25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2012 CUMA 4 HABERLER KESK’lileri TBMM’ye yürütmeyen polis; cop, gaz bombası ve tazyikli suyla emekçileri dağıttı Amaç Ne? 3 Mart 1924 günü TBMM’ye üç önerge birden sunuluyordu. Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşı tarafından imzalanan birinci önerge hilafetin kaldırılmasına, ikincisi Şeri’ye ve Evkaf Vekâleti ve Erkanı Harbiye vekâletlerinin kaldırılmasını, üçüncüsü ise öğretimin birleştirilmesini (tevhidi tedrisat) amaçlıyordu. 3 Mart 1924 Cumhuriyet tarihinin en önemli günlerinden biridir. Laikliğin en büyük dönemeci, günkü Tevhidi Tedrisat Kanunu’dur. Tevhidi Tedrisat Yasası ile amaçlanan eğitimin laik çatı altında toplanması ve kalitesinin arttırılmasıydı. Her yerde geçerli kuraldır, laikliğin en can alıcı noktası laik eğitimdir. Laik Cumhuriyetin kurucuları kadar, karşıtları ve yıkıcıları da bu gerçeğin farkına varmışlar, bütün siyasal faaliyetlerinin odağına, eğitimin birleştirilmesini önce ortadan kaldırmayı sonra da, eğitimi laik çatıdan çıkarıp, dinsel eğitim altına toplamayı öngören girişimleri oturtmuşlardır. Bu çabalar kimi dönemlerde, son derece de keskin bir kasti bir laiklik karşıtlığı içinde, bilinçle, kimi dönemlerde ise, “Aman halk bizi din karşıtı sanmasın” kaygısı ve aymazlığı içinde sürdürülmüştür. ??? Her ikisi de laik Cumhuriyetin yerine eğitimini ve toplumsal düzenlemelerini din temeline dayandıran dinci bir yönetimi egemen kılma sonucuna hizmet ettiği için, sonuç olarak, kasıt ile aymazlığın birbirlerinden farkları yoktur. CHP’nin belirli dönemleri, DP, AP, ANAP, DYP ile Milli Görüş’ün ürünü partiler ya aymazlıkla ya da kasıtla İslamcı AKP’ye giden yolun taşlarını döşemişlerdir. AKP’nin TBMM’den büyük bir aceleyle geçirmeye çalıştığı 4+4+4 yasasının amacı, laik eğitime öldürücü son darbeyi indirmektir. Nitekim kimliği ve özellikleri herkesçe malum Mümtaz’er Türköne’nin şu sözleri bu amacı açıkça itiraf ediyor: Bu reformun amacı din eğitimidir, kaliteyle ilgisi yoktur. Kemal Kılıçdaroğlu ise, Tandoğan Meydanı’ndaki PM toplantısında haykırıyordu: Bu düzenleme eğitimin kalitesini düşürür. Yoksulun eşit yarışmasını engeller. Eğitimin kalitesinin yükseltilmesi, yoksul Türk çocuklarının dünya ile yarışacak olanaklara kavuşması, laik Cumhuriyetin kaygısıydı, dinci AKP’nin değil. Laik Cumhuriyet çağdaş uygarlık düzeyine erişmeyi amaçlıyordu, eğitimde reforma onun da ötesinde devrime ihtiyacı vardı. AKP’nin “uyumlu İslam” rejiminin çağdaş uygarlık gibi kaygıları, bilim teknoloji üretmek gibi çabaları yoktur. O kendisine yüklenen misyon ile sınırlıdır. AKP Türkiyesi’ne hegemon güçlerin yüklediği misyonun yerine getirilmesi için yeterlidir bu bon Pour l’Orient eğitim sistemi. ??? Laik Cumhuriyetin temel taşı aydınlanma ve eğitimdi, Aydınlanmanın ışığını köylere kadar yayma amacıyla Köy Enstitüleri kuruldu. Laik Cumhuriyetin karşıtları için aydınlanma ve eğitim, birer amaç değil, yolları üzerine dikilen ve herhalde bertaraf edilmesi gereken engellerdir. Bu tartışmada zaman zaman haksızlık ediyor ve AKP ile AKP kafalıları Osmanlı’ya benzetiyor ve onunla kıyaslamaya kalkıyoruz. Bu tarihimizi eksik ve yanlış bilmektir. Osmanlı’nın son yılları sürekli reformla, çağdaş uygarlığı yakalama çabalarıyla geçmiştir. Osmanlı şehzade ve halifeleri içinden sanat eserine ucube diye bakanlar değil, ressamlar çıkmıştır. Osmanlı’nın son döneminde iktidar heykel yıktırmamış, devlet resim heykel sergileri açtırmıştır. Osmanlı’nın son dönemi seküler girişimlere yönelinmiştir, taassuba değil. Osmanlı eğitiminde öğrencilerin hangi din ve etnik gruptan olursa olsun, ortak bir kimliğe sahip olunmasını amaçlamıştır, dinci mollalar yetiştirmeyi değil. Osmanlı son döneminde, yeniliğe ileriye yönelmiştir, geriye ümmetçiliğe değil. Bu gerçekleri bilelim de AKP’ye benzeterek Osmanlı’ya haksızlık etmeyelim! Kızılay zulüm meydanı MUSTAFA ÇAKIR / SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 4+4+4 düzenlemesi ile Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Tasarısı’nı protesto etmek için TBMM önüne yürüyüşüne izin vermeyen polis; gaz bombası, cop ve tazyikli suyla müdahale etti. Çok sayıda kişi yaralandı. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul’un dişleri kırıldı. KESK, bir kişinin de beyin kanaması geçirdiğini açıkladı. Gazi Mustafa Kemal (GMK) Bulvarı’nın Kızılay Meydanı çıkışında önceki gün sabah oturma eylemi başlatan KESK üyeleri geceyi de aynı yerde geçirdi. Sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum ve meslek örgütleri ile öğrencilerin de destek verdiği KESK üyeleri, dün sabah sloganlar eşliğinde eylemlerini sürdürdü. Polis, saat 10.00’da yaptığı anonsla KESK’lilere dağılmaları için bir saat süre verdi. Bu sırada emekçiler “çocuk gelinler, çocuk işçiler istemiyoruz; faşizme karşı omuz omuza; gerici, ırkçı eğitime hayır; direne direne kazanacağız; gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları attı. KESK Genel Başkanı Lami Özgen kamuoyunun kendilerine destek vermesinin AKP hükümetini rahatsız ettiğini belirterek, eylemlerini sonlandırmayacaklarını, öğleden sonraya kadar sürdüreceklerini söyledi. KESK’liler hep birlikte marşlar söyledi. Kızılay Meydanı çıkışında önceki gün sabah oturma eylemi başlatan KESK üyeleri geceyi de aynı yerde geçirdi. Emekçiler gece boyunca bazen yaktıkları ateşin başında, bazen de battaniyelerin altında soğuk havayla mücadele etmeye çalıştı. (Fotoğraf: AAMUAMMER TAN) ‘Çağdaş güvenlik mühendisliğinin emsalsiz örneği’ AKP’nin kesintili eğitim tasarısı ve sendikaların eylemine yapılan polis müdahalesi; İstanbul’da AKP Şişli ilçe örgütüne düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) ‘Mücadele sokakta sürecek’ ALİ AÇAR / CANAN COŞKUN olis şiddet için sabırsız Polis saat 11.00’de müdahaleye hazırlanırken CHP milletvekilleri Musa Çam ile Süleyman Çelebi geldi. Çelebi, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile görüştüklerini belirterek müdahale edilmemesini istedi. KESK Genel Başkanı Lami Özgen öğle saatlerinde yaptığı açıklamada, 4+4+4 düzenlemesi ile Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Tasarısı’na karşı görüşlerini TBMM önünde dile getirmek istediklerini, yürüyüş için izin verilmesini istedi. Özgen, TBMM önünde yapacakları açıklamanın ardından dağılacacaklarını belirtti. Polis ise TBMM’ye yürüyüşe izin verilmeyeceğini bildirdi. KESK yöneticileri ile polis arasında pazarlıklar başlarken BDP milletvekilleri Demir Çelik ile Halil Aksoy da geldi. Çelik ile Aksoy polisin yanına giderek yürüyüşe izin verilmesini istedi. Bu sırada milletvekilleri ile güvenlik şube müdürü arasında sert tartışmalar yaşandı. BDP’li Çelik, anayasaya dikkat çekerek yürüyüşe izin verilmesini, daha önce de TBMM önünde benzer eylemler yapıldığını söyledi. Bu arada KESK Genel Başkanı Özgen, kendilerine Meclis’e yürümek için güzergâh bildirilmesini, oradan yürüyeceklerini belirtti. Emniyet yetkilileri ise “Attığınız sloganlar belli, gideceksiniz Meclis’i de yıkacaksınız, yakacaksınız” dedi. Tartışmaların yaşandığı sırada CHP milletvekilleri Levent Gök, Kadir Gökmen Öğüt, Hüseyin P Valiliği, “başka illerden Ankara’ya gelerek değişik bölYasal işlem başlatıldı Ankara gelerde toplanan eylemcileri ayrı ayrı yerlerde enterne edip grupların buluşmalarına imkân vermeyerek 29 saat süre ile aralıksız ve soğukkanlılıkla grupların etrafında güvenlik tedbiri alarak suç işlenmesini önlemeye yönelik stres yönetiminin ve çağdaş güvenlik mühendisliğinin emsalsiz örneğini ortaya koyan” Ankara polisinin mevzuatta öngörülen tüm görevlerini yerine getirdiğini belirtti. Valilik, olaylardan ve doğabilecek zararlardan sorumlu olan eylemi organize edenler ile katılanlar hakkında gerekli yasal işlemlere başlandığını bildirdi. İSTANBUL Kamu Emekçileri Sendikaları Konfedarasyonu (KESK), kesintili eğitim tasarısına karşı Ankara’da düzenlenmek istenen mitinge polisin müdahalesini, İstanbul’da Şişli’de Cevahir Alışverişmerkezi’nden AKP Şişli ilçe örgütüne kadar yaptığı yürüyüşle protesto etti. Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi önünde dün öğlen saatlerinde bir araya gelen KESK üyeleri ve yurtseverler “Tüm engellemelere rağmen çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geleceğine sahip çıkmayı sürdüreceğiz”, “4+4+4 çocuk gelinler getirir”, “Kabakçı Mustafa’lar değil, Hezarfen Ahmet Çelebi’ler yetiştirelim”,“İleri demokrasi bu mu?” yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Eğitimciler, Ankara’daki kamu emekçileri ile birlikte eşzamanlı olarak Büyükdere Caddesi’ndeki AKP Şişli ilçe binasına doğru yürüyüşe geçti. AKP ilçe binası önüne gelindiğinde basın açıklamasını okuyan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Arzu Erdoğan, “Bu yasa geri çekilinceye kadar ‘durmak yok mücadeleye devam’ diyerek sokaklarda mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu. İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu ve siyasi partiler, 4+4+4 kademeli eğitim yasa tasarısını Taksim’de protesto etti. Tünel Meydanı’nda toplanan kalabalık grup, Taksim Meydanı’na yürüyüş düzenledi. Grup adına açıklama yapan İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, kesintili eğitim sisteminin ‘reform’ değil planlı bir ‘siyasi proje’ olduğunu söyledi. Aygün ile Aytuğ Atıcı da KESK’lilerin yanına geldi. Levent Gök, “zorbaca, diktatörce” yöntemlerle emekçilerin gösteri haklarının engellediğini belirtti. Gök ile güvenlik şube müdürü arasında da sert tartışmalar yaşandı. Şube müdürünün “TBMM’yi korumayacağız da nereyi koruyacağız, 5 bin, 10 bin kişiyle Meclis’in önünde eylem mi yaptıracağız?” sözleri üzerine Gök, “Siz cumhuriyeti, Atatürk’ü koruyacaksınız” dedi. Polislere “Siz AKP hükümetini korumaya çalışıyorsunuz” diyen Gök, yürüyüşe izin verilmesini istedi. Görüşmelerden bir sonuç elde edilemedi. Bunun üzerine KESK üyeleri 4+4+4 düzenlemesine dikkat çekmek için dörder adım atarak polis barikatına doğru yaklaşmaya başladı. Bu sırada polis aracından uyarı anonsu yapılırken, KESK üyeleri de sloganları atarak karşılık verdi. KESK üyeleri; polis barikatına yüklenirken panzerlerden su sıkılmaya başlandı. Ardı ardına gaz bombaları atıldı. Bu sırada bazı gruplar da polise taşla karşılık verdi. Polis; grupları Demirtepe, Maltepe, Tandoğan, İzmir Caddesi yönüne doğru kovalarkenara sokaklarda çatışma lar yaşandı. Kovalamaca Sıhhıye, Cebeci yönünde de devam etti. Polis ara sokaklarda cop da kullandı. Bazı kadınların coplandıkları gözlendi. Ara sokaklara gaz bombaları atıldı. Akşam saatlerinde de ODTÜ önünde bir basın açıklaması yapan 200 kişilik öğrenci grubu AKP İl Başkanlığı’na yürüyeceklerini belirtti. Yürüyüşe izin verilmemesi üzerine oturma eylemi başlatan öğrencilere polis müdahale etti. Öğrenciler de ellerine geçirdikleri taşları polise fırlattı. Olay devam ederken polis, öğrencileri dağıtmak için kampusun içine kadar girdi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ CHP’li milletvekilleri KESK eylemine abluka ve polis şiddetine tepki gösterdi ‘12 Eylül ruhu kol geziyor’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) İzmir şubelerinin Ankara’daki eyleme katılmalarının engellenmesi ve önceki gün sendika üyelerine polisin cop, biber gazı ve tazyikli suyla yaptığı saldırı tepkiyle karşılandı. Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi’nden yapılan açıklamada, son dönemde en çok gereksinim duyulan demokrasi ve ifade özgürlüğünün, bu saldırıyla bir kez daha engellendiği anımsatıldı. İzmir Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada da Ankara’da yaşananların “demokrasinin ilerlediği ve özgürlüklerin geliştiği savlarının gerçeklikten uzaklığının belgesi olduğu” belirtildi. Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi de “İktidar kendi statükosunu sağlamlaştırmak adına uygulamaya koymaya çalıştığı ‘4+4+4 Kesintili Eğitim Yasa Tasarısı’na karşı en ufak bir demokratik özgürlüğün kullanılmasına karşı durmaktadır” açıklaması yaptı. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da açıklamasında, ülkede 12 Eylül ruhunun kol gezdiğini vurguladı. ‘Bu rejim demokrasi değil’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, KESK eylemine abluka ve engellemeye tepki gösterirken “Türkiye’nin yönetildiği rejimin adı demokrasi değil” dedi. İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi de Emniyetin; seyahat şirketlerini tehdit ettiğini bildirdi. Türmen, dün parlamentoda CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ve İzmir Milletvekili Musa Çam’la birlikte düzenlediği basın toplantısında KESK’in 4+4+4 önerisiyle ilgili eylemi konusunda değerlendirmeler yaptı. Türmen, çıkan olayların iyi görülmesi ve teşhis edilmesi gerektiğini vurgularken “Türkiye’nin yönetildiği rejimin adı demokrasi değil. Temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını zor kullanarak engelleyen, muhalefeti komisyona sokmayan, sadece iktidar milletvekillerinin oylarıyla yasa teklifinin kabul edildiği bir rejimin adı demokrasi olamaz” dedi. Türmen, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemenin bildirime tabi olduğuna, izin gerektirmediğine dikkat çekerken “Ancak valilikler ‘izin vermiyorum, yasaklıyorum’ diyor. Bildirim yapılmamış olsa bile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı engellenemez. Bu konuda AİHM kararı var” görüşünü dile getirdi. Süleyman Çelebi de, “KESK’in eylemine katılmak isteyenlerin seyahat özgürlüğünün engellendiğini” söyledi. Çelebi, “Emniyet, seyahat şirketlerini tek tek arayarak, ‘giderseniz sizi terör örgütü kapsamına alırız’ demiştir. Bu kanıtlı, belgelidir. Cop, gaz, tazyikli su kullanılarak hak arama özgürlüğü ihlal edilmektedir. Sıkıyönetim koşullarını aratmayan uygulamalar söz konusu” dedi. Musa Çam da, “İktidar insanı bozar, üçüncü dönemde olan AKP iktidarının ne kadar bozulduğunu gösteriyor. Mussolini İtalyası’nı, Hitler Almanyası’nı ve Franco İspanyası’nı yaşıyoruz şu anda. Hem sokakta yaşıyoruz hem Meclis’te yaşıyoruz” diye konuştu. Rıza Türmen, Süleyman Çelebi ve Musa Çam; TBMM’de basın toplantısı düzenledi. (Fotoğraf:AAABDURRAHMAN ANTAKYALI) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle