17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR DERSİM İNSAN HAKLARI FİLM FESTİVALİ 15 benim de arkadaşım olan yönetmen Juliano MerKhamis öldürüldükten sonra sahneledik “Hamlet”i. Oyunu Juliano’ya adadım ve performans öncesi de İsrail’in boykot hareketi hakkında konuştum. Biliyorsunuz oyun, yaşlı Hamlet’in cenazesiyle açılıyor. Böylece oyun başka bir anlama büründü. Bu oyun bir şeylerin politik olarak yanlış olduğunu ve değişmesi gerektiğini söylüyor. Ama karşımızda şımarık, yaramaz, deli, umutsuz bir Hamlet var ve politik olarak bir değişim yaratamıyor. Belki bu bizim kuşağımızla da ilgilidir. Bugüne baktığımızda hepimiz yanlış giden bir şeyler olduğunu biliyoruz ama ortada örgütlü, kapsamlı politik bir hareket yok, sadece küçük inisiyatifler var. Schaubühne’deki anlaşmanız 2015’te bitiyormuş. Orada biriktirdiklerinize dair neler söylersiniz? Schaubühne gelişmek için iyi bir yer. Bana çok şey kattı, ama ben genel olarak Almanya’daki tiyatroların durumundan memnun değilim. Sürekli en yeni, en moda şeyleri yapıyorlar. Yap ve unut! Yaratılan bu popüler kültür mekanizması ciddiyetsiz bir yapı oluşturdu. Şu yıldız sistemi ya da derin olmayan, genel geçer eleştiriler... Bu yapıyı çok sağlıksız buluyorum. Bizi onlardan ayıransa çok iyi bir izleyici kitlemizin olması. Üstelik merkezde olmadığımız halde, bu çok şaşırtıcı. Şu sıralar Türkiye’de Devlet ve Şehir tiyatrolarının hükümet tarafından özelleştirilmesi gündemde. Büyük bir gerilim ve tartışma yaşanıyor... Evet, duydum. Türkiye’de yaşanan bu durum bugün pek çok ülkede de yaşanıyor. Bu çok tehlikeli. Çünkü demokratik devletlerin sisteminde insanlar vergi öder ve parayı nereye harcayacağını belirleme hakkına sahiptir. Sanatçıların toplumda olanlara ayna tutması, güçlü demokrasinin temel koşulu. Devlet de bu eleştiriye açık olacak kadar güçlü ve sağlam olmalı. Çünkü sanat, eğlence endüstrisinden öte, derin, büyük bir fotoğraf çekmektir olanlara dair. Tiyatro Festivali’nin onur ödüllü konuğu Thomas Ostermeier dünyayı dolaşan ‘Hamlet’le İstanbul’daydı ? Her kuşağın kendi ttığını Shakespeare’ini yara söyleyen Ostermeier, ayna sanatçıların topluma nin temel tutmasının demokrasi nda. Alman koşulu olduğu kanısı bu yönetmen, devletin de kadar eleştiriye açık olacak ini iğ sağlam olması gerekt vurguluyor. ÖZLEM ALTUNOK ‘Güzel Bir Hayat Düşlerken’ Her devrin Shakespeare’i Dört dağ arasında sinema festivali Kültür Servisi Geçen yıl ilki gerçekleştirilen Uluslararası Dersim İnsan Hakları Film Festivali’nin ikincisi 2529 Mayıs tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşuyor. Tunceli Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılan festivalde yerli ve yabancı uzun metraj filmlerin yanı sıra birçok belgesel ve kısa film gösterimi Dersimli izleyicilerle buluşacak. “İnsan hakları”, “çocuk”, “kadın” ve “doğa” temalı filmlerin bulunduğu festival programında, Özcan Alper’in “Gelecek Uzun Sürer”, M. Caner Alper ve Mehmet Binay’ın “Zenne”, Yüksel Aksu’nun “Entelköy Efeköye Karşı”, Çiğdem Vitrinel’in “Geriye Kalan”, Asqahar Farhadi’nin “Bir Ayrılık”, Danis Tanovic’in “Güzel Bir Hayat Düşlerken”, Denis Villeneuve’nin “İçimdeki Yangın” ve Mei Hu’nun “Konfüçyus” filmleri yer alıyor. Henüz 29 yaşında Almanya’nın önemli tiyatrolarından Schaubühne Berlin’in başına geçen Thomas Ostermeier neredeyse tüm dünyayı dolaşan oyunu “Hamlet”le İstanbul’dan da geçti. Gerçek bir Shakespeare tutkunu olan yönetmen, söyleşimiz sırasında “Her kuşak kendi Shakespeare’ini yaratır. Üstelik sadece zaman değil, sahnelediğiniz mekân da etkilidir bunda” diyordu. Birkaç saat sonra İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sunulan Onur Ödülü’nü festivalin direktörü Dikmen Gürün’ün elinden alırken Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki seyircilere şöyle seslendi: “Bugün bütün Avrupa’da kültür sanat alanına yapılan yardımlara kısıtlamalar getiriliyor. Gündeminizde tiyatroların özelleştirilmesi meselesinin olduğunu biliyorum. Bu büyük bir tehlike. Yöneticilerin sanatın sadece eğlenceden ibaret olmadığını, özgür düşüncenin ifadesi olduğunu anlamaları gerekir. Birazdan izleyeceğiniz bu oyun da devlet yardımı aldı, ama umarım aynı zamanda eğlenirsiniz de.” “Hamlet” bittiğinde herkes İstanbul’da dolaşan yaşlı Hamlet’in hayaletinin ağırlığını üzerinde hissetmekle birlikte güzel bir oyun izlemenin coşkusuyla tiyatrodan ayrıldı… Shakespeare yönetmeye başlamadan önce “40’ımdan önce Shakespeare yönetmeyi düşünmüyorum” demişsiniz. Sonra ne oldu da Shakespeare hayatınızın merkezi ne oturdu? O zamanlar kendimi yeterince deneyimli bulmuyordum. Daha çok araştırmaya, anlamaya, çalışmaya ihtiyacım vardı. Sonrasında hazırdım diyemem, ama bir şekilde tiyatro, oyuncular karar verdik ve başladık. Shakespeare çok kompleks, çekici ve aynı zamanda da riskli, çünkü bağımlılık yaratıyor. O zamandan beri her yıl bir Shakespeare sahneliyorum. ‘Her kuşak kendi Shakespeare’ini yaratır’ diyorsunuz. Sizin Shakespeare’inizde kafası karışık, darmadağınık bir Hamlet var. Tıpkı bugünün sıkışmış insanları gibi... Zaman kadar mekân da etkiliyor sahnelenen oyunu. Mesela geçen yaz Kudüs’te, tam da ‘Devlet desteğiyle dizilerde oynanmamalı’ ? Kültür Servisi Anadolu Ateşi Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, tiyatrolara devlet desteğinin sürmesi gerektiğini söyleyerek, “Ancak tiyatrocuların da kendi kapalı dünyalarından çıkması gerekiyor. Devletten maaş alarak, 8 dizide ayrı ayrı oynayarak sanatçılık olmaz” dedi. Bunca zamandır devlet desteği almadıklarını belirten Erdoğan, diğer yandan çok yetenekli sanatçıların maddi imkânsızlıklar nedeniyle sanatlarını icra edemediklerini dile getirdi. Yaşamından bir panorama ‘Ruhi Su 100’ etkinlikleri kapsamındaki ‘RuhiSuyüz’ sergisi yarın Tophanei Amire’de açılıyor ? Sergide, Ruhi Su’nun 170 yıllık sazı, cezaevi mektupları ve fotoğrafları gibi kişisel eşyalarının yanında, kurşunlanan mezar taşı da bulunuyor. MELTEM YILMAZ NÂZIM HİKMET’İN ŞİİRİ LONDRA METROSU’NDA SERGİLENİYOR Nâzım ‘yeraltı’na indi Kültür Servisi Nâzım Hikmet, Londra Metrosu’nda düzenlenen ‘Yeraltında Dünya Şiirleri’ (Worlds Poems on the Underground) organizasyonu için seçilen 6 şairden biri oldu. Ünlü şairin ‘Geceleyin Baku’ adlı şiirinin Randy Blasing ve Mutlu Konuk tarafından yapılmış İngilizce çevirisi “Baku at Night”, Londra’da yapılacak ‘Olimpiyat Oyunları’ sonuna kadar Londra Metrosu trenleri duvarlarında sergilenecek. Sergide Nâzım Hikmet ile birlikte Sujata Bhatt, Niyi Osundare, John Agard, Imtiaz Dharker, Lotte Kramer’ın birer şiiri yer alıyor. 1986’dan bu yana devam eden ‘Yeraltında Dünya Şiirleri’ organizasyonunun kurucu direktörü Judith Chernaik, sergideki amacın, Olimpiyat Oyunları için dünyanın her köşesinden Londra’ya gelecek binlerce kişiye uluslararası tınılar içeren ‘sıcak bir hoş geldin’ demek olduğunu kaydediyor. Organizasyon kapsamında seçilen 6 şiir, 1986’dan bu yana Londra Metrosu’nda sergilenen şiirlerden seçmeler ile birlikte 100 bin kopya basılacak bir kitapçıkta da yer alacak ve bu kitapçık Olimpiyat Oyunları boyunca Londra Metrosu’nda ücretsiz olarak dağıtılacak. Yeniden kendi topraklarında ? Kültür Servisi Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı geri getirilen kültür varlıkları ile ilgili “Yeniden Kendi Topraklarında” başlıklı bir konferans düzenliyor. Arkeolog, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Osman Murat Süslü’nün konuşmacı olarak katılacağı konferans, bugün saat 19.00’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda. Londra’da Türkiye’den iki sanatçı ? Kültür Servisi Türkiye’den iki sanatçı, Sibel Kasapoğlu ve Banu Tarhan, Londra’daki Parallax Sanat Fuarı’na davet edildi. Bugün açılacak ve üç gün sürecek uluslararası fuara İngiltere, Avrupa, ABD, Şili, Rusya, Hindistan, Kanada, Peru gibi ülkelerden çağdaş sanatçılar katılıyor. Kasapoğlu ve Tarhan, “Atölye 83”te çalışmalarını sürdürüyor. Halk müziği yorumcusu, besteci ve şair Ruhi Su, doğumunun 100. yılında bir dizi etkinlikle anılıyor. “Ruhi Su 100” etkinliklerinin belki de en önemlisi; “RuhiSuyüz” sergisi, yarın Tophanei Amire’de, Ruhi Su Dostlar Korosu’nun türküleri eşliğinde açılıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “Ruhi Su 100” etkinlikleri kapsamındaki sergide, sanatçıya Kastamonulu bir âşık tarafından armağan edilen 170 yıllık sazı, Harbiye Cezaevi’ndeyken yazdığı mektuplar ve haberleşme malzemeleri, diplomaları, korsan plakları, fotoğrafları ve kurşunlanan mezar taşı yer alıyor. Zülfü Livaneli, Rahmi Saltuk ve Sümeyra gibi sanatçıları derinden etkileyen Ruhi Su’nun kişisel eşyaları ile yaşamın dan karelerin de yer alacağı serginin küratörlerinden Karabey Aydoğan, “Bu sergi, Ruhi Su ile göz göze geleceğimiz, sade yaşamına bir adım daha yaklaşabileceğimiz bir sergi olma özelliği taşıyor” diyor. Sergi kapsamındaki eserlerin büyük bir çoğunluğu ise Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı zamanında, Ruhi Su’nun eşi Sıdıka Su’nun seçtiklerinden oluşuyor. Aydoğan “Biz de, bu seçki üzerine daha önce görülmemiş mektuplar ve fotoğrafları üzerinde uzun süre çalıştık. Bu sergi, Ruhi Su’nun yaşamından bir panorama olarak değerlendirilebilir” diyor. Ruhi Su’nun oğlu Ilgın Su ise etkinlikleri ve sergiyi şöyle anlatıyor: “Tüm bu etkinliklerde, babamın sanatçı kişiliğiyle çalışmalarının yanı sıra günlük hayatını da yansıtıyoruz. ‘RuhiSuyüz’ sergisinde ise temel amacımız, Ruhi Su’yu hatırlatmak ve onu genç kuşaklarla tanıştırmak. Ayrıca daha genç bir koro hazırlayıp konserler vermek istiyoruz. Bu sergide beni en çok etkileyen obje ise babamın kurşunlanan mezar taşı oldu. Sergiye gelen izleyicinin de aynı şekilde etkileneceğini düşünüyorum.” Küratörlüğünü Karabey Aydoğan ile birlikte Can Kartoğlu’nun yaptığı “RuhiSuyüz” sergisi 30 Mayıs’a kadar görülebilir. Sonning Ödülü Orhan Pamuk’un ? Kültür Servisi Orhan Pamuk, Danimarka’nın Avrupa kültürüne katkısı bulunanlara verdiği Sonning Ödülü’nü değer görüldü. Bu yıl ödülün Pamuk’a verilmesine gerekçe olarak, Nobel Ödüllü ünlü yazarın “Kültürel sınırlara meydan okuması ve bu sınırların aşılması sonucunda ortaya çıkan olasılıkları açıklığa kavuşturması” gösterildi. Pamuk, ödülünü 26 Ekim günü Kopenhag Üniversitesi’nde gerçekleşecek olan törende alacak. Sonning Ödülü’ne daha önce layık görülen isimler arasında Winston Churchill, Alman yazar Günter Grass ve İsveçli Yönetmen Ingmar Bergman da bulunuyor. Antakyalı’dan betonun halleri ? Kültür Servisi Harun Antakyalı “Beton Tuvaller”den sonra “Betonun Halleri” sergisi ile Çağla Cabaoğlu Galeri 1’de. Sergi, sanatçının 20122013 sezonunda yapacağı büyük sergisinden önceki öngösterimi olarak beton obje ve maskları içeriyor. “Kent insanıyım, işlerimde ana tema hep metropol ve sokaklar” diyen Antakyalı, kentten ve kent insanının günlük koşuşturmalarından besleniyor, sokağı ve sokağın jargonunu işlerine yansıtıyor. Sergi, 8 Haziran’a kadar görülebilir. DOĞUM KUTLAMA Cumhuriyetçi, doktor arkadaşımız Armağan Özel’in oğlu Sinan ve eşi Bettina Özel’in bir kızları oldu. Minik Nilay Carolin Özel’e ömür boyu mutluluklar dileriz. c Çalışanları C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle