Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop B Samsun B Trabzon PB Giresun PB Y Ankara 21 22 24 20 21 21 25 23 20 21 19 20 22 Eskişehir Konya Sivas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB Y B Y PB PB PB PB B B B 21 22 22 20 25 23 23 27 22 22 16 13 16 Oslo PB Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin PB Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y HABERLER 9 6 4 12 11 12 12 16 10 15 15 13 14 Belgrad Y 18 Sofya Y 17 Roma Y 16 Atina PB 21 Zürih Y 9 Moskova PB 10 Aşkabat B 30 Taşkent B 27 Baku Y 19 Bişkek Y 23 Tiflis B 20 Kahire B 34 Şam B 27 Marmara, Ege, Orta Karadeniz ve Çorum, Kastamonu ve Amasya çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçmesi bekleniyor. Yağışların; Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Manisa ve Antalya’nın batı kesimlerinde kuvvetli gök gürültülü sağanak şeklinde olması bekleniyor. Hava sıcaklığındaki artış nedeniyle ülkemizin yüksek kesimleri ile doğu bölgelerinde kar erimeleri bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK GÖZYAŞLARI SEL OLDU GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ? Baştarafı 1. Sayfada olarak, tehdidi orada değil… irticada tehdit görenlerde ararlar. 28 Şubat’ta irtica tehdit olarak algılanıyordu. Şimdi tehdit algısı irticada tehdit görenlere kaydı, bugün de bunlar oluyor” diyor. Bu tanı gerçeklere cuk oturuyor. ??? Genel yargı işbaşında... Demokrasinin darbelerden temizlendiğine vurgu yapılır; örneğin 12 Eylül’ün iki liderinden hesap sorulurken, ne savcılık, ne medya, ne de hukukçular; Türkiye’yi 12 Eylül darbesine sürükleyen olaylardan söz ediyor. Nasıl geldik 12 Eylül’e diye soran yok! Bugün de 28 Şubat’a nasıl gelindiğini içeren, irdeleyen süreçten söz edene rastlanmıyor. Askerler müthiş senarist olmalı. Yazılarını okuduğumuz yazarlar 28 Şubat öncesi olayların hemen hepsini, 28 Şubat’ı gerçekleştirmek için askerlerin tezgâhladığını yazıp, söylüyorlar... Askerlerin psikolojik baskı yaparak 28 Şubat’a zemin oluşturduğunu öne sürüyorlar. Ama kafa karıştıran başka bir özelliği var 28 Şubat’ın. Pekâlâ! Askerler demokrasinin tekerleğine taş koyacaktı. Sincan’da tankların yürüyüşünün “demokrasiye balans ayarı” diye nitelenmesi, darbenin açık seçik kanıtı! İyi de; 28 Şubat’a toplum olarak cümbür cemaat, aynı ağzı kullanarak, aynı hedefi çağrıştırarak gelinmedi mi? Yanıt hazır: Askerler korkuttu. Toplumun bütün kesimleri boyun eğdi. Raftan indirilen bu yalancı dolmaları yutan yutana!.. “Halkın aklıseliminin yanılmazlığından” dem vuran, ne ki halk dalkavukluğuna sevdalı doğamız, demokrasimizin darbelerle yüzleştiğinin yanı sıra… …nedense halkımızın da demokrasiyle yüzleştiğini söyleyemiyor. ??? 28 Şubat nasıl bir darbe? 28 Şubat, diğer müdahalelerde olduğu gibi yönetime el koymadı. Anayasal kurumlar zemininde yürüdü, yürütüldü. 28 Şubat kararları, askerlerin sivillerin birlikte olduğu Milli Güvenlik Kurulu’nda ittifakla alındı. Sonradan zorla imzaladı diye korunan, 28 Şubat zeminini oluşturan başlıca faktör Başbakan Erbakan ile içlerinde bugün Çankaya’daki AKP’linin (adı Abdullah Gül) bütün bakanların onayı ile yürürlüğe girdi. Erbakan hükümeti 28 Şubat’tan sonra haziran ayına dek işbaşında kaldı. Komutanları emekliye sevk edecek konumda olan Başbakan’ın kılı kıpırdamadı. Cumhurbaşkanı Demirel’in, demokrasiyi tehlikeye atan hükümet ve partisel girişimlerine, sözlü ve yazılı uyarılarına kulak asmadı Erbakan. Bu nedenlerle Demirel, 28 Şubat’ı, “Anayasa içinde yaşanan bir süreç” diye tanımlıyor. ??? Şayet 28 Şubat davasında tanıkların dinlenmesine gereksinilirse… baş tanık mutlaka RTE olmalı. Nedenini, unutulmayan bir sözü açıklıyor. RTE, 2002’lerde AKP’yi kurarken, “28 Şubat’tan ders aldık” dedi. Milli Görüş’ü terk ettiğine göre, 28 Şubat’tan aldığı dersler nedir, açıklamalı. Böylece Erbakan ve partisinin, RTE’ye ders olan, 28 Şubat’ın gerçekleşmesine neden icraatı açığa çıkmalı. Evet, açığa çıkmalı, çünkü; RTE’nin aldığı dersler Erbakan’ın izlediği ve ülkeyi 28 Şubat’a getiren koşulların tersini içeriyor. Örneğin; RTE’nin izlediği şu politikalar Erbakan’ın asla izlemeyi düşünmediği politikalar: İrticanın varlığını kanıtlayan davranışlardan uzak durmak, laikliği savunur görünmek, Doğu’ya değil, AB’ye yanaşarak Batı’ya yönelmek, Erbakan gibi ABD’ye karşı görünmemek, Ortadoğu Ortak Pazarı gibi olumsuz girişimleri desteklememek, Amerika’nın politikası neyse, o yörüngede gitmek! Bu örnekler Erbakan’ın 28 Şubat’ın hazırlanmasındaki rolünü kanıtlamaya yeterli olabilir. Tabii sivil darbenin ürünü postmodern yargının hükümran olduğu bu süreçte adaletin terazisi suçlananların aleyhine yan yatmazsa!.. Şehitler uğurlandı BARIŞ YAMAN / ÖMER ŞAN KONYA / RİZE Şırnak’ın Uludere ilçesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit düşen 2 uzman çavuş Konya ve Rize’de son yolculuklarına uğurlandı. Uzman Çavuş Bayram Tekin’in cenazesi ilk olarak Konya Mengene Mahallesi’nde Türk bayraklarıyla donatılan baba evine getirilerek helallik alındı. Şehidin eşi Gülay Tekin, eşinin aslanlar gibi çarpışarak şehit olduğunu belirterek “Bir Bayram gider başka Bayramlar gelir. Eşim geride aslanlar gibi bir evlat bıraktı. Eşimin istediği gibi dimdik ayaktayım. Gözümde bir damla yok. Kimseyi güldürmeyeceğim, gururluyum. Vatan sağ olsun” diye konuştu. Tekin, yakınlarının da ağlamaması için uyarılarda bulundu. Şehidin annesi Fadime Tekin ise “Ben şehit annesiyim, gururluyum. Vatan sağ olsun” dedi. Daha sonra Şehit Bayram Tekin’in cenazesi Mürşit Pınar Camisi’ne götürüldü. Cenazeye katılan yurttaşlar terörü lanetleyen sloganlar attı. Tekin’in cenazesi Konya Şehitliği’nde toprağa verildi. Tekin’in eşi ve çocuğu teröre lanet okudu. Kesimal Rize’de toprağa verildi. Aynı saldırıda şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Caner Kesimal için Rize’nin Ardeşen ilçesi Merkez Camisi’nde tören düzenlendi. Cenaze töreni öncesi tabutun önünde bekleyen anne Havva Kesimal, baygınlık geçirdi. Kesimal’a sağlık görevlileri müdahale etti. Şehidin eşi Azize Kesimal, tabutun cenaze aracına konulduğu sırada, “Bir göğsünden, bir ayağından kurşun yedin. Seni vuranlar da öyle vurulsun, ölsün. Hani beraber gelecektik, tek geldin? Seni yakanları da Allah yaksın, kanını yerde bırakmasınlar” diyerek ağıt yaktı. Şehidin naaşı ilçeye bağlı Şenyuva köyündeki aile mezarlığında toprağa verildi. Şehidin bir süre önce sosyal paylaşım sitesine yazdığı “Ben ölürsem ne olur biliyor musun? Herkes unutur, bir tek annem hatırlar” sözleri yürekleri burktu. Fenerbahçeli futbolcu Serdar Kesimal’ın da akrabası olan şehidin vasiyeti üzerine Rize’de toprağa verildiği bildirildi. TERÖRİSTLER YOL KESTİ: 1 ASTSUBAY YARALI KARS / MERSİN (Cumhuriyet) Kars’ın Kağızman ilçesine 24 kilometre uzaklıktaki Demirkapı mevkisinde karayolunu taşla kapatan teröristler durdurdukları TIR, kamyon ve minibüsleri uzun namlulu silahlarla taradılar. Tavan kısmına 3 kurşun isabet eden TIR ile minibüs sürücüleri, Kağızman’a doğru kaçarak İlçe Jandarma Komutanlığı’na olayı bildirdi. Özel Harekât timleri ve jandarma bölgede geniş çaplı arama tarama çalışması başlattı. Güvenlik güçleri, 1012 kişi oldukları belirlenen teröristlerle Demirkapı ile Değir Mersin’i kana bulayacaklardı mendere köyü arasında Kavaklık mevkisinde sıcak temas sağladı. Çıkan çatışmada Jandarma Astsubay Fatih Yavuz, ayağından yaralandı. Mersin’de ise Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Tarsus ilçesinin Barbaros, Bağlar, Gazipaşa, Fahrettinpaşa ve Şahin mahallelerinde belirlenen adreslere eşzamanlı baskın yaptı. 10 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin, Mersin’de bombalı eylem hazırlığı içinde olduğu öne sürüldü. Evren’e işkenceden SORUŞTURMA Savcı Murat Demir, 12 Eylül işkence soruşturmasını derinleştirdi. Ünlü işkence merkezleri Mamak Cezaevi ile DAL’ın yetkilileri araştırılıyor. Soruşturma insanlığa karşı suç işlemekten yürütülüyor ALİCAN ULUDAĞ Sanki birbirine hiç benzemeyen iki farklı ülkedeki iki farklı dava gibi. İleride, bu dönem hukukun nasıl işlediği bir araştırma konusu yapılacak olursa, çok çaba harcamaya gerek yok; bu iki dava karşılaştırılsın yeter. Eğer bu davalardan biri “hukuki” ise ötekine ne ad verilir bilmiyorum. Artık Türkiye’de hukuk “çoktan seçmeli” hale geldi; her davaya göre ayrı bir çeşidi! ??? Deniz Feneri davasının üç ana ayağı var: Almanya’daki yargılama, Türkiye’de iddianameyi hazırlayan savcıların başına gelenler, Ankara’daki yargılamama! Almanya’daki soruşturma 2006 yılında başlatıldı. “Deniz Feneri e.V.” adıyla açılan dava, bu ülkede “yüzyılın bağış yolsuzluğu” olarak anıldı. Nisan 2007’de başlayan dava 1 yıl içinde sonuçlandı. Sanıklardan Mehmet Gürhan 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş 1 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Davanın savcısı Lötz’ün son sözü şu oldu: “Asıl failler Türkiye’de.” Böylece davanın Almanya’daki ayağının “başlatılan soruşturma kapsamındaki bölümü” tamamlandı. Deniz Feneri’nin Türkiye’deki ayağı için soruşturma başlatan savcılar Nadi Türkaslan, Abdülvahap Yaren ve Mehmet Tamöz 8 Eylül 2008’den itibaren 3.5 yıl süreyle görev yaptı. Bu zaman diliminde Deniz Feneri’yle bağlantılı olduğu iddia edilen çeşitli yerlere operasyonlar düzenlendi. Temmuz 2011’de Zekeriya Karaman, Zahid Akman, İsmail Karahan, İzzet Kurum, Ali Solak, Harun Kapuyoldaş, Muzaffer Şafak tutuklandı. Sen misin tutuklatan! Soruşturmayı yürüten üç savcı hakkında “evrakta tahrifat” suçlamasıyla soruşturma açıldı, görevden alındılar. Haklarında 11 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 4 Mayıs’ta yargılama başlayacak. Üç savcıdan görevi devralan iki savcı Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş soruşturmanın seyrini, suç vasfını değiştirdi, “örgüt yok, dolandırıcılık yok, sadece evrakta sahtecilik ve güveni kötüye kullanma var” dedi. Bunlara karşılık gelen suç da yıllar değil, aylarla sınırlı. Zaten tutuklular, “çok yattıkları” gerekçesiyle 34 ay sonra serbest bırakılmıştı. Üç ayağın seyri bu... Yargılama sürdüğü, daha doğrusu başlatılmadığı için soruşturma kapsamındaki herkesin şu aşamada masum kabul edilmesi gerekir. Tutuksuz yargılama bizim de her dava için benimsediğimiz bir ilkedir. Ancak yukarıdaki seyri Silivri ile karşılaştırınca, başta söylediğimiz gibi, “Bu işte bir terslik var” demeden edemiyoruz. ??? Deniz Feneri’nde sanıklara ağır suçlamalar yönelten savcılar hakkında dava açılıyor, Silivri’de sanıkları savunmaya çalışan avukatlar hakkında dava açılıyor. Deniz Feneri’nde 34 ay tutukluluk çok sayılıyor, Silivri’de 34 yıl tutukluluk normal sayılıyor. Deniz Feneri’nde başlangıçta var olduğu iddia edilen “örgüt” dördüncü yılda yok oluyor, Silivri’de varlığı kanıtlanamayan örgüt yıllardır ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Deniz Feneri’nde soruşturma ilerledikçe dosyalar küçülüyor, Silivri’de her dosyadan 45 yeni dosya çıkarılıyor. Deniz Feneri’nde masumiyet karinesi var, Silivri’de mahkumiyet karinesi. Deniz Feneri’nde özgür yargılama esas, Silivri’de tutuklu yargılama. Ne diyelim? Türkiye’de yasalar önünde herkes eşittir ama, yasalar herkese eşit uygulanmaz! ZİRVE KATLİAMI KURBANININ EŞİ ‘Sanıkları affettim, onlar kandırılmış’ SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Malatya’da 18 Nisan 2007’de meydana gelen Zirve Yayınevi katliamında öldürülen Tilman Ekkehart Geske’nin eşi Suzanna Geske, Türk vatandaşı olmak istediğini açıkladı. Dava sürecini yakından takip ettiğini kaydeden Geske, “Dava ne kadar sürerse sürsün ben çok sabırlıyım, ama sonuç iyi olsun. Önemli olan azmettiricilerin ortaya çıkarılması” dedi. Geske, cinayetin sanıklarını bütün kalbiyle affettiğini belirterek “Çünkü biliyorum onlar bilmeden yaptılar, belki de halen ne yaptıklarının farkında değildirler. Onlar kandırılmış. Onlara karşı hiçbir nefretim yok. Onların düşündüğü kişiler yok ortada, onlar bir hayal kurmuşlar. Hayali bir düşman yaratmışlar” dedi. ANKARA Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir, 12 Eylül döneminde yapılan işkenceleri, “işkence, eziyet veya köleleştirme yoluyla insanlığa karşı suç işlemek” kapsamında yürütme kararı aldı. Böylece, soruşturmanın zamanaşımından düşmesinin önüne de geçilecek. 12 Eylül döneminin Ankara’daki ünlü işkence merkezlerinden olan Mamak Askeri Cezaevi ile Ankara Emniyeti DAL (Derin Araştırma Laboratuvarı) Grubu’nda işkence yapanları araştıran savcılık, soruşturmaya Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’yı da “şüpheli” olarak dahil etti. Demir, öncelikle işkencenin mağdurlarını dinlemek için Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde özel bir ekip kurdu. Bu özel ekip, işkence iddialarıyla ilgili yapılan 40 suç duyurusu dilekçesinde isimleri yer alan, yaklaşık 120 mağdurun ifadesine başvuracak. Ankara dışında yaşayanların ifadesi ise talimatla alınacak. İfadeler doğrultusunda, Ma C MY B C MY B Y mak Askeri Cezaevleri ve Ankara Emniyeti DAL Grubu’nda göevrimci 78’liler Federasyonu, 12 Eyrevli polis, asker ve garlül döneminde Mamak Askeri Cezadiyanların isimleri de evi Müdürü olan Raci Tetik ile diğer araştırılıyor. Bu kapyetkililerin tutuklanmasını istedi. Fedesamda, mağdurların ifarasyonun avukatı İlyas Danyeli, savcılığa delerinde verecekleri iş verdiği dilekçede “Raci Tetik, bu görevde kenceci kişiler ile Dev bulunduğu dönem içinde askeri cezaevirimci 78’liler Federas ne getirilen tutukluları yaptığı işkence ve yonu’nun savcılığa ver her türlü kötü muamele, tehdit, cinayet, diği listedeki isimler so görevi kötüye kullanma vesair insanlık ruşturmaya dahil edi suçlarını işlemiştir. Sanığın birlikte görev lecek. Savcılık, daha yaptığı suç ortaklarından birinin eşi, fesonra Mamak Ceza derasyonumuza müracaatla hem Tetik’in de bu sanıkla birlikte aynı suçu işleevi’nde 12 Eylül döne hem yen eşinin irtibat halinde olduklarını, daminde görev alanların va açılırsa nasıl ifade vermeleri gerekeceği isimlerini Genelkurmay konusunda görüştüklerini, yurtdışına kaçBaşkanlığı’ndan, DAL mayı planladıklarını anlatmıştır. HaklaGrubu’ndakilerin adla rında tutuklama kararı verilmelidir” dedi. rını ise Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden isteyecek ve DAL’da komiser rütbesiyle gökendisine suçlama yöneltilenler rev yapıyordu. 12 Eylül soruşturması kapsamında özel yetkili ifadeye çağrılacak. savcılığa ifade veren birçok kişi, azıcıoğlu DAL’daydı DAL’da gördükleri işkenceler 12 Eylül döneminde “siyasi dolayısıyla Kemal Yazıcıoğlu şube” olarak bilinen DAL’ın ve ekibinden şikâyetçi olmuştu. yetkilileri arasında eski Emniyet Mağdurlar, “Nazi toplama Müdürü Kemal Yazıcıoğlu da kampına” benzettikleri Mabulunuyordu. Yazıcıoğlu, mak Askeri Cezeaevi’nde ya ‘TETİK TUTUKLANSIN’ D pılan işkenceler konusunda ise başta Cezaevi Müdürü Raci Tetik’i suçlamıştı. Tetik’in şu ana kadar nerede yaşadığı bilinmiyor. Öte yandan, diğer bazı illerdeki işkence soruşturmalarında zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararları verilirken, savcı Demir bu sorunu Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 77. maddesiyle çözecek. Soruşturmanın “İnsanlığa karşı suçlar”ı düzenleyen TCY’nin 77. maddesi kapsamında yürütüldüğü öğrenildi. Özellikle TCY’nin 77. maddesinin “işkence, eziyet veya köleleştirme” fıkrasının uygulanacağı öğrenildi. 12 Eylül davasına bakan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, cezaevlerinde yapılan sistematik işkenceler nedeniyle Evren ve Şahinkaya hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcı Demir, bu suç duyurusu henüz kendisine ulaşmadan, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’yı da şüpheli olarak soruşturmasına dahil etti. İlerleyen günlerde iki ismin ifadesinin alınması gündeme gelecek. Savcı çeteyi çökertti SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Özden Doğan’a gelen ihbar üzerine Malatya, İstanbul, Diyarbakır ve Mersin’de eşzamanlı yapılan operasyonda, aralarında avukat ve okul müdürünün de bulunduğu 30 kişi gözaltına alındı. Zanlılarla birlikte bin 801 ecstasy hap, 19 kilo 842 gram esrar da ele geçirdi. “Suç örgütü kurarak uyuşturucu ticareti yaptıkları” iddia edilen şüphelilerin iş adamlarını kadınlarla tuzağa düşürdükleri öne sürüldü. Deniz fenerli kravat ANKARA (ANKA) Deniz Feneri davasında ilk soruşturmayı yürüten savcıların dosyadan el çektirilmesini protesto etmek amacıyla uzun bir süredir TBMM’de minyatür deniz feneriyle dolaşan CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, son günlerde de özel yaptırdığı ve üzerinde deniz feneri figürü olan kravat takmaya başladı. 150 tane deniz fenerli kravat yaptırdığını söyleyen Genç, haftaya yapılacak grup toplantısında kravatları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekillerine armağan edecek.