır. İMAR DURUMU: Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 10/03/2011 tarih ve 1193365 sayılı belgesine göre; Gaziosmanpaşa ilçesi, Küçükköy 1 pafta 7604 parsel 07/08/2006 tasdik tarihli ve 1/1000 ölçekli TEM güneyi revizyon uygulama imar planında bitişik nizam 4 katlı (H: 12.50m) konut alanında kalmakta olduğu belirtilmiştir. KIYMETİ: 80.000,00 TL Birinci Satış günü: 19.06.2012, 09.3009.40 Saatleri arasında İkinci Satış günü: 29.06.2012, 09.3009.40 Saatleri arasında Eyüp Yolu Üzeri Adliye Sarayı Ek Hizmet Binası l. İcra Müdürlüğü Kalemi GaziosmanpaşaİST. adresinde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla Yukarıda yazılı yer ve saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2)Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit veya bu miktar kadar bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satıştan Mütevellit Binde 4,95 ihale damga resmi, KDV ile 1/2 tapu harç ve masrafları Alıcıya, 100,00 TL için Yüzde 2 aşan kısım için Yüzde 1 tellaliye resmi satıcı (borçluya) ait olacaktır. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3)İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaklardır. 4)İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5)Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6)Satışa iştirak edenlerin Şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İc.İfl.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Adlarına tebligat yapılamayan ilgililere gazete ilanı tebligat yerine geçerlidir. Ekonomi Servisi Toplam sanayi üretimine ilişkin son veriler, ekonomideki yavaşlama sürecinin devam ettiğini ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre toplam sanayi üretimi geçen martta yüzde 2.4 arttı. Bu oran, yüzde 2.25 olan beklentilerin biraz üzerinde. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi de bir önceki aya göre yüzde 0.7 yükseldi. Artış oranının beklentilerin biraz üzerinde gerçekleşmesinde metal, makine ve elektronik imalatındaki artış etkili oldu. Marttaki 2.4’lük artışla birlikte ilk çeyrekte Martta yıllık ortalama artış yüztoplam de 2.8’i buldu. Bu oran sanayi da geçen son çeyreğine üretimindeki göre ekonomik aktivitedeki gerilemenin deartış yüzde vam ettiğini gösteri2.4’te kaldı. Bu yor. Üretim bir önceki oran geçen yıl aynı döneme denk gelen Mart 2011’de yüzde yılın mrtında 10.6 artmıştı. yüzde 10.6 idi. Nitekim İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük de 2012 yılı mart ayı sanayi üretim endeksi sonuçlarını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, “Yüzde 2.4’lük artış, ekonomideki yumuşak iniş eğilimini destekler niteliktedir. Sonrasını öngörmek zor ama ocakmart döneminde sanayi üretimindeki tablo, yılın ilk çeyreğinde oldukça mütevazı bir büyüme oranı elde edileceğine işaret etmektedir” dedi. Küçük: İnişe devam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle