22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2012 CUMA 4 HABERLER İçişleri Bakanı Şahin, Adıyaman’daki olayın çocuk işi olduğunu belirtirken Alevi dernekleri sert tepki gösterdi ‘28 Şubat’ın 15. Yılı 28 Şubat’ın 15. yıldönümünde ortalık toz duman, göz gözü görmüyor. Kimi gemi aslanları, içinde bulunduğumuz ortamın gazıyla büyük demokrasi mücahitleri edasıyla ortada gezinmekteler. Lafı döndürmenin gereği yok, 28 Şubat silahı çekmeden yapılmış postmodern bir darbedir. Bugün, 28 Şubat’ı övmenin de yermenin de bir anlamı yok, ne olduğunu anlamaya çalışmaktır önemli olan. 1997 yılında iktidarda bulunan REFAHYOL iktidarı, seçmenin geniş bir kesiminde büyük hoşnutsuzluk ve tedirginlik yaratmış, özellikle RP yandaşlarının kin kusan eylem ve söylemleri bunun daha da artmasına neden olmuş, tam o sırada patlak veren Susurluk skandalı, devlet içindeki kirlenmenin boyutlarını ve dokunulmazlığını gözler önüne sermiştir. Türkiye’de milyonlarca kişi, biraz da nasıl ulaşılacağını bilemediği sürekli aydınlık için, bir dakika karanlık eylemlerinde her gece elektrikleri yakıp söndürmekte, ama genel hoşnutsuzluk siyasal iktidarın üst katında herhangi bir yankı bulamamaktaydı. ??? Velhasıl Türkiye kaynamakta, ama bu durum siyasi ataleti etkilememekteydi. Sonunda, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de katkısıyla, ErbakanÇiller iktidarı, bir ayak oyunu ile tasfiye edilmiş, bir anlamda toplumun tabanındaki huzursuzluk, kimi güçlerin de aba altından sopa göstermesiyle, iktidarın tasfiyesiyle sonuçlanmıştı. 28 Şubat ortamında, iktidar toplumun temiz toplum isteklerini görmezden geliyor, RP canibinden gelen kin dolu eylem ve söylemler, irtica tehdidi endişesini güçlendiriyor, toplum hızla ayrışıyor, laik eğitim iktidarın girişimleriyle tehdit ediliyordu. 28 Şubat ile ilgili olarak önemle üzerinde durulması gereken, ileri sürülen endişelerin ne derecede haklı gerekçelere dayandığı irtica tehdidi saptamalarının ne derecede gerçek olduğudur. Türkiye’de iktidar olan AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından saptandığına göre, toplumun bölünmüşlük durumu da göz önünde bulundurulunca, endişelerin haksız olduğunu söylemek mümkün değildir. Eğitimin dinselleştirildiği, toplumun tepkilerinin kinselleştirildiği bir ortamda yaşamamız bile 28 Şubat’ta dillendirilen endişelerin gerçekliğini gösteriyor. ??? Peki, 28 Şubat bu tehditlerin giderilmesinde başarılı olmuş mudur? İçinde bulunduğumuz durum 15 yıl öncekinden daha beter olduğuna ve tehdit tehdit olmaktan çıkıp vakıaya dönüştüğüne göre, başarısızlık açıkça ortadadır. Başarısızlığın nedenlerinin başında ise laiklik ve demokrasiyi koruyacak gücün, ordu değil, sivil siyasi örgütler olması geliyor. Peki 28 Şubat etkisiz kılınmıştır da ne olmuştur? 28 Şubat etkisiz kılınarak irtica tehdit olmaktan çıkarılmış, irtica tehdit olmaktan çıkıp iktidara tırmanınca, irtica ile mücadele suç olmuştur. Bu süreçte de Türkiye demokrasiye doğru değil, aksi yöne doğru yol almıştır. Demokrasi ve laiklik açısından bakıldığında, 28 Şubat’ın başarılı olmamasında yerinecek bir şey yoktur. Çünkü başarılı olması zaten imkânsızdı. Yine aynı açıdan bakıldığında, 28 Şubat’ın başarılı olmamasında sevinilecek bir yan da yoktur, çünkü tehditler gerçek olup yaşama geçmiş ve ülke demokrasinin aksi yönüne savrulmuştur. 28 Şubat’ın önderleri, getirecekleri düzenin etkisinin bin yıl süreceğini düşlüyorlardı. Tüm bin yıllık düzen özlemleri gibi bu da bir ham hayaldi. Ne 28 Şubat bin yıl sürebilir, ne de laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuş güçlerin iktidarları... ‘Çocuklar işaretlemiş’ İSTANBUL/MALATYA (Cumhuriyet) Adıyaman’da Alevilerin yaşadığı Karapınar Mahallesi’nde evlerin işaretlenmesi üzerine İHD Adıyaman Şubesi, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Alevi dernekleri yaşananlara sert tepki gösterirken AKP iktidarında Alevilere yönelik ayrımcı söylemlere dikkat çekti. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ise işaretlerin çocuklar tarafından yapıldığını savunarak “Olayı büyütmenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum” dedi. Adıyaman’da Alevilerin yaşadığı Karapınar Mahallesi’nde evlerin işaratlenmesi akıllara Maraş katliamı öncesi yaşananları getirdi. Olayın CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün tarafından gündeme getirilmesinin ? İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Adıyaman’da Alevilerin yaşadığı mahallede evlerin işaretlenmesini ‘çocukların işi’ olarak değerlendirdi. Yaşananların Maraş katliamını anımsattığını belirten mahalle muhtarı büyük tedirginlik hissettiklerini ifade ederken Alevi dernekleri olaya sert tepki gösterdi. Hükümeti ‘nefret’ söylemleri ifade etmekle eleştiren dernekler, daha önce yaşanan kanlı senaryoların unutulmadığını belirttiler. ardından Emniyet ve valilik harekete geçti. Cumhuriyet savcılığı da soruşturma başlattı. İHD Adıyaman Şubesi, olayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu. Gelişmelerin ardından bazı mahalle sakinleri kapılarındaki işaretleri üzerini boyayarak veya silerek temizledi. Mahallenin muhtarı Mahmut Gürsu, 2 gündür büyük tedirginlik yaşadıklarını söyledi. Gürsu, “Sünni mahalle sakinlerinin kapısında herhangi bir işaret yok. (...) Aklımıza Maraş olayları gelince tedirgin oluyoruz. Bu olay provokasyon amaçlı da olabilir” dedi. Olayla ilgili dün Van’da açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ise “İlk bulgulara göre bu olayın 3 çocuk tarafından yapıldığı bilgisi ulaştı. Çünkü bu işaretler çocukların boyuna göre yazılmış. Sadece Alevilere yönelik değil, diğer vatandaşlara ait evlere de bu işaretler yapılmış. Olayı büyütmenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki araştırmalarımız sürecek” diye konuştu. levi derneklerinden tepki yağdı Alevi Bektaşi Federasyonu: Adıyaman’daki bu saldırı asla küçümsenemez. Madımak katliamı davasında canlarımızın katilleri için zamanaşımı istenirken Adıyaman’da yeni katliam provaları yapılıyor. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı: AKP’nin bir yandan Suriye için sürdürdüğü mezhep ayrımcılığına dayalı açıklamaları ve politikaları, bir yandan da bizzat bir A bakanının yer aldığı, neomilliyetçi mitingleriyle bir iç savaşında işaret fişeğini yakıyor. (...) Biz bunu Maraş’lardan, Çorum’lardan biliyoruz. Herkesi duyarlılığa davet ediyoruz. Alevi Vakıfları Federasyonu: Maraş, Çorum, Sivas, Gazi ve Ümraniye’de sahneye konan kanlı ve karanlık senaryoları hatırlatan bu olaydan ötürü, ‘Alevisi ve Sünnisi ile birlikte dostça yaşamak isteyen toplumumuzu germek, yaşama daha fazla fitne sokmak isteyenlerin yeni bir girişimi olabilir’ kaygısını doğallıkla yaşıyoruz. Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı: Medyadan izleyebildiğimiz kadarı ile mesele hükümet tarafından ‘çocukların yaptığı şeyler’ gibi gösterilerek hafife alınmaktadır. ÖĞRETMEN LİSEYE ATANDI KEMAL AKTAŞ’IN MAHKÛMİYETİ Alevi düşmanlığı ödüllendirildi! ? Suluova’da, din kültürü ahlak bilgisi dersinde Aleviliğe yönelik hakaretleri nedeniyle hakkında soruşturma açılan ilköğretim öğretmeni Abdullah Koca, aynı ilçedeki Endüstri Meslek Lisesi’ne atandı. MEHMET MENEKŞE DEP süreci yeniden mi yaşanacak Akkiraz, Adıyaman olayları ile ilgili TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi. AYŞE SAYIN/ERDEM GÜL CHP’li Sabahat Akkiraz Adıyaman’ı değerlendirdi AMASYA Amasya’nın Suluova ilçesinde öğrencilere “Kim Alevi, el kaldırsın” diye soran din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmeni Abdullah Koca’ya İl Milli Eğitim Müdürlüğü ceza yerine ödül verdi. Kadrosu bir ilköğretim okulunda olan ancak Anadolu Öğretmen Lisesi’nde görev yapan Koca, Endüstri Meslek Lisesi’ne atandı. Amasya’nın Suluova ilçesinde Anadolu Öğretmen Lisesi’nde öğrencilerine “Kim Alevi, el kaldırsın” diye soran din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Koca, “Alevilik Hz. Ali’yi sevmekse en büyük Alevi benim. Hz. Ali gibi yaşamayan Alevilere ben Alevi demem. Cemevleri camiye alternatif olamaz. Cemevinde ibadet etmek, cenaze kaldırmak doğru değil. Aleviler halifelerimizin isimlerini çocuklarına koymuyorlar” diye konuştu. Koca’ya gazetemizde çıkan haberlerin ardından soruşturma açılmıştı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Tokat Şube Başkanı Muharrem Erkan Alevilere yönelik hak ihlallerinin sürdüğünü vurgulayarak şunları söyledi: “Seçim meydanlarında Alevileri yuhalatan bir başbakan var.” ‘Korku içindeler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, 18 yıl sonra Sivas olaylarına ilişkin davanın zamanaşımına uğratılmak istendiğini vurgularken “Sivas katliamının acısını yüreğinde hisseden herkesi, solcuları, Alevileri 13 Mart’ta davalarına sahip çıkmaya davet ediyorum” dedi. Adıyaman’da Alevilerin evlerinin işaretlenmesiyle ilgili de Akkiraz, “Aleviler korku içinde, nöbet tutuyor” dedi. Akkiraz, dün parlamentoda bir grup milletvekili arkadaşıyla düzenlediği basın toplantısında, “Sivas davasının zamanaşımına uğratılmak istendiğini, iktidarın da buna alkış tuttuğunu” söyledi. Akkiraz, “İktidar ‘darbe’ diye ağlıyor, ama Alevilere uygulanan katliamlara alkış tutuyor. İşte bu AKP adaleti ve ileri demokrasi” dedi. Akkiraz, Adıyaman’da Alevilerin evlerinin işaretlenmesiyle ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: “Adıyaman’da Aleviler korku içinde. Nöbet tutuyorlar, korkuyorlar. Maraş olayları öncesinde de böyle bir işaretleme yapıldı. Onların hatıralarında böyle katliamlar var. İktidar, başta Başbakan meydanlarda Alevileri yuhalatıp, Dinayet ‘Alevilik diye bir inanç yok’ derse, bazıları da bunu kullanır. Bunu sorumlusu devlettir ve önlemini almalıdır.” CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer de, geçmişte de benzer işaretlerin yapıldığını anımsatırken “ Türkiye’de yeni karışıklıklar yeni çatışmalar yaratılmak istenebilir” dedi. Dinçer, bölgedeki cumhuriyet savcıları ve mülki idari amirlere “Lütfen görevinizi yapınız. Bunların faillerini ortaya çıkarınız” diye seslendi. ANKARA BDP destekli blok adayı olarak Van’dan milletvekili seçilen ancak tutuklu olan Kemal Aktaş’ın, kesinleşen hapis cezası nedeniyle milletvekilliğinin düşürülecek olması, halen yargılamaları süren çok sayıda BDP’li vekil bulunması nedeniyle 1994’te DEP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı gibi yeni bir sürecin başlayabileceği kaygılarını gündeme getirdi. TBMM’nin anayasanın 84. maddesindeki “Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurul’a bildirilmesiyle olur” hükmü nedeniyle, Aktaş’ın vekilliğinin düşmesine karşı bir önlem alma yoluna gitmemesi, “1994’teki dokunulmazlıkların kaldırılmasına benzer yeni bir DEP süreci mi yaşanacak” sorularına neden oldu. Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Leyla Zana başta olmak üzere çok sayıda BDP milletvekili hakkında yargılaması devam eden davalar bulunuyor. Aktaş’ın mahkumiyet kararının TBMM’ye gelmesi ve milletvekilliğinin düşürülmesi durumunda tutuklu bir milletvekilinin milletvekilliği düşürülmüş olacak. Türk, Tuğluk ve Zana ile BDP’liler hakkında da aynı durumun yaşanması durumunda ilk kez Meclis’teki milletvekili, hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle cezaevine girecek. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” sözleri çerçevesinde savcının ifadeye çağırması karşısında MİT Müsteşarı ve görevlilerine zırh kazandıran yasa çıkaran AKP, aynı tutumu seçilmiş milletvekillerinin cezaevine girmesine karşı sergilemekten yana değil. Edinilen bilgiye göre, yargıda kesinleşecek dosyaların gelmesi durumunda milletvekillerinin vekilliklerinin düşmesi ve cezaevine girme olasılığı AKP’de de değerlendirildi. AKP’li üst düzey yöneticillerden biri bu konuyla ilgili, “Evet, yargı kararıyla halen Meclis’te olan bir milletvekilinin vekilliğinin düşürülüp, tutuklanmasına anayasa cevaz veriyor. Davaları devam eden BDP’liler arasında da bu durumda olanlar var. Biz AKP olarak milletvekilliğinin düşürülmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz ama anayasa açık ve yargı bunu yapabilir. Bunu önlemenin tek yolu da anayasadaki bu hükmü değiştirmek. Ancak bunun yolu da halen başlayan ve devam eden yeni anayasa çalışmasıdır. Yeni anayasa çalışması dışında sadece tek bir maddelik anayasa değişikliği olmaz” ifadelerini kullandı. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da gazetecilerin Aktaş’ın durumuyla ilgili sorularını yanıtlarken “Bu durum karşısında sanıyorum somut dosya değerlendirilmelidir. Meclis Başkanımız mutlaka bir yöntem ortaya koyacaktır. Bana göre idari yorumla değil, kurumsal yorumla yola devam etmek lazım” dedi. DTP davası nedeniyle “siyasi yasaklı” olduğu için BDP’ye katılamayan bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk, Aktaş gibi kendisi dahil birçok BDP’linin dosyasının Yargıtay aşamasında olduğunu belirterek “Tutuklu, tutuksuz, hepimiz, milletvekilliğimizin düşürülmesi tehdidiyle karşı karşıyayız” dedi. Aktaş’ın Van’da en yüksek oyu alarak seçildiğini ve bu durumuyla verilen kararın halk iradesine “saygısızlık” olduğunu kaydeden Tuğluk, Aktaş’ın cezasının milletvekili olduktan sonra onanmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti. Yargının bu tavrını sürdürmesi durumunda BDP grubunun düşebileceğine dikkat çeken Tuğluk, “BDP’nin Meclis’te olması çözüm için bir şanstır. Bunun yerine adım adım, gruptan düşürme hedefi varsa, kaybeden Türkiye olur” dedi. AKP: Anayasaya uygun CHP’den soru önergesi CHP Amasya Milletvekili Ramis Topal ise Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde “ ‘Ehlibeyt’ konulu ders tüm Türkiye’de ‘Kim Alevi, el kaldırsın’ diyerek mi öğretilmeye çalışılıyor?” diye sordu. Öğretmen hakkında herhangi bir işlem yapılmamasını eleştiren Topal, Dinçer’e “Bu konudan haberi olup işlem yapmayan yetkililer hakkında bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz” diye sordu. ‘Gaddarca engelleniyoruz’ CHP Diyarbakır’da 2. değişiklik ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) CHP Diyarbakır il yönetimi, dün MYK kararıyla görevden alındı. 25 Şubat’ta yapılan kongrede İl Başkanlığı’na seçilen Medeni Seyrek görevden alınarak yerine Muzaffer Sayın atandı. Eski İl Başkanı Muzaffer Değer, Dersim katliamı tartışmaları sırasında 24 Kasım 2011’de Dersim halkından özür dileyince görevden alınmıştı. CHP’li iki belediyeden düşündüren yakınma ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, AKP hükümeti tarafından “‘gaddarca engellendiklerini” belirtti. Akdeniz Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen Ulusal Pazarlama İletişim Kongresi’nin 3.’sü yapıldı. CHP’li başkan Akaydın kongrede merkezi hükümet tarafından gaddarca engellendiklerini söyledi. Akaydın’ın bu söylemine “Çok haklısınız” diye katılan Büyükerşen, “Anlamadığım bir şey var. Sayın başbakan kendi partisinden olmasa bile gayret gösteren şehirlere niçin yardım etmez, bu sorunun cevabını bir türlü bulamıyorum” dedi. Kürt sorununun çözümü için eylem yapan milletvekili sayısı dörde yükseldi İnce’den Çelik’e Erbakan yanıtı ? ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, yaptığı açıklamada, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, “Erbakan Hoca mezarından kalksa bu muhalefete ne der biliyor musunuz? Herhalde şunu der: Sizi gidi ölüseviciler, sizi gidi ölüseviciler” sözlerini eleştirdi. İnce, Çelik’e verdiği yanıtta, “Sayın Erbakan bugün yaşasaydı sizin içine düştüğünüz zavallı durum karşısında ‘Sizi gidi Siyonistler sizi’ derdi” karşılığını verdi. Açlık grevinde 16. gün DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Kürt sorununun demokratik çözümü için başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevine katılan milletvekili sayısı dörde çıktı. BDP Şırnak milletvekilleri Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Şanlıurafa Milletvekili İbrahim Ayhan’ın ardından Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım da açlık grevine başladığını açıkladı. 98 BDP’li belediye başkanı da 2 günlük açlık grevine giderek milletvekillerine destek verdi. BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Kürt sorununun demokratik çözümü için açlık grevine başladığını açıkladı. BDP’nin tutuklu Şırnak milletvekilleri Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ile yaklaşık 400 tutuklunun başlattığı açlık grevi ise 16. gününü doldurdu. BDP’li 98 beleBDP’li vekillere 98 belediye başkanı da 2 gün süreyle destek oluyor. KCK’da 13 gözaltı ? MARDİN (Cumhuriyet) KCK’nin gençlik yapılanmasına yönelik polisin düzendiği operasyonda 21 Mart’taki nevruz öncesi el yapımı bomba, molotofkokteyli saldırı hazırlığında olan 13 kişi gözaltına alınırken kullanıma hazır 15 el yapımı bomba, 15 molotof ele geçirildi. BDP Kadınlar Günü’ne başladı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) BDP, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerine Hakkâri ile Mardin’in Nusaybin ilçelerinde düzenlenen iki ayrı mitingle başladı. Hakkâri’deki mitingde konuşan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, “Eğer bu ülkede barış olacaksa Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ile olacaktır” dedi. diye başkanının Kayapınar İlçe Başkanlığı’nda 2 günlük sembolik açlık grevine başlaması nedeniyle açıklama yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, barış ve demokrasi umudundan giderek uzak laştığını belirterek amaçlarının bu ülkeyi yönetenlerin ve bu ülkede yaşayan yurttaşların dikkatini onurlu bir barışa çekmek olduğunu söyledi. Baydemir, “Bütün dünya kamuoyuna ve devlet aklına çağrıda bulunuyo rum. Öcalan cezaevinde bulunduğu müddetçe Kürt halkı içinden başka bir lider çıkarma çabanız beyhudedir. Öcalan cezaevinde bulunduğu müddetçe Kürt halkı ihanet etmeyecektir” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle