18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 2010’da kırsal bölgelerde yaşayanlarda azalan yoksulluk, nüfusun yoğunlaştığı kentlerde yükseldi Yoksullaşıyoruz ? Satın alma gücü paritesine göre 4.3 dolar sınırı esas alındığında, kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanlarda 2009’da yüzde 11.92 olan yoksulluk oranı 2010 yılında yüzde 9.61’e düşerken, kentsel yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı yüzde 0.96’dan yüzde 0.97’ye yükseldi. Ekonomi Servisi 2010 yılında yoksulluk, kırsal bölgelerde yaşayanlarda azalırken kentlerde yaşayanlarda arttı. Satın alma gücü paritesine göre 4.3 dolar sınırı esas alındığında, kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanlarda 2009’da yüzde 11.92 olan yoksulluk oranı 2010’da yüzde 9.61’e düşerken, kentsel yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı yüzde 0.96’dan yüzde 0.97’ye yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 yılına ait Yoksulluk Çalışması sonuçlarını açıkladı. Satın alma gücü paritesine göre kişi başı dolar cinsinden yoksulluk sınırlarına göre yoksulluk oranları düşüyor. Kişi başı günlük harcaması, satın alma gücü paritesine göre 2.15 doların altında kalan fert oranı, 2009 yılında yüzde 0.22 iken, bu oran 2010 yılında yüzde 0.21 olarak tahmin edildi. 4.3 dolar sınırına göre ise 2009 yılında yüzde 4.35 olan yoksulluk oranı 2010’da yüzde 3.66 olarak hesaplandı. 2002’den itibaren yayımlanan harcamaya dayalı mutlak yoksulluk göstergelerinin, Türkiye’nin sosyoekonomik yapısını ortaya koyacak ve uluslararası kıyaslamalara imkân verecek şekilde revize edilmesi amacıyla, TÜİK’de ulusal ve uluslararası uzmanlarla birlikte değerlendirme çalışmalarına başlanıldı. Ancak çalışmalar sonuçlanıncaya kadar, ulusKişi başı günlük harcaması, satın alma gülararası karşılaştırmalarcü paritesine göre 2.15 dolar sınırı esas alında önem taşıyan satın dığında Türkiye genelinde 2002’de yüzde 3.04 olan alma gücü paritesine yoksulluk oranı 2010’da yüzde 0.21’e geriledi. 4.3 dogöre kişi başı dolar lar sınırına göre ise yoksulluk oranı 2002’de yüzcinsinden yoksulde 30.30 iken bu oran 2010’da yüzde 3.66’ya inluk oranları açıkdi. Kentlerde de kişi başı günlük harcaması, satılanıyor. nalma gücü paritesine göre 2.15 doların altında ka Emekçinin Adı Yok... Isınmaya çalışırken en ucuzundan, kolay alev alan çadırlarda diri diri yanınca medyada manşetlere değer haber oldular.. Tıpkı şimdilerde aklımıza bile getirmediğimiz madende taşeron eliyle çalıştırılmış, iş cinayeti, göçük, toprak altında kalanların ölülerinin çıkarılması bile dert olmuş işçiler gibi acı yaşamöykülerinin her ayrıntısı didiklenerek, ahlavahla birkaç gün konuşulacak, sonra unutulacaklar.. Yanmış, kimlikleri tanınamayan cesetlerin üzerinden DNA testi ile adlarının belirlenmesinden başlayarak, acıklı yaşamöykülerinden, en ucuz emek, çaresiz yaşam, çalışma koşulları, gaddarca sömürülmeleri, insanlık dışı koşullarda çalıştırılıp barındırılmaları, haklarının gaspı, ölüme gidişte nefes aldıkları son saatlerde başlarına gelenler canlandırılarak, birkaç günlüğüne arkalarından ağıtlar yakılacak.. Yaşamlarının en trajik öyküleri ile zenginleşmiş haberlerin yarışında zirvede kalacakları gün sayısı, yerlerine gelecek yeni trajik haber akışı ile bağlantılı olacak.. Ülkemizde gündemde olmak ve unutulmak öylesine nankör bir akış ki.. Dün, tekil bir olay olsa da çocuklarını ısıtmakta son çare saç kurutma makinesini büyüğünün eline veren, sonra da intihar eden annenin öyküsü çadır yangınını gündemde haber olmaktan düşürmüştü bile.. Afganistan’da unuttuğumuz askerlerimizi helikopter kazası ve ölümleri ile anımsadık. Suriye’den bir günde binlerle artan çatışmalardan yeni kaçışlar, çadır kamplar açılması sorunu ile birlikte, bu kez Ortadoğu’nun sıcak mezhepler, aşiretler çatışması bataklığında boğulma tehdidi ile içimizdeki yerleşik korkuyu alevlendirdi.. Yani dramatik çadır yangınıyla bile işçi sınıfımızın, emekçinin adını, elbette sorunlarını birkaç günlüğüne gündemimizde tutma, tartışma şansımız yok. Zaten bu kadar cahilane, ideolojisinden, yasal, sendikal haklarından uzak tutarak, ağıt yakma halleriyle tartışmanın da ne anlamı, ne de bir yararı olacak. Bu konuyu, nerede ise günübirlik küllenmeye yüz tutarken bu yazıya taşıma nedenim de, medyamızdaki tartışmaların dayanılmaz ciddiyetsizliği, hafifliğinden olacak.. Çalışma Bakanı, iktidar sözcüleri, Başbakan, çıkacak yasa, alınacak işçi sağlığı önlemleri müjdeleri yanında, destekledikleri üretim ilişkilerinde suç ortaklığı yaptıkları işverenleri günah keçisi yaparak sorumluluktan sıyrılmaya baktılar.. Bizleri bir kez daha aptal yerine koydular.. Medyamız, Başbakanımızın ustaca yönlendirmesinde, yandıktan sonra sigorta edilen işçilere takıldı. İçimizdeki öfkenin odağına yangınla suçüstü yakalanan işveren soyut olarak oturtuldu. Türkiye’de milyonlarca işçinin kayıt dışı, sigortasız çalıştırıldığı, siyasi erkin sistematik bu tabloya göz yumduğu gerçeği görülmez oldu.. ??? Sanki her zaman işçinin ancak ölümü, ağır yaralı iş kazası sonrası sigortalı yapıldığı gerçeği yokmuş gibi davranıldı. Sanki Türkiye’nin, yıllardır iş kazalarında en çok ölüm ve yaralı rekorlarını kıran, dünya ölçeğinde de hep en son sıralarda olduğu.. istatistiklerle bilinmiyormuş gibi.. Ölümler ve yaralanmalar saklanamadığı için kazalarda dünya rekoru kıran Türkiye’de işçinin canının, sağlığının kıymeti harbiyesinin olmadığının tersine kanıtı ise meslek hastalıkları kayıtlarının hiç olmaması, sıfırlarda yazılması.. AKP iktidarı dünden bugüne görev almış değil ki.. Çoğunluk iktidarlarında yıllar içinde hem kayıt dışı, hem kuralsız, hem çok daha ucuza, angarya çalıştırmada patlama yaşanmış. Sabahtan akşama kirli piyasalar düzeni üzerinden yaratılan medyatik algılamada sendikalı, toplusözleşmelerden yararlanan işçiler dibe çekilir, ucuz emek sömürüsüne hızlı kayış yaşanırken, ekonomik mucizenin sihirli anahtarı olarak emek sömürüsü pazarlanırken, işçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri, denetimleri her boyutu ile geriye çekilirken.. Hepsi sözleşmeli, göreceli güvenlik önlemleri alınmış koşullardaki kamu eliyle maden üretiminin içine taşeronlar sokmuş iktidar iradesi söz konusu iken, göçükte ölenlere ağıt, cenaze namazlarına koşturmacanın insani anlamı olabilir mi? Zaten çok yetersiz işçi sağlığı, iş güvenliği denetimleri katlanarak işletilmez hale sokulmuşken ucuz çadırı yanan tek patrona hesap sormak ne kadar dürüstlük olur? Ya da daha kötüsü gerçekten ibret olsun boyutunda hesap sorulacak mı? İktidar, Çalışma Bakanlığı gerçekten emekçinin haklarını geliştirmekten yana hangi sosyal, siyasal politikaları, sendikal hakların işletilmesini geliştirecek adımları atıyor ki.. Çalışma istatistikleri, emekçinin haklarının gasp edilmesinden yana yapılanların, atılan adımların en çıplak aynası.. 1960’lı yıllardan günümüze ve AKP iktidarlarında, sendikal haklar, işçi ücretleri, çalışma koşullarındaki bozulma, işçinin sağlığı, yaşam hakkının tehdit altında olması konularında öylesine büyük geriye gidişler yaşandı ki.. Askeri darbeler dönemleri de içinde olmak üzere hiç bu kadarı, işçi sınıfı için kitlesel damping, çaresizlik süreci görülmemişti.. TÜİK’ye göre zenginleştik, ama... lan fert oranı 2002’de yüzde 2.37 iken oran 2010’da yüzde 0.04’e geriledi. 4.3 dolar sınırına göre ise 2002’de yüzde 24.62 olan oran 2010’da yüzde 0.97’ye düştü. Bu veriler ile Türkiye’nin zenginleştiği tablosu çizilse de sendikaların rakamları, geniş bir kitlenin geçim derdinde olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, DİSK’in bu yıl ocakta yaptığı hesaplamaya göre, milyonlarca asgari ücretli yoksullukla boğuşuyor. DİSK’in araştırmasına göre yılın başında zamlı ücret alan, asgari ücretli öğün başına 69 kuruşla karnını doyurmak, 226 liraya ısınmak ve barınmak zorunda. Asgari ücretli milyonlarca işçi, çocuk başına ancak 2.5 lira eğitim için harcama yapabiliyor. Astaldi, POSCO, Park, MAPA, STFA, Güriş, Atlı Makina, Yapı Merkezi ve Cengiz İnşaat talip Üçüncü köprü kuyruğu Karden’den İstanbul’a ‘Symbol’ proje Ekonomi Servisi Karden İnşaat, Beylikdüzü’nde inşa ettiği residence, ofis ve alışveriş merkezini buluşturan yeni projesi ‘Symbol İstanbul’la görücüye çıktı. Projede stüdyo daireler 85 bin TL ve üzeri, 1+1’ler 138 bin TL ve üzeri, 2+17’ler 179 bin TL ve üzeri, 3+1’ler 272 bin TL ve üzeri 4+1’ler se 510 bin TL ve üzeri fiyatlarla satışa sunulacak. Karden İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Paşa Karadeniz’in verdiği bilgiye göre Symbol İstanbul projesi için 150 milyon TL yatırım yapılacak. Proje Aralık 2014’te teslim edilecek. Nisan sonuna kadar lansman fiyatlarının geçerli olacağı projede daire alanlara yüzde 10 indirim yapacaklarını kaydeden Karadeniz, Symbol İstanbul’da şu ana kadar 600’e yakın kesin talep aldıklarını söyledi. Sinpaş GYO Bosphorus City, İstanbul Sarayları, Aqua City 2010, Lagün, Bursa Modern projelerinde üç seçenekli bir kampanya başlattı. ? İstanbul Boğazı’na inşa edilecek 3. köprünün yapımı için ihale takviminin başladığı günden bugüne kadar yerli ve yabancı 9 yatırımcı grubu şartname aldı. Ekonomi Servisi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 28 Ocak’ta ilana çıkılan ve YapİşletDevret (YİD) modeli ile inşa edilecek köprü ihalesine katılmak için İtalya’dan Astaldi, Güney Kore’den POSCO, Park Holding, MAPA, STFA, Güriş, Atlı Makina, Yapı Merkezi ve Cengiz İnşaat şartname aldı. 5 Nisan’da yapılacak ihale için yerli ve yabancı şirketler ihale dokümanlarını inceleyerek şartname almaya devam ediyor. Bu çerçevede, İspanya’dan OHL, Japonya’dan Mitsubishi, Avusturya’dan Porr, İtalya’dan Vinci, Japonya’dan IHI, Obayashi ve Kajima ile Portekiz’den Motogrill şirketleri ihale dokümanlarını inceledi. 200 MİLYON DOLARLIK PROJE İCRALIK Ekonomi Servisi İş dünyasının duayen isimlerinden Rıza Kerim Tanyeri’nin başında bulunduğu Cer Grup’a ait Gala Town isimli gayrimenkul projesi icradan satışa konuldu. 236 daire ve dört ayrı parsel arsa toplam 31 milyon lira tahmini bedelle icradan satışa konuldu. Cer Grup’tan yapılan açıklamada, alağişik kampanya da başlatan Sinpaş caklı banka ile anlaşma noktasında oldukları, icra sürecini düşüGYO birinci seçenekte yüzde 55 recekleri ifade edildi. Cer Grup bünyesindeki Cer Yapı’nın İzmit Darıca’daki Gala Town projesi Bayramoğlu mevkisinde bulubanka kredisi, yüzde 15’te 12 ay nuyor. Gebze İcra Müdürlüğü’nün yürüttüğü icra ihalesi 7 sonra vade; ikinci seçenekte yüzde Mayıs’ta yapılacak. 200 milyon dolarlık Gala Town pro35 peşin ve yüzde 65 Sinpaş GYO jesi bünyesinde toplam 350 konut, butik otel ve alışbünyesinde vade farksız 55 ay taksit; veriş merkezi yapılması planlanıyordu. Tanyeri üçüncü seçenekte ise yüzde 15 peşin ve Ailesi bünyesindeki Cer Grup, 2005’te yüzde 8’de ara ödeme imkânı sunacak. konut sektörüne girdi. Sinpaş 1700 konut satmayı hedefliyor Ekonomi Servisi Bosphorus City, İstanbul Sarayları, Aqua City 2010, Lagün, Bursa Modern projelerini hayata geçiren Sinpaş GYO, ‘Mutlu Evler Herkese’ sloganıyla 2012’de 1700 daire satmayı amaçlıyor. Sinpaş GYO Kurumsal İletişim ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Ekinci ve Sinpaş GYO Satış ve Satış Sonrası Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özkan Öztürk düzenledikleri toplantıda Sinpaş GYO olarak, bugüne dek 6.964 aileye ev sattıklarını açıkladılar. Geçen yıl 695 milyon TL ciro elde eden şirket bu yıl bunu 850 milyon TL’ye çıkarmayı amaçlıyor. Mutlu Evler Herkese sloganını ile üç de MUSTAFA KOÇ: Türkiye büyüme şampiyonu olur Ekonomi Servisi Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Türkiye’nin 2011 yılını dünyanın en çok büyüyen ikinci ekonomisi olarak tamamlayabileceğini söyledi. Koç, Arçelik’in Türkiye’nin dört bir yanından gelen yetkili satıcıları ile Antalya’da bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada bugün dünya ekonomisinin Avro krizinin yayılması riski ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Koç şöyle devam etti: “Avro Bölgesi için büyüme oranı yüzde 1 ila 2 arasında sınırlı kalmış görünüyor. Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi için beklenen büyüme oranı ise yüzde 5’ler seviyesinde. Dünya, Avrupa ve bölge ekonomilerindeki bu endişeli duruma karşın, Türkiye’nin 2011 sonunda gerçekleşmesi beklenen büyüme oranı yaklaşık yüzde 8.3 seviyesinde. Beklentilerin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye 2011’i dünyanın en çok büyüyen ikinci ekonomisi olarak tamamlayabilir. 2012’de de aynı performansı bekliyoruz.” Yabancının gözü emlak fırsatlarında ? Realty World’ün Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan, 2011’de yüzde 108 büyüdüklerini ve bu performansın yabancıları şaşırttığını belirtirken mütekabiliyetin kaldırılması, kentsel dönüşüm ve 2B’nin emlak sektörünü daha da hareketlendireceğini söyledi. FATMA KOŞAR GİRNE Önümüzdeki dönemde mütekabiliyet şartının kaldırılması, kentsel dönüşüm ve 2B yasalarıyla daha da hareketlenmesi beklenen Türk gayrimenkul sektöründeki büyüme ve yüksek getiri, yabancıların ilgisini çekiyor. ABD merkezli gayrimenkul danışmanlık firması Realty World’ün Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan, 2011’de yüzde 108 büyüyerek merkezi de şaşırttıklarını söylerken yabancıların piyasayı yakından takip ettiğini söyledi. Baygan, gayrimenkul piyasası ve Realty World’ün faaliyetlerine ilişkin şu bilgileri verdi: ? 2010’da 70 olan franchise ofis sa yımızı, 155’e yükselttik. 2011’de en hızlı büyüyen kuruluş olduk. 2012’de de 250 ofise ulaşırız. Yüzde 100’ün üzerinde büyümeyi öngörüyoruz. Türkiye’nin büyümesi Realty World ABD’den daha hızlı. 2013 hedefimiz 270 ofis. ? Türkiye üzerinden komşu ülkelere de açılma planlarımız var. ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor. ? Mütekabiliyet Yasası’nın çıkması ile birlikte Türkiye’de konut başta olmak üzere gayrimenkul sektöründe büyük bir hareketlilik olacak. Avrupa’da emlak yatırımlarında geri dönüş süresi 3035 yıl iken Türkiye’de bu süre 1013 yıl. ? Konutta kısmi bir yavaşlama var. 2011 sonu ve 2012’nin sert kış koşullarının etkili olduğu iki ayında yüzde 2025 yavaşlama oldu. Ama bu yavaşlamayı telafi edecek hareketi bu aydan itibaren öngörüyoruz. 2013’te 2011’deki büyümeyi yakalarız. Önümüzdeki dönemde emlak fiyatları aşağı gitmez. Fiyatların adım adım yükseldiğini de görüyoruz. Birinci elde markalı konut projelerinin zaten satış sorunu da yok. Öte yandan, Realty World Türkiye 2011 yılı emlak satış şampiyonlarını ödüllendirdi. Realty World Türkiye’nin başarılı emlak danışmanları ve ofis sahiplerini ödüllendirildiği etkinlik, 1315 Mart tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Girne’de gerçekleştirildi. Garanti Koza İnşaat ve Koza Yönetim’in sponsor olduğu Mustafa Baygan 2011 yılı Realty World Türkiye Kupası’nda toplam 11 kategoride 75 ödül verildi. Flo, Lumberjack’i aldı Ekonomi Servisi Ziylan Ayakkabıcılık bünyesinde faaliyet gösteren Flo, İtalyan ayakkabı devi Lumberjack’i satın aldı. Ziylan Ayakkabı Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Büyükekşi, yakın zamanda dünyanın en ünlü spor ayakkabı markalarından birini daha alacakları bilgisini vererek şunları söyledi: “Lumberjack markası İtalya’nın en köklü ve büyük ayakkabı markasıydı. Firma sahibi vefat ettikten sonra yönetim, eşine ve çocuklarına kaldı. Yürütemediler ve satma kararı aldılar. Bu işi bir yıldır takip ediyorduk. İyi bir fiyata bu markayı aldık. İtalya’nın ekonomik krizde olması da bizim için fırsat oldu. Markanın Avrupa’da satış fiyatı 150 Avro ile 350 Avro arasında değişiyordu. Türkiye’de bu fiyatları revize edeceğiz. Üretim yine Türkiye’de olacak. Markanın patent ve tüm tasarım ekibini Türkiye’ye getiriyoruz. Önümüzdeki dönemde dört yeni marka daha almayı planlıyoruz. Avrupa ve dünyaya açılmak istiyoruz.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle