17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MAYIS 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Toplusözleşme görüşmeleri devam ederken, hükümetin teklifini 4+4 olarak revize edeceği yorumları yapıldı Top MemurSen’de MUSTAFA ÇAKIR Dış Kaynakla Büyüme, Dış Borcu da Büyütüyor Derecelendirme kuruluşu Standart&Poor’s (S&P), RTE’den ve ardından ekonomi bakanlarından işittikleri azarın bir yenisini de Türk matbuatının bazı güzide ekonomi gazetecilerinden yedi. Çarşamba günü yapılan toplantının ev sahipleri Standard&Poor’s Global Operasyonlar Başkanı Paul A. Coughlin, Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes ve Türkiye Baş Analisti Eileen Zhang’dı. Necip Türk gazetecilerinden bazıları, işi, S&P’den özür dilemeyi istemeye kadar vardırdılar. S&P’ciler, böyle bir şeyi bekliyorlar mıydı, bilinmez ama, hükümetin kulağına kar suyu kaçırmamaya da gayret göstererek, “not” vermediklerini, izledikleri diğer 126 ülke gibi, Türkiye ile ilgili olarak da sadece “görüş” bildirdiklerini anlatmaya çalıştılar. Yine anlatmaya çalıştılar ki kendi raporları, yatırımcılar için sadece kaynaklardan biriydi. Her yatırımcı, derecelendirme kuruluşlarının yanı sıra birçok yerden bilgi toplar, kendisi yatırım araştırması yapar ve öyle karar verirdi. O anlamda bir derecelendirme kuruluşu “not”u lüzumundan fazla ciddiye alınıyordu. Daha da ilginci şuydu: Biliyorduk ki, hükümet, kamu bankaları, THY gibi kamu kuruluşlarının yanı sıra Türk özel şirketleri, S&P’ye kendilerini değerlendirtiyor ve bir kontrat gereği avuç dolusu da para ödüyorlar. Verilen rapordan, “not”tan memnun olmayanın, bu kontratı iptal edip S&P hizmeti almaktan vazgeçme keyfiyeti de var. Ama o kadar kolay değil bu. Muhtaç olan Türkiye ve sızlanma sürüyordu. Türkiye’ye verilen BB(durağan) notu, Portekiz’in hatta Karadağ’ın da notu ve Türkiye nasıl aynı kefeye konuyordu... (BB) notu, yabancılara, Türkiye’yi yatırıma uygun olmayan ülke olarak takdim etmekti ve bu haksızlık değil miydi? İyi de S&P böyle görüş bildirdi diye, yabancı sermaye gelmemezlik mi ediyor acaba? Hayır. Türkiye, sırtındaki 77 milyar dolarlık döviz açığına ve yüzde 10’luk cari açık/GSYİH kamburuna rağmen dış kaynak çekerek büyüyor... Nitekim, Türkiye’nin yüzde 5 küçüldüğü kriz yılı dışarıda bırakıldığında, 20072011 döneminde yılda ortalama 60 milyar dolar dolayında dış kaynak girişiyle büyüme gerçekleştirildi. 5 yılda 223 milyar doları bulan dış kaynak girişinin yanında, 24 milyar dolar da kaynağı belirsiz (net hatanoksan) yabancı para girdi Türkiye’ye. ANKARA Hükümetle memur konfederasyonları arasındaki toplusözleşme görüşmelerinde kamu işveren heyetinin yüzde 3+3 olan teklifini yüzde 4+4 olarak revize edeceği yorumları yapılırken, Türkiye KamuSen bu oranı kabul etmeyeceklerini açıkladı. Görüşmelerde sendikalar adına karar verici olan MemurSen’in tutumu belirleyici olacak. Toplusözleşme görüşmelerinin 6. oturumu dün gerçekleştirildi. MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Yarın (bugün) kıran kırana pazarlık başlıyor” derken, kamu işveren heyetinin de bugün yeni bir teklifle gelmesini beklediklerini söyledi. Gündoğdu, Türkiye KamuSen ile KESK’in 23 Mayıs’taki iş bırakma eylemine destek verip vermeyeceklerine ilişkin ? MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, memurlarla hükümet arasındaki toplusözleşme görüşmelerinde bugün kıran kırana pazarlık başlayacağını belirterek hükümetin yeni bir teklifle gelmesini beklediklerini söyledi. bir soru üzerine, masadan sonuç almak için hükümeti sıkıştırmanın daha doğru olduğunu söyledi. Türkiye KamuSen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bazı hizmet kollarındaki işçilere yoğurt verilmesiyle ilgili olarak, “Yoğurt üzerinde pekmezi de aldık. Kamu çalışanlarına hayırlı olsun. Bu anlamda kamu çalışanlarının, Kamu İşveren Heyeti’ne bir teşekkür borcu var” dedi. Zam teklifinin 4+4 olarak revize edilmesinin kendilerini memnun etmeyeceğini belirten Koncuk, “Yüzde 20’lik teklifimizi yüzde 5+5 yapmaları da kamu çalışanını memnun etmez” dedi. Koncuk MemurSen’e 21 Mayıs’ta iş bırakmayı da teklif etti. Hükümetin teklifi ile memur konfederasyonlarının talepleri karşılaştırıldığında 21 Mayıs’a kadar masadan uzlaşma çıkması zor görünüyor. Burada belirleyici olan ise MemurSen. Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı olan MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun hükümetin teklifine imza atması halinde uzlaşma sağlanmış olacak. Gündoğdu’nun teklife imza atmaması durumunda ise toplusözleşmeler Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na taşınacak. Türkiye KamuSen ile KESK’in toplusözleşmenin geneline ilişkin bölümüne imza atma ya da atmama yetki si bulunmuyor. MemurSen Genel Başkanı Gündoğdu, Hakem Kurulu’na başvuru konusunda da yine tek yetkili. Hükümetin, Hakem Kurulu Başkanlığı için Sayıştay Başkanı Recai Akyel’i seçtiği belirtiliyor. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, hükümetin maaş zammı ile ilgili 3+3 önerisini enflasyonun yüzde 15’leri bulduğu, büyümenin yüzde 8.5 olduğunun söylendiği dönemde, kamu emekçileri ile dalga geçmek anlamına geldiğini kaydederek “Asgari taleplerimizin kabul edilmediği bir sözleşmeye asla imzamızı atmayacağız” dedi. Öte yandan Birleşik Kamuİş Genel Başkanı İsmail Tutoğlu ve beraberindeki sendika üyeleri dün hükümetin toplusözleşme görüşmelerindeki teklifini protesto etmek amacıyla Sakarya Caddesi’nde oturma eylemi yaptı. İşçi sağlığı ve iş güvenliği artık satın alınacak IŞIK KANSU ANKARA CHP, işçi sağlığı ve iş güvenliğini piyasalaştıracağı gerekçesiyle TBMM’de görüşülen iş sağlığı, iş güvenliği, meslek hastalıkları ile ilgili tasarılara karşı oy yazdı. CHP milletvekili Oğuz Oyan ve arkadaşlarının, TBMM AB Uyum Komisyonu’na sundukları karşı oy yazısında, işçileri ilgilendiren tasarıların kurgusunda işçilerin sendikal örgütlenmelerinin yok sayıldığı, işçi sağlığını ve güvenliğini düzenlerken bile işçi sendikaları yerine işveren sendika ve örgütlerinin taleplerine daha duyarlı olunduğu vurgulandı. Yazıda, tasarılar ile işverenlerin, işyeri bünyesinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmedikleri zaman bu hizmetin tamamını veya bir kısmını “ortak sağlık ve güvenlik birimleri”nden hizmet satın alarak yerine getirecekleri anımsatılarak, şu görüşlere yer verildi: ? Ticari şirketler, sadece hizmet satan kuruluşlar olacağından, işletmelerde iş güvenliği anlayışının yer leşmesi ve gelişmesini sağlamakta yetersiz kalacaklar. İş güvenliğiyle görevli mühendisler ve işyeri hekimleri sağlıkgüvenlik hizmeti satan şirketlerin elemanları olacağından hizmet verdikleri işyerine yabancı kalacaklar. ? 1050 işçi çalıştıran küçükorta ölçekli işletmelerde devlet desteği anlamlı düzeylerde olmaksızın bu hizmetlerin satın alınmasında sorunlar yaşanacak. ? Görüşülmekte olan tasarı, çocukların ve genç çalışanların ağır ve tehlikeli işlerden korunmasına yönelik hüküm getiren 4587 Sayılı İş Kanunu’nun 85. maddesini yürürlükten kaldırmakta ve yerine yeni bir düzenleme öngörüyor. İş Kanunu’nun 71. maddesinde “çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı” konusunda düzenleme mevcut bulunsa da çocukların fiziksel istismarı, çocuk işçiliğiyle mücadele ve iş güvenliği ve sağlığı açısından on sekiz yaşını doldurmamış çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaması ayrıca güvence altına alınmalı. İlk işlem öncesi borsada (soldan) İMKB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Turhan, Haluk Dinçer, Güler Sabancı, Zafer Kurtul ve Mehmet Nane’nin katılımıyla gong töreni düzenlendi. Teknosa hisseleri borsada Ekonomi Servisi Sabancı Holding şirketlerinden Teknosa hisseleri borsada işlem görmeye başladı. 10 yılı aşkın sürenin sonunda Sabancı Holding şirketlerinden biri halka arz edilmiş oldu. Teknosa, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB), Teknosa İç ve Dış Ticaret A.Ş, ‘TKNSA’ koduyla Ulusal Pazar’da işlem görecek. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, şirketin borsaya gelişinin, bütün Teknosa yatırımcılarına ve Türkiye’ye hayırlı olmasını temennisinde bulundu. Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Zafer Kurtul da 10 yılı aşkın bir sürenin sonunda holding şirketlerinden birinin halka açıldığını belirtti. “Teknosa sektörünün yıldızı olan Sabancı Holding’in gözbebeği olan bir şirket. Elektronik perakende de lider bir şirket” diyen Kurtul, şirketin hisselerine yurtdışı yatırımcılardan, ekonomik ortama rağmen çok yüksek bir talep geldiğini dile getirdi. Talep büyük Kurtul, “Toplam talep, halka arz tutarının 2.3 katıydı. Teknosa’ya yurtiçi bireysel yatırımcılardan büyük talep gel di. Bireysel yatırımcılar toplam arzın yüzde 55’i tutarında. Kişi başı yatırım da yaklaşık 8 bin TL. Hakikaten halka arzı tabana yaymış olduk. Bu da bizim için önemli bir gelişme oldu” dedi. Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, yüzde 11.5’i İMKB’de işlem görmeye başlayan Teknosa hisselerinin önümüzdeki dönemde çok daha fazla değerlenmesini beklediklerini ve şirket değerinin artmasıyla birlikte halka açıklık oranını yükseltmeyi yeniden değerlendireceklerini söyledi. Evinize her an el konulabilir TBMM’de kabul edilen yasa, riskli yapıların yıkımı konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bakanlar Kurulu ile TOKİ’ye geniş yetkiler veriyor AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “iktidarı kaybetsek bile yapacağız” dediği ve TBMM’de önceki gün kabul edilen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa”, “kentsel dönüşüm” adı altında afet riski taşımayan alanlardaki konut ve diğer yapıların da “uygulama bütünlüğü” açısından yıkımının yolunu açarken büyük bir “rantsal dönüşüm”e de kapı aralayacak. Düzenlemeyle, konutu hakkında “yıkım kararı” verilen yurttaş, dava açsa da “yürütmeyi durdurma kara kararı alı namayacağı” için yıkımı engelleyemeyecek. Yasa şu düzenlemeleri öngörüyor: Riskli yapıların tespiti, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcilerince, masrafları kendilerine ait olmak üzere, lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacak. Deli Dumrul yetkisi Askeri alanlar dahil, Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunan riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarındaki taşınmazlardan; kamu idarelerine tahsisli olanlar, Bakanlar Kurulu kararıyla; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tahsis edilecek veya TOKİ ve belediyeye bedelsiz devredilebilecek. TOKİ veya belediye, kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince, riskli alanlarda, riskli alanların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında, her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilecek. İşlemler sonuçlandırılıncaya kadar Maliye Bakanlığı’nca satılamayacak, kiraya verilemeyecek. Belediye ve TOKİ’nin talep etmesi halinde, söz konusu yapılara, elektrik, su, doğalgaz hizmetleri verilmeyecek. Maliklere yapıların yıkılması için 60 günlük süre verilecek. Bu süre içinde bina yıktırılmadığı takdirde “idari makamlarca” yıkılacak. nsan ve mülkiyet hakkına aykırı’ Deprem uzmanı olan CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, düzenlemenin, insan, mülkiyet, konut ve barınma hakkına aykırı olduğunu belirtti. Türkiye’de 1. derece deprem riski taşıyan alanların ülke yüzölçümünün yüzde 46’sını oluşturduğunu belirten Eyidoğan, “Bu alanın tümü riskli alan diye tanımlanırsa, bütün o alanlardaki yapıların tümü değişecek mi? Bazı yapılar sağlam da olsa ‘projenin bütünlüğü açısından’ gerekirse yıkılabilecek” dedi. ‘İ Her ne kadar gelen dış kaynağın çoğunu “borç yaratan” tür oluştursa da, doğrudan yabancı sermaye girişi de az değil. Yabancı kaynak, bilindiği üzere 3 kanaldan gelir. Birincisi doğrudan yabancı sermayedir. Ya yeni yatırım olarak gelir ya da ülkedeki şirketlere ortak olur, satın alır. Dolayısıyla mal ve hizmet üretmeye gelir, iyi kötü istihdam yaratır, vergi öder. Sonunda da kârını alır götürür, ama diğerlerine göre, “eli taşın altında” sayılır ve diğer türlere tercih edilir. İkinci tür yabancı kaynak, sıcak para dediğimiz borsaya ve devlet kâğıtlarına gelen kısa vadeli akımdır. Bunlar da dolar, Avro olarak gelip TL’ye döner ve hisse senedine yatırım yapar ya da cazip faizli devlet kâğıdı alır, yani devlete borç verir. Bu tür, hem spekülatiftir, anında satar gider hem de borç yaratır. Üçüncü tür dış kaynak, banka kredileridir. Özel ve kamu kuruluşlarına kredi açan yabancı bankalardan gelen bu kaynak, “borç stokunu” da kabartır. Böyle bakıldığında, son 5 yılın toplamında gelen yabancı kaynağın üçte birini doğrudan yabancı sermaye oluştururken borç yaratan dış kaynak girişi yüzde 60’ı geçiyor. Bunun sonucudur ki, Türkiye’nin dış borç stoku 2007’de 250 milyar dolarken 2011 sonunda 310 milyar dolara yaklaşmıştır. Son 5 yıla ait bu profil, 2012’nin ilk 3 ayında da değişmiş değil. Ocakmart döneminde 14 milyar dolara yaklaşan yabancı kaynak girişinin yine üçte biri doğrudan yabancı sermaye, yüzde 60 dolayındaki bölümü borç yaratan dış kaynak olmuş ve borç stokunu arttırmıştır. Bu tabloyu, cari açığın finansmanında kalite düşüklüğü olarak da okuyabilirsiniz. Özetle, makbul olan, hem cari açığı, yani döviz açığını, dolayısıyla dış kaynak ihtiyacını en aza indirmek hem de açığı daha çok, doğrudan yabancı sermaye, daha az borç ile karşılamaktır. Türkiye bu noktadan hâlâ uzakta ve fena halde kırılgan... Migros’tan 61.5 milyon TL kâr Migros, 2012’nin ilk çeyreğinde 61 milyon 529 bin lira kâr açıkladı. Şirketin, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği konsolide finansal tablolarına göre, 2011’in ilk çeyreğinde 128 milyon 398 bin lira zarar açıklayan Migros, 2012’nin ilk çeyreğinde kâra geçti. Migros, ilk çeyrekte satış gelirlerini ise bir önceki yılın aynı döneminde göre yaklaşık yüzde 14.5 arttırarak, 1 milyar 454 milyon 768 bin liraya yükseltti. Henkel, teşviği görüp yatırım yapacak Geçen yıl kaydettiği yüzde 28’lik büyüme ile Henkel içinde en hızlı büyüyen 3’üncü ülke olan Türkiye, teşvik paketinin de etkisi ile yatırım planlarının merkezine oturdu. Son 10 yılda 50 milyon Avro yatırım yaptığı Türkiye’de 3 fabrika ile üretim yapan Henkel, yeni bir yatırım yapmak için teşvik paketini incelemeye aldığını açıkladı. Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, yatırımın yeni bir tesis inşaatı veya kapasite arttırımı şeklinde olabileceğini söyledi. Küresel cirosu 16 milyar Avro’ya ulaşan Henkel, 125 ülkede faaliyette ve bünyesinde 32 marka bulunduruyor. Şirket, 2012’nin ilk çeyreğinde yüzde 4.7 büyüme gerçekleştirdi. Dört gümrük kapısı ile Halkalı yenileniyor Dört gümrük kapısı ile Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün Çatalca’da 220 dönüm arazi üzerine yeniden inşasına ilişkin protokol, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından imzalandı. HakkâriYüksekova’dan İran’a açılan Esendere, Van’dan İran’a açılan Kapıköy, Iğdır’dan Nahçıvan’a açılan Dilucu ve Ardahan’dan Gürcistan’a açılan ÇıldırAktaş gümrük kapılarıyla İstanbul Halkalı’daki Türkiye’nin en büyük iç gümrük müdürlüğü olan Halkalı Gümrüğü, yapişletdevret modeli ile TOBB tarafından en son teknoloji ile modernize edilecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle