19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 23. Ankara Uluslararası Film Festivali başladı ‘Tehlike kapıya dayanmış’ Uluslararası PEN Yönetim Kurulu üyesi William Nygaard, Türkiye’nin düşünce ve ifade özgürlüğü alanındaki baskıları yorumladı MELTEM YILMAZ Baskının Yaratıcısı ve Uygulayıcısıydı Şu sıralarda en ilginç filmlerden biri J. Edgar... 19241972 arasında tam 48 yıl boyunca FBI Başkanlığı yapan Hoover’ı belgelerden yola çıkılarak anlatan yapıt, ayrıntılı bir araştırmanın ürünü. Hoover denilince, sanatla ilgilenenlerin aklına Hollywood’da başlatılan “cadı avı” gelir önce. ??? 19291931 yılları arasında ABD’de ekonomi çökmek üzereydi. Kapitalist düzenin temsilcileri, bir baskı ve propaganda kampanyasına giriştiler. Ortaya “Hayat, Sovyet Rusya’yla bir savaştır” gibi sloganlar atıldı; Sovyetler Birliği’nin Amerika’yı ele geçirmek isteyen, bu amaçla geniş bir casusluk şebekesi kuran bir devlet olduğu kanısı yerleştirilmeye çalışıldı. Her komünist, Sovyet Rusya’nın bir ajanıydı. “Dünyanın en büyük gösterisi” olarak nitelendirilebilecek bir “komünist avı” düzenlendi. Bu arada İkinci Dünya Savaşı patlak verdi. ABD, büyük düşmanı SSCB’yle birlik oldu. Ama bu düşmanlık savaş sırasında da sürdü. MacArthur, 1945’te “Rusların Nazilerden daha büyük bir tehlike” olduğunu ileri sürmekten kaçınmadı. Bazı yorumcular, Amerika’nın Japonya’ya atom bombası atmasına bu görüşün yol açtığını söylediler. Avrupa’da savaş sona ermişti; Sovyetler Amerika’ya Doğu’da yardım edebilirler, zaferi paylaşabilirlerdi. Atom bombası buna engel olmak için atılmış, iki yüz bin kişi öldürülerek “Kızıl Ordu’nun pençesinden kurtarılmıştı”! Savaştan sonra Amerika’ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi, sendikalardaki, üniversitelerdeki, sinematiyatro endüstrisindeki komünistleri ortaya çıkarmak için geniş çapta bir soruşturma açtı. Bu soruşturmada suçlu bulunanlar kara listeye alındılar, işsiz kaldılar, yoksulluk çekmeye mahkum edildiler. Anayasanın kendilerine sağladığı hakka dayanarak tanıklık etmemekte direnenler “komiteyi aşağılamak” suçuyla hapse atıldılar. Whittaker Chambers ile Richard M. Nixon’ın casuslukla suçladıkları Alger Hiss, ölüm cezasına çarptırıldı. Bu arada yeni bir “önder” belirdi: Senatör McCarthy. McCarthy, komünistlerin devlet dairelerine sızdığını ileri sürerek yeni bir kampanya açtı, “cadı avı”nı hızlandırdı; Kore Savaşı’nın başlamasından komünistleri sorumlu tuttu. I.F. Stone gibi birkaç gazeteci, Kore Savaşı’na komünistlerin değil, Güneydoğu Asya’yı denetim altında tutmak isteyen Amerikan emperyalizminin yol açtığını söylediler, ama Rosenberg’lerin bu cadı kazanında öldürülmelerine engel olamadılar. Amerika’da “ihanet yılları” olarak adlandırılan bu dönemin en önemli yaratıcılarından ve uygulayıcılarından biri Edgar Hoover’di. Adı kısa sürede “soğuk savaş”la özdeşleşti. ??? Başmimarı Hoover olan, çıkarlar, kara çalmalar, yalanlar üstüne kurulu bu eylemlere dünyada birçok aydın karşı çıktı. Albert Einstein’ın 12 Haziran 1953 tarihli New York Times gazetesinde yayımlanan “açık mektup”unu bir daha aktarmak istiyorum: “Bu ülke aydınlarının karşı karşıya bulunduğu sorun son derece ciddidir. Gerici politikacılar bütün aydınlara kuşkuyla bakılmasını sağlamakta başarılı olmuşlardır. Bu başarıdan sonra şimdi öğretme özgürlüğünü baskı altına alma, kendilerine boyun eğmeyenleri aç bırakma çabalarına girişeceklerdir. Aydınlar azınlığı buna karşı ne yapmalıdır? Gerekirse cezaevine girmeyi, parasız kalmayı, ülkenin çıkarları uğruna kendi çıkarlarından olmayı göze almalıdırlar. Bunu yaparken anayasaya sığınmamalı, onurlu bir yurttaşın böyle soruşturmalara katılamayacağını haykırmalıdırlar. Yeterli sayıda kimse bunu yapabilirse, başarı kazanılır. Başarı kazanılamazsa, bu ulus köle olarak yaşamayı zaten kabullenmiş demektir.” Açılışta Türkan Şoray rüzgârı esti SELDA GÜNEYSU ANKARA Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı’nca düzenlenen “23. Ankara Uluslararası Film Festivali”nin açılışında “sinemanın sultanı” unvanını taşıyan Türkan Şoray rüzgârı esti. Açılışta, Ömer Lütfi Akad’ın yönettiği Türkan Şoray’ın rol aldığı “Vesikalı Yârim” filmi gösterildi. Şoray, “Sinema öyle bir büyü ki, hepimiz bu büyünün etkisiyle buradayız. Ankara Uluslararası Film Festivali’ne Türk sinemasına yaptığı katkılardan ötürü teşekkür ediyorum” dedi. “Vesikali Yârim”in senaristi, yönetmen Sefa Önal da, “Bugün Türk sineması kendini arıyor. En sevindiğim taraf bu. Bıkmıyorlar, çok fazla film çekiliyor. Bir sinemacıyı bundan daha mutlu eden ne olabilir ki” görüşünü dile getirdi. MEB Şura Salonu’nda önceki gün gerçekleştirilen “23. Ankara Uluslararası Film Festivali”nin açılışının sunuculuğunu İpek Tanrıyar yaptı. Gecenin en anlamlı anlarından biri olan özel ödüllerden ilki olan “Sanat Çınarı Ödülü”nü, seramik sanatçısı Prof. Hamiye Çolakoğlu aldı. Ardından sahneye davet edilen Panayot Abacı’ya, “Kitle İletişimi Ödülü” verildi. Son olarak da mizah yazarı Aziz Nesin’in anısına Burçak Evren’e “Aziz Nesin Emek Ödülü” verildi. Gecede, geçen yıl yaşamını yitiren yönetmen Ömer Lütfi Akad da anıldı. “12’den 12’ye Düşünce ve İfade Özgürlüğü” başlıklı sempozyuma katılan Uluslararası PEN Yönetim Kurulu üyesi ve Norveç Yayıncılar Birliği eski başkanı William Nygaard, Türkiye’deki düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin sorularımızı yanıtladı. Nygaard, “Hukuki açıdan bakıldığında Türkiye gerçekten oldukça karmaşık bir durumda” diye söze başlayıp, şöyle devam ediyor: “Türkiye cezaevlerinde şu anda 104 tutuklu gazetecinin bulunduğunu duyduğumda şok geçirdim. Demek ki, dedim kendime, Türkiye düşündüğümden çok daha karmaşık bir durumdaymış.” Ardından sözü AKP hükümetine getiriyor Nygaard, hükümetin elde ettiği ‘olağanüstü’ güce rağmen hukukun ileri gitmediğine dikkat çekerek: “Anlayamadığım konu, Türkiye’de bu kadar güçlü bir hükümetin neden böyle uygulamalarda bulunduğu... Bugün AKP hükümetinin kendini güvende hissederek ülkeyi demokrasi ile yönetmesi beklenirdi, tabii eğer Türkiye’deki rejim varlığını sürdürmek istiyorsa... Bakın şu an Ortadoğu’daki ülkelerde Arap Baharı yaşanıyor. AKP, bu ülkelerde yaşananları hiç mi dikkate almıyor? Günümüzde tüm dünya, de ? “Bilgi teknolojisinin son hızla geliştiği günümüzde despotik rejimler görünmez kılınamaz. 12 Eylül döneminde askerlerin hayata geçirdiği uygulamalar bugün sivil bir hükümet olan AKP tarafından gerçekleştiriliyor.” Fotoğraf: VEDAT ARIK luluğuna ilişkin ise şunları söylüyor: “IPA, bu hafta Ahmet Şık ve Nedim Şener’in daha önce serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılaşmıştır. Şimdi Türk yetkililere, yayıncı Ragıp Zarakolu’nun da serbest bırakılması için çağrı yapıyoruz. IPA, yüksek güvenlikli F tipi tutukevlerindeki sert tutukluluk koşullarının, Ragıp Zarakolu’nun sağlığını etkileyebileceğinden ciddi bir endişe duyuyor. nur kırıcı muamele’ Bütün bu süreç boyunca Zarakolu, 28 Ekim1 Kasım 2011 tarihleri arasında dört günü aşan bir süre poliste gözaltında kaldı, sağlıksız koşullarda, uykusuz bırakılarak tutuldu, aşağılayıcı ve onur kırıcı muamele ve uygulamalara maruz kaldı. IPA, Zarakolu’nun hapse atılmasının, Türkiye’nin ifade ve yayın özgürlüğü ilkelerine tam olarak saygı göstermediğinin bir simgesi olduğu kanısında.” Nygaard, söyleşimizi başına gelen ilginç bir olayı anlatarak noktalıyor. Salman Rushdie’nin 1989’da yayımlanan “Şeytan Ayetleri” adlı kitabını bir yıl sonra Norveç’te yayımlayan Nygaard bu yüzden silahlı saldırıya uğramış. Gerçi failler hâlâ bulunamamış, ama bugün bir tehditle karşı karşıya olmadığı için kendini güvende hissediyor Nygaard. ‘O mokrasiye daha fazla başvurmak zorunda.” Nygaard, bilginin toplumu çok daha şeffaf bir hale getirdiğini vurguluyor, “Bu da demek oluyor ki şiddet görünmez kılınamaz artık” diyerek, şöyle devam ediyor: “Bilgi teknolojisinin son hızla geliştiği günümüzde, despotik rejimler görünmez kılınamaz. Bu nedenle Türkiye’de yaşananların gerçekten korkutucu olduğunu düşünüyorum. Geçmişte, 12 Eylül döneminde askerlerin hayata geçirdiği uygulamalar, bugün sivil bir hükümet olan AKP tarafından gerçekleştiriliyor. Oysa ki yüzde 50 oyla iktidara gelmiş bir hükümet, ülkesi için çok daha iyi şeyler yapmak zorunda. Gücün şiddetle elde tutulabileceğini düşünmek çok dar bir bakış açısı. Düşünce ve ifade özgürlüğü bu anlamda çok önemli bir işaret, eğer bu alanlar kontrol altındaysa, ülkede bir otokontrol de varsa büyük bir tehlike kapıda demektir.” Nygaard, Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin Türkiye’yle ilgili en fazla üzerinde durduğu konulardan biri olan Ragıp Zarakolu’nun tutuk İzzet Keribar’dan ‘Farklı Yaklaşımlar Üzerine’ ? Kültür Servisi Geçen günlerde “2011 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”ne değer görülen İzzet Keribar’ın “Farklı Yaklaşımlar Üzerine” adlı fotoğraf sergisi önceki akşam Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açıldı. Daha önce açılan üç ayrı temalı sergiden fotoğrafların da yer aldığı sergide 50’e yakın eser yer alıyor. Sergideki görüntüler özellikle modern sanat müzelerinde, sanat etkinliklerinde ya da dünya kentlerinin modern yapılarının yanında çekilmiş. Keribar’ın sergisi, 30 Mart’a kadar görülebilir. Rolling Stones turneye çıkmıyor ? Kültür Servisi Rock topluluğu The Rolling Stones’un, kuruluşunun 50. yılında dünya turnesine çıkmayacağı bildirildi. Rolling Stone dergisine konuşan grubun gitaristi Keith Richards, yeni bir turne için hazır olmadıklarını, 2013’ün yeni konserlerden bahsetmek için “daha gerçekçi” bir yıl olacağını söyledi. Topluluğa yakın bir kaynak ise “topluluğun tam bir turne yapmak istemediğini, seyahat etmek istemediklerini ve Richards’ın sağlık durumuyla ilgili kaygılar bulunduğunu” kaydetti. sabitfikir 1 yaşında ? Kültür Servisi Aylık güncel edebiyat dergisi “sabitfikir” 1 yaşında. Derginin mart sayısının dosya konusu ise Twitter ve edebiyat. Hasan Cömert’in “Twitter’da edebiyat mümkün mü?” başlığıyla hazırladığı dosyada Twitter kullanan yazar ve şairlerin görüşüne de yer veriliyor. Derginin eleştiri bölümünde de Ömer Türkeş, Yeni Zelandalı yazar Janet Frame’in “Bir Başka Yaza Doğru” kitabını değerlendiriyor. Endonezya gölge kuklaları ? Kültür Servisi 21 Mart Dünya Kukla Günü, ülkemizde 15’inci Uluslararası İstanbul Kukla Festivali kapsamında Endonezya kuklalarından oluşan “Java’nın Silueti” sergisiyle kutlanacak. Sergi, 21 Mart13 Mayıs tarihleri arasında Forum İstanbul’da görülebilecek. Sergide, kuklaseverlerle buluşacak eserler Uluslararası İstanbul Kukla Festivali Sanat Yönetmeni Cengiz Özek’in özel koleksiyonundan bir seçkiyle oluşturuldu. Sergide, 150200 yıllık antika Endonezya gölge ve el kuklaları yer alıyor. Şiirin Altın Portakal’ı verildi ? Kültür Servisi 16. Altın Portakal Şiir Ödülü’ne “Yalangezen” adlı kitabıyla Mahmut Temizyürek değer görüldü. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından verilen ödül yarın saat 11.00’de Antalya Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende verilecek. Bursa Kitap Fuarı’nda bugün ? Kültür Servisi Bursa Kitap Fuarı’nda bugün Cumalıkızık Salonu’nda 15.1516.15 saatleri arasında “Behiç Ak ile Çize Yaza Gülümseten Öyküler” başlıklı söyleşi düzenlenecek. Çekirge Salonu’nda 13.1514.15 saatlerinde Mine Kırıkkanat’ın konuşmacı olarak katılacağı “Aşk Varmış, Aşk Yokmuş” ve Bejan Matur’un konuşmacı olduğu “Şiir ve Politika İlişkisi” başlıklı söyleşiler gerçekleşecek. Uludağ Salonu’nda ise 14.3015.30 saatlerinde Işık Öğütçü’nün konuşmacı olduğu “Orhan Kemal’in Hayatı ve Yapıtları” başlıklı söyleşi düzenlenecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle