19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Mali’de yönetimi isyancılara karşı yetersiz kalmakla suçlayan asker darbe yapınca bağımsızlık ilan ettiler Cunta geldi Tuaregler koptu Dış Haberler Servisi Mali’nin kuzeyinde Tuaregler bağımsızlık ilan etti. Batı Afrika ülkesi Mali’de geçen ay bir grup askerin Devlet Başkanı Toure liderliğindeki yönetimi, aralarında Tuaregler de olmak üzere isyancı gruplara karşı yetersiz kalmakla suçlayarak darbe yapmasının ardından patlak veren şiddet olayları ve kaos sürüyor. Ülkenin kuzeydoğusundaki Gao’dan köktendinci silahlı bir grubun önceki gün Cezayir Konsolosluğu’nu işgal ederek 6 diplomatı kaçırdığı haberi gelirken dün de Touareg isyancılarının önemli bölümünü oluşturan Ulusal Azavad Kurtuluş Hareketi (MNLA) kuzeyde bağımsızlığını ilan ettiklerini duyurdu. MNLA’nın sözcüsü Musa Attahir “Azavad devletinin bağımsızlığının ilan edildiğini, komşu ülkelerin sınırlarına saygı gösterileceğini” belirtti. Sözcü, ayrıca Gao kentinde Cezayir Konsolosluğu’nun işgal edilerek konsolos ve 6 diplomatın kaçırılmasını da kınadı. Sözcü Olayla ilgilerinin olmadığını, arkasında İslamcı militanların bulunduğunu savunarak adres göstermeden zaman zaman hükümet güçlerine karşı birlikte hareket ettikleri El Kaide bağlantılı Ensar Dine örgütüne işaret etti. Kurtuluş Hareketi, komşu ülkelerin sınırlarına saygı göstereceğini açıkladı. Ulusal Azavad lamada, silahlı kişilerin kadın ve çocukları kaçırdığı, tecavüz ettiği kaydedildi. Tahran’a da Van Minüt! “İpe un seriyorlar” dedi Başbakan, Tahran için. Bununla yetinmedi; “Dürüst değiller!” diye ekledi: “Bu nedenle itibar kaybediyorlar. Bu diplomasinin dili değildir, başka bir şeyin dilidir. O da bana yakışmaz.” Çekişme hakarete dayandı. Günlerdir İran’dan dozu sürekli artan salvolar yükseliyor. Komşu ülkede Türkiye’ye çemkirmeyen kalmadı desek yeridir. Üst mercilerden açık açık “Türkiye emperyalizmin taşeronu oldu!” bile dediler. Erdoğan bir yutkundu, iki yutkundu… ve ya Allah, ya Bismillah, Tahran’a da “van minüt” çekme kıvamına geldi sonunda. Doğu komşumuza da “Acep ne zaman kükreyecek?” diye bekliyorduk… ‘Bazı bölgelerde şeriat ilan edildi’ Fransa memnun değil “Demokratik ve BM kurallarına uygun bir devlet kuracakları” yönünde açıklama yapan MNLA, önceki gün hükümet güçleri ve ardından cunta askerleriyle süren çatışmalara ilişkin olarak tek taraflı ateşkes ilan etmişti. Grubun açıklamasında bu kararın kendi atalarına ait Azavad topraklarının tamamen özgürleşmesinin ardından verildiği savunuldu. Ancak gerek cunta yönetimi gerekse 1960’daki bağımsızlık ilanına kadar Mali’nin sömürgecisi Fransa’dan ayrılıkçılara tepki geldi. Bağımsızlık ilanını reddeden Fransa’nın Savunma Bakanı Gerard Longuet “Afrika ülkelerince tanınmayan tek taraflı böyle bir girişimin bizim için de hiçbir anlamı yok” dedi. Fransız bakan 15 üyeli Batı Afrika bölgesel bloku ECOWAS’ın uzun dönemli olarak Mali’deki krizin çözümü için çalışması çağrısı yaptı. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe geçen hafta ülkesinin hem bölgesel düzeyde hem de BM Güvenlik Konseyi’nde Batı Afrika’daki Sahra bölgesinde İslamcı tehlike ve El Kaide örgütü bağlantılı gruplara karşı harekete geçmek istediğini söylemişti. Uluslararası toplum Mali’de bir an önce demokrasiye geçiş çağrısını yinelerken Burkino Faso da cuntanın iktidarı bırakmaması halinde bu ülkeye karşı yakında bölge ülkelerinin ekonomik ve diplomatik yaptırımlar uygulayacaklarını açıkladı. Bölgede geçen yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle milyonlarca kişinin ciddi açlık sorunuyla boğuştuğu ve ekonomik krizin yaşandığına dikkat çekiliyor. Yardım örgütü OXFAM yaptırım uygulanması halinde krizin daha da derinleşeceği uyarısı yaptı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı dünkü açıklamasında Mali’de askeri darbenin ardından ortaya çıkan belirsizlikler nedeniyle, bu ülkedeki büyükelçiliğini geçici olarak kapattığını ve diplomatlarını geri çektiğini bildirdi. Cezayir, Mali’nin toprak bütünlüğünü tartışma konusu haline getirmeyi asla kabul etmeyeceğini açıkladı. Cunta yönetimi de ülkenin kuzeyinde Tuareg isyancıları ve İslamcı silahlı grupların insan haklarını ihlal ettiğini belirtti. Açık MNLA, Mali hükümetinin devrilmesinden sonra bölgedeki etkinliğini arttıran iki isyancı gruptan biri. Her ikisinde de Tuareglerin etkisi bulunurken MNLA başından bu yana kuzeyde bağımsızlık amacı taşıdığını açıkça dile getiriyordu. El Kaide ile ilişkili olduğu belirtilen ve ülke genelinde şeriat isteyen Ensar Dine de zaman zaman MNLA ile hükümete karşı birliktelik içine giriyor, ancak kimi yoruma göre ayrılık konusunda ısrarcı değil. Bazı kaynaklar MNLA’nın içinde de radikallerin bulunduğunu duyururken grubun önemli bir kısmını geçen yıl Libya’dan dönen, güçlü silahlarla donatılmış Tuaregler oluşturduğuna vurgu yapılıyor. Tuareg güçleri Libya’da Kaddafi yönetimine destek veriyordu. Tuareglerin, Mali’nin Fransa’dan 1960 yılında bağımsızlığını kazanmasının bu yana kuzeyde egemenliğini ilan etme hayali olduğuna işaret ediliyor. Ancak bu tavrına yabancı ülkelerin bölgede diğer ülkelerde ayrılıkçı hareketlere cesaret verebileceği düşüncesiyle destek vermediği savunuluyor. Geçen hafta şiddetlenen çatışmalarda Tuareglerin liderliğindeki isyancıların kuzeydeki Kidal ve Gao bölgesini ele geçirdiği duyurulmuştu. Ancak Kidal bölgesinde kontrolün MNLA’nın değil, İslamcı Ensar Dine’nin elinde olduğu da iddialar arasında. Bazı bölgelerde Ensar Dine’ye bağlı grupların şeriat ilan ettikleri de savunuluyor. El Cezire’nin haberinde ise cuntanın hükümeti devirirken ülkenin yarısının da kontrolünü yitirdiği ve uluslararası toplumdan medet umacak bir duruma düştüğü yorumu yapıldı. nce Ahmedinejad ‘had bildirdi’ Kendi adıma ben şahsen bekliyordum… Hatta bunun geçen Tahran ziyareti münasebetiyle yapılmamasına şaştım. Mümtaz medyamız konuyu geçiştirse de, TC Başbakanı’nın Tahran’da muhatap bırakıldığı “aşağılama” az buz değildi…. Ahmedinejad, Başbakan’ı protokole uygun şekilde karşılamayıp “hasta” olduğunu beyan etmiş ve ziyaretin ilk gününde kabul etmemişti. Ahmedinejad’ın hastalığı ne var ki; aynı gün içinde “Esad’ın özel temsilcisi Faysal Mikdad’ı görmesini” engellememişti… TC Başbakanı’nı kabul etmeyen İran Cumhurbaşkanı Ankara’ya “had bildirircesine”, Türkiye’nin sırt döndüğü Suriye Devlet Başkanı’nın “temsilcisini” ağırlıyor… Bundan daha net ve ağır bir mesaj olabilir mi? Erdoğan; Ahmedinejad’ın koyduğu bu tavırdan habersiz Tahran’a acaba nasıl indi? Dışişleri, Başbakan’a Tahran ziyareti öncesinde hangi tür uyarılarda bulundu? / Bulundu mu?.. türü sorular bir yana… Hele de Ahmedinejad, Erdoğan’a ne yakınlık gösterse aslında azdır. Üç yıl öncesinin o kanlı cumhurbaşkanlığı seçimleri arkasından kimseler Ahmedinejad’la selam alıp vermezken; İran Devlet Başkanı’nı “Yeşil İsyan”a karşın tebrik eden ve canla başla kutlayan ilk hükümet, AKP hükümeti olmuştu… Şimdi eski çamlar bardak oldu… O köprülerin altından çok su aktı derseniz… Fazla geri gitmeden, geçtiğimiz yıla dönüp bakalım… Daha geçen yıl başında AhmedinejadErdoğan ikilisi arasından su sızmıyordu. Erdoğan, Ahmedinejad’dan her vesileyle “Kardeşim!” diye söz ediyordu…. Tahran’da da; Ankara’nın emperyalistlere ve İsrail’e karşı “direniş cephesinde” yer almasından dem vuruyordu… Ne olduysa “Şamgen”in yengen olmasıyla oldu… İlişkiler Suriye isyanın çıktığı 2011’in bahar aylarından itibaren kademe kademe soğumaya başladı… “Arap Baharı” kalkışmaları, Ortadoğu’daki “SünniŞii” kamplaşmasını hızlandırırken; Suriye üzerinde oynanan AnkaraTahran satrancı, ilişkilerin her geçen gün biraz daha gerilmesine yol açtı… Karşılıklı “aba altından sopa göstermeler” ve “hakaretleşmeye” varan zıtlaşmanın kökeninde, iki tarafın da son zamanlara dek “gülücükler arkasına” saklamaya çalıştığı şiddetli “bölgesel güç” olma rekabeti var. Geçen şubatta yaptığım “Saldırıyaptırım kıskacında İran” dizisinde de özetlemeye çalışmıştım: İran, büyük Ortadoğu’nun rakipsiz tek egemen gücü olmak istiyor. Sorun Batı için İran’ın nükleer silah yapımını denetlemenin bu yüzden çok ötesine geçiyor. Sadece Tahran’ın atom bombası değil, asıl İran’ın “büyük Ortadoğu”nun “tek egemen gücü” olması engellenmek isteniyor… Bu bağlamda “Suriye”, jeostratejik dengelerde, Tahran için neredeyse “nükleer kart” denli önemli bir öncelik taşıyor. Hal böyleyken bu denklemde Tahran karşısına en can alıcı rakibi Türkiye’nin çıkmasını hazmedemiyor. Baştan beri Ankara’yı Suriye konusunda olması gerektiğinden daha çok “açık taraf” olmaya (ve yanlış yapmaya!) iten dinamik, işte iki ülke arasında özetlemeye çalıştığım bahsin çıtasının böylesine yükselmesi oldu. Türkiye, Suriye üzerinden görülen bu hesapta kartlarını, Esad’ın gideceği beklentisi üzerine oynadı… Ne var ki, kanlı Suriye isyanı ilk yılını arkada bırakırken Esad’ın gidici değil, kalıcı olduğu anlaşıldı. Dünyanın gözü önünde Suriyeli muhaliflere aylardır arka çıkan Ankara’ya, Tahran’ın durup durup şimdi bu zamanlamayla sertleşmesinin nedeni bu… Esad’ın kalması Ankara’yı açıkça kontrpiyede bırakacak bir gelişme olduğundan, Tahran’ın eli güçleniyor. Ahmedinejad’ın Erdoğan’dan önce İran’ın başkentinde “Esad’ın özel temsilcisi Faysal Mikdad’ı” kabul etmesinin de anlamı bu…. Önümüzdeki dönem bakalım daha neler gösterecek? Ö Kuzey Birliği’nde fırtına koptu ASLI KAYABAL yapılması” çağrısında bulundu. pler eşi Manuela’daydı’ MİLANO Berlusconi hükümetinin ortağı Kuzey Birliği Partisi Kuzey Birliği Partisi’nin sekreterlerinden biri ise savcılığa verdiği (Lega) lideri Umberto Bossi parti ifadede 2004 yılından bu yana partiiçinde patlak veren bir skandalın nin hazinesinde Umberto Bossi’nin ardından görevinden istifa etti. eşi Manuela Bossi ile sendika yöBossi’yi görevini bırakmaya zorlaneticisi Rosi Mauro’nun söz sahibi yan skandal, Kuzey olduğunu iddia ederken Birliği kasasından çeUmberto Bossi ile siyakilen 200 bin Avro’nun set yaşamına babasının Bossi ailesine aktarılisteğiyle giren “Alabadığı, bu paranın bir bölık” lakaplı oğlu Renzo lümünün Bossi’nin aiBossi, bu iddiaları redlesiyle yaşadığı konudetti. Ancak Kuzey Birtun restorasyon işleri liği’nin çatısı altında için kullanıldığı, geri gitgide büyüyen skandal kalan bölümünün de karşısında, Lega’nın Partinin kasasını çocuklarına aktarıldığı kurucusu ve tarihi lideboşaltmakla suçlanan ri Umberto Bossi, öniddiasıyla patladı. Bir Bossi, mücadeleye ceki gün aldığı kararla başka iddiaya göre devam edecek. Kuzey Birliği’nin yö200/300 bin Avro tutaneticiliğinden istifa etrındaki para ise Padaniali Rosi ti. Bossi istifasını verirken “yanlış Mauro’nun yönetimindeki Sinpa adım atan öder, soyadının çok da sendikasına transfer edildi. Kuzey önemi yok” demekle yetindi. La Birliği Partisi’nde fırtına koparan Repubblica gazetesinde dün yer veiddiaların siyasi gündeme oturmarilen söyleşisinde Bossi, “Oyuna sıyla savcılıkça yürütülen soruşturgeldim ama yenilmedim. Mücadema, kamu kaynaklarından Lega’ya leye devam edeceğim. Beni hedef aktarılan bütçelerin siyasi amaçların almak için aileme saldırılıyor. Bu dışında kullanıldığını ortaya koydu. çok garip bir hikâye” dedi. Bossi, Şüpheler kara para akladığı öne sü“Benim eşim öğretmen. Ne işi var rülen Lega’nın hazine sorumlusu Lega’nın kasasıyla? Burada bir Francesco Belsito üzerinde yoğunkomplo kokusu var, başkası olsa laşırken Lega milletvekili ve Beristifasını vermezdi. Ben veriyorum ama mücadelem devam edelusconi hükümetinin İçişleri Bakanı cek” diye tepkisini dile getirdi. Roberto Maroni “Acil temizlik ‘İ Savaş uçağı evlerin üstüne düştü ABD’nin doğusundaki Virginia eyaletinde, bir F18 avcı uçağının evlerin üzerine düştüğü bildirildi. Amerikan Deniz Piyade Kuvvetleri’nden yapılan açıklamada, savaş uçağının iki kişilik mürettebatının kendisini fırlatarak kurtulduğu belirtildi. Pilotların can kaybını önlemek için uçağın yakıtını boşalttıkları, binaların çatılarında uçak yakıtına rastlandığı kaydedildi. Amerikan CNN televizyonu da savaş uçağının düşmesi sonucu yerde bir kişinin alevlerin yarattığı dumandan etkilendiğini ve hastaneye kaldırıldığını duyururken, görüntülerde en az 4 binanın alevler içinde olduğu dikkat çekti. Olayın ardından çıkan yangının kontrol alındığı bildirildi. (REUTERS) Egemen güç olma rekabeti ‘Ölüm taciri’ne 25 yıl hapis Dış Haberler Servisi “Ölüm taciri” olarak tanınan ve PKK dahil birçok terör örgütüne silah satmakla suçlanan Rus silah kaçakçısı Victor Bout, ABD’de 25 yıla mahkum edildi. Manhattan Bölge Mahkemesi Yargıcı Shira Scheindlin, savcılığın terör ve silah kaçakçılığı suçlarından ömür boyu hapis talebine rağmen, Bout’un Amerikalılara zarar vermeyi planladığı yolunda bir kanıt bulunmadığını, bu nedenle Bout’a öngörülen asgari cezayı verdiklerini söyledi. Dikta rejimlerini silahlandırması sebebiyle “ölüm taciri” denilen 45 yaşındaki Bout, 4 yıl önce Tayland’da yakalanmış, 2010’un sonralarında Rusya’nın kendisine iade çabalarına karşın ABD’ye teslim edilmişti. Hikâyesi 2005 tarihli “Lord of War” (Savaş Tanrısı) filmine esin kaynağı olan Bout, Mart 2008’de, Bangkok’daki bir otelde, kendilerini Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) üyesi alıcılar olarak tanıtan ABD ajanlarının kurduğu tuzakla yakalanmıştı. Bout, Liberya’nın eski Devlet Daşkanı Charles Taylor, Kongolu isyancılar, Muammer Kaddafi ile 11 Eylül saldırılarının öncesine kadar Taliban ve El Kaide militanlarına silah, hatta savaş uçakları satmakla suçlanıyor. İSTA NBU L CU MOK ÇAĞ RISI 8 NİSAN 2012 PAZAR Saat: 10.00 Konuğumuz Sabih Kanadoğlu Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı TC Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nden aldığım öğrenci kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Hatice Ece Başar 005636 no’lu sarı basın kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Ali Hasdemir Türkiye’de Hukukun Durumu Yer: ADEN OTELİ KADIKÖY TEL: 0535 793 44 14 0535 815 62 47 0532 236 85 90 LÜTFEN YERİNİZİ AYIRTINIZ ww w .c umo k. org C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle