25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ankara’daki ikinci Hopa davasının yargıcı Şahin Kurt, hiçbir delil içermeyen iddianameyi eleştirdi 5 Dava var, delil yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da 31 Mayıs 2011’de yapılan Hopa protestosuna ilişkin 28 kişi, Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkmıştı. Dosyaları özel yetkili savcılık tarafından ayrılarak, basın savcılığına gönderilen ve haklarında dava açılan 48 kişi ise dün ilk kez hâkim karşısına çıktı. 2911 sayılı yasaya muhalefet, kamu malına zarar vermek ve görevli memura direnme suçlamasıyla Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasının sanıkları arasında ? Hopa’da yaşanan olayların AKP Ankara İl Başkanlığı önünde protesto edilmesine ilişkin açılan ikinci davanın ilk duruşmasında Yargıç Şahin Kurt, iddianameyi eleştirdi, “Polisler yaralanmış, araçlar zarar görmüş deniliyor ancak bunlara ilişkin delil yok” dedi. Savunma yapan sanıklardan Çisem Özoğul, gözaltı aracında elleri 4.5 saat kelepçeli bekletilirken bazı polisler tarafından tecavüzle tehdit edildiğini söyledi, “Devletin polisi tüm fantezilerini kulağıma fısıldadı” ifadesini kullandı. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yöneticileri Pınar Akdemir, Duygu Demirel ve Bülent Teoman Özkan da yer aldı. ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, üç avukatın Hopa protestosunu takip etmek üzere görevli olduklarını belirterek, buna ilişkin yönetim kurulu kararını mahkemeye sundu. Meslaktaşlarının o gün polisin gözaltı uygulamasının usüle uygun olup olmadığını takip etmek için orada olduğunu belirten Kozağaçlı, bu nedenle mahkemenin üç avukatla ilgili yargılamayı durdurmasını ve Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmasını talep etti. Yargıç Şahin Kurt, bu konudaki kararın gelecek duruşmada verileceğini açıkladı. Sanık Çisem Özoğul, gözaltında ellerinin arkadan 4.5 saate yakın kelepçeli kaldığını söyledi. Bu süre boyunca sözlü ve fiziki taciz gördüğünü belirten Özoğul, “Devletin polisi tüm fantezilerini kulağıma fısıldadı. Beni tecavüz etmekle tehdit etti. Hatta önce karısıyla tele fonda konuştu, sonra beni taciz etti. Bunların hesabını kimse vermiyor ama üstüne ben sanık olarak buradayım” dedi. Turgay Akçay, kötü muamele gördüğünü, aldığı yaraların hâlâ geçmediğini belirtti. Zeynep Ateş ise gözaltındayken gördüğü sözlü ve fiziksel tacizler nedeniyle psikolojik tedavi gördüğünü kaydetti. Bir Zaman Ağacında Kuşkulu Ölümler... Şafağın yolunu açan bir gecenin içinde, kendi avuntularımın rüzgârına kapılmış gibiydim... Duru bir aydınlığı düşündüm, yaşamı, çocukları, ölümleri. Bir ara balkona çıkıp gökyüzüne baktım... Yıldızların kayışını bekledim... Nicedir katılmış yürekleri, bir zaman ağacını, boşvermişlik içindeki insanlarımızı anlatıyorum. Bir şarkıyla birlikte yüreğimizdeki ezgi, bizi umuda mı yoksa umutsuzluğa mı sürüklüyordu? Tandoğan Alanı’nı dolduran on binler, eğitim emekçileri, demokrasi ve özgürlük masalları... CHP’nin mitingini önemsemeyen, dalga geçen gazeteciler. ??? Siyasal iktidar, Suriye’de yaşananları nasıl algılıyordu? Yandaş, candaş, dindaş ve sözde liberal arkadaşlar, Türkiye’nin emperyalizmin ağababası ABD’nin taşeronluğunu üstlendiğini gerçekten görmüyorlar mıydı? Birkaç gün önce yazmıştım, ABD’nin Irak’ı işgal ederken “Ah şimdi Bağdat’ta olmak vardı” diye yazan gazetecileri. 10 yıl önceki yazıları arşivlerde... Saddam devrilecek, Irak’a demokrasi ve özgürlükler gelecekti. Nisan ayında İstanbul’da toplanacak olan “Suriye toplantısı” şimdiden ABD’nin dostlarını heyecanlandırmış görünüyor... ??? Irak bataklığından zor kurtulan ve çekip gitmek zorunda kalan ABD Başkanı Obama, Suriye’yi işgal etmeyeceğini açık açık söylemişti. O zaman ne olacaktı? Esad, Annan Planı’nı kabul ettiğine göre işgalin taşeronluğunu kim yapacaktı? Önceki gece, şafağın sökmesini beklerken bunları düşündüm... Yaşamın haritasında bir şeyler aradım... O sırada uyuya kalmışım... Uyandığımda masmavi bir gök vardı... Bahçeye çıktım, biraz yürüdüm. ??? Sabah gazetelere şöyle bir göz attım... Cumhuriyet’te bir haber dikkatimi çekti: “Kuşkulu ölümler” Mardin’in Nusaybin ilçesinin İlkadım köyünde çobanlık yapan İsmail Akın ve 11 yaşındaki kızı Berfin, birlikte koyunları otlattıkları yerde öldürülmüştü. Çoban İsmail Akın’ın kardeşi olayı şöyle anlattı: “İsmail’in ağzına kurşun sıkılmış... Kafası parçalanmış... Berfin’in kafası da kurşunla parçalanmış...” Batman’da Abdülselam Tan adlı bir çoban ağaca asılı olarak bulunmuş... Akarsu Belediye Başkanı Lokman Fındık köyde bir kan davasının olmadığını söylüyor. Kim öldürdü 11 yaşındaki çocuğu ve babasını? Toplum olarak böyle ölümlere alışığız ve hiç yadırgamıyoruz... ??? Özgür Gündem gazetesi kapatılıyor, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, ÇGD, TGS, TGF açıklama yapıyor, bir iki gazete dışında tık yok. Silivri’de yaşananları anlatıyorsunuz adınız “Ergenekoncu”ya çıkıyor, Kürtlerin demokratik istemlerini yazıyorsunuz bu kez “PKK ve KCK sempatizanı” olarak yaftalanıyorsunuz. Benim canımı sıkan gazeteci kimliğiyle dolaşan, meslektaşlarını gammazlayan muhbirler... Bunların sayısı fazla değil! Yarın Tanrı göstermesin bir askeri darbe falan olsa anında saf değiştirip, bavulları o zaman askeri mahkemelerdeki savcılara taşırlar. ??? Bir eski Genelkurmay Başkanı Silivri’de. Duruşmada dimdik dururken, eski silah arkadaşlarını arıyor gözleriyle? İlker Başbuğ şöyle bir salona bakıyor ve şöyle diyor: “Nerede eski Genelkurmay başkanları... Ben olsam koşarak gelirdim...” Başbuğ belki o sırada eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ı da arıyor... Duruşmayı izleyemedim, izleseydim; hiç olmazsa eşine sorardım... ‘Engelliyim dedim, dinlemediler’ Hüseyin Gölpınar ise polisin müdahalesi sonrası YKM önünden evine gitmek üzereyken gözaltına alındığını anlatırken, “10 tane polis birden üzerime çullandı. Bu sırada basın gözaltına alınışımı çekiyordu. Bunu gören polisler sinirlenerek basın mensuplarına dahi küfür etti. Vurarak, arabanın içine aldıklarında engelli olduğumu söyledim, bunun üzerine şiddetin dozunu daha da arttırdılar” dedi. Esnaflık yapan Hüseyin Kılınçoğlu ise derin bir üzüntü içinde olduğunu çünkü adaletin düzgün işlemediğini söyledi. Kötü muamele nedeniyle polisler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ancak şu ana kadar hiçbir şey yapılmadığını belirten Kılınçoğlu, “Gözaltında bana bu ‘komünist’ diyerek vurdular. Bu adalet sisteminde kendimi aciz hissediyorum” dedi. ALEVİ EVLERİNE İŞARET Adıyaman’da kameralar kararmış Yurt Haberleri Servisi Adıyaman’da Alevi yurttaşlara ait bazı evlerin işaretlendiği gece güvenlik kameralarının kayıtta olmaması şüpheleri arttırdı. Adıyaman’da bazı evlerin işaretlenmesiyle ilgili olarak AKDER, MAZLUMDER, İHH, Yüzleşme Derneği, Başkent Kadın Platformu, İLKDER ve Gökkuşağı Derneği’nin hazırladığı rapor açıklandı. Raporda işaretlenen 46 evin 45’inin Alevi yurttaşlara ait olduğuna dikkat çekildi. Alevi yurttaşların tedirgin olduğu ve gece nöbet tutmaya başladığının vurgulandığı rapora şöyle devam edildi: “Olay yerinden elde edilmiş ve emniyete teslim edilmiş kamera görüntülerinde, faillere dair hiçbir iz bulunamaması şüphe uyandırmaktadır. İşaretlenen evlerden birinin giriş katında bulunan internet kafenin her gün kayıt yapan güvenlik kamerasının olay gecesi kapalı unutulması ayrıca şüphelere sebep olmaktadır. Adıyaman’da bugüne kadar Alevi ve Sünni topluluklar arasında ciddi bir olay kaydedilmemişken evlerin işaretlenmesi olayı, akıllara siyasi arka planı olabilecek organize bir girişim ihtimalini getirmektedir. Birlikte yaşama kültürünü bozacak etkenlerden biri olarak görülen işaretleme olayının hedefine ulaşmaması için resmi makamların olayın içyüzünü aydınlatma ve failleri ortaya çıkarma sorumluluğu ortadadır.” Delil aranacak Bazı sanıkların iddianameyi eleştirmesi üzerine Yargıç Şahin Kurt, “İddianamede bazı polislerin yaralandığı, bazı araçlara zarar verildiği söylenmiş. Ancak hangi polisin yaralandığı, hangi aracın zarar gördüğüne ilişkin iddianamede delil yok. Bu nedenle DGM’de (özel yetkili mahkemeyi kastediyor) görülen davadan buna ilişkin kamera kayıtları ve bilgiler istemeyi düşünüyorum” dedi. Avukat Murat Yılmaz, davanın delil olmadan açıldığını, bu nedenle derhal beraat kararı verilmesini isterken, Avukat Serbay Köklü ise “delil yok” diyen yargıcın iddianameyi tam olarak incelemeden kabul etmekle eleştirdi. Bunun üzerine Yargıç Kurt, “Bu ifade bana hakarettir” diye tepki gösterdi. Yargıç Kurt, derhal beraat verilmesi talebinin de gelecek duruşmada karara bağlanacağını belirterek, duruşmayı erteledi. Sivas katliamına yeni soruşturma SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisinin yakıldığı Madımak katliamıyla ilgili yeni bir soruşturma başlattı. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) kararıyla Sivas Adliyesi tarafından yürütülen “CMK 250. madde” kapsamındaki soruşturma ve davalar Malatya Adliyesi’ne bağlanmıştı. Erzurum Özel Yetkili Başsavcılığı’ndan Sivas katliamıyla ilgili dosyaları alan Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, yeni bir soruşturma başlattı. Açılan soruşturma özel yetkili savcılardan Şeref Gürkan, İsmail Aksoy veya Mehmet Badem tarafından yürütülecek. Savcılık, soruşturma kapsamında örgüt bağlantısı da dahil olmak üzere, olaya adı karışan kişileri araştıracak. Yetkililer, açılan soruşturmada zamanaşımı sorunu bulunmadığını belirtti. Olayın yaşandığı tarih itibarıyla soruşturmaya bir engel olmadığı kaydedildi. PROF. AYGÜN ATTAR ATANDI GÜ’de rektör krizi 19 ay sonra çözüldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Giresun Üniversitesi’nde (GÜ) seçimlerde 2 oy almasına karşın YÖK’ün Prof. Dr. Yılmaz Can’ı aday göstermesiyle başlayan “rektörlük krizi” yaklaşık 19 ay sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Prof. Dr. Aygün Attar’ı rektör olarak atamasıyla sona erdi. Rektörlük seçiminde en çok oyu almasına karşın Prof. Halil İbrahim Bahar ve Prof. Mustafa Türkmen YÖK tarafından liste dışında bırakılmış, 2 oy alan Prof. Yılmaz Can ise Köşk’e sunulmuştu. Tepkiler üzerine Can çekildiğini açıklamıştı. YÖK iki hafta önce açıkladığı yeni listede de Bahar ve Türkmen’in isimlerini çizerken 1. sırada 21 oy alan Attar, 2. sırada 4 oy alan Prof. Ayhan Bölük ve 3. sırada da 1 oy alan Prof. Murat Teker’e yer vermişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle