19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Maliye Bakanı, motorin ve Euro dizelde AKP döneminde yüzde 327’lere kadar çıkan artışı açıkladı AKP’den zam itirafı MUSTAFA ÇAKIR ANKARA AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002’den 2011’e kadar kırsal motorinin fiyatı yüzde 151 oranında arttı. 2005 başında satışına başlanan Euro dizelin satış fiyatı da 7 yılda yüzde 108 oranında artış gösterdi. Kırsal motorinin fiyatı içindeki vergi yükü 2011’de yüzde 53.7’ydi. Euro dizelin satış fiyatı içindeki vergi yükü de Ocak 2012 itibarıyla yüzde 49. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “vergi tabanının genişlemesine paralel olarak” akaryakıt sektöründe de vergi indirimlerine ilişkin çalışmalar yapılabileceğini belirtti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, MHP ? 10 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti, özellikle çiftçilerin çok kullandığı kırsal motorin ve Euro dizel üzerinden neredeyse bir servet kazandı. Kırsal motorin fiyatları 9 yılda yüzde 151 arttı, Euro dizel ise 7 yılda yüzde 108 yükseldi. Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın soru önergesine verdiği yanıtlar şöyle: L Brent tipi ham petrolün uluslararası piyasalardaki varil fiyatı 31 Aralık 2002’de 46.84 iken, 21 Ocak 2012 itibarıyla 200.12 TL olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlar brent tipi ham petrol fiyatının 31 Aralık 2002’den 21 Ocak 2012’ye kadar TL bazında yaklaşık yüzde 327 oranında arttığını göstermektedir. L 31 Aralık 2002 itibarıyla kırsal motorinin fiyatı 1.28 TL iken, 31 Mart 2011’de 3.21 TL’dir. Bu sürede kırsal motorin fiyatı TL bazında yüzde 151 arttı. L 2005 başında satışına başlanan Euro dizelin satış fiyatı 1 Ocak 2005 itibarıyla 1.86 iken, 21 Ocak 2012 itibarıyla 3.86 TL’dir. Söz konusu zaman aralığında Euro dizelin fiyatı TL bazında yüzde 108 yükseldi. L 31 Aralık 2002’de kırsal motorinin satış fiyatı içindeki vergi yükü yüzde 59.2 iken, 31 Mart 2011’de bu oran yüzde 53.7’ye düşmüştür. Benzine 10 kuruş L ÖTV Yasası’na ekli listede, zam geldi özel tüketim vergisine tabi olan çeşitli akaryakıt ürünBenzin fiyatlarına bir hafta leri listelenmiştir. Söz kogeçmeden yeni zam geldi. Zamnusu listede 95 oktan kurlı tarife dün gece saat 24’ten itişunsuz benzinden litre baren uygulamaya girdi. Maliye başına 1.8915 TL, moBakanı Şimşek’in “Zam denilen torinde litre başına şey, uluslararası petrol fiyatla1.3045 TL ÖTV tahsil rından kaynaklanan ayarlaedileceği belirtilmiştir. ma” sözlerinin ardından, 95 L 2010’da tarım falioktan benzinin fiyatı 8 kuruş, yetlerinde kullanılan akar97 oktan benzin ise 10 kuruş yakıt tüketim miktarı karşıarttı. Fiyat artışıyla litre filığında 2.7 milyar TL vergi yatı 5 liraya dayandı. tahsil edildi. Bayram Barış Kin Ateşi?.. Nevruz kutlamaları bazen bayram, bazen barış bazen de kin ateşinin yakılması anlamında sonuçlar üretiyor. Hafta sonu yaşadıklarımızın kin ateşlerinin yakılması içerikli, ağırlıklı olduğunu söylemek, olumsuz önyargı değil, gerçekçi olmanın kaçınılmaz sonucu... Medyamıza yansıyan fotoğraf karelerinde Nevruz ateşinin üstünden şenlikli, gülerek zıplayanları gösteren bir tek örnek bile yok... Ateşi, orantısız güç kullanan polis şiddetinde, aynı insafsızlık ölçüsünde önüne çıkan her şeyi yakıp yıkmaya çalışan, ağaçları bile yakan, karşılıklı büyütülen kin ve öfkede görüyoruz. İktidar baskısı altında tir tir titreyen, sınırsız otosansür güdüleri kabaran medyamızın “Nevruz savaşları” haberleri üzerinden yakılmak istenen Nevruz ateşlerinde, tarafların “bayram barış kin” tohumlarını ekmek, beslemekteki gerçek niyetlerini okumak zor... “Bozuk yumurta, hasta tavuk” olumsuz kısır döngüsü gibi bir durum var ortada.. “Kin ateşi” diye başlık atarak, BDP ekseninde farklı tarihlerde Nevruz kutlamalarında direnenleri suçlamak ne kadar haksız, tek yanlı ise; polis şiddeti, yasağa karşı önlerine çıkan her şeyi yakıp yıkanları “Masum, mağdur, hak arayanlar” olarak tanımlanmaları da o kadar zor. Aslında en kolay olanı, iki uç, çok siyasal, zıt kutbun; çıkar, iktidar savaşlarında apaçık kin üzerinden yürütülen iktidar, güç çatışmalarında barıştan yana olmayan, sorun çözmekten uzak, olumsuzlukların peşinden sürüklenmek... Acaba Nevruz ateşi üzerinden yaşanmışlıklara bakarak, “bozuk yumurta, hasta tavuk” olumsuz kısır döngüsünü kıracak “sağlam yumurta, sağlıklı tavuk” hâlâ çok uzak bir düş olsa da o amaca doğru kısır döngüyü kıracak dönemeç, kilit noktalar, adımlar için, kimi sağlam ipuçları bulunabilir mi? ??? Geldiğimiz noktada sanki Nevruz ateşinin yakılmasının, kutlamaların yasaklandığı önyargılı yıllardan uzaktayız. Ağır bedeller ödenen toptan yasaklı, bu çerçevedeki kayıp yıllar için sanki hayıflanıyor, yeni ortak değerlerimizle, “aptallık, aymazlık” olarak yargılıyoruz. Nevruz kutlamaları, Nevruz ateşinin yakılmasının, sadece Kürtlerin değil, Türkler de içinde olmak üzere pek çok ırk kökenli, ortak kültürler, değerlerin inanç ve bayramı olduğu sonucunu çıkaranlar ile Kürtlerin kültürlerine, inançlarına, bayramlarına saygıda buluşanlar, Nevruz kutlamaları, ateşinin yakılmasını ülkemiz için bir karabasan günleri olmaktan çıkarmışlardı. En çok da Erdoğan iktidarları bu karabasan günlerin yıldönümlerini bayrambarış odaklı kutlamaya dönüştürmekten kendine pay çıkarmıyor muydu? Kanıtlanmış bir örnek ve deneyimden ders çıkarırsak; “Erdoğan hükümetleri, aldıkları karar, polis uygulamaları ile 1 Mayıs kutlamalarını hem bir karabasana, savaş meydanlarına dönüştürme hem de kutlamaya dönüştürmede, iktidar iradesinin ne kadar önemli, iktidarlarının ellerinde olduğunu ortaya koydular” diyebiliriz. 1 Mayıs yıldönümleri Erdoğan hükümetlerinin karar ve icraatlarıyla, işçiler için 1 Mayıs alanı Taksim Meydanı, çevresini hem orantısız polis gücü kullanımı ile savaş meydanına dönüştürme örnekleri yaşandı. Hem de 1Mayıs alanını kazanmada direnenlerin öncülüğünde sonunda Taksim’e girilmesinden sonra, en son geçen yıl olduğu üzere, hükümetin yasak koymaktan vazgeçmesiyle Taksim’de işçi sınıfı bayramının barış içinde, şenlikli kutlanmasına tanıklık ettik. Nevruz kutlamaları tabusunu kırmakla övünen, bol bol barış ateşi yakılmasına ortam yaratan Erdoğan iktidarları, bu yıl neden yasaklı bir karar alma gereğini duydular? Hafta sonunun kin ateşleri yaktıran yeni gelişmelerinden, AKP’nin belirlediği tek tarihte, belirlediği koşullara boyun eğmeyen, direnen, “ötekiler” cephesini tek suçlu ilan edebilir miyiz? Demokratik Halklar Federasyonu adı altında, bir yelpazede örgütlenmelerini yaptıkları, hükümetin belirlediği resmi kutlamanın dışında Nevruz kutlamaları kararı ve çağrılarının maksadı, sadece iktidar cephesinin öne sürdüğü gibi çatışma çıkarmak mıydı? Kürtler üzerinden siyaset, iktidar savaşları ya da daha önemlisi uluslararası siyaset, iktidar, çıkar savaşlarının bütününde, ülkemizdeki Nevruz kutlamalarının “bayram barış kin ateşi” işlevinin olmasının anlamları nasıl okunmalı? “Yine yasak olmasaydı, bu çapta provokasyon da olmazdı” sonucuna varmak ne kadar kolaysa, Erdoğan hükümetlerinin bizim kolayca gördüğümüz bu gerçeği görememiş olmasına inanmak o kadar zor. Aynı çerçevede hükümetin karşısında duran, Kürt haklarının barışçı savaşçı savunucuları, birlikte yaşam ile ayrılma özlemi arasında gidip gelenlerin yelpazesinden, provokasyonları görmek ne kadar kolaysa, hak arama direncinden vazgeçmeden, provoksyonları önlemenin bir yolunu bulmak da zor. Kürt açılımı günlerinden bugüne Erdoğan hükümetleri iktidar çıkarları ile muhalefet Kürt cephesi arasında, çok keskin, siyasal, “birinin yükselişine bağlı diğerinin yok oluşu” ölçeğinde, bir algılama tablosu ortaya çıkmış... Gözler kararmış... Bir sendika değişikliği hikâyesinin de Adana’da yaşandığına dikkat çeken Budak uyardı: Cinsiyet eşitliğinde uçurum Ekonomi ServisiTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, “Kadının ekonomiye katılımında 135 ülke arasında sondan dördüncüyüz” dedi. Türkiye’nin küresel bazda önemli bir aktör olduğunu anlatan Boyner “Türkiye’de iş hayatında, siyasette, yönetimde girişimcilikte çok önemli kadın rol modellerimiz var. Ama kadının genel olarak istihdamına baktığımız zaman ciddi bir yolu almamız gerekiyor” diye konuştu. İşçi tuzağa düşürülüyor yerinde neden sorun çıkmıştır? Bu soruyu doğru yanıtlaADANA DİSK’e bağlı Teks yabilmek için olayı tüm boyuttil İşçileri Sendikası (TekstilSen) larıyla incelemek gerekmekteGenel Başkanı Rıdvan Budak, dir” dedi. yaklaşık 20 yıldır Adana’da örBossa işverenlerinin “kurallı ve gütlü olarak faaliyet gösterdikle kayıtlı çalışmanın” maliyetleri ri Bossa’da son dönemde artan yükselttiği yönündeki açıklama“sendikal değişikliklerin” ne larını anlatan Budak, “Çözüm denini açıkladı. olarak işçilerin sendikal mücaBudak, Bossa işvereninin iş deleyle elde ettikleri ve özellikçileri TekstilSen’den le ikramiye başta olÖziplikİş sendikası? İşçilerin Tekstil mak üzere bazı hakna geçirmek istediğikaldırılmaSen’den Öziplikİş’e larının ni belirterek, “Mali sını istemektedirler. sıkıntı yaşayan şir geçirilmek istendiğini Bossa işvereni, kreket, kazanılmış hakdi ile satın aldığı kaydeden Budak, ları yok sayıyor. Ka “Mali sıkıntı yaşayan bu işletmeyi başayıtlı ve kurallı çalışrılı bir şekilde yöşirket, kazanılmış manın maliyetleri netemediği için yükselttiğini savunan hakları yok sayıyor” şimdi ödeme güçşirket bizi yok sayıyor. lüğü içine girmişdedi. İşçileri taşeron senditir. Bossa kredi kaya geçiriyor. Bossa borçlarını ödeyebilmek için ikişçisi bir tuzağa çekilmek iste ramiye yükünden kurtulmayı niyor” dedi. öncelikli hedefi olarak belirleTürkiye’nin en büyük entegre miştir. İkramiyelerin tümüyle tekstil kuruluşlarından Bossa’da kaldırılmasını hedefleyen bir son dönemde artan sendikal de çalışma var. Başını Bossa’nın ğişiklikler dikkat çekiyor. çektiği bu anlayışın önündeki en Yaşanan değişimin sıradan bir önemli engel DİSKTekstil İşsendikal olay olmadığını belirten çileri Sendikası’dır. SendikaRıdvan Budak, “Toplu iş sözleş mız bu yüzden Bossa’dan bermesi döneminin yarısında bu iş taraf edilmek isteniyor” dedi. SAVAŞ KÜRKLÜ Ford Otosan yeni temeli attı Ford Otosan’ın üç yıl içerisinde yapacağı 1 milyar dolarlık yatırımın bir parçası olarak hafif ticari araç üretimini gerçekleştirmek üzere inşa edilecek olan Yeniköy Fabrikası’nın temel atma töreni gerçekleştirildi. Törene katılan Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, “Hayatımın müstesna günlerinden birini daha yaşıyorum. Sektöründe, son 10 yıldır üst üste pazar lideri olarak, Türkiye’nin en çok satan markasını üreterek, otomotivin anavatanı ABD’ye ilk ihracatı yapan bir otomotiv şirketi olarak bizi fevkalade gururlandırıyor” dedi. Pera Palace’ı Dubaili Jumeirah işletecek Ekonomi Servisi Demsa Group, üst kullanım hakkını satın aldığı Pera Palace Hotel’in işletmesi için dünyanın önemli otel zincirlerinden Dubaili Jumeirah Group’u Türkiye’ye getiriyor. Demsa Group Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çetindoğan, Pera Palace Hotel’in işletmesi için Jumeirah Group’la anlaştıklarını belirterek “15 artı 10 yıllık işletme anlaşması imzaladık. Grup Türkiye’ye de ilk bizle girdi. İstanbul Maçka’da yapımı süren otelimizin işletmesini de aynı gruba verebiliriz. Görüşmeler sürüyor” dedi. Çetindoğan, Jumeirah’ın Türkiye’de yedi yıl boyunca başka grupla işletmecilik yapamayacağını da aktardı. Dubai’deki Burj El Arab oteli’nin de işletmecisi olan Jumeirah Group Yönetim Kurulu Başkanı Gerald Lawless Çin’de de beş tane otellerinin yapım halinde olduğunu dile getirdi. Fed tedirgin IMF iyimser Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası (Fed) üst düzey yetkililerinden William Dudley, ülkedeki ekonomik toparlanmanın kolaylıkla sekteye uğrayabileceği uyarısında bulundu. Dudley, ABD’deki ekonomik aktivitenin fark yaratacak derecede güçlü ve sürdürülebilir olmadığını da belirterek “ABD’de istihdamda son dönemde görülen artışlar cesaret verici olsa da, düzlüğe çıktığımız sonucuna varmak için çok erken” dedi. Öte yandan IMF Başkanı Christine Lagarde, küresel ekonominin iyileşme yoluna girdiğini söyledi. Çin ziyareti sırasında konuşan Lagarde, Avro Bölgesi ve ABD’den istikrar sinyalleri gelmeye başladığını kaydederek “Gelişmiş ülkelerdeki yüksek borç ve petrol fiyatlarındaki yükseliş kilit önem taşıyan riskler” diye konuştu. Hedef: 8 bin minik kimyacı Ekonomi Servisi Alman BASF’ın, Türkiye’de 612 yaş arası çocuklara kimya dersini sevdirmek için hayata geçirdiği Kids’Lab projesinin üçüncü ayağı İstanbul Modern’de gerçekleşiyor. Özel eğitmenler eşliğinde, interaktif deneyler yapılmasına imkân tanıyan Kids’Lab, 15 Haziran 2012’ye kadar tüm öğrencilerin ziyaretine açık olacak. BASF Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Cüneyt Dayıcıoğlu, “Genelde sıkıcı gelen kimya derslerini temelden sevdirmeyi amaçladık. 2014 sonuna kadar 81 ilde 81 okulda 81 kimya laboratuvarı kuracağız. Laboratuvarımıza 8 bin çocuğun gelmesini bekliyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle