23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürülmesinin üzerinden 40 yıl geçti Kızıldere kan akıyor HÜSEYİN ÖZKAHRAMAN En Büyük Canlı Yayın Sosyal medya büyük bir hızla hayatımıza girmiş durumda. Bir zamanlar cep telefonunun, internetin girdiği gibi... Cumhurbaşkanlarından sanatçılara, ilkokul öğrencilerinden yaşlı insanlara dünyanın her yerinden her konuda her an canlı iletişim halindeyiz artık... Televizyon programları, hatta ana haber bültenleri bile artık Twitter, Facebook adresi veriyor, izleyicinin anında eleştirilerini, sorularını, görüşlerini almaya çalışıyor. Üstelik artık geçmişteki gibi evde oturmak, bir büroda bulunmak gerekmiyor. Telefonla, tabletle herkes her yerden bağlanabiliyor bu, dünyanın en büyük canlı yayınına... Kimi zaman henüz televizyonların vermediği bir haberi anında öğrenebiliyorsunuz. Bir yerde henüz gazetecilerin ulaşamadığı bir anda olan olayı herhangi birinin yazdıklarından izliyorsunuz. Hatta fotoğraflarını görebiliyorsunuz. Son dedikoduları, haberleri, yeni çıkan şarkıları, filmleri, oyunları rahatlıkla izleyebiliyorsunuz. Televizyon programına sığdıramayacağınız kadar çok kişi aynı anda tartışabiliyor. Dünyanın herhangi bir yerinde merak ettiğiniz birine bile mesaj yazabilme ve kimi zaman cevap alma şansınız var. ??? Sosyal medyayla ilgili iki şey kafamı kurcalıyor. Biri, bu mecrayı kullananların sürekli bir şeyler yazma saplantısına kapılmaları... Örneğin bir tiyatro oyunu izlerken, bir konserde, sevgilisiyle yemek yerken hatta spor yaparken bile bir şeyler yazmaya çalışmaları... O oyunun, yaptığınız işin, izlediğiniz şeyin, okuduğunuz kitabın, yediğiniz yemeğin bile birileri izlemeden size keyif vermediği, herhangi bir şeye yoğunlaşamadığınız izlenimi alıyorum. İkincisi de, yaptığınız bir iş, ortaya koyduğunuz bir ürün hatta söylediğiniz bir söz veya paylaştığınız bir resim hakkında tanıdık tanımadık bunca insanın yorumlarına gerçekten gerek olup olmadığı... Çünkü çoğu zaman bu yorumlar insanın gevezelik ederken yaptığı gibi fazla düşünülmeden, o anda gösterilen tepkilerden oluşuyor. Ama galiba artık fazla düşünmeden her aklımıza geleni paylaştığımız bir dünyada yaşamaya başladığımızı kabul etmenin zamanı geldi. * Bir döneme adını kazıyan Mahir Çayan’ın öldürülüşünün 40. yılı. Kızıldere hâlâ kan akıyor ve kan ağlamaya devam ediyor. Onu yazmak, kısa hayatında yaşadıklarını, düşüncelerini paylaşmak, zekâsı ve öngörülerini onu tanımayan bugünkü gençliğe aktarabilmek çok zor. 30 Mart’ı gazete kupürlerinden okuyanlar ve radyo haberlerinden dinleyenler o günlerin acılarını bugün hâlâ içlerinde hissediyor. Bu katliamı unutturmaya çalışsalar da tıpkı Osmanlı zulmüne başkaldıran Pir Sultan gibi onlar da tarihin akışı içerisinde hep var olacak ve ezilen halkların devrimci mücadelesinde yaşamaya devam edeceklerdir. Öldürülüşlerinin 40. yılında, Mahir Çayan’ı anarken efsanevi kişiliğini, duygu ve düşüncelerini ve bıraktığı teorik mirası ve onu var eden koşulları bilmek gerekir. ORMAN MÜDÜRÜ: YOL VARSA AĞAÇ GİDER Top koşturan Mahir Kısaca hayatına değinecek olursak 1945 Samsun doğumlu Mahir, orta ve lise öğrenimini Haydarpaşa Lisesi’nde sürdürürken aynı zamanda Beşiktaş Spor Kulübü genç takımında futbol oynuyordu. Geçirdiği sakatlık sonucu dizinden ameliyat olan Çayan, bir daha top oynamamak üzere futbola veda etti ve o yıl takımı Türkiye şampiyonu oldu. Lise öğreniminden sonra kısa bir süre için İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam eden Mahir, ertesi yıl Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt yaptırdı. Özgürlükleri kısıtlayan, DP hükümetinin orduda görev yapan subaylar tarafından iktidardan uzaklaştırıldığı ve bugünkü anayasadan bile çok daha açık, geliştirici, insan odaklı bir anayasanın yapıldığı yıllardı (1961). Eskiye oranla, nispi demokratik ortamın sağladığı olanaklarla, kitap basmak, yabancı kaynaklardan çeviri yapmak suç olmaktan çıkarılıyordu. Gelişen bu özgürlük ortamında üniversite gençliği yeni fikirler öğrenirken yeni bilgilerle siyasal hayatın içinde kendilerini ifadelendirmeye çalıştılar. İleride Türk sosyalist hareketinin lokomotifi sayılacak TİP (1963) yeni kurulmuştu. Batı’dan esen sol rüzgâr, çığ gibi büyüyor, özgürlük düşüncesi de Türkiye öğrenci gençliğinin öznesi oluyordu. Bilinçlenme artıyor siyasal ve kültürel zenginlik çeşitleniyordu. Yeni ve aykırı söylemleriyle ilgi odağı olan TİP, süreci iyi yönetiyor, muhalif katmanlara ve aydınlara da kapılarını açıyordu. Dünyayı değiştirmek için... artışmalar bir yandan ulusal zeminde devrim anlayışı üzerinde (MDD, sosyalist devrim ) diğer yanda da uluslararası ölçekte de SSCB ve ÇKP temel tezleri üzerinde somutlaşıyordu. THKPC, THKO ve TİKKO böylesi bir sürecin ürünü oldular ve önder kadrolarının 72’de öldürülmesiyle de 73’te fiilen dağıldılar. 10 bin ağaç katledildi BOLU (Cumhuriyet) Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü, Göynük’ün Mudurnu ile Sakarya’nın Akyazı ilçesi arasındaki yol ile bağlantısını sağlayan 33 kilometrelik yolun yapım çalışmasına başladı. Yolun geçeceği güzergâh üzerinde 40 metrelik kamulaştırma yapılırken yolun 10 kilometrelik kesimindeki kesilecek olan ağaçlar için Bolu Orman Bölge Müdürlüğü’nden izin alındı. Göynük Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, 15 hektarlık alanda 2 bin 500 metreküp dikili ağacı damgalayarak kesimine izin verdi. Yaklaşık 200 köylü 3 aydır kesim yaparken orman muhafaza memurları da kesilen 10 bin ağacı kayıtlara aldı. Bolu Orman Bölge Müdürü Sırrı Köstereli, yol yapım için güzergâhta temizlik yapıldığını belirterek “Yol güzergâhı üzerinde ağaç kesilmesi çok normal. Yolun teknik kuralı var, nerden geçmesi gerekiyorsa üzerinde ev varsa ev yıkılır, ağaç varsa ağaç kesilir” dedi. T Cesedin çıkarılması sırasında Ökkeş Güçlü’nün yakınları sinir krizi geçirdi. Şuruplu bal reklamları durduruldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yapımlarında mısır şurubu kullanıldığı tespit edilen Balderesi, Bal Teknesi Ve Osmanlı Bal Evi markalı ürünlerin tanıtım ve reklamlarını durdurma kararı aldı. RTÜK’ten yapılan açıklamada, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 37/03/2012 tarih ve 7458 sayılı yazısı ile yürütülen denetim ve kontroller sonucunda medya organları vasıtasıyla satışı yapılan ürünlerin sağlık için tehlikeli madde riski barındırdığı hususunda şüpheli durumlar ve deliller tespit edildiği belirtildi. Markaların, şüpheyi oluşturan durumlar ortadan kalkana kadar, piyasa arzının durdurulmasına karar verildiği belirtilen açıklamada, bu üç markanın reklamlarını yayımlayan kuruluşlar hakkında işlem yapılacağı duyuruldu. Sol geleceği tasvir ediyor Gençliğin önderi olacak Mahir Çayan işte böylesi bir süreçte TİP’e katıldı. Bağımsızlık, özgürlük ve sosyalizm yolunda toplumsal bilincin yükselmesine çok ciddi katkılar veren gençlik, doğası gereği sınırlarını aşarak TİP’te sürdürdükleri siyasal çalışmalara ek olarak da öğrenci derneklerini kuruyorlardı. TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı) ve MTTB (Millli Türk Talebe Birliği) gibi derneklerin dışında ayrı iller ve okullarda sol fikirli öğrenciler tarafından kurulmuş derneklerde bir araya gelerek FKF’yi (Fikir Kulüpleri Federasyonu) oluşturdular. TİP üyesi ya da sempatizanı gençlerce kurulan FKF (1965), sol ve sosyalist düşüncelerin odağı oluyordu. Siyasal parti arenasında çalışma yapan TİP de ilk kez genel seçimlere katılacak (1965) 15 milletvekili ile TBMM’de yeni bir ses ve yeni bir renk olacaktı. Toplumsal gelişmelere duyarsız kalamayan işçi sınıfı içerisinde sınıf sendikacılığına inanan ve sendikal çalışmalarını da Türkİş bünyesinde sürdürmekte zorlanan bazı sendikalar da Türkİş’ten ayrılarak (1967) DİSK’i kurdular. Sivil toplum, hayatın zorunlu kıldığı her alanda örgütleniyordu. DP’nin devamı olduğunu söyleyen Süleyman Demirel yönetimindeki AP iktidarı toplumsal muhalefeti ezmek ve sindirmek amacıyla gerginliği körükleyerek saldırılarını arttırdı. Tarihi süreç ilerliyor, sol kendini sorguluyor, güncel hayatı ve geleceği yeniden tasvir ediyordu. 68’li yıllara gelindiğinde FKF’de farklılıklar görülmeye başlandı. Gelenekçiler ile devrimciler; parlamentarizme inananlar ile devrime inananlar tartışmasından bir grup tasfiye edilerek federasyon kendi içinde doğal önderini çıkararak dinamik bir yapıya kavuşacaktı. Böylece DevGenç’ in temelleri atılıyor, FKF, 1969’da Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu’na (DevGenç) dönüşüyordu. Karizmatik kişiliği ile Deniz Gezmiş, entelektüel ve politik öngörüleriyle Mahir Çayan DevGenç’in rotasını çiziyor, mücadele ivmesini daha da yukarılara taşıyordu. İşçi, öğretmen, köylü Akademik, demokratik, özerk üniversite mücadelesinde DevGenç artık tartışılmaz önderdi. Etkinliğini her gün daha fazla arttırıyor, öğrenciler arasında hayranlık ve sempati uyandırıyordu. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de daha önce mayalanmaya başlamış, yeni oluşumlar filizleniyor ve geçmişle ilgili önemli kopuşların yaşandığı bir döneme giriliyordu. Her alanda yaşanılan toplumsal muhalefet; boykotlar, işgaller, 6. Filo’ya karşı Dolmabahçe ve İzmir direnişleri, NATO’ya ve nükleer savaşlara karşı yapılan etkinlikler ve 1516 Haziran işçi yürüyüşleri ve grevler, Türk sosyalist hareketine damgasını vuracak bir süreci de başlatıyordu. Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar çok insan, genç, işçi, öğretmen ve memur, köylü, kentli birlikte yürüyor, kararlar alıyor, uyguluyor ve gerektiğinde ölüyordu. “Üretici Mitingleri”, “Doğu Mitingleri” işte bu 68 demekti. Nâzım’ın “Körler onu görmese de yıldızlar vardır” dizelerinde dediği gibi o kuşak, adeta yıldızlar gibiydi. Sosyalist hareketlerde teorikpolitik bilinç, asla durağan değildir. İdeolojik tartışmaların korkusuzca yürütülmesi de gereklidir. Bu da o akımlara düşünsel bir zenginlik katar. Değişik platformlarda gerçekleştirirler. İşte o dönem yayın hayatında yer alan, Yön, Türk Solu ve Ant gibi dergiler ideolojikpolitik görüşlerin sunum ve tartışılmasında, sosyalist harekete ciddi portföyler oluşturdular. * Eski CHP Bahçelievler İlçe Başkanı C MY B C MY B İşte bu özet,’6070’li yılların kısa bir tarihçesini verse de, Deniz Gezmiş kadar o döneme damgasını vuracak bir diğer kişi de hiç şüphe yok ki Mahir Çayan olacaktır. Onu belki de diğerlerinden ayrı kılan düşünceleri ve teorik tespitleriydi. Mahir Çayan’ın kendi ifadesiyle, “Biz Marksizmi entelektüel bir gevezelik ve dünya devrimci hareketinin trafik polisliğini yapmak için okuyup öğrenmiyoruz. Biz dünyayı değiştirmek için, dünyanın Türkiyesi’nde devrim yapmak için Marksizmi öğreniyoruz” diyerek ideolojik, politik öngörülerini, politikleşmiş askeri savaş stratejisi, suni denge, silahlı propaganda, sömürge, yeni sömürge, devrimin şehirkır gerillasının diyalektik bütünlüğü ile yapılacağını sıralıyor ve Türk soluna devrimci bir damar açıyordu. O, ayrı bir grup olmasına karşın,THKO’nun önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamlarını önlemek için THKPC ve THKO önderleriyle birlikte Maltepe Askeri Cezaevi’nden tünel kazıp kaçarak üç İngiliz rehine ile birlikte 30 Mart 1972 Kızıldere’de vurularak öldürüldü. Onlar bir karıncaya bile zarar verebilecek nitelikte insanlar değillerdi. Onlar öldürülmeden de yakalanabilirlerdi. İdamları büyük bir hata olan Adnan Menderes’lerin intikamı Deniz’lerden ve Mahir’lerden alınmamalıydı. Kan kanla yıkanamayacağı gibi kana kan intikam duygularına verilecek en doğru yanıt da yaşatmak olmalıydı. Bu nedenle tarih hiçbir şeyi unutmayacağı gibi, Türk ve Kürt halklarının kardeşliği ve birlikteliği yolunda, tam ve bağımsız Türkiye özleminde olanlar da sevda ve özlem türküleriyle Mahir Çayan ve onları unutmayacak unutturmayacak. “Kızıldere hâlâ kan aksa da!..” Bekleyiş acıya dönüştü Nizip ilçesindeki Hancağız Barajı’nın su pompalama ünitesinde meydana gelen patlamada enkaz altında kalan Ökkeş Güçlü’nün cesedi çıkarıldı. Güçlü’nün cesedine 400 metrelik tünelin 220. metresinde ulaşıldı. Ceset, önce Nizip Devlet Hastanesi’nin morguna, ardından otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Nizip Kaymakamı Yaşar Karadeniz, patlamanın gaz sıkışması sonucu meydana geldiğinin tahmin edildiğini kaydetti. (AA) ? İstanbul Haber Servisi Avcılar Belediyesi’ne bağlı zabıta ekipleri dün sabah Yeşilkent Pir Sultan Cemevi’ne gelerek cemevinin kapısını kırdı ve içerdeki eşyaları dağıttı. İçerde nöbet tutan yurttaşlara da saldıran ekipler bazı yurttaşların yaralanmasına neden oldu. Seçim döneminde cemevi yapacağı sözü veren Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, 10 yıldır cemevini hizmete açmayınca yurttaşlar cemevini kendi imkânlarıyla hizmete açmıştı. ? İstanbul Haber Servisi Güngören’de 2008 yılında biri hamile, 18 kişinin öldüğü bombalı saldırıya ilişkin davaya devam edildi. Suçlamaları reddeden sanıklardan Ziya Kıraç “Bu eylemi babam bile yapsa Allah onun belasını versin” dedi. Mahkeme ise sanık avukatlarına savunma için ek süre vererek duruşmayı erteledi. ? SİVAS (Cumhuriyet) Sivas’ın Divriği ilçesi Ekinbaşı mevkisinde bir maden şirketine ait, demir çıkarılan yeraltı işletmesinde patlama meydana geldi. Ateşleme sonucu basınçtan kaynaklandığı belirtilen patlama sırasında, maden ocağında çalışan işçilerden 8’i yaralandı. ? İstanbul Haber Servisi Tarabya’da bir otel inşaatında çalışan Eray Gül (35), asansör boşluğunu fark edemeyince 12. kattan zemine düştü. Diğer işçilerin olayı görmesi üzerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılan Gül, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’ın Hani ilçesinde 19 Kasım 2011’de eşi Ayşe Çalık’ın evde olmadığı sırada 2 yaşındaki oğlu Muhammed ve 2 aylık ikizleri Sultan ile İbrahim’i bıçaklayarak öldüren Tahir Çalık’a 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan, ekmek israfının önlenmesine ilişkin alt komisyon toplantısına katılan Ankara Halk Ekmek Genel Müdürü Ali İlkbahar, ekmeklerin naylon poşete konulmaması uyarısında bulundu. İlkbahar, “Poşetlerin çoğu geri dönüşümden elde ediliyor. Yani poşetler kirli ama biz ekmeği bu poşetlere koyuyoruz, bu olmaz” diye konuştu. ? ANKARA (AA) Şans Topu’nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “9, 15, 22, 28, 34 ve +3” olarak belirlenirken 5 +1 bilen 3 kişi, 202 bin 408 lira kazandı. Çekilişte 5 bilenler 1897 lira, 4 +1 bilenler 254 lira, 4 bilenler 23 lira, 3 +1 bilenler 15’er lira, 3 bilenler 3 lira 10’ar kuruş, 2 +1 bilenler 4 lira 40’ar kuruş, 1 +1 bilenler 2 lira 40’ar kuruş ikramiye kazandı. Belediyeden cemevine baskın Güngören’deki bombalı saldırı Jandarma korudu COŞKUN YAMAN BALIKESİR Aile içi şiddet olayları ile ilgili yeni yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un kolluk amirine verdiği yetki, Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından uygulanmaya başlandı. Balıkesir’in Sındırgı ilçesine bağlı Yaylabayır köyünde, eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığı belirtilen Halil E. (51) adlı kişi, jandarma kolluk amiri tarafından bir ay süreyle evden uzaklaştırıldı. Madende patlama 8 yaralı İnşaattan düşen işçi öldü ÖSYM Başkanı: Güvenli sınav lazım ANKARA (AA) ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) kaldırılacağına ilişkin açıklamalarıyla ilgili, “Bizden sınav talep edildiği sürece, biz sınavları yapmakla mükellefiz. Ancak sınavların yapılıp yapılmaması konusu hükümetin takdiridir” dedi. Demir’e “YGS’nin kaldırılacağına” ilişkin Başbakan’ın açıklamaları da soruldu. Demir “Sınavın olmamasını gerektiren bir sistem oluşturulabilirse bu da uygulanır. Hükümetin takdirine saygı duyarız, fakat sınav her aşamada bir şekilde insanımızın hayat çizgisi içerisinde yer alacaktır” dedi. Demir, “Türkiye’nin güvenli sınavlara ihtiyacı var. ÖSYM, bu yapıyı oluşturmuştur ve bunu devam ettirecektir” diye konuştu. Ev sahibi için yakalama kararı İstanbul Haber Servisi Maltepe’de 2011’de temizliğe gittiği evin camını silerken çerçeveyle birlikte 4. kattan düşerek yaşamını yitiren ev işçisi Fatıma Aldal davasının ikinci duruşması dün Kartal 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme Aldal’ın işvereni olan sanık S.Ö. hakkında yakalama kararı çıkarttı. Mahkemeyi izlemek isteyen kadınlar mahkeme salonuna sığmayınca çok sayıda kadın ayakta kaldı. Bunun üzerine mahkeme hâkimi ayakta kalan kadınları dışarı çıkardı. Duruma tepki gösteren Av. Sevgi Evren, bu mahkemenin ev işçileri için son derece önemli bir dava olduğunu belirterek kadınların dışarı çıkarılmasına tepki gösterdi. İmece Kadın Sendikası Girişimi de basın açıklaması yaparak Aldal’ın ölümünden devletin de sorumlu olduğunu belirtti. Cani babaya müebbet Ekmekte poşet uyarısı 3 kişiye 202 biner TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle