17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 2012 PAZARTESİ [email protected] 10 EKONOMİ Telefon kapalıyken de para yazacak Cep telefonuna ödedikleri yüksek faturalardan sürekli şikâyet eden yurttaşlar artık telefon kapalıyken de para ödeyecek. Telefon kapalıyken ‘kim aradı’ bilgisi içeren mesajlar paralı hale geliyor. KISA... KISA... Kriz, Merkez Partileri Tüketirken… Beş yılı geride bırakan küresel krizin sonuçlarından her ülke, her ülke sınıfları farklı farklı etkileniyor. Finansal kriz, ABD’de patladı ve ABD finans piyasaları ile entegre hale gelmiş Batı Avrupa, Japonya gibi merkezlerin finans piyasalarına bulaştı; bu ülkelerde yaşayanları anında etkiledi. Merkez ülkelerde 2008’de sıfır büyüme yaşandı, ardından 2009’da yüzde 3.6 daraldı ekonomiler. 2010 yılı yüzde 3.2 büyüme ile toparlanma yılı oldu, ama 2011 büyümesi yüzde 1.5’te kaldı ve 2012 için IMF öngörüsü yüzde 1.6. Bunlar iç açıcı sonuçlar değil. İstikrarlı bir büyüme temposu yakalayamamada, karşı karşıya bulunulan devletin mali krizi en önemli etken. Küresel kriz patladığında, bütün piyasaperestliğin ilkelerini bir kenara koyarak sisteme müdahale eden, finans sistemini bütçe kaynakları ile kurtarmaya, yangını yatıştırmaya koyulan ulus devletler, bir anda devasa bütçe açıkları ile yüz yüze geldiler, kimileri de Güney Avrupa’da olduğu gibi, iyi gitmeyen kamu maliyesi göstergelerinin daha da kötüleşmesine engel olamadılar. Merkez ülkelerin bütçe açıkları 2008’de milli gelirlerinin yüzde 4.5’i tutarındaydı. Krize devlet müdahaleleri ile açık 2009’da yüzde 10’a kadar çıktı. Tatsız kemer sıkma programları bile 2010 ve 2011’de açığı yüzde 8.7’nin altına indiremedi. Hâlâ çok yüksek ve yeniden kemer sıkmayı gerektirirken büyüme önünde de engel. ??? Sokaktaki insan açısından yaşanan durumun tercümesi şu: Büyüme yok, iş yok. Kemer sıkma var, eldeki avuçtakinden olma, sosyal güvencesizlik, göreli yoksullaşma var. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Nisan 2012 Dünya İstihdam Görünümü bülteninde 2012 için dünya işsiz sayısını 202 milyon olarak öngörüyor. Merkez ülkelerdeki işsiz sayısının 47 milyon olarak tahmin edildiği raporda işsizlik oranı da yüzde 9’a yakın biçiminde ifade buluyor. İşsizlik, özellikle Avrupa’nın krizi derinden yaşayan ülkelerinde daha yüksek. Örneğin İspanya’da yüzde 26’yı geçerken Yunanistan’da da yüzde 22 dolayında ve Portekiz’de yüzde 15’in üstünde. Krizin merkez ülkelerde yarattığı işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, sosyal devlet hizmetlerinden mahrum bırakılmak, yeni vergi yüklerine maruz kalıp kamu varlıklarının satışına engel olamamak, kitleleri derinden sarstı. Bunun sonucudur ki, son zamanlarda yapılan seçimlerde, sandığa gidenler, bütün bu sonuçlara kendilerini maruz bırakanları cezalandırıyorlar, iktidardan uzaklaştırılıyorlar. Genellikle yaşanan, kriz döneminin merkez sağ partilerini iktidardan uzaklaştırmak yönünde. Fransa’da Sarkozy’nin yerini Hollande’a bırakması değişimin en önemli ayaklarından. Almanya’da Merkel’in ve partisinin akıbeti merak konusu iken İtalya’da da rüzgârın soldan yana estiği, aynı eğilimin İngiltere’de de gözlendiği biliniyor. İktidara geldikleri ülkelerde merkez sol partiler, ki bunların çoğunun, neoliberal politikalar ile ciddi bir hesaplaşması bugüne kadar söz konusu olmadı karşı karşıya bulunulan kamu maliyesi krizini aşmada, açıkların boyutlarını Maastricht Kriterlerine (MK) yaklaştırmada ne kadar başarılı olacaklar? Bilindiği gibi, MK’ye göre, ülke bütçe açığınız milli gelirinizin yüzde 3’ünün üstüne çıkmamalı. Yine, kamu borç yükünüz de milli gelirinizin yüzde 60’ının üstüne çıkmamalı. Avro alanı, bu oranların henüz uzağında. Bütçe açıkları yüzde 4’ün, borç stokları da yüzde 87’nin üstünde. Bunlar 17 ülkenin ortalaması. Bazı ülkeler var ki, daha birkaç yıl kemer sıkmak zorunda kalabilirler. Mesela Avro alanı dışındaki İngiltere’nin bütçe açığı yüzde 8.5, borç stoku yüzde 86. İşçi Partisi iktidarı devralırsa, bu operasyon onun işi olacak. Kamu borç yükünün milli gelire oranı İtalya’da yüzde 120, İrlanda’da da yüzde 108, Portekiz’de yüzde 108, Belçika’da yüzde 98, Fransa’da yüzde 86, hatta bütçe açığı yüzde 1 olmasına karşın, Almanya’da yüzde 81!.. Bütün bu ülkelerde iktidar, merkez sağdan merkez sola geçince, bütçe açığını daraltmak, kamu borç yükünü azaltmak için tatsız kemer sıkma işlerini yapmada nöbet, merkez sol partilere geçecek. ??? Merkez sol partilerin, bu tatsız operasyondan uzak durmaları, onun yerine kitlelere işaş yaratacak büyümeye yönelmeleri mümkün mü? Mevcut paradigma içinde hiç kolay değil. “Biraz kemer sıkma, biraz büyüme” biçiminde bir bileşim, elbette denenecek ama ne kadar sonuç verir, bilinmez. Sonrası? Her ülkeye göre değişir. Belki, yeniden merkez sağa dönüş, belki de Yunanistan ve 2001 krizi Türkiye deneyiminde yaşanan; radikal tercihlere yöneliş… Yunanistan, merkez sağ ve sol seçeneklerin tüketildiği ülke örneğini temsil ediyor ve radikal sol seçenekle neler yapılabileceğini sahnelemenin arifesinde. Türkiye, küresel kriz öncesinde, 2001 krizinde merkez sağ ve solu (önemli bir kısmını) tüketmiş bir ülke örneği. Bu tükenmenin sonrasında da bir radikalizmi, AKP rejimi ile 10 yıldır deneyimliyor ve öğrenmek isteyen Batılılar (ve Doğulular) için, sivil bir diktatörlüğün en net örneğini oluşturuyor. ??? Merkez partileri çökmüş ya da çökmenin eşiğindeki ülkeler için kaçınılmaz sonuç, radikal kanatların yükselişi. Neoliberalizmin ömrünü uzatacak programların dışına çıkamayacak merkez solun peşine takılan işçi hareketleri, sadece zaman ve kan kaybedecekler. Bunlar içinde yeni bir yaşam paradigması inşa etmeyi başaranlar ise kitleleri peşlerinden sürükleme ve yaklaşan barbarlığa karşı sosyalizmi bir siyaset seçeneği yapmayı deneyebilirler. Tersi durum, Yunanistan’daki Altın Şafak türü faşist güruhların tüm dünyada boy atmasına fırsat verir ve Alman devrimci Clara Zetkin’in dediği gibi, “Faşizm, proleter devrimi gerçekleştirememiş proletaryanın çekmeye mahkum olduğu ceza” olarak hepimizin önüne gelir. Telekom’dan kütüphaneye destek Türk Telekom ve Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) işbirliğiyle görme engellilerin bilgiye erişimi için geliştirilen Telefon Kütüphanesi Projesi 40 bin kişiye ulaştı. Türk Telekom’un 1200 yöneticisinin katılımı ile gerçekleşen Yönetim Zirvesi’nde GETEM tarafından bütün Türk Telekom yönetim kadrosuna proje kapsamında nasıl kitap okunacağına dair eğitim verildi. Cep operatörlerinden telefon kullanıcılarına kötü haber geldi. Önümüzdeki günlerde sizi kimin aradığıTüketici Dernekleri Federasyonı merak etmek de artık nu (TÜDEF) Başkanı Ali Çetin son 12 yılda hizmet veren şirketlerin tüketiciyi daha ücretli olacak. Telefofazla soyduğunu özellikle mahkemenunuz kapalıyken ya lerden bankalar aleyhine kararlar çıktıda telefonunuz çekğını belirterek buna rağmen mahkeme mediğinde kim takararlarlarının uygulanmadığını söyledi. rafından arandıÜcretsiz olması gereken birçok hizmetin ğınıza dair bilbulaşıcı hastalık gibi firmalar tarafından ücgilendirici retli hale getirildiğini vurgulayan Çetin, cep SMS’ler artık telefonunda kim aradı bilgisi ile ilgili ücreti ücretli olacak. mahkemeye taşıyacaklarını ve sorunu Bilgi Turkcell 34.5 Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na da anlamilyon abonetacaklarını ifade etti. Çetin, burada tüketicisine bilgilendirlerin de sessiz kalmaması gerektiğine ve hakkını araması gerektiğine işaret etti. TÜDEF: Mahkemeye başvuracak me mesajı göndererek 20 Mayıs’tan itibaren cep telefonu kapalıyken kimin ne zaman aradığı bilgisini aylık 49 kuruşa sunacağını duyurdu. 12.9 milyon abonesi bulunan Avea ise ‘Arayanıbil’ ve ‘Şimdi Ara’ uygulamasından oluşan servis ve hizmeti için abonelerinden aylık 79 kuruş ücret alıyor. Vodafone’da ise şu ana kadar bu hizmet için bir ücret açıklamadı. Kim aramış bilgisini almak için abonelerin bu servislere üye ol ması gerekiyor. Üye olmayanlara SMS gelmeyecek ve aboneler para da ödemeyecek. Dileyen abone de servisi kapatabilecek. Turkcell’den yapılan açıklamada “Kim aramış SMS’leri, müşteri memnuniyeti adına uzun süre ücretsiz sunulmuştur. Servis kalitesinin devam ettirilebilmesi gereği, sunduğu özellikler ve katma değeri göz önünde bulundurularak ücretlendirme kararı alınmıştır” denildi. Geçen yıl 32 bin cep kaybettik Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Bilgi ve İhbar Merkezi’ne, geçen yıl 32 bin 670 kayıp ve çalıntı cep telefonu ihbarı yapıldı. Bu yılın ilk üç ayında ise gelen ihbar sayısı 7 bin 890 oldu. Cep telefonunu çaldıran veya kaybedenler, 7 gün 24 saat hizmet veren BTK Bilgi ve İhbar Merkezi’ne başvurarak cep telefonu cihazlarının kullanılmasını engelleyebiliyor. Geçen yıl BTK Bilgi ve İhbar Merkezi’ni kayıp ve çalıntı ihbarı yapmak veya bilgi almak amacıyla yaklaşık 350 bin kişi aradı. BTK Başkanı Tayfun Acarer, cep telefonunu çaldıran veya kaybeden kişilerin mutlaka Bilgi ve İhbar Merkezi’ni arayıp IMEI numarasını bildirerek telefonlarını kapattırması gerektiğini belirterek, “Telefonunu kaybeden veya çaldıran bazı vatandaşlarımız sadece abone olduğu GSM işletmesini arayarak telefon hattını aramaya kapattırıyor. Ancak sadece cep telefonu hattının aramaya kapatılması yeterli değil. Çünkü böyle bir durumda cep telefonunu çalan veya bulan kişi başka bir sim kart takarak telefonu kullanabilir. Bu telefonların suç ilişkilerinde kullanılması halinde telefonun asıl sahibi olan kişiler de şüpheli durumuna düşerek mağdur olabiliyor. Ayrıca, Emniyet birimlerince bulunan telefonların sahiplerine iade edilebilmesi için de Bilgi İhbar Merkezi’ne yapılan ihbar kayıtlarında bildirilen kimlik bilgileri esas alınmaktadır” dedi. Google +’da kararlı Google, sosyal ağını herkese kullandırmaya kararlı. Gmail kullanıcıları bundan böyle Google+ hesaplarını doğrudan eposta arayüzünde görüntüleyebilecek. Google, Google+ epostalarının Gmail üzerinden etkileşimli olarak görüntüleneceğini duyurdu. Bilişim sektörü 66.7 milyar TL büyüklüğe ulaştı Türkiye’de 2011 yılında donanım, yazılım ve hizmet, elektronik haberleşme, eticaret, savunma sanayi, çağrı merkezi, mobil cihazlar pazarlarının toplam cirosu 66.7 milyar TL olarak gerçekleşti. Bilişim Sanayicileri Derneği’nin (TÜBİSAD), ‘Bilişim Sektörü Verileri’ çalışmasında sektörün 2011 performansı ile ilgili şu tespitlere yer verildi: L Donanım pazarı: 8.9 milyar TL, yazılım ve hizmet pazarı: 4.2 milyar TL, elektronik haberleşme pazarı: 27.6 milyar TL, eticaret: 18.4 milyar TL, mobil cihazlar pazarı: 4.9 milyar TL olarak gerçekleşti. L Donanım, yazılım ve hizmet, elektronik haberleşme, eticaret, savunma sanayi, çağrı merkezi 2011 yılı toplam istihdamı ise 164 bin 412 kişi oldu. L 2011’de Türkiye bilişim sektörünün toplam ihracatı 732.6 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu ihracatın 455.9 milyon TL’lik tutarı yazılımda, 117.6 milyon TL’si donanımda, 159 milyonu ise savunma sanayisinde gerçekleşti. L Çalışma, bilişim sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin teşviklerden yeterince yararlanamadığını gösterdi. 2011’de, çalışmaya katılan firmaların yüzde 34’ünün teşviklerden faydalandığı ve 21 şirketin sadece 34.3 milyon TL teşvik kullandığı belirlendi. Vodafone’da formül Türk reçetesi Vodafone Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Vittorio Colao, Vodafone Türkiye’nin, grubun şu anda en hızlı büyüyen Vittorio operasyonlarınColao dan biri olduğunu belirterek, Vodafone Türkiye’nin başarı formülünü, grup içinde “Türk reçetesi” (Turkish recipe) olarak ifade ettiğini söyledi. Türkiye’deki mevcut yatırım ortamını değerlendiren Colao, Türkiye’nin son dönemde rekabetçi yapısını geliştirerek büyüme yolunda önemli ilerleme gösterdiğini kaydetti. Genel anlamda, Türkiye pazarının, uluslararası yatırımcılar için iyi bir potansiyel sunduğunu aktaran Coalo, mobil iletişim sektörü özelinde ise mevcut vergi rejiminin, pazarın ve rekabet ortamının gelişimine, sürdürülebilir kârlılığa ve yatırımların artarak devam etmesine engel teşkil ettiğini aktardı. Türk pazarında gelecekte mobil geniş bantta önemli bir büyüme beklediğini kaydeden Colao, “Mobil geniş bant kullanımındaki artış, ekonomik gelişimi besleyen önemli bir rol alıyor. Türkiye’de mobil data kullanımının yaygınlaşması sayısal uçurumun kapanması açısından önem taşıyor” diye konuştu. Panasonic’den yeni radar teknolojisi Panasonic, trafik güvenlik sistemleri için yeni bir radar teknolojisi geliştirdiğini duyurdu. Yeni radar teknolojisi, insanların ve araçların onlarca metre mesafeden algılanabilmesini sağlıyor. Milimetrik dalgalı radar teknolojisi gece, yağmur, kar ve güneş ışığı gibi görüş mesafesinin az olduğu koşullarda bile nesnelerin algılanmasına olanak tanıyor. Teknolojiyle kavşaklardaki trafik kontrol sensörlerine konuşlandırıldığında, sürücülerin kör noktalarında kalan yaya ve bisikletleri algılayarak trafik güvenliğini arttırıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle