17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 3.52 Güneş: 5.40 Öğle: 13.07 İkindi: 17.01 Akşam: 20.23 Yatsı: 22.01 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 14 MAYIS 2012 GÖRÜŞ HİLMİ TÜRKAY Helal Olsun F. Bahçe’ye DIŞ BASIN: İSTANBUL’DA AYAKLANMA Spor Servisi Galatasaray’ın şampiyonluğa ulaştığı F.Bahçe maçı sonrası çıkan olaylar dış basında geniş yer buldu. İngiliz yayın kuruluşu BBC, “Fenerbahçe taraftarları, derbiden sonra İstanbul’da ayaklandı” başlığını taşıyan haberinde “İstanbul’un futbol kulübü Fenerbahçe’nin yüzlerce tarafları, Türk polisi ile çatıştı ve lig galibinin belirlendiği maçın ardından sahayı işgal etti” dedi. Haberde ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Kadıköy’de Fenerbahçe taraftarları, iki polis aracını devirerek ateşe verdi. Türkiye’nin başka bir yerinde Galatasaray tişörtü giyen 29 yaşındaki bir erkek bıçaklandı.” AKHİSAR SÜPER LİG’DE Ç.RİZE: 1 AKHİSAR B. 2 STAT: Yeni Rize (Rize) HAKEMLER: Özgür Yankaya (7), Serkan Ok (7), Orkun Aktaş (7) Ç.RİZE: Ramazan (3), Sezer (4), Mesut (3), Fahri (3), Murat (3), Osman (3), Zeqiri (3) (dk. 74 Erkan), Cenk (4) (dk. 80 Cumali), Jallow (3), Bikoko (5), Şahinali (4) (dk. 84 Mehmet) AKHİSAR: Oğuz (8), Kürşat (7), Anıl (8), Uğur (7), Gökhan (7), Merter (8), Sertan (7) (dk. 83 Diego 7), Ahmet (7), Mustafa (6), Adinoy (6) (dk. 66 Bilal 5), Mert (6) (dk. 71 Şehmus 5) GOLLER: Dk. 5 Anıl, dk. 39 Bikoko (pen.), dk. 87 Diego Bravo tebrikler!.. Bu tebrikim ne Galatasaray’a ne de görev yapmak için gelen güvenlik güçlerine... Tebrikim sadece F. Bahçelilere. Aylardır göstermiş oldukları onurlu mücadelelerinden dolayı. Bu tebrikim Başkan Aziz Yıldırım’a... Suçsuz, ama tek bir söz söylemeden cezaevinde yattığı için... Bu takımın final oynaması mucizeydi, zoru başardı. Kim başarırdı bunu? Hiç kimse. Biliyorum ki Fenerbahçe taraftarını soracaksınız? Oyunun bitiş anına kadar ne yaptılar takımlarını desteklemekten başka söyler misiniz? Eğer polis taraftarı kışkırtmaya yeltenmeseydi, böylesine büyük olaylar olabilir miydi? Ortamı savaş alanına dönüştürenlerin sorumluları kesinlikle Fenerbahçe taraftarı değildir. Gelişigüzel üzerlerine tazzikli su sıkılıyor; gaz bombaları, biber gazları atılıyor; cop da çabası (Çağlayan Kadıköy). Suçları neydi? Maçtan önce bir anda stadın önü savaş alanına döndü. Peki neden? Hep bilirim ki içeriye giremeyen taraftar bir köşeye çekilir bekler. Kimi kaldırımlarda oturur, kimi yakın kafelere gider. Özel bir gün olduğu için hınca hınç bir kalabalık vardı. Bundan doğal ne olabilirdi ki. Ama ne yapılıyor? Protokole gelecek önemli şahıslar yollarda kaldığı için bir anda polis taraftarın arasına giriyor. Arbede çıkıyor, masum insanlar dayak yemeye başlıyor. Analar babalar, çocuklarıyla korku dolu anlar yaşıyor. Bu kocaman bir ayıptır. Olup biteni altı kat yukarıdan izlerken gördüklerime inanamadım, tüylerim ürperdi. Bu neyin hesaplaşması? Kim bilir bizlerin bilmediği bir durum da olabilir. Cemaat hesaplaşması gibi!.. Neyse daha fazla ileriye gitmeden susma hakkımı kullanayım. OLAYLARI POLİSİN SERT MÜDAHALESİ Mİ BAŞLATTI? üm Türkiye FenerbaceGalatasaray maçında yaşanan gerginliği tartışırken İstanbul polisinin, futbolseverlere orantısız güç kullanarak olayları tetiklediği öne sürüldü. Maç öncesi 3 bin 500 kişiyle önlem almayı planlayan İstanbul Valiliği’nin karşılaşma günü bu rakamı 10 bine çıkarttığı öğrenildi. Maçın başlamasına 30 dakika kalan protokol araçlarının stada geç kalması üzerine şeref tribünü önündeki taraftarları dağıtmak için tazyikli su ve biber gazı kullanan Çevik Kuvvet biriminin ortamı gereksiz yere gerdiği iddia edildi. Bu olayların haberinin stat içindeki taraftar gruplarına ulaşması sonrası Emniyet Müdürlüğü aleyhinde tezahüratlar başladı. Maç bitiminde ise Türk Telekom Tribünü önündeki polis birimi, sahaya girmek isteyen taraftarları kontrol edemeyip plastik mermi ve biber gazı kullanınca stadın dört bir yanından bini aşkın kişi sahaya girdi. Polis bu olayların önüne geçmek için 1 Mayıs’ı aratmayacak oranda ‘orantısız güç’ kullanınca sahada terör ortamı oluştu. Yine polisin saha içinde bazı taraftarları cop ve tekme ile dövmesinin de toplum psikolojisini olumsuz yönde etkilediği belirtiliyor. T FAİK BAKOĞLU RİZE Bank Asya 1. Lig’de Akhisar Bld. Gençlik, deplasmanda Ç.Rizespor’u 21 yenerek ‘şampiyon’ olurken Spor Toto Süper Lig’e yükselen 2. takım oldu. Playoff’ta eşleşmeler ise şöyle: AdanaÇ.Rize, KonyaKasımpaşa. 2 karşılaşma sonunda tur atlayan ekipler tarafsız sahada finalde karşılaşacak. Finalin galibi Süper Lig’e çıkacak. Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup’ta Ş.Urfa, Bank Asya 1. Lig’e yükseldi. Acil servisler doldu G.Saray’ın F.Bahçe ile 00 berabere kalarak şampiyon olduğu karşılaşma sonrasında stat içinde ve çevresinde yaşanan olaylar nedeniyle birçok Sarı Lacivertli taraftar yaralandı ve soluğu civardaki hastanelerin acil servislerinde aldı. Polisin müdahalesine maruz kalan yüzlerce Sarı Lacivertli yandaş ise yaralandı. 58 gözaltı Stat içinde ve dışında çıkan olaylar sırasında gözaltına alınan 58 kişi Asayiş Şube Müdürlüğü’nde sorgulanıyor. Görüntülerin incelenmesiyle olaylara karıştığı tespit edilen taraftarlar gözaltına alınacak. DemirörenAysalAlbayrak Maçtan bir gün önceye dönelim. Akşam saatlerine doğru TFF Başkanı Yıldırım Demirören kazanan takıma kupasını vereceğini söylüyor. F. Bahçe alsa problem olmaz, peki ya G. Saray kazanırsa? İki takım arasındaki husumeti bilmeyen mi var? Üstelik bu sadece bugüne mahsus bir şey değil. Dersin ki; Galatasaray şampiyon olursa Arena’da alacak kupasını. Olur biter. Ama ısrarcı olursan, diğer yandan da Ünal Aysal senden cesaret alarak “Bu kupayı burada kaldıracağız” derse, yönetici Abdürrahim Albayrak, kameraların karşısına çıkıp şov yapmaya kalkışır, sonra da Başbakan’ı arayıp “Kupayı alalım” ısrarında bulunursa, Başbakan’dan aldığı olumlu haberle birlikte yine kameraların karşısına geçip “Başbakanımıza binlerce teşekkür” sözünü defalarca tekrarlarsa bu benim kafamda soru işaretleri yaratır. Albayrak’ın Başbakan’ı övmesinin altında yatan gerçeği öğrendim. Ünal Aysal, yönetimini yaparken Abdürrahim Albayrak’ı devre dışı bırakmış, açıkçası hiç düşünmemiş bile. Albayrak, Başbakan’ın talimatıyla yönetime girmiş! Hani spora siyaset bulaştırmayacaktık? Hani kendi işimizi kendimiz çözecektik. Hem siyaseti bulaştırıyoruz, her fırsatta siyasetten medet umuyoruz. İçimizde nasıl insanlar, nasıl yöneticiler var öyle? Para her şey demek değildir. Ve biz hâlâ bu kadar tutarsız, bu kadar dengesiz kişilere güvenerek yollarda yürümeye çalışıyoruz. İşte sonuçlar ortada. Ölenler de olabilirdi? Şükür olmadı. O zaman bunun hesabını kim ya da kimler verecekti? Dükkânların neredeyse tamamına yakınının camları kırıldı. Polislerin, kafelerin bahçesinde oturanlara vurduğunu gördüm. Stadın en üst katına kadar su sıkılır mı? Saatlerce ‘otopark’ katında çok sayıdaki insanla mahsur kaldım. Çıkış hamlesi yapmak istedim, gerisin geriye döndüm. Çünkü dışarısı savaş alanını andırıyordu. Bilica ile göz göze geldim, çocuklarını sarıp sarmalamış arabasının içine soktu. Endişeliydi eşiyle birlikte. Kim bilir belki de ilk kez böylesine bir durumla karşılaşıyordu. Stat çevresinde taraftarpolisle çatışıyordu; bir taraftarı, birçok Emniyet görevlisi copluyordu. Taşlar atılıyor, şişeler havada uçuşuyordu. Ama diğer yanda, dozu çok aşırı olan şiddetli bir karşı koyma vardı. Hem de pes dedirtecek kadar. ‘Kupa’yı isteyenler muradına erdi ve karanlıkta da olsa aldılar, hedeflerine ulaştılar. Keşke yaşananlar karşısında “Biz bunu Arena’da alırız” diyerek bir büyüklük örneği sergilemiş olsalardı. Ne kaybederlerdi. Yücelmezler miydi? Keşke, aylardır zor günler yaşayan meslektaşlarına saygı duysalardı. Böyle bir durumu göz önünde bulundurmak istemeyenler karşısında G. Saraylı futbolcu Engin Baytar bakın neler söylüyor: “Çok zor bir dönemden geçtiler, gösterdikleri mücadele ile farkın bire inmesini sağladılar. Nasıl bir psikolojide olduklarını biliyorum, ben de benzeri şeyler yaşamıştım. Fenerbahçe taraftarını ve futbolcularını tebrik ediyorum. 3 Temmuz gününden bu yana yaşadıklarıyla büyük bir mücadele sergilediler. Onlar için de üzülüyorum.” İşte bir insanlık örneği. KUPA ECZACIBAŞI’NIN G.SARAY: 0 ECZACIBAŞI VİTRA: 3 SALON: Burhan Felek HAKEMLER: Erdal Akıncı (7), Ebru Meriçkan (7) G.SARAY: Aslı (5), Natalia (5), Nilay (6), Calderon (7), Miletic (6), Gamze (6), Funda (Libero1) (5), Derya (Libero2) (5), Deniz (5), Ecem (5) ECZACIBAŞI VİTRA: Esra (6), Büşra (6), Neslihan (7), Senna (6), Maja (7), Asuman (7), Gülden (Libero 6) SETLER: 2125, 1825, 1925 EN BÜYÜK OLYMPIAKOS YİNE YUNANLILAR YİNE OLAY stanbul’da Sinan Erdem Arena’da düzenlenen THY Euroleague ‘Final Four’ organizasyonunda yer alan Panathinaikos ile Olympiakos taraftarları hem salon dışında hem salon içinde kavga etti. Ataköy’de Olympiakosluların bulunduğu otobüs taşlanırken 8 taraftar yaralandı. Salona girişte ise bir Panathinaikoslu taraftarın üzerinde bıçağa rastlandı. Bunun üzerine Yunan holigan güvenlik görevlisinin kulağını ısırdı. Bir anda polis ile Panathinaikoslular arasında arbede çıkarken çevik kuvvet olayları bitirdi. Sinan Erdem Arena içinde de büfelerde karşılaşan iki grup arasında zaman zaman kavgalar yaşandı. Hızlarını alamayan Olympiakoslular, bir dönem Panathinaikos forması giyen İbrahim Kutluay’a da saldırdı. Eski ulusal oyuncuya şişe atan Pireli taraftarlara polis müdahale etti. POTA ALTI CAN İŞBAKAN Cesur Yürekler! ALEV ANAKÖK Teledünya Türkiye Kupası’nda Eczacıbaşı VitrA, finalde Galatasaray’ı 30 yenerek üst üste 2. kez, toplamda da 8. kez şampiyon oldu. TuruncuBeyazlılar önce Süper Kupa’yı, sonra Lig Kupası’nı, dün de Teledünya Türkiye Kupası’nı kazandı. İ CSKA MOSKOVA: 61 OLYMPIAKOS: 62 SALON: Sinan Erdem HAKEMLER: L.Lamonica (7)(İtalya), J. Martin (7)(İspanya), Tolga Şahin (7) CSKA MOSKOVA: Teodosic (6)15 (3 as.), Siskauskas (6)8, Kirilenko (7)12 (10 rib., 3 tç.), Khryapa (5)3 (6 rib.), Krstic (6)11, Lavrinovic (5)5, Vorontsevich (3), Shved (5)3, Kaun (3)2, Gordon (5)2, Voronov (3) OLYMPIAKOS: Mantzaris (7)3 (4 rib.), Spanoulis (8)15 (2 as.), Keselj (7)3, Antic (6)7, Dorsey (6), Hines (7), Printezis (8)12 (4 rib.), Papanikolaou (8)18 (4 rib.), Sloukas (7)4, Law (5), Papadopoulos (5) 1.PERİYOT: 107, İLK YARI: 3420, 3.PERİYOT: 5340 Kutlamayı bıraktı, finale koştu Süper Final’de şampiyon olarak mutlu sona ulaşan Galatasaray’ın Başkanı Ünal Aysal, Sinan Erdem’de düzenlenen THY Euroleague Final Four organizasyonunu yerinden izledi. Türk Telekom Arena’daki kutlamaların ardından salona giden Aysal maçı Olympiakos locasından izledi. Futbolun keşmekeşinde, şampiyonluğun gölgesinde bir tarih yazıldı dün Sinan Erdem’de. Unutulmaz, yıllarca hatırlanacak, inanılmaz bir finaldi. Kelimeler yetecek mi Ataköy’de yaşananları anlatmaya bilinmez ancak böylesi bir ömürde kaç kere rastlar ki? Peri masalı demek yeter mi acaba Olympiakos’un başardığına? Düşünün; bütçe yarı yarıya indirilmiş, tüm yıldızlar ayrılmış, Ivkovic güçlükle tutulmuş ve kalan tek ‘güç’ Spanoulis etrafına genç bir takım kurulmuş. Altyapı ürünü isimlerle birlikte Ivkovic, öylesine güzel, öylesine akıllı, öylesine basit bir sistem kurdu ki o takım finale hatta şampiyonluğa yürüdü. CSKA Moskova, yıldızlarla dolu kadrosuyla, Teodosic’in üst üste üç üçlüğüyle üstünlüğü ele geçirmiş ve farkı üçüncü periyodun sonuna doğru 19 sayıya kadar çıkarmıştı. Spanoulis’in kenara gelip Ivkovic’in sahaya sürdüğü MantzarisSloukasKeseljPrintezisHines 5’i mucizeyi başarmak için kolları sıvadığında çok önemli bir işi başardılar. Spanoulis’in ikili oyunlarını gömülerek, dış atışları riske ederek savunan CSKA’nın fizik gücünü sadece dış atışlarla yıkabilirdi sahadaki oyuncular. Ve aynen bunu yaptılar. Mantzaris, Sloukas ve Keselj’nin üçlükleri ile gelen 140’lık seri farkı 5’e indirirken Printezis’in de devreye girmesiyle birlikte rüzgâr tersine dönmüştü. Gittikçe paniğe kapılan ve bu anlarda pek doğru seçimler yapamayan Teodosic ‘bekleneni yapıp’ acele şut atınca, Siskauskas da bitime 10 saniye kala iki faulü de kaçırınca bir şans geldi Ivkovic’in ‘Cesur Yürekleri’ne… İşte o anda Spanoulis topu sürdü, üstüne gelen savunmayı cezalandırıp Printezis’e asisti yaptı ve Yunan oyuncu Kirilenko’nun üzerinden basketi bulup 6261’lik skorle peri masalını en güzel şekilde bitirdi. Yani yine paylaşım noktayı koydu, yine takım olmak şampiyonluğu getirdi. En önemli anda arkadaşına güvenmek bu olsa gerek. Olağanüstü bir andı, olağanüstü.. Müthiş bir coşku kapladı Sinan Erdem’i. Tüm sezon boyunca kimsenin şans vermediği, ‘her an elenebilirler’ gözüyle baktığı Olympiakos, Avrupa’nın tartışmasız en iyi kadrosunu dize getirmeyi başardı. Ivkovic’in olduğu yerde çok şaşırmamak lazım aslında.. O varsa her şey olabilir. KISA...KISA...KISA... ? İNGİLTERE Premier Ligi’nde Manchester City; Queens Park Rangers’ı (QPR) 90+2’de Dzeko, 90+4’te Agüero’nun golleriyle 32 yenerek 44 yıl sonra 3. kez şampiyon oldu. ? İTALYA Ligi Serie (A)’da Juventus, Atalanta’yı 31 yenerek ‘namağlup’ 28. kez şampiyonluğu elde etti. ? FORMULA 1’de sezonun 5. ayağı İspanya GP’sini, Williams’ın Venezüellalı pilotu Pastor Maldonado kazanarak ‘sürpriz’ yaptı. ? SPOR TOTO Kupası (A) Grubu: SamsunMKE A.Gücü: 00, (B) Grubu: G.AntepKayseri: 32, M.P.AntalyaG.Birliği: 13. ? 6’LI GANYAN: İstanbul (768549: 66 bin 522.28 TL). 1 6 4 8 52/7 ALTILI GANYAN BURSA 4 13 11 5 91 2 6 1 4 2 1 5 7 4 3 SPOR YORUM ARİF KIZILYALIN Kronometre 90 artı 7. dakikayı gösterdiğinde, zaten sakatlık nedeniyle duran oyun bir daha başlamamacasına noktalanıyordu. Ve bu son düdük, G.Saray’ın Kadıköy’deki ilk lig şampiyonluğunun ilanıydı. 55 bin F.Bahçe taraftarı önünde, zaferini duyuruyordu Sarı Kırmızılılar. Statta önce bir sinir boşalması yaşandı. Sonra mı? Sonrası felaket. Futbol, dostluk, ezeli rekabet, centilmenlik, Fair Play, aklınıza sporla, uygar yaşamla ilgili ne geliyorsa siliniverdi birkaç saat içinde. Telekom tribünün ‘bariyersiz’ kapısındaki polisleri ‘ekarte’ eden birkaç kendini bilmez, tüm stadı yangın yerine çeviriverdi. Aslında o 15 20 kişi sahaya dalmadan durdurulsa, peşlerinden belki bine yakın taraftar ‘holigan’ kimliğine KORKU TÜNELİNDE DAKİKA DAKİKA 3 SAAT giderken numaralı tribünden şişeler yağmaya başladı. Polis, lacivert renkli körük önünde adeta etten bir kalkan oluşturdu. 21.08: F.Bahçeli futbolcular, üzgün biçimde başları önde tünele yönelirken Telekom tribünü önünde, fotomuhabirlerinin sahaya giriş yaptığı demir kapının önündeki polis, bir anlık gaflet yaşayınca 15 20 kişilik bir taraftar grubu sahaya daldı. Aynı anda stadın dört bir yanındaki koltuklar kırılıp sahaya atıldı. Polisin sahaya giren 15 20 kişiye biber gazı sıkıp, plastik mermi attığını gören kalabalık bir grup bu kez maraton alt ve Telekom tribündeki polis barikatını aşıp sahaya daldı. İşte o anda can pazarı başlıyordu Şükrü Saracoğlu’nda. Kasklı, kalkanlı polisler, can güvenliği içgüdüsüyle sayıları bine yaklaşan taraftardan kaçıp tünele sığınacaktı. 21.15: Tünel girişinin ‘kaybedilmesi’ ve taraftarın futbolcu soyunma odalarını basılma ihtimali üzerine çıkış tüneline, polis, körüğün bulunduğu alanı gaz bombası ile ‘kullanılmaz’ hale getirdi. Ne giriş yapılabiliyor ne çıkış sağlanıyordu artık. Stat dışındaki gerginliğin artması üzerine F.Bahçeli yöneticiler, şeref locası ve 1907 tribün girişindeki kepenkleri indirtip olası bir facianın önüne geçti. Stadın dışarı ve içerisiyle ilişkisi kesiliyor, sadece otopark kapısı, ‘fenalık geçirenlerin tahliyesi için’ polis önlemiyle açık tutuluyordu. 21.20: Atılan gaz bombaları, Şükrü Saracoğlu Stadı’nın en seçkin yeri Fenerium tribünündeki taraftarların baygınlık geçirmesine neden oldu. Baroni başta olmak üzere birçok futbolcunun eş ve çocuğu gaz bombalarının hedefiydi. Keza F.Bahçeli basketbolcu ve voleybolcular da polisle taraftar arasında kalmış, canlarını kendilerini locaya atarak kurtarmaya çalışıyorlardı. Aynı dakikalarda basın tribünündeki gazetecilere yönelik saldırıyı özel güvenlik önlemeye çalışıyor ama çılgına dönen taraftar ‘F.Bahçeli’ kimliğiyle tanınan medya çalışanlarının bile üzerine yürüyordu. 21.30: Saha ile soyunma odaları arasındaki tünelin taraftarlarca ele geçirilmesi ve otomatik çıkış kapısının kırılması üzerine polis, taraftarı engellemek için kalkandan bir duvar oluşturdu. Saha içindeki gözü dönmüş gruptan bu barikata demir bariyer, viski şişesi, bira şişeyi yağıyordu. 21.40: Taraftarın içeri girme olasılığı üzerine TÜNELDE GÖĞÜS GÖĞÜSE bürünmeyecek, protestolu bir şampiyonluk gecesiyle 12 13 Mayıs günleri tarihteki yerini almayacaktı. Ama toplum psikolojisi de işin içine girince, stat ile soyunma odası koridorları arasındaki bölge ‘savaş alanı’na döndü. Evet, savaş muhabiri değilim. Belki, 3 4 kez 1 Mayıs olaylarını izledim, Kopenhag’daki G.SarayArsenal tutuşmasını haberleştirdim, bir kez de Liverpool ile Milanlı taraftarların İstanbul’daki meydan savaşında fotoğraf çektim. Ama şunu belirtmekte fayda var ki Kadıköy’deki 3 saat, gerçekten, uzun süre silinemeyecek izler bıraktı o anı yaşayanlarda. İsterseniz o anları saat saat, soyunma odası koridorunda bulunan bir gazetecinin gözünden yaşayın. 21.05: G.Saraylı futbolcular sahada şampiyonluk sevincini yaşayıp, Sabri’nin açtığı Sarı Kırmızılı bayrakla soyunma odasına doğru spor büro amirliğinin tüm personeli G.Saray soyunma odasının 2. kapısında barikat kurdu. Aynı anda çevik kuvvetten bir emniyet müdürü, “Arkadaşlar, püskürteceğiz, siz özel timsiniz, korkmayın” diye emrindeki birliğe moral veriyordu. Ve 100 kişilik bu birlik, kelimei şahadet getirip yeniden tünele, körüğe yükleniyor, karşı taraf püskürtülüyor, sahada ‘taraftar avı’ başlıyordu. İşte o sırada, bir taraftar barikatı aşıp içeri girdiğinde 15 20 polisin ‘hışmına uğruyor’ orada bulunan F.Bahçeli yöneticilerce, “Artık vurmayın yeter, ölecek” uyarısıyla hayata tutunuyordu. Aynı anda bu bölgede bulunanlar gaz bombasından etkilenmemek için su içiyor, Lig TV çalışanları canlarını özel röportaj odasına kitleyip kurtarmaya çalışıyorlardı. 21.45: F.Bahçe Asbaşkanı Ali Koç, yaşanan olayların büyüyüp iç savaşa dönüşme ihtimali üzerine canını tehlikeye atıp sahaya çıkacak ve çılgına dönen taraftarı sakinleştirecekti kan çanağına dönen gözlerini düşünmeden. Elbette polis de payını alacaktı Koç’tan: “Biraz daha yapıcı davransanız bu olaylar buralara tırmanmazdı.” 22.00: G.Saray soyunma odasının önünde Ali Dürüst, ‘kireç gibi’ bir yüz ifadesiyle olayları süzerken Abdurrahim Albayrak elinde telefon, RomaG.Saray maçındaki gibi “Burada bizi parçalayabilirler” demeyi tercih ediyordu. Aynı dakikada futbolcularını teker teker öpen Fatih Terim, hava almak için çıktığı koridorda ‘biber gazı kokusunu soluyunca’ spor büro birimindeki polislere “Durum nasıl?” diye soracaktı. Aldığı yanıt ise ilginçti: “Hocam, amirlerimizden gelen bilgide kupa töreninin tehlikeye girdiği söyleniyor...” İşte o an, suratı asılan yılların hocası haykırıyordu: “Benim vaktim çok, gerekirse 17 Mayıs’a kadar bekler yine o kupayı Kadıköy’de alırım. Almadan da gitmem.” Fatih Terim’in bu sözleri sarf ettiği dakikalarda Ali Dürüst de stadın şeref locasındaki başkan Ünal Aysal ile yaptığı görüşme sonrası soyunma odasına yönelip, “Arkadaşlar, kupayı almadan gitmeyeceğiz” diye bağırıyordu. Dışarıdaki polis taraftar çatışmasının sesleri bazı yabancı oyuncuları endişelendirse de Necati, Sabri, Servet, Gökhan gibi isimler, “Ölürüz de bu kupayı burada alırız” diye aralarında konuşmaya başladı. 22.15: Sürekli başarı yazılı tişörtü ile koridora çıkan Eboue, Trabzonlu yurttaşı Zokora’ya Fransızca, “Şampiyon olduk baba. Senin için...” diyor ve bir anlamda EmreZokora kapışmasının tarafı oluyordu. 22.30: Soyunma odasında biber gazından etkilenmemek için havlularla soluk alan futbolcular endişelenmeye başlamıştı artık. Necati, “Bugün buradan çıkabilecek miyiz?” diye eski bir G.Saray altyapı oyuncusu olan spor büro polisiyle dertleşirken Ali Dürüst, TFF yetkililerinin, “Sahada güvenliğiniz olmaz, locanın altında bir salon var, kupa töreni orada olsun” önerisine, “Hayır, ne salonda ne koridorda ne de odamızda o kupayı alacağız. Şampiyonluk kupasını hakettiğimiz yerde, sahada kaldıracağız” derken, Fatih Terim de başkan Ünal Aysal ile yaptığı görüşmeden sonra, “O kupa alınmadan tek G.Saraylı bu stattan çıkmayacak. Son sözüm budur...” ifadesini kullanıyordu. 23.00: TFF yöneticisi Ufuk Özerten ve 4 temsilci, G.Saray soyunma odasını ziyaret edip, “Biraz daha bekleyin, şartlar hazır olursa kupanızı sahada alacaksınız” müjdesini verdi. 23.10: Koridor ve tünelde can güvenliğinin tam anlamıyla sağlanmasının ardından TFF Başkanı Yıldırım Demirören, G.Saray Başkanı Ünal Aysal, yöneticiler Refik Arkan, Celal Gürcan, kongre üyesi Saffet Ulusoy, G.Saray soyunma odasını ziyaret edip kutladılar. Bazı futbolcuların TFF Başkanı Demirören’e çok samimi davranması, koridorda bulunanlar tarafından, “Yöneticilerinizi kızdıracaksınız ama” gülüşmelerine neden oluyordu. 23.15: F.Bahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, Mehmet Sümer, TFF yetkilileriyle görüşüp kupa töreninin kurallar çerçevesinde yapılması için Saracoğlu Stadı görevlilerine direktif verdiler. 23.55: Sahada hem polis hem özel güvenliğin aldığı inanılmaz önlemlerin ardından futbolcular ve teknik kadro yeşil sahaya geri döndü. Ancak stadın ışıkları nedense yanmadı. O sırada G.Saraylı idareciler, ışıkları yaktıracak ‘muhatap’ bulamamaktan şikayetçiydi ve “Şu ana kadar yanımızda olan yöneticiler bir anda ortadan kayboldu. Karanlıkta da olsa bu kupayı alıyoruz” diye söyleniyorlardı. 24.00: Ve G.Saray kupasını aldı, turunu da attı. Biraz önce meydan muharebesinin yaşandığı statta bu kez coşku hakimdi. G.Saray 1996 kupa şampiyonluğundan sonra 2012 lig şampiyonluğunu da Kadıköy’de yaşıyordu. 24.30: Odada geçen 3 saatin ardından bu kez kapalı garajdaki otobüse binen futbolcular bir yarım saat de orada tüketiyorlar, şoför aracı hareket ettiğinde 7 saatlik macera noktalanıyor, Florya’daki şenlik için yola çıkılıyordu. İşte cumartesi gecesinin özeti... Sizce bir pompalandığı gibi bir Süper Final mi oynandı, yoksa kavgadövüş karışımı bir olaya mı tanıklık ettik? C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle