19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 2012 CUMARTESİ [email protected] 16 KÜLTÜR Özgürlük şarkıları Halkevleri’nin 80. yılını kutlayacağı yarınki konsere onlarca sanatçı katılıyor Kültür Servisi Halkevleri 80. yılını yarın, “Kuşaklar Söylüyor İstanbul Buluşuyor” sloganıyla düzenlediği konserle kutluyor. Saat 17.00’de Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleştirilecek buluşmada farklı kuşaklardan 14 grup ve sanatçı düetlerle sahnede olacak. Şairler ve oyuncuların da şiir okuyacağı gecenin açılışı Anadolu Ateşi’nin dans gösterisiyle başlayacak. Halkevleri’nin “Özgürlüğe şarkı, karanlığa meydan okuyoruz, çünkü bugün, özgürlük şarkıları söylemek, şiir okumak Kutlamaya Şevval Sam, Edip Akbayram, Melike Demirağ, Hayko Cepkin ve Yavuz Bingöl de katılıyor. Hakkı Telif Beyefendi Nerede? Perşembe günü bu sayfada Selda Güneysu’nun bir haberi vardı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, ülkemizde telif haklarının uluslararası standartlara kavuşturulması amacıyla bir yasa önerisi getiriyormuş. Telif konusunda anlaşmazlıkları çözmek üzere beş kişilik bir hakem kurulu oluşturulacak, bandrolsüz yapıt dağıtımına karışanlara hapis ve para cezaları verilecekmiş. Başka önlemler ve cezalar da söz konusuymuş. Dilerim gerçekleşir. ??? Telif konusunda yakınmayan bir sanatçıya rastlamadım bugüne kadar. Hangi alanda olursa olsun, ürettiğiniz bir yapıtı bir başkası alıp rahatça kullanabiliyor. Belki “kullanabiliyordu” demem daha doğru olur; çünkü son zamanlarda iyikötü bir “telif hakkı” kavramı yerleşir gibi oldu. Artık izinler isteniyor, imzalar alınıyor… … Bir noktaya kadar. O noktadan sonrası yine serbest. Özellikle müzik sanatçılarına üzülüyorum. CD’yi alan ya da internetten indiren, dilediği gibi kullanıyor yapıtı. Mağazalarda, alışveriş merkezlerinde, plajlarda… Onlara kısıtlama yok. ??? Uzun süre ONK Telif Hakları Ajansı’nda çalıştım. Ajansın sahibi ve yöneticisi Osman N. Karaca, “Tin Tin” çizgi romanının haklarını da temsil ediyordu ülkemizde. Bir yayınevi yapıtı izinsiz yayımlamış. Mahkemelik olundu. Batı dillerinde “i” harfi büyük harfle “I” yazılır. Yargıç, yapıtın aslına baktı, sonra Türkçesine. Davanın düşmesine karar verdi. Gerekçe: “İkisi ayrı eser. Biri Tıntın, öteki Tintin!” ??? Bir yayınevi, Batılı bir yazarın romanını dilimize çevirtmiş, yayımlamış, beş kuruş da telif hakkı ödememişti. Ödeme yapması gerektiği kendisine hatırlatılınca şöyle dedi: “Para ödemez olur muyum! Elbette ödedim. Romanı (artık bir lira mı, iki lira mı verip) kitabevinden aldım!” ??? Bu dönemlerden geçmiş biri olarak, kimi çevirilerim kaçak olarak yayımlansa da günümüz ortamını bile cennet gibi görüyorum. Önlemler, yaklaşımlar yeterli mi? Elbette değil. Dilerim, yeni yasa bir an önce yürürlüğe girer. Daha önemlisi, uygulanmaya başlanır. Beraberinde “sansür gölgeleri” taşımadan. ??? Hatırladıkça güldüğüm bir “telif hakkı”, eski deyimle “hakkı telif” öyküsüyle bitireyim. Toto Karaca’ların, Muzaffer Hepgüler’lerin, Ali Sururi’lerin topluluğu İstanbul Tiyatrosu’nun müdürü Lütfullah Sururi anlatmıştı. Kendi ağzından aktarıyorum: ??? İzmir’de turnedeydik. Bir bahçede temsil veriyorduk. Kadrodakilerin gündeliklerini bahçe sahibi ödüyordu. Müdür ben olduğum için, her akşam bir liste yapıp kadrodakilerin adlarını yazar, karşılarına da kendilerine kaçar lira verileceğini belirtirdim. Listenin sonuna da “hakkı telif” (telif hakkı) olarak ya 2.5 ya 5 lira koyardım. Bahçe sahibi listeyi alır, inceler, toplam parayı da arkadaşlara dağıtmam için bana verirdi. Bu böyle on gün kadar sürdü. Sonunda bir akşam bahçe sahibi, “Lütfullah Bey” diye homurdandı, “Önce göz yumayım dedim, ama artık dayanamadım, size söyleyeceğim. Beni kandırıyorsunuz. Fazladan para koparıyorsunuz.” “Aman, nasıl olur, beyefendi?” dedim. “Nasıl oluru var mı! Her akşam hakkı telif için benden para tırtıklıyorsunuz... Kadroya baktım, Hakkı Telif diye bir adam yok!” bir meydan okumadır. Özgürlük, demokrasi, halkın hakları için İstanbul’u birlikte şarkı söylemeye çağırıyoruz” sözleriyle çağrıda bulunduğu etkinlikte, Yavuz Bingöl ve Halkevleri Çocuk Korosu, Agire Jiyan ve Diyarbakır Sur Belediyesi Gençlik Korosu, Yeni Türkü ve Şevval Sam, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Bulutsuzluk Özlemi ve Hayko Cepkin, Volkan Konak ve Melike Demirağ birlikte şarkı söyleyecek. Gece Edip Akbayram’ın konseriyle sona erecek. (0 212 245 82 65) Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi yazar ve şair Murathan Mungan ‘Aslolan, sonraya uzanan sesiniz’ Kültür Servisi Can Yayınları tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Erdal Öz Edebiyat Ödülü töreni, önceki akşam Pera Müzesi’nde yapıldı. Tören, Erdal Öz’ün “Kanayan” kitabındaki “Taş”adlı öyküsünün Tiyatro BeReZe tarafından okuma tiyatrosu şeklinde sunulmasının ardından Demet Haselçin’in Şile’de çektiği Erdal Öz belgeseli gösterimi ile devam etti. Ardından Can Yayınları Genel Müdürü Can Öz, Kırşehir, Sivas ve Yozgat şehirlerinin babasının yaşamöyküsündeki yerini hatırlatarak; “Handan Börüteçene’nin çivi yazısıyla Erdal Öz’ün adını yazdığı bu ödül heykeli edebiyatı 4000 yıl öncesinden bugüne taşıyan bir semboldür. Bizim yapmak istediğimiz de bu dünyadan bizler göç ettikten çok sonra bu ödülün birilerini sevgili Erdal Öz’ün ilkeleriyle, yaptıklarıyla onurlandırmaya devam etmeyi sürdürmesidir. Ödülün esas ruhu ise seçici kuruldur. Onlar sahip oldukları birikimle kitapları ve yazarları tek tek değerlendirdiler ve Murathan Mungan ile Erdal Öz’ü bir araya getirerek bizleri burada buluşturdular” sözleriyle sembollerin anlamını ve kurula büyük say ? Mungan törende “İlk aldığım ödülden bu yana övgülerle yergileri aynı anda almak, bir sağdan bir soldan bana çakılmış olması bir tür nesnellik ve gerçeklik kazandırdı bana. Aslında edebiyatla ilgili tek gerçeğin yaptığınız iş olduğunu bir kez daha anladım” dedi. gı duyduklarını ifade etti. Ardından konuşan Erdal Öz Edebiyat Ödülü Seçici Kurulu Başkanı Prof. Nükhet Esen, ödülün; “30 yılı aşkın süredir tiyatro, şiir, öykü, roman ve deneme alanlarında gösterdiği yaratıcılık, yenilikçilik ve yetkinliği” nedeniyle Murathan Mungan’a verildiğini hatırlatarak, Mungan’ı sahneye davet etti. Ödül heykelciğini Prof. Esen’in elinden alan Mungan, konuşmasında “Ödülleri anlamlandıran şey bu ödülün adını taşıyan kişidir, bir başka deyişle ödülün Erdal Öz adına veriliyor olması çok önemli. Bu ödülü değerlendiren jürinin kimliği, edebiyat, sanat, kültür dünyasındaki yetkinliği, nitelikleri ile sizden önce bu ödülü kimlerin almış olduğu, kimlerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirmiş olduğunuz da bir o kadar önemli benim için... Böyle bakıldığında Erdal Öz Ödülü’nü almaktan dolayı çok mutlu, hoşnut ve gururluyum” ifadelerini kullandı. Mungan, şöyle devam etti: “İlk aldığım ödülden bu yana övgülerle yergileri aynı anda almak, bir sağdan bir soldan bana çakılmış olması bir tür nesnellik ve gerçeklik kazandırdı bana. Aslında edebiyatla ilgili tek gerçeğin yaptığınız iş olduğunu bir kez daha anladım. Bu ritüeller, paylaşılan anlar, ödüller elbette çok güzel, ama aslolan kendinizle baş başa kaldığınızda yanı başınızda olan metinler, yazdıklarınız ve sizden sonraya uzanan sesiniz.” Erdal Öz’ün anısını yaşatmak için Can Yayınları’nın katkılarıyla her yıl bir şair ya da yazara verilen Erdal Öz Edebiyat Ödülü seçici kurulu, bu yıl Nükhet Esen, Enis Batur, Semih Gümüş, Feride Çiçekoğlu, Turgay Fişekçi, Kaya Genç ve Zeynep Çağlıyor’dan oluştu. Erdal Öz Edebiyat Ödülü, 15 bin TL tutarında maddi destek ve Handan Börüteçene tarafından tasarlanan bir heykelcikten oluşuyor. 2008 yılından bu yana verilen ödüle, bugüne kadar Gülten Akın, İhsan Oktay Anar, Nurdan Gürbilek ve Şavkar Altınel değer görüldü. Mungan ödülünü Prof. Esen’in elinden aldı. ‘29. ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ’ BAŞLADI Başkentte müzikli günler SELDA GÜNEYSU Suna Kan ANKARA Sevda Cenap And (SCA) Müzik Vakfı’nca bu yıl 29’uncusu düzenlenen “Uluslararası Ankara Müzik Festivali”, şef Marek Pijarowski yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) eşlik ettiği dünyaca ünlü keman sanatçımız Suna Kan’ın konseriyle başladı. MEB Şura Salonu’nda önceki gün açılışı gerçekleştirilen festivale, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ile çok sayıda CHP’li milletvekili katıldı. Konserde, Mozart’ın 3 No’lu keman konçertosunu seslendiren Kan konser arasında da sorularımızı yanıtladı. Kan, 1948 yılında, dünyaca ünlü piyanist İdil Biret ile birlikte “Harika Çocuklar Yasası” kapsamında yurtdışına eğitim görmeye gittiğinden söz ederek “Ne yazık ki çok uzun süredir kimse bu yasa kapsamında yurtdışına eğitime gönderilmiyor. Oysa bu yasa, Türkiye’nin, ülkemizdeki müziğin gelişimi açısından çok önemli. Yetenekli çocukları ortaya çıkarmak ve özel olarak bu çocuklarla uğraşmak lazım. Bu da devletin görevi ” dedi. Bu yıl 14 ülkeden 700 sanatçının katılımı ile gerçekleştirilen festivalde klasik dönem eserlerinden oluşan repertuvarıyla Camerata Salzburg ve 20. yüzyıl eserlerinden oluşan programıyla Hollanda’nın ünlü korolarından Daniel Reuss yönetimindeki “Capella Amsterdam”, “Rojas ve Rodriguez Flamenko Topluluğu” gösterisi, Fazıl Say’ın piyano resitali ve Buika’nın caz flamenko konseri de yer alıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle