19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2012 PAZAR 6 HABERLER Ölümle sonuçlanan organ naklinin ardından Hacettepe’ye verilen ceza tartışma yarattı Bakanlığın suçu yok mu? SİNAN TARTANOĞLU Adalet Bilime Karşı Hiç adaletsizliğe karşı tek yürek olmuş, isyan dolu yüzlerce gözle karşı karşıya kaldınız mı? İsyankâr ama soylu bir bekleyiş içinde yüzlerce insan. Önceki gün izlemeye gittiğim “Balyoz” duruşmasında sanıklar o büyük vicdanın bir an önce gerçekleşmesini ve özgür bırakılmayı istiyordu… “Mahkeme bilime karşı!” sanırım söyleyebilecekleri artık en son sözdü! “Somut kanıtları” veya “maddi gerçekleri” ortaya çıkarmakla yükümlü bir yargılamanın vardığı artık son nokta buydu: Bilime karşı bir tutum! Savcılar, ortaya bir iddia (sav) atmışlar, mahkemeleri inandırmışlar, yüzlerce insanı tutuklatıp içeri tıktırmışlardı! Hepsi koşarak gelmişti arandıklarını duyduklarında, ta Çin’den maçinden! Neden? Suçsuzluklarına inandıkları için. Nitekim yüzlerce insan, haklarında ileri sürülen iddiaları bir bir çürütmüştü! İddialar çökmüş ve özgürlük bekleyişine girmişlerdi! Mesleklerine, eşlerine, çocuklarına, dostlarına ve bütün Türkiye’ye alınları açık kavuşmak istiyorlardı.. Ama gösterilen kanıtları görmeyen, duymayan, anlamayan bir “inanç duvarı” ile karşı karşıya bulunuyorlardı.. Savcılığın, işte darbe delilleri diye ileri sürdükleri CD’ler, uydurulmuş ve kurgulanmış bir senaryo çıkmıştı! Bilim öyle diyordu: Bu CD’ler, iddia edildiği gibi, 2003 yılında üretilmemişti, kaydedilmemişti. Bu CD’ler 2008 hatta 2009 yılında bile kaydedilmiş olabilirdi. İçindeki dosyalarla oynanmıştı, tek bir kerede değil birçok kerede kaydedilmişti, 2003 yılında henüz dünyada olmayan yazı karakterleri ve çizim programları bile kullanılmıştı.. 2003’lerde ortalıkta bile olmayan sokak isimleri vardı CD’lerin içlerinde. Görev yerleri Türkiye’nin dört bir yanında ve ülke dışında olan insanlar bile, darbe yapacak görevliler listesinde gösteriliyordu. Askeri seminere katılmamış onlarca subay seminere katılmış gibiydi; seminere katılmış onlarca insan hakkında dava açılmıyor ancak bir kısmı yargılanıyordu. Ayrıca askeri plan seminerinin bir darbe provası olduğuna ilişkin bir sav da ileri sürülemiyordu.. Ya ne yapılıyordu? Diyorlar ki: Efendim, bu resmi seminerde konuşulmayan başka darbe planları hazırlanmıştı.. İşte Suga vb. gibi isimler verilen harekât ve eylem planlarını içeren CD’ler burada! CD’ler, Türkiye’deki uzman üniversitelerimizde ve Amerika’da yetkin adli bilişim enstitülerince inceleniyor ve hiçbirinin 2003’de hazırlanmadığı görülüyor, ancak 20082009 yıllarında hazırlanmış olabileceğine ilişkin resmi raporlar veriyorlardı. Yani? Balyoz davasından kısa bir süre önce! Büyük sahtekârlık tezgâhlanmış, CD’ler piyasa sürülmüş ve yüzlerce subay tutuklanmıştı! Eğer savcılığın ileri sürdüğü ve mahkemenin israr ettiği deliller bunlarsa, hepsinin bir çöp olduğu kanıtlanmıştı.. Savcılar yeni ve gerçek delillerle ortaya çıkmadığı sürece, bu CD’ler büyük bir komplonun parçasıydı olabilirdi ancak ve bunlara dayanarak tek bir insanın bile hayatını karartmaya kalkışmak büyük bir insanlık suçuydu.. ??? Kanıta dayanmayan bir suç ancak engizisyon mahkemelerinde imal edilebilirdi. Ama ne kadar özel yetkili olursa olsun, ülkemizdeki mahkemelerin hiçbir engizisyon mahkemesi değildi ve olamazdı. Öyle davranabileceklerini sananlar varsa, yanılıyordu! Sen, bunlar mutlaka darbe planlamışlardı, diye düşünebilirsin. Bu inancınla hayatın boyunca yaşayabilirsin.. Ama elinde bunu doğrulayan kanıt yoksa, “kanıt yok, ama darbe planladığına yüzde yüz eminim, o halde seni vicdanıma ve bu inancıma göre mahkum ediyorum,” diyemezsin.. Demeye kalkarsan, mahkeme olamazsın.. Ama o cüppenle adalet dağıtan o kürsüde oturuyorsan, yapabileceğin tek şey inancını bir kenara bırakmak ve öyle karar vermek. En çok, şunu diyebilirsin, o da sonunda cüppeni çıkartmak koşuluyla: Sizlerin darbe provası yaptığınıza gönülden inanıyorum ama eldeki kanıtlar, ne yazık ki bu savı göstermekte yetersiz kalıyor. Bu durumda karşısında sizi ‘kanıt yetersizliği’ nedeniyle, yüreğim kan ağlasa bile, serbest bırakmak zorundayız..” ??? Duruşmayı izliyorum, haksızlıklara karşı tepki dalga dalga mahkeme salonunda yayılıyor. Sanıklar teker teker söz alıyor, kimbilir kaçıncı kez, haklarında ileri sürülen iddiaların yanlışlığını ortaya koyuyordu. Artık şunu söylemeye başlamışlardı: Hâkim Bey, gösterdiğimiz kanıtları dikkate almıyorsunuz.. mahkeme heyetinin CD’lerin gerçekliğini araştıracak yeni bilirkişiler tayin etmesi isteğimizi reddediyorsunuz. Darbeyi önledi diyen savcının iddiasının doğru olup olmadığını sormak için, Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök paşaların tanık olarak çağrılması talebimizi reddediyorsunuz… Yol gösterir misiniz, suçsuz olduğumuz kanıtlamamız için başka ne yapmalıyız, lütfen söyler misiniz?” ??? Savcı, ilk baştaki iddiasında ısrarlı! Ortaya konan kanıtların tekini bile kabul etmeye yanaşmıyor. Mahkeme, sanıkların yasal ve haklı isteklerini durmadan reddediyor.. Büyük haksızlık ve hukuksuzluk duygusu ile avukatlar cüppelerini attı.. Mahkeme bence kendi kendisini tıkamış durumda. Sanıklara “avukatlarınıza söyleyin, duruşmalara girsinler, biz de sizin taleplerinizi görüşelim” biçiminde havuç uzatıyor.. Gördüğük kadarıyla, ne sanıklar ne avukatlar bu zokayı yutmaya niyetli değil. Bu mahkeme, niyet ve amacı itibarıyla görülüyor ki, “ancak karakolda biter”. Çünkü çağımızda bilime, kanıta karşı bir ortaçağ işlemez… Sanık yakınları ise duruşmalara “Bu sahte darbe senaryosunu kim hazırladı?” tişörtleriyle dolaşmaya başladı.. Olayın bu yönünü araştıracak bir soruşturmanın daha heyecanlı olacağı kesin! ANKARA Sağlık Bakanlığı’nın Hacettepe Üniversitesi’nin kompozit doku nakli ruhsatını iptal etmesinin ardından, “Ameliyattan sonra ‘milli maç kazanmış gibi gururlandıklarını’ açıklayan bakanlığın, talihsiz olay sadece Doç. Dr. Serdar Nasır’ın hatasıymış gibi bir tavır sergilemesi çok çirkin. Bakanlığın hiç mi sorumluluğu yok?” yönünde tartışmalar yaşanıyor. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’nün de bu konuda Bakanlık ile benzer bir duruş göstermesine tepki gösteren tıp çevreleri, “Nasır, karar alma süreçlerinde tek başına hareket etmedi. Soruşturma Nasır’a mal edilemez” değerlendirmesini yaptı. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, 24 Şubat tarihinde gerçekleştirilen çift kol çift bacak ameliyatının ardından yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı’na verdikleri destekten dolayı teşekkür ederek “Saatler süren ameliyat sırasında, Bakanlık yetkililerinin gecenin geç saatlerinde bile sürekli bilgi aldıklarını” söylerken, ameliyatı gerçekleştiren Nasır da “Bakanlığın, organların İzmir’den getirilmesi için özel uçak tahsis ettiğini” açıklamıştı. Ancak ameliyat olan Şevket Çavdar’ın yaşamını yitirmesinin ardından Sağlık Bakanlığı, “ameliyatın güncel endikasyon listesine uygun yapılmadığı” gerekçesiyle hem üniversitenin nakil ruhsatını iptal etti hem de öğretim görevlisi olan ilgili doktorlar hakkında YÖK’e suç duyurusunda bulundu. Doktorlar, bakanlığın ameliyat sonrasında sergilediği tavrı anlamakta güçlük çektiklerini belirterek “Bakanlığın hiç mi sorumluluğu yok?” diye soruyor. WHO’NUN 7 NİSAN TEMASI, YAŞLANAN DÜNYA NÜFUSU Sağlıklı yaşa sağlıklı yaşlan İstanbul Haber Servisi Dünya nüfusu giderek yaşlanıyor. Türkiye ise yaşlı nüfusu en hızlı artan ülkeler içinde ilk üçte yer alıyor. Ülkemiz nüfusunun yüzde 7’sinin yani 5 milyona yakın kişinin yaşlı olduğu, bu rakamın 2050 yılında yüzde 18’lere ulaşacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar, dünya nüfusunun hızla yaşlanmasında sağlık sektöründeki gelişmelerin, beslenme ve yaşam koşullarının iyileşmesinin, doğumların azalmasının, yaşam sürelerinin uzamasının etkisinin olduğunu söylüyorlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nün bu yılki temasını, yaşlanan dünyü nüfusuna dikkat çekmek amacıyla “sağlıklı yaşa sağlıklı yaşlan” olarak belirledi. TÜRKİYE ARTIK GENÇ DEĞİL Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli, geçen yüzyılda gelişmekte olan ülkelerde ortalama yaşam sürelerinde önemli bir artış olduğunu, tüm dünyada yüzyılın başında 40 yıl olan ortalama ömür beklentisinin 68 yıla ulaştığını söyledi. Gelişmiş Batılı ülkeler (ortalama yaşam süresi 80 yıl) ile azgelişmiş Afrika ülkeleri (ortalama 54 yıl) arasında büyük bir uçurumun bulunduğuna dikkat çeken Öktenli, “Ülkemizde 1950’li yılların sonunda kadınlarda 50 yıl, erkeklerde 46 yıl olan ortalama yaşam beklentisi, bugün kadınlarda 74 yıl, erkeklerde ise 70 yıl” diye konuştu. 1980’li yıllarda ülkemizde 65 yaşın üzerindeki bireylerin oranının yüzde 4’ün altında olduğunu, bugün yüzde 7’yi geçtiğini anımsatan Öktenli “Artık yaşlı nüfusa sahip ülkeler sınıfında yer alıyoruz. Halen ülkemizde 5 milyon civarında 65 yaş üstü birey mevcutken bunun 2025 yılında 8 milyona ve 2050 yılında da 12 milyona ulaşacağı hesaplanıyor. Bu sayı dünya üzerindeki birçok ülkenin toplam nüfusundan fazladır” değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Çağatay Öktenli DR. NURHAYAT GÜL: SİBEL BAHÇETEPE Genetik miras hastalıklardan koruyacak Her bireyin tamamen farklı genetik özelliklere sahip olduğu, genetik mirasımızı öğrenerek yatkınlığımız olan hastalıklardan korunabileceğimiz ve hayat tarzımızı değiştirebileceğimiz belirtiliyor. Yaşam tarzı tıbbı uzmanı Dr. Nurhayat Gül, kişiye özel tıbbın temelini genetik bilimindeki ilerlemeler oluşturduğunu söyledi ve “Geleceğin tıbbı ve doktorları bugünkünden çok da ha farklı olacak. Kişiselleştirilmiş tedavi ve ilaçlar alınan birkaç damla kanla yapılacak genetik test ile size özel bir şekilde planlanacak ve uygulanacak. Artık tıpta yeni bir çağ başladı” dedi. Son 1012 yıldan beri kişiye özel tıp terimi hayatımıza girdi ve giderek kendine yer açıyor. Dr. Gül, tedavide sık kullanılan bazı ilaçların etki ve yan etkilerinin ne olacağını, uygulanacak dozunu bile genetik testle öğrenme şansına sahip olduğumuzu vurguladı. ‘Şener ve Şık için mutluyum’ ? ANTALYA (AA) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Alanya Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Arınç, Odatv davasında tutuklu yargılanan Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tahliye olmasıyla ilgili, “Bu tahliyeler beni gerçekten şahsen çok mutlu etti. Gazeteci sıfatları itibarıyla ve uzun süredir tutukluydular” dedi. ‘O artık bizim çocuğumuz’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Adana Ceyhan’da karakola sığınan ve vücudunda darp izleri tespit edilen 6 yaşındaki çocuk ile ilgili olarak, “Çocuğa yönelik çalışmaların yanı sıra adli olarak olay aydınlandığı zaman da bu istismarı yapanların cezalandırılması için çocuğun yanında yer alacağız. O artık bizim çocuğumuzdur” dedi. ‘Akdeniz’de suları ısıtıyorlar’ Haber Merkezi Cidde’de İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile basın toplantısı düzenleyen KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs karasularındaki petrol ve doğalgazda Kıbrıslı Türklerin de hakları olduğunu söyledi. Rumların Akdeniz’de tatbikatlar yapmaya başladığını belirten Eroğlu, “Bu, tabii Akdeniz’de suları ısındırmaktadır” dedi. İnsanlık Anıtı’na ‘ampul’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Elektirik Mühendisleri Odası doğalgaz ve elektriğe üst ütste yapılan zamları Ankara’da Yüksel Caddesi’nde protesto etti. Grup, yurttaşlara üzerinde “Yolunacak kaz. Artık Karanlıktasınız Partisi (AKP)” yazan bir elektrik faturası dağıttı. Grup Yüksel Caddesi’ndeki İnsanlık Anıtı’nın üzerine AKP’nin simgesine işaret eden bir ampul taktı. Çine’de 8 tesise ceza ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çine Çayı’nda yaptığı denetimler sonucunda 8 zeytinyağı üretim tesisine idari para cezası kesti. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Çine Çayı havzasındaki tüm zeytinyağı fabrikalarının denetlendiği vurgulandı. Karakolda biten evlilik öyküsü ? SAKARYA (Cumhuriyet) Özel bir televizyon kanalında evlilik programına katılarak tanıştığı S.Y. ile evlenen Halil İbrahim F. (77), 10 gün evli kaldığı eşinin para ve altınlarını alıp kaçtığını öne sürerek polise başvurdu. F, “ ‘Bana 48’im dedi. 59 yaşında çıktı” dedi. ? ANKARA (AA) Sayısal Loto’da kazanan numaralar “9, 19, 21, 30, 32 ve 39” olarak belirlenirken, 6 bilen çıkmayınca 1 milyon 528 bin 768 TL haftaya devretti. 5 bilenler 2 bin 901 lira 85’er kuruş, 4 bilenler 33 lira 60’ar kuruş ve 3 bilenler 5’er lira kazandı. C MY B C MY B Sayısal Loto devretti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle