20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Diyarbakır’da kazıya kar rötarı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır’ın tarihi İçkale mevkisinde JİTEM’in sorgu merkezi olarak kullanılan ve 11 Ocak’tan beri 29 kişiye ait kafatası ve kemiklerin bulunduğu alanda dün kar yağışı nedeniyle kazılara ara verildi. Kazılarla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, kazı yapılan yerin hiçbir zaman Kemal Burkay’dan Elçi’ye ağır yanıt Haber Merkezi Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) kurucusu ve eski lideri Kemal Burkay, ülkeye dönüşünü “devlet projesi” olarak nitelendiren KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi’ye tartışma yaracak bir yanıt verdi. Burkay, kanser hastası olan ve kemoterapi tedavisinden dolayı saçları dökülen Elçi için “Anlaşılan Şerafettin’in yalnızca saç sorunu yok, beyni de sorunlu. Bana acıdığını söylemiş. Bana acıma Şerafettin kendine acı...” ifadelerini kullandı. Elçi’nin eleştirilerine kaleme aldığı“Şerafettin sorunu” başlıklı makalede yanıt veren Burkay, “Ülkeye dönüşüm bazı kişiler tarafından bir AK Parti, hatta devlet projesi gibi gösterildi. Bu tam bir yalan, tam bir masal. Beni tanıyanlar, 75 yıllık mücadelemi bilenler bunu da bilirler. Ne yazık ki Elçi de bu masalcıların kervanına katıldı” diye yazdı. Çelik, KDP’li Hawrami ile görüştü ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Kuzey Irak Yerel Yönetimi KDP Dış İlişkiler Sorumlusu Hemin Hawrami başkanlığındaki heyeti AKP Genel Merkezi’nde kabul etti. Görüşmenin ardından Hawrami ile ortak basın toplantısı düzenleyen Çelik, “AKP olarak KDP ile birçok noktada işbirliği geliştirmeyi düşünüyoruz” dedi. mezarlık olarak kullanılmadığına dikkat çekti ve kemiklerin topluca gömülmesinin bir katliamın işareti olduğunu söyledi. Aktar, “Burada bulunan kemiklerden dolayı ilk olarak JİTEM akla geliyor. Bu durum, JİTEM’in bu coğrafyada yarattığı vahşetin derin bir toplumsal travma yaratmasından kaynaklanıyor” dedi. Mehmet Emin Aktar, kazıların kepçeyle yapılmasının insanları incittiğini vurguladı. Gazete Yakmadan Gazeteciye Özgürlük 93 medya kuruluşu, bundan bir süre önce “Gazetecilere Özgürlük Platformu” adı altında bir oluşumun çatısı altında toplandılar. Haklarında ‘özel yetkili ağır ceza mahkemeleri’nde terör suçu şüphelisi savı ile ardı ardına açılan davalar, yayınlanma aşamasında toplanan kitaplar nedeni ile sağlanan bu birlikteliğin sözcülüğü iki ayda bir, o kuruluşlar arasında devralınıyor. 1 Şubat’ta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Basın Konseyi’ne geçen sözcülük görevini konseyin başkanı olarak benim üstlenmiş olmamı, Taraf yazarı Yıldıray Oğur dünkü köşe yazısının konusu olarak almış. Baştan aşağı ya dayanağı olmayan ya da kaç kez yalan olduğu ortaya konulduğu için “son kullanım tarihleri” geçmiş olan isnatlarla örülmüş bu yazı nedeni ile elbette ispat hakkı tanıyarak yargıya gitsem Başbakan gibi, ben de bu meslektaşımı tazminat ödemeye mahkum ederim. Ama politikacılık dönemimde de, ondan önce ve sonraki gazetecilik uğraşılarımda da hiçbir gazeteci ile yargı önünde hesaplaşmayı düşünmedim. Okurlarımdan özür dileyerek bugünkü “Düzyazı”yı “Ya Gazetecilere Özgürlük Ya Yakarız Bu Gazeteleri” başlıklı yazının sahibine vermek istediğim yanıta ayıracağım. Tan gazetesine yönelik 4 Aralık 1945’te CHP’nin İstanbul parti müfettişi Alaattin Tiritoğlu tarafından düzenlendiği sonradan belirlenen mitinge katılan binlerce öğrenci arasında, İstanbul Hukuk Fakültesi birinci sınıfının 1 aylık öğrencisi olarak Anayasa Hukuku dersi sırasında sınıfa giren Tahsin Atakan’ın elindeki Tanin gazetesinde “Kalkın Ey Ehli Vatan” manşetini sallayarak “Beyazıt Meydanı’nda toplanıyoruz” çağrısına öteki öğrencilerle birlikte katılmış olmam, Tan Matbaası’na saldırarak tahrip eden güruh içine karıştığımı size hangi somut kanıtlar yazdırıyor Bay Yıldıray Oğur? O miting için Taraf yazarlarından Sayın Alper Görmüş’ün birkaç yıl önce bir haber dergisinde yazdıklarına da verdiğim yanıtta anlattıklarımı görmezden gelmek, ‘Basın Meslek İlkeleri’ni okuma zahmetinde bulunmadan yazar olmaya heves etmek değil midir? Sıkılmadan bir de kalkıp Can Dündar’ın bir yazısı üzerine benim gazete basarak kariyerime başladığımı yazabilen birisi, 67 Eylül olaylarını düzenleyen ‘derin devlet’in o günkü elemanlarının yıllar sonraki açıklamalarını bile saptırmaktadır. 67 Eylül olaylarını düzenleyen dönemin iktidarının emrindeki Özel Harp Dairesi olduğunu dairenin başındaki General Sabri Yirmibeşoğlu da anlatmış değil midir? Ben Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nde İstanbul gazetelerinden istenilen iki temsilcisinden birisi olarak görev aldığım için 4 ay 20 gün Harbiye Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldım ve ilk duruşma başlamadan salıverildim. Ve ağır ceza mahkemesinde tek duruşma sonunda aklandım. Bir başka koğuşta da bizim gibi suç işlememiş Mihri Belli ve Sevim “Tarı” Belli gibi günahsız Marksist görüşlü yurttaşlar vardı. Taraf yazarı, 1957’de avukat olarak İstanbul Askeri Mahkemesi’nde ünlü 9 subay davasının sanıklarını savunmuş olmamı da dünkü yazısında suçlama konusu yapacak kadar avukatlık mesleğinin ne olduğunu bilmekten acizdir. O davanın sanıklarının “1” numaralı ismi benim yedek subay olarak görev yaptığım Milli Savunma Bakanlığı Temsil Bürosu’nun başkanı Kurmay Albay Cemal Yıldırım’dır. Kaldı ki, bir avukat, eroin satıcısının ya da adam öldüren birisinin savunmanı olduğu için nasıl suçlanamazsa, darbe yapmaktan sanık olan kişi ya da kişilerin de vekili olmaktan dolayı suçlanma şöyle dursun eleştirilemez de... Bay Yıldıray, 15 yıl aralıksız olarak çok partili parlamenter demokrasinin Kâbe’si olan TBMM’nin çatısı altında kişi özgürlüğünü, emeğin ve emekçinin haklarını savunan çalışmalara katılmış, milletvekilliği 12 Eylül darbecilerinin TBMM’yi basması sonunda elinden alınmış, sıkıyönetim mahkemelerinde hesap vermeye çağrılmış, sosyal demokrat eski bir politikacıyı suçlamaya kalkışarak yanlış kapı çaldığınızı söyleyeceğim. Tekrarlıyorum! Meslek anlayışım nedeni ile sizinle yargı önünde değil, ama olanak verilirse televizyon kanallarında da hesaplaşmaya hazırım. Ta ki, kafanızdaki hakkımdaki dogmaları yanlış adreslerden edindiğinizi anlatıncaya kadar. Albay Çillioğlu soruşturmasında savcılık yakalama kararı çıkardı KCK’den 19 kişiye daha tutuklama ? BATMAN (Cumhuriyet) Batman Cumhuriyet Savcılığı’nın geçen cumartesi günü terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu iddia edilen KCK’ye yönelik operasyonunda gözaltına alınan 42 kişiden 19’u tutuklandı. Öte yandan İstanbul’da KCK’ye yönelik düzenlenen operasyonda, geçen hafta Zeytinburnu, Küçükçekmece, Beyoğlu ve Maltepe’de araç yakılması ve ses bombası atılması olaylarına karıştıkları öne sürülen 5 kişi gözaltına alındı. Yeşil’e kırmızı başvuru SELAHATTİN ŞAHİN Beyoğlu’nda 4 araç kundaklandı ? İstanbul Haber Servisi Yenişehir Mahallesi’nde park halinde bulunan 4 otomobil, üzerine benzin dökülerek kundaklandı. Bazı yurttaşlar, su kovalarıyla yangına müdahalede bulunurken, bölgeye sevk edilen itfaiye ekibi yanan araçları kısa sürede söndürdü. Maddi hasarın meydana geldiği kundaklama olayına karışan 2 kişi, olay yeri yakınlarında polis ekipleri tarafından yakalandı. Hakem Dinçdağ’ın davası ertelendi ? İstanbul Haber Servisi Cinsel tercihi nedeniyle işten çıkantılan hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) karşı açtığı tazminat davasının 4. duruşması dün yapıldı. Dava, TFF tanıklarının duruşmaya gelmemesi nedeniyle 5 Haziran 2011 tarihine ertelendi. TFF, eşcinsel hakem Dinçdağ’ı 2009 yılında hakemlikten men etmiş ve kendi rızasını almadan Dinçdağ’ın eşcinsel olduğunu basına açıklamıştı. MALATYA Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürütürken 1994’te lojmanında intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu’nun ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten savcılık, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım ile “Bozo” kod adlı Yusuf Geyik’in yakalanması için mahkeme kararı çıkardı ve zanlıların kırmızı bültenle aranması için de Adalet Bakanlığı’na müracaatta bulundu. Savcılık, ölümleri şüpheli bulunan eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ile eski Mardin Yeşil Jandarma Alay Komutanı Rıdvan Özden, eski Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın ve Tuğgeneral Temel Cingöz’ün soruşturma dosyalarını ilgili savcılıklardan istedi. Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda, Kazım Çillioğlu’nun ölümüyle ilgili olarak, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım ve “Bozo” kod adlı Yusuf Geyik hakkında arama ve yakalama kararı çıkarılmasını istedi. Mahkeme de savcılığın talebini olumlu bularak, bu kişiler hakkında arama ve yakalama kararını çıkardı. Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekilliği, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım ile “Bozo” kod adlı Yusuf Geyik’in Interpol aracılığıyla, kırmızı bültenle aranması için de Adalet Bakanlığı’na müracaatta bulundu. Halkın tepkisini yatıştırmak için görevden alınmış Albay isyan etti İktidar Uludere haberlerinden rahatsız oldu AYŞE SAYIN Ankara’da akaryakıt operasyonu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı çalışmalar sonucu Ankara, Adana, Çanakkale, Kocaeli, Şanlıurfa ve Niğde’de eşzamanlı operasyon düzenlendi. 23 kişi gözaltına alındı. Zanlıların, sınır illerden kaçak olarak soktukları akaryakıt ruhsatı olmayan istasyonlarda piyasaya sürdükleri belirlendi. Şüpheli ölümlere mercek Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği ayrıca, ölümleri şüpheli bulunan eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ile eski Mardin Jandarma Alay Komutanı Rıdvan Özden, eski Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın ve Tuğgeneral Temel Cingöz’ün soruşturma dosyalarını ilgili savcılıklardan istedi. ANKARA TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun görüştüğü Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, Uludere’de 34 sivilin öldürüldüğü operasyonun hemen ardından en üst askeri yetkili olan Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Hüseyin Onur Güney’i görevden aldırmasının gerekçesini, “Ben kendimin de görevden alınmamı talep ettim, ancak İçişleri BaAKP’li Komisyon Başkanı Aykanı kabul etmedi. Böylelikle, han Sefer Üstün, dün Başbakan halkın soruşturmanın adaTayyip Erdoğan’la görüşerek letle yapıldığı duygusunu Uludere ziyaretiyle ilgili bilgi verdi. hissetmelerini istedim” sözÜstün’ün bu görüşmenin ardından leriyle savundu. Görev yebasın toplantısı yaparak, komisyon ri değiştirilen Albay Güney üyelerinden alınan bilgiye dayanılaise komisyon üyelerine, rak yapılan haberleri eleştirmesi dik“Adana’da okuyan kızıkat çekti. Üstün, inceleme sonuçlanma arkadaşları ‘34 kişiyi madan ve komisyonun raporunu yazöldüren albayın kızı’ dimadan “olayla ilgili yorum ve açıklayorlar, psikolojim bozuldu” diye dert yandı. ma yapılmasının TBMM İnsan Haklarını yanlış bilgilenİnceleme Komisyodirmeye yol açtınu’nun inceleme geziğını” ileri sürdü. sinde, ilginç ayrıntılar Üstün, bir soru ortaya çıktı. Komisyon üzerine, Heron üyeleri, olayın hemen görüntülerini, koardından Vali Özkan’ın misyonda uzmanisteğiyle Gülyazı Sınır lar eşliğinde izleAlay Komutan Vekilliği mek istediklerini görevinden alınan ve bildirdi. Üstün, görev yeri değiştirilen görüntülerin hanAlbay Hüseyin Onur Gügi kurumdan isteney ile de görüştüler. neceğine ilişkin Albay Güney, bunu hiçsoruyu yanıtlarbir şekilde hak etmediken hangi kuğini belirtirken görevden rumlarda varsa alınması ve deşifre edilonlardan, Mecmesi nedeniyle de kalis’in muhatap muoyunda “34 kişinin ölümünden sorumluymuş” alAyhan Sefer Üstün olacağı kurumlardan isgısına yol açtığını ifade etteyeceklerini belirtti. İstihbaratın ti. Bu olay nedeniyle psikokimden alındığını araştırıp araştırlojisinin bozulduğunu anlamayacaklarına ilişkin soru üzerine tan Güney, “Bilgimiz, soÜstün, ellerindeki bilgi ve belgerumluluğumuz olmadığı halde leri değerlendireceklerini, adım görevden alındım. Kızım Adaadım ilerlediklerini anlattı. Kona’da öğrenci, ama şimdi okula gidemiyor, arkadaşları ona, ‘34 misyon Başkanı Ayhan Sefer insanı öldüren albayın kızı’ diÜstün, hava harekâtı emrini yorlarmış. Bunu kim telafi edecek” kim, nasıl verdiğinin önemli diye konuştu. olduğunu kaydederek koVali Özkan, yüksek mülki idare misyonun bundan sonra amiri sıfatıyla kendisinin ve en yükda çalışmalarını rahat sek askeri birim olarak da alay kobir şekilde sürdüremutanının görevden alınmasını taceğini belirtti. lep ettiğini bildirdi. Böylelikle halk ‘Pilota sorun’ ta olayın sorumlusu olabilecek en yüksek düzeydeki yetkililerin görevden el çekmesiyle, “soruşturmanın adaletle yapıldığı duygusu” oluşacağını kaydeden Özkan, “Ancak İçişleri Bakanı, benim görevden alınmamı uygun görmedi” savunmasını yaptı. 23. Jandarma Sınır Komutanı Tümgeneral İlhan Bölük de “Biz de görevden alınmasına gerek olmadığını söyledik, ancak dinlenmedi” görüşünü dile getirdi. CHP’li komisyon üyesi Malik Ecder Özdemir, Albay Güney’in “olayın paniği ya da üstlerden gelen baskı” nedeniyle görevden alınmış olduğu izlenimi edindiklerini ifade etti. Yaptıkları incelemenin en önemli sonucunun, yerel askeri ve sivil yöneticilerin askeri operasyondan haberinin olmadığının ortaya çıkması olduğunu belirten Özdemir, “Önceden köylüler, bu olayda oradaki askeri birliklerin sorumlu olduğunu düşünüyorlardı, ‘bizim kaçakçılık yaptığımızı bile bile niye bombaladılar’ diye suçluyordu. Şimdi böyle olmadığı ortaya çıktı” dedi. BDP’li komisyon üyesi Ertuğrul Kürkçü ise Albay Güney’in görevden alınmasının nedeninin, bölge halkının tepkisini yatıştırma amaçlı olduğunu söyledi. Güney’in kaçakçılıkla mücadeleyi “çok ciddiye aldığı” ve kaçakçılık yapan çok sayıda insanı tutukladığı için köylüler tarafından “sevilmeyen” bir asker olduğu izlenimi edindiğini belirten Kürkçü, “Ancak eğer söylenenler doğru ve yerel askeri birliklerin bu operasyondan haberi yoksa, albayın bu can kayıpları ve olayın oluş şekli konusunda sorumlu tutulup teşhir edilmesi adaletsizliktir” dedi. Kürkçü, komisyon olarak inceleme sonucunda “operasyon talimatının Ankara’dan tasarlandığı”ndan emin olduklarını, ancak bu emrin hangi düzeyde verildiğinin belirsiz olduğunu anlattı. Kürkçü, bu konuda yerel askeri yöneticilere de “emri kimin verebileceğini” sorduklarını anlatan Kürkçü, “Pilota sorun’ dediler. O nedenle bu Uludere incelemesi işin bir boyutu, mutlaka komisyon olarak pilotla da konuşmamız gerekir” görüşünü dile getirdi. Memura kredili aracı bildirme zorunluluğu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, krediyle satın aldığı aracın mal bildirimini 1 aylık süresi içinde yapmayan memura kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesini öngören yasa hükmünü anayasaya aykırı bulmadı. Anayasa Mahkemesi, başvuruyu oybirliğiyle reddederken, karar Resmi Gazete’de dün yayımlandı. Vali Öz, habercileri ‘kriterlere uygun’ yazmaları konusunda uyardı Unutulan sanık için duruşma günü İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 19 sanığın yargılandığı davada unutulan tutuksuz sanık Coşkun İğci için yeni bir dava dosyası açıdı. İğci, 13 Şubat’ta yargıç karşısına çıkacak. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012 tarihinde açıklanan kararda, davanın tutuksuz sanıklarından ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen sanık Yasin Hayal’in eniştesi ve jandarma muhbiri olan Coşkun İğci hakkında hüküm vermemeşti. Bu nedenle, İğci için yeni bir dosya açmak zorunda kaldı. İğci 13 Şubat’ta duruşmaya çağrıldı. Sanık hakkında, savunması tamamlanırsa karar verilebilecek. Cumhuriyet savcısı Hikmet Usta, 19 Eylül 2011’de açıkladığı mütalaasında, İğci’nin Dink cinayetine katıldığına ve terör örgütü üyesi olduğuna dair kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı gerekçesiyle beraatını istemişti. Validen gazetecilere gözdağı MEHMET MENEKŞE AMASYA Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi hakkında hem gazetemizde hem de bazı yerel gazetelerde yer alan haberler üzerine, hastaneyi ziyaret eden Vali Abdil Celil Öz, burada yaptığı açıklamada gazetecilere adeta gözdağı verdi. Vali Öz, gazetecilere, “Haberleri yumuşatmadan yazarsanız kamu kuruluşlarından daha az haber alacaksınız!” uyarısında bulundu. Hastaneyi gezip eksiklikleri basına açıklayan ve Sağlık Bakanlığı’nın cevaplaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi veren CHP Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın ismini vermeden “Siyaset burayı gezip, burada eksiklikler var şöyle böyle diyebilir” diyen Öz, “Şimdi siz böyle haber yaptığınız zaman kamu kuruluşlarından daha az haber alacaksınız. Size bilgi veren kamu görevlilerini mümkün olduğunca ön plana çıkarmamanız lazım” diye konuştu. Öz, kamu personelini de şu söz lerle uyardı: “Siyaset burayı gezip burada eksiklikler var şöyle böyle diyebilir. Ama buradaki kamu görevlisinin böyle bir şey söyleme hakkı, yetkisi yok. Bazen bulunduğu ortamın verdiği havayla kamu görevlilerimiz bazen aşabilirler. Sizin de bu konularda bazen fren yapmanız lazım. Arkadaşlarımızı da ikaz ediyoruz, bir daha konuşulmayacak. ‘Burada kötü çalışıyoruz, burada hizmetler yürümüyor’ diye hiçbir kamu görevlisinin konuşma hakkı yok.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle