25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2012 SALI [email protected] 14 KÜLTÜR ‘Ben ben olsam, sen de sen’ Sinéad O’Connor’ın yeni albümü duygusal açıdan en özgür ve cesur çalışması rada ne var diye beklerken, Dublin aksanının daha da belirgin olduğu “Old Lady” şarkı1990’ın en duygulu ve en hüzünlü şarkısı sında sözcükler tereyağı gibi kayıp gidiyor, gibelki de Sinéad O’Connor’ın olağanüstü se tarların monoton ritmine sarılan canlı sesi bin sinden etkilenerek dinlemeye doyamadığımız bir renge bürünüyor. Bana öyle geliyor ki, se“Nothing Compares 2 U” idi. Prince’in yaz si böylesine elektrik yaydığı sürece, O’Condığı, Sinéad O’Connor’ın benzersiz bir yo nor hiçbir zaman yaşlı bir hanımefendi olarumla seslendirdiği “Nothing Compares 2 U”, mayacak... âşık olanların, sevgililerini Bu albümüyle her zaman biyitirenlerin, aşkı arayanlaraz çılgın, biraz edepsiz, biraz rın, diyeceğim aşk sevdasıhırçın dişi bir müzisyen olana kapılmış herkesin şarkıcağının bir kez daha sinyalini sıydı. veriyor Sinéad O’Connor. Bir de hatırlıyorum, yeGerçi albümdeki şarkıların nilikçi olduğu kadar özgün çoğu âşık olmak, birliktelikler ve yalın bir klibi vardı o zave umutlar üstüne, ama birkaç manların modasının tersine. şarkısında argo sözlere yöSinéad O’Connor’ın gri nelmesine karşın canayakın mavi gözleri, porselen beolmayı başarabilen sayılı mübek teni, kıvrık kirpikleri, tızisyenlerden O’Connor. raş edilmiş saçı, yüzünde Bir de tabii kendisine ve okunan hüzün ve arkadaki dünyaya karşı, bazılarımızın ? Sesi böylesine elektrik kaba olarak değerlendirebilesimsiyah fon... Çarpıcıydı, yaydığı sürece, O’Connor ceği kadar açık sözlü... hem de çok. Sonra aradan yıllar geçti, “Queen of Denmark”ta hiçbir zaman yaşlı bir albüm çalışmalarını, iyi şarkıdaha kalın, puslu, ama kaymak hanımefendi lar söylemeyi sürdürmesine kıvamında bir sesle söylüyor: olamayacak. Müzisyenlik karşın, hiçbiri “Nothing Com“Dünyayı değiştirmek ispares 2 U”nun yerini alamahep cesaret isteyen bir iş tedim, ama iç çamaşırlarımı dı. Ne var ki, 22 yılın ardından bile değiştiremedim / Boktan oldu, ama günümüzde geçen ay One Little Indian Redurum daha da beter oldudaha da fazlasını cords’dan çıkan son albümü ğunda saç diplerime kadar gerektiriyor. Görünen o “How About I Be Me (And içine battım... / Beni bu kaYou be You)?” (Ben Ben Olfese sen koydun ve anahtaki, O’Connor da bunun sam, Sen de Sen, Nasıl Olur?) rını attın / Hep bu “biz ve onfarkında. en azından beni sarıp sarmalar” haltıydı beni acıtan… / ladı. Senden istediğim tek şeyin Şimdiye kadar yaptığı alcinsellik olduğunu bildiğini bümlerde hep yeni tarzlar deneyen O’Connor, umuyorum... / Bu dünyadan ne istemeliyim bu yeni albümünde bir öncekine kıyasla da bilmiyorum, bu dünyadan ne istemeliyim ha bir “poprock” tarzında, daha bir özgür ve gerçekten, gerçekten bilmiyorum...” cesur. Sesi daha soluklu, her zamanki gibi çılMüzisyenlik hep cesaret isteyen bir iş oldu, gınlık ölçüsünde duygusal. ama günümüzde daha da fazlasını gerektiriAlbümün ilk şarkısı “4th&Vine” hareket yor. Görünen o ki, O’Connor da bunun farli bir parça, ritmi hipnotik, sözleri evlenmek kında..Bir hızlanıyor, bir yavaşlıyoruz; bir kıiçin kiliseye gitmeye hazırlanan bir gelini an zıyor, bir yumuşuyoruz. Bu albüm Sinéad latıyor olmasına karşın sesinde bir yaramaz O’Connor’ın duygusal açıdan en özgür ve en lık sezinleniyor; Kanadalı rockçı Melissa cesur çalışması, çünkü bize kendi hayatına ait Auf der Maur tarzı metalik bir yaramazlık. çözümsüzlükleri, çelişkileri, hüzünleri, mutArdından gelen şarkıyla yavaşlıyoruz; gi lulukları herkesin anlayabileceği ve kendini tar, piyano ve bateri girişiyle başlıyor “Rea bağdaştırabileceği bir müzikle sunuyor. son With Me”. İlk şarkıdaki yaramazlığın al“Ben ben olsam, sen de sen, nasıl olur?” tında aslında bir olgunluk yattığını anlıyoruz. derken, insanlar arasındaki anlaşmazlıklara baÖnümüze bir yaşam öyküsü seriliyor, her no sit gibi görünen, ama uygulanması bilgelik istada bir müzisyenden öte bir insan soluyor. teyen bir çözüm öneriyor. Dakikalar geçtikçe merak artıyor, şimdi sı([email protected]) HANDE EAGLE Sigara, Zeno ve Ölüm “Son sigaranın tadı insanın kendi kendini yendiği duygusundan, yakın bir gelecekte güçlü ve sağlıklı olacağı umudundan kaynaklanır. Öteki sigaraların da kendilerine göre önemleri vardır çünkü onları yakarken özgürlüğümüzü ilan ederiz; güçlü, sağlıklı gelecek yine ufuktadır, birazcık ileriye itilmiştir, o kadar.” Alıntı, modern İtalyan edebiyatının büyük ustası İtalo Svevo’nun başyapıtı sayılan “Zeno’nun Bilinci”nden. Ne zaman sigarayı bırakmak zorunda kalsam bu dördüncüromanın başkişisi Zeno’nun umarsız çabasını hatırlarım. Sigarayı bırakma saplantısı yüzünden iyiden iyiye sigara tiryakisi olmuştur. Sigara illetinden kurtulmak için uygulayamadığı kararlar alır, sürekli ertelenen tarihler belirler, gidip sanatoryuma bile yatar ama bir gece bile kalamadan kaçar. Svevo’nun uzun uzadıya anlattığı bu mücadele sigara bağımlıları için bildik, aynı zamanda trajikomiktir. ??? “Zeno’nun Bilinci” eğlenceli, yer yer ağır, bütününde ciddi, felsefi bir kitaptır. Roman, bir ruhbilimsel çözümleme öyküsü olarak başlar. Zeno’nun, psikanalize inancını yitirip yüzüstü bıraktığı doktor, öç almak için onun kendi eliyle yazdığı özel notlarını dışarıya sızdırır. Zeno, fantezilerle dolu bir dünyada yaşıyor olsa da safdil değildir. Bilir ki, “Doğa yasalarında mutluluğa yer yoktur, yalnızca çaresizlik ve acı vardır. Ortaya bir av çıktı mı asalaklar koşar gelir, yoksalar da alelacele doğarlar. Av çok geçmeden kıtlaşır, yetmez olur...” Yaşamın kendisini “Nöbetleri, ayılmaları, kendine göre seyri, günlük iyileşmeleri, kötüleşmeleri” ile hastalığa benzetir Zeno. Ne ki öteki hastalıklardan ayrı olarak her zaman ölümcüldür, tedavisi yoktur. Temel soru şudur: Yaşam düpedüz bir hastalık mıdır yoksa hastalık sanılan şey yaşamın kendisi, yani “yaşama illeti” midir? Zeno yanıtı bulmak için geçmişine eğilir, yaşamı boyunca kurtulmaya çalıştığı birbirinden zavallı bin bir illeti zehirli bir alayla anlatmaya, ruh çözümünü kendisi yapmaya koyulur. Öykü tümüyle kişiye özel ve fazlasıyla ayrıntılı başlar, sonra yavaş yavaş insanoğlunun varoluş koşullarını içeren evrensel bir düzleme kayar. Kitabın sonunda iyileştiğini varsayan Zeno’nun en önemli çıkarımı ise: “Acı ve aşk, yani yaşam, acı veriyor diye hastalık yerine konamaz” olur. ??? Svevo’nun ölümsüz eseri “Zeno’nun Bilinci” onun kişisel sorunlarını olduğu kadar, çağ insanının bunalımını da yansıtır. 1. Dünya Savaşı öncesi bireyin yalnızlığının ve toplum içindeki iflasının psikolojik irdelenmesi de sayılabilir ve devamında bugünü çarpıcı bir berraklıkla gördüğü bile ileri sürülebilir. Ancak zamanının ilerisinde olması nedeniyle romanın uğradığı başarısızlık Svevo’yu tıpkı isteyip de bırakamadığı sigara gibi yazmayı bırakma noktasına getirmiş, ama bunu da başaramamıştır. “Zeno’nun Bilinci” yirmi beş yıl sonra, 1923’te Joyce’un beğeni ve ilgisiyle yayımlanır. Sevgi ve hayranlıkla çevrelenen yazarın mutluluğu ise ancak birkaç yıl sürer. Bir kazada yaralanır. Bir ömür boyu ölümü düşündükten ve düşledikten sonra ölürken; “Ölmek bir şey değilmiş” der. ??? Zeno’nun Bilinci / Can Yay. 1997 Çev: Neyyire Gül Işık (NOT: Geçen haftaki sigarasız ilk yazımda, Balçova Bel. Kültür Md. sevgili “ Tuğrul Keskin”in soyadını yanlışlıkla “Tanyol” olarak anmışım. Düzeltir, bu karışıklık için Keskin, Tanyol ve okurlardan özür dilerim.) RÜYA ARZU KÖKSAL’IN FİLMİ ‘EN İYİ ÇEVRECİ BELGESEL’ Selanik’te ‘Bir Avuç Cesur İnsan’a ödül SELANİK İzleyici sayısı 50 bine ulaşan, ulusal ve uluslararası 190 belgeselin gösterildiği 14. Selanik Uluslararası Belgesel Film Festivali sona erdi. Festivalin “21. Yüzyılın Görüntüleri” etkinliğinde, Ulusal TV Kanalı ERT jürisi, Rüya Arzu Köksal’ın “Bir Avuç Cesur İnsan” (Türkiye) ve Manos Papadakis’in “Expropiation” (Yunanistan) filmlerini “En İyi Çevreci Belgesel” seçti. Doğal Yaşamı Koruma Vakfı jürisi ise Victor Kossakovsky’nin “Vivan Las Antipodas”ına (Almanya Hollanda Arjantin Şili) “En İyi Çevre Ödülü”nü verdi. Üç film de 1500 Avro tutarında ödül aldı. Uluslararası Sinema Eleştirmenleri jürisi FIPRESCI, Nikos Dayandas’ın “Sayome” filmini “En İyi Ulusal Belgesel”, Jose Alvarez’in Canicula’sını “En İyi Uluslararası Belgesel” seçti. Uluslararası Af Örgütü jürisinin seçtiği “En İyi Belgesel Ödülü” festivalin İnsan Hakları bölümünde gösterilen Cafer Panahi ve ‘Bir Avuç Cesur İnsan’ ASLI SELÇUK Mojtaba Mirtahmasb’ın “This Is Not a Film”in oldu. Ulusal Televizyon Kanalı ERT’nin 7 bin Avro tutarındaki belgesel ödülünü Marco Simon Puccioni’nin yönettiği, Simone Catania’nın yapımcılığını üstlendiği “My Journey To Meet You” (İtalya) kazandı. EDN Avrupa Belgesel Ağı ödülü belgesel sinema kültürüne yaptıkları katkılarından ötürü Suriye Belgesel Festivali Dox Box’un yöneticileri Diana El Jeiroudi ve Orwa Nyrabia’ya verildi. KONSER YARIN SAAT 20.00’DE CEMAL REŞİT REY’DE Gidon Kremer İstanbul’da Kültür Servisi Dünyanın önde gelen kemancılarından Letonyalı Gidon Kremer, 23 genç sanatçıyla birlikte kurduğu orkestrası Kremerata Baltica ile birlikte yarın Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda sevenlerinin karşısına çıkacak. Astor Piazzolla, Richard Strauss, Nino Rota, Giya Kancheli ve Mieczyslaw Weinberg’in eserlerinin seslendirileceği konser saat 20.00’de başlayacak. Queen Elizabeth, Paganini ve Tchaikovsky Uluslararası Yarışmaları’nda da birincilik ödüllerini kazanan Kremer, pek çok ünlü konser salonunda günümüzün önde gelen orkestra şefleriyle birlikte çaldı. 2002 Şubat ayında sanatçı ve Kremerata Baltica beraber en iyi küçük grup performansı alanında Grammy Ödülü kazandı. Letonya, Litvanya ve Estonya’dan gelen sanatçılardan oluşan Kremerata Baltica, uluslararası alanda pek çok prestijli konser salonu ve festivallerde son 13 yılda 50’den fazla ülkede, 600’ün üzerinde şehirde 1000’in üzerinde konser verdi. K A M İ L M A S A R A C I ROCK’N DARK ADANA FİNALİSTİ BELİRLENDİ K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K Jüriyi fetheden ‘Ahali’ SİBEL ÇORBACIOĞLU ADANA Genç müzisyenlere yeteneklerini keşfetme ve müzik dünyasında yer edinme imkânı sunan “Rock’n Dark 5” yarışması kapsamında, bu yıl 8 ilde gerçekleştirilecek bölge finallerinin dördüncüsü 17 Mart gecesi Adana Seyhan OtelAdres Bar’da yapıldı. Müzik yapımcısı Selim Serezli, müzik prodüktörü Haluk Kurosman, Dream TV Genel Yayın Yönetmeni Şafak Ongan, Rock FM Yayın Direktörü Metehan Mert Çakır, Hürriyet gazetesi müzik yazarı Barış Akpolat, menajer Can Sertoğlu, Gece Yolcuları grubunun solisti Edis İlhan, müzisyen ve yazar Melis Danişmend’den oluşan jürinin Adana’daki değerlendirmesi sonucunda, “Ahali” grubu bölge finalisti olmaya hak kazandı. Amatör grupların performansları sonrasında ünlü rock grubu Mor ve Ötesi bir konser verdi. Jüri üyelerinden Danişmend, “Kış Geliyor” şarkısında Mor ve Ötesi’ne sahnede eşlik ederek güzel bir sürprize imza atmış oldu. Bölge finallerinde sahnede canlı performanslarını sergileyecek gruplar arasından jüri ve halkoylaması sonucunda bölge birincileri seçilecek ve birinciler yarı finalde ilk üçe girmek için yarışacak. Haziran ayında yine İstanbul’da gerçekleştirilecek finalde de Rock’n Dark 5’in birincisi belirlenecek. Rock’n Dark Müzik Yarışması 5’te birinci seçilen grubun şarkısı dijital single olarak piyasaya çıkacak ve şarkının video klibi de çekilerek Dream TV’de yayımlanacak. İkincilik ödülünü alan grup uluslararası bir müzik festivalini izleme fırsatını yakalarken, üçüncü seçilen grup ise kendi şehrinde tam bir yıllık prova stüdyosu kullanımı hakkı elde edecek. SALVADOR DALİ SER İSTANBUL’DAN SO GİSİ CER MODERN’DE NRA AÇILIYOR Dali Ankara’ya taşındı C MY B C MY B Kültür Servisi Tophanei Amire’de 23 Aralık 26 Şubat tarihleri arasında ziyarete açılan “Salvador Dali Sergisi”, 23 Mart’ta Ankara’da açılıyor. InArtis ile Kült işbirliğiyle Cer Modern’de açılacak sergide, Salvador Dali’nin “İlahi Komedya”, “Sürrealizm İzleri” ile “Gala ile Akşam Yemeği” başlıklı eserleri yer alacak. Sergideki “İlahi Komedya” bölümü 1950’li yılların başlarında dönemin İtalyan hükümetinin, Dante’nin 700. doğum günü şerefine Dali’den “İlahi Komedya”yı resimlemesini istemesi üzeriye yapılan çalışmalardan oluşuyor. 1971 yılında resmedilen “Gala ile Akşam Yemeği” ise 12 adet renkli litografiden oluşuyor. “Sürrealizm İzleri” bölümünde ise Dali’nin 1971 yılında Paris’te yaptığı 9 adet renkli basım litografileri yer alıyor. Sergi, 20 Mayıs’a kadar Cer Modern’de görülebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle